Hava Durumu

#Köy

TOURISMJOURNAL - Köy haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Köy haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Lavanta kokulu köyde hasat başladı Haber

Lavanta kokulu köyde hasat başladı

Isparta'nın Keçiborlu ilçesine bağlı Kuyucak köyünde, temmuz ve ağustos aylarında yüzbinlerce kişinin ziyaret ettiği bahçelerde lavanta hasadı başladı. Toplamda bin ile 5 bin metrekare arasında değişen bahçelerde yetiştirilen lavantalar ekonomik katkısının yanı sıra güzel görüntüsü ve kokusuyla turizme de katkı sağlayarak, insanları kendisine çekiyor. Kuyucak köyünde 25 yıldır lavanta üreticiliği yapan Baysal Tezcan sıcak havaların etkisiyle hasadın bu yıl erken başladığını belirterek “ Hasadımız bir hafta önce başladı. Sabah 5 buçuk gibi bahçelere gelerek kesime başlıyoruz, 11 gibi kesimi bitirerek topladığımız lavantaları kazanlara basarak kaynatıp yağını çıkarıyoruz. Bu yıl havalar sıcak olduğundan dolayı lavantalar erken açtı. Yağışların az olması sebebiyle geçen yıla göre bu yıl hasadımız daha zayıf” dedi. Konuşmasının devamında lavanta fiyatlarından bahseden Tezcan “Lavantanın yaş olanı bu yıl 5 TL, kuru lavanta çiçeği ise belirlenmedi ama geçen yıl 39 TL'den satıldı. Bu yıl bin ile 5 bin metrekare arasında yetiştirdiğimiz lavantada 1 buçuk, 2 ton civarında rekolte bekliyoruz” şeklinde konuştu. Geçen yıl Dubai'ye ihracat yaptığını söyleyen üretici Tezcan bu yıl 100 bin kese lavantayı göndermeyi hedeflediğini söyledi. “Lavantadan elde edilen ürünler dünya pazarında yer alıyor” Isparta Ziraat Odası Başkanı Mustahattin Can Selçuk hava sıcaklıklarından dolayı gül ve domateste olduğu gibi lavantada da hasadın erken başladığını söyleyerek “Isparta'da üretilen lavantalar tıbbı aromatik bitkilerde gül, aronya, kekik yağı olduğu gibi lavanta yağımızda çıkar. Lavantadan elde ettiğimiz lavanta yağı Avrupa ülkelerine, Hollanda, Fransa'ya gidiyor. Burada üretilen ürünlerimiz dünya pazarında yerini alıyor” dedi. “Hasat başladığını duyduk geldik, hoş kokularla karşılaştık” Lavanta tarlalarını ziyaret etmek için İstanbul'dan geldiğini söyleyen Mehmet Şimşek “Biz Antalya'ya tatile gitmiştik. Dönüşte burada hasat başladığını duyduk buraya geldik ve çok memnun olduk, güzel bir ortam ve hoş kokularla karşılaştık. Benim ilk deneyimim daha önce hiç lavanta bahçesi görmemiştim burası çok hoş” açıklamalarında bulundu. İzmir'den gelen misafirlerini gezdirmek için lavanta bahçelerine getirdiğini söyleyen Sertan Gezer ise “Kuyucak köyünün bu güzelliğini, doğa harikasını görmek için geldik. Misafirimiz bu güzellikleri görmek için İzmir'den geldiler bizde ona eşlik etmek ve tanıtmak için geldik. Yetiştirenlere, emeği geçenlere çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

500 yıllık köyün konağı restore edilerek misafirlere açıldı Haber

500 yıllık köyün konağı restore edilerek misafirlere açıldı

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı 5 asırlık tarihi köy Çomakdağ Kızılağaç Mahallesi’nde 170 yıllık konak, restore edilerek konuk evi olarak misafirlerin hizmetine sunuldu. Aslına uygun olarak restore edilen tarihi konak bir yandan misafirlere hizmet verirken diğer yandan 5 asırlık kültürün yaşatılmasını sağlayacak. Tarımıyla, kültürüyle, turizmiyle, doğasıyla, tarihiyle Türkiye’nin en dikkat çeken kırsal mahallelerinden biri olan Çomakdağ Kızılağaç Mahallesi’nde 170 yıl önce Hacı Binbaşı Muhammet tarafından inşa ettirilmiş, yörenin en dikkat çekici evlerinden biri olan konak aslına uygun olarak restore edildi. Köy Konağı ve Konuk Evi olarak hizmet verecek binanın açılışı için yapılan törende konuşan Çomakdağ Kültür Turizm Araştırma ve Geliştirme Derneği (ÇOKDER) Başkanı Hasan Yıldırım, “Atalarımızın bize bırakmış olduğu miras olan konağın en güzel şekilde restore edildi. Bu bina, Hacı Binbaşı Muhammet Dede’nin. Günümüzden 169-170 yıl önce yaptırdığı bir bina. O günden bu yana köyümüze gelen misafirlerin konaklama yeri. Bu bina aynı şekilde bundan sonra da aynı işlevini yerine getirecek. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Hacı Binbaşı Muhammet Dedemiz ve 170 yıl önce bina yapımında katkı sağlayan herkesin mekanı cennet olsun” dedi. Hacı Binbaşı Muhammet’in torunlarından Çomakdağ Kızılağaç Mahalle Muhtarı Hüseyin Alkaya ise, Köy konağına yeniden eski canlılığı verebilmek için emek veren herkese teşekkür etti. Konuşmaların ardından projenin hayata geçmesine katkı sağlayan Milas Çomakdağ-Kızılağaç Mahalle Muhtarı Mustafa Alkaya, Mimarlar Odası Muğla Şubesi Milas Temsilcisi Gürtan Ünal, Mimar Ayşegül Keskin Bağcıoğlu, Mimar Atilla Düz, Arena Restorasyon’a ve Çomakdağ Kültür Turizm Araştırma ve Geliştirme Derneği (ÇOKDER) Başkanı Hasan Yıldırım’a plaket takdim edildi. Kurdele kesiminin ardından ise aslına uygun olarak restore edilip donatılan konak gezildi.

Dünya'nın en iyi turizm köyleri: İzmir'den iki köy listede Haber

Dünya'nın en iyi turizm köyleri: İzmir'den iki köy listede

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (BM/UNWTO) turizmi kırsal kalkınma, dönüşüm ve toplum refahı için pozitif bir güç haline getirme hedefi ile 2021 yılında "BMDTÖ En İyi Turizm Köyü" girişimini başlattı. Bu çerçevede üye devletler, en fazla 15 bin nüfuslu, tarım, ormancılık, hayvancılık ve balıkçılık gibi geleneksel faaliyetlerin yürütüldüğü, geleneksel yaşam tarzını ve değerlerini sürdüren ve bu yönde turizm vizyonuna sahip gelişmekte olan en fazla 8 destinasyon ile başvuruda bulunabiliyor.   2023 yılında BMDTÖ tarafından ilan edilen kriterlere uygun olarak seçilen destinasyonlara ilişkin başvurular (adaylık formu, başvuru formu, görsel işitsel materyal, sunum) Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tamamlandı. 2023 yılı için İzmir Selçuk’taki Şirince Köyü "En İyi Turizm Köyü" unvanını almaya hak kazandı. Erzincan -Kemaliye ve Antalya-Kale Üçağız köyleri de "İyileştirme Programı"na (Upgrade Program) katılmaya hak kazandılar.   Türkiye'den En İyi Turizm Köyleri listesine giren köyler ise şöyle: Mustafapaşa köyü-Nevşehir Mustafapaşa, Nevşehir ilinin Ürgüp ilçesine bağlı bir köydür. Köyün adı, 1476 ve 1927 yılı kayıtlarında Sinason olarak geçmektedir. 1966 yılında beldeye dönüşen kasabanın belediye statüsü, nüfusunun 2000 kişinin altına düşmesi üzerine 2013 yılında sona erdi. Köy; Nevşehir iline 23 km, Ürgüp ilçesine 5 km uzaklıktadır. Mustafapaşa antik dönemde adı Sinasos olan eski bir Rum köyü. Kapadokya’nın en doğal kalmış yerlerinden olan Mustafapaşa Ürgüp’e 6 km, Nevşehir’e ise 25 km mesafede bulunuyor. Mustafapaşa gezilecek yerler açısından öylesine zengin ki, Ürgüp’e geldiğinizde buram buram tarih kokan bu şirin kasabaya da en az diğer bölgeler kadar zaman ayırmanız gerekiyor. Mustafapaşa 1924 nüfus mübadelesine kadar Ortodoks Rumlarının yaşadığı ve 700’e yakın taş konağın olduğu bir köymüş. Köyün sakinleri ise o dönemde şarap ve tıbbi ürünler satan varlıklı tüccar Rumlarmış. Mübadeleyle köyün sakinleri Yunanistan’a gönderilip yerine Türk nüfus yerleştirilmiş. Taş işçiliğini sanatsal bir mimariye dönüştüren Sinasos mimarları, bölgede anlatılan bir rivayete göre Mardin’den ve Suriye sınırından gelmiş. Rivayetin gerçek olabileceğini düşündüren ise Mardin’deki evler ile Mustafapaşa evlerinin gerçekten de birbirine çok benzemesi. Günümüzde Kültür Bakanlığı tarafından korunan kasaba 1981 yılında turizme açılmış. Mustafapaşa’da asırlık yaşıyla 93 ev, sayısı 30’a yakın kilise ve şapel görsel bir tarih şöleni sunuyor. Taraklı Köyü-Sakarya Tarih boyunca doğal yapısını korumayı başaran ender noktalardan birisi olan Taraklı, Sakarya'ya bağlı bir ilçe olarak Türkiye'nin en gözde destinasyonlarından biridir. Sakin Kent unvanına sahip olan bu büyüleyici ilçe, doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleriyle adeta bir masal diyarını andırır. Taraklı, tarihi ve doğal güzellikleriyle sizi büyüleyecek bir destinasyondur. Sakarya'nın bu gizli cennetini ziyaret ederek hem tarihi dokusunu keşfedebilir hem de doğanın kucağında huzurlu anlar yaşayabilirsiniz. Tarih boyunca doğal yapısını korumayı başaran ender noktalardan birisi olan Taraklı, Sakarya'ya bağlı bir ilçe olarak Türkiye'nin en gözde destinasyonlarından biridir. Sakin Kent unvanına sahip olan bu büyüleyici ilçe, doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleriyle adeta bir masal diyarını andırır. Taraklı, tarihi ve doğal güzellikleriyle sizi büyüleyecek bir destinasyondur. Sakarya'nın bu gizli cennetini ziyaret ederek hem tarihi dokusunu keşfedebilir hem de doğanın kucağında huzurlu anlar yaşayabilirsiniz. Taraklı gezisi, unutulmaz anılarla dolu bir macera olacak. Bunun için işte sizlere Taraklı gezilecek yerler önerilerimiz; Sakarya'nın doğal güzellikleriyle ünlü ilçesi Taraklı, keşfedilmeyi bekleyen birçok güzelliği bünyesinde barındırıyor. Bu doğal güzelliklerin en başında gelen ve Taraklı'nın en gözde yaylalarından biri olarak kabul edilen Karagöl Yaylası, muhteşem doğası ve sunduğu eşsiz deneyimlerle ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Türkiye'nin tarih dolu köylerinden biri olan Taraklı, sahip olduğu eşsiz Osmanlı dönemi evleriyle büyüleyici bir destinasyon olarak öne çıkıyor. Taraklı Evleri, bu köyü ziyaret edenlerin gözlerini ve ruhlarını etkileyen otantik güzellikleri ile ünlüdür. Taraklı’da gezilecek yerler arasında Taraklı Evleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun estetik ve zarif mimarisi örneklerini en iyi şekilde yansıtan yapılar arasında sayılmaktadır. Bu tarihi evler, köyün tarihine tanıklık etmek isteyen ziyaretçilere kendilerini geçmişin sıcak kucaklamasında hissettiriyor. Köyün dokusunu oluşturan bu evlerden yaklaşık olarak 80 tanesi özenle koruma altına alınmıştır. İzmir- Birgi köyü Birgi Köyü, tarihi ve kültürel değerleri, eşsiz doğal güzellikleri ve UNESCO Dünya Mirası statüsü ile İzmir ve Türkiye'nin gurur kaynaklarından biridir. Tarihi yapıları, geleneksel yaşam tarzını yansıtan evleri ve mistik atmosferiyle Birgi Köyü, hem yerli hem de yabancı ziyaretçiler için keşfedilmeye değer bir destinasyondur. Tarih ve doğa severler için adeta bir hazinedir. Birgi İzmir'in Ödemiş ilçesinde yer alan bir köydür. İlçe merkezine 10 km uzaklıkta bulunur. Birgi Köyü, tarihi ve kültürel değerleriyle öne çıkan bir yerleşim yeridir. Eşsiz mimarisi, tarihi yapıları ve doğal güzellikleri ile dikkat çeken Birgi, aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almış nadir bölgelerden biridir. Birgi, tarihi zenginlikleri ile adeta açık hava bir müze gibidir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalma tarihi evleri, camileri, medreseleri ve çeşmeleri barındırır. Bu tarihi yapılar, dönemin mimari tarzını yansıtarak ziyaretçilere geçmişe görsel bir yolculuk yapma fırsatı sunar. Köyde özellikle Birgi evleri, geleneksel Türk ev mimarisinin en güzel örneklerinden birini sunar. Taş ve ahşap malzemelerin ustalıkla kullanıldığı bu evler, avluları, cumbalı pencereleri ve ahşap işlemeleri ile dikkat çeker. Evlerin her biri, dönemin yaşam tarzını yansıtırken, aynı zamanda estetik bir güzellik sunar. Köyde yer alan tarihi cami ve medreseler, dini ve kültürel hayatın bir zamanlar nasıl yaşandığını gösterir. Aydınoğlu Mehmet Bey Camii ve Çakırağa Medresesi gibi yapılar, taş işçiliği ve detaylı süslemeleriyle öne çıkar. Bu yapılar, dönemin sanatını ve estetiğini yansıtır. İzmir Şirince köyü İzmir'in Selçuk İlçesi'ne bağlı ve Selçuk'a 8 kilometre mesafede tarihi mimarisi korunmuş turistik bir köydür. Özgün adı olan Kırkınca'nın efsanevi bir çağda dağlara vuran kırk kişiye atfen verildiği rivayet edilir. Rum telaffuzunda Kirkice, Kirkince ve nihayet Çirkince gibi biçimler alan bu ad, Cumhuriyet'in ilk yıllarında dönemin İzmir valisi Kazım Dirik'in talimatıyla Şirince şeklinde resmileştirilmiştir. 19. yüzyılda, özellikle ihracata yönelik incir üretimiyle ünlü, 1800 haneli bir Rum kasabası olarak bilinmekteydi. 1923'te Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi sonucu Rumların ayrılmasıyla (Çoğu Katerini'nin Nea Efesos köyüne yerleşmiştir), Kavala'nın Müştiyan (Moustheni) ve Somokol (Domatia) köylerinden gelen mübadillerle iskân edilmiştir. Köyün evvelce bağcılık, şarap üretimi ve zeytinciliğiğe dayalı olan ekonomisi, bir tütün bölgesinden gelen yeni sakinlerinin elinde bir süre sekteye uğramış, ancak son yıllarda artan turistik önemine paralel olarak, bu sektörler yeniden gelişmeye başlamıştır. Bağcılık ve zeytinciliğin yanısıra, şeftali, incir, elma, ceviz yetiştirilir. 1950'li yıllarda 2000-3000 civarında iken sonradan 700'e kadar düşen köy nüfusu, 1990'lı yıllardan itibaren turizmin gelişmesiyle birlikte tekrar yükseliş eğilimi içine girmiştir. Köyde halen bazı Rum evleri pansiyon olarak hizmet vermektedir.

Bu köylerde hayat var! Fethiye'nin bir birinden güzel 9 köyü... Haber

Bu köylerde hayat var! Fethiye'nin bir birinden güzel 9 köyü...

Fethiye ilçesinin çevresinde birçok köy bulunmaktadır. Bu köyler, Fethiye'nin doğal güzellikleri ve tarihi dokusu ile çevrili, sakin ve geleneksel yaşam tarzını koruyan yerlerdir. İşte size Fethiye'nin en çok ziyaretçi 9 köyünü tanıtmaya çalışacağız... Kayaköy Kayaköy, Fethiye'nin en ünlü köylerinden biridir. Köyde, Rum Ortodoks cemaatinin terk ettiği eski evler yer almaktadır. Bu evlerin inşası, 19. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Kayaköy, 1923 yılında Yunanistan ile Türkiye arasında yapılan nüfus mübadelesi sonrası terk edilmiştir. Köy, günümüzde bir müze olarak kullanılmaktadır. Fethiye tatilinde kesinlikle görmeniz gereken yerlerin başında geliyor. Saklıkent Saklıkent, Fethiye'nin doğal güzellikleriyle ünlü köylerinden biridir. Köyde, doğal kaynak suları ve şelaleler yer almaktadır. Köyün yakınlarındaki Saklıkent Kanyonu, ziyaretçiler için popüler bir turistik mekandır. Kanyon, 18 kilometre uzunluğunda olup, 100 metre yüksekliğindedir. Saklıkent'te yerel lezzetleri tatmayı unutmayın aynı zamanda Saklıkent Kanyo'nunda buz gibi sularında yürümemelisiniz, yanınızda terlik götürmenizde fayda var. Çalış Günbatımının en güzel izlendiği yer olarak tanımlanan Çalış, 4 km.lik kumsalı ile sıcak yaz akşamlarında serin esintisi ile "Caretta Caretta"ları ile, su sporlarına elverişli denizi ile çok sayıda nitelikli konaklama tesisi, restoranları, barları, alış veriş ve ulaşım olanakları ile ilçe turizminin en gözde yerlerinden biridir. Sahil boyunca restoran, bar, otel bulunmaktadır. 3 km uzunluğunda bir yürüyüş parkuru sahil bandı izlemektedir. Burada ayni zamanda sörf basta olmak üzere birçok etkinlik de yapılmaktadır. Yanıklar Yanıklar, Fethiye'nin yerli halkının en sevdiği köylerden biridir. Köyde, geleneksel Türk yemekleri tüketilmektedir. Özellikle, etli yaprak sarması, kuru fasulye ve pilav gibi yemekler, Yanıklar köyünün meşhur yemeklerindendir. Üzümlü Üzümlü, Fethiye'ye yaklaşık 20 kilometre uzaklıktadır ve yeşillikler içinde sakin bir köydür. Nar ve üzüm bahçeleri ile ünlüdür. Köy, doğa yürüyüşleri ve trekking rotaları için popülerdir. Ölüdeniz Berrak suyu ve güzel kumsalıyla ünlü olan Ölüdeniz, Fethiye'nin 14 km güneyinde bulunan bir mahalledir. Ölüdeniz, turkuaz renkli denizi, beyaz kumsalı ve eşsiz manzarasıyla dünyanın en güzel plajlarından biri olarak kabul edilir. Ölüdeniz, ismini denizin sakinliğinden almıştır; çünkü burası kıyıları boyunca genellikle rüzgarsızdır ve su yüzeyi sakin bir göl gibi görünür. Tatilciler arasında popüler bir destinasyon olup, plajları, su sporları olanakları ve eşsiz bir manzara sunar. Özellikle paragliding tutkunları için Ölüdeniz, Babadağ Dağı'ndan atlayış yapma fırsatı sunan bir merkezdir. Ölüdeniz, aynı zamanda çevresinde yer alan köyleriyle de dikkat çekmektedir. Göcek Göcek, Fethiye'nin en güzel köylerinden biridir. Köyde, yemek kültürü de oldukça gelişmiştir. Göcek, özellikle yatçılar arasında popüler bir destinasyondur. Bölgedeki birçok koy ve ada, yatçılar için mükemmel bir konaklama ve denizcilik deneyimi sunar. Göcek Koyu, çevresindeki adalar ve koylarla ünlüdür. Göcek'te, zeytinyağlı yemekler, deniz ürünleri ve kebaplar sıklıkla tüketilmektedir. Ayrıca, köyde yer alan restoranlar, turistlerin yoğun ilgisini çekmektedir. Faralya Faralya, Fethiye'nin doğal güzellikleriyle ünlü köylerinden biridir. Köy, yemyeşil ormanlarla çevrilidir. 2023 senesi ile birlikte Faralya Türkiye'nin en güzel balayı otellerine ev sahipliği yapmaktadır, gün batımı burada muazzam güzellikte olup Faralya Kelebekler Vadisine çok yakın konumdadır. Kabak Kabak, Fethiye'nin doğal güzellikleriyle ünlü köylerinden biridir. Köy, deniz seviyesinden yaklaşık 600 metre yüksekte yer almaktadır. Köyde, doğal kaynak suları ve şelaleler bulunmaktadır. Ayrıca, Kabak Koyu da turistlerin sıklıkla ziyaret ettiği bir turistik mekandır. Kabak Koyu ayrıcam kamp severlerin uğrak yeridir ve genç yaştaki yerli turistlerinde ilgi odağıdır.

Deniz, dağ ve köy 3’ü 1 arada 2023 sezonunun gözdesi oldu Haber

Deniz, dağ ve köy 3’ü 1 arada 2023 sezonunun gözdesi oldu

Bulgaristan, denizde güneşli plajı, dağın yeşil serinliği ve köy turizminin eşsiz imkanlarıyla bağdaştırma fırsatı sunan nadir yerlerden biri. Bu yaz söz konusu 3’ü 1 arada tatil sunan aile otelleri ve konuk evlerinde doluluk oranı 0 oldu. Fiyatlardaki artışa rağmen, yerli ve yabancı turistin birçoğu deniz, dağ ve köy turizminin karışımı tatil paketlerini seçti.   Tatil köylerinin kalabalığı ve kaosundan kaçarak, sessiz bir koyda plajı, dağ ve orman yürüyüşleri ve köylerin otantik havasıyla birleştirme imkanına kavuşuyor bu paketleri seçen turistler.   Bulgaristan’da köy evleri kiralayan bgvakancia sitesinden Velizar Gotsev: “Köyde bir misafir evini iki aile tarafından kiralandığında, çok daha ucuza geliyor ve tatil de ekonomik oluyor” dedi ve şöyle devam etti:  „Bu evlerin bir kısmı, birkaç farklı turizm seçeneği olan yerlerde bulunuyor. Bulgaristan’ın eşsiz doğası ve coğrafyası buna müsait. Örneğin Güneyde Istranca Dağında, Burgas’ın altında Fazanovo, Pismenovo, Kosti gibi köyler var, dağın eteklerinde oldukları gibi, deniz kıyısına da sadece 10 km uzaklıkta. Bu küçük dağ köylerinden Kiten ve Primorsko otomobil ile 10 dakika uzaklıkta. Köye yerleşiyorsun, etrafın dağ ile çevrili ve aynı zamanda araba ile birkaç dakika sonra en yakın plaja gidebiliyorsun”.   Buradaki konuk evleri ve aile otelleri turistlere çok güzel şartlar sunuyor. Dağ manzaralı teraslar, ev hayvanları, sebze- meyve bahçeleri, çocuk oyun alanı, mutfak, klima, ücretsiz WiFi sunulan konfordan sadece bir kısmı.   Köy evlerinden bazılarında havuz da var, bazılarında ise yöresel tariflerde yemek sunan restoranlar bulunuyor. 

Sosyetenin en ünlü koyuna Bakanlıktan halk plajı Haber

Sosyetenin en ünlü koyuna Bakanlıktan halk plajı

Sosyetenin gözbebeği Bodrum’un Göltürkbükü sahiline Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından halk plajı yapıldı. En ünlü ve pahalı mekanlarının ortasına yapılan plaj uygun fiyatlarla halka hizmet vermeye başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Bodrum’un en ünlü sahili sosyetenin vaz geçilmezi olan Göltürkbüküne halk plajı açıldı. Plaj açılışına katılan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, “Bu sene 2 tanesi Bodrum’da olmak üzere 5 halk plajımız daha hizmete girmiş bulunmakta. Türkbükü’ndeki halk plajımızı Bodrumlu vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Ücretsiz halk plajları bildiğiniz gibi biz özellikle dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın konforlu tatil yapmaları için sunmuş olduğumuz bir hizmet” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Bodrum’da 2 yeni halk plajı kazandırdı. Türkbükü ve Torba’da açılan halk plajları vatandaşın hizmete girdi. Türkbükü halk plajının açılış programına Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, Bodrum Kaymakamı Bilgehan Bayar, Muğla İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Toprak, Muğla İl Tarım Müdürü Barış Saylak ve Bodrum Otelciler Derneği Başkanı Ömer Faruk Dengiz katıldı. Yaklaşık 400 vatandaşa hizmet edebilme kapasitesine sahip ücretsiz halk plajı, modernliğiyle dikkat çekti. Nadir Alpaslan, “Öncelikle halkımızın, yarın idrak edeceğimiz olan mübarek kurban bayramını kutluyorum. Sayın bakanımızın birinci döneminde başlatmış olduğu ücretsiz halk plajları projesi aynı hızıyla devam etmekte. 2019 yılında Bodrum İçmeler ’de ve Çeşme’de ilk halk plajlarını açmıştık. Sonrasında devamında açtığımız plajlarla geçtiğimiz yıl 10 tane Antalya, Muğla ve İzmir’de ücretsiz halk plajlarımız vardı. Bu sene 2 tanesi Bodrum’da olmak üzere 5 halk plajımız daha hizmete girmiş bulunmakta. Türkbükü’ndeki halk plajımızı Bodrumlu vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Ücretsiz halk plajları bildiğiniz gibi biz özellikle dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın konforlu tatil yapmaları için sunmuş olduğumuz bir hizmet. Her türlü imkanın olduğu sürdürülebilir, mavi bayraklı ve engelli vatandaşlarımızdan tutunda burada her insanın ihtiyaçlarını karşılayabileceği konforda hazırlamış olduğumuz plajlar. Antalya’daki plajlarımızda deniz kaplumbağalarının tedavi ve rehabilitasyonlarına uygun istasyonlarımızda olmak üzere her türlü ihtiyacın düşünüldüğü yapıldığı konfor düzeyi yüksek 5 yıldız ayarında dediğimiz halk plajlarımız, özellikle tatil bölgelerine gelen dar ve sabit gelirli vatandaşlarımıza bu hizmet sunulmakta. Sahile doğrudan cephesi olmayan ikinci bant otellerimizin misafirlerine de burada hizmet vermekteyiz. 2019 yılından bugüne kadar çok rağbet görmekte, halkımızın takdirini toplamaktadır. Her yıl en az 5-6 olmak üzere ülkemizin ihtiyaç olunan her bölgelerine ve bölümlerine bu halk plajlarını açacağız. İnşallah insanımıza güzel, sağlıklı ve nitelikli hizmetler sunmuş oluruz. Türkbükü plajımız 400 kadar vatandaşımıza hizmet edebilecek kapasitede. Giriş ücretsiz burada vatandaşlarımızın yeme-içme ve benzeri hizmetlerine piyasa koşullarına göre çok uygun fiyatlarda hizmet vermeye devam edeceğiz. Hayırlı olmasını diliyorum, emeği geçen arkadaşlarımıza teşekkür ederim” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.