Hava Durumu

#Kültür Turu

TOURISMJOURNAL - Kültür Turu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kültür Turu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Macera tutkunları Muğla’ya akın etti! Haber

Macera tutkunları Muğla’ya akın etti!

Turizmin gözbebeği Muğla, sadece deniziyle kumuyla değil etkinlikleriyle de adından söz ettirmeyi başarıyor. Tekne turu, kano, rüzgâr sörfü, kültür turu, trekking ve daha birçok etkinliğiyle çok geniş bir yelpaze sunan Muğla’ya bu yaz da ziyaretçiler akın etti. Türkiye’de turizm sektörünün kalelerinden Muğla, berrak denizi ve ipek gibi kumunun yanı sıra etkinlikleriyle de ziyaretçilerini çekmeye devam ediyor. Tekne turu, kano, rüzgâr sörfü, kültür turu, trekking gibi sporlar sadece Ula ilçesinde gerçekleştiriliyor. Macera severlere çok geniş bir yelpaze sunan ilçe büyük ilgi görüyor. ETKİNLİKLER ÇEŞİTLİLİKTE SINIR TANIMIYOR Sakin Kent Akyaka’da bulunan Kadın Azmağına alternatif olarak Akçapınar Azmağı bulunuyor. Turun uzunluğu aynı anda hem tekne turu hem de durgun su kano sporunu yan yana yapma imkânı sunuyor. Leylek köy olarak da bilinen Akçapınar Mahallesinde başlayan ve rüzgâr sörfü alanına kadar devam eden Akçapınar Azmağı, yerli yabancı turistlerin alternatif turizm parkuru oldu. Akçapınar Mahallesi içinden başlayan durgun su kano ve tekne turu, yüzlerce çeşit ağaçlığın arasında ve Kanunu Sultan Süleyman’ın Rodos seferinde askerlerin geçişi için yapılan tarihi köprünün altından Akçapınar sahiline ulaşılıyor. 5 kilometrelik parkur dönüşü de aynı istikametten Akçapınar mahallesinde son buluyor. "TÜRKİYE’NİN SAYILI GÜZEL YERLERİNDEN BİRİ" İstanbul’dan Akçapınar’a rüzgâr sörfü ve kano sporu yapmak için gelen Mina isimli öğrenci bölge ile ilgili düşüncelerini, “Burası çok güzel. Üç yıldır geliyoruz. Her geçen yıl daha da güzelleşme devam ediyor, daha da eğlenceli hale geliyor. Kano, tekne turları, müzik eğlence hep beraber güzel geçiyor. Burası çok güzel. Gerçekten Türkiye’nin sayılı güzel yerlerinden birisi diyebilirim. Daha fazla değer görmesi gerektiğini düşünüyorum. İnsanların doğa ile iç içe, istediği her şeyi yapabileceği yogasından tutun kayt sörfüne kadar her şey yapabileceği çok özel bir yer” ifadeleriyle anlattı. “10 YILDIR SÜREKLİ GELİYORUM” 10 yıldır yaz aylarında sürekli olarak Akçapınar’a kayt sörfü ve kano sporu yapmak için geldiğini belirten Yunus Şeker, “Burada hem kite sörf hem rüzgâr sörfü, hem kano ve hem tekne turları var. Bütün bunlara sahip olabiliyorsunuz buraya geldiğiniz zaman. Kano sporu zaten hem mental açıdan hem de fiziksel açıdan kendinizi çok rahat hissedebileceğiniz ve gerekli eforu sarf edebileceğiniz bir spor. Aynı zamanda yorulduğunuz zaman direk nehre veya denize atlayabiliyorsunuz” dedi. “KANO ÜZERİNE SPOR KULÜBÜ KURMAK İSTİYORUZ” Amazon Kano ve Tekne Turları Kooperatifi yönetim kurulu üyesi Bekir Can Kaplancıoğlu “Bu azmak üzerinde çeşitli sportif faaliyetler yapılmakta. Kano ve pedal board ile tekne turu yapıyoruz. Üye sayımız 26. Hepsi bu azmak üzerinde faaliyet gösterirken, buradan gelir elde etmekteler. Kooperatifimiz bünyesinde bu yıl girişimde bulunduk. Spor kulübü kurmak istiyoruz inşallah. Kano üzerine bir spor kulübü kuralım, hiç su ile tanışmamış çocukları Ula’da göl var, akarsu var, nehir var, azmak var deniz var ama kano konusunda yetişmiş bir tane su sporları sporcusu yok. Bizim amacımız Kooperatif Yönetim Kurulu olarak bir spor kulübü kuracağız ve kanoyu tamamen bu bölgede yaygınlaştıracağız ve İnşallah bu bölgeden kano sporunda bir milli sporcu yetiştirerek ülkemizi temsilen gönderebiliriz” dedi. “AZMAĞI KORUYORUZ” Akçapınar Mahallesinin 25 yıllık muhtarı Şükrü Arslan, “Böyle güzel bir doğayı Cenabı Allah bize kısmet etmiş. Biz de Akçapınar halkı olarak bu azmağımıza çok iyi bakıyoruz. Elimizden geldiği kadarı ile bu güzel doğayı koruyor ve gelen yerli ve yabancılarımıza da sahip çıkıyoruz” sözleriyle etkinlikleri desteklediğini belirtti.

Gökova Körfezinde ‘Mavi tura’ ‘Kültür turu’ ekleniyor Haber

Gökova Körfezinde ‘Mavi tura’ ‘Kültür turu’ ekleniyor

Mavi yolculuğun en önemli uğrak noktalarından Gökova Körfezi içinde yer alan Sedir (Kleopatra) adasında günümüzden 2 bin 600 yıl öncesine ait arkeolojik kalıntıların gün yüzüne çıkarılması için bir taraftan yüzey temizliği, bir taraftan da kazı çalışmaları başladı. Kazının bilimsel danışmanlığını yapan Prof. Dr. Adnan Diler, adanın koruma altındaki altın sarısı ince kumu ve plajı ile bilindiğini, yapılacak kazılar sonrası kale surları, tiyatro, agora ve kiliselerin ortaya çıkması ile antik kent olarak tanınacağını açıkladı. Kum ve plajına arkeolojik kalıntılar da ekleniyor Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Sedir adası, koruma altındaki altı sarısı kumu ve sakin plajı ile anılıyor. Geçmişi milattan önce 6. Yüzyıla dayanan adanın kumu ve plajının yanında arkeolojik kazılar ile kültür yönünün de ön plana çıkması hedefleniyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izni ve desteği, Muğla Valiliği Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığı (YİKOP) ve Ula Belediyesi’nin destekleri ile Muğla Müze Müdürlüğü Başkanlığında Prof. Dr. Adnan Diler’in bilimsel danışmanlığında devam eden kazıların 2023 yılı çalışmaları başladı. Ulaşım denizden sağlanıyor Sedir Adası’nın kültür boyutunun ön plana çıkması amacıyla başlatılan kazı çalışmaları ilk etapta 7 uzman 25 işçi ile başlarken, önünüzdeki süreçte bu sayının artması bekleniyor. Ada’ya kara bağlantısının bulunmaması nedeniyle günübirlik Ula Akyaka ve Marmaris Çamlı Mahallelerinden kalkan tekne turları ve özel yat ve tekneler ile ulaşım sağlanıyor. Öncelik surların görünür olması Sedir adasında düzgün kesme taştan çok sayıda kule ile sur duvarları, Apollon tapınağı ve onun yerine sonradan yapılan kiliseler, hâla ayakta duran iyi korunmuş tiyatro, agora ve adayı çevreleyen kıyılarda antik liman kalıntıları yer alıyor. Kazı çalışmalarında ilk etapta adaya tekne ile gelen ziyaretçilerin antik yapıları ve sur duvarları görmesini sağlayacak bitki örtüsünden arındırılması için çalışma yürütülüyor. Ada çevresinde liman kalıntıları hala duruyor Kleopatra adası olarak da bilinen Sedir Adası üzerinde adını veren Sedir ağacı bulunmazken, zeytin, çalılık ve çam ağaçları hakim. Adayı çevreleyen sahil boyunca çok sayıda liman kalıntısına rastlanırken, 1. derece arkeolojik ve 1. derece doğal sit alanı, aynı zamanda Özel Çevre Koruma bölgesidir. Antik kalıntılarla dolu üçlü bir ada grubunun en büyüğü olan Sedir Adası, Kleopatra plajı olarak bilinen kumsalında, jeolojik oluşumlarla ortaya çıkan ve koruma altında olan kumlar, aslında özel bir biçimde oluşmuş kalker damlacıklarından oluşurken bu nadir kumun kumsal dışına çıkarılması yasak. “Sedir Helenistik dönemin Yunan kenti değil” Sedir adasında kazı çalışmalarının bilimsel danışmanlığını yürüten Prof. Dr. Adnan Diler, yabancı Arkeologların iddia etiği gibi Sedir Adası’nın bir Helenistik dönem Yunan Kenti olmadığını belirtti. Diler, “Bizim buradaki çalışmalarımızın esas amacı Karia’daki bu kentlerin yapılanma süreçlerini anlamaktı. Yabancı meslektaşlarımızın önemli bir kısmı Sedir’in Helenistik dönemde kurulmuş bir Yunan kenti olduğunu düşünüyor. Ama bizim buradaki çalışmalarımız bunun böyle olmadığını ortaya koymuştur. Tam tersine özellikle Sedir’in kutsal alanları, ana karadaki Nekrapoldeki (mezarlık) mezarların mimarisi, yapılanması, mantığı Orata adasındaki Hristiyanlık çağındaki su vaftizi törenlerine dayalı kutsal alanın oradaki çok daha eski bir su kültürüne, Hititlerdeki gibi bir geleneğe gitmiş olması bunu kanıtlıyor” dedi. “Sedir adasının geçmişi günümüzden 2 bin 700 yılına kadar gidiyor” Sedir Adası bir ada yerleşmesi olmasına rağmen, özellikle 5. Yüzyıldan itibaren hem yazılı kaynaklarda hem de arkeolojik buluntularda belirsiz olmaktan çıktığını belirten Diler, “Buradaki ilk yerleşim izleri milattan önce 6. Yüzyıla, yani zamanımızdan 2 bin 600, hatta 2 bin 700’e kadar gidiyor. Yerleşim tiyatronun olduğu tepenin doğusu üzerinde surlarla çevrili alan. Surlar ile çevrili alan içeresinde bir kutsal alan var. Çalışmalarımızı uzun zamandır burada yürütüyoruz. Bunun yanı sıra geç dönem Agorası var. Karia’nın en büyük bazilikalarından birisi var. Orada da çalışma yürüteceğiz” dedi. “Sedir Adası’nı kumu ve plajı ile değil, antik kent olarak anılmasını istiyoruz” Sedir adasının daha çok ince altın sarısı kumu ve plajı ile bilindiğini belirten Prof. Dr. Adnan Diler, “Bizim bu seneki programımızda özellikle surların, tiyatronun ve kıyıdaki kalıntıların görülmesi için büyük bir çaba sarf ediyoruz. Esasında bu Kedrai (Sedir) yerli halk veya yabancı ziyaretçiler burasını daha çok Kleopatra ile özdeşleştiriyorlar ve burayı bir plaj gibi görüyorlar. Böyle bir algı var. Bu algı aslında yanlış bir algı. Buradaki kalıntıların denizden de görülebilir olması, adada ziyaretçi güzergahı üzerindeki bütün yapıların hem kazı ile hem temizlik ile görülebilir olması buranın kültürel karakterini ve kimliğini öne çıkarıyor. Böylece yavaş yavaş burasının bir plaj olmaktan çıkıp bir antik kent olarak algılanacaktır” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.