Hava Durumu

#Mağaralar

TOURISMJOURNAL - Mağaralar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mağaralar haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Frigya'daki mağaralar yapılan ışıklandırmayla akşam da gezilebiliyor Haber

Frigya'daki mağaralar yapılan ışıklandırmayla akşam da gezilebiliyor

Anadolu Ajansının (AA) "Türkiye'nin Mağaraları" dosya haberinin 24'üncü bölümünde, Frigya'daki 3 bin yıllık mağaralara yer verildi. Döğer beldesi ile Ayazini köyü arasındaki alternatif turizm destinasyonu içerisindeki 25 kilometrelik "Frig Yolu" güzergahında tarihi anıt abideler, peribacaları, oyma kaya mezarları, şapeller ve çok sayıda mağara bulunuyor. Afyonkarahisar Valiliğinin "Sokak Sağlıklaştırması" projesi kapsamında, Frig ve farklı medeniyetlerin yerleşke, savunma ve depo amaçlı kullandığı Ayazini köyündeki irili ufaklı çok sayıda mağara da gün yüzüne çıkarıldı. Köydeki 300'den fazla mağara ve şapelin bir kısmı da Zafer Kalkınma Ajansının desteğiyle yapılan ışıklandırma sistemiyle bölgeye mistik hava katıyor. Bölgeye gelen ziyaretçiler, bir kısmı kafe olarak kullanılan tarihi mekanları hem akşam hem de gündüz gezebiliyor. "Firigya'da konaklama da başladı" Frigya Kültür ve Turizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yılmaz, AA muhabirine, Ayazini köyünde "Sokak Sağlıklaştırma" projesi kapsamında gün yüzüne çıkarılan mağaraların yaz ve kış bölge turizmine katkı sunduğunu söyledi. Zafer Kalkınma Ajansının destekleriyle köy içerisindeki bazı tarihi mekanlar ile mağaraların ışıklandırıldığını dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu: "Ayazini köyümüze gündüz vakitlerinin yanı sıra, ışıklandırma sonrasında akşam ve gece saatlerinde de ziyaretçiler gelmeye başladı. Bölgedeki tarihi mekanlar ve mağaraların mistik havası ve siluetleri, turistlerin beğenisini kazandı. Buraların sürekli temiz, nezih ve düzenli olmasına özen gösteriyoruz. Artık, bu mekanların arasında özellikle yaz aylarında çadır kurup kamp da yapılıyor. Kurulan butik otellerde konaklama da başladı." Frigya adına başvurusu yapılan Kültür Yolu Festivali'ne dahil olmayı çok istediklerine dikkati çeken Yılmaz, köy içerisindeki bazı mağaraların kafe olarak turistlere hizmet verdiğini ve buralarda insanların bölgenin yöresel lezzetlerinin tadına bakarak keyifli zaman geçirebildiğini kaydetti. Ayazini köyünde işletme sahibi Zeynep Karakol, tarihi mekanlar ile mağaraların ışıklandırılması sonrası bölgeye gelen ziyaretçi sayısının arttığını vurgulayarak, "Işıklandırılan mağaralar insanların daha çok ilgisini çekiyor. Mağara kafelerde de canlı müzik ve ateş başında muhabbetler yapılıyor. Atmosferi çok güzel gerçekten." dedi. Ankara'dan gelen ziyaretçi Meryem Demirci, gece aydınlatılan tarihi yapıları beğendiğini ve kesinlikle görülmesi gerektiğini anlattı. Ziyaretçi Eda Nur Derin ise gündüz saatlerinden itibaren bölgedeki mağaraları gezdiklerini ve ışıklanan tarihi yapıların önünde çok sayıda fotoğraf çektirdiğini ifade etti.

Doğu Karadeniz'in mağaraları her mevsim gezginlerin rotasında Haber

Doğu Karadeniz'in mağaraları her mevsim gezginlerin rotasında

Anadolu Ajansının (AA) "Türkiye'nin Mağaraları" dosya haberinin onuncu bölümünde dünyanın en uzun ikinci mağarası kabul edilen Trabzon'daki Çal ile Gümüşhane'deki Karaca mağaraları anlatıldı. Yer üstündeki doğal ve tarihi güzelliklerinin yanı sıra mağaralarıyla da turizmde adından söz ettiren bölgede, dünyanın en uzun ikinci ini kabul edilen Çal Mağarası, Düzköy ilçesi Çal Mahallesi'nde bulunuyor. Deniz seviyesinden 1050 metre yüksekte, "yer altındaki saklı cennet" olarak nitelendirilen Çal Mağarası, sarkıt ve dikitleri, zaman zaman 1,5 metre derinliğine ulaşan deresi, şelaleleri ve göletleriyle birçok güzelliğe ev sahipliği yapıyor. Üzerinde bulunan kalesi ve içinden geçen deresiyle ziyaretçilerini karşılayan mağara, girişinden 200 metre sonra iki kola ayrılıyor. Sol bölümünde 150 metrelik yürüyüşün ardından kalker platolar üzerinde görülen, oval şekilli erime çukuru olarak bilinen dolinden (Kalkerli arazilerde erime ve çökme sonucu oluşan tava şeklindeki çukurluklar) gelen suyun aktığı baca göze çarpıyor. Mağaranın yaklaşık 400 metrelik yürüyüş yolu olan sağ kolundaki göl ve çağlayan ise ziyaretçilerine farklı güzellik sunuyor. 8 milyon yılda oluştuğu tahmin ediliyor Dış atmosfere dolinlerle olan irtibatı dolayısıyla rahat hava hareketi bulunan ve astım ile sinüzit rahatsızlığına iyi geldiği belirtilen mağaradan geçen derenin debisi ise mevsimsel olarak değişiyor. Yağışlı dönemlerde mağaradaki suyun derinliği 1,5 metreye yükselirken yaz aylarında ise 25 santimetreye kadar düşüyor. 8 milyon yılda oluştuğu tahmin edilen Çal Mağarası'nın bugünkü şekline ise ikinci aşamada ulaştığı belirtiliyor. Birinci aşamada yüzeyden sızan suların kireç taşını çözerek kırıkları genişletip bir yer altı su kanalı oluşmasını sağladığı, ikinci aşamada ise bölgesel yükselmeye bağlı mağaranın gelişiminin durduğu ifade ediliyor. Şu ana kadar 8 kilometre uzunluğuna kadar ulaşılabilen ancak birçok kısmı halen tam keşfedilemeyen mağarada yaklaşık 1 kilometrelik bölüm gezilebiliyor. Yıl boyunca açık tutulan, üzerindeki kalesindeki çayevi ve yöre mutfağıyla da dikkati çeken Çal Mağarası, ocak-ekim döneminde 191 bin 386 yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırladı. "Ziyaretçi potansiyelimiz yüzde 10 arttı" Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, AA muhabirine, Çal Mağarası'nın, Trabzon'un en önemli turizm destinasyonlarından olduğunu söyledi. Yerli ve yabancı turistlerin buraya yoğun ilgi gösterdiğini belirten Zorluoğlu, "Ziyaretçi sayımız her geçen yıl artıyor. Mağaramız yılın 10 ayında 191 bin 386 yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yaptı. Geçen yılın aynı döneminde 173 bin 600 ziyaretçiyi ağırlamışız. Bu kapsamda ziyaretçi potansiyelimiz yüzde 10 arttı." ifadesini kullandı. Zorluoğlu ziyaretçilerin memnuniyetini de önemsediklerini aktararak sözlerini şöyle tamamladı: "Bu kapsamda gerek mağaramızın içinde ve dışında gerekse ulaşım anlamında tüm çalışmalarımızı titizlikle yaptık. Birtakım sosyal ihtiyaçların karşılanabileceği, küçük ihtiyaçların görülebileceği, alışveriş yapılabileceği, çay kahve içilebilecek mekanlar da oluşturduk. Ziyaretçilerimizin bölgemizden memnun ayrılmaları önceliklerimiz arasında. Bunu da sağladığımıza inanıyoruz." Ailesiyle Romanya'dan gelen Simona Yüksek de Trabzon'daki Çal Mağarası'nı çok merak ettiklerini dile getirerek "Eşim Türk ve gezmek amacıyla Türkiye'ye geldik. Karadeniz'i hiç görmemiştik, gezmek istedik. Bu kapsamda da Çal Mağarası'nı ziyaret ettik, içerisi gerçekten güzeldi, beğendik. Görülmeye değer." dedi. Karaca Mağarası Dünyanın sayılı damla taş mağaraları arasında yer alan ve "yer altındaki gizemli dünya" olarak nitelendirilen Karaca Mağarası da Gümüşhane'nin Torul ilçesinin Cebeli köyünde yer alıyor. Şehir merkezine 17 kilometre mesafede, denizden 1550 metre yükseklikteki mağara, yöre halkı tarafından uzun yıllardır bilinmesine rağmen 1996 yılında fiili olarak turizme kazandırıldı. Sarkıtlar, dikitler, sütunlar, damla taş havuzları, mağara çiçekleri, fil kulakları, traverten havuzlarıyla ilgi odağı olan yüksek oksijenli havaya sahip mağara, örneklerine az rastlanan renk ve motifleriyle de dikkati çekiyor. İçerisindeki 12 ila 17 derece arasındaki sıcaklığın yıl boyunca değişmediği mağara, bakım çalışmaları için kasım sonu kapatılıp nisan sonunda yeniden ziyarete açılıyor. Mağarayı bu sene mayıs-ekim döneminde 120 bin yerli ve yabancı turist gezdi. Torul Kaymakamı Muhammet Kılıçaslan, AA muhabirine, mağaranın turizme kazandırıldığı 1996'dan itibaren yaklaşık 700 bin kişiyi ağırladığını söyledi. Mağaranın Gümüşhane'ye 17 kilometrelik bir mesafede yer aldığını hatırlatan Kılıçaslan, "Aynı zamanda Trabzon-Gümüşhane kara yoluna 4 kilometre mesafede. Karaca Mağarası aynı zamanda bu yıl açılan Zigana Tüneli ile Trabzon'a da çok yakın bir destinasyon oldu." diye konuştu. Kılıçaslan herkesi Karaca Mağarası'nı görmeye davet etti. "Gerçekten görülmeye değer" Ailesiyle Trabzon'dan gelen Yiğithan Bayrak, ilk defa Karaca Mağarası'nı gezdiklerini belirterek "Çok güzel bir mağara. Beni en çok içerisindeki sarkıt ve dikitlerin 12 senede 1 santimetre uzuyor olması etkiledi. Gerçekten görülmeye değer. Herkese kesinlikle tavsiye ediyorum." dedi. Gümüşhane'ye gelen misafirlerini gezdirmek için mağarayı ziyaret eden Selim Ulutaş da "Güzel bir tarihimiz var, görülmeye değer. Misafirlerimiz de ilk defa geldiler, mağarayı gezdiler ve beğendiler. Onlar için de bir farklılık oldu hem de gittiklerinde burayı anlatıp tanıtımına bir bakıma katkı sağlamış olacaklar. Memnunuz." diye konuştu.

Haber

"Medeniyetler beşiği" Antalya, mağaralarıyla da turist çekiyor

Anadolu Ajansının (AA) "Türkiye'nin Mağaraları" dosya haberinin ikincisinde turizm kenti Antalya'daki mağaraların tarihsel önemi ve turizme katkıları anlatıldı. Eski çağlarda insanların korunma, savunma ve barınma ihtiyaçlarını karşılayan mağaralar, artık daha çok turizm amaçlı kullanılıyor. Mağara oluşumu bakımından Türkiye'nin en zengin bölgeleri arasında yer alan Antalya'da kenti çevreleyen ve ana iskeleti kireç taşlarından oluşan Toros dağ kuşağının eteklerinde irili ufaklı çok sayıda mağara bulunuyor. Bazıları arkeolojik kazılarla insanlık tarihine ışık tutan mağaralar, bölgenin ev sahipliği yaptığı birçok medeniyetin izlerini taşıyor. Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlayan Antalya'da ziyarete açık mağaralar, yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor. Antalya'da 800 mağara bulunuyor Mağaracılık Federasyonu Başkanı Bülent Genç, AA muhabirine, Antalya bölgesinde 800 kadar mağaranın yer aldığını söyledi. Türkiye'de bilimsel araştırılması yapılan ve haritası çizilen 4 bini aşkın mağaranın bulunduğunu belirten Genç, "Antalya, en yoğun mağara olan bölgemiz. Antalya'da 8 mağara turizme açık. Bu mağaraları ortalama yılda 500 bin turist ziyaret ediyor. En fazla Damlataş Mağarası turist çekiyor." dedi. Mağaraların turizmin yanı sıra jeolojik araştırma ve askeri amaçlı da kullanılabildiğine dikkati çeken Genç, turizme kazandırılmaları konusunun çok hassas olduğunu ifade etti. Bu konuda bilimsel metotlarla hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Genç, "Koruma kullanma dengesi iyi sağlanmalı. 'Mağarayı kitlelere tanıtacağız.' derken milyonlarca yılda gelişmiş bir yapıya, mağara içi oluşumlara zarar vermemek gerekiyor. Buradaki canlı yaşama da zarar vermemek lazım." diye konuştu. Genç, bu hassas noktalara özen gösterilerek mağaraların ziyaret edilmesinin önemli olduğunu dile getirerek, mağaraların bilimsel şekilde turizme kazandırıldığı zaman defineciler gibi kötü niyetli insanlardan korunduğunu kaydetti. Ziyaretçilerini Yontma Taş Devri'ne götüren mağara: Karain Antalya bölgesindeki en önemli mağaraların başında gelen Karain, konuklarını 500 bin yıl öncesine yolculuğa çıkartıyor. Kent merkezine 27 kilometre uzaklıktaki Döşemealtı ilçesinde bulunan ve çevre koşulları sayesinde iskan için kullanılan Karain, 1946'da keşfedildi. Sarkıt, dikit ve büyük sütunlarla bezeli doğal oluşumlarıyla ön plana çıkan mağara, Yontma Taş Devri'nin izlerini barındırıyor. Mağarada yapılan kazı çalışmalarında gergedan, fil ve su aygırı gibi hayvanların yanı sıra dünyada nesli tükenen "homo neanderthal" insanlara ait kalıntılar da bulundu. Mağaranın yaşam alanı olarak kullanıldığını kanıtlayan 350 bin yıllık balta da en önemli buluntular arasında gösteriliyor. Karain Mağarası, her mevsim turistlerin uğrak noktaları arasında yer alıyor. Zeytintaşı Mağarası, makarna sarkıtlarıyla dikkati çekiyor Serik ilçesinin Akbaş köyündeki taş ocağı çalışması sırasında patlatılan dinamitlerle ortaya çıkan ve 2002'de ziyarete açılan Zeytintaşı'nda oluşumu devam eden binlerce sarkıt, dikit ve sütun bulunuyor. Dünyada nadir görülen "makarna" sarkıtlarıyla öne çıkan iki katlı mağara, büyük sütunların arasında yer alan gölcükleriyle de ziyaretçilerini hayran bırakıyor. Sıcaklığı yıl boyunca 23 derece olan ve "Tabiat Anıtı" ilan edilen mağara, özel önlemlerle korunuyor. Mağaranın giriş kapısı, havayla temas eden sarkıtların kararması nedeniyle sürekli kapalı tutuluyor. Mağaraya aynı anda en fazla 10 kişi alınıyor. Rehber eşliğinde gezdirilen mağarada sarkıtlara zarar verilmemesi amacıyla fotoğraf ve video çekimine izin verilmiyor. İçinde botla gezilen mağara: Altınbeşik İbradı ilçesinde bulunan 2 bin 500 metre uzunluğundaki Altınbeşik Mağarası, Türkiye'nin en önemli su mağaraları arasında yer alıyor. Derin turkuaz renkli gölünde botla gezilen mağara, sarkıt, dikit ve travertenleriyle ziyaretçi çekiyor. Üç kattan oluşan ve bir bölümü turizmin hizmetine sunulan mağarada ziyaretçiler, aynı anda 8 botla gezinti yapabiliyor. Hava sıcaklığının yaz kış genellikle 15 derece civarında olduğu mağara, kuş sesleriyle huzur veren kayalık ve ormanlık alanda her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Yılda 300 bini aşkın kişinin ziyaret ettiği Damlataş Mağarası Alanya ilçesinde Alanya Kalesi'nin batı kısmında 1948'deki taş ocağı çalışması sırasında bulunan Damlataş Mağarası, adını içindeki 15 ila 20 bin yıl arasında oluşan yarı kristalize sarkıtlardan damlayan sulardan alıyor. Alanya Belediyesi Kültür Müdürü Nimet Hacıkura, deniz kıyısındaki mağarayı bu yıl yaklaşık 330 bin kişinin ziyaret ettiğini belirtti. Uluslararası Turizme Açık Mağaralar Birliği üyesi: Dim Mağarası Alanya'da Cebeli Reis Dağı'nın batı yamacında yer alan Dim Mağarası, 360 metre uzunluğunda. Yıl boyunca ziyarete açık mağaranın iç sıcaklık ortalaması 17-18 derecelerde seyrediyor. Nem oranı ise yüzde 80 civarında olan mağaranın son kısmında bir gölet ziyaretçileri karşılıyor. Dim Mağarası İşletme Müdürü ve jeoloji mühendisi Murat Ünal, Dim'in sarkıt ve dikitleriyle Türkiye'nin en güzel mağaralarından olduğunu ifade etti. Mağaradaki bazı oluşumlara şekillerine göre isimler verdiklerini anlatan Ünal, anne ve çocuk, baykuş ve şelaleye benzeyen sarkıtlarla dikitlerin olduğunu belirtti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.