Hava Durumu

#Malatya

TOURISMJOURNAL - Malatya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Malatya haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Prof. Dr. Aysun Bay, federasyon başkanlığına yeniden seçildi Haber

Prof. Dr. Aysun Bay, federasyon başkanlığına yeniden seçildi

Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Olağanüstü Genel Kurulunda Genel Başkanlığa Prof. Dr. Aysun Bay yeniden seçilerek güven tazeledi. Genel merkezi Ankara'da olan, Türkiye'de ve diğer ülkelerde temsilcilikleri bulunan Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Olağanüstü Genel Kurulu, federasyonun merkez adresinde geniş katılımla yapıldı. Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Olağanüstü Genel Kurulu divanında mevcut başkan Prof. Dr. Aysun Bay, yeniden oybirliği ile başkan adayı gösterildi. Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Olağanüstü Genel Kurul'da 600 delege oy kullanırken oyların tamamını alan Prof. Dr. Aysun Bay yeniden Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Genel Başkanlığı'na seçildi. Güven tazeleyerek göreve yeniden seçilen Prof. Dr. Aysun Bay, seçimde oy kullanan tüm delegelere teşekkür etti. Prof. Dr. Aysun Bay, "Dünya devletleri Ankara Büyükelçilikleri iş birliği ile Hükümetimizin destek ve katkılarıyla, Türkiye ile dünya devletleri arasında sağlık turizmine katkı sağlamak amacıyla yapmış olduğumuz çalışmalarımıza bundan sonraki süreçte de büyük bir kararlılıkla devam edeceğiz" dedi. Prof. Dr. Aysun Bay, önümüzdeki günlerde Arap ülkeleri, Avrupa ülkeleri, Afrika ülkeleri, Latin Amerika ülkeleri ve Orta Asya Türk devletleri Ankara Büyükelçilikleri iş birliği ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin destek ve katkılarıyla, uluslararası sağlık turizmi konferanslarına başlayacaklarını söyledi. Türkiye'yi sağlık turizminde 'Marka' yapmak adına federasyon olarak çalışacaklarını belirten Prof. Dr. Bay, kendisini yeniden başkanlığa seçen üyelere teşekkür etti. Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Olağanüstü Genel Kurul'da Federasyonun üye olduğu üst kuruluşu Sanayi ve Ticaret Konfederasyonu'na (SANKON) üyeliğinin devam etmesine de oy birliğiyle karar verildi. Genel Kurulda 16 kişilik Yönetim ve Denetim Kurulu ve 50 kişiden oluşan Sağlık Turizmi Akademik Kurulu yeniden oluşturuldu. Prof. Dr. Aysun Bay kimdir? 1975 yılında Malatya'nın Pütürge ilçesinde doğan Aysun Bay, ilk ve orta öğrenimini Malatya'da tamamladıktan sonra lisans ve yüksek lisansını 1997 yılında Ankara Üniversitesi'nde tamamladı. 2017 yılından beri Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyokimya öğretim üyesi göreviyle birlikte Yüksek Öğretim Kurulu Kalite Kurulu Takım Başkanlığı görevini yürütmeye devam eden Prof. Dr. Aysun Bay, 2018 yılında Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı olarak atandı. Prof. Dr. Aysun Bay, 2018 tarihinde yeni kurulan Malatya Turgut Özal Üniversitesi'ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından rektör olarak atandı. Prof. Dr. Aysun Bay, ISI Indexine kayıtlı dergilerde yayınlanan 117, Uluslararası kongrelerde 34, ulusal kongrelerde 36, yurt içi dergilerde yayınlanan 30 olmak üzere toplam 300'e yakın yayını ve H Indexi: 30 bulunuyor. Birçok sivil toplum kuruluşunda engelliler ve kadın dernekleri kurucu başkanlığı ve Uluslararası Klinik Kimya Federasyonu Türkiye Halkla İlişkiler Sorumlusu olan Prof. Dr. Bay, Akreditasyon alanında Yüksek Öğretim ve Sağlık Bakanlığı'nda çeşitli kurullarda görev aldı. Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Genel Başkanı olan Prof. Dr. Bay'ın, Yaşamdan Sağlık İksirleri, Doğada Hayat Var ve Şifayı Tabiatta Aramak kitapları büyük beğeni topladı.

Bu bahçeye giren bir daha çıkmak istemiyor Haber

Bu bahçeye giren bir daha çıkmak istemiyor

İstanbul'da uzun yıllar yaşadıktan sonra ailesi ile birlikte memleketi Malatya'nın Doğanşehir ilçesine dönüş yapan 71 yaşındaki Hüseyin Dulkadir, Sürgü Mahallelerindeki 7 dönümlük alanda böğürtlen yetiştirmeye başladı. Az sayıda böğürtlen fidesiyle işe koyulan Dulkadir çifti, zamanla 20 bin fideye ulaşırken, hasattan edilen meyvelerden pestil, cevizli sucuk, reçel gibi ürünlerde elde ederek satışlarını gerçekleştiriyor. “Bahçemiz turizm merkezi haline geldi” Hafta sonları yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanlarına dönüşen böğürtlen bahçesinde taleplere yetişmekten güçlük çektiklerini kaydeden Hüseyin Dulkadir, ”İstanbul'da ahşap işleri ile meşgul iken 2019 yılında atıl durumda olan ata topraklarımıza dönüş yaparak burada böğürtlen bahçesini oluşturduk. Bahçemiz büyük ilgi gördü. Zamanla elde ettiğimiz meyveleri çeşitlendirerek pestil, cevizli sucuk, reçel, şerbet, sos gibi ürünlerde elde ettik. Bu kadar çeşit içerisinde gördük ki gerçekten bir şeyler yapıla biliniyor. Talep ise çok yoğun sıcak satış öne çıkmış durumda. Özellikle hafta sonları yoğun bir insan akışını görüyoruz. Bahçemiz turizm merkezi haline geldi” dedi. “Taleplere yetişemiyoruz” Böğürtlen bahçelerini ziyaret eden insanların bölgeden mutlu bir şekilde ayrıldığını ifade ederek, taleplere yetişmekten zorlandıklarını aktaran Hüseyin Dulkadir'in eşi Emine Dulkadir ise meyveleri çeşitlendirerek pestil, cevizli sucuk, reçel, şerbet, sos gibi ürünlerinde satışlarını gerçekleştirdiklerini söyledi.

Levent vadisi UNESCO yolunda Haber

Levent vadisi UNESCO yolunda

Malatya’da 65 milyon yıl öncesine dayanan ve kaya oluşumlarıyla öne çıkan Levent Vadisi’nin UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alınması için çalışma başlatıldı. Malatya’nın Akçadağ ilçesinde bulunan ve 65 milyon yıllık bir jeolojik oluşum sonucu ortaya çıktığı belirtilen doğa harikası Levent Vadisi’nin UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alınması için çalışma başlatıldı. İnönü Üniversitesi bilimsel araştırma projeleri koordinasyon birimi tarafından yürütülen proje ile Neolitik çağdan kalma kalıntıların da bulunduğu 28 kilometre uzunluğundaki Levent Vadisi’nin UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alınması hedefleniyor. “Daha önce başlanılan projeyi tamamlamak istiyoruz” UNESCO hedefine dair değerlendirmelerde bulunan İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Göğebakan, temel amaçlarının Levent Vadisi ‘nin jeopark statüsü kazanması olduğunu belirterek, “İnönü Üniversitesi bilimsel araştırma projeleri koordinasyon birimi tarafından desteklenen Jeopark projesini yürütüyoruz. Projenin temel amacı Levent Vadisi jeopark çalışması. Daha önce 2010 yılında Malatya Valiliği ile İl Kültür Ve Turizm Müdürlüğü bünyesinde yapılan ciddi bir çalışma var. Bu proje ile vadinin genel yapısına dair çalışmalar gerçekleştirilmiş bulunmaktadır. Bizler ise tam anlamı ile neticelendirilmeyen bu çalışmayı üniversitemiz rektörlüğünün verdiği destekle sonuçlandırmaya çalışıyoruz. Temel amacımız Levent Vadisi gibi dünya mirasına girebilecek olan jeo kültürel sanat ve tüm disiplinleri içerisinde barındıran alanın jeopark statüsü kazanması bunun için çaba sarf ediyoruz“ dedi. “Çalışmalar projeye ciddi anlamda güç kazandıracak” Güçlü bir akademik kadro ile bölgede çalışmaların sürdürüldüğünü kaydeden Göğebakan, ”Proje içerisinde farklı üniversitelerden öğretim üyeleri bulunmaktadır. Özellikle rektörlüğümüzün verdiği destek taktire şayandır çünkü Levent Vadisi gibi bir alanın dünya mirası statüsü kazanması, jeopark olarak UNESCO bünyesine dahil edilmesi için çalışmalarımızı yürütüyoruz .Bugün de projede yer alan araştırmacı arkadaşlar ve üniversitemiz öğrencileri ile birlikte bölgede bir eğitim saha gezisi düzenledik. Bu eğitim çalışma ile projenin ciddi anlamda bir güç kazanacağını düşünüyorum” diye konuştu.

Arslantepe Höyüğü’nde yeni dönem kazı çalışmaları başlıyor Haber

Arslantepe Höyüğü’nde yeni dönem kazı çalışmaları başlıyor

Arslantepe Höyüğü’nde kazıların 15 Temmuz’da başlayacağını belirten AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, yeni dönemde devam edecek çalışmalarda Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Tekin’in yer alacağını söyledi. UNESCO listesinde yer alan Arslantepe Höyüğü’nde Temmuz ayında başlayacak kazı çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulunan AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, ilk kazı çalışmalarının Prof. Dr. Marcella Frangipane’nin hocası ile başladığını daha sonra kendileri ile devam edip ardından ise Frangipane’nin öğrencisi Prof. Dr. Francesca Balossi Restelli ile devam ettiğini hatırlatarak yeni dönem kazı çalışmalarında Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Tekin’in kazı koordinatörü olarak görevlendirildiğini belirtti. Arslantepe Höyüğü’nün tarihi derinliğine dikkat çeken AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak Arslantepe Höyüğü'ne gelen ziyaretçilerin talep ve isteklerini karşılamak amacıyla Karşılama Merkezi’nin hayata geçirilmesinin önemine de vurgu yaptı. “Müziğin dili evrenseldir, tarihinin dili ve dokusu da öyledir” Arslantepe Höyüğü’nde yeni dönem kazı çalışmaların 15 Temmuz’da başlayacağını aktaran AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, "Arslantepe Höyüğü’ndeki çalışmaları takip edenler yapıda kazı çalışmalarının Prof. Dr. Marcella Frangipane’nin hocasıyla başladığını daha sonra kendisinin devam ettirdiğini ardından ise Frangipane’nin öğrencisi Prof. Dr. Francesca Balossi Restelli ve ekibi ile devam ettiğini bilirler. 15 Temmuz’da başlayan kazılar birkaç ay devam ediyor ve süreçte çıkarılanlar, bulunanlar o dokuyu yansıtan verilerin sergilenmesi konusunda İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüzle diyaloglarımız var. Sergilenme alanlarını ne kadar genişletebilir, elde edilen verilerin ne kadarı Malatya’da kalabilir ve görünür olabilirse biz o ölçüde daha uluslararası ölçekte bir açılım sağlayabileceğiz. Bu da Malatya için çok önemli. Bu noktada şunu özellikle vurgulamak istiyorum, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un Malatya’mızın koordinatör bakanı olması buradaki hassasiyet ve detayları bilmesi iletilen taleplerin hızlıca karşılanması açısından da çok önemli. Yeni bir gelişmeyi de belirtmek istiyorum, Arslantepe Höyüğü’nde bugüne kadar İtalyan heyetini yaptığı çalışmalar gerçekten çok kıymetli ama bu çalışmaların yanına kazı heyeti başkanlığına bir atamamız daha oldu. Müziğin dili evrenseldir, tarihinin dili ve dokusu da öyledir. Dolayısıyla yabancı heyet-Türk heyet ayrımına hiçbir zaman girmedik ama kolay diyalog kurabilme ve bizim üniversitelerimizin akademisyenlerimizin de birebir faaliyet göstermesi açısında önemli bir husus. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Tekin, Arslantepe Höyüğü kazı ekibine koordinatör olarak dahil edilmiştir. Arslantepe Höyüğü hakkında bilgi almak istediğimizde Prof. Dr. Francesca Balossi Restelli ile Doç. Dr. Halil Tekin hocamızla diyalog kurabileceğiz hem akademi dünyamıza hem de Malatya’mıza hayırlı olsun” diye konuştu

Depremden etkilenen tarihi çarşı hamamı restore edilecek Haber

Depremden etkilenen tarihi çarşı hamamı restore edilecek

Malatya kent merkezinde bulunan ve Kahramanmaraş merkezli depremlerde hasar alan 150 yıllık tarihi çarşı hamamı restore edilecek. 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler 11 ilde büyük yıkıma ve binlerce can kaybına neden olurken onlarca kültür varlığı ise yıkıldı ya da hasar aldı. Malatya’nın sembol yapılarından Teze (Yeni) Cami'nin de aralarında bulunduğu çok sayıda kültür varlığı depremden etkilendi. Depremlerden etkilenen Malatya’daki kültür varlıklarının ayağa kaldırılması için Kültür ve Turizm Bakanlığınca yürütülen çalışmalar kapsamında geçtiğimiz aylarda restorasyon çalışmalarına başlanılan Teze (Yeni) Cami'deki çalışmalar sürerken Yeni Cami yan tarafından bulunan ve camiye gelir olsun diye 1873 yılında inşa edilen tarihi çarşı hamamının da depremlerden etkilendiği belirlendi. “Hamam ve cami bölgede tarihi bir doku oluşturuyor” Yeni camide başlatılan restore çalışmalarının sürdüğünü aktararak çarşı hamamı için de çalışmalara bir an önce başlanması gerektiğini belirten, Kültür ve Turizm Bakanlığınca Malatya’da depremden etkilenen kültür varlıklarının tespiti için görevlendirilen Harput İç Kale Kazı Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç, "Malatya’nın sembol yapılarından biri Teze (Yeni) Cami. Yeni Cami'ye gelir olsun diye arşiv kayıtlarında edindiğimiz bilgilere göre 1873 yılında sonra kayıtlara belediye hahamı olarak geçen yapı inşa edildi. Bu bildiğimiz anlamda taş bir bina soyunmalık kısmı 1956 yılında yenilenmiş. Malatya’nın bir çok meşhur depremi var. Yeni cami öncesi orada olan caminin yıkılması sonucu yapılmıştı. Hamamda camiye gelir olsun diye inşa edilmişti. Son depremlerde hamamda bazı çatlaklar oluştu ama yapı oldukça sağlam ayakta duruyor. Hamamla ilgili bir proje yapıldığına dair bir bilgi edinemedik ancak şöyle bir durum var malum 6 Şubat depremleri çok büyük yıkımlara sebep oldu. Şehir de bir çok kültür varlığı sivil yapılar hasar gördü yıkıldı bir çok insanımızı kayıp ettik. Öncelik sırasında mıydı, bana göre değildi ama şimdiden sonra Malatya hamamı gündeme alınmalı ve yapıyı ayağa kaldırmalıdır. Vakıflar Bölge Müdürlüğü Yeni caminin proje ihalesini yaptı şu an sökümler yapılıyor ki mevcut projesi uygulana bilsin. Hem hamam hem cami bölgede tarihi bir doku oluşturuyor. Malum depremler sonrası yeni şehirler oluşurken, eski hafızasını kültür varlıklarını kaybetmemesi gerekiyor, eğer bu bağ koparsa geçmişle bağı kopuyor. Bu açıdan hem caminin hem de hamamın restorasyon çalışmalarının birlikte yapılmasında fayda var. Camide çalışmalar başladı, yürüyor, hamamın bir an önce gündeme alınması lazım. Önce projesi yapılacak bütün bilgi verileri elimizde var zaten ardından da uygulamaya geçilmesinde fayda var“ diye konuştu.

Depremlerde hasar gören varlıklarının restorasyonu sürüyor Haber

Depremlerde hasar gören varlıklarının restorasyonu sürüyor

Kültür ve Turizm İl Müdür Yardımcısı Ali Cengiz, AA muhabirine, kentteki bazı tescilli kültür varlıklarının depremlerde hasar gördüğünü, depremler sonrası hasar tespiti yapıldıktan sonra Sivas Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ve Erzurum Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü uzmanlarının yerinde inceleme yaptığını anlattı. 6 Şubat'ta meydana gelen ikinci büyük depremde ağır hasar alan Malatya Valiliği binasının da tescilli kültür varlıklarından biri olduğunu kaydeden Cengiz, az hasarlı olan Atatürk Evi, Etnografya Müzesi, Arkeoloji Müzesi ve tarihi Malatya evleri olarak bilinen Beşkonaklar'ın onarımı ile yıkımı gerçekleştirilen Valilik binasının yapımının Kültür ve Turizm Bakanlığınca ihale edildiğini söyledi. İhaleyi alan firmaya yer teslimlerinin yapıldığını, şu anda büyük bir hızla restorasyon ve yeniden yapım çalışmalarının başladığını belirten Ali Cengiz, şöyle devam etti: "Depremlerde hasar alan bu yapılarımız tescilli eser olduğu için aynı şekilde, aynı renkte, aynı boyayla ve aynı özellikleri taşıyacak şekilde şu anda büyük bir hızla yapımları devam ediyor ve 2024 yılı aralık ayı sonunda bitirilmesi düşünülüyor. Çalışmalar devam ediyor. Bunlar bizi çok mutlu ediyor. Valilik binasının 2024'ün Aralık ayında tamamlanması, Arkeoloji Müzesi'yle diğerlerinin de 6 ay gibi bir sürede tamamlanarak ziyarete açılması düşünülmektedir. Şu andaki çalışmalarımız herhangi bir sıkıntı olmadan devam ediyor." Valilik binasının Erzurum Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğünün hazırladığı ihale şartnamesi ile 174 milyon liraya ihale edildiğini aktaran Cengiz, "Şu anda yer teslimi yapıldı. Zemin etütleri ile ilgili üniversiteler arası çalışmalar devam ediyor. 31 Aralık 2024'te de tamamlanarak eski şekliyle, eski rengiyle eski boyasıyla daha iyi bir şekilde hizmet vermeyi planlıyoruz. Bu konuda çalışmalar son hızla devam ediyor." dedi. Tescilli evini onarmak isteyene destek verilecek Cengiz, deprem bölgesindeki illerde özel hukuka tabi gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan ve depremde hasar alan, korunması gerekli taşınmaz varlıklara yardım yapılmasının planlandığına işaret ederek, yardımlardan yararlanmak isteyen taşınmaz sahiplerinin, proje ve uygulama yardımları için 16 Ekim-30 Kasım 2023 tarihleri arasında İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne başvurması gerektiğini bildirdi. 6 Şubat depremlerinden sonra Malatya'da özellikle Gündüzbey ve Yeşilyurt bölgesinde yer alan sivil mimari örneği tescilli evlerin birçoğunun hasar gördüğüne değinen Cengiz, bu yapıların proje ve uygulama desteğine şu ana kadar 100 kişinin başvurduğunu söyledi. Sivil mimari örneği evlerin sahiplerinin anlaştıkları müteahhitler tarafından yapılarının rölöve ve restorasyonunun da yapıldığına işaret eden Cengiz, "Bakanlığımız başvuru süresini 30 Kasım'a kadar uzattı. Tüm sivil mimari eserlerin sahipleri, müellifleri ile birlikte müracaat ettikleri takdirde proje ve uygulama desteğinden faydalanabilecekler." diye konuştu. Cengiz, mülkiyeti Yeşilyurt Belediyesine ait olan ve depremden önce gastronomi, kahve, sinema ve etnografya müzesi olarak değerlendirilen sekiz tarihi Malatya evinin onarımının ise Kültür ve Turizm Bakanlığınca yapılacağını sözlerine ekledi.

Malatya Kayısısı Kitabı, Riyad’da en iyilerle yarışacak Haber

Malatya Kayısısı Kitabı, Riyad’da en iyilerle yarışacak

Malatya Kayısısı kitabı 27-29 Kasım 2023 tarihleri arasında Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenecek etkinlikte son 25 yılın birincisi olan kitaplarla yarışacak. Malatya Kayısısı bu kez de Ortadoğu’nun en büyük mutfak etkinliği olduğu belirtilen Riyad’daki organizasyonda ödül almayı hedefliyor. Avrupa Birliği tarafından 2017 yılında coğrafi tescili yapılan dünyaca ünlü Malatya kayısısını tarımsal üretim sürecinin yanı sıra tarih, sağlık, kültür, edebiyat, sosyal yönleriyle inceleyen, kayısıdan yapılan yemek ve tatlıları anlatan kitap dört yıl süren titiz çalışmalar sonucunda hazırlanmıştı. Çok sayıda sanatsal ve görsel öğelerin yer aldığı Malatya Kayısısı kitabının Türkçesi 2021 yılında Malatya Valiliğince, İngilizcesi ise 2022’de Malatya Ticaret Borsasınca yayınlanmıştı. Riyad’da Turkiye Best Books 2023-For the 29th Gourmand Awards (2023 Türkiye’nin En İyi Kitapları-29. Gourmand Ödülleri Adına) başlığı altında yarışacak olan Malatya Kayısısı kitabı ve yarışma konusunda Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan bir açıklama yaptı. Türkçesi 2021 yılında Malatya Valiliği tarafından İngilizcesi ise Malatya Ticaret Borsası tarafından yayınlanan ‘Malatya Kayısısı’ kitabının İsveç’te birincilik ödülü aldığını hatırlatan Özcan, “Yarışmayı düzenleyen kurumun borsamıza gönderdiği yazıda, yarışmanın Ortadoğu’nun en büyük mutfak etkinliği olarak kabul edilen Suudi Bayramı'nda Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da 27-29 Kasım 2023 tarihleri arasında gerçekleştirileceği bildirilmiştir” dedi. Yemek ve tatlı alanında yazılmış kitapların da sergileneceği ve yarışacağı etkinlikte çok sayıda, toplantı, konferans ve çalıştayın gerçekleştirileceğini belirten Özcan, “Etkinliğe 50’den fazla ülkeden katılımın olacağı tahmin edilmektedir. Türkiye’den 16 kitabın katılacağı yarışmada ‘2023’de basılan kitaplar’ ve ‘son 25 yılın en iyileri’ olmak üzere iki ayrı ödül töreni düzenlenecek. Malatya Kayısı Kitabı ‘E02 Single Subject’ (Tek Dal) ve ‘E11 Fruits’ (Meyveler) olmak üzere iki farklı kategoride yarışacak. Malatya Kayısı Kitabının iki farklı kategoride birincilik için yarışacak olması Malatya Kayısısı ve bizler için oldukça gurur verici. Bu süreçte emeği geçenlere teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi. Malatya Turgut Özal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Murat Asma tarafından yazılan kitap dönemin Malatya Kültür ve Turizm Müdürü Çetin Şişman’ın başkanlığında Yahya Karakaya, Hasan Demirbağ, Şeref Çakar, Faruk Korkmaz, Bülent Korkmaz ve Doç. Dr. Şahin Anıl’ın yer aldığı Editör Kurulu tarafından yayına hazırlanmıştı.

Eren Holding'den Bitlis'e 200 milyon dolarlık yatırım Haber

Eren Holding'den Bitlis'e 200 milyon dolarlık yatırım

Eren Holding, Bitlis'te gerçekleştirdiği 200 milyon dolarlık yatırımla Doğu Anadolu Bölgesi'nde Cumhuriyet tarihinin özel sektör tarafından kurulan en büyük endüstriyel üretim tesislerinden birini hayata geçirdi. Bitlis-Tatvan kara yolunun Rahva mevkisinde 2021'de temeli atılan 215 bin metrekare açık, yaklaşık 100 bin metrekare kapalı alana sahip modern tesis, Doğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük sanayi yatırımlarından biri olma özelliğini taşıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 25 Ağustos'taki 'Kamu ve Özel Yatırımları Toplu Açılış Töreni'nde açılışını yaptığı Eren Tekstil İplik Üretim Fabrikası'nın ilk iki etabında yıllık 24 bin ton, üçüncü etabının da gelecek yıl aralık ayında faaliyete geçmesiyle 36 bin ton iplik üretimi yapılacak. Yerli ve milli üretimi artırmak amacıyla kurulan fabrikada, günlük 100 ton, yıllık ise 36 bin ton polyester pamuk ile karışım iplik üretimiyle 1.100 kişiye istihdam sağlanacak. Eren Holding'in tekstil sektöründeki ikinci büyük yatırımı olan ve çalışan sayısının büyük bölümü kadınlardan oluşan fabrikada, üretilecek ipliğin yaklaşık yüzde 50'si ihracata ayrılacak. Fabrikada, 2022 yılı dış ticaret verileri itibarıyla pamuk iplik ve karışım iplik kalemlerinde gerçekleşen 450 bin tonluk hacme sahip ithalat ve ihracat miktarına yaklaşık yüzde 6'lık bir katkı sağlanarak Türkiye'nin tekstil sektöründeki küresel rekabet gücü artırılacak. - 'Kadın istihdamına büyük katkı sağlanacak' Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iplik fabrikasının, Malatya'nın dışında Cumhuriyet tarihinden bugüne kadar Doğu Anadolu Bölgesi'nde özel sektör tarafından yapılan en büyük sanayi üretim tesisi olduğunu söyledi. Bu modern tesisin başka yatırımları da teşvik edeceğini ve güzel bir örnek teşkil edeceğini aktaran Eren, 'Burada polyester pamuk ipliği ile karışım iplikler üretilecek. Bunlar ihracat odaklı bir üretim olacak. Buradan çıkan ürünler yurt dışına öteden beri ihraç ettiğimiz bazı ürünler için de kullanılacak. Bu yatırımın ihracata da katkısı olacak. Bu yatırımın tutarı bütün üniteler tamamlandığında 200 milyon doları bulacak ve 1.100 kişi doğrudan çalışan olacak.' diye konuştu. Bitlis'te eğitim yatırımlarına öteden beri önem verdiklerini ve bu nedenle kentte yıllardır eğitim yatırımı yaptıklarını anlatan Eren, Bitlis'in ekonomik bakımdan da desteğe ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Bitlis'in, fert başına gelir dağılımında Türkiye'nin 3'ncü yoksul şehri olduğunu belirten Eren, 'İnşallah yatırımımız, bu zincirin kırılabilmesine yardımcı olur ve başka yatırımları teşvik eder. Böyle modern bir fabrika yeni yatırımlara örnek teşkil eder. Bu nedenle ailece bu desteği verme kararı aldık.' dedi. Tesisin kadın istihdamına çok büyük katkı sağlayacağını vurgulayan Eren, şunları kaydetti: 'Özellikle tekstil, Türkiye'de kadınların oldukça rol alabileceği bir sanayi şeklidir. Konfeksiyon da emek yoğun bir sektördür. Bu emek yoğun sektörde özellikle konfeksiyonda büyük çapta kadınlar çalışmaktadır. Burada bir konfeksiyon fabrikası sahibiyle görüştüm ve çalışanların yüzde 65'inin kadın olduğunu söyledi. Bu çok sevindirici bir durum. Bitlis gibi öteden beri kadınların ihmal edildiği ve ekonomiye katılamadığı bir yörede çalışan iş gücünün yüzde 65 oranında kadın olması çok sevindirici bir durum. Doğulu kadınlar kendilerini istihdamda bulacak. Ekonomik bakımdan bağımsız olacağı için evde de sözü daha çok dinlenecek.'

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.