Hava Durumu

#Marina

TOURISMJOURNAL - Marina haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Marina haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Martı Otel, Net Karını %214 Artırarak Yükselişe Geçti Haber

Martı Otel, Net Karını %214 Artırarak Yükselişe Geçti

Martı Otel İşletmeleri A.Ş., 2024 mali yılı özel hesap dönemi ilk 6 aylık konsolide finansal sonuçlarını açıkladı. Şirket, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla büyük bir artış göstererek satışlarını %86 oranında artırarak 905,4 milyon TL’ye, net karını ise %214 artışla 427,8 milyon TL’ye çıkardı. Bu güçlü performans, turizm sektöründeki büyümeyle birleşen Martı Otel’in başarılı operasyonel stratejilerinin bir sonucu olarak dikkat çekiyor.   KONAKLAMA SAYILARINDA ÖNEMLİ ARTIŞ 2024 yaz sezonu, özellikle Almanya, İngiltere ve Rusya gibi ana kaynak pazarlarından gelen turist sayısındaki artışla öne çıktı. Bu dönemde, ülkemizin turizm sektörü hem yoğun taleple karşılaştı hem de enflasyonist ortam ve Türk Lirası'nın döviz karşısındaki güçlü duruşu gibi maliyet baskılarına rağmen olumlu sonuçlar elde etti. Deniz turizminde ise artan liman bağlama talebi doğrultusunda fiyatlarda yükseliş eğilimi devam etti. Tüm bu etkenler, Martı Otel’in başarılarının temellerini oluşturdu.   GECELEME SAYISI VE CİRODA YÜKSELİŞ Yoğun geçen yaz sezonunun etkisiyle Martı Otel İşletmeleri’nin cirosu geçen yılın aynı dönemine göre Euro bazında %35 oranında artarken, aynı dönemde konaklama tesislerinde geceleme sayısında %22’lik bir artış yaşandı. Bu artışta, özellikle İngiltere ve Almanya'dan gelen turistlerin talebinin önemli bir rolü oldu. Ayrıca, çevrimiçi kanallar ve doğrudan satışlar, şirketin toplam satışlarının yaklaşık %50’sini oluşturdu ve bu oran, 2023 yılına göre ciddi bir artış gösterdi.   FİNANSAL PERFORMANS: CİRO VE KAR ARTIŞI Martı Otel, 2024 mali yılı özel hesap dönemi ilk altı ayında dikkat çekici bir finansal performans sergiledi. Şirketin cirosu, geçen yılın aynı dönemine göre %86 artışla 905,4 milyon TL’ye yükseldi. Aynı dönemde şirketin FAVÖK (faiz, amortisman ve vergi öncesi karı) ise %160 artarak 151,5 milyon TL’den 394,4 milyon TL’ye ulaştı. Brüt karlılığı ise %31 artarak 354,2 milyon TL’ye çıktı. Esas faaliyet karı ise %146’lık bir artışla 204,1 milyon TL olarak gerçekleşti.  ŞİRKETİN ÖZKAYNAKLARI VE KAYNAK YAPISI Martı Otel İşletmeleri’nin konsolide özkaynakları, geçen yılın aynı dönemine göre %70 artış göstererek 11,1 milyar TL’ye yükseldi. Aynı dönemde, toplam kaynaklar ise %53 artarak 15,7 milyar TL’ye ulaştı. Şirketin kısa vadeli borçlarında yaşanan azalma ve likidite oranındaki %105’lik artış da, finansal sağlığın güçlendiğini gösteriyor. Borç-özkaynak oranında ise %27 iyileşme sağlandı.   DURAN VARLIKLARDA VE MARİNA İŞLETMECİLİĞİNDE ARTIŞ Martı Otel’in konsolide duran varlıkları, 2024 yılının ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre %50 artarak 15,1 milyar TL’ye ulaştı. Şirket ayrıca marina işletmeciliğinde gözlemlenen talep artışının ve fiyatların bu talebe paralel olarak yükselmesinin devam edeceğini öngörüyor.   2025 SEZONU İÇİN BEKLENTİLER VE PLANLAR Martı Otel İşletmeleri A.Ş., 2025 sezonunda geceleme sayısında %15’ten fazla bir artış beklentisi taşıyor. Şirket, özellikle Almanya, İngiltere ve Polonya pazarlarında gözlemlenen talep artışının yanı sıra, Rus pazarında elde edilen ivmenin devam edeceğini öngörüyor. İç pazarda da erken rezervasyon dönemindeki canlılık, şirketin büyüme beklentilerini pekiştiriyor. Ayrıca, 2024 sezonuna yönelik yapılan renovasyonların ve artırılan doğrudan satışların fiyatlara olumlu yansıması bekleniyor.   Martı Otel, pazar çeşitliliğini artırmayı ve çevrimiçi kanallar ile doğrudan satışları daha da artırmayı hedefliyor. Şirket, marina işletmeciliğinde de talep artışının devam edeceği ve fiyatların bu artışa paralel şekilde yükseleceği öngörüsünde bulunuyor. Ayrıca, enflasyonun etkilerinin minimize edilmesi amacıyla satın alma planlamasına yönelik stratejiler geliştirilmesi planlanıyor.   Şirket, gelecekteki beklentilerini, mevcut verilere dayalı olarak açıkladı. Ayrıca, makroekonomik, finansal ve jeopolitik risklerin, gerçek performansı etkileyebileceği konusunda dikkatli bir yaklaşım sergilendiği görüldü.

D-Marin, Dubai’deki beşinci marinasını açıyor Haber

D-Marin, Dubai’deki beşinci marinasını açıyor

D-Marin, Dubai Holding ortaklığıyla Dubai'de açılacak olan Port De La Mer Marinası’nı işletmeye hazırlanıyor. D-Marin’in bölgedeki beşinci D-Marin marinası olan ve son teknoloji marinası, Dubai’yi lüks yat sahipleri için uluslararası bir destinasyon haline getirecek. La Mer'in kuzey yarımadasının ucunda yer alan Port De La Mer,, doğal güzelliklerle çevrili bir adada yer alıyor. Dubai'nin en gözde konumlarından birinde bulunan bir adada yer alan Port De La Mer, sunduğu birçok birinci sınıf yemek, alışveriş, eğlence, dinlence ve ağırlama olanakları ile canlı ama rahat bir yaşam tarzı vadediyor. 2030 YILINA KADAR KARBON AYAK İZİNİ %42 AZALTMAYI HEDEFLİYOR D-Marin, marina yönetimi konusundaki yaklaşımını ve vizyonunu Port De La Mer'e taşıyacak. Marina, D-Marin'in BM Küresel İlkeler Sözleşmesi ve Sürdürülebilir Kalkınma Grubu ile uyumlu olan çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) ilkelerine olan bağlılığından da yararlanabiliyor. Bu doğrultuda D-Marin'in uluslararası Bilime Dayalı Hedefler girişimine katılarak, 2030 yılına kadar karbon ayak izini %42 oranında azaltma hedefiyle önemli bir sorumluluk üstleniyor. Buna ek olarak D-Marin, müşterilerine gelişmiş ve zahmetsiz bir yatçılık deneyimi sunan yenilikçi dijital çözümlerini de hayata geçirmeyi planlıyor. 40 METREYE KADAR OLAN YATLAR İÇİN 32 RIHTIM İÇERMESİ PLANLANIYOR Port De La Mer'in birinci aşamasının Ekim 2024’te faaliyet geçmesi ve toplam uzunluğu 40 metreye kadar olan yatlar için 32 rıhtım içermesi planlanıyor. Ayrıca marinanın, önümüzdeki yıllarda 80 metreye kadar olan yatları ağırlayabilecek şekilde genişletilerek, toplamda 160 rıhtım kapasitesine ulaşması hedefleniyor. “DUBAİ'DEKİ YAT SAHİPLERİ İÇİN EŞSİZ BİR MARİNA” Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan D-Marin Dubai Genel Müdürü Selçuk Balcı, "Port De La Mer, bir marinadan beklenenler konusunda yeni standartlar belirliyor.  Port De La Mer'i çevreleyen tüm proje, konut toplulukları, rekreasyon alanları ve marinanın kendisi de dahil olmak üzere Akdeniz'den esinlendi. Burası Dubai'deki yat sahipleri için gerçekten eşsiz bir marina. En yüksek standarttaki marina deneyimlerini ve yeniliklerini sergilerken Dubai Holding ile ortak çalışmayı dört gözle bekliyoruz” dedi. “PORT DE LA MER, DÜNYA ÇAPINDA LÜKS MARİNALAR İÇİN YENİ BİR ÖLÇÜT OLUŞTURACAK” Port De La Mer’in, Dubai'nin önde gelen küresel eğlence ve turizm destinasyonlarından biri olarak konumlanması adına stratejik bir kilometre taşını temsil ettiğini belirten Dubai Holding Genel Müdürü Khalid Al Malik ise  “Port De La Mer, Jaddaf Waterfront, Marasi Bay ve Marina Al Seef Dubai ve Marsa Al Arab gibi önemli sahil destinasyonlarımızdaki mevcut marinalara eklenecek ve dünya çapında lüks marinalar için yeni bir ölçüt oluşturacak. Örnek yönetimi ve sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığıyla tanınan D-Marin ile süregelen iş birliğimiz, mükemmellik ve yeniliğe olan ortak bağlılığımızın altını çiziyor. Birlikte, dünya standartlarında tesisler sunarak, yeni standartlar belirliyor ve Dubai'nin küresel yatçılık camiasında ön sıralarda yer almasını sağlıyoruz” ifadelerine yer verdi.

Zengin turist çeken marinalar turizme yüzde 25 katkı sağlıyor Haber

Zengin turist çeken marinalar turizme yüzde 25 katkı sağlıyor

Nurdoğan A. ERGÜN Dünya turizminde önemi her geçen gün artan ma­rina ve yat turizminde, üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye de önemli bir destinasyon olarak ön plana çıkıyor. Toplamda 34 yat li­manı, 41 yat yanaşma yeri, 22 adet barınak bulunan Türkiye’de, 21 bin adet yat kapasitesi bulunuyor. Araştırmalar, daha üst gelir gru­bunda olan özel yatlı turistlerin di­ğer turistlere göre 3 kattan daha fazla harcama yaptığını gösteri­yor. Bir yatın, bağlanmasından ku­manyasına kadar çok çeşitli har­camalarla getirdiği döviz, yakla­şık 30 turistin harcamasına denk geliyor. Türkiye’nin tarihi, kültü­rel ve doğal varlıklarıyla ziyaret potansiyelinin yüksek olduğunu söyleyen Ataköy Marina ve Yat İş­letmeleri AŞ Genel Müdürü Artun Ertem, “Sahip olduğumuz sahil şe­ridi ve marina tesis kalite ve stan­dartları itibarıyla deniz turizmi konusunda son derece nitelikli bir ülkeyiz. Bugün marinacılık sektö­rünün genel turizm gelirlerine do­laylı olarak yüzde 20 ila 25 katkısı olduğunu biliyoruz” dedi. “Nitelikli turisti ülkeye çekmeliyiz” Yatla gelen turistin alım gücü­nün daha yüksek olduğunu ve bir yatta ortalama 8 kişinin geldiğini söyleyen Ertem, “Yatla gelen tu­rist sadece marinayı kullanmı­yor; pazara çıkıyor, berbere gidi­yor, markete, lokantaya gidiyor. Dolayısıyla her segmente ekono­mik katkı sağlıyor” diye konuş­tu. Hem paralı hem de nitelikli turisti ülkeye çekmenin önemi­ne vurgu yapan Ertem, “Alım gü­cü yüksek olan bu grup, bugünkü kur dengesinde bile para harca­maktan çekinmez. Ama sadece parası olan kitleye odaklanmak da yanlış turizm politikası olur. Kültürel ağırlıklı turistleri ülke­mize çekmeliyiz. Nitelikli turist, kültürel olarak da başka turistle­ri çeker” yorumunu yaptı. Ertem, kültüre yatırım yapan bir ülke­nin turizm potansiyelinin de ge­lişeceğine vurgu yaptı. “Karadeniz’e yapılacak marina, hattı tamamlar” Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin marina yatırımla­rında daha üst noktalarda olması gerektiğini söyleyen Ertem, şöy­le devam etti: “İspanya’dan çıkan bir yatın son noktası Marmara değil Karadeniz olmalı. Karade­niz’i gezmek isteyen bir yatçının Karadeniz’de gideceği Türk ma­rinası yok. Soçi’de var. Bizim o güzergâhı tamamlamamız lazım. Karadeniz kıyılarında da mari­na alanımız olmalı ki buraya yat­lar gelebilsin. Balıkçılık barınak­ları var ama bir Ataköy Marina, Yalıkavak Marina standardın­da acil bir marinaya ihtiyaç var.” Ertem, bölgede marina projeleri yapıldığını ancak faal olarak iş­leyen marina bulunmadığını be­lirtti. İstanbul’da 8, Kuzey Ege’de 6, Güney Ege’de 9, Akdeniz’de de 10 olmak üzere Türkiye’de yat li­manı statüsünde 34 marina bu­lunduğunu aktaran Ertem, “Yat limanı ve yat yanaşma yerleri toplamı 75. Bunların toplam yat bağlama kapasitesi ise 25 binler­de. Yat yanaşma yerlerinin pas­tadaki payı çok az” dedi. “Kira bedelleri makul seviyeye çekilmeli” Son dönemlerde marinalara gelen yabancı yat sayısında azal­ma yaşandığını dile getiren Er­tem, “Bu yatların sayısının ül­kemizde arttırılması için çeşit­li teşviklere ihtiyaç var. Örneğin mega yatların charter lisans üc­retlerinin daha makul seviyele­re çekilmesi lazım” diye konuştu. Marinalardaki gider kalemlerine de değinen Ertem, şunları söyle­di: “En büyük gider kalemimiz ki­ra bedelleri. Milli Emlak tarafın­dan belirlenen kira bedellerinin daha makul seviyelere çekilmesi gerekiyor. Ülkeye döviz kazandı­ran marinalar da ihracatçılar gibi belli teşviklerden faydalanmalı.” Ertem, Ataköy Marina, mega yatlara yönelik yapılmış olması ni­teliği sebebiyle bir ilk olduğunu be­lirterek, mevcut marinanın yüzde 100 kapasiteye ulaştığını kaydetti. “Marinalar temiz denizlerin güvencesidir” Kamuoyunda ‘marinalar denizleri kirletiyor’ gibi yanlış bir algı olduğunu söyleyen Artun Ertem, “Bilakis marinalar, kontrol ve denetim altında olduğu için denizin kirlenmesine engel teşkil eder. Kontrolsüz sağda solda dolaşan yat, çevreyi tehdit eder. Marinalar temiz denizlerin güvencesidir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Turizm ve Kültür Bakanlığı bizi sürekli denetliyor. Dolayısıyla biz temiz denizlerin güvencesiyiz” dedi. “Sadece iş değil meslek sahibi yapıyoruz” Ataköy Marina olarak 36 personelleri bulunduğunu açıklayan Artun Ertem, kendi sektörlerinde de nitelikli personel bulma sorununa dikkat çekti. Gençlere “Gelin size hem iş hem de meslek kazandıralım” diye seslenen Ertem, “En büyük arzumuz, gençleri yetiştirip sektöre nitelikli personel olarak kazandırmak. Böylece bir meslek sahibi olup dünyanın her bölgesinde rahatlıkla iş bulabilirler. Marinacılık dünyada geçerliliği olan bir meslek. Turizm meslek liseleri ve marina işletmeciliği bölümlerindeki öğrencilere staj imkânı sunuyoruz. Bu yaz gelen stajyerlerden ikisini istihdam ediyoruz” dedi. Yıllık bağlama %80 fiyat avantajı sağlıyor Marinalarda fiyatlandırmanın metrekare üzerinden günlük olarak yapıldığını açıklayan Artun Ertem, “Bir marinada günlük tarifeden bağlamak yerine uzun süreli kontrat yapmak yatçıya yüzde 80’e yakın avantaj sağlar” dedi. Ertem, marinaların megayatlarda su, internet, kablolu tv gibi ihtiyaçların sağlandığını da kaydetti.

Zengin turist çeken marinalar turizme yüzde 25 katkı sağlıyor Haber

Zengin turist çeken marinalar turizme yüzde 25 katkı sağlıyor

Dünya turizminde önemi her geçen gün artan ma­rina ve yat turizminde, üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye de önemli bir destinasyon olarak ön plana çıkıyor. Toplamda 34 yat li­manı, 41 yat yanaşma yeri, 22 adet barınak bulunan Türkiye’de, 21 bin adet yat kapasitesi bulunuyor. Araştırmalar, daha üst gelir gru­bunda olan özel yatlı turistlerin di­ğer turistlere göre 3 kattan daha fazla harcama yaptığını gösteri­yor. Bir yatın, bağlanmasından ku­manyasına kadar çok çeşitli har­camalarla getirdiği döviz, yakla­şık 30 turistin harcamasına denk geliyor. Türkiye’nin tarihi, kültü­rel ve doğal varlıklarıyla ziyaret potansiyelinin yüksek olduğunu söyleyen Ataköy Marina ve Yat İş­letmeleri AŞ Genel Müdürü Artun Ertem, “Sahip olduğumuz sahil şe­ridi ve marina tesis kalite ve stan­dartları itibarıyla deniz turizmi konusunda son derece nitelikli bir ülkeyiz. Bugün marinacılık sektö­rünün genel turizm gelirlerine do­laylı olarak yüzde 20 ila 25 katkısı olduğunu biliyoruz” dedi. “Nitelikli turisti ülkeye çekmeliyiz” Yatla gelen turistin alım gücü­nün daha yüksek olduğunu ve bir yatta ortalama 8 kişinin geldiğini söyleyen Ertem, “Yatla gelen tu­rist sadece marinayı kullanmı­yor; pazara çıkıyor, berbere gidi­yor, markete, lokantaya gidiyor. Dolayısıyla her segmente ekono­mik katkı sağlıyor” diye konuş­tu. Hem paralı hem de nitelikli turisti ülkeye çekmenin önemi­ne vurgu yapan Ertem, “Alım gü­cü yüksek olan bu grup, bugünkü kur dengesinde bile para harca­maktan çekinmez. Ama sadece parası olan kitleye odaklanmak da yanlış turizm politikası olur. Kültürel ağırlıklı turistleri ülke­mize çekmeliyiz. Nitelikli turist, kültürel olarak da başka turistle­ri çeker” yorumunu yaptı. Ertem, kültüre yatırım yapan bir ülke­nin turizm potansiyelinin de ge­lişeceğine vurgu yaptı. “Karadeniz’e yapılacak marina, hattı tamamlar” Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin marina yatırımla­rında daha üst noktalarda olması gerektiğini söyleyen Ertem, şöy­le devam etti: “İspanya’dan çıkan bir yatın son noktası Marmara değil Karadeniz olmalı. Karade­niz’i gezmek isteyen bir yatçının Karadeniz’de gideceği Türk ma­rinası yok. Soçi’de var. Bizim o güzergâhı tamamlamamız lazım. Karadeniz kıyılarında da mari­na alanımız olmalı ki buraya yat­lar gelebilsin. Balıkçılık barınak­ları var ama bir Ataköy Marina, Yalıkavak Marina standardın­da acil bir marinaya ihtiyaç var.” Ertem, bölgede marina projeleri yapıldığını ancak faal olarak iş­leyen marina bulunmadığını be­lirtti. İstanbul’da 8, Kuzey Ege’de 6, Güney Ege’de 9, Akdeniz’de de 10 olmak üzere Türkiye’de yat li­manı statüsünde 34 marina bu­lunduğunu aktaran Ertem, “Yat limanı ve yat yanaşma yerleri toplamı 75. Bunların toplam yat bağlama kapasitesi ise 25 binler­de. Yat yanaşma yerlerinin pas­tadaki payı çok az” dedi. “Kira bedelleri makul seviyeye çekilmeli” Son dönemlerde marinalara gelen yabancı yat sayısında azal­ma yaşandığını dile getiren Er­tem, “Bu yatların sayısının ül­kemizde arttırılması için çeşit­li teşviklere ihtiyaç var. Örneğin mega yatların charter lisans üc­retlerinin daha makul seviyele­re çekilmesi lazım” diye konuştu. Marinalardaki gider kalemlerine de değinen Ertem, şunları söyle­di: “En büyük gider kalemimiz ki­ra bedelleri. Milli Emlak tarafın­dan belirlenen kira bedellerinin daha makul seviyelere çekilmesi gerekiyor. Ülkeye döviz kazandı­ran marinalar da ihracatçılar gibi belli teşviklerden faydalanmalı.” Ertem, Ataköy Marina, mega yatlara yönelik yapılmış olması ni­teliği sebebiyle bir ilk olduğunu be­lirterek, mevcut marinanın yüzde 100 kapasiteye ulaştığını kaydetti. “Marinalar temiz denizlerin güvencesidir” Kamuoyunda ‘marinalar denizleri kirletiyor’ gibi yanlış bir algı olduğunu söyleyen Artun Ertem, “Bilakis marinalar, kontrol ve denetim altında olduğu için denizin kirlenmesine engel teşkil eder. Kontrolsüz sağda solda dolaşan yat, çevreyi tehdit eder. Marinalar temiz denizlerin güvencesidir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Turizm ve Kültür Bakanlığı bizi sürekli denetliyor. Dolayısıyla biz temiz denizlerin güvencesiyiz” dedi. “Sadece iş değil meslek sahibi yapıyoruz” Ataköy Marina olarak 36 personelleri bulunduğunu açıklayan Artun Ertem, kendi sektörlerinde de nitelikli personel bulma sorununa dikkat çekti. Gençlere “Gelin size hem iş hem de meslek kazandıralım” diye seslenen Ertem, “En büyük arzumuz, gençleri yetiştirip sektöre nitelikli personel olarak kazandırmak. Böylece bir meslek sahibi olup dünyanın her bölgesinde rahatlıkla iş bulabilirler. Marinacılık dünyada geçerliliği olan bir meslek. Turizm meslek liseleri ve marina işletmeciliği bölümlerindeki öğrencilere staj imkânı sunuyoruz. Bu yaz gelen stajyerlerden ikisini istihdam ediyoruz” dedi. Yıllık bağlama %80 fiyat avantajı sağlıyor Marinalarda fiyatlandırmanın metrekare üzerinden günlük olarak yapıldığını açıklayan Artun Ertem, “Bir marinada günlük tarifeden bağlamak yerine uzun süreli kontrat yapmak yatçıya yüzde 80’e yakın avantaj sağlar” dedi. Ertem, marinaların megayatlarda su, internet, kablolu tv gibi ihtiyaçların sağlandığını da kaydetti.

Marinas attracting rich tourists contribute 25% to tourism Haber

Marinas attracting rich tourists contribute 25% to tourism

Nurdoğan A. ERGÜN In marina and yacht tourism, the importance of which is increasing day by day in world tourism, Turkey, surrounded by seas on three sides, stands out as an important destination. Turkey, which has 34 marinas, 41 berths and 22 shelters in total, has a yacht capacity of 21 thousand. Research shows that tourists with private yachts, who are in the higher income group, spend more than 3 times more than other tourists. The foreign currency brought by a yacht with a wide variety of expenditures from mooring to catering is equivalent to the expenditure of approximately 30 tourists. Türkiye’nin tarihi, kültü­rel ve doğal varlıklarıyla ziyaret potansiyelinin yüksek olduğunu söyleyen Ataköy Marina ve Yat İş­letmeleri AŞ Genel Müdürü Artun Ertem, “Sahip olduğumuz sahil şe­ridi ve marina tesis kalite ve stan­dartları itibarıyla deniz turizmi konusunda son derece nitelikli bir ülkeyiz. Bugün marinacılık sektö­rünün genel turizm gelirlerine do­laylı olarak yüzde 20 ila 25 katkısı olduğunu biliyoruz” dedi. “Nitelikli turisti ülkeye çekmeliyiz” Yatla gelen turistin alım gücü­nün daha yüksek olduğunu ve bir yatta ortalama 8 kişinin geldiğini söyleyen Ertem, “Yatla gelen tu­rist sadece marinayı kullanmı­yor; pazara çıkıyor, berbere gidi­yor, markete, lokantaya gidiyor. Dolayısıyla her segmente ekono­mik katkı sağlıyor” diye konuş­tu. Hem paralı hem de nitelikli turisti ülkeye çekmenin önemi­ne vurgu yapan Ertem, “Alım gü­cü yüksek olan bu grup, bugünkü kur dengesinde bile para harca­maktan çekinmez. Ama sadece parası olan kitleye odaklanmak da yanlış turizm politikası olur. Kültürel ağırlıklı turistleri ülke­mize çekmeliyiz. Nitelikli turist, kültürel olarak da başka turistle­ri çeker” yorumunu yaptı. Ertem, kültüre yatırım yapan bir ülke­nin turizm potansiyelinin de ge­lişeceğine vurgu yaptı. ‘The marina to be built on the Black Sea will complete the line’ Stating that Turkey, which is surrounded by seas on three sides, should be at a higher level in marina investments, Ertem continued as follows: ‘The final point of a yacht leaving Spain should be the Black Sea, not Marmara. There is no Turkish marina in the Black Sea for a yachtsman who wants to visit the Black Sea. There is one in Sochi. We need to complete that route. We should have a marina area on the Black Sea coast so that yachts can come here. There are fishing shelters, but there is an urgent need for a marina at the standard of Ataköy Marina or Yalıkavak Marina.’ Ertem stated that there are marina projects in the region, but there are no actively operating marinas. Stating that there are 34 marinas in Turkey, 8 in Istanbul, 6 in the North Aegean, 9 in the South Aegean and 10 in the Mediterranean, Ertem said, ‘The total number of marinas and yacht berths is 75. The share of yacht berths in the cake is very small.’ ‘Rental fees should be reduced to a reasonable level’ Stating that there has been a decrease in the number of foreign yachts coming to marinas recently, Ertem said, ‘Various incentives are needed to increase the number of these yachts in our country. For example, charter licence fees for mega yachts should be reduced to more reasonable levels.’ Referring to the expense items in the marinas, Ertem said the following: ‘Our biggest expense item is rental fees. The rental fees determined by the National Real Estate should be reduced to more reasonable levels. Marinas that bring foreign currency to the country should also benefit from certain incentives like exporters.’ Ertem stated that Ataköy Marina is a first due to the fact that it was built for mega yachts, and noted that the existing marina has reached 100 per cent capacity. ‘Marinas are the assurance of clean seas’ Artun Ertem said that there is a wrong perception in the public opinion such as ‘marinas pollute the seas’ and said, ‘On the contrary, marinas prevent the pollution of the sea because they are under control and supervision. A yacht wandering around uncontrolled threatens the environment. Marinas are the assurance of clean seas. The Ministry of Transport and Infrastructure, the Ministry of Tourism and Culture constantly inspect us. Therefore, we are the assurance of clean seas.’ ‘We provide not only jobs but also professions’ Artun Ertem stated that Ataköy Marina has 36 personnel and drew attention to the problem of finding qualified personnel in their sector. ‘Let us give you both a job and a profession,’ said Ertem, ’Our greatest desire is to train young people and bring them into the sector as qualified personnel. Thus, they can have a profession and find a job easily in every region of the world. Marina management is a profession that is valid in the world. We offer internship opportunities to students from tourism vocational high schools and marina management departments. We employed two of the interns who came this summer.’ Annual mooring provides 80% price advantage Explaining that pricing in marinas is made on a daily basis over square metres, Artun Ertem said, ‘Making a long-term contract in a marina instead of mooring at a daily tariff gives the yachtsman an advantage of nearly 80 percent.’ Ertem also noted that marinas provide needs such as water, internet and cable TV for megayachts.

Tekneciler deniz temizliğini korumuyor Haber

Tekneciler deniz temizliğini korumuyor

Marmara Denizi Deniz Yaşamını Koruma Derneği Başkan Volkan Narcı, "Deniz turizminin yapıldığı, marinaların tur teknelerinin, balıkçı barınaklarının denize saygı göstermediklerini çok net olarak gördük" dedi. Volkan Narcı, Marmara'dan başlayıp Akdeniz'de tamamladığı 90 günlük deniz seferi boyunca, denizlerdeki ortak biyolojik türleri inceledi, bilim insanları ve balıkçılarla sorunları ve çözüm önerilerini görüştü. "Marmara'dan Akdeniz'e Sürdürülebilirlik Serüveni" Temmuz ayında Heybeliada'dan yelkenli tekneyle yola çıkan Narcı, Marmara Denizi, Ege ve Akdeniz'de, bin 700 deniz mili kat etti. Seyahati boyunca Ege ve Akdeniz'de 600 metrekare hayalet ağ temizlediğini de dile getiren Narcı, sözlerini şöyle tamamladı: "Dalışlarımda, insanlardan uzak yerlerde muhteşem zenginlikler vardı. Rengarenk canlılar, suratımıza çarpan balıklar vardı. Ama özellikle deniz turizminin yapıldığı, marinaların, tur teknelerinin, balıkçı barınaklarının yanına doğru geldiğimizde denize saygı göstermediklerini çok net olarak gördük. Hayalet ağlar her yerde, burada da problemimiz." dedi. Marmara varsa Akdeniz var Marmara varsa Karadeniz var DENİZ Yaşamını Koruma Demeği Başkanı Volkan Narcı, Marmara'dan başlayıp Akdeniz'de tamamladığı 90 günlük deniz seferi boyunca, denizlerdeki ortak biyolojik türleri inceledi, bilim insanları ve balıkçılarla sorunları ve çözüm önerilerini görüştü. "Marmara'dan Akdeniz'e Sürdürülebilirlik Serüveni" adını verdiği proje için temmuz ayında Heybeliada'dan yelkenli tekneyle yola çıkan Narcı, Marmara Denizi, Ege ve Akdeniz'de, bin 700 deniz mili kat etti. 90 günlük seyahati boyunca 180'den fazla dalış gerçekleştirerek deniz ekosistemini izleme fırsatı bulan Narcı, gözlemlerini paylaştı. Marmara Denizi ortak bir deniz Marmara Denizi'ni ekosistemi, biyoçeşitliliği ve doğal zenginlikleriyle harika bir deniz olarak nitelendiren Narcı, "Biz uzun yıllardır Marmara Denizi'nin biyoçeşitliliği üzerine çalışan bir kurumuz. Buradaki mercanlarla, balık çeşitliliğiyle, koruma alanlarıyla ilgili birçok çalışma yapılıyor ve bunların temelinde Akdeniz kökenli türler var. Marmara Denizi'nin üstü Karadeniz, altı Akdeniz ve ortak canlılar burada. Dalgıçlar olarak Marmara Denizi'ni görüyoruz ama 'Bunu insanlara nasıl ulaştırabiliriz?'sorusunun cevabı bu seyahate başlamak olacaktı." değerlendirmesini yaptı. Heybeliada'dan başladığı seyahatini, Marmara Denizi'nin batısından devam ederek Gökçeada ve Bozcaada üzerinden sürdürüp Kekova'da tamamladığını, dönüşü ise doğu Marmara üzerinden gerçekleştirdiğini belirten Narcı, sürdürülebilirliği odağına alan bir program yaptığını, teknede atıkları ayrıştırarak karbon ayak izini düşürdüğünü söyledi. Sahil Güvenlik Komutanlığının kendisine destek olduğunu, verdiği molalarda İstanbul Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Bandırma Onyedi 'Akdeniz'de hangi deniz tavşanını görebiliyorsanız aynısını Marmara'da görebiliyorsunuz. Marmara'nın 20 metre altındaki su, Akdeniz suyu, iklim değişikliği nedeniyle Marmara'nın son sığınak olduğunu söyleyebiliriz. 25 uzmanın ve balıkçının ortak ifadesi şu oldu: 'Marmara varsa Akdeniz var, Marmara varsa Karadeniz var.'Yani, Akdeniz ve Ege'nin son sığınağı Marmara Denizi." Dalışlardaki gözlemleri hakkında bilgi veren Narcı, "Pina, Akdeniz endemiği bir türdür, Akdeniz'deki dalışlarımızda hep pinaları ölü gördük. Ama Marmara'da pinalar yaşıyor. Akdeniz'de 70'ten fazla noktada dalış yaptık. Belli başlı araştırmalar zaten var, çok değerli bilim insanları bunları yapıyor ama bir seferde bu kadar uzun bir rota Türkiye'de ilk. Makine kullanmadan, yelkenle, fırtınalarla... Bu projenin en temel amacı, ortak kültürler ve ortak canlıları bir araya getirmekti" diye konuştu. Marmara Denizi'nde ektikleri mercanların benzerlerini Çanakkale ve Ayvalık'ta gördüğünü vurgulayan Narcı, Akdeniz'de bu türlerin, 90 metre gibi derinliklerde bulunduğunu, yine Akdeniz'de bazı sünger çeşitleri hastalanmış ve nesli tehlike altındayken Marmara'da yaşayabildiğini aktardı. Dokuz Eylül Üniversitesi ve Ege Üniversitesinden bilim insanları ile STK temsilcileri ve balıkçılarla görüşme imkanı bulduğunu anlatan Narcı, projenin en önemli yanlarından birinin tarafları bir araya getirmek olduğuna değindi. Narcı, şöyle devam etti: "Marmara Denizi ortak bir deniz, ortak türler var, o zaman ortak kültürümüz olmalı. Yolda, üniversitelerden uzmanlarla, profesörlerle, bilim insanlarıyla röportajlar yaptık", dedi. Kaynak: 9 Sütun

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.