Hava Durumu

#Mersin

TOURISMJOURNAL - Mersin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mersin haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Tatilciler Dikkat! Fiyat Artışında Lider İller Belli Oldu Haber

Tatilciler Dikkat! Fiyat Artışında Lider İller Belli Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre aralık ayında en çok fiyat artışı sıralamasında 3. sıra Lokanta ve Oteller grubunun oldu. Bir seyahat platformunun araştırmasına göre, 2024 Aralık ayında oda fiyatları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 42 oranında artış gösterdi. En yüksek artış sıralamasında fiyatlara yüzde 102 artış yapan Bolu'yu, yüzde 75 ile Antalya ve yüzde 53 ile Mersin izledi. Fiyat artışlarında 4. sırayı yüzde 50 artışla Kıbrıs alırken, 5. sırayı yüzde 46 ile Çanakkale aldı. TERMAL OTEL VE BUNGALOV TALEBİ YÜKSELİŞTE Kışın etkisiyle termal otel ve bungalov arayışı arttı. Kıbrıs, Muğla, Antalya, Nevşehir ve Sakarya en çok tercih edilen bölgeler arasında yer aldı. Termal otellerin talep oranı, kasım ayına kıyasla yüzde 244 yükseldi. Tatilciler yılbaşı otelleri ve erken rezervasyon fırsatlarına yoğun ilgi gösteriyor. Kasım ayına kıyasla yılbaşı otellerine olan talep yüzde 72, kayak otellerine ise yüzde 65 oranında artış kaydedildi. ULTRA HER ŞEY DAHİL KONSEPT ZİRVEDE Şirket CEO'su Gökhan Sivrikaya, 2024 tatil trendlerini özetledi. Sivrikaya, en çok tatil planı yapılan ayın temmuz, en çok tatil yapılan ayın ise takip eden ağustos olduğunu açıkladı. Araştırmada kadınlar tatil aramalarında yüzde 59,13 ile öne çıktı. Muğla en popüler bölge, Fethiye ise en çok tercih edilen lokasyon oldu. Ultra her şey dahil ve bungalov tatilleri en favori seçenekler arasında yer aldı. Popüler bölgelerde 4 kişilik bir aile için gecelik konaklama fiyatları Antalya için 2.000 TL - 617.000 TL arasında olurken, Muğla için 4.000 TL - 78.000 TL aralığında seyretti.

Canpolat: Haber

Canpolat: "Emlak Piyasası Durgun, Ev Almanın Tam Zamanı"

MERSİN (İHA) - Mersin Emlakçılar Odası Başkanı Mehmet Sinan Canpolat, Suriye'de Esad rejiminin düşmesiyle başlayan geri dönüşlerin emlak fiyatlarına etkisi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Canpolat, Mersin'in Suriye, Orta Doğu, Rusya ve Ukrayna'dan göç alan bir şehir olduğunu belirterek, fiyatların stabil kalacağına işaret etti. Canpolat, 2024 yılının emlak sektörü açısından durgun geçtiğini ifade etti. Bu durumun iki temel nedeni olduğunu belirterek, "Bunlardan biri bankaların mevduat faizlerini yüksek tutması, yatırımcının, vatandaşın paralarını mevduatta değerlendirmesi. İkinci konu da halkımızın yüzde 80-90'ı konut kredisiyle alım gerçekleştirdiği için yaklaşık bir yıldır, hatta bir yıldan fazla bir süredir hem kamu bankalarının hem özel bankaların konut kredi faizlerinin yüksek tutması" dedi. 2025 yılı için öngörülerini paylaşan Canpolat, konut kredisi faizlerinin 2’nin altına düşmesi halinde piyasada canlanma beklediklerini vurguladı. EV ALMAK İÇİN DOĞRU ZAMAN Ev sahibi olmak isteyenler için önemli bir çağrıda bulunan Canpolat, "Mevduat faizleri yüksek olabilir, oradan ciddi gelir elde edebilirler. Ama şu an gayrimenkul almanın, ev almanın, yatırım yapmanın tam zamanı. Çünkü fiyatlar, gerçekten günümüz şartlarında çok afaki ya da balon fiyatlar değil. Şu anki mevcut fiyatlar uygun ve şu an ev almanın tam zamanı. Eğer aradan 2-3 ay geçer, konut kredi faiz oranları düşerse bu rakamları yakalayamayabiliriz" diye konuştu. SURİYE'YE DÖNÜŞ ETKİSİ HAKKINDA KONUŞMAK İÇİN ERKEN Suriye'deki geri dönüş hareketliliğine de değinen Canpolat, Mersin’de 300-350 bin civarında Suriyelinin yaşadığını ve bu süreçte kesin bir değerlendirme için erken olduğunu belirtti. Şehirde Orta Doğu, Rusya ve Ukrayna'dan gelenler olduğundan fiyatların aynı seviyede kalacağını aktardı. Canpolat, geri dönüşlerin arz-talep dengesini rahatlatabileceğini ancak İstanbul ve Ankara gibi şehirlerden gelebilecek tam tersi bir göç senaryosunun piyasayı zorlayabileceğini ifade etti. SATILIK KONUTLARDA DOLANDIRICILIK UYARISI Elektronik İlan Doğrulama Sistemi'nin (EİDS) 1 Ocak 2025'te kiralık taşınmazlarda zorunlu hale geleceğini söyleyen Canpolat, satılık ilanlarda ise uygulamanın askıya alındığını belirtti. Vatandaşları sahte ilanlar ve dolandırıcılık konusunda uyaran Canpolat, "Vatandaşlar, sosyal medyada ya da internet portallarında sunumu yapılmayan, mal sahibini görmediğiniz ilanlara kayıt için istenen kapora, IBAN'a para gönder noktasında hiçbir yaklaşımda bulunmasınlar. Hemen en yakın adli mercilere ya da gerekli yerlere müracaat etmeleri kendileri açısından iyi olacaktır" diyerek dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.

Mersin'e 55 Milyon Dolarlık Sağlık Turizmi Yatırımı Haber

Mersin'e 55 Milyon Dolarlık Sağlık Turizmi Yatırımı

Türkiye'nin turizmde 100 milyon turist ve 100 milyar dolar gelir hedefi, yeni destinasyonlar ve turizm çeşitliliği projeleriyle destekleniyor. Bu kapsamda, Mersin’de arsa dahil 55 milyon dolarlık yatırımla inşa edilen BN Hotel Thermal & Wellness, sunduğu özel hizmetlerle bölgedeki sağlık turizmine yeni bir soluk getirdi. Otel, "Konaklamalı Rehabilitasyon ve Fizik Tedavi Merkezi" belgesiyle misafirlerine termal suyun şifalı etkilerinden faydalanma imkânı sunuyor. Çukurova Uluslararası Havalimanı'nın açılmasıyla birlikte Mersin'e çevre illerden gelen turist sayısında da büyük artış yaşanıyor. 6238 FAYDALI MİNERALLİ TERMAL SU İLE ŞİFA DAĞITIYOR BN Hotel Thermal & Wellness Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Narlı, otelin inşa sürecine ilişkin detayları paylaştı. Narlı Grup ve Balsuyu ailelerinin üçüncü kuşak temsilcisi olan Narlı, "Şehir otelciliğinde ciddi rekabet var, biz bölgede yapılmamış olanı yapalım, ülke ekonomisine ve bölgeye farklılık katalım diye yatırıma başladık" dedi. Bu kapsamda, 350 dönümlük arazi için 1000 kişiyle anlaşma sağlandığını ve bu sürecin 5-6 yıl sürdüğünü belirtti. Narlı, otelin en büyük farkının, içerdiği 6238 faydalı mineral ile onaylanmış termal su kaynağı olduğunu vurguladı. İstanbul Üniversitesi tarafından test edilen bu termal su, oteli sağlık turizmi açısından cazip bir noktaya dönüştürüyor. "İnsanlar buraya şifalanmak için geliyor" diyen Narlı, termal suyun sağlık açısından birçok faydasının olduğunu ifade etti. 249 ODA, 3 VİLLA VE YÜZDE 100 DOLULUK ORANI BN Hotel Thermal & Wellness, 249 oda ve 3 villadan oluşan konaklama kapasitesiyle misafirlerine hizmet veriyor. Yılın büyük bölümünde yüksek doluluk oranlarına ulaşan otel, özellikle hafta sonları son dakika tatilcilerle yüzde 100 doluluk oranına ulaşıyor. Yusuf Narlı, otelin müşteri profilinin ikiye ayrıldığını belirtiyor. Narlı, fizik tedavi ve sağlık turizmi için gelenler ve kongre, bayi toplantıları ve etkinliklere katılanlar olarak ziyaretçileri sınıflandırıyor. Bu bölünmüş müşteri profili, otelin yıl boyunca sürekli olarak dolu olmasını sağlıyor. Narlı, geçen yıl Türkiye'deki en başarılı 9'uncu otel seçildiklerini aktararak, yılı yüzde 70'in üzerinde doluluk oranıyla kapatmayı hedeflediklerini ifade etti. ÇUKUROVA HAVALİMANI İLE ERİŞİM KOLAYLAŞTI Narlı'ya göre, Mersin’in, Çukurova Uluslararası Havalimanı’na yakınlığı, turizm açısından bölgeyi daha cazip bir hale getiriyor. Havalimanının faaliyete geçmesiyle, Mersin'in çevre illerle bağlantısı güçlenmiş durumda. Adana, Gaziantep, Kayseri, Konya ve İstanbul gibi şehirlerden çok sayıda misafir, bu ulaşım kolaylığı sayesinde otele geliyor. Otel, müşteri memnuniyetini artırmak için ücretsiz havalimanı transferi hizmeti de başlattı. FİZİK TEDAVİ LİSANSI İLE HİZMET İHRACATI Fizik tedavi oteli olarak hizmet veren BN Hotel Thermal & Wellness, Sağlık Bakanlığı’ndan fizik tedavi lisansı almış durumda. Bu sayede, misafirler hem termal suyun şifalı etkisinden faydalanıyor hem de yatarak fizik tedavi hizmeti alabiliyor. Yusuf Narlı, "Biz burada termal turisti artırmak için çalışacağız. Otelimiz, Sağlık Bakanlığı’ndan fizik tedavi lisansını da aldı. Ziyaretçilerin, yatarak tedavi görebilecekleri bir fizik tedavi oteliyiz" dedi.

Akdeniz'de Kirlilik Alarmı: Mersin ve İskenderun Tehdit Altında Haber

Akdeniz'de Kirlilik Alarmı: Mersin ve İskenderun Tehdit Altında

MERSİN (İHA) – Akdeniz kıyılarında kirlilik krizi derinleşiyor. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Mersin ve İskenderun Körfezlerinin Akdeniz'deki en kirli bölgeler olduğunu belirterek, kirliliğin denizlerdeki oksijen seviyesini düşürecek boyuta ulaştığını söyledi. Salihoğlu, "Kirlilik, denizdeki canlılar için ana tehditlerden biri. Kirlilik ve iklim baskısı bir araya geldiği zaman oldukça sağlıksız bir ekosistemle karşı karşıya kalıyoruz, aynı zamanda insan sağlığı için de bir tehdit" dedi. MERSİN VE İSKENDERUN KÖRFEZLERİ ALARM VERİYOR Mersin’in Erdemli ilçesinde bulunan ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Akdeniz kıyılarındaki kirlilik konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kıyılara vuran atıkların deniz ekosistemine büyük zarar verdiğini vurgulayan Salihoğlu, Mersin Körfezi'nin Akdeniz'deki en kirli bölge olduğunu ifade etti. Mersin Körfezi'nin yanı sıra İskenderun Körfezi'nin de benzer bir kirlilik baskısı altında olduğuna dikkat çeken Salihoğlu, "Burada gördüğümüz kirliliğin ana kaynağı şehir deşarjları. Tabi nehirlerden de ciddi kirlilik baskısı var. Nehirlerden gelen kirlilik baskısının ana nedeni de tarımsal ve endüstriyel aktiviteler" dedi. OKSİJEN SEVİYESİ AZALIYOR, EKOSİSTEM DEĞİŞİYOR Denizlerdeki kirlilik, yalnızca suyun rengini değil, ekosistemi de değiştiriyor. Prof. Dr. Salihoğlu, "Kirliliğin boyutları oksijen seviyelerini düşürecek kadar arttı. Deniz üstünde köpüklenmeler görülmeye başlandı. Bu, sağlıksız bir denizin işaretidir. Eğer kirliliğe neden olan bu girdileri hızla azaltmazsak, denizlerdeki canlı türlerinin varlığı tehlikeye girecek" dedi. Bu durumun denizlerdeki bitkisel üretimden en üst seviyedeki canlılara kadar tüm ekosistemi etkilediğini ifade eden Salihoğlu, "Kirlilik, deniz canlılarının beslenmesini engelliyor ve oksijen seviyelerini düşürüyor. Bu da ekosistemi değiştiriyor ve direnç seviyesini azaltıyor" diye konuştu. KİRLİLİK VE İKLİM BASKISI BİRLEŞİRSE FELAKET KAÇINILMAZ Salihoğlu, kirliliğin iklim baskısı ile birleştiğinde daha büyük bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. "Kontrolsüz avcılık, biyoçeşitliliği ve ekosistem direncini zaten düşürüyor. Bunun üzerine kirlilik ve iklim baskısı eklenince, sağlıksız bir ekosistemle karşı karşıya kalıyoruz. Bu durum, aynı zamanda insan sağlığını da tehdit ediyor. Özellikle şehir deşarjları, insan sağlığını doğrudan etkileyebilecek bakterileri ve mikropları içeriyor" açıklamasında bulundu. İleri arıtma sistemlerinin önemine dikkat çeken Salihoğlu, şehir deşarjlarının denize boşaltılmadan önce etkili bir şekilde arıtılması gerektiğini ifade etti. "Bu konuda hem mevcut sistemlerin iyileştirilmesi hem de kapasite yetersizliği olan bölgelerde yeni arıtma tesislerinin kurulması gerekiyor" dedi. PLASTİK ATIKLAR EN BÜYÜK TEHDİTLERDEN BİRİ Akdeniz’deki kirliliğin önemli bir bölümünü de plastik atıklar oluşturuyor. Prof. Dr. Salihoğlu, "Denize giren plastiğin hiçbiri denizde üretilmiyor. Hepsi karadan geliyor. Gemilerden atıldığı sanılıyor ama asıl kirlilik kaynağı bizim kendi nehirlerimiz" dedi. Ceyhan Nehri'nin taşıdığı atıkların tüm bölgeyi kirlettiğini belirten Salihoğlu, karada biriken plastik atıkların zamanla denize ulaştığını ve bunun ekosistemi ciddi şekilde etkilediğini ifade etti. Plastik atıkların ekosistemdeki yıkıcı etkisine dikkat çeken Salihoğlu, "Artık tek kullanımlık plastiklerden ve doğaya atık bırakma alışkanlığından vazgeçmemiz gerekiyor" dedi. DENİZ EKOSİSTEMİ VE TURİZM TEHLİKEDE Deniz suyundaki kalite kaybının turizme de büyük darbe vuracağını belirten Salihoğlu, "Kimse bulanık, pis bir denizde yüzmek istemez. Oysa Akdeniz’in görünürlük seviyesi yüksek, pırıl pırıl sularıyla bilinir. Bu kaliteyi kaybetmek, turizmde büyük kayıplara neden olur" dedi. Mersin ve İskenderun Körfezlerinde yürütülen projelerin önemine dikkat çeken Salihoğlu, "Hızlı ve etkili müdahalelerle sağlıklı bir deniz ekosistemine tekrar kavuşabileceğimize inanıyoruz. Ama bunun için kararlı bir çevre politikası gerekiyor" dedi.

14. Doğu Anadolu Turizm ve Seyahat Fuarı Van’da Başladı Haber

14. Doğu Anadolu Turizm ve Seyahat Fuarı Van’da Başladı

Van Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen 14’üncü Doğu Anadolu Turizm ve Seyahat Fuarı bugün başladı. Fuara dair detaylar, Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan’ın katıldığı tanıtım toplantısında paylaşıldı. Bu yıl 14’üncüsü düzenlenen fuar, 3 gün boyunca ziyaretçilerini ağırlayacak. Van Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde gerçekleşen lansman etkinliğine TÜRSAB Doğu Anadolu Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Cevdet Özgökçe, Van Otelciler ve Turizmciler Derneği Başkanı Çetin Demirhan ve İpekyolu Expo Fuarcılık yöneticileri Yakup Karaer ve Özgür Can Çelik de katılım sağladı. "VAN’IN POTANSİYELİNİ TURİZMDE YANSITMAK İSTİYORUZ" Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Abdullah Zeydan, fuarın önemine vurgu yaparak, "Van özellikle tarih, inanç, kültür ve kış turizmi konularında çok büyük bir potansiyele sahiptir. Maalesef bugüne kadar bu potansiyel olması gereken noktaya hiçbir zaman ulaşamadı. Yüzyıllardır birlikte kardeşçe büyük bir uyum içerisinde yaşamış farklı kültürlerin, inançların ve kimliklerin yeniden bir arada yaşama iradesini güçlü kılmak ve geçmiş yüzyıllarda kendi vatanlarından topraklarından ayrılmak zorunda bırakılan Vanlıların da yeniden Van ile bütünleşmelerini sağlamak istiyoruz" dedi. Zeydan, "Van, Kürtler, Türkmenler, Ermeniler, Nasturiler, Süryaniler, Yahudiler, Ezidi inancına sahip Kürtler ve birçok farklı kimlik ve inançların birlikte yaşadığı kadim bir şehirdir. Buradan ayrılmak zorunda kalan yurttaşlarımızı yeniden kendi kentleriyle topraklarıyla buluşturma ve aynı zamanda tarihin bize miras bıraktığı bütün o kültürel değerleri, tarihi ve doğal güzellikleri hem kendi halkımızla hem de yabancı turistlerle buluşturma, Van'ın değerlerini başkalarına tanıtma ve Van'ın turizm potansiyelini olması gereken noktaya taşıma adına biz bu fuarı çok önemsiyoruz" ifadelerini kullandı. "VAN HAK ETTİĞİ TURİZM DEĞERİNE KAVUŞMALI" Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Neslihan Şedal da Van’ın turizm potansiyelini artırmayı hedeflediklerini belirterek, Van'ın, doğal güzellikleriyle çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu ancak hak ettiği değeri göremediğini söyledi. "Bizler, bu fuarlarla Van’ın sınır kenti olma avantajını da kullanarak turizmde hak ettiği konuma gelmesi için çaba gösteriyoruz" diye ekledi. "VAN’A GELMEK İÇİN 101 NEDEN VAR" TÜRSAB Doğu Anadolu Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Cevdet Özgökçe, "Turizmde Van gerçekten hak ettiği yere hiçbir zaman gelmedi. Çok büyük değerleri olan bir kent, bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehir. Yönetim Kurulu olarak geçmiş tarihlerde 'Van'a turist neye gelir' diye bir çalışma yaptık. Van'a gelmek için 101 nedeniniz var, Van'da 101 çeşit ürünümüz var. Dünyada bilinen tanınan bir kentiz ama turizmde hiçbir zaman hak ettiğimiz yere gelmedik. Günümüzde 2 milyona yakın bir kente günde 9- 10 tane uçak gelmektedir. Sınır kapılarında ciddi sorun sıkıntılar yaşıyoruz" dedi. 60'a yakın acente, belediye, sektör paydaşlarının fuara katıldığını belirterek, kritik öneme sahip olan fuara tüm paydaşlar ve Vanlıların sahip çıkması gerektiğini ifade etti. MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KONUK EDİLİYOR Van Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Murat Ertaş, fuarın bölge turizmi için önemine değinerek, "Bölgemizin turizm potansiyelini hem ulusal hem uluslararası alanda tanıtmak amacıyla düzenlenen önemli fuar, 60 kamu kurumunun ve özel sektör temsilcilerin katılımıyla gerçekleştirilecektir. Bu fuar sadece Van için değil, Doğu  Anadolu'nun turizm alanında kalkınması için katkı sunacak büyük bir organizasyondur. Bu yıl fuarımızın konuk ili Mersin Büyükşehir Belediyesi olacaktır. Ayrıca bölgemizdeki birçok belediye ve ilimizdeki kurum kuruluş fuarımızda yer alacaktır" dedi.

Ankara-İstanbul Seyahat Süresi 80 Dakikaya İnecek Haber

Ankara-İstanbul Seyahat Süresi 80 Dakikaya İnecek

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı sunumda, ülke genelindeki demiryolu projelerinin detaylarına değindi. Bakan Uraloğlu, taşıt sahipliğinin artması ve karayolu kullanımındaki büyük artışa rağmen, trafik güvenliği konusunda önemli ilerlemeler kaydedildiğini vurguladı. Taşıt kullanımının yüzde 195 arttığını belirten Uraloğlu, karayollarındaki güvenlikle ilgili yapılan iyileştirmeler sonucu, 100 milyon taşıt başına hayatını kaybeden kişi sayısının yüzde 77 oranında azaldığını ifade etti. Bakanlık bütçesinin artırıldığını açıklayan Uraloğlu, 2025 yılı için 482 milyar lira yatırım teklifinde bulunacaklarını belirtti. 2002-2024 yılları arasında yapılan yatırımların toplamda 280,6 milyar dolar değerinde olduğunu kaydetti. Demiryolu yatırımlarının payı ise her geçen yıl artıyor; 2023'te bu oran yüzde 53'e, 2024'te ise yüzde 55'e çıkması bekleniyor. Bakan Uraloğlu, 2028 yılına kadar demiryolu hat uzunluğunu 17 bin 287 kilometreye çıkarmayı hedeflediklerini ve demiryolu taşımacılığını daha da yaygınlaştıracaklarını belirtti. Bugüne kadar 92 milyon yolcu taşıyan hızlı trenlerin sayısını artırmayı ve 2053’te toplam 28 bin 590 kilometreye ulaşmayı planladıklarını ifade etti. İstanbul'da, şehir içi raylı sistemlerde büyük yatırımlar yapılmış olup, Pendik-Sabiha Gökçen Havalimanı Metro hattı gibi projelerle yaklaşık 41 milyon yolcu taşındı. Ayrıca, Bakırköy-Bahçelievler-Kirazlı Metro hattı, açıldığı günden bu yana 14 milyon yolcu taşıdı. Bakan, İstanbul dışında da şehir içi raylı sistemlerin yaygınlaştırıldığını, Bursa Emek-YHT-Şehir Hastanesi metrosunun 2026 yılında tamamlanacağını belirtti. Ankara-İstanbul Süper Hızlı Tren Projesi ile seyahat süresini 80 dakikaya indirileceğini açıklayan Bakan Uraloğlu, bu projeyle birlikte, Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren hattı gibi projelerin de hızla ilerleyeceğini söyledi. Ayrıca, Ankara-Kayseri arasında seyahat süresi 7 saat 47 dakikadan 2 saate, Mersin-Adana hattında ise 6,5 saatten 2 saat 15 dakikaya düşürülecek. Uraloğlu, ayrıca 2028'e kadar 3 bin 92 kilometre olan mevcut hızlı tren hatlarını tamamlayacaklarını, yeni projelerle ulaşım sürelerini kısaltmayı ve demiryolu taşımacılığını daha etkin hale getirmeyi amaçladıklarını belirtti. Kırıkkale-Çorum-Samsun Hızlı Tren Hattı ve Gaziantep-Şanlıurfa Hızlı Tren projelerinin de etüt ve yapım işlerine başlandığını duyurdu. Bakanlık, yerli ve milli demiryolu araçlarının üretimine de öncelik veriyor. Ülke genelinde bin 15 kilometrelik şehir içi raylı sistem hattının 434 kilometresi, Ulaştırma Bakanlığı tarafından inşa edilmiş durumda. 2025 yılı içinde İstanbul Havalimanı Metro hattının 2. etabının da hizmete girmesi bekleniyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.