Hava Durumu

#Milli Park

TOURISMJOURNAL - Milli Park haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Milli Park haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kanada'nın doğa harikası Banff Milli Parkı Haber

Kanada'nın doğa harikası Banff Milli Parkı

Kanada'nın Rocky Dağları'nın kalbinde, nefes kesici güzellikte bir doğa harikası olan Banff Milli Parkı, doğaseverleri, macera arayanları ve fotoğraf tutkunlarını cezbetmeye devam ediyor. Doğal zenginlikleri, vahşi yaşamı ve etkileyici manzaralarıyla ünlü olan Banff, sadece bir milli parktan çok daha fazlasını sunuyor. Banff Milli Parkı, 1885 yılında Kanada'nın ilk milli parkı olarak kuruldu. Banff Springs Hotel'in inşası sırasında keşfedilen Sulphur Dağları'nın çevresindeki bu muazzam arazi, doğal güzellikleri koruma amacıyla milli park ilan edilmiş. Banff, şu anda dünya üzerindeki en eski milli parklardan biri olarak kabul ediliyor. Banff, çeşitli ekosistemlere ev sahipliği yaparak dikkat çekiyor. Ormanlık alanlardan alpine zirvelere, göllerden buzul vadilere kadar pek çok farklı doğal ortamı içinde barındırıyor. Moraine Gölü ve Peyto Gölü gibi turkuaz renkli göller, parkın sembolik manzaraları arasında bulunuyor. Ayrıca, Johnston Kanyonu gibi doğal oluşumlar da ziyaretçilerin hayranlıkla izlediği yerler arasında. Banff Milli Parkı, vahşi yaşamın zenginliği ile biliniyor. Ziyaretçiler, karibu sürülerini, grizzly ayılarını, boz ayıları, kurtları ve birçok kuş türünü gözlemleme şansına sahip. Özellikle yaz aylarında, yavrularını besleyen hayvanları görmek için popüler bir zaman. Banff, sadece doğa gözlemi için değil, aynı zamanda bir dizi macera ve etkinlik için de ideal bir yer. Park, dağ bisikleti, yürüyüş, kaya tırmanışı, su sporları, kayak gibi aktivitelerle meşhur. Ayrıca, Banff Merkezi'nde alışveriş yapabilir, sanat galerilerini gezebilir ve yerel restoranlarda yöresel lezzetleri deneyebilirsiniz. Banff Milli Parkı, doğal zenginliklerini gelecek nesillere aktarmak ve korumak amacıyla çeşitli koruma çabalarına ev sahipliği yapmakta. Ziyaretçilere, parkın ekolojik dengesini koruma ve vahşi yaşamı rahatsız etmemeleri konusunda duyarlı olmaları çağrısında bulunuluyor. Banff Milli Parkı'nı ziyaret edenlere, doğal alanlara saygılı olmaları, izin verilen patika ve yolları kullanmaları ve vahşi yaşamla karşılaştıklarında güvenli bir mesafeden izlemeleri hatırlatılıyor. Ayrıca, parkın sürdürülebilir turizm ilkelerine uygun bir şekilde keşfedilmesi önemle vurgulanıyor. Banff Milli Parkı, sadece bir doğa destinasyonu değil, aynı zamanda insanları doğanın güzellikleriyle yeniden bağlantı kurmaya davet eden eşsiz bir yer olarak öne çıkıyor.

Doğanın Harikası Iguazu Milli Parkı Haber

Doğanın Harikası Iguazu Milli Parkı

Arjantin ve Brezilya sınırları arasında yer alan Iguazu Milli Parkı, dünya çapında özellikle benzersiz güzellikteki şelaleleri ve zengin biyoçeşitliliğiyle dikkat çekiyor. Son yıllarda turistlerin ilgisini çeken bu doğa harikası, bir kez daha göz kamaştırıcı güzellikleriyle adından söz ettiriyor. Iguazu Şelaleleri, parkın ana cazibe merkezi olmaya devam ediyor. Sınırları aşan bu şelaleler, 275'in üzerinde büyük ve küçük kaskatlı şelaleden oluşuyor ve etkileyici bir manzara sunuyor. Ziyaretçiler, özellikle Yavru Şeytan Gırtlağı adı verilen bölgeden muazzam bir şelale manzarasına tanık oluyorlar. Milli park, sadece şelaleleriyle değil, aynı zamanda biyoçeşitliliği ile de ünlü. Ormanlık alanları, egzotik bitki örtüsü ve zengin hayvan popülasyonuyla Iguazu, doğa severleri cezbetmeye devam ediyor. Renkli kuş türleri, nadir bitki örnekleri ve endemik hayvanlar, bu bölgeyi bir biyoçeşitlilik cenneti haline getiriyor. Park yönetimi, ziyaretçilerin doğayla uyumlu bir şekilde etkileşimde bulunmalarını sağlamak için çeşitli sürdürülebilir turizm projelerini hayata geçiriyor. Doğal kaynakları koruma odaklı bu çabalar, Iguazu'nun gelecek nesiller için de benzersiz bir doğa mirası olarak kalmasına katkı sağlıyor. Iguazu Milli Parkı, hem macera arayan gezginlere hem de sakin bir doğa kaçamağı arayanlara hitap eden geniş bir yelpazede aktivite sunuyor. Ziyaretçiler, doğanın bu büyüleyici köşesinde unutulmaz anılar biriktirirken, aynı zamanda çevreye duyarlı turizmin önemine de tanıklık ediyorlar.

Chile'nin Göz Kamaştıran Mirası: Torres Del Paine Milli Parkı Haber

Chile'nin Göz Kamaştıran Mirası: Torres Del Paine Milli Parkı

Chile'nin güneyinde, Patagonya bölgesinde yer alan Torres Del Paine Milli Parkı, doğal güzellikleri, zengin biyolojik çeşitliliği ve etkileyici manzaralarıyla dünya çapında ün kazanmış bir doğal milli park. Patagonya'nın vahşi ve bozkır manzarasının en çarpıcı örneklerinden birini sunan bu milli park, her yıl binlerce ziyaretçiyi kendine çekiyor. Torres Del Paine Milli Parkı, devasa buzullar, parıldayan göller, sarp dağ zirveleri ve eşsiz yaban hayatıyla tanınıyor. Parkın en çarpıcı özelliklerinden biri de, dik ve yüksek granit zirvelerden oluşan "Torres" olarak bilinen üç kuleyi içeren dağ manzarası. Bu kuleler, gün batımında ve doğumunda muazzam renk değişimleriyle ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatıyor. Ayrıca, parkın içinde yer alan Grey, Nordenskjöld, ve Pehoé gölleri, berrak suları ve etkileyici çevresiyle görsel bir şölen sunuyor. Parkın geniş alanları, macera tutkunları için yürüyüş ve dağcılık rotalarıyla dolu. W Trek ve O Trek gibi ünlü yürüyüş parkurları, doğanın kalbinde unutulmaz bir keşif vaat ediyor. Torres Del Paine, aynı zamanda birçok endemik türü barındıran zengin bir biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapıyor. And Dağları'ndan gelen soğuk rüzgarların etkisiyle, parkın ekosistemi benzersiz. Güney Amerika'nın en büyük yabani memelilerinden biri olan güney and geyiği ise, parkta rastlanan önemli hayvan türlerinden biri. Son yıllarda, sürdürülebilir turizm uygulamalarıyla bilinen Torres Del Paine Milli Parkı, doğa koruma çabalarına büyük destek sağlamakta. Ziyaretçilere, çevreyi ve parkın ekosistemini korumak için çeşitli rehberlik ve eğitim programları sunularak, benzersiz doğal mirasın gelecek nesiller için korunmasına katkıda bulunmaları teşvik ediliyor. Torres Del Paine Milli Parkı, doğa severler ve macera arayanlar için eşsiz bir destinasyon olmaya devam ediyor, bu muazzam doğal güzelliklerle dolu bölge, gezginlere unutulmaz anılar ve keşifler sunuyor.

Kruger Ulusal Parkı: Güney Afrika'nın Doğal Cenneti Haber

Kruger Ulusal Parkı: Güney Afrika'nın Doğal Cenneti

Güney Afrika'nın kuzeydoğusunda yer alan ve 1898'de Güney Afrika Cumhuriyeti hükûmeti tarafından korunup 1926'da Güney Afrika'nın ilk ulusal parkı olan Kruger Ulusal Parkı, zengin biyolojik çeşitliliği, etkileyici manzaraları ve vahşi yaşamıyla dünya çapında ünlü bir park. Mozambik sınırına yakın bir konumda, Limpopo ve Mpumalanga eyaletlerinde geniş bir alanı kapsayan bu göz alıcı park, yıl boyunca binlerce ziyaretçiyi çeken eşsiz bir doğa deneyimi sunuyor. Park, pek çok farklı ekosistemlere sahip ve savana, ormanlık alanlar, nehir vadileri gibi çeşitli habitatlara ev sahipliği yapıyor. Bu özellik, parkın zengin biyolojik çeşitliliğini destekliyor. Kruger Ulusal Parkı, aslan, leopar, fil, gergedan, buffalo gibi Büyük Beş olarak bilinen vahşi yaşam türlerine ev sahipliği yapıyor.  Ayrıca, birçok kuş türünü ve diğer hayvanları da parkta gözlemleyebilirsiniz. Park, vahşi yaşamın korunması ve sürdürülebilir turizm amacıyla çeşitli koruma projelerine ev sahipliği yapıyor. Wildwatch Kruger gibi inovatif teknolojiler, parkın hayvanları izleme ve koruma çabalarını destekliyor. Park için yeni doğa yürüyüşü rotaları ve manzara izleme noktaları gibi yönetim ve turist deneyimini geliştirmek için yapılan altyapı ve konaklama olanaklarındaki iyileştirmeler ve ek özellikler, ziyaretçilere unutulmaz bir doğa macerası sunuyor. Park, yerel topluluklarla işbirliği yaparak doğa koruma bilincini artırmak amacıyla eğitim ve bilinçlendirme programları da düzenlemekte. Kruger Ulusal Parkı, sadece Güney Afrika'nın değil, dünya çapındaki doğal miras alanlarından biri olarak önemini koruyor. Bu eşsiz parkta doğanın güzelliklerini keşfederken aynı zamanda vahşi yaşamın korunmasına katkıda bulunabilirsiniz.

Göreme Milli Parkı: Kapadokya'nın Eşsiz Güzellikleri Haber

Göreme Milli Parkı: Kapadokya'nın Eşsiz Güzellikleri

Adeta bir doğal miras olan Göreme Milli Parkı, Türkiye'nin orta kısmında, Kapadokya bölgesinde yer alıyor. Eşsiz peribacalarıyla ünlü olan Göreme Milli Parkı'nın peribacaları, yumuşak tüf kayalarından ve yüzyıllar boyu süregelen rüzgar ve yağmurun aşındırıcı etkisiyle oluşmuşlar. Birbirine komşu olan ve sivri uçlarıyla dikkat çeken bu kule benzeri oluşumlar, bölgeye gerçekten de mistik bir hava katıyor. Göreme bölgesi, tarih boyunca birçok medeniyetin izlerini taşıyor. Bölgedeki mağaralar, tarihi kiliseler ve yer altı şehirleri, Kapadokya'nın zengin kültürel geçmişini yansıtıyor.  Göreme Açık Hava Müzesi, bölgedeki tarihi kiliseleri ve freskleri keşfetmek isteyen ziyaretçiler için olmazsa olmaz duraklardan. Göreme'nin benzersiz coğrafyasını keşfetmenin en etkileyici yollarından biri de elbette sıcak hava balonlarıyla yapılan turlar. Sabahın erken saatlerinde gökyüzüne yükselen balonlar, bölgenin muazzam manzarasını seyretmek isteyenlere unutulmaz bir deneyim sunuyor. Yerel kültürü ve lezzetleriyle de öne çıkan Göreme'deki geleneksel restoranlarda yöresel yemekleri tatma şansı bulabilirsiniz. Üstelik el yapımı hediyelik eşyalar alarak bu eşsiz kültürle daha da yakından tanışabilirsiniz. Göreme Milli Parkı yıl boyunca ziyaretçilere açıktır, ancak bizce ilkbahar ve sonbahar ayları bölgenin en güzel zamanları. Sıcak hava balon turları genellikle sabah saatlerinde düzenleniyor. İsteğe göre, rehberli turlara katılabilir veya kendi başınıza da bölgeyi keşfedebilirsiniz.  Göreme Milli Parkı, benzersiz coğrafi yapısı, tarihi zenginlikleri ve kültürel çeşitliliğiyle Türkiye'nin en etkileyici destinasyonlarından. Doğa ve tarih meraklıları için muazzam bir keşif noktası olan Göreme, unutulmaz anılar biriktirmek isteyen herkesin kesinlikle ziyaret etmesi gereken bir yer.

Eşsiz Galapagos Adaları'ndaki biyolojik zenginlik Haber

Eşsiz Galapagos Adaları'ndaki biyolojik zenginlik

Toplamda 50.000 km² yüzölçümüne sahip, Ekvador'a bağlı bir takımada grubu olan Galapagos Adaları, Büyük Okyanus'un doğu kıyısında bulunuyor. 1535'te, Peru'ya gitmekte olan Panama piskoposu Tomas de Berlanga tarafından keşfedilen ve Colón Takımadaları olarak da bilinen bu adalar, coğrafi izolasyonları ve eşsiz biyolojik çeşitlilikleriyle oldukça ünlü.  Charles Darwin'in evrim teorisini geliştirmesine ilham kaynağı olan bu adalar, dünya üzerindeki en ilginç ve özel ekosistemlerden birine ev sahipliği yapıyor. Galapagos, 13 ana adadan ve bir dizi küçük adacıktan oluşuyor. Adaların çoğu volkanik kökenli olup bölgedeki denizaltı lav akıntılarından oluşmuş, üstelik birçoğu hala etkinliğini sürdürüyor. Bu adaların iklimi ekvatoral iklimle birlikte, deniz akıntılarından kaynaklanan serin ve sıcak hava akımlarıyla etkilenmekte. Eşsiz ve endemik bir biyolojik çeşitliliğe sahip olan Galapagos Adalarındaki hayvan türlerinin çoğu, bu izole ekosistemlerde evrimleşmişler ve başka hiçbir yerde bulunmuyorlar.  Dev kaplumbağalar, deniz iguanaları, mavi ayaklı kuşlar ve dev kara kuşlar gibi nadir türler, Galapagos'un biyolojik çeşitliliğini oluşturan başlıca örneklerden. 1835 yılında Darwin'in ziyareti sırasında gözlemlediği farklı adalardaki türlerin benzersiz adaptasyonları, bu gözlemleri sayesinde doğal seleksiyon ilkesini ortaya koymasına ve evrim teorisini geliştirmesinde büyük rol oynamıştır. Ekvador Hükümeti, adalardaki benzersiz ekosistemleri ve endemik türleri korumak amacıyla çeşitli doğa rezervleri ve milli parklar oluşturmuş ki ziyaretçiler bile, adalara yalnızca özenle kontrol edilen turlar aracılığıyla girebiliyorlar. Galapagos Adaları, sınırlı sayıda ziyaretçi alıyor ve turizm faaliyetleri sıkı bir şekilde denetleniyor. Bu, adalardaki hassas ekosistemleri korumak için atılmış önemli bir adım. Ziyaretçiler, rehberler eşliğinde doğa yürüyüşleri yapabilir, su altı dünyasını keşfetmek için şnorkelle dalabilir ve eşsiz doğal güzellikleriyle tanışabilirler. Galapagos Adaları, dünya üzerindeki benzersiz doğal yaşam ve evrimin mükemmel bir örneğini sunuyor. Bu adalar, doğa severler ve bilim insanları için gerçekten de büyüleyici bir destinasyon olmaya devam ediyor ve edecektir de.

Orman ve denizin muhteşem birleşimi, Beydağları Sahil Milli Parkı Haber

Orman ve denizin muhteşem birleşimi, Beydağları Sahil Milli Parkı

Beydağları Sahil Millî Parkı, Türkiye'nin batısında, Antalya il sınırları içinde, Sarısu'dan itibaren Gelidonya Burnu'na kadar uzanan bir alanı kapsıyor.  Giriş noktasından itibaren Topçam, Küçük Çaltıcak, Büyük Çaltıcak, Kargıcak gibi günlük mesire alanlarına, upuzun plajlara ve ormanlara ev sahipliği yapan bu muazzam doğal alan, orman ve denizin birleştiği ender tabiat harikalarından. Beydağları Sahil Millî Parkı, 34,596 hektarlık geniş bir alanı kaplayarak, Akdeniz ikliminin etkisi altında bulunuyor. Bu alan, farklı ekosistemlere ev sahipliği yaparak ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunuyor.  Parkın sahil şeridi, altın kumlu plajları, turkuaz renkli denizi ve etkileyici kıyı manzaralarıyla ünlü. Doğal koyları ve bakir sahilleri, deniz severler için adeta bir vaha gibi. Parkın iç kısımlarında ise yoğun orman örtüsü, zengin flora ve fauna ile göz kamaştırıcı bir biyoçeşitlilik sunuyor. Ormanın içindeki patikaları takip ederek, çam ağaçlarıyla kaplı dağ eteklerinde keyifli doğa yürüyüşleri yapabilirsiniz. Parkın bu bölgesi, aynı zamanda birçok endemik bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Beydağları Sahil Millî Parkı, tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış olduğundan, Antik dönemden Likya ve Pisidya medeniyetlerine ait kalıntıları görebilirsiniz.  Millî Park, sadece doğa ve tarihle değil, aynı zamanda yüksek tepelerden açılan panoramik manzara noktalarıyla da öne çıkıyor. Parkın zirvesinden Akdeniz'in mavi sularının ve çevresindeki doğanın görkemini görmek, adeta bir doğa şöleni. Beydağları Sahil Millî Parkı, sadece yerel halk için değil, aynı zamanda ulusal ve uluslararası turistler için de çok popüler. Park, doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve sunduğu çeşitli aktivitelerle her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.  Beydağları Sahil Millî Parkı, doğanın büyüsünü keşfetmek, tarihi izlerin peşinden gitmek veya sadece huzurlu bir kumsalda dinlenmek isteyen herkes için bir doğa harikası.

Adeta doğal bir cennet:Spil Dağı Milli Parkı Haber

Adeta doğal bir cennet:Spil Dağı Milli Parkı

1513 metre yüksekliğinde olan, Bozdağlar’ın Kuzeybatı ucunda ayrı bir kalker kütle olarak oluşan Spil Dağı(Manisa Dağı) 22 Nisan 1968 tarihinde doğal büyüleyici özellikleri sayesinde Milli Park özelliği almış, Gediz havzası üzerinde yer alan ve gerçekten de büyüleyici bir doğal alana ve ekosisteme ev sahipliği yapan bir milli parkımız. Manisa şehir merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta olduğu için ulaşımı da oldukça kolay olan Spil Dağı Milli Parkı, orman ve açık alan olarak toplam 6860 hektarlık bir alanı kapsamakta. Milli parkın doğusunda bulunan, derinliği 1-2 metreyi geçmeyen Sülüklü Göl ise kalkerlerin erimesiyle oluşmuş.  Dağ, 120’yi aşan endemik bitki türünü bünyesinde barındırıyor ve zengin florası sayesinde kızılçam, karaçam, saçlı meşe gibi birçok farklı ağaç türünü barındıran geniş ormanlık alanlara ev sahipliği yapıyor. Üstelik dağ yetmişe yakın şifali bitkiyi de bünyesinde barındırıyor. En bilindik olanı ise özellikle mart ve nisan aylarında yoğun olarak görülen Manisa Lalesi. Bu özellikleri parkı, doğan, atmaca, kartal, akbaba gibi çeşitli, birbirinden farklı kuş türlerinin yaşam alanı haline getiriyor. Üstelik geyik, yaban domuzu, at gibi memeli hayvanların yanı sıra, yılan, kaplumbağa gibi sürüngenler de ev sahipliği yapıyor bu park. Spil Dağı'nda, Kybele Kaya Kabartması, Lidya kültürünün kalıntıları olan kaya mezarları, Yarıkkaya’nın yakınındaki kayalara oyulmuş evler ve bir taht gibi antik döneme ait kalıntılar ve tarihi yapılar da bulunuyor. Kamp yapmak isteyen ziyaretçiler için özel bölgelere sahip olan parkta aynı zamanda piknik tesisleri, spor, oyun alanları, restoranlar ve konforlu bir konaklama isteyenler için dağ evleri de bulunuyor.  Sonuç olarak doğa ile iç içe olmak isteyenler için ideal bir destinasyon olan Spil Dağı Milli Parkı, doğal güzellikleri, biyoçeşitliliği, yürüyüş ve piknik imkanları ile ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor ve sadece doğal güzellikleri değil, aynı zamanda tarih ve kültürle de buluşma fırsatı sunuyor.

Avatar'ın esinlenildiği o park; Zhangjiajie Milli Parkı Haber

Avatar'ın esinlenildiği o park; Zhangjiajie Milli Parkı

1992'de UNESCO Dünya Mirası alanı olarak tanınan, Wulingyuan Manzara ve Tarihî Alanının bir parçası olan Zhangjiajie Milli Parkı, Çin'in Hunan eyaletinde bulunan adeta eşsiz bir doğal güzellik alanı. Park, özellikle yüksek ve sivri dağ zirveleri, yoğun ormanları, derin vadileri ve muazzam kumtaşı sütunlarıyla tanınıyor. Bu benzersiz peyzaj, parkın aynı zamanda James Cameron'ın "Avatar" filmine ilham kaynağı olmasını sağlamış. Zhangjiajie Milli Parkı, geniş bir alanı kaplayan ve çeşitli doğal oluşumları içeren bir bölgeyi kapsıyor. Parkın en ikonik özelliklerinden biri, yaklaşık 3,544 metreye kadar yükselen volkanik aktivite sonucu oluşmuş ve ilginç şekillerde aşınmış kumtaşı sütunları. Bu sütunlar, yüz milyonlarca yıl süren erozyon süreçleri sonucu rüzgar ve yağmurun etkisiyle şekillenmiş olup, parka eşsiz bir manzara sunar. Zhangjiajie'deki en ünlü kumtaşı sütunlarından biri, amerikan bilimkurgu filmi Avatar'a ithafen "Avatar Hallelujah Dağları" olarak adlandırılmış, asıl adı South Sky Pillar olan sütunlar, ziyaretçilere adeta gerçeküstü bir dünya hissi verir ve doğa ile insan yapımı fantastik bir dünya arasında benzersiz bir deneyim sunar. Parkın içerisinde bulunan 6 metre genişliğinde, deniz seviyesinden 1,430 metre, yerden ise 300 metre yükseklikte ve 430 metre uzunluğunda olan Zhangjiajie Cam Köprüsü, Tianmen Dağı etrafındaki uçurumda nefes kesen bir yürüyüş deneyimi sağlıyor. Parkın içinde ayrıca büyük ve derin vadiler, yeşil ormanlar ve çağlayanlar gibi çeşitli diğer doğal güzellikler de bulunuyor. Bu özellikler, Zhangjiajie Milli Parkı'nın biyoçeşitliliği ve doğal zenginlikleriyle dikkat çeken bir destinasyon haline gelmesini sağlıyor. Zhangjiajie, aynı zamanda ziyaretçilere tarihi ve kültürel bir deneyim sunan birçok turistik noktayı da içeriyor. Bölgedeki yerel kültürü keşfetmek isterseniz, geleneksel Çin mimarisine sahip köyleri ziyaret edebilir ve geleneksel el sanatlarıyla tanışabilirsiniz. Park, aynı zamanda çeşitli yürüyüş ve trekking rotaları sunar, böylece doğanın tadını çıkarmak isteyen ziyaretçiler farklı zorluk seviyelerindeki parkurlarda doğa yürüyüşleri yapabilirsiniz. Sonuç olarak, Zhangjiajie Milli Parkı, eşsiz kumtaşı sütunları, çeşitli doğal oluşumları, tarihi kültürü ve zengin biyoçeşitliliği ile dünya çapında bir turistik cazibe merkezi. Doğa severler, macera arayanlar ve fotoğraf tutkunları için unutulmaz bir deneyim sunan bu park, Çin'in doğal güzellikleri arasında kesinlikle önde gelen alanlardan.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.