Hava Durumu

#New York

TOURISMJOURNAL - New York haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, New York haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Metropolitan Museum of Art, Sanatseverleri Büyülemeye Devam Ediyor Haber

Metropolitan Museum of Art, Sanatseverleri Büyülemeye Devam Ediyor

New York'un kültürel simgelerinden biri olan Metropolitan Museum of Art, sanatseverleri bir kez daha büyüleyici bir deneyime davet ediyor. Müze, yeni sergisi "Ebedi Anlatı: Antik Mezopotamya'dan Modern Sanata" ile ziyaretçilerini tarihin derinliklerine yolculuğa çıkarıyor. Sergide, Antik Mezopotamya uygarlığının izlerinden günümüz sanatına uzanan bir yolculuk sunuluyor. İlk yazılı belgelerin, matematiksel keşiflerin ve sanat eserlerinin doğduğu bu toprakların zengin kültürel mirası, müzenin galerilerinde yeniden canlanıyor. Sergide, Mezopotamya'nın antik tabletlerinden çıkarılan yazılı belgeler, heykeller, seramikler ve mücevherler gibi nadir eserler yer alıyor. Metropolitan Müzesi Genel Müdürü Jane Smith, sergi hakkında şunları söylüyor: "Ebedi Anlatı sergisi, ziyaretçilere binlerce yıl öncesinden günümüze uzanan bir sanat yolculuğu sunuyor. Mezopotamya uygarlığının etkileyici mirası, modern sanatla buluşuyor ve izleyicilere ilham veriyor." Sergi, sanatseverlerin yanı sıra tarih tutkunlarını da cezbetmeyi hedefliyor. Mezopotamya'nın yaşam tarzı, inanç sistemleri ve sanat anlayışıyla ilgili derinlemesine bilgi sunan sergi, ziyaretçilere benzersiz bir öğrenme deneyimi vaat ediyor. "Ebedi Anlatı: Antik Mezopotamya'dan Modern Sanata" sergisi, 15 Nisan'a kadar Metropolitan Museum of Art'ta ziyaret edilebilir. Müzenin COVID-19 önlemleri kapsamında rezervasyon yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Bu benzersiz sergi, sanat tarihine ilgi duyan herkes için kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor. Metropolitan Museum of Art, ziyaretçilerini bu eşsiz sanat yolculuğuna çıkarmaya hazır.

Modern Sanatın İncisi: Museum Of Modern Art Haber

Modern Sanatın İncisi: Museum Of Modern Art

New York'un kültürel simgelerinden biri olan Museum of Modern Art (MoMA), 2024 yılına çeşitli yenilikçi sergiler ve sanat etkinlikleriyle dolu bir programla giriyor. Sanatseverler, modern sanatın önde gelen eserlerini keşfetmek ve çağdaş sanat dünyasının en son gelişmelerini deneyimlemek için MoMA'nın kapılarını yeniden açmaya hazırlanıyor. MoMA, 20. yüzyılın başlarından günümüze kadar uzanan geniş bir sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapmasıyla tanınıyor. Picasso, Van Gogh, Warhol gibi ustaların eserlerinin yanı sıra, çağdaş sanatın öncülerinin çalışmalarını da bünyesinde barındırıyor. 2024, müzenin bu zengin mirasına daha da derinlemesine bir bakış sunacak. Müzenin 2024 programı, sanatseverleri etkilemek ve düşündürmek için çeşitli temalara odaklanıyor. Bu yılın öne çıkan sergilerinden biri, "Dönüşümün Ötesinde: Sanat ve Teknoloji Arasında Yeni Sentezler" adını taşıyor. Bu sergi, dijital çağın getirdiği yeniliklerle sanatın nasıl dönüştüğünü inceliyor. Yapay zeka, sanal gerçeklik ve diğer çağdaş teknolojilerin sanat üretimine etkisi, sanatseverlere ilham verici bir deneyim sunacak. Ayrıca, MoMA'nın 2024 programında genç ve yükselen sanatçıların eserlerine de geniş bir yer veriliyor. "Yeni Nesil Sanatçılar: Değişen Dünyaya Yeni Bakışlar" başlıklı sergi, dünyanın dört bir yanından gelen genç yeteneklerin çarpıcı çalışmalarını bir araya getiriyor. Bu sergi, sanatın evrensel dilini ve genç sanatçıların dünyayı nasıl farklı açılardan görebileceğini vurgulayarak, izleyicilere ilham vermeyi amaçlıyor. MoMA'nın 2024 programı sadece sergilerle sınırlı kalmıyor; aynı zamanda sanatseverlere interaktif etkinlikler ve atölye çalışmaları da sunuyor. "Sanatla Buluşma: Yaratıcı İfadenin Peşinde" adlı bir atölye çalışması, ziyaretçilere kendi sanatlarını yaratma fırsatı sunacak. Ayrıca, sanatçılarla söyleşiler, film gösterimleri ve performans sanatı etkinlikleri de MoMA'nın programının ayrılmaz bir parçasını oluşturacak. MoMA Direktörü Caroline Smith, 2024 programıyla ilgili yaptığı açıklamada, "Bu yıl, sanatın dönüşümlerini ve çağdaş dünyadaki yerini keşfetmek için müthiş bir fırsat sunuyoruz. MoMA, sanatseverlere ilham vermek ve sanatın gücünü kutlamak için her zamankinden daha heyecan verici bir platform sunmaya hazır" dedi. 2024, Museum of Modern Art için heyecan verici bir yıl olacak gibi görünüyor. Sanatseverler, MoMA'nın kapılarını ziyaret ederek, modern sanatın eşsiz dünyasını keşfetmeye ve ilham almaya davet ediliyorlar.

New York Central Park: Doğanın Büyüsü Haber

New York Central Park: Doğanın Büyüsü

New York'un en ünlü ve ikonik parklarından biri olan Central Park, Manhattan'ın ortasında bulunan büyük bir yeşil alanı temsil etmekte. Bu büyüleyici park, 1858'den itibaren inşa edilmeye başlanmış, 1873'te ise yapımı tamamlanıp halka açılmış.  New York'un kalbinde yeşil bir vaha olarak bilinen Central Park, şehrin beton ormanının ortasında yer alıyor ve gelen herkese doğanın güzelliklerini keşfetme fırsatı tanıyor. 19. yüzyılın ortalarında Frederick Law Olmsted ve Calvert Vaux tarafından tasarlanan bu muazzam park, her gün şehir sakinlerine dinlenme, rekreasyon ve doğayla iç içe olma imkanı sağlıyor. Central Park, yıl boyunca değişen doğal güzellikleriyle büyüler. Baharın taptaze çiçekleri, yazın yeşil ağaçları, sonbaharda renkli yaprakları ve kışın karla kaplı manzaraları parkın her daim çekici olmasını sağlar. Central Park, 341 hektarlık bir alanı kaplamakta ve birbirinden farklı peyzajları içeriyor. Parkta göletler, çiçek bahçeleri, yürüyüş ve koşu yolları, göletler, oyun alanları, tiyatro sahneleri, kafeler ve müzeler bulunmakta. Ayrıca, parkın ortasında yer alan Büyük Çimen (Great Lawn) adı verilen geniş bir çim alanı, piknik yapmak, güneşlenmek ve etkinliklere katılmak için popüler bir nokta. Central Park, sanat ve kültürel etkinlikler açısından da oldukça zengin. Park içinde birçok heykel ve sanat eseri bulunmakta. Ayrıca, Shakespeare Tiyatrosu ve Central Park Sahnesi gibi mekanlar, tiyatro, konser ve diğer performans sanatlarına ev sahipliği yapıyor. Park, birçok heykel ve anıta ev sahipliği yapar. Özellikle "Balto" adlı kurt köpeğinin heykeli ve John Lennon anıtı, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Yaz aylarında açık hava konserleri, film gösterimleri ve tiyatro performansları gibi, yıl boyunca birçok etkinliğe ve festivale ev sahipliği yapan ulusal parkta, bisiklet turları, atlı arabalar, tekne gezileri ve doğa yürüyüşleri gibi etkinlikler de oldukça popüler. Özellikle Central Park'ta bulunan Delacorte Tiyatrosu, Shakespeare'in eserlerinin ücretsiz olarak sahnelendiği bir mekan olarak ünlü. Central Park'ta bir hayvanat bahçesi bulunur. Bu küçük ama sevimli hayvanat bahçesi, özellikle çocuklar için keyifli bir ziyaret noktasıdır. Parkın en ünlüleri Belvedere Gölü ve Central Park Gölü parkta bulunan birkaç büyük göl ve göletten yalnızca birkaçı. Burada küçük tekneler kiralayabilir veya ördekleri besleyebilirsiniz. Central Park, doğal yaşamı korumak ve sürdürülebilir bir çevre oluşturmak için çeşitli projelere ve programlara ev sahipliği yapıyor. Değerli park yetkilileri, bitki örtüsünü korumak, göletleri temiz tutmak ve doğal habitatı desteklemek için sürekli çaba sarf ediyor. Doğa ile şehir yaşamının mükemmel bir birleşimi olan bu park, her mevsimde binlerce ziyaretçiyi ağırlar ve dinlenmek, spor yapmak, sanatı deneyimlemek veya sadece doğanın tadını çıkarmak isteyen herkese geniş olanaklar sunmakta.

Turkcell, New York'ta sürdürülebilirlik stratejisini anlattı Haber

Turkcell, New York'ta sürdürülebilirlik stratejisini anlattı

Turkcell Finanstan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kamil Kalyon,'Toplumumuza ve dünyamıza fayda yaratmak için iş dünyasının büyük şirketleri olarak öncü olmalıyız. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları da bu noktada bizim için pusula görevi görüyor. ' ifadelerini kullandı. SDG Investment Forum kapsamında düzenlenen 'Temel İş Dönüşümü için Bütünsel Bir Yaklaşım Olarak CFO Prensipleri' panelinde konuşan Kalyon, yatırımcılara Turkcell’in sürdürülebilirlik çalışmalarını, bu alandaki ilkleri, yatırımları ve hedeflerini anlattı. Şirketten yapılan açıklamaya göre, Birleşmiş Milletler'in 78'inci Genel Kurulu ve Küresel Amaçlar Haftası, bu yıl 'Güvenin Yeniden Tesisi ve Küresel Dayanışmanın Yeniden Canlandırılması: 2030 Gündemi ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine Yönelik Eyleme, Herkes için Barış, Refah, Gelişim ve Sürdürülebilirlik Doğrultusunda Hız Verilmesi' temasıyla devam ediyor. Genel Kurul'un yanı sıra Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) çerçevesinde düzenlenen SDG Investment Forum da New York Borsası'nda gerçekleşti. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları için CFO Koalisyonu (The UN Global Compact CFO Coalition for the SDGs), BM Sorumlu Yatırım İlkeleri (UN PRI), BM Sürdürülebilir Kalkınma İçin Küresel Yatırımcılar (GISD) ve BM Çevre Programı Finans Girişimi (UNEP-FI) tarafından düzenlenen Forum’da şirketlerin, bankaların ve finans kuruluşlarının üst düzey yöneticileri bir araya geldi. Etkinlikte, SKA'ya ulaşmada özel sektör yatırımlarını ve taahhütlerini hızlandırma, temel iş süreçlerinin SKA'yı destekleyecek şekilde dönüşümünde direktörlerin (CFO) rolü, Bilim Temelli Hedefler'e (SBTs) ulaşmak için yapılan yatırım planları, küresel amaçlara ulaşmak için gerekli sermaye akışının sağlanması gibi konular ele alındı. - Turkcell’den sera gazı emisyonu azaltım sözü Sürdürülebilir finansman konusunda stratejik ortaklık yapan Bilim Temelli Hedefler Girişimi'nin de (SBTi) yer aldığı etkinlikte Turkcell, 2030 sera gazı azaltım hedeflerini açıkladı. SBTi tarafından onaylanan hedefler kapsamında Turkcell, 2030'a kadar 2020 baz yılına göre mutlak Kapsam 1 ve 2 emisyonlarını yüzde 50,47, mutlak Kapsam 3 emisyonlarını ise yüzde 25 azaltmayı taahhüt etti. Turkcell bu taahhütlerini en güncel metodolojilerle ve iklim değişikliğinde kritik eşik olan '1,5 derece' hedefi ile uyumlu şekilde oluşturdu. Böylelikle Turkcell, hedefleri SBTi tarafından onaylanan şirketler arasında Türkiye'den tek telekomünikasyon şirketi oldu. Turkcell, iklimle ilgili tutarlı finansal risk beyanlarını geliştirmek için kurulan TCFD'nin (İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü) tavsiyeleri doğrultusunda, iklim değişikliğine bağlı risk ve fırsatlarını ve farklı küresel ısınma senaryolarına göre karşı karşıya kalabileceği risklerin olasılıklarını analiz ederek hazırladığı ilk Turkcell TCFD Raporu'nu yayınladı. Turkcell bu çalışma ile iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik faaliyetlerine daha geniş bir bakış açısıyla yaklaşmayı ve şirketin iklim değişikliğinin getirdiği risklere yönelik gelişim alanlarını takip ederek daha dirençli olmayı amaçlıyor. - '3 yıl önce sürdürülebilirlik konusunda yönetişim yapımızı belirledik' Açıklamada 'Temel İş Dönüşümü için Bütünsel Bir Yaklaşım Olarak CFO Prensipleri' panelindeki konuşmasına yer verilen Kalyon, yatırımcılara Turkcell'in sürdürülebilirlik yaklaşımına ve öncü çalışmalarına dikkati çekerek şu ifadeleri kullandı: 'Toplumumuza ve dünyamıza fayda yaratmak için iş dünyasının büyük şirketleri olarak öncü olmalıyız. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları da bu noktada bizim için pusula görevi görüyor. Bu yönde 3 yıl önce sürdürülebilirlik konusunda yönetişim yapımızı belirledik. Yönetişim yapısıyla birlikte ilgili komiteleri, öncelikli alanlarımızı ve stratejimizi oluşturduk. İnsan Hakları, Çeşitlilik, Çevre Yönetimi gibi politikalarımızı kurguladık. Tüm çalışanlarımızın sürdürülebilirlik eğitimleri almasını sağladık. Zeka Gücü, Dijital Bahar gibi toplumsal yatırım programlarımız ve erişilebilirlik çalışmalarımızın yanı sıra müşterilerimizi tekno atık geri dönüşümü hareketine teşvik eden Eğitime Dönüştür projesini hayata geçirdik. Tüm iş süreçlerimize insan odaklı ve çevreye duyarlı bir kurumsal yaklaşımı entegre ettik. Kendimize kısa, orta ve uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleri belirledik. Özetle, sürdürülebilirlik stratejimiz doğrultusunda, tüm çalışmalarımızda çevremize, topluma, işimize ve dünyamıza olumlu iz bırakmayı amaçlıyoruz.' Kalyon, sürdürülebilirlik konusunun sadece bir departmanın değil Turkcell'de çalışan herkesin sorumluluğu olduğunu vurguladı. Sürdürülebilirliği şirket stratejilerinin beş ana odak alanından biri olarak belirlediklerini aktaran Kalyon, bu anlamda oluşturdukları hedefleri tüm şirkete yaydıklarını ifade etti. Kalyon, odak alanlarından biri olan çevresel sürdürülebilirliği bilimsel çerçeveye uygun olarak yönetmeyi önceliklerine arasına aldıklarını kaydederek, 'Bu yüzden Bilim Temelli Hedefler Girişimi'nin (Science Based Targets Initiative- SBTi) kıstaslarına uygun olarak 2030 sera gazı azaltım hedeflerimizi oluşturduk ve SBTi tarafından da onay aldık. Turkcell olarak yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanıyoruz. Ayrıca Turkcell Enerji şirketimizle yenilenebilir enerji üretiyoruz. 2026 itibarıyla Turkcell'in toplam elektrik tüketiminin yüzde 65'inin yeşil enerji kaynaklarından karşılanmasını hedefliyoruz. Nihai amacımız ise enerji tüketimimizi, 2030'a kadar kendi kaynaklarımızdan yüzde 100 yeşil enerjiyle karşılamak ve 2050'de net sıfır şirket olmak.' açıklamalarında bulundu. Sürdürülebilirlik performanslarıyla global derecelendirme kuruluşları tarafından sürdürülebilirlik performansı yüksek notla değerlendirilen şirketler arasında olduklarını aktaran Kalyon, dünyanın en önemli çevre girişimlerinden biri olan Karbon Saydamlık Projesi'nde (CDP) notlarının A- liderlik seviyesine çıkardıklarını belirtti. Kalyon, Turkcell olarak BİST Sürdürülebilirlik 25 Endeksi'nde yer alan şirketlerden biri olmanın da kendilerini oldukça memnun ettiğini kaydetti. - 'En prestijli finans kurumları yanımızda' Çalışmalarını ileriye taşıyabilmek için sürdürülebilirlik finansmanı sağlamanın hızlandırıcı bir etkisi olduğunu da vurgulayan Kalyon, 2019'da BNP Paribas'tan 50 milyon avro tutarında 3 yıl vadeli 'Sürdürülebilirlik Endeksli Kredi' aldıklarını hatırlattı. Kalyon, sürenin bitiminde bu tutarı 70 milyon avroya yükselttiklerini ve vadesini aralık 2026'ya kadar uzattıklarına dikkati çekerek, '2020'de ise ING ile imzaladığımız 50 milyon avro tutarındaki 5 yıl vadeli 'Yeşil Kredi Anlaşması' ile çevreci yatırımlarımızı finanse ediyoruz. Ve son olarak geçtiğimiz ay Bank of China ile 30 milyon avro tutarında 'yeşil kredi' sözleşmesi imzaladık. Özetle söyleyebilirim ki yenilenebilir enerji, enerji verimliliği gibi alanlarda yaptığımız efektif çalışmalar ve gelecek planlarımızın neticesi olarak 2019'dan bu yana sektörün en prestijli finans kurumlarından bu kaynakları en uygun koşullarla alabilme başarısını elde ettik.' değerlendirmesinde bulundu.

İkiz Kuleler "turistik mekana" dönüştü Haber

İkiz Kuleler "turistik mekana" dönüştü

Dünya genelinde en çok turist ağırlayan şehirlerden New York'ta 11 Eylül 2001'deki terör saldırılarıyla yıkılan "İkiz Kulelerin" yerine inşa edilen kompleks, saldırıda yaşamını yitirenlerin yakınları, şehir sakinleri ve ziyaretçilerin zaman içinde uğrak yeri haline geldi. 11 Eylül'ün üzerinden 22 yıl geçmesiyle saldırıların gerçekleştiği Manhattan Adası'nın şehir merkezindeki "İkiz Kulelerin" yıkıldığı alanda inşa edilen gökdelen, müze ve anıtlar, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Turistlerin biraz buruk, biraz da merakla ziyaret ettiği kompleks, hem saldırıları anmak için bir merkez hem de bir nevi turistik mekana dönüşmeye başladı. "Milliyetçi turizm" New York'un yanı sıra Washington ve Pennsylvania'da saldırganlar hariç 2 bin 977 kişinin canına mal olan ve dünyanın seyrini değiştiren terör saldırıları, ilk etapta ABD'nin gözde şehri New York'a turizm talebini de etkiledi. New York'ta 2001'in ardından yaklaşık 3 yıl boyunca azalan turist sayısının eski haline dönmesi yaklaşık 5 yıl sürdü. Bu süreçte Manhattan şehir merkezinin yaklaşık 80 milyar dolarlık kayba uğradığı tahmin ediliyor. Diğer tarafta saldırılar, "milliyetçi turizmi" tetikledi. Saldırıların ardından Amerikan vatandaşlarının hem New York'u hem de yıkılan "İkiz Kuleleri" görmek için bölgeye akın etmesi bu kapsamda değerlendirildi. Saldırıların ardından birçok Amerikalı, New York ziyaretini "vatanseverlik" göstergesi olarak görmeye başladı. Şehir merkezinde 2001'de 6 olan otellerin sayısı 40'a yaklaştı. Amerika kıtasının en yüksek binası Yaklaşık 65 bin metrekarelik alanda inşa edilen ve kalabalık şehrin ortasında sessizliğiyle dikkati çeken komplekste en merak uyandıranların arasında "One World Trade Center (Dünya Ticaret Merkezi-1)" yer alıyor. ABD ve Amerika kıtasının en yüksek, dünyanın da 7. yüksek binası olarak tasarlanan ve 2014'te açılan gökdelen, 541,3 metre uzunluğuyla ziyaretçilerin odak noktalarından oluyor. Yapı, yaklaşık 4 milyar dolarlık maliyetiyle aynı zamanda ABD'nin "en pahalı" gökdeleni olarak ön plana çıkıyor. Binanın 102. katındaki gözlemevi de New York'u tepeden görmek isteyen ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. 2009'a kadar "Özgürlük Kulesi" adını da taşıyan binaya duygusal çağrışımı nedeniyle kiracı bulmakta zorlanılmasının ardından bu isim terk edildi. Mimar David Childs'ın tasarladığı gökdelene her yıl 2 milyondan fazla kişinin ziyarette bulunduğu tahmin ediliyor. "9/11 Anma Müzesi" 11 Eylül saldırılarının hikayesini, ilk ağızdan hikayeler ve orijinal eserlerle tanıtan "9/11 Anma Müzesi" de komplekste ziyaret edilen noktalardan biri olarak öne çıkıyor. Günde ortalama 9 bin kişiyi ağırlayan müzeye 170 ülkeden ziyaretçi geliyor. Müzenin hemen bitişiğinde ise sadece kurbanların ailelerine ve adli tıp çalışanlarının erişimine açık bir yer altı mezarı bulunuyor. "9/11 Anıtı" Komplekste yıkılan "İkiz Kuleler"in bulunduğu alanda ise iki büyük havuz yer alıyor. Havuzlarda 1993'te Dünya Ticaret Merkezi bombalandığında hayatını kaybeden 6 kişi ile 11 Eylül saldırılarında yaşamını yitiren 2 bin 977 kişinin isimleri yer alıyor. Meşe ağaçlarının bulunduğu alanda saldırılardan ufak zararla kurtulan ve "Ayakta Kalan Ağaç" olarak bilinen ağaç da ilgi görüyor. Alandaki "Anıt Korusu"nda da saldırıların ardından toksinler nedeniyle hastalanan kişiler anılıyor. "Hayatımın en kötü anlarından biriydi" AA muhabirine konuşan Meksikalı ziyaretçi, saldırılarda eşinin arkadaşının hayatını kaybettiğini anlattı. Küçük kızıyla geldiği anıt havuzunda Miami'den Todd Weawer'ın adını bulup fotoğrafını çekeceğini söyleyen ziyaretçi, eşi ve arkadaşlarının her yıl buluşarak Weaver'ı andığını belirtti. Dominik Cumhuriyeti'nden gelen ziyaretçi de 11 Eylül terör saldırısının esasen insan bilincini aşan bir olay olduğunu ve birçok kişiyi etkilediğini dile getirdi. Ülkesindeyken hep bu alana gelmek istediğini vurgulayan ziyaretçi, hem çok duygulandırıcı hem de çok güzel olduğunu ifade etti. Fransız ziyaretçi ise Fransa'nın Toulouse kentinden geldiklerini belirterek, 11 Eylül saldırılarının kendilerini çok etkilediğini, annesinin televizyonda izlerken ağladığını söyledi. Ziyaretçi, saldırıda hayatını kaybedenleri andıklarını ve çok duygulandıklarını kaydetti. Chicago'dan 3. kez gelen Amerikalı ziyaretçi ise "9/11 kişisel hayatımın en kötü anlarından biriydi." dedi. Haberi radyoda duyduğunda kötü bir şaka olduğunu düşündüğünü anlatan ziyaretçi, televizyonu açtığında dehşete düştüğünü dile getirdi. Saldırının çok büyük acı verdiğini ve her geldiğinde duygulandığını ifade eden ziyaretçi, özellikle kendilerini hiç düşünmeden kurtarma çalışmaları yürüten itfaiyeci ve polisleri yad ederek, "Aynı gün insanlığın en korkunç ve en güzel yönlerini gördük." dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.