Hava Durumu

#Oltu Taşı

TOURISMJOURNAL - Oltu Taşı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Oltu Taşı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

2025 Turizm ve Kış Sporları Başkenti Erzurum Rehberi Haber

2025 Turizm ve Kış Sporları Başkenti Erzurum Rehberi

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) tarafından "2025 Turizm Başkenti" seçilen Erzurum, aynı zamanda Avrupa Sporları Başkenti ve Şehirleri Federasyonu (ACES Europe) tarafından "2025 Avrupa Kış Sporları Başkenti" unvanına layık görüldü. Tarihi eserleri, yöresel lezzetleri ve modern kayak tesisleriyle şehir, hem tatilcilerin hem de sporcuların favori duraklarından biri. Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Yer, Palandöken Kayak Merkezi başta olmak üzere şehrin turizm potansiyelini artıran özelliklere vurgu yaptı. TARİHİ VE KÜLTÜREL MİRASIN İZİNDE ERZURUM Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Erzurum, hem tarih boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan yapıları hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı yer olarak ayrı bir öneme sahip. Erzurum’un tarihi dokusu, Çifte Minareli Medrese, Yakutiye Medresesi, Erzurum Kalesi, Saat Kulesi ve Üç Kümbetler gibi birçok anıtsal yapıda görülebiliyor. PALANDÖKEN KAYAK MERKEZİ Türkiye’nin en gelişmiş kayak merkezi olan Palandöken, şehir merkezine yalnızca 10 dakikalık mesafede yer alıyor. Toplamda 55 pistiyle her seviyeden kayakçıyı ağırlayan merkezde, Uluslararası Kayak ve Snowboard Federasyonu (FIS) onaylı pistler dikkat çekiyor. Palandöken, yalnızca kayak değil, snowboard, yamaç paraşütü, dağcılık, buz tırmanışı gibi birçok ekstrem spora ev sahipliği yapıyor. Gece kayağı imkânı, ziyaretçilere gün batımının ardından da bu eşsiz deneyimi yaşama fırsatı sunuyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Yer, Palandöken’in nisan sonuna kadar kar tutma özelliğiyle rakiplerinden ayrıldığını belirterek, iki olimpiyata ev sahipliği yapmış merkeze kayakseverleri davet etti. ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE Hatuniye Medresesi olarak da bilinen Çifte Minareli Medrese, Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat’ın kızı tarafından yaptırılmış bir yapı. İki farklı tarzdaki minaresiyle dikkat çeken medrese, açık avlulu ve dört eyvanlı tasarımıyla Türk-İslam mimarisinin en güzel örneklerinden biri. Bugün müze ve sergi alanı olarak hizmet veren yapı, Erzurum’un en çok ziyaret edilen tarihi eserlerinden biri olarak dikkat çekiyor. YAKUTİYE MEDRESESİ 1310 yılında İlhanlı hükümdarı Sultan Olcayto’nun emriyle inşa edilen Yakutiye Medresesi, Erzurum’un en önemli yapılarından biri. Kapalı avlulu medreselerin Anadolu’daki en güzel örneklerinden olan yapı, günümüzde müze olarak hizmet veriyor. Zarif süslemeleri ve etkileyici mimarisiyle tarihseverlerin ilgisini çekiyor. ERZURUM KALESİ Bizans İmparatoru Theodosius tarafından 415 yılında yaptırılan Erzurum Kalesi, iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşuyor. İç kale, 8 burcu ve tarihi İç Kale Mescidi ile dikkat çekiyor. Osmanlı döneminde çeşitli restorasyonlar geçiren kale, tarih boyunca savunma amaçlı kullanılmış. Günümüzde, Erzurum’un siluetine tarihi bir dokunuş katmaya devam ediyor. RÜSTEM PAŞA BEDESTENİ (TAŞHAN) Taşhan olarak da bilinen Rüstem Paşa Bedesteni, Erzurum’un ticari ve kültürel zenginliğinin bir yansımasıdır. İki katlı yapısı ve avlusuyla dikkat çeken bedesten, Oltu taşından yapılan eşsiz takılar ve hediyelik eşyaların sergilendiği bir çarşı olarak hizmet veriyor. ÜÇ KÜMBETLER Çifte Minareli Medrese’nin arkasında yer alan Üç Kümbetler, anıt mezar geleneğinin en güzel örneklerinden biri. Kesme taşlardan yapılmış bu kümbetlerin en büyüğünün Emir Saltuk’a ait olduğu düşünülüyor. Diğer iki kümbetin kime ait olduğu ise bilinmiyor. ATATÜRK EVİ VE MÜZESİ Milli Mücadele’nin önemli noktalarından biri olan Erzurum, Atatürk’ün 1919 yılında Erzurum Kongresi’ni gerçekleştirdiği şehir olarak bilinir. O dönem Atatürk’ün kaldığı konak, günümüzde müze olarak hizmet veriyor. Konağın içinde Atatürk ve silah arkadaşlarına ait çeşitli eşyalar sergileniyor. ATA BUZ MÜZESİ Atatürk Üniversitesi bünyesinde yer alan Ata Buz Müzesi, buzdan yapılmış heykeller ve sanat eserleriyle benzersiz bir deneyim sunuyor. Modern ve geleneksel sanatın buluştuğu bu müze, yerli ve yabancı ziyaretçilerden büyük ilgi görüyor.

Haber

"Siyah Kehribar" Oltu Taşı'nın Serüveni

ERZURUM (İHA) - Erzurum'un Oltu ilçesinden çıkarılan ve "Siyah Kehribar" olarak da bilinen Oltu Taşı, köklü geçmişi ve özel işlenme yöntemleriyle dikkat çekiyor. Bu değerli taş, büyük bir özen ve el işçiliği gerektiren süreçlerle maden ocaklarından çıkarılarak dünyanın dört bir yanına ulaşıyor. Bronz Çağı'na kadar uzanan tarihiyle bilinen bu taş, Ortaçağ'dan bu yana kutsal emanet sandıkları, heykeller ve çeşitli süs eşyalarında kullanılıyor. YERALTINDAN VİTRİNLERE UZANAN ZORLU YOLCULUK Oltu Taşı, yerin metrelerce altında ince damarlar halinde bulunuyor. Topraktan çıkarıldığında yumuşak bir yapıya sahip olan bu taş, hava ile temas ettiğinde sertleşiyor. Bu nedenle, galeriden çıkarıldıktan sonra nemli bir ortamda muhafaza edilmesi şart oluyor. Bu özelliği nedeniyle işlenme süreci, adeta bir heykeltıraşın taşı yontmasına benzer bir hassasiyet gerektiriyor. Her bir parça, tasarımına uygun şekilde el çarkı ile şekillendiriliyor. Çıkarılan Oltu Taşı, genellikle küçük atölyelere gönderilerek işlenmeye başlıyor. Taşın çatlamaması için sürekli nemli tutulması gerekiyor. Ustalar sürecin can alıcı kısmını, "İşin püf noktası, taşın yumuşak ve nemli kalmasının sağlanmasıdır. Bu yüzden işlenecek kadar maden, su içinde bırakılarak korunur. Geri kalanı ise yeniden toprağa gömülerek saklanır" diyerek anlatıyor. TESPİHLERDEN KOLYELERE SANATSAL DÖNÜŞÜM Oltu Taşı, tespih yapımında en çok kullanılan malzemelerden biri. Ustalar, 33'lük "tek sayı" ve 99'luk "uç sayı" tespihleri çeşitli şekillerde işleyerek kuka (yuvarlak), kesme, mercimek ve kızılcık gibi çeşitlerle sunuyor. Bu tespihler kullanıldıkça daha da parlak bir görünüm kazanıyor. Oltu Taşı, tespihlerin dışında köstek, kolye, yüzük, sigaralık, bilezik ve küpelerde de kullanılıyor. Bu süs eşyalarında Oltu Taşı'na gümüş işlemeler eklenerek estetik bir çekicilik kazandırılıyor. Aksesuar, gümüş işlemesinin çeşidine göre, kuka (yuvarlak), kızılcık, mercimek, kesme gibi isimler alıyor. Tebeşir tozu ve zeytinyağı ile cilalanan taşlar, yüzeyi parıltılı ve kaygan hale getiriyor. OLTU TAŞI’NIN EŞSİZ ÖZELLİKLERİ Oltu Taşı, yumuşak bir linyit türü olup, karbon oranı yüksek bir maden olup; siyah, koyu kahverengi, gri ve nadiren yeşilimsi renklerde bulunuyor. Topraktan çıkarıldığında yumuşak olması nedeniyle işlenmesi kolay olmasına rağmen hava ile temas edince sertleşiyor. Zımpara kağıdına sürtüldüğünde kahverengi toz bırakırken, sürtünmeyle elektriklenerek hafif cisimleri çekme yeteneğine sahip bir taş. Mors sertlik cetveline göre 3 sertliğinde olan bu taş, yanma esnasında camlaşarak kalıp haline geliyor. Özgül ağırlığı 1,26 olan bir jayet türü olan taşın parlatılmış kesitinin mikroskop altındaki incelemelerinde linyit, kil plakları, prit taneleri ve reçine emrenrasyonu gibi yapısal unsurlar tespit edilebiliyor. Cevher mikroskobuyla yapılan kimyasal analizlere göre, Oltu Taşı'nın bileşiminin yüzde 77,95'i karbondan oluşurken kalorifik değeri 8064 k cal/kg’a kadar ulaşabiliyor. COĞRAFİ İŞARETLE TESCİLLENDİ Erzurum, Gaziantep ve Konya gibi önemli illerle birlikte, coğrafi işaret tescilli ürünleriyle dikkat çekiyor. Erzurum’un bu konudaki en değerli ürünlerinden biri "Oltu Taşı" olarak öne çıkıyor. Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenen bu taşın, "Siyah Kehribar" olarak anılmasını sağlayan özellikleri ve kendine has yapısı sayesinde değeri her geçen gün daha da artıyor. Erzurum'un dünyaca tanınan bu değeri, yerel el sanatçıların elinde işlenerek dünyaya açılıyor. Gösterilen bu titizlikle Oltu Taşı, değerli bir kültürel miras olarak önemini koruyor ve Erzurum’un ekonomisine de büyük katkı sağlıyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.