Paris Haberleri - Son Dakika Paris Haber Güncel Gelişmeler

2024’te dünyadaki milyonerlerin gözdesi 5 Avrupa kenti

İngiliz gayrimenkul danışmanlığı şirketi Knight Frank, aralarında İngiltere ve ABD'nin de bulunduğu 11 farklı ülkeden 700 varlıklı kişiyle bir araştırma yaptı. Knight Frank’in araştırmasına göre ülke değiştirmeyi düşünen varlıklı kişilerin (1 milyon dolar ve üzeri kazananlar) %83’ü sağladığı kültürel ve ekonomik fırsatlar nedeniyle şehir yaşamını tercih ediyor. ’si doğal manzara ve daha yavaş yaşam tarzı için kırsal ve tatil yerlerini tercih ettiğini söylüyor. Paris’in ilk sırada yer aldığı listede normalde ultra zenginlerin merkezi olarak bilinen Londra ilk beşe giremedi (7. oldu) Rapora göre, milyonerlerin yer değiştirirken en önemli öncelikleri güvenlik ve mahremiyet. Ardından istihdam, vergi ve eğitim geliyor. Araştırma serveti 30 milyon dolar ve üzeri olan ultra yüksek gelirli kişilerin ′unun ikinci bir pasaport başvurusunda bulunmayı veya başka bir ülkede vatandaşlık almayı planladığını tespit etti. Rapora göre 2024 yılında yüksek gelirli kişilerin taşınmayı düşündüğü ilk beş Avrupa şehri şöyle: Paris Berlin Barselona Viyana Madrid

The number of reservations in Paris began to increase with the end of the Olympics

With the conclusion of the Olympic Games, which were hosted in France's capital, Paris, on August 11, tourism began to revive. Last-minute reservation increases in the city's hotels were particularly noteworthy. Despite a drop in reservations during June and July, hotels managed to raise their occupancy rates to 84% during the Games. Discounts and attractive incentives offered by hotel owners played a significant role in this increase. Some visitors canceled their previous reservations and rebooked at discounted rates. However, rooms were often rented at double the normal prices. To prevent revenue loss, hotel operators sold non-refundable rooms before the Games as a precaution. Additionally, demand is expected to rise for the Paralympic Games, which start on August 28. However, this last-minute surge could not prevent the summer season from being generally lackluster. Many tourists who did not attend the Olympics or Taylor Swift's concerts decided against visiting Paris due to high hotel and restaurant prices. Moreover, an increase in taxes on hotels and other accommodations in Paris earlier this year also negatively impacted tourism. Major airlines like Delta and Air France-KLM Group recently issued revenue warnings, highlighting Paris' poor performance during the Olympics. In early July, Air France-KLM Group noted a significant decline in interest in Paris in international markets. This decrease was partly due to French residents postponing their vacations until after the Olympics or making alternative travel plans. Travel between the city and other destinations was reported to be below the usual June-August average. Air France-KLM projected a loss of 160 million to 180 million euros in unit revenue for the June-August 2024 period. However, the airline stated that this would not affect its planned capacity. Visitor numbers dropped in restaurants and museums Although Paris hotels barely managed to close the season profitably due to the Olympics, tourist and cultural venues such as restaurants, museums, and shops faced significant sales declines. Major museums like the Louvre saw a 22% decrease in visitor numbers during the Olympics. While stores and restaurants near sports venues enjoyed higher sales, those farther from the city center experienced a loss of customers. In August, many Parisians also chose to leave the city, and the closure of areas around the Seine River for Olympic preparations led to a drop in revenue for restaurants and venues in the heart of Île de la Cité. 4o

Olimpiyatların bitmesiyle Paris'te rezervasyonlar artmaya başladı

Fransa'nın başkenti Paris'in ev sahipliğinde gerçekleştirilen Olimpiyat Oyunları'nın 11 Ağustos'ta sona ermesi ile birlikte turizm yeniden canlandı. Şehirdeki otellere son dakika rezervasyon artışları dikkat çekti. Haziran ve temmuz ayları boyunca rezervasyonlarda yaşanan düşüşe rağmen, oteller oyunlar sırasında doluluk oranını yüzde 84’e çıkardı. Bu artışta, otel sahiplerinin sunduğu indirimler ve cazip teşvikler önemli rol oynadı. Bazı ziyaretçiler, daha önceki rezervasyonlarını iptal edip indirimli fiyatlardan yeniden yer ayırttı. Buna rağmen, odalar genellikle normal fiyatların iki katına kiralandı. Otel işletmecileri, gelir kaybını önlemek için oyunlar öncesinde iade edilmeyen odaları satarak tedbir aldı. Ayrıca, 28 Ağustos'ta başlayacak Paralimpik Oyunları için de talebin artması bekleniyor. Öte yandan bu son dakika canlanması, yaz sezonunun genel olarak sönük geçmesini önleyemedi. Olimpiyatlar ya da Taylor Swift’in konserlerine katılmayan çok sayıda turist, yüksek otel ve restoran fiyatları nedeniyle Paris’i ziyaret etmekten vazgeçti. Ayrıca, yılın başında Paris’te otellere ve diğer konaklama yerlerine uygulanan vergilerin arttırılması da turizmi olumsuz etkiledi. Delta ve Air France-KLM Group gibi büyük havayolu şirketleri, son dönemde gelir uyarıları yaparak, Paris'in Olimpiyatlar dönemindeki düşük performansını vurgulamıştı. Air France-KLM Group, temmuz ayının başlarında yaptığı açıklamada, uluslararası piyasalarda Paris’e olan ilginin önemli ölçüde azaldığını belirtti. Bu düşüşte, Fransa’da yaşayanların tatillerini Olimpiyatlar sonrasına ertelemeleri ya da alternatif seyahat planları yapmaları da etkili oldu. Şehir ile diğer destinasyonlar arasındaki seyahatlerin, olağan haziran-ağustos ortalamasının altında seyrettiği bildirildi. Air France-KLM, Haziran-Ağustos 2024 dönemi için birim gelirlerinde 160 milyon euro ile 180 milyon euro arasında bir kayıp öngördüğünü açıkladı. Ancak, bu durumun havayolu şirketinin öngörülen kapasitesi üzerinde herhangi bir etkisi olmadığı belirtildi. Restoran ve müzelerde ziyaretçiler azaldı Olimpiyatlar nedeniyle Paris otelleri sezonu zar zor karlı kapatsa da, restoranlar, müzeler ve mağazalar gibi turistik ve kültürel tesisler ciddi satış düşüşleri ile karşılaştı. Louvre gibi önemli müzeler, Olimpiyatlar sırasında ziyaretçi sayısında yüzde 22’lik bir azalma yaşadı. Spor alanlarına yakın mağaza ve restoranlar daha yüksek satışlar elde ederken, şehir merkezinden uzak olanlar müşteri kaybı yaşadı. Ağustos ayında çok sayıda Parisli de şehirden ayrılmayı tercih ederken, Seine Nehri çevresindeki alanların Olimpiyat hazırlıkları için kapatılması da Île de la Cite’nin merkezindeki restoran ve mekanların gelirlerinde düşüşe neden oldu.

CANiK'ten Paris'te yeni ihracat sözleşmeleri

Türk savunma sanayisinin lider şirketlerinden CANiK ve SYS bünyesindeki grup şirketleri, UNIROBOTICS ve AEI Systems, savunma sanayisinin dünyadaki en büyük 3 fuarı arasında olan EUROSATORY'de büyük ilgi gördü. 17-21 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilen etkinlik bu yıl da tüm dünyadan savunma sanayisindeki karar vericileri ve üreticileri bir araya getirdi. CANiK, düşük geri tepmeli 30x113 mm orta kalibre top ve kulesi ile EUROSATORY'e imza attı. VENOM LR ismindeki dünyanın en düşük geri tepmeye sahip tamburalı mekanizmalı 30x133 mm otomatik topunu öne çıkaran SYS Grup şirketlerinden AEI Systems, sadece Türk Silahlı Kuvvetlerinin değil aynı zamanda tüm dost ve müttefik ülkelerin yoğun ilgisini çekti. Fuar kapsamında ayrıca, CANiK tarafından üretilen 12.7x99 mm ağır makinalı tüfek ailesinin 3 varyasyonu; CANiK M2 QCB, CANiK M2F ve CANiK M3 farklı ihtiyaç sahipleri için güçlü birer seçenek olarak savunma ve güvenlik profesyonellerine sunuldu. Bir diğer grup şirketi olan UNIROBOTICS tarafından geliştirilen yerli ve milli uzaktan komutalı silah sistemi (UKSS) ailesi olan TRAKON serisi TRAKON, TRAKON LITE ve TRAKON TARGAN ürünleri teknolojik ustalığın ve yerli savunma sanayisinin geldiği noktanın göstergesi olarak EUROSATORY'de ziyaretçilere tanıtıldı. Fuar süresince platform üreticileriyle yapılan iş birlikleri ile UNIROBOTICS kuleleri birçok farklı stantta platformların üzerinde sergilendi. “Yatırımların meyvelerini uluslararası arenada topluyoruz” CANiK Genel Müdürü Cahit Utku Aral, son dönemde ağır makineli tüfek, orta kalibre top ve kule sistemlerine yönelik yaptıkları yatırımların meyvelerini uluslararası arenada topladıkları bir döneme girdiklerini söyledi. Ortaya koydukları çözümlere gösterilen ilginin verdikleri stratejik kararlardaki haklılıklarını teyit ettiğini belirten Aral, “Bunun en somut yansımalarından birini savunma sanayisinin dünyadaki en büyük organizasyonlarından biri olan EUROSATORY'de gördük. Oldukça yoğun ve başarılı bir fuar geçirdik. 20'den fazla global ana yüklenici firma ile çözüm ortaklığı için görüşmeler gerçekleştirdik. Fuar öncesinde de yapmış olduğumuz anlaşmaların da takip toplantılarını bu fuarda yapma fırsatı da bulduk. Bunlar arasında ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, Çekya, İspanya, Slovakya gibi ülkelerinin önde gelen ana yüklenicileri yer alıyor. Orta kalibre top ve kule sistemleri gibi yüksek katma değerli ürünlerimiz, ihracatın niceliği kadar niteliğini de yukarıya çekiyor. Bu sayede, 2023 yılında 300 dolar olan, kilogram başına ihracat değerimizi hedeflerimiz doğrultusunda artırmayı sürdürüyoruz. Orta kalibre top konusunda artık dünya CANiK ve SYS Grubun yeteneklerinin farkında. Bu alanda dünyada önemli bir oyuncu haline geldik. Bunun bir sonucu olarak bu ürünlerin tedarikine yönelik EUROSATORY'de yoğun görüşme trafiği yürüttük. Şunu gururla söyleyebilirim ki 30x113 mm çözümlerimiz global ölçekte ciddi kabul görüyor ve bu konuda arayışta olanlar için en doğru adres haline geldik. Bu zamana kadar ürünlerimizin kara, deniz hava projelerinde yer alması için birçok anlaşmalar yaptık. Ağustos ayı itibarıyla 30x113 mm topumuz olan VENOM LR'ın teslimatları başlıyor. 2024 sonu 2025 yılı itibarıyla teslimatlarımız ivmelenerek artacak ve böylelikle ürünlerimize gösterilen global ilgi sahaya yansımış olacak” dedi.

İhtişam ve Sanatın buluşma noktası Orsay Müzesi

Paris'in sanat dolu sokaklarından birinde, Seine Nehri'nin kıyısında yer alan ve dünyanın en etkileyici müzelerinden biri olarak kabul edilen Orsay Müzesi, ziyaretçilerini 19. yüzyıl sanatının büyüleyici dünyasına götürüyor. Fransa'nın ikonik kültürel mirasını yansıtan bu muhteşem müze, sanatseverler için gerçek bir hazine. Orsay Müzesi, 1900 yılında inşa edilen ve orijinal olarak bir tren istasyonu olarak hizmet veren Gare d'Orsay'da bulunuyor. Ardından, 1986 yılında müze olarak açılmış ve 19. ve erken 20. yüzyıllara ait önemli bir sanat koleksiyonunu barındırmaya başlamış. Müzenin koleksiyonu, izleyicilere İzlenimcilik, Post-Empresyonizm, Romantizm, Realizm ve daha birçok sanat akımından örnekler sunuyor. Müzede en çok bilinen eserler arasında Vincent van Gogh'un "Yıldızlı Gece" ve "Ayçiçekleri", Claude Monet'nin "Su Lilies" serisi, Édouard Manet'nin "Olympia" ve "Öğle Sonrası, Çimenlerde", Paul Cézanne'ın "Kartal dağları", ve Gustave Courbet'nin "Taş Kırıcılar"ı bulunmakta. Bu eserler, sanat tarihinde bir dönemin dönüm noktalarını temsil ederken, Orsay Müzesi'nin duvarları arasında izleyicilere zamanda yolculuk yapma fırsatı sunuyor. Orsay Müzesi, sanatın yanı sıra mimari açıdan da etkileyici. Beaux-Arts tarzında inşa edilen eski tren istasyonu, döneminin en önemli mimari eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. Büyük saati, kubbeleri ve heykelleri ile dikkat çeken bu bina, ziyaretçilerine müzenin içinde ve dışında unutulmaz bir görsel deneyim sunuyor. Müze, sanatseverlere sadece eserlerin tadını çıkarma fırsatı sunmakla kalmaz, aynı zamanda düzenlediği sergiler, atölye çalışmaları, konferanslar ve konserlerle de zengin bir etkinlik programı sunuyor. Bu etkinlikler, sanatı daha derinlemesine anlamak ve deneyimlemek isteyen ziyaretçiler için harika fırsatlar sunuyor. Orsay Müzesi, sadece Paris'in değil, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerin sanat yolculuğunda uğraması gereken bir durak. 19. yüzyılın sanatını keşfetmek ve büyüleyici eserlerin yanı sıra Paris'in tarih kokan atmosferini deneyimlemek isteyen herkes için Orsay Müzesi, unutulmaz bir destinasyon.

Paris Louvre Müzesi'nde sanatın derinliklerine yolculuk

Paris, dünyanın kültür ve sanat başkentlerinden biri olarak biliniyor ve bu şehirdeki Louvre Müzesi, sadece Fransa'nın değil, tüm dünyanın en önemli sanat koleksiyonlarına ev sahipliği yapıyor. 1793 yılında kapılarını ziyaretçilere açan Louvre Müzesi, Fransız Devrimi sırasında kraliyet sarayından müzeye dönüştürülmüş, o günden bu yana da sürekli olarak genişleyen ve çeşitlenen bir koleksiyona sahip. Şu anki binası ise 1989 yılında açılmış olup, muazzam piramit girişiyle mimari bir şaheser. Müzenin en bilinen eserlerinden biri, Leonardo da Vinci'nin eşsiz tablosu "Mona Lisa". Bu küçük boyuttaki portre, gizemli gülümsemesi ve detaylı yapısıyla dünya genelinde büyük ilgi görmekte. Ancak Louvre, sadece Mona Lisa ile sınırlı değil. Antik Mısır, Antik Yunan, Roma İmparatorluğu, Orta Çağ ve Rönesans dönemlerine ait birçok eseri içeren geniş bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Müze, sanatseverlere ve tarih tutkunlarına eşsiz bir deneyim sunuyor. Ziyaretçiler, eserler arasında dolaşarak tarih boyunca sanatın nasıl evrimleştiğini gözlemleyebilirler. Heykeller, resimler, mücevherler ve antik eserler Louvre'daki galerilerde benzersiz bir atmosferde sergileniyor. Louvre aynı zamanda özel sergilere de ev sahipliği yapıyor. Düzenlenen geçici sergiler, müzenin sürekli koleksiyonuna ek olarak, ziyaretçilere farklı sanat akımlarını ve dönemlerini daha yakından tanıma fırsatı sunuyor. Bu sergiler, dünya genelinden gelen sanat eserlerini bir araya getirerek kültürel etkileşimi teşvik ediyor. Müze, sanatın yanı sıra kendine özgü mimarisiyle de ünlü. I. M. Pei tarafından tasarlanan cam piramit girişi, modern ve geleneksel mimarinin muazzam bir uyumunu sergiliyor. Bu piramit, ziyaretçilere giriş yapmadan önce Louvre'un büyüklüğünü ve etkileyici atmosferini hissettiriyor. Paris Louvre Müzesi, sanatseverlere tarih, kültür ve estetik zevk dolu bir yolculuk vadediyor. Ziyaretçiler, bu büyülü mekanı keşfederken, geçmişin ve günümüzün en önemli sanat eserleri arasında unutulmaz bir serüven yaşayacaklar.

Paris’ten Edirne’ye Kırkpınar yolculuğu

662’ncisi düzenlenen tarihi Kırkpınar Yağlı Pehlivan Güreşleri'ne Paris’ten gelen Raphael Guellier, Türkiye’deki kültürel zenginliklere hayran kaldığını söyledi. Bu yıl 662’ncisi düzenlenen tarihi Kırkpınar Yağlı Pehlivan Güreşleri'ne Türkiye’nin her köşesinden güreşseverler akın ettiği gibi, dünyanın farklı ülkelerinden yağlı güreşleri izlemeye gelen yabancı güreşseverlerin yoğunluğu da dikkat çekti. Raphael Guellier, Fransa’nın Paris kentinden 662. Kırkpınar Yağlı Pehlivan Güreşleri'ni izlemek için 2 bin 500 kilometre kat ederek Edirne’ye geldi. Tarihi Kırkpınar Yağlı Pehlivan Güreşleri sayesinde Edirne’yi gezme ve tanıma fırsatı bulduğunu ifade eden Raphael, Türkiye’deki kültürel zenginliklere hayran kaldığını belirtti. “Fransa, Paris’ten geliyorum” 662. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'ni izlemek için Fransa’dan geldiğini ifade eden Raphael Guellier, Edirne’de olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu vurgulayarak, “Bu etkileyici geleneksel güreş festivalini izlemek için Paris’ten geliyorum. Turist olmak ve aynı dili konuşmamak, nereden bilet alacağınızı veya ne yapacağınızı bilmiyorsanız zor, ancak zor olsa da insanlara sorarak çözdüm. Fotoğraf çekmeye geldim ve güreş fotoğrafları çektim. Ancak meydan çok büyük ve fotoğraf çekebileceğim profesyonel fotoğrafçılar için ayrılmış alana geçemediğim için biraz uzak kaldım. Yine de burada olduğum için çok mutluyum ve mutlaka tekrar geleceğim” dedi. “Kültürümüz çok değerli” Türkiye’de çeşitli şehirlerdeki yağlı pehlivan güreşlerini fotoğraflayan Gülşen Gürses Edirne’de gezme fırsatı bulan Raphael Guellier’e eşlik ettiğini ifade ederek, “Raphael, Fransa’nın Paris şehrinden geldi. Sadece yağlı güreşler için geldi, kendisi ile sosyal medya üzerinden tanıştık, yağlı güreş fotoğraflarımız ve paylaşımlarımız sayesinde, davet ettik kendisini. İçeride gözlemlediğim kadarıyla kıtalar ötesinden Avustralya’dan, Kanada’dan, Almanya’dan, Londra’dan gelenler vardı. Japon turistlerimiz bizimleydi ve bunlar güreş bittikten sonra gitmeyip, er meydanına girip, özellikle pehlivanlarla, alt boylar, baş boylarla fotoğraf çektirmek için büyük ilgi gösterdiler. Ben de kendilerine bir güreşsever olarak yardımcı oldum ve pehlivanlarla tanıştırdım. Pek çok soru sordular, kıspeti sordular, pehlivanların kulaklarını sordular, hatta dokunmak isteyenler oldu. Kendine kıspet diktirmek isteyenler oldu. Daha sonra kıspet ustalarıyla tanıştırdık onları. Kültürümüz çok değerli, tanıtımı için biraz daha özel ve özgün çabalara girmemiz gerekiyor, sadece çok iyi organizasyonlar, daha iyi organizasyonlardan öte bunu bir kültür turizmine bir spor turizmine çevirebiliriz” şeklinde konuştu.

2024 Yaz Olimpiyatlarında Seine nehrinde yüzülecek

Fransa'nın başkenti Paris'ten geçen ünlü Seine nehrinde 2024 Yaz Olimpiyatları'nda yüzmek mümkün olacak. Şehri adeta ikiye bölen ve sularının çok kirli olduğu bilinen nehirde Olimpiyatlar'da bazı yüzme yarışlarının gerçekleştirilebilmesi için 1.4 milyar euroluk kapsamlı bir temizlik projesi yürütülüyor. Paris'in 1900'de Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yaptığı sırada Seine nehrinde yüzme yarışları gerçekleştirilmiş 1923'ten itibaren ise nehre girmek tamamıyla yasaklanmıştı. Uzun süredir devam eden ve Yaz Olimpiyatları sayesinde daha da hızlanan temizlik projesi uluslararası spor şöleninde hem nehrin kullanılmasını hem de 2025'ten itibaren şehir halkının da beş farklı noktada güvenli ve sağlıklı bir şekilde sulardan faydalanmasını sağlayacak. Seine'de yüzmek güvenli mi? Seine Nehri kıyıları genellikle gezinti için kullanılıyor. Her yaz oluşturulan plajlar ise Parislilerin sıcak havalarda nehir sayesinde serinlemesine imkan tanımıyor. Zira, bisiklet ve elektrikli scooter gibi bir çok ortak kullanılan aracın nehre atılması, çöplerin kontrolsüz şekilde sulara dökülmesi ve atık suların arıtılmadan nehre boşaltılması Seine nehrinde yüzmeyi hastalık kapmayla eş değer bir seviyeye getirmişti. On yılı aşkın süredir yürütülen temizlik çalışmaları ise su yolunun kısa süre içinde sadece tekneleri ağırlamayacağını gösteriyor. Olimpiyatlar'a yetiştirilmeye çalışılan proje nehri, Temmuz 2024'te Olimpik triatlon, açık su yarışları ve ardından Paralimpik Oyunları'na hazır hale getirecek. 2025 yazında ise şehrin içi ve yakınlarındaki beş farklı noktada halk özgürce ve hastalık riski olmadan nehre girebilecek. Paris'in 2050 yılına kadar 50 santigrat dereceyi aşabilecek bunaltıcı yaz sıcaklıklarıyla karşı karşıya kalacağı düşünüldüğünde, yüzülebilir sular şehrin gelecekte daha yaşanabilir olmasına da yardımcı olacak. Kaynak : Euronews

Paris'ten yola çıkan Orient Express Türkiye'ye ulaştı

İngiliz polisiye edebiyatının önemli yazarlarından Agatha Christie'nin "Doğu Ekspresi'nde Cinayet" adlı romanına da konu olan tren, Paris'ten yola çıktı. Orient Express treni Budapeşte ve Bükreş duraklarının ardından Türkiye'ye ulaştı. Trenin 57 yolcusu garda halk oyunları ekibi tarafından karşılandı. Gösteriyi ilgiyle izleyen yolcular, halk oyunları ekibine danslarında eşlik etti. "Zamanda yolculuk yapar gibiyiz" Tren sefer yetkilisi Wolfgang Eipeldauer, AA muhabirine, 2 Haziran Cuma günü yolcularla Paris'ten yola çıktıklarını söyledi. Budapeşte ve Bükreş'in ardından Türkiye'ye giriş yaptıklarını aktaran Eipeldauer "Yolculuğumuzu İstanbul'da tamamlayacağız. Venice Simplon Orient Express uzun yıllardan beri İstanbul'a geliyor. Personel ve yolcular için bu mistik yolculuğun bir parçası olmak her zaman büyük zevk. 5 gecelik bir yolculuk. Yolcularımıza 40 personelimizle hizmet ediyoruz." dedi. Yolculardan ABD vatandaşı Janet Mattar da harika bir yolculuk yaptıklarını söyledi. Muhteşem tarihi trenle seyahat ettiklerini anlatan Mattar, "Paris'te harika birkaç gün geçirdik. Budapeşte ve Bükreş harikaydı. İstanbul'da zaman geçirmeyi iple çekiyoruz." dedi. Yolculuğun tarihte geri gitmeye benzediğini belirten Mattar, "Kendimizi çok değerli hissettik. Trenin içi çok konforlu ve güzel. İstanbul'da her turistin yaptığı gibi Ayasofya, Kapalı Çarşı, Mısır Çarşısı, Sultanahmet Camisi, İstanbul Boğazı ve bizlere tavsiye edilen yerleri görmek istiyoruz." diye konuştu. Mattar, kendilerini karşılayan dans ekibini de teşekkür etti. ABD vatandaşı Ann Stern de 1920'lere uygun güzel bir dekorasyonu olan treni kelimelerle tarif etmenin zor olduğunu, seyahatin lüks içinde o zamanlarda yolculuk yapmak gibi olduğunu belirtti. Stern, hat boyunca tanıştığı insanların sıcak ve misafirperver olduğunu söyledi. Bryan Stern de kendilerini simgesel trenin yolcuları oldukları için şanslı hissettiklerini belirterek, "Zamanda yolculuk yapıyor gibiyiz. Yolculuktan çok hoşlandık, yolculuk sırasında doğayı seyretmek de güzeldi. Hamama, çarşılara, Sultanahmet Camisi'ne gideceğiz ve diğer geleneksel duraklara uğrayacağız. İstanbul'a ilk gelişimiz. Bu muhteşem şehrin tarihini görmek istedik." diye konuştu. Tren, pasaport ve gümrük işlemlerinin ardından son durağı olan İstanbul'a hareket etti. Trenin öğleden sonra İstanbul'da olması planlanıyor.