Hava Durumu

#Peynir

TOURISMJOURNAL - Peynir haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Peynir haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kahramanmaraş’ın 27. coğrafi işaretli ürünü: Elbistan kelle peyniri Haber

Kahramanmaraş’ın 27. coğrafi işaretli ürünü: Elbistan kelle peyniri

Büyükşehir Belediyesi tarafından Türk Patent ve Marka Kurumuna yapılan başvuruyla Elbistan Kelle Peyniri’nin tescili alındı. Elbistan Kelle Peyniri, şehrin 27. tescilli ürünü olarak yerini aldı. Yeni Kahramanmaraş vizyonu doğrultusunda paydaş kurum ve kuruluşlarla tüm alanlarda faaliyetlerini sürdüren Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, şehrin yöresel lezzetlerini ve geleneksel el sanatlarını koruyarak ulusal ve uluslararası arenada tanıtımını sağlamak için de tescil başvurularını sürdürüyor. Son olarak Ekim ayında tescil ettirilen Kahramanmaraş Bertiz Kabarcık Üzümü’nün ardından şimdi de Elbistan Kelle Peyniri’nin coğrafi işaret tescili alındı. Kendine özgü üretim metoduyla Elbistan Kelle Peyniri; KSÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü ile Elbistan İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün destekleriyle Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan başvurunun ardından Türk Patent ve Marka Kurumunca hazırlanan 162 Sayılı Resmi Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı Bülteni'nde yayımlanarak şehrin 27. tescilli ürünü olarak yerini aldı. Mahalle, Tarım ve Hayvancılık Dairesi Başkanlığından yapılan açıklamada; “Yöresel lezzetlerimize ve geleneksel el sanatlarımıza sahip çıkarak coğrafi işaret tescilli ürünlerimizin sayısını artırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerine yer verildi.

Peynirin yayladan sofraya yolculuğu müzede anlatılıyor Haber

Peynirin yayladan sofraya yolculuğu müzede anlatılıyor

Gravyer, çeçil ve kaşar başta olmak üzere birçok çeşit peynirin üretildiği kent, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Anadolu Efes ortaklığında yürütülen "Gelecek Turizmde" projesi kapsamında 2020 yılında dünyanın 18'inci peynir rotası olarak belirlendi. Tarihi tabyada kurulan Peynir Müzesi'nde, büyükbaş hayvanların tükettiği endemik bitkiler, ahır bölümü, süt dolu güğümler, yaylalardaki yaşam ve peynirin yapım sürecinin anlatıldığı bölümler bulunuyor. 1100 metrekare dolaşılabilir alanı bulunan müzede, kentte üretilen ve birçok peynire tat veren endemik çiçekler de tanıtılıyor. Gravyer yapımı, peynir salonu, video odası, temsili Kars Garı, Kars bitki örtüsü, Ankara Gazi Garı, Kars evleri, şef ve atölye bölümlerinin yer aldığı müzeyi gezen ziyaretçiler, peynirin yayladan sofraya yolculuğunu öğreniyor. Kars Peynir Müzesi Müdürü Yeşim Koç, AA muhabirine, Kars'ın "dünyanın 18'inci peynir rotası"nın tescillendiğini, bundan dolayı heyecanlı ve mutlu olduklarını söyledi. Müzenin eski bir tabya içinde yer aldığını ifade eden Koç, "1700-1800'lü yıllarda Osmanlı-Rus savaşlarında 46 tabya yapılıyor, bu tabyalardan bir tanesi de müzenin içinde bulunduğu Süvari Tabya. Yıllar içinde farklı amaçlar için kullanıldı. Özellikle soğuk hava deposu olarak kullanıldı, Kars halkı burayı 'buzhane' olarak biliyor. Oldukça serin bir ortama sahip. Tabyanın doğal kliması var, yaz aylarında gelen ziyaretçilerimiz oldukça memnun." dedi. Koç, Süvari Tabya'nın 2 yıllık restorasyon çalışması sonrasında müzeye dönüştürüldüğünü hatırlatarak, burada peynirin ilk aşamasından itibaren son satışına kadar bütün serüveninin canlandırıldığını anlattı. "Bilinmeyen peynirlerimizi anlatmaya çalışıyoruz, ekonomiye katmamız lazım" Özellikle birebir ölçeklerdeki yüksek teknolojide silikon malzemelerden üretilmiş heykellerle süreci yansıtmaya çalıştıklarını belirten Koç, şöyle konuştu: "Endemik bitkiler bizim için çok önemli, peynirin asıl ham maddesi endemik bitkidir. Türkiye'nin en uzun yaylacılığı Kars'ta yapılıyor. Yaylalarda bu bölgeye özgü endemik bitkiler var. Bu bitkileri de burada tanıtıyoruz. Sütün sağımı, mayalanması, baskılanması, yani son aşamasına kadar burada gösteriyoruz. Endemik bitkilerimizden, ahır bölümünde Kars'ta yetiştirilen çok özel ırklara varıncaya kadar, bütün hayvanlarımızı burada sergiliyoruz. Kars'ta 30'a yakın peynir çeşidi var. Bunların birçoğu gün yüzüne çıkmamış peynirler. Bunlardan bir tanesi de karın kaymağı peyniri. Bilinmeyen peynirlerimizi gelen ziyaretçilerimize anlatmaya çalışıyoruz, bu peynirleri ekonomiye katmamız lazım." Müzenin yoğun ziyaretçi ağırladığından bahseden Koç, "2023 ocak ayından bu yana yerli ve yabancı 45 bin ziyaretçiyi ağırladık. Açıldığından (mart 2022) bu yana ise 100 bin ziyaretçiyi bulduk. Yoğun bir ilgiye karşılaşıyoruz, gelenler memnuniyetini bize iletiyorlar, buradan etkilenip ayrılıyorlar." diye konuştu. Gümüşhane'den Kars'a gelen ziyaretçilerden Murat Güneş ise müzeye ilk defa geldiğini anlatarak, "Peynirlerin nasıl yapıldığını merak ettik. Geldik, gezdik ve gördük. Güzel bal mumu heykelleriyle de canlı görsel oluşturulmuş. Biz çok beğendik, memnun kaldık. Canlı bir müze, süt sağımından birçok aşamada canlı bir deneyim katıyor. Doğu Ekspresi bölümü çocukların çok ilgisini çekti. Peynirin hikayesini aşama aşama burada görmek bizleri etkiledi." ifadelerini kullandı.

Göçerler Ovacık yaylalarında peynir mesaisinde Haber

Göçerler Ovacık yaylalarında peynir mesaisinde

Dağ ve ormanlık alanların geniş yer kapladığı kentte, hayvancılık faaliyetleri yöre halkının önemli gelir kaynağını oluşturuyor. Çemişgezek, Pertek, Hozat ve Mazgirt ilçelerinde yaşayan göçer aileler, yıllardır atalarından devraldıkları koyun yetiştiriciliğiyle hayatlarını idame ediyor. Kışı köylerinde geçiren göçerler, ilkbahar ve yaz aylarında ise Ovacık'ın zengin bitki örtüsüne sahip 3 bin rakımlı Munzur ve Mercan dağlarındaki yaylalarına çıkıyor. Her yıl haziranda koyunlarını kamyonlarla ilçeye getiren göçerler, Arpaçukuru, Havaçor, Ziyaret Boğazı, Ganigasik, Karagöl, Deveçukuru, Gani Hesen, Kepır, Memo Çayırı ve Işıkvuran yaylalarında kurdukları çadırlarda konaklıyor. Koyunlarını gece gündüz dağlarda otlatarak besleyen göçerler, günde iki kez yayla yerlerine getirdikleri hayvanlarının kırkım ve süt sağım işlemini yapıyor. Ürettiklerini toptancılar aracılığıyla çevre illere pazarlıyorlar Engebeli yayla yollarında at, eşek ve katırlardan faydalanan göçerler, ürettikleri tulum ve salamura peynirleri de toptancılar aracılığıyla çevre illere satıyor. Yırtıcı hayvanların koyunlara saldırısına karşı da geceleri nöbet tutan göçerler, ekim ayına kadar yaylalarda kaldıktan sonra tekrar köylerine dönecek. Göçerlerden Sadık Özen, AA muhabirine, koyunlarının tarım alanlarına zarar vermesini engellemek amacıyla kamyonla yaylaya taşıdıklarını söyledi. Yaylacılığın çeşitli zorlukları olduğunu ifade eden Özen, "Hepimizin küçük yaşta çocukları var. Çadır altında ve gölgesinde yaşamaya çalışıyoruz. Geceleri kurt, ayı ve çakal gibi yırtıcı hayvanlarla karşılaşıyoruz. Bunun için de hayvanlarımıza kendimiz gidiyoruz ya da çobanları dikkatli olmaları konusunda uyarıyoruz. Elimizden geldiğince zarar vermemeye ve zarar etmemeye çalışıyoruz ama sonbahara kadar herkesin 3-4 tane de veya daha fazla koyun kaybı oluyor." dedi. Özen, peynir üretiminde maya olarak şirdeni tercih ettiklerini dile getirerek "Peynirimiz mandıralar aracılığıyla her tarafa gidiyor. Türkiye'de bizim ürettiğimiz tulum ve salamura peyniri tüketmeyen vatandaş yoktur." ifadelerini kullandı. Göçer İsmail Acun da Çemişgezek ilçesinden Ovacık'taki Arpaçukuru Yaylası'na geldiğini söyledi. Devletin göçerlere gerekli desteği verdiğini belirten Acun, "Yaylada sabah akşam yüzlerce koyunu sağıyoruz ve yağış olduğu zaman işlerimiz zorlaşıyor. Ürettiğimiz peyniri de haftalık olarak araçlarla Erzincan'a gönderiyoruz. Orada 'Erzincan tulum peyniri' olarak Türkiye'nin bütün illerine satışa sunuluyor." diye konuştu. Acun, Ovacık yaylalarının bitki örtüsü bakımından çok zengin olduğunu, süt ve peynir verimini artırdığını belirtti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.