Hava Durumu

#Prof. Dr. Mehmet Işıklı

TOURISMJOURNAL - Prof. Dr. Mehmet Işıklı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Prof. Dr. Mehmet Işıklı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Garibin Tepe’deki kazılarda 2700 yıllık pithoslar bulundu Haber

Garibin Tepe’deki kazılarda 2700 yıllık pithoslar bulundu

Van’ın merkez Tuşba ilçesinde kaçak kazı sırasında ortaya çıkan ve ‘Garibin Tepe’ adı verilen alanda, iyi korunmuş 2 bin 700 yıllık pithoslar (toprak küp) bulundu. Urartu medeniyetinin en görkemli yapılarından biri olan Ayanis Kalesi’ne 3 kilometre uzaklıkta bulunan ve geçtiğimiz yıl definecilerin kaçak kazısı sonucu tespit edilen Garibin Tepe’de elde edilen keşifler, arkeoloji dünyasını heyecanlandırmaya devam ediyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Garibin Tepe’deki Urartu yapıların ortaya çıkarılması için Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı danışmanlığında kurtarma kazıları başlattı. Geçtiğimiz yıl koruma altına alınan bölgede yapılan incelemelerde, kazılan 16 metre uzunluğundaki tünelde Urartulara ait daha önce benzerine rastlanılmayana 2 bin 700 yıllık mavi ve bordo renklerdeki fresklere rastlanmıştı. Bu bölgede, yapılan koruma önlemleri çerçevesinde resimlerin zarar görmemesi için tünelin havayla teması kesilmişti. Kazı alanında bu yıl yapılan çalışmalarda ise 2 bin 700 yıllık toprak küpler bulundu. “Bölgeye önemli bir yapı kazandıracağız” Bölgede inceleme yapan Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Müzeler Dairesi Başkanı Bülent Gönültaş, Anadolu'nun kadim uygarlıklarından biri olan Urartu'nun en önemli noktalarından birinde olduklarını belirtti. Şu ana kadar elde ettikleri verilere göre bölgenin önemli bir Urartu sahası olduğunu ifade eden Müzeler Daire Başkanı Gönültaş, “Henüz buraya kale, saray veya dini bir yapı mı diyeceğimiz net bir veri olmasa da şu ana kadar elde ettiğimiz veriler bu ölçekte bir yapı grubuyla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Önümüzdeki yıllarda yapacağımız çalışmalarla önemli bir alanı daha kazandıracağız” dedi. “Duvar resimleri arkeoloji camiası için büyük bir sürpriz oldu” Bölgenin kaçak kazı sonucu ortaya çıkarıldığını hatırlatan Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı ise “Daha sonra hızlı bir müdahaleyle genel müdürlüğümüz burada bir kurtarma kazısı başlatmaya karar verdi. Bu alanın en önemli değerli tespitlerinden biri kaçak kazı neticesinde ortaya çıkarılan ve hemen koruma altına alınan duvar resimleridir. Şu ana kadar Urartu sanatında duvar resimleri çok iyi korunmuş olarak elimize geçen örnek sayısı son derece azdır. Bu da arkeoloji camiası için büyük bir sürpriz oldu. Bu resimler iyi korunmuş olarak günümüze kadar geldi” diye konuştu. “Toprak küpler tespit edildi” Bu sene yaptıkları kazılarda müthiş derecede iyi korunmuş büyük depolama alanları pithoslar (toprak küp) tespit edildiğini söyleyen Işık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onun dışında çok güzel korunmuş bir kerpiç mimariyle karşılaştık. Ama hâlâ Garibin Tepe’nin Urartu arkeoloji literatüründe nasıl adlandırılması gerektiği soru işaretleri olarak kalmaktadır. Burası bir kale mi, yerleşim yeri mi? Yoksa özel bir alan mı? Bunun cevabını verebilmek çok zor. Ancak gördüğümüz ilk emareler gösteriyor ki tıpkı Aynis Kalesi’ndeki gibi krali ve dini mekanların ön plana çıktığı çok özel bir yerleşim alanı içerisindeyiz. Burayı bir kale gibi düşünmemiz biraz güç. Çünkü şimdiye kadar yaptığımız tespitlerde bir çevre duvarı ve savunma duvarına rastlamadık. Tam aksine çok özel işlemelere sahip bir mimari bizi karşıladı. İnşallah önümüzdeki sezonda kazılar bu şekilde devam edecek.” İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Laboratuvarı Yüksek Restoratör ve Konservatör Özlem Toprak Cihan da yaptıkları çalışmaları neticesinde 2 bin 700 yıllık Urartu resimlerinin bu yıl zarar görmediğini tespit ettiklerini söyledi. Kazının tamamlanmasıyla birlikte resimlerin üzerlerinin örtünerek korunmasının sağlanacağını ifade eden Cihan, hem bilimsel kazıların hem de koruma çalışmaların eş zamanlı devam edeceğini kaydetti.

36 yıldır süren kazılar Urartu tarihine ışık tutuyor Haber

36 yıldır süren kazılar Urartu tarihine ışık tutuyor

Urartu medeniyetinin en görkemli yapılarından biri olan Ayanis Kalesi'nde 36 yıldır yürütülen kazı çalışmaları, 2 bin 700 yıllık tarihe ışık tutuyor. Urartu Kralı II. Rusa tarafından Van Gölü'ne hakim bir tepe üzerinde yaptırılan, taş süslemeleriyle ve önemli buluntularıyla dikkat çeken Ayanis Kalesi'nde 36 yıl önce Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izin ve destekleriyle başlatılan kazı ve restorasyon çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Taş ve kerpiç işçiliğinin yanı sıra, Tanrı Haldi’ye adanmış mabet bölümündeki taş işçiliğinin özenli süslemeleri ve kentin görkemli surlarıyla dünya üzerindeki en önemli ve özel Urartu kalıntılarından biri olan Ayanis Kalesi'ndeki kazı çalışmaları, Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı başkanlığında yürütülüyor. Bu yılki çalışmalarda mabet alanının arkasında yer alan podyumlu salonun üzerinde yer alan geçici çatı kaldırıldı ve bu alanda koruma ve onarıma dönük çalışmalara başlandı. Buradaki çalışmaların bitmesiyle birlikte alanın geçici olarak ziyarete açılması hedefleniyor. “Ziyaretçilerimize açabileceğiz” İHA muhabirine konuşan Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Işıklı, 36 yıllık Ayanis Kalesi kazı çalışmalarında büyük mesafeler kat ettiklerini belirtti. Gerek arkeolojik keşifler açısından, gerekse taşınmaz ve taşınır kültür varlıkları açısından çok zengin envanter elde ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Işık, “36 yılın sonunda Ayanis Kalesi'ni ne şekilde daha dinamik bir hale getirebiliriz şeklinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayanis kent sitadelinin en önemli yapı grubu olan ve Tanrı Haldi’ye ithaf edilmiş olan Ayanis’teki mabet kompleksinin tümüyle korumaya, onarıma ve güçlendirilmeye dönük ön çalışma yapıyoruz. Tabii daha sonra geliştirilecek bir restorasyon ve konservasyon projesiyle bunu daha farklı bir boyuta taşıyacağız. Podyumlu salon üzerinde yer alan ve ne yazık ki yeterli korumayı sağlayamayan geçici çatıyı kaldırdık. Oradaki kerpiç mimarinin güçlendirilmesi ve korunmasına dönük hummalı bir çalışma içerisindeyiz. Bu sezonun sonunda o alanı çok daha düzgün ve güzel bir şekilde hazırlayıp geçici olarak da olsa ziyaretçilerimize açabilmeyi hedefliyoruz” dedi. “Nihai hedefimiz Ayanis Kalesi’ne ören yeri statüsü kazandırmak” Nihai hedeflerinin Ayanis Kalesi’ne ören yeri statüsü kazandırmak olduğunu dile getiren Işıklı, “Tabii biliyorsunuz Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın belirli kriterleri ve desteğiyle ören yeri statüsünü kazanabiliyoruz. Onun için de çok yol kat etmek gerekiyor. Bu yüzden henüz çok daha işimiz var. Ama belki mabet alanının bulunduğu kompleks yapı grupları kısmi olarak bu şekilde güçlendirilerek ziyarete açılabilir. Onunla ilgili olarak bir bölge koruma kurulundan onay almış bir projemiz var. Buna destek bulabilirsek çok sevineceğiz. Bu şekilde bir proje hayata geçirilebilirsek alanın üzerinin kapatılması ve mabet alanının tekrar düzenlenmesi söz konusu olacak. Arkasından da bunun içerisinde 36 yılda ele geçmiş Urartu inanç sistemine dair görsel malzemelerle zenginleştirilmiş ve daha çok Urartu Krallığı'nın dini dünyasını, ritüellerini ve onunla ilgili yapılan bütün aktiviteleri gösterebileceğimiz görsel materyallerle desteklenmiş bir canlandırmalar serisi düşünüyoruz. Burada daha önce ele geçmiş olan eserlerin imitasyonlarını da kullanacağız. Onun dışında bal mumu heykellerle saray ve kraliyet sınıfa ait kişilerin canlandırmaları olabilir. Tüm bunların sonunda mabet kompleksinin tümünü içeren konsept bir ören yeri tasarımız var” diye konuştu. “Ayanis diğer Urartu kazılarına göre çok şanslı” Bölgeyi ziyarete gelenlerin Urartu din ve inanç dünyasını detaylarıyla anlayabilecek bir projeyi hayata geçirmeyi hedeflediklerini söyleyen Işık, sözlerini şöyle sürdürdü: “36 yıllık kazılarımızın büyük bir kısmı Tanrı Haldi'ye adanmış mabet kompleksi alanında sürdürüldü. O nedenle mabet alanından ele geçen çok zengin keşifler, veriler bize bir Urartu din dünyasını, Urartu'nun dini ritüellerini anlamamız ve göstermemiz açısından son derece kolay bir yol sunmaktadır. Bu bakımdan Ayanis diğer Urartu kazılarına göre çok şanslı. Burada bu şekilde yapacağımız bir çalışma bizi son derece dünya çapında ses getirecek noktaya ulaştırabilir diye düşünüyorum.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.