Hava Durumu

#Proje

TOURISMJOURNAL - Proje haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Proje haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kırgızistan'a geziye gitti, hayalini gerçekleştiriyor Haber

Kırgızistan'a geziye gitti, hayalini gerçekleştiriyor

Kırgızistan'dan getirdiği orijinal malzemeleri Düzköy'e bağlı Çal Mahallesi'ndeki iş yerine monte eden Demir, Kırgızistan'a gidemeyenleri ayaklarına kadar getirdiklerini belirterek, "Türkiye'de tek bir proje. Bizzat Kırgızistan'dan alınıp gelinen oradaki ismiyle 'boz üy', bizim tabirimizle 'otağ', bizzat orijinallerini alıp gelip burada montajını yaptık. Vatandaşlarımıza bu güzelliği göstermek ve bu atmosferi yaşamalarını sağlayacağız" dedi. Gezi için gitti hayalindeki projeyi gerçekleştirecek Gezi amaçlı gittiği Kırgızistan'ın atmosferinden çok etkilendiğini kaydeden Demir, "Hayalimizle başladı Kırgızistan'a gezi düzenledik. Oraya gittikten sonra oradaki atmosferden çok etkilendik. Turizmci olduğumuz için bu işi orada yapmak istedik. Bir süre sonra dedik ki; biz bunu öncelikle Trabzon'da yapalım, bu güzelliği Trabzon'a taşıyalım kendi insanımızla buluşturalım. Böyle başladı hikâyemiz. Şu anda çalışmalarımızın yüzde 80'nini tamamladık, çok az mesafe kaldı ondan sonra hizmete açarak misafirlerimizi kabul edeceğiz" diye konuştu. Türkiye'de tek Projenin Türkiye'de tek olduğunu dile getiren Demir, "Türkiye'de tek bir proje. Bizzat Kırgızistan'dan alınıp gelinen oradaki ismiyle 'boz üy', bizim tabirimizle 'otağ'. Bizzat orijinallerini alıp gelip burada montajını yaptık. Vatandaşlarımıza bu güzelliği göstermek ve bu atmosferi yaşamalarını sağlayacağız. Çadırlarımız yaklaşık altı metre çapında 28 metrekarelik bir alanımız var. Toplamda 8 tane konaklama bir tane de görsel otağımız var. Görsel otağımızda yöresel kıyafetler, kalpaklarımız, tamamıyla o yöreden gelen malzemelerle döşedik. Misafirlerimiz burada fotoğraf çektirebilecek, güzel anılar yaşayacak. Oraya da gitseler bunları görecekler ama gidemeyenler, imkânı olmayanlar için bizzat ayaklarına kadar getirdik" dedi. "Trabzon'da küçük bir Kırgızistan oluşturduk" Trabzon'da küçük bir Kırgızistan oluşturduklarını ifade eden Demir, "Çal mağarası zaten Trabzon'un sayılı turizm merkezlerinden birisi. Konum olarak oraya yakın oluşumuzdan dolayı bize faydası olacaktır diye düşünüyorum. Yemek konseptini ilerleyen sürede tamamıyla Kırgız yemeklerine yönelik bir şeyler yapmayı düşünüyoruz. Trabzon'da küçük bir Kırgızistan oluşturduk. Dolayısıyla buraya gelenler Kırgızistan'a özgü her şeyi merak edecek, yemeğinden kıyafetine kadar her şeyine kadar. Biz de bütün bu eksiklikleri tamamlamaya çalışıyoruz. Kırgızistan'a gittiklerinde de bu konseptin birebir aynısını görecekler. Çünkü bizim orada da işlerimiz olduğu için orayı da iyi biliyoruz oradaki konseptin birebirini burada yapacağız. Konaklamanın yanında eğlencemiz de olacak, atlarımız olacak. Atlarımıza binip orman turu yapabilecekler, belli rotalar oluşturacağız bu rotalardan hangisini seçmek isterseler kendi başlarına rehber eşliğinde gidebilecekler" ifadelerini kullandı. Avrupa'da Macaristan'da var Bu tarz çadırın Macaristan'da olduğunu belirten Demir çok olumlu tepkiler aldıklarını kaydederek, "Bu işi yaparken 'acaba' demedik. Olumlu tepkiler aldıktan sonra hevesimiz biraz daha arttı. Teşvik almadık, başvuru da yapmadık tamamen kendi kaynaklarımızla yapıyoruz. Avrupa'da bu şekilde Macaristan'da var. Macaristan'da her yıl kurultaylar yapılıyor orada var" dedi. Kırgızistan'la ilgili bilgileri ders kitaplarında okuduklarını belirten Ecrin Betül Demir de "Çok güzel çok beğendim. Bu çadırlar Kırgızistan'a özgü, kıyafetler de onların yerel kıyafetleri. Okulda derslerde görüyoruz, böyle çadırları var. Göçebe oldukları için çadırlarda kalıyorlar. Onların kültürünün buraya yansıması çok güzel. Kırgızistan'a gidemeyenler buraya gelebilir" diye konuştu.

Depremin vurduğu Antakya, İngiliz mimarlık firması tarafından yeniden inşaa ediliyor Haber

Depremin vurduğu Antakya, İngiliz mimarlık firması tarafından yeniden inşaa ediliyor

Şubat 2023'te meydana gelen 7.8 büyüklüğündeki Kahramanmaraş depreminden büyük ölçüde etkilenen tarihi Antakya kentinin yeniden inşasına yönelik çabalar sürüyor. İngiliz mimarlık firması Foster + Partners'ın belirttiğine göre, Antakya'nın yaklaşık yüzde 80'i yıkıldı. Şimdi ise firma, kenti yeniden inşaa etmeye yönelik vizyonlarını açıkladı. Hatay ilinin merkez ilçesi olmasının yanı sıra tarihle iç içe olan Antakya, Roma ve Ortaçağ dönemlerinde antik çağın en önemli bölgelerinden biriydi. Yeni plan, kamusal yeşil alanların, ulaşım sistemlerinin ve topluluk alanlarının tekrardan inşaasını içeriyor. Foster + Partners'ın mühendislik danışmanı Buro Happold, İtalyan ulaşım planlamacısı Mic-hub ve Türkiye'den DB Architects ve KEYM Kentsel Yenileme Merkezi ile işbirliği içinde hazırladığı proje 30 kilometrekarelik bir alanı kapsıyor ve yerinden edilmiş insanları şehre geri dönmeye teşvik etmeyi amaçlıyor. Açık hava alanları planların merkezinde yer alıyor. Çalışma bölgenin kendine özgü yerel karakteri ve ikliminden de yararlanıyor. Foster + Partners yaptığı açıklamada, "Sürecin önemli bir parçası Hatay'ın zengin tarihini anlamak oldu," dedi. Planlar, Türk Tasarım Konseyi'nin çok sayıda şehri yerle bir eden ve Suriye de dahil olmak üzere toplam 50.000'den fazla insanın ölümüne yol açan depremin ardından Türkiye'yi yeniden inşa etmeye yönelik daha geniş çaplı girişiminin bir parçasını oluşturuyor. Çalışmalar deprem nedeniyle yerinden edilmiş kişileri Antakya'ya dönmeye teşvik etmeyi amaçlıyor. Ayakta kalan yapıları korumak, erişilebilirliği ve kapsayıcılığı artırmak için yapılan çalışmalar, toplu taşıma, yürüyüş ve bisiklet kullanımını teşvik etmenin yanı sıra kentin gelecekteki olası afetlere karşı dayanıklılığını da artırıyor. Çok sayıda kişi, deprem sırasında yıkımın boyutunu daha da artıran düşük kaliteli inşaat çalışmaları nedeniyle firmaları ve hükümeti suçlarken, tasarımcılar bu süreçte yerel halkla etkileşim kurmak için özel çaba sarf etti. Tasarımlar birçok Türk şehrinin simgelerinden biri olan sokak kedilerini de kapsıyor. Foster + Partners Kentsel Tasarım Başkanı Bruno Moser, "Antakya halkının direncinden ilham aldık ve eşsiz, tarihi şehirlerine duydukları tutkuyu paylaştık," dedi. "Doğal bir felaketin ardından yeniden yapılanmanın yalnızca binalarla ilgili olmadığı, toplulukları, güvenlik ve aidiyet duygularını ve güveni yeniden inşa etmekle ilgili olduğu gerçeğinden yola çıkarak bir vizyon geliştirdik."

TÜRSAB "Turizm Yüzyılı" projesini Burdur’dan başlattı Haber

TÜRSAB "Turizm Yüzyılı" projesini Burdur’dan başlattı

Burdur Valisi Türker Öksüz, “Kısa ve orta vadede önemli bir turizm kenti olmayı hedefliyoruz. Bunun için bir yol haritası çıkarmak, bu doğrultuda bir eylem planı hazırlamak ve bu eylem planlarına sadık kalarak turizm atılımlarını gerçekleştirmek istiyoruz” dedi. TÜRSAB'dan yapılan açıklamaya göre, turizmin 12 aya ve ülke geneline yayılması amacıyla hayata geçirilen “Turizm Yüzyılı” projesinde ilk adım Burdur’dan atıldı. Proje kapsamında düzenlenen Arama Konferansı Burdur Toplantısı’na Burdur Valisi Türker Öksüz, TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Emre Gürsoy, TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyeleri, Bölge Temsil Kurulu ve İhtisas Başkanları, rektör, akademisyenler ve seyahat acentası temsilcileri katıldı. -“ Kısa ve orta vadede önemli bir turizm kenti olmayı hedefliyoruz” Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Burdur Valisi Türker Öksüz, pilot il olarak seçilmelerinden duyduğu memnuniyeti paylaştı. Burdur’un tarihi ve coğrafi özelliklerinden bahseden Öksüz, şehrin tarihi antik kentleri, gölleri folklorik özellikleriyle turizm açısından önemli değerlere sahip olduğunu hatırlattı. Öksüz, Burdur’un gastronomi, spor, eko turizm alanındaki potansiyelini ortaya koyan çalıştayın da önemini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Bu çalıştay ve TÜRSAB tarafından yapılan arama konferansı eylem planı oluşturmak konusunda önem arz ediyor. Sahip olduğumuz altyapı ve üstyapı imkanlarıyla kısa ve orta vadede önemli bir turizm kenti olmayı hedefliyoruz. Bunun için de nihai bir yol haritası çıkarmak, bu doğrultuda bir eylem planı hazırlamak ve bu eylem planlarına sadık kalarak turizm atılımlarını gerçekleştirmek istiyoruz.” TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya da Burdur’un kültür turizminden doğa ve macera turizmine, gastronomi turizminden kış turizmine kadar turizm çeşitliliğini destekleyen bir altyapıya sahip olduğunun altını çizdi. Bağlıkaya, “Burdur, her açıdan büyük potansiyel taşıyor. Bu potansiyeli değerlendirmek amacıyla Turizm Yüzyılı projesini Burdur’dan başlatma kararı aldık.” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin turizm potansiyelini de tam anlamıyla değerlendiremediğine işaret eden Bağlıkaya, TÜRSAB olarak bu eksikliği görerek yepyeni bir perspektifle yola çıktıklarını kaydetti. “Turizm Yüzyılı” projesinin hedeflerini paylaşan Bağlıkaya, şöyle devam etti: “TÜRSAB olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonundan hareketle oluşturduğumuz proje ile ülkemizin turizmden aldığı payı çok daha yukarılara çıkarmayı önümüze hedef olarak koyduk. Yılın belli aylarına ve kıyı şehirlerine sıkışan turizm hareketlerinin ülkemizin dört bir yanına ve yıl geneline yayılması amacıyla hayata geçirdiğimiz Turizm Yüzyılı projesi ile yüksek gelir grubundan ziyaretçileri de ülkemize çekmeyi amaçlıyoruz” - “Eylem planı İl Turizm Master Planı’na da temel oluşturacak” Burdur Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Emre Gürsoy, konferans ile ortaya konacak eylem planının önemine dikkati çekti. Gürsoy, “Bu zaman kadar yapılmış çalışmalarla birlikte Valiliğimiz önderliğinde, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz koordinasyonunda Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi akademisyenleri ile hazırlanacak İl Turizm Master Planı’na da temel oluşturacak” değerlendirmesinde bulundu.

Kiğılı’dan kadın emeğine dikkat çeken proje Haber

Kiğılı’dan kadın emeğine dikkat çeken proje

Son yıllarda, özellikle ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği’ne odaklanan farkındalık projeleriyle adından söz ettiren Kiğılı, bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde ekonominin hayatın temelini oluşturduğu bilinciyle cinsiyete bağlı ücret eşitsizliğine dikkat çekip farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Bu amaçla Kiğılı, özel üretim denim pantolonların ceplerini yüzde 20 oranında büyüterek “Eşitlik Cepte Başlar” manifestosunu işledi. Manifestoda, “Biz eşit bir toplum yapısı için, eşit ücret ve eşit haklara inanıyoruz. Bu nedenle eşitlik cepte başlar diyor, aradaki ücret eşitsizliğine yüzde 20 daha büyük ceplerle dikkat çekiyoruz. Çünkü Kiğılı olarak her zaman kadın emeğine hak ettiği değerin verilmesi gerektiğini savunuyor, bu nedenle ‘Aynı işe aynı ücret’ konusunda toplumsal farkındalığın artmasını hedefliyoruz” ifadelerine yer verildi. Kiğılı CEO’su Sena Suerdem, kadının güçlendirilmesine yönelik çalışmalar ile ilgili şunları söyledi: “Kadın ve erkeğe eşit değer veren toplumlar daha güvenli ve sağlıklıdır. Türkiye’de kadınlara ve kız çocuklarına yönelik ayrımcılığın temelinde derin köklere sahip önyargılar yer alıyor. Biz bugüne kadar yaptığımız çalışmalarla bu önyargılarla mücadele etmeye ve eşitlik vurgusu yapmaya çalıştık. Çünkü Kiğılı olarak bizim kumaşımızda eşitlik var. Yıllardır 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesi ile eşitliğe dikkat çeken kampanyalar yürüttük. Bu yıl ise eşit bir toplum yapısı için, eşit ücret ve eşit haklara olan inancımızla cinsiyete bağlı ücret eşitsizliğini görünür kılacak bir kampanya ile farkındalık oluşturmayı amaçlıyoruz. Kadın emeğinin hep birlikte kalkınmanın anahtarı olduğunu biliyoruz. Bu düşünceyle, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) ile de iş birliği yapıyoruz. Daha eşit bir gelecek için çalışmaya devam edeceğiz.” Kadınların ekonomik olarak güçlenmesine de destek Marka, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadınların yaşamlarını iyileştirmek ve güçlenme çabalarını desteklemek için çalışmalar yapan Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) ile de bir iş birliğini duyurdu. Bu kapsamda KEDV’in desteklediği kadın kooperatifleri ve bireysel kadın üreticiler tarafından elle üretilen mendil ve bileklik modelleri Kiğılı mağazalarında satışa sunuldu.

"Müze Kiti" projesi "Uluslararası Ödül"ün sahibi oldu Haber

"Müze Kiti" projesi "Uluslararası Ödül"ün sahibi oldu

Her yıl bir ulusal ve bir uluslararası girişime verilen ödül, UNESCO ülkelerinde o yıl başlatılan veya yürütülmekte olan, Birleşmiş Milletlerin "Gündem 2030 Hedefleri" doğrultusunda tasarlanmış sürdürülebilir kalkınma projelerinin görünürlüğünü ve tanınmasını sağlama amacıyla veriliyor. UNESCO ülkelerinde 2022-2023 dönemi için yürütülen sürdürülebilir kalkınma projelerini değerlendiren bilim jürisi tarafından bu yılki Uluslararası Ödül'e UNESCO Türkiye Milli Komisyonunun aday gösterdiği "Müze Kiti" projesi değer görüldü. Bu yılki Ulusal Ödül ise şehrin gece hayatının yönetimini kültürel, sosyal, ekonomik ve yaşanabilirlik gibi pek çok açıdan ele alan "Gece Planı" projesiyle Bologna Belediyesinin oldu. "Projemizin ödüle layık görülmesi bizim için büyük bir gurur" Komet Kültür ve Sanat Projeleri Ltd. Şti'nin hazırladığı proje, her yaştan ziyaretçinin müzelerle ve kültürel miras alanlarıyla anlamlı ve kalıcı bir ilişki kurmasını hedefliyor. Proje, öğrenciler için müze deneyimi öncesi ve sonrası için tasarlanmış özgün eğitim materyalleri ile sınıf içi ve sınıf dışı etkinliklerden oluşuyor. Komet Kültür ve Sanat Projeleri kurucularından Sebla Kut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Projemizin uluslararası bir ölçekte tanınması ve alanın en önemli kurumlarından olan UNESCO ve himayesinde faaliyetlerini gösteren Santagata Kültür Ekonomisi Vakfı tarafından 'Uluslararası Ödül'e layık görülmesi bizim için büyük bir gurur. Bu noktada projemizi bu ödüle aday gösteren UNESCO Türkiye Milli Komisyonu'na, projemizi en başından beri destekleyen Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Ziraat Bankası'na teşekkürlerimizi sunmak isterim. Önümüzdeki dönemde İstanbul Arkeoloji Müzeleri ve Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi'nin kitlerini yapmayı planlamaktayız." dedi. Müze Kiti projesinde 8 milyonun üstünde öğrenciye ulaşıldı Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı desteğiyle 2019'dan bu yana sürdürülen projede Topkapı Sarayı, Pera Müzesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi, Göbeklitepe ve Troya Müzesi için müze kitleri üretildi. Proje kapsamında hazırlanan eğitim kitleri, Eğitim Bilişim Ağı (EBA) Platformu üzerinden 2020 yılından bu yana 205 binin üstünde devlet okulu öğretmenine ve 8 milyonun üstünde öğrenciye ulaştırıldı. Ziyaretçi kitleri ise yerli ve yabancı ziyaretçilere yönelik olarak Türkçe ve İngilizce hazırlanıyor. Bu kitlerle kültüre meraklı tüm dünya vatandaşlarına ulaşabilmek ve Türkiye'deki kültür turizmi deneyiminin kalitesinin artmasına ve değerlenmesine katkı sağlamak hedefleniyor. Müze Kiti projesi dışında, 5-10 yaş aralığındaki öğrenciler için UNESCO Dünya Mirası Eğitim Programı vizyonu ile uyumlu olarak Kültür Kaşifleri Projesi de hayata geçirildi. Kültürel ve doğal miras bilincinin erken yaşlarda edinilmesinin, bu mirasın korunması ve yaşatılmasına yönelik atılacak önemli bir adım olduğu anlayışını benimseyen eğitim programı, öğrencileri, kültürel ve doğal miras kavramlarını tanımaları ve anlamaları, çevrelerindeki miras ögelerini fark etmeleri ve bu ögelerin değerini bilerek korumaları konularında da bilinçlendirmeyi amaçlıyor.

"Geleceğe Miras Hierapolis" projesinin ayrıntılarını paylaştı Haber

"Geleceğe Miras Hierapolis" projesinin ayrıntılarını paylaştı

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Geleceğe Miras Hierapolis” projesiyle ilgili ayrıntıları paylaştı. Hierapolis başta olmak üzere bir çok tarihi kentte 12 aylık kazı çalışması başlanacağı açıklayan Bakan Ersoy, "Hierapolis; UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yerini almış olan bir kültür varlığımızdır. Buradaki ve diğer çalışmaları 2025 senesinde tamamlanacağını öngörüyoruz" dedi. Bir dizi program çerçevesinde Denizli’ye gelen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Pamukkale Hierapolis Antik Kenti’nde düzenlenen tanıtım törenine katıldı. Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Pamukkale Üniversitesi Rektörü Ahmet Kutlhan ve Pamukkale Belediye Başkanı Avni Örki'nin eşlik ettiği Bakan Ersoy, izlenilen tanıtım filmi sonrasında, “Geleceğe Miras Hierapolis” projesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Denizli’nin muazzam arkeolojik varlığı üzerine yürütülen çalışmalardan bahseden Bakan Ersoy, Traian Anıtsal Çeşmesi’nin, 2 yıllık restorasyon sürecinin tamamlanmasıyla nasıl ayağa kaldırıldığını memnuniyetle gördüğünü belirtti. Yapılan restore çalışmasıyla ilgili bilgiler de veren Bakan Ersoy, “Daha da önemlisi, çeşmenin ana havuzu içinde bulunan İmparator Traian ve Dacialı esirden oluşan heykelin de yaklaşık 250 parça birleştirilerek restore edilmiş olmasıdır. Zira Traian Çeşmesi, apsidal havuzuyla ayağa kaldırılan Anadolu’daki tek örnek olmasının yanında orijinal heykeliyle birlikte ayağa kaldırılan, bu planda ve MS 113-115 yılları arasına tarihlenen dünyadaki de tek örnektir. Bu istisnai çalışma, Laodikeia’nın simgelerinden birine yeniden hayat vermiş olmasının yanında arkeoloji dünyası için de parmakla gösterilecek bir restorasyon uygulaması olmuştur. Malumunuz, 2022 yılında da Laodikeia Batı Tiyatro yapısının restorasyon çalışmalarını tamamlayarak, bin 600 yıl sonra kapılarını yeniden etkinliklere açmıştık. Traian Çeşmesi ve heykeliyle de Denizli’nin eşsiz medeniyet mirasından, yaklaşık bin 910 yıllık bir parçayı bugünün kültür-turizm hayatına kazandırmış oluyoruz. Şüphesiz şehrimiz için ciddi bir katma değer oluşturacaktır. Bu çalışmayı kısa süre içerisinde başarıyla gerçekleştiren Kazı Başkanımız Sayın Prof. Dr. Celal Şimşek’i ve ekibini kutluyorum. Laodikeia kazı ekibimiz, 6 Şubat’ta yaşadığımız o büyük afet sonrasında Hatay’da gerçekleştirdikleri özverili çalışmalarla da göğsümüzü kabartmışlardır. Onlara huzurlarınızda bir kez daha şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu. “Hierapolis; UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yerini almış olan bir kültür varlığımızdır” Düzenlenen toplantının ana konusunun Hierapolis Antik Kenti olduğunu söyleyen Kültür Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Hierapolis’in 1988 yılından itibaren UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yerini almış olan bir kültür varlığı olduğunu ve bunun bile başlı başına Hierapolis’in sahip olduğu değeri, zenginliği idrak etmek için yeterli olduğunu söyledi. Bakan Ersoy, “İlk yerleşimlerin 2 bin 700 yıl öncesine tarihlendiği bir yerleşim alanından söz ediyoruz. Yani Hierapolis, insanlık tarihi noktasında hem cevapların hem yeni soruların kaynağı olma potansiyelini fazlasıyla taşıyor. 1957’de İtalya Torino Politeknik Üniversitesinden Prof. Dr. Paolo Verzone tarafından başlatılan, bugün Bakanlığımız adına Salento Üniversitesinden Prof. Dr. Grazia Semeraro tarafından sürdürülen kazıların bize gösterdiği gerçek tam olarak budur. Ve düşünün ki bu 66 yıl içerisinde kentin sadece yüzde 3,5’i kazılmış ve ayağa kaldırılmıştır. Bu süreci hızlandırmanın vakti çoktan gelmiştir. Bu doğrultuda Türkiye’de arkeolojik kazıların 12 aya yayılması projemizin kapsamını genişleteceğimizi ve yabancı bilim heyetleri tarafından yürütülen kazı çalışmalarımızı da '12 aylık kazı' projemize dahil edeceğimizi duyurmuştuk. Söz konusu kazılarla ilgili koordinasyonu sağlamak üzere Türk bilim insanlarından birer 'koordinatör kazı başkanı' atayacağımızı da belirtmiştik. Halen 144 kazı ile yürütmekte olduğumuz 12 aylık kazı projemize yabancı heyetlerce yapılan 32 kazımızı da dahil ederek arkeolojik kazı çalışmalarımızın hem bütçelerini hem de lojistiklerini tarihinde görülmemiş bir şekilde artırıyoruz. Bu sayede arkeolojik alanlarımızdaki yapıları çok kısa sürelerde ayağa kaldırarak antik kentlerimize ve bulundukları bölgenin kültür ve turizm potansiyeline katma değer kazandıracağız. Hierapolis başta olmak üzere ilk etapta Efes, Bergama, Afrodisyas, Sardes, Sagalassos, Labranda, Milet, Lmyra ve Notion’da 12 aylık kazı süreçlerimizi başlatıyoruz. Hierapolis kazı ve restorasyon çalışmalarını yıl boyunca sürdürmek üzere Bakanlığımız adına görev yapacak değerli bilim insanımız ise Sayın Prof. Dr. Celal Şimşek’tir. Değerli Hocamızın, ekibiyle birlikte Laodikeia Antik Kenti’nde ortaya koydukları performansa hemen konuşmamın başında kısaca değinmiştim. Şüphemiz yoktur ki bu görevinde de yeni başarı hikâyeleri yazacaktır. Kendisini kutluyor ve hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. Bakan Ersoy, “Geleceğe Miras Hierapolis” projesinden bilgiler verdi “Geleceğe Miras Hierapolis” projesinin detaylarını açıklayan Bakan Ersoy, Katedralde ve Kehanet yapılarında kazı, temizlik ve restorasyon çalışması yapılacağını, Erken Doğu Roma Dönemi’ne tarihlenen bu iki yapıyı mevcut bloklarıyla ayağa kaldıracak ve bu alanları 2024 yılında ziyarete açacaklarını söyledi. Bir çok çalışmanın 2025 senesinde tamamlanmasını hedeflediklerini sözlerine ekleyen Bakan Ersoy, “Birçok önemli çalışmanın 2025’te tamamlanmış olacağını öngörüyoruz. Bunlardan bir tanesi Hierapolis’in kuzeyindeki Doğu Roma kapısı ve surları ile Plutonium’un güneyindeki yapıda mevcut olan mimari parçaların belgelendirilmesi ve projelendirilmesidir. Bunu hızlıca tamamlayıp mimari blokları yerlerine yerleştirecek ve 2025 yılında da bu alanları ziyarete açacağız. Aynı şekilde Payeli Bazilika, Kuzey ve Güney Nekropolleri ile Aziz Philippus Kutsal Alanı Ulaşım Yolunda da kazı, restorasyon ve mevcut bloklarla kısmi ayağa kaldırma işlemleri yapacağız. Bu yapıları da yine 2025 yılında ziyaretçilerimizle buluşturacağız. Antik Hierapolis Tiyatrosu için de Koruma Bölge Kurulu Kararı ile onaylanan projelerimiz var. Oturma alanları ile yan duvarları statik açıdan sağlamlaştıracak ve restorasyon çalışmaları gerçekleştireceğiz. Çalışmalar başladı. İnşallah burayı da 2025 yılında tamamlayacağız. Bir diğer 2025 hedefli projemizi de şu an Hierapolis Arkeoloji Müzesi olarak hizmet veren Roma Hamamı’na yönelik hazırladık. Bu kapsamda planlanan rölöve, restitüsyon, restorasyon ve teşhir-tanzim işi yine kurul kararı ile onaylandı. Hızlıca uygulamaya yönelik çalışmaları başlattık. Hierapolis Arkeoloji Müzesinde ayrıca çevre düzenleme çalışmalarına da başlıyoruz. Heykeller için yeni bir teşhir salonu oluşturacak ve müze bahçesinde de açık alan eser sergileme mekânı tasarlayacağız. Buradaki her bir iş ayrı ayrı titizlikle yürütülürken bir yandan da biz, Bütüncül Çevre Düzenleme Projesi ile Hierapolis Antik Kenti’ni yeniden planlıyoruz. Antik kentte ziyaretçi karşılama merkezleri ve otopark alanlarını yenileyecek, yeni bir ziyaretçi yönetim planı yaparak kısa ve uzun tur gezi güzergahları oluşturacağız. Gece müzeciliği kapsamında anıtsal yapıların ve kent içindeki gezi güzergahının aydınlatma çalışmalarını yıl sonunda tamamlamış olacağız. Bu sayede Hierapolis de Efes Antik Kenti gibi gece etkinliklerine ev sahipliği yapabilecek. 66 yıllık süre içerisinde şu ana kadar sadece yüzde 3,5’lik bir kısımda yürütülen arkeolojik çalışmaların oranını hazırlanan bütün bu projeler, başlayan uygulamalar ve yoğun bir mesai ile inşallah 2024 yılında yüzde 20’ye, 2025 yılında yüzde 45'e çıkaracağız. Bu 2 yıllık süreç için 1 milyar TL bütçe öngörüyoruz. Hierapolis’e dair son bir bilgiyi de müzecilik noktasında paylaşmak istiyorum. İlkini Efes’te açtığımız Dijital Deneyim Müzesi konseptinin bir örneğini de burada hayata geçireceğiz. Projelendirme çalışmalarımızı tamamladık ve en kısa zamanda uygulamasını yaparak Hierapolis’e yeni ve istisna bir cazibe unsuru kazandırmış olacağız. Efes’te olduğu gibi burada da ziyaretçilerimiz eşsiz bir deneyim yaşayacaklar. Ben kültür varlıklarımızın korunması, yeniden ayağa kaldırılarak kültür ve turizm hayatımıza kazandırılması noktasında büyük mesailer harcayan bütün akademisyen ve uzmanlarımıza, çalışma arkadaşlarıma; bu noktada bizlerle iş birliği yapan, destek veren kurum, kuruluş ve şahıslara ayrı ayrı teşekkür ediyorum. İnşallah hep birlikte, ülkemizin benzersiz kültür ve medeniyet zenginliğini koruyacak, yaşatacak ve gelecek nesillere ulaştıracağız” dedi. Bakan Ersoy, toplantının sonlanmasıyla Denizli’den ayrıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.