Hava Durumu

#Proje

TOURISMJOURNAL - Proje haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Proje haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Alaçatı'da 5 Yıldızlı Denize Sıfır Otel Projesine Onay Haber

Alaçatı'da 5 Yıldızlı Denize Sıfır Otel Projesine Onay

İzmir'in popüler turizm beldesi Alaçatı, önemli bir yatırım haberiyle gündeme geldi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, denize sıfır 72 bin metrekarelik iki parseli, Biroğlu İnşaat ve Mila Enerji ortaklığına tahsis etti. Bu tahsis ile şirketler, bölgeye 5 yıldızlı bir otel inşa etmeyi hedefliyor. Geçtiğimiz yıl, Kültür ve Turizm Bakanlığı, birçok şehirde kamuya ait arazilerin yatırımcılara tahsis edileceğini açıklamıştı. Bu projeler, Türkiye'nin turizm sektöründe büyümesini desteklemeyi amaçlıyor. 612 MİLYON TL'LİK DEV PROJE İzmir'in Alaçatı Mahallesi sınırlarında yer alan 3791 ada 1 parsel ve 3792 ada 1 parsel, 226 milyon TL karşılığında Biroğlu İnşaat ve Mila Enerji ortaklık girişimine 49 yıllığına tahsis edildi. Şirketler, bu büyük alanda 5 yıldızlı otel inşaatı için harekete geçti. Alaçatı'da yapılacak olan otel projesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan "ÇED Gerekli Değildir" kararı alındı. Bu karar, proje sürecini hızlandırarak inşaat için engel teşkil etmeden başlanmasına olanak tanıdı. Projede, 11 bin 369 metrekarelik bir alanda 249 odalı ve 650 yatak kapasitesine sahip bir otel inşa edilecek. Toplam yatırım bütçesi ise 612 milyon TL olarak belirlendi. Ancak, proje sahasının yer aldığı yüz binlik planda turizm alanı olarak belirlenen bu bölgede, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin itirazı vardı. Belediye, plan değişikliklerinin sosyal ve teknik altyapıyı olumsuz etkileyebileceğini ve yapı yoğunluğunu artıracağını öne sürmüştü. Biroğlu İnşaat ve Mila Enerji, kamu ihaleleriyle tanınan şirketler arasında yer alıyor. Yavuz Biroğlu’nun yönetim kurulunda bulunduğu Biroğlu İnşaat, son olarak deprem konutları inşaat ihalesini kazanarak dikkatleri üzerine çekmişti.

Kırgızistan'a geziye gitti, hayalini gerçekleştiriyor Haber

Kırgızistan'a geziye gitti, hayalini gerçekleştiriyor

Kırgızistan'dan getirdiği orijinal malzemeleri Düzköy'e bağlı Çal Mahallesi'ndeki iş yerine monte eden Demir, Kırgızistan'a gidemeyenleri ayaklarına kadar getirdiklerini belirterek, "Türkiye'de tek bir proje. Bizzat Kırgızistan'dan alınıp gelinen oradaki ismiyle 'boz üy', bizim tabirimizle 'otağ', bizzat orijinallerini alıp gelip burada montajını yaptık. Vatandaşlarımıza bu güzelliği göstermek ve bu atmosferi yaşamalarını sağlayacağız" dedi. Gezi için gitti hayalindeki projeyi gerçekleştirecek Gezi amaçlı gittiği Kırgızistan'ın atmosferinden çok etkilendiğini kaydeden Demir, "Hayalimizle başladı Kırgızistan'a gezi düzenledik. Oraya gittikten sonra oradaki atmosferden çok etkilendik. Turizmci olduğumuz için bu işi orada yapmak istedik. Bir süre sonra dedik ki; biz bunu öncelikle Trabzon'da yapalım, bu güzelliği Trabzon'a taşıyalım kendi insanımızla buluşturalım. Böyle başladı hikâyemiz. Şu anda çalışmalarımızın yüzde 80'nini tamamladık, çok az mesafe kaldı ondan sonra hizmete açarak misafirlerimizi kabul edeceğiz" diye konuştu. Türkiye'de tek Projenin Türkiye'de tek olduğunu dile getiren Demir, "Türkiye'de tek bir proje. Bizzat Kırgızistan'dan alınıp gelinen oradaki ismiyle 'boz üy', bizim tabirimizle 'otağ'. Bizzat orijinallerini alıp gelip burada montajını yaptık. Vatandaşlarımıza bu güzelliği göstermek ve bu atmosferi yaşamalarını sağlayacağız. Çadırlarımız yaklaşık altı metre çapında 28 metrekarelik bir alanımız var. Toplamda 8 tane konaklama bir tane de görsel otağımız var. Görsel otağımızda yöresel kıyafetler, kalpaklarımız, tamamıyla o yöreden gelen malzemelerle döşedik. Misafirlerimiz burada fotoğraf çektirebilecek, güzel anılar yaşayacak. Oraya da gitseler bunları görecekler ama gidemeyenler, imkânı olmayanlar için bizzat ayaklarına kadar getirdik" dedi. "Trabzon'da küçük bir Kırgızistan oluşturduk" Trabzon'da küçük bir Kırgızistan oluşturduklarını ifade eden Demir, "Çal mağarası zaten Trabzon'un sayılı turizm merkezlerinden birisi. Konum olarak oraya yakın oluşumuzdan dolayı bize faydası olacaktır diye düşünüyorum. Yemek konseptini ilerleyen sürede tamamıyla Kırgız yemeklerine yönelik bir şeyler yapmayı düşünüyoruz. Trabzon'da küçük bir Kırgızistan oluşturduk. Dolayısıyla buraya gelenler Kırgızistan'a özgü her şeyi merak edecek, yemeğinden kıyafetine kadar her şeyine kadar. Biz de bütün bu eksiklikleri tamamlamaya çalışıyoruz. Kırgızistan'a gittiklerinde de bu konseptin birebir aynısını görecekler. Çünkü bizim orada da işlerimiz olduğu için orayı da iyi biliyoruz oradaki konseptin birebirini burada yapacağız. Konaklamanın yanında eğlencemiz de olacak, atlarımız olacak. Atlarımıza binip orman turu yapabilecekler, belli rotalar oluşturacağız bu rotalardan hangisini seçmek isterseler kendi başlarına rehber eşliğinde gidebilecekler" ifadelerini kullandı. Avrupa'da Macaristan'da var Bu tarz çadırın Macaristan'da olduğunu belirten Demir çok olumlu tepkiler aldıklarını kaydederek, "Bu işi yaparken 'acaba' demedik. Olumlu tepkiler aldıktan sonra hevesimiz biraz daha arttı. Teşvik almadık, başvuru da yapmadık tamamen kendi kaynaklarımızla yapıyoruz. Avrupa'da bu şekilde Macaristan'da var. Macaristan'da her yıl kurultaylar yapılıyor orada var" dedi. Kırgızistan'la ilgili bilgileri ders kitaplarında okuduklarını belirten Ecrin Betül Demir de "Çok güzel çok beğendim. Bu çadırlar Kırgızistan'a özgü, kıyafetler de onların yerel kıyafetleri. Okulda derslerde görüyoruz, böyle çadırları var. Göçebe oldukları için çadırlarda kalıyorlar. Onların kültürünün buraya yansıması çok güzel. Kırgızistan'a gidemeyenler buraya gelebilir" diye konuştu.

Depremin vurduğu Antakya, İngiliz mimarlık firması tarafından yeniden inşaa ediliyor Haber

Depremin vurduğu Antakya, İngiliz mimarlık firması tarafından yeniden inşaa ediliyor

Şubat 2023'te meydana gelen 7.8 büyüklüğündeki Kahramanmaraş depreminden büyük ölçüde etkilenen tarihi Antakya kentinin yeniden inşasına yönelik çabalar sürüyor. İngiliz mimarlık firması Foster + Partners'ın belirttiğine göre, Antakya'nın yaklaşık yüzde 80'i yıkıldı. Şimdi ise firma, kenti yeniden inşaa etmeye yönelik vizyonlarını açıkladı. Hatay ilinin merkez ilçesi olmasının yanı sıra tarihle iç içe olan Antakya, Roma ve Ortaçağ dönemlerinde antik çağın en önemli bölgelerinden biriydi. Yeni plan, kamusal yeşil alanların, ulaşım sistemlerinin ve topluluk alanlarının tekrardan inşaasını içeriyor. Foster + Partners'ın mühendislik danışmanı Buro Happold, İtalyan ulaşım planlamacısı Mic-hub ve Türkiye'den DB Architects ve KEYM Kentsel Yenileme Merkezi ile işbirliği içinde hazırladığı proje 30 kilometrekarelik bir alanı kapsıyor ve yerinden edilmiş insanları şehre geri dönmeye teşvik etmeyi amaçlıyor. Açık hava alanları planların merkezinde yer alıyor. Çalışma bölgenin kendine özgü yerel karakteri ve ikliminden de yararlanıyor. Foster + Partners yaptığı açıklamada, "Sürecin önemli bir parçası Hatay'ın zengin tarihini anlamak oldu," dedi. Planlar, Türk Tasarım Konseyi'nin çok sayıda şehri yerle bir eden ve Suriye de dahil olmak üzere toplam 50.000'den fazla insanın ölümüne yol açan depremin ardından Türkiye'yi yeniden inşa etmeye yönelik daha geniş çaplı girişiminin bir parçasını oluşturuyor. Çalışmalar deprem nedeniyle yerinden edilmiş kişileri Antakya'ya dönmeye teşvik etmeyi amaçlıyor. Ayakta kalan yapıları korumak, erişilebilirliği ve kapsayıcılığı artırmak için yapılan çalışmalar, toplu taşıma, yürüyüş ve bisiklet kullanımını teşvik etmenin yanı sıra kentin gelecekteki olası afetlere karşı dayanıklılığını da artırıyor. Çok sayıda kişi, deprem sırasında yıkımın boyutunu daha da artıran düşük kaliteli inşaat çalışmaları nedeniyle firmaları ve hükümeti suçlarken, tasarımcılar bu süreçte yerel halkla etkileşim kurmak için özel çaba sarf etti. Tasarımlar birçok Türk şehrinin simgelerinden biri olan sokak kedilerini de kapsıyor. Foster + Partners Kentsel Tasarım Başkanı Bruno Moser, "Antakya halkının direncinden ilham aldık ve eşsiz, tarihi şehirlerine duydukları tutkuyu paylaştık," dedi. "Doğal bir felaketin ardından yeniden yapılanmanın yalnızca binalarla ilgili olmadığı, toplulukları, güvenlik ve aidiyet duygularını ve güveni yeniden inşa etmekle ilgili olduğu gerçeğinden yola çıkarak bir vizyon geliştirdik."

TÜRSAB Haber

TÜRSAB "Turizm Yüzyılı" projesini Burdur’dan başlattı

Burdur Valisi Türker Öksüz, “Kısa ve orta vadede önemli bir turizm kenti olmayı hedefliyoruz. Bunun için bir yol haritası çıkarmak, bu doğrultuda bir eylem planı hazırlamak ve bu eylem planlarına sadık kalarak turizm atılımlarını gerçekleştirmek istiyoruz” dedi. TÜRSAB'dan yapılan açıklamaya göre, turizmin 12 aya ve ülke geneline yayılması amacıyla hayata geçirilen “Turizm Yüzyılı” projesinde ilk adım Burdur’dan atıldı. Proje kapsamında düzenlenen Arama Konferansı Burdur Toplantısı’na Burdur Valisi Türker Öksüz, TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Emre Gürsoy, TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyeleri, Bölge Temsil Kurulu ve İhtisas Başkanları, rektör, akademisyenler ve seyahat acentası temsilcileri katıldı. -“ Kısa ve orta vadede önemli bir turizm kenti olmayı hedefliyoruz” Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Burdur Valisi Türker Öksüz, pilot il olarak seçilmelerinden duyduğu memnuniyeti paylaştı. Burdur’un tarihi ve coğrafi özelliklerinden bahseden Öksüz, şehrin tarihi antik kentleri, gölleri folklorik özellikleriyle turizm açısından önemli değerlere sahip olduğunu hatırlattı. Öksüz, Burdur’un gastronomi, spor, eko turizm alanındaki potansiyelini ortaya koyan çalıştayın da önemini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Bu çalıştay ve TÜRSAB tarafından yapılan arama konferansı eylem planı oluşturmak konusunda önem arz ediyor. Sahip olduğumuz altyapı ve üstyapı imkanlarıyla kısa ve orta vadede önemli bir turizm kenti olmayı hedefliyoruz. Bunun için de nihai bir yol haritası çıkarmak, bu doğrultuda bir eylem planı hazırlamak ve bu eylem planlarına sadık kalarak turizm atılımlarını gerçekleştirmek istiyoruz.” TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya da Burdur’un kültür turizminden doğa ve macera turizmine, gastronomi turizminden kış turizmine kadar turizm çeşitliliğini destekleyen bir altyapıya sahip olduğunun altını çizdi. Bağlıkaya, “Burdur, her açıdan büyük potansiyel taşıyor. Bu potansiyeli değerlendirmek amacıyla Turizm Yüzyılı projesini Burdur’dan başlatma kararı aldık.” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin turizm potansiyelini de tam anlamıyla değerlendiremediğine işaret eden Bağlıkaya, TÜRSAB olarak bu eksikliği görerek yepyeni bir perspektifle yola çıktıklarını kaydetti. “Turizm Yüzyılı” projesinin hedeflerini paylaşan Bağlıkaya, şöyle devam etti: “TÜRSAB olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonundan hareketle oluşturduğumuz proje ile ülkemizin turizmden aldığı payı çok daha yukarılara çıkarmayı önümüze hedef olarak koyduk. Yılın belli aylarına ve kıyı şehirlerine sıkışan turizm hareketlerinin ülkemizin dört bir yanına ve yıl geneline yayılması amacıyla hayata geçirdiğimiz Turizm Yüzyılı projesi ile yüksek gelir grubundan ziyaretçileri de ülkemize çekmeyi amaçlıyoruz” - “Eylem planı İl Turizm Master Planı’na da temel oluşturacak” Burdur Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Emre Gürsoy, konferans ile ortaya konacak eylem planının önemine dikkati çekti. Gürsoy, “Bu zaman kadar yapılmış çalışmalarla birlikte Valiliğimiz önderliğinde, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz koordinasyonunda Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi akademisyenleri ile hazırlanacak İl Turizm Master Planı’na da temel oluşturacak” değerlendirmesinde bulundu.

Kiğılı’dan kadın emeğine dikkat çeken proje Haber

Kiğılı’dan kadın emeğine dikkat çeken proje

Son yıllarda, özellikle ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği’ne odaklanan farkındalık projeleriyle adından söz ettiren Kiğılı, bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde ekonominin hayatın temelini oluşturduğu bilinciyle cinsiyete bağlı ücret eşitsizliğine dikkat çekip farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Bu amaçla Kiğılı, özel üretim denim pantolonların ceplerini yüzde 20 oranında büyüterek “Eşitlik Cepte Başlar” manifestosunu işledi. Manifestoda, “Biz eşit bir toplum yapısı için, eşit ücret ve eşit haklara inanıyoruz. Bu nedenle eşitlik cepte başlar diyor, aradaki ücret eşitsizliğine yüzde 20 daha büyük ceplerle dikkat çekiyoruz. Çünkü Kiğılı olarak her zaman kadın emeğine hak ettiği değerin verilmesi gerektiğini savunuyor, bu nedenle ‘Aynı işe aynı ücret’ konusunda toplumsal farkındalığın artmasını hedefliyoruz” ifadelerine yer verildi. Kiğılı CEO’su Sena Suerdem, kadının güçlendirilmesine yönelik çalışmalar ile ilgili şunları söyledi: “Kadın ve erkeğe eşit değer veren toplumlar daha güvenli ve sağlıklıdır. Türkiye’de kadınlara ve kız çocuklarına yönelik ayrımcılığın temelinde derin köklere sahip önyargılar yer alıyor. Biz bugüne kadar yaptığımız çalışmalarla bu önyargılarla mücadele etmeye ve eşitlik vurgusu yapmaya çalıştık. Çünkü Kiğılı olarak bizim kumaşımızda eşitlik var. Yıllardır 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesi ile eşitliğe dikkat çeken kampanyalar yürüttük. Bu yıl ise eşit bir toplum yapısı için, eşit ücret ve eşit haklara olan inancımızla cinsiyete bağlı ücret eşitsizliğini görünür kılacak bir kampanya ile farkındalık oluşturmayı amaçlıyoruz. Kadın emeğinin hep birlikte kalkınmanın anahtarı olduğunu biliyoruz. Bu düşünceyle, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) ile de iş birliği yapıyoruz. Daha eşit bir gelecek için çalışmaya devam edeceğiz.” Kadınların ekonomik olarak güçlenmesine de destek Marka, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadınların yaşamlarını iyileştirmek ve güçlenme çabalarını desteklemek için çalışmalar yapan Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) ile de bir iş birliğini duyurdu. Bu kapsamda KEDV’in desteklediği kadın kooperatifleri ve bireysel kadın üreticiler tarafından elle üretilen mendil ve bileklik modelleri Kiğılı mağazalarında satışa sunuldu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.