Hava Durumu

#Protesto

TOURISMJOURNAL - Protesto haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Protesto haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Belgrad’ın İkonik Hotel Jugoslavija’sının Akıbeti Belirsiz Haber

Belgrad’ın İkonik Hotel Jugoslavija’sının Akıbeti Belirsiz

1960’larda modernist mimarinin önde gelen örneklerinden biri olarak inşa edilen Hotel Jugoslavija, yıllar içinde dünya liderlerinden sanatçılara kadar pek çok ünlü ismi ağırladı. Kraliçe II. Elizabeth, ABD Başkanları Richard Nixon ve Jimmy Carter, astronot Neil Armstrong, Belçika ve Hollanda kraliyet aileleri, otelin misafir listesinde yer aldı. O dönem beş yıldızlı lüks otel olarak tanınan yapı, 40.000 Swarovski kristali ve 5.000 ampulden oluşan devasa avizesiyle görkemini taçlandırdı. Ancak otelin çehresi, 1999 yılında NATO’nun eski Yugoslavya’ya düzenlediği hava saldırıları sırasında aldığı hasarla değişti. Bu süreçte otelin bazı bölümleri onarıldı ve sınırlı hizmet vermeye devam etti. Günümüzde otelin yılların yıprattığı beyaz cephesi soluk, duvarları grafitilerle dolu, içeride ise kırık mobilyalar ve döküntülerle çevrili bir manzara hâkim. Güncel bilgilere göre, otelin yıkılarak yerine 150 metre yüksekliğinde iki kule inşa edilmesi gündemde. Yatırımcılar, bu yeni projede lüks bir otel, ofisler ve özel daireler inşa etmeyi planlıyor. Yatırımcıların sözcüsü Zivorad Vasic, bu değişikliğin iki temel nedeni olduğunu belirtti. Bir sebebin 1999’daki 78 gün süren bombalamaların otelin yapısını tahrip etmesi, bir diğerinin ise konaklama sektöründeki radikal dönüşüm olduğunu açıkladı. Otellerin tasarımının geçmişe göre tamamen farklı olduğunu hatırlatan Vasic, modern beklentilere uygun bir yapı tasarlamak istediklerini ifade etti. PROJEYLE İLGİLİ KARŞIT GÖRÜŞLER Ancak bu planlar, yerel halk ve otelin tarihî değerine sahip çıkan kesimler arasında ciddi tartışmalara neden oldu. Yatırımcıların oteli yıkma kararına karşı çıkan mimar ve turist rehberi Matija Zlatanovic, "Belgrad’ın kuleleşmesi ve her yere devasa yüksek binaların dikilmesi eğiliminin bir parçası" diyerek, bu değişimin bölgedeki mahalleler üzerinde yaratacağı etkiye dikkat çekti. Otelin bulunduğu Yeni Belgrad bölgesindeki mahalle sakinleri, yeni projelere karşı protestolar düzenliyor. Her hafta bir araya gelen protestocular, otelin yıkımına karşı gerekirse bedenleriyle direneceklerini söylüyor. Protestolardan birine katılan Svetlana Gojun, Hotel Jugoslavija’nın ülke tarihinin önemli bir parçası olduğunu vurgulayarak, "Aktörlerden müzisyenlere, politikacılardan yazarlara kadar dünyanın yarısı bu otele geldi. Herkesin bu otelle bir bağı var, bütün dünya bu oteli biliyor. Şimdi böyle bir şeyin yok olmasına izin mi vereceğiz?" dedi. Hotel Jugoslavija’nın korunması gerektiğini savunanların yanı sıra, otelin yerine modern bir yapının inşa edilmesini savunanlar da var. Bu kesimler, Belgrad’ın büyüme trendine ayak uydurması gerektiğini düşünüyor. Ancak tarihi bir sembol olan bu yapının yıkılması, Belgrad’ın kültürel mirasının bir parçasını kaybetmesi anlamına gelebilir.

İspanya'da Turizm Karşıtı Vandalizm Dalgası Hız Kesmiyor Haber

İspanya'da Turizm Karşıtı Vandalizm Dalgası Hız Kesmiyor

Kış mevsiminin yaklaşmasına rağmen İspanya’nın popüler tatil destinasyonlarında turizm karşıtı protestolar durmaksızın sürüyor. Geçtiğimiz hafta Tenerife'teki Los Cristianos kentinde bulunan Las Vistas ve El Camison plajlarında 230'dan fazla şezlong tahrip edildi. Şezlonglara "Canarias se defiende" (Kanarya Adaları kendini savunur) ve "Canarias no se vende" (Kanarya Adaları satılık değildir) yazılı grafitiler bırakıldı. KOORDİNELİ SALDIRI: MADDİ ZARAR BÜYÜK Arona Belediye Meclisi, 5 Aralık Perşembe sabahı erken saatlerde meydana gelen olayları "koordineli saldırı" olarak nitelendirdi. Las Vistas plajında 100, El Camison plajında ise 136 şezlong boyanarak ve kesilerek tahrip edildi. Yakınlardaki bir alışveriş merkezi de grafitilerle kirletildi. Vandalizm nedeniyle yaklaşık 5 bin euro’luk zarar meydana geldi. TURİZM KARŞITI HAREKET BÜYÜYOR Kanarya Adaları, son dönemde turizm karşıtı eylemlerin odak noktalarından biri haline geldi. Nisan ayında on binlerce protestocu, kontrolsüz gelişimin çevreye ve yaşam tarzına zarar verdiği gerekçesiyle sokaklara dökülmüştü. Aktivistler, Tenerife’de yeni bir otel ve plaj tesisi inşaatını durdurmak için açlık grevine başladı. PROTESTOLARIN ETKİSİ VE GENİŞLEME ALANLARI Protestolar, Balear Adaları, Alicante, Barselona ve İspanya’nın diğer popüler turistik bölgelerine de yayıldı. Bazı vakalarda turistlere su tabancasıyla su sıkılması ya da "evinize gidin" şeklinde slogan atılması gibi olaylar yaşandı. Ancak genellikle eylemler barışçıl şekilde düzenlendi. EKONOMİK VE SOSYAL SORUNLAR DERİNLEŞİYOR Aktivistlerin temel şikayeti, kontrolsüz turizmin bölgede konut maliyetlerini artırması, çevreyi tahrip etmesi ve kamu hizmetlerini zorlaması. Protestocular, turizme karşı olmadıklarını, ancak "çöp turizm" olarak nitelendirdikleri, yerel ekonomiye fayda sağlamayan küçük harcamalı turistlere karşı olduklarını vurguluyor. Çok sayıda şehir ve bölgede durumun yerel halka zararını azaltmaya yönelik girişimler gerçekleştiriliyor. Örnek olarak, Palma de Mallorca, limana yanaşabilecek kruvaziyer gemilerinin sayısını sınırlarken, Tenerife de bazı milli parklarına gelen ziyaretçi sayısına sınırlama getiriyor. 2028'den itibaren de Barselona'da kısa süreli turist apartmanlarında kalınamayacağı söyleniyor. RESMİ AÇIKLAMALAR VE KARŞI TEPKİLER Arona Belediye Başkanı Fatima Lemes, vandalizmi kınadı ve fail ya da faillerin tespit edilmesi için vatandaşlardan yardım istedi. Başkan, "Her türlü vandalizme ve Arona'nın mirasına saldıran bazı kişilerin nezaket eksikliğine karşıyız, bu da hem sakinlere hem de ziyaretçilere ciddi zarar veriyor" dedi. Kanarya Adaları'nda "Lanzarote Turizmi Seviyor" adıyla karşı protesto düzenleyen Augusto Ferreira gibi restoran sahipleri, turizmin bölge ekonomisi için vazgeçilmez olduğunu savundu. VERİLERLE TURİZMİN ETKİSİ İspanya Ulusal İstatistik Enstitüsü'ne (INE) göre, 2023 yılında Kanarya Adaları'na 14 milyon uluslararası turist geldi. Bu, adalara 20 milyar euro’luk rekor gelir sağladı. Ancak INE verilerine göre, Kanarya Adaları halkının yüzde 34’ü yoksulluk ya da sosyal dışlanma riski altında yaşıyor.

Londra Dünya Seyahat Pazarı'nda Aşırı Turizm Gündemde Haber

Londra Dünya Seyahat Pazarı'nda Aşırı Turizm Gündemde

Londra'da düzenlenen Dünya Seyahat Pazarı (World Travel Market) etkinliği, turizmin iklim değişikliği üzerindeki etkileri ve aşırı hava olaylarının sektörü nasıl etkilediği üzerine artan endişeleri gündeme taşıyor. Etkinlikte, küresel turizmin pandemi öncesi seviyelere geri döndüğü belirtilirken, artan turist sayısının popüler destinasyonlardaki kalabalık sorunlarına yol açtığı vurgulandı. Yunanistan Ulusal Turizm Örgütü Genel Sekreteri Andreas Fiorentinos, kruvaziyer gemilerinin küçük adalara getirdiği büyük turist gruplarının yerel altyapıyı zorladığını ifade etti. Aşırı turizm, sürdürülebilirlik üzerinde de tehdit oluştururken, turizmin yerel toplumlar üzerindeki sosyal, kültürel ve çevresel etkileri, ekonomik faydaları gölgede bırakabiliyor. TURİZME KARŞI PROTESTOLAR ARTIŞTA Avrupa'nın bazı şehirlerinde artan turizm karşıtı protestolar, aşırı turizmin yerel halk üzerindeki olumsuz etkilerine tepki olarak düzenleniyor. İspanya'da, özellikle Barselona, Malaga ve adalarda, kitle turizmi karşıtı protestolar sıklaşırken, Hırvatistan’da ise turizmden kaynaklanan konut sorunlarını çözmek amacıyla yeni düzenlemeler devreye alındı. Hırvatistan Turizm ve Spor Bakanı Tonči Glavina, kısa dönemli kiralamaların yapıldığı binalarda kiracıların yüzde 80'inin onayını gerektirecek bir yasa tasarısı hazırlığında olduklarını belirtti. Yerleşim alanlarında turist sayısının önemli ölçüde azaltılmasının hedeflendiğini söyledi. Bu gelişmeler, iklim değişikliği endişelerinin arttığı ve aşırı hava olaylarının sektörü etkilediği bir dönemde yaşanıyor. Seyahat sektörü, sadece net-sıfır karbon hedefine ulaşmakla kalmayıp, net-pozitif bir etki yaratmayı da hedefliyor. Dünya Seyahat Pazarı etkinliğinde, çevresel etki konusunda artan farkındalıkla birlikte, daha düşük karbon ayak izine sahip destinasyonlara ilginin arttığı ifade edildi. World Travel Market Portföy Direktörü Jonathan Heastie ise, "İstatistikler, insanların çevre üzerindeki etkinin son derece farkında olduğunu ve birçoğunun daha düşük karbon ayak izine sahip destinasyonlara gitmeye hevesli olduğunu gösteriyor" dedi. Ayrıca, hava koşullarının da seyahat tercihlerinin değişiminde rol oynadığından bahsetti. World Travel Market Etkinliği, 7 Kasım’da sona erecek.

“Tehlikedeyiz; turizmi azaltın!” Haber

“Tehlikedeyiz; turizmi azaltın!”

İspanya’da aşırı turizme karşı tepkiler, yaz sezonunun sona ermesine rağmen devam ediyor. Pazar günü, Bask bölgesindeki San Sebastian şehrinde “Tehlikedeyiz; turizmi azaltın!” sloganıyla bir protesto düzenlenmesi planlanıyor. Kasım ayında ise Sevil’de başka bir anti-turizm gösterisi yapılacak. Kanarya Adaları’nda geçen hafta binlerce kişi toplandı ve bu durumun giderek büyüyen bir sorun olduğunu gösteriyor. Bu yıl, Covid sonrası seyahat patlaması ile birlikte İspanya’nın turizm sektöründe önemli bir dönüm noktası yaşandı; ülkenin, 2023 yılı sonunda 90 milyonun üzerinde yabancı ziyaretçi alması bekleniyor. Danışmanlık firması Braintrust, bu sayının 2040 yılına kadar 115 milyona yükselebileceğini öngörüyor. Protestolar bu yıl Nisan ayında Kanarya Adaları’nda başladı ve Tenerife’de iki büyük turizm projesini durdurmak amacıyla altı protestocunun açlık grevine girmesiyle devam etti. Balear Adaları, Alicante ve Barcelona gibi popüler turistik bölgelerde de gösteriler düzenlendi. Bazı protestocular, yabancı ziyaretçilere su tabancasıyla su sıkarak “Turlar geri dön!” diye bağırdı. Protestoların sebepleri arasında turizmin, yerel halkın yaşamını olumsuz etkileyen bir ekonomik model haline gelmesi var. San Sebastian’daki gösteriyi organize eden Bizilagunekin sivil toplum kuruluşu, “Turizm, bazıları için bir altın yumurta ama çoğumuz için boğucu bir ekonomik model” dedi.  Asier Basurto, turistlerin şehre olan etkisinin, gelen sayılardan çok, şehir hizmetlerinin ziyaretçiler için uyarlanması olduğunu belirtiyor. Turizmin, kiraları artırarak yerel halkı şehir merkezinden uzaklaştırdığını ve kamusal alanların kısa süreli ziyaretçilere hizmet verecek şekilde düzenlendiğini vurguladı.  İspanya Merkez Bankası, piyasa fiyatlarından kiralayan ailelerin neredeyse yarısının yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olduğunu bildirdi. Ancak, turizm sektörü İspanya’nın Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın (GSYİH) ’ünü oluşturuyor ve yaklaşık üç milyon kişiye istihdam sağlıyor. Protestoların devam etmesi, özellikle Kanarya Adaları gibi kış aylarında yoğun ziyaretçi alan yerlerde endişelere yol açıyor. Yerel yöneticiler, durumu hafifletmek amacıyla çeşitli önlemler alıyor. Örneğin, Barcelona’da 2028’den itibaren kısa süreli turistik dairelerin yasaklanacağı duyuruldu. Palma de Mallorca’da ise, limana yanaşacak kruvaziyer gemilerine bir sınır getirildi. Tenerife’de bazı doğal parklara gelen ziyaretçi sayısına yeni bir kısıtlama getirildi. Asier Basurto, protestoların devam etmesi gerektiğini savunarak, “Turizmi savunanlar artık her şeyin güzel olduğunu söyleyemez” dedi. “Ya şimdi değiştiriyoruz ya da çok geç olacak.” Kaynak bbc

Aşırı Turizm: Avrupa’da Protestolar ve Yeni Düzenlemeler Haber

Aşırı Turizm: Avrupa’da Protestolar ve Yeni Düzenlemeler

Barselona'daki su tabancası saldırıları, Kanarya Adaları'ndaki açlık grevi, Venedik'teki yeni ücretler ve Yunanistan'daki yolcu gemisi kısıtlamaları, Avrupa'nın popüler destinasyonlarındaki yerel halkın turistlerden bıktığını gösteriyor. Aşırı turizme dair endişeler, COVID-19'un sınırları kapatmaya zorlamasından önce bile yüksekti. Pandemi sonrası kalabalıkların geri dönmesi, bu yıl daha güçlü tepkilere neden oldu. Kopenhag İşletme Okulu'nda turizm profesörü Sebastian Zenker, daha fazla protesto ve "Yeter artık" diyen insanların sokağa çıktığını belirtti. Temmuz ayında Barselona'da düzenlenen gösterilerde, su tabancalarıyla turistlere karşı çıkan protestocular, "Kitle turizmi şehri öldürüyor" ve "Turistler evlerine dönsün" yazılı pankartlar taşıdılar. Bazı gruplar, şehirdeki kruvaziyer terminallerinin sayısının azaltılmasını ve kısa süreli kiralamaların yasaklanmasını talep etti. Pandemi sonrası turizmin bu yıl yeniden yükselişe geçeceği öngörülüyor. BM Turizm Örgütü, küresel turizmin pandemiden tamamen kurtulmasını bekliyor. İspanya, bu yıl Temmuz ayına kadar 53 milyondan fazla ziyaretçi aldı; bu da 2023'e göre yüzde 12'lik bir artış anlamına geliyor. Toronto Metropolitan Üniversitesi'nden Rachel Dodds, turizmin, özellikle planlarını değiştirmeyen destinasyonlarda, pandemiden sonra "her zamankinden daha kötü bir şekilde geri döneceği" konusunda uyardı. Pandemi sırasında pek çok şehir, turist eksikliğiyle mücadele etti. Ancak talep gören destinasyonların sakinleri, evlerinin daha huzurlu ve daha az kalabalık bir versiyonunu deneyimlemiş oldu. Dodds, birçok yerel liderin turizmin olumsuz etkilerinden endişe duysa da, ziyaretçileri geri kazanmak için daha sürdürülebilir bir model geliştirmekten çok, mevcut durumu kontrol altına almaya çalıştığını belirtti. Yunanistan Başbakanı, Santorini ve Mikonos'a gelen yolcu gemisi ziyaretçilerine 20 euro vergi uygulanacağını duyurdu. Santorini belediye başkanı, gemiyle gelen ziyaretçiler için günlük 8 bin kişilik bir sınır önerdi. Yerel halk, adanın aşırı kalabalıklaşmasından ve kışın daha uzun süreli konaklamalar için yeterli rezervasyon yapılmamasından şikayetçi. Venedik, geçen yıl 3,5 milyon gecelik ziyaretçi sayısına ulaştı ve günübirlik turistler için 5 euroluk bir ücret denemesi yaptı. Ayrıca, 25 kişilik rehberli tur grubu sınırı ve hoparlör yasağı da ilan etti. Cornell Üniversitesi'nden Megan Epler Wood, şehirlerdeki protestoların, yerel halkın turist akınından duyduğu rahatsızlığı yansıttığını ifade etti. Kanarya Adaları gibi bazı bölgelerde, uygun fiyatlı konut eksikliği ve çevresel kaynakların zorlanması da endişe kaynağı. Hükümetler, özellikle ekonomileri turizme bağlı olduğunda, çelişkili çıkarlarla karşı karşıya kalıyor. Avrupa Birliği'ne göre turizm, gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 10'unu oluşturuyor. Avrupa Seyahat Komisyonu'nun verilerine göre, yılın ilk yarısında ülkeye gelen yabancı turist sayısı 2019 seviyelerini aştı ve bu yıl ziyaretçilerin 800 milyar euro'dan fazla harcama yapması bekleniyor. İspanya, Yunanistan, İtalya ve Fransa, turist harcamalarında en büyük artışların yaşandığı ülkeler arasında. New York Üniversitesi'nden Christopher Gaffney, hükümet yetkililerinin turistleri sadece gelir kaynağı olarak gördüğünü, bu nedenle yerel halkın huzurunu göz ardı edebileceğini vurguladı. Bu huzurun kaybı arasında, sokaklarda serbest hareket etme, kültürel alanlara erişim ve uygun fiyatlı konut bulma gibi sorunlar da var. Sürdürülebilir Turizm Varlık Yönetimi Programı, vergi ve harçların turistleri caydırmada etkili olamayacağını belirtti. Çoğu araştırma, ek bir verginin gelişleri azaltmadığını gösteriyor. Venedik'teki güncel ücret denemeleri, turist akınını azaltmakta başarısız oldu ve yetkililer, bu uygulamayı gelecekte daha yüksek fiyatlarla yeniden getirmeyi planlıyor. Dodds, ek ücretlerin şehirlerini terk etmeye kararlı olanlar için bir fark yaratacağını düşünmüyor.

Mayorka'da halk aşırı turizmi protesto etti Haber

Mayorka'da halk aşırı turizmi protesto etti

Kitle turizminin Balear Adaları üzerindeki artan etkisine karşı harekete geçilmesini talep eden yerel halk, İspanya'nın Mayorka Adası'nda yeni bir protesto dalgası başlattı. Pazar günü, "Plajlarımızı İşgal Et" hareketi olarak da bilinen "Occupem Les Nostres Platges" göstericileri Palma'daki S'Arenal plajının popüler Balneario 6 bölgesinde toplandı. Havlularını serip sembolik olarak denize giren 100'den fazla protestocu, turizme daha sıkı sınırlamalar getirilmesi ve aşırı turizmin neden olduğu kamu hizmetlerinin yetersiz kalması ve konut maliyetlerindeki artış gibi kitle turizminin yol açtığı sorunlara çözüm bulunması çağrısında bulundu. Göstericiler, adalarının yabancı turistler tarafından istila edilmesinden duydukları hayal kırıklığını dile getirdi. Protestocular arasında yer alan genç bir kadın, "Buraya, günümüzde sadece turistlerin yararlandığı plajlarımızdan ada sakinlerinin de yararlanabilmesini talep etmek için geldik," dedi. Protesto, Mayorka'nın her sene olduğu gibi bu yaz da büyük bir turist akınına uğradığı dönemde gerçekleştirildi. Bu ziyaretçi artışının etkileri sadece adanın sahillerinde değil, aynı zamanda şehirlerinde, yollarında ve kamu hizmetlerinde de hissediliyor. Bir başka protestocu ise kitle turizminin daha geniş kapsamlı sonuçlarına dikkat çekerek, "Yerel kültürün yok olmasından, artan hayat pahalılığına, burada yaşamanın imkânsız hale gelmesinden kamu hizmetlerinin kötüleşmesine kadar çok sayıda turist bunu anlıyor çünkü kendi memleketlerinde bunun ne anlama geldiğini biliyorlar," ifadelerini kullandı. Sadece geçtiğimiz yıl Balear Adaları rekor kırarak 14 milyon yabancı ziyaretçi ağırladı. Bu yıl da trend yavaşlama belirtisi göstermiyor. 2023'e kıyasla yüzde 8'lik bir artışla, yaz sezonu öncesinde bile 6 milyondan fazla turist geldi. Buna karşılık olarak Balear Hükümeti, turizmin olumsuz etkilerini azaltmanın yolları üzerinde çalışmak üzere turizm sektörü ve sivil toplum temsilcilerinden oluşan ortak bir komite kurdu. Uygulanmakta olan tedbirler arasında, 27 yeni müfettiş ve ihlaller için 80.000 euroya kadar ulaşan para cezaları ile yasadışı turist konaklamalarına karşı artırılmış kontroller yer alıyor.

Barselona’daki “Evine dön turist” protestosu yasaklar doğurdu Haber

Barselona’daki “Evine dön turist” protestosu yasaklar doğurdu

İspanya’nın futbol, kültür ve turizm kenti Barselo­na geçtiğimiz cumartesi ilginç bir protesto gösterisine ev sahipliği yaptı. “Over tou­rism”den (aşırı turizm) bıkan kentliler, sokaklara döküldü, turistlere “Evinize dönün” çağrıları yapıldı, kent yöne­ticilerine de “Çözüm bulun” tehditleri savurdu. Protesto gösterisine, başını “Turizmde Küçülme Mahalle Meclisi” (ABDT) adlı bir der­neğin çektiği 170’e yakın yerel örgüt destek verdi. ABDT “20 bin” dese de, Barselona poli­sine göre, 3 bine yakın protes­tocu sokaklara dökülüp, “an­ti-turist” yürüyüşü düzenledi. Açılan pankartlar şöyle: “De­fol turist,” “Turist evine dön,” “Barselona satılık değildir,” “Ev bulamıyoruz, her yer Airbnb,” “Yeter! Turist limiti getirilsin,” “Turizm kenti öldürüyor.” Yürüyüş sonrası protesto­cular, yeni bir turizm mode­lini içeren13 öneriyi açıkladı. İşte öneriler: -Havaalanındaki altyapı­yı genişletme planlarının geri çekilmesi ve Barselona Lima­nı'ndaki kruvaziyer terminal­lerinin sayısının ortadan kal­dırılıncaya kadar aşamalı ola­rak azaltılması, -Ruhsatlı ve kaçak turist apartmanlarının ortadan kal­dırılması ve şehirdeki konak­lamanın azaltılması, -Kamusal alanın meta ol­maktan çıkarılması ve büyük etkinliklerin sınırlandırılması, -Yerel ticaretin korunma­sı, turizm sektörü çalışanları­nın çalışma ve ücret koşulları­nın iyileştirilmesi ve turizme yönelik kamu finansmanının durdurulması, -Turizm endüstrisinin ka­mu hizmetlerinden faydalan­masının durdurulması, -Geriye kalan turizm sek­törünün bir kısmının dönüş­türülmesi… Önerilerin sıralandığı basın açıklamasından sonra da tüm dünyada ilgi ile izlenen saldı­rı düzenlendi. Protestocular renkli su tabancaları ile kafe­lerde oturan turistleri “vur­du.” Yüzlerce turist sırılsıklam oldu. Gülümseme ile başlayan su saldırıları, bir noktadan sonra bazı otel ve restoranla­rın önünde turist-protestocu itiş kakışına döndü. Polis, tar­tışmalar kavgaya dönüşme­den müdahale etti. Cumartesi protestosu son­ra sanal aleme taşındı. Protes­tocular, bu kez pankartlarda­ki sloganları “etiket” yaparak, sosyal medya platformlarında kent yöneticilerine çağrıları­nı yineledi. Şehir yöneticileri protestolara daha fazla kayıt­sız kalamadı ve dün “over tou­rism” karşıtı yasaklar açıklan­dı. Belediye Başkanı Jaume Collboni, turistlerden alınan gecelik konaklama vergisinin 3.25’ten 4 euroya çıkartılaca­ğını ve Kasım 2028 itibarıyla Airbnb ruhsatlarının yenilen­meyeceğini açıkladı. Bu ham­le, 10 bin 101 dairenin uzun vadeli kiralama piyasasına ge­ri dönmesini sağlayacak. Haberimizi rakamlarla bi­tirelim: Barselona’nın nüfusu 1.7 milyon. Geçen yılkiturist sayısı 26 milyon. Barselona­lılar haklı mı, siz karar verin… 5 ülke daha overtourism eylemleri ile öne çıkıyor  -Paris'e Gelmeyin: "Tem­muz ayının sonlarında baş­laması planlanan 2024 Paris Olimpiyatları öncesinde, Fransa’nın başkenti Paris’in sakinleri, sosyal medya­da “Gelmeyin” eylemleri­ne başladı. Nedeni ise, otel fiyatlarındaki artışlar, turist dolandırıcılıkları, yankesici­lik ve Paris metrosu ücretle­rinin Olimpiyat döneminde iki katına çıkması. -Atina'nın turizm karşıtı grafitileri: Geçtiğimiz mayıs­ta Atina sakinleri, aşırı turiz­mi protesto etmek için kent duvarlarını "Turist yok " gra­fitileriyle süsledi. -Venedik'te turizm kar­şıtı protestolar: Temmuz 2017'de İtalya'nın Vene­dik'inde yaklaşık 2 bin pro­testocu, turizmin yaşam kalitelerini ve çevreyi aşın­dırdığını söyleyerek turizmi protesto etmek için sokak­lara çıktı. -Kyoto'da turistlere kısıtla­malar: Geçtiğimiz aralık ayın­da, Japonya'nın Kyoto ken­tindeki Gion sakinlerinden bir grup belediyeden turist­lere karşı harekete geçmesi­ni talep etti; bunun sonucun­da Kyoto yetkilileri, yabancı ziyaretçilerin Gion'un geyşa bölgesinin dar sokaklarına girmesini yasakladı. -Hollanda’da hedef İngi­lizler: Amsterdamlılar da İn­giliz turistlerden şikayetçi… Hollandalılar, sosyal medya platformlarında aşırı alkol tüketimi nedeniyle özellikle İngiliz turistlere hedef ala­rak, “Artık gelmeyin” çağrı­ları yapıyor. “Barselona’da yaşananlar diğer ülkelere yayılır” Washing Post’a konuşan Singapur Ulusal Üniversitesi’nden Profesör T.C. Chang, “Bildiğim kadarıyla açık bir şiddet söz konusu değil. Ancak aşırı turizm, pandemiden en az 2-3 yıl önce zaten fark edilmişti. Barselona'da yaşananlar Avrupa'nın ötesinde turist yoğunluğu fazla olan yerlere de yayılacak" dedi. Rakamlarla Barselona Kentin geçen yılki turizm geliri 12.7 milyar euro! -Barselona’daki otellerin sayısı 1990'dan 2023'e kadar 4 katına çıktı. Otel misafirlerinin sayısı da aynı dönemde 1.7 milyondan 7.8 milyona yükseldi. -Barselona Kruvaziyer Limanı’na 2000 yılında gemiyle gelen yolcu sayısı 560 bindi. 2023’te bu sayı 2.2 milyon oldu. -Kentte ev kiraları 10 yılda yüzde 68, ev fiyatları yüzde 38 arttı. -Resmi rakamlara göre 2023 yılında yaklaşık 26 milyon ziyaretçi, kente 12.75 milyar euro bıraktı. -İspanya’ya bu yılın ilk 6 ayında 33 milyon turist ziyaret etti. Bu, geçen yılın aynı döneminden yüzde 13.6 fazla bir rakam.

Avrupa'daki turizm karşıtlığının arkasında ne var? Haber

Avrupa'daki turizm karşıtlığının arkasında ne var?

Avrupa'nın en çok ziyaretçi çeken kentlerinden Barselona'da binlerce kişi aşırı turizmi protesto etmek için geçtiğimiz hafta sonu sokaklara döküldü. 140'tan fazla örgütten yaklaşık 3,000 kişi Cumartesi öğleden sonra İspanyol kentinin sokaklarında bir araya gelerek, otel ve restoran girişlerini sembolik olarak kapattı. Göstericiler ayrıca, "evinize dönün" sloganı eşliğinde turistlere su tabancaları ile su sıktı. Protestocular, uzmanların kentte ve Katalonya bölgesinde ziyaretçi sayısında yeni rekorlar kırılacağını söylediği yaz sezonu öncesinde harekete geçilmesi çağrısında bulunuyor. İspanya'nın en çok ziyaret edilen şehri olan Barselona, yılda 12 milyon ziyaretçi ağırlıyor. Artan ziyaretçi sayısı sağlık hizmetleri, atık yönetimi, su kaynakları ve konutlar üzerinde kent sakinlerinin aleyhine baskı yaratıyor. Artan otel ve konut inşaatları ise tarihi alanların yanı sıra biyolojik çeşitliliği ve doğal kaynakları da tehlikeye atıyor. Barselona Belediye Meclisi geçtiğimiz günlerde turizm vergisinin Ekim ayından itibaren kişi başına 4 euroya çıkarılması yönünde oy kullandı. Son zamanlarda, Avrupa'nın diğer gözde destinasyonlarında yaşanan hayal kırıklıkları, yerel makamları turistler ve bölge sakinleri arasındaki ilişkiyi yeniden gözden geçirmeye zorladı. 'Açık sözlü' grafitilerden açlık grevlerine, aşırı turizmden muzdarip destinasyonlara nasıl geri adım attığını buradan takip edebilirsiniz: İspanya konut krizini yönetmekte zorlanıyor Aşırı turizmin İspanya'daki en önemli etkilerinden biri de konut eksikliği ve kent sakinleri için yükselen kira fiyatları. Malaga sakinleri bu yılın başlarında, kent merkezini duvarlara ve kapılara yapıştırdıkları ve ziyaretçilere kent sakinlerinin onlar hakkında ne düşündüklerini anlatan çıkartmalarla ifade etti. Bu yazılar, oldukça ılımlı "burası eskiden benim evimdi" (antes esta era mi casa) ve "burası eskiden şehir merkeziydi" (antes esto era el centro) ifadelerinden "turist kokuyor" (apestando a turista) gibi olumsuz cümlelere ve hatta küfürlere kadar uzanıyor. Costa del Sol'daki şehir, güneşli havası ve nispeten düşük seviyedeki hayat pahalılığı sayesinde uzun zamandır yabancı ziyaretçiler için popüler bir yer. Ancak dijital göçebelerin de şehre akın etmesi ile bölgede konut durumu kritik bir hal aldı. Söz konusu "çıkartma girişimi" bar sahibi Dani Drunko tarafından başlatıldı. Yerel gazete Diario Sur'a konuşan Drunko, kampanyayı 10 yıldır yaşadığı evden "kovulduktan" sonra başlattığını açıkladı. Ev sahibinin kira konusunda pazarlık yapmayı ve hatta evi kendisine satmayı reddettiğini çünkü evi turistler için kısa süreli kiralama yapacağı bir mekana dönüştürmek istediğini iddia etti. Bu hikaye, ev sahiplerinin tatilciler lehine uzun süreli sakinleri tahliye ettiği ya da sadece yüksek gelirli dijital göçebelerin karşılayabilmesi için kiraları arttırdığı ülkede büyük yankı uyandırdı. Bu yılın başlarında, İbiza'dan Malaga ve Minorka Adası'na kadar ülke genelinde protestolar düzenlendi. Kanarya Adaları'nda da benzer bir tablo var. Aktivistler her yıl takımadalarda tatil yapan 10 milyondan fazla ziyaretçinin buradaki yaşamı mahvettiğini belirtiyor. Ada sakinlerinin yükselen ev fiyatları nedeniyle arabalarda ve mağaralarda uyuduğu bildiriliyor. Yerel bir sivil toplum örgütü olan Ecologists in Action, adaların kitle turizminin baskısı altında "sosyal ve çevresel olarak çökmekte" olduğunu açıkladı. Ecologists in Action tarafından hazırlanan rapor, yerel nüfusun neredeyse yüzde 34'ünün -yaklaşık 800.000 kişi- yoksulluk ya da sosyal dışlanma riski altında olduğu uyarısında bulundu. Kanarya Adaları'nda açlık grevi Kanarya Adaları'na akın eden tatilciler için konaklama ve hizmetler inşa etmek aynı zamanda arazi kullanımı, atık yönetimi, su kaynakları ve biyoçeşitlilik üzerinde de baskı yaratıyor. Kanarya Adaları Özerk Bölgesi'nin yedi adasından en büyüğü olan Tenerife'de bir aktivist grup, geçtiğimiz Nisan ayında iki yeni otel inşaatı nedeniyle açlık grevine başladı. Grevciler, yetkililerin durumlarına "hiç ilgi göstermemesi" üzerine 20 gün sonra grevi sona erdirdiklerini söyledi. Yetkililer, Tenerife'nin Puertito de Adeje bölgesindeki Hotel La Tejita ve Cuna del Alma'daki çalışmaları çevre ihlalleri nedeniyle durdurmuşlardı ancak inşaat kısa süre önce yeniden başladı. Canarias Se Agota (Kanaryalar Tükendi) ve Canarias se exhausta (Kanarya Adaları Tükendi) 20 Nisan'da Tenerife, Gran Canaria, Lanzarote ve La Palma'da "Kanaryaların bir sınırı var" sloganı altında gösteriler düzenlenmesine yardımcı oldu. On binlerce ada sakini aşırı turizmi, "Burada insanlar yaşıyor" ve "Adamızın öldüğünü görmek istemiyoruz" yazılı pankartlar eşliğinde protesto etti. Tenerife'deki göstericiler, adaya turist girişlerine bir sınırlama getirilmesini talep etti. Protesto liderlerinden Antonio Bullon Reuters'e yaptığı açıklamada, "Yetkililer, kaynakları tüketen ve ekonomiyi daha da güvencesiz hale getiren bu yozlaşmış ve yıkıcı modeli derhal durdurmalı," dedi. "Kanarya Adaları'nın da, insanların sabrının da bir sınırı var," diye ekledi. Bölge sakinleri ayrıca, popüler beldelere turistleri caydırmak amacıyla sahte "aşırı kalabalık nedeniyle kapalı" afişleri ve çıkartmaları asma gibi yöntemlere de başvurdu. Venedik sakinleri yeni giriş ücretini protesto etti Venedik de uzun süredir aşırı ziyaretçi akını ile boğuşan bir başka destinasyon. Kentte aşırı turizmin en zararlı etkisi kısa süreli kiralamaların giderek yaygınlaşması olurken, geçtiğimiz yıl itibariyle yerel haneden daha fazla turist konaklaması bulunuyor. Yerel halk, kiralanacak mülk havuzunun daralması ve fahiş fiyatlar gibi olumsuz durumlarla karşı karşıya. Venedik merkezli Konut Dayanışma Ağı'ndan Susanna Polloni, "Her gün bize çok ciddi konut sorunları olan insanlar geliyor: evsizler (genellikle bir işi olan), yüksek katlarda asansörsüz yaşayan engelliler, nemli ve harap evlerde yaşayan, hatta devletin sağlık sistemi tarafından hijyenik olmadığı ilan edilen yerlerde yaşayanlar..." dedi. Venedik Belediyesi tarihi mekanlar, adalar ve anakarada yaklaşık 500 dairenin onarımı ve yeniden inşası için 27,7 milyon euro ayırdı. Ancak Polloni'ye göre, şu anda boş duran yaklaşık 2,000 mülk var ve bu mülkler, fonların daha iyi yönetilmesi halinde uzun zaman önce yenilenebilirdi. Aktivistler, 25 Nisan'da 5 euroluk yeni günübirlik giriş ücretinin uygulamaya konmasını protesto etti. Kent için turizmi ön plana çıkarmayan farklı bir vizyon istediklerini söylediler. Ziyaretçi ücretinin yürürlükte olduğu ilk 11 gün boyunca - 25 Nisan'dan 5 Mayıs'a kadar - şehirde 195.000 bilet satılarak, toplam 977.430 euro gelir elde edildi. Bu meblağ beklentileri büyük ölçüde aşmış olsa da, İtalyan Corriere della Sera gazetesine göre, "online rezervasyon sisteminin kurulması, bilgilendirme kampanyaları ve bilet kontrollerinin maliyeti olan 3 milyon euronun aşağısında kaldı." Venedik Sosyal Konut Meclisi ve Konut Dayanışma Ağı üyeleri, belediyenin günübirlikçi ücreti için yaptığı harcamaları eleştirdi. Polloni, "Bu, istemediğimiz türde bir Venedik'e, 'müze kente' doğru bir ilerleme, uluslararası imgeleme girdikçe daha da tehlikeli olan bu imajın normalleşmesine doğru bir adım," dedi. Polloni ayrıca, "Bu önlem, tehlikeli imajın daha da somut bir şekilde gerçeğe dönüşmesine yardımcı olacak. Turist monokültürünün artık bir şehrin yaşaması için gereken her şeyi yuttuğu düşünüldüğünde, sakinleri ve ruhu olmayan bir şehir: konut, korumalı istihdam, kamu hizmetleri, mahalle dükkanları ve el sanatları," ifadelerini kullandı. Deneme süresinin ardından ücretin günlük 10 euroya kadar yükseltilmesi bekleniyor. Ayrıca, kenti biletsiz ziyaret etmeye çalışanlar için 300 euroya kadar para cezası öngörülüyor. Göstericiler, belediye tarafından hazırlanan konut planının yetersiz olduğunu düşünen çok sayıda Venediklinin yalnızca bir kısmını oluşturuyor. Belediye, giriş ücretlerinden elde edilecek gelirin bakım, temizlik ve yaşam maliyetlerinin düşürülmesi gibi kent sakinlerine yardımcı olacak hizmetlere aktarılacağını söyledi. Ancak eleştirmenler, Venedik'in nüfusunun azalmasındaki ana faktörlerden biri olan turizm akınını hafifletmek için çok az şey yapacağını ön görüyor. Avusturya'da turistlere selfie engeli Geçtiğimiz yıl Avusturya'da bir kasabanın sakinleri turistlere karşı hislerini duyurmak için aşırı önlemler aldı. Avusturya'nın dağlık bölgesinde yer alan Hallstatt kasabasının çarpıcı arka planının Disney'in Frozen filmine ilham verdiği düşünülüyor. Bu nedenle, her yıl bir milyondan fazla turist buraya akın ediyor ve bunların çoğu ünlü manzarayı arkalarına alarak selfie çekilmek istiyor. Geçtiğimiz yıl, kasaba sakinleri bu duruma o kadar sinirlendiler ki ziyaretçilerin fotoğraf çekmesini engellemek için bölgeye bir çit ördüler. Daha sonra sosyal medyadaki tepkiler nedeniyle kaldırılan bariyer, insanların popüler bir selfie noktasında toplanmasını ve çok fazla gürültü yaparak sakinleri rahatsız etmesini engelleme umutları ile inşa edilmişti. Aktivistler, Mayorka sahillerine sahte uyarı levhaları astı Geçtiğimiz yaz aktivistler, İngilizce konuşan turistleri uzak tutmak için Mayorka'daki plajlara sahte uyarı levhaları astı. Bazı afişlerde "tehlikeli denizanaları," "düşen kayalar" ya da kanalizasyonla kirlenmiş deniz suyu konusunda uyarılar yer alıyordu. Bazı levhalar ise plajın kapalı olduğunu ve altında 'yüzmek yasaktır' yazdığını belirtiyor ya da okyanusa 100 metreden daha az bir mesafede olmasına rağmen oraya yürümenin saatler alacağı uyarısında bulunuyordu. Ancak bu uyarıların altında Katalanca yazılmış birkaç küçük satırlık metin, bölge sakinlerine bu uyarıların gerçek olmadığını gösteriyordu.  Sorunun kaya düşmesi değil, "kitle turizmi" olduğu ya da plajın "yabancılar ve denizanaları" dışında halka açık olduğunu belirten küçük notlar düşülmüştü.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.