Hava Durumu

#Restore

TOURISMJOURNAL - Restore haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Restore haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Zamana direnen 750 yıllık kervansaray restore edilmeyi bekliyor Haber

Zamana direnen 750 yıllık kervansaray restore edilmeyi bekliyor

Elazığ'da Selçuklu döneminden kalma 750 yıllık kervansaray, adeta zamana direniyor. Dışarıdan birçok noktasının yıkılmasına rağmen yıllara meydan okuyarak ayakta kalmayı başaran kervansaray, restore edilip turizme kazandırılmayı bekliyor. Keban ilçesine bağlı Denizli köyü sınırlarında bulunan Selçuklu dönemine ait yaklaşık 750 yıllık kervansaray, adeta zamana karşı direniyor. İpek Yolu üzerinde 13. yüzyılın sonu ile 14. yüzyılın başlarında inşa edildiği tahmin edilen kervansaray, ayakta kalmaya çalışıyor. Dışarıdan birçok noktasında yıkımlar başlayan kervansarayın içi, halen ihtişamını koruyor. Kervansaray, dış kapıdan girildiğinde ortada büyük bir salon şeklinde sağda ve solda iki oda, 6 bölmeden oluşuyor. Köy sakinleri eşine az rastlanan ve yıllara meydan okuyan kervansarayın restore edilip turizm kazandırılmasını istiyor. ''Eserlerimizi korumamız lazım'' Kervansarayın 750 yıllık olduğunu belirten köy muhtarı Cafer Çağlar, ''Selçuklular döneminde yapılan bir handır. Bu kervansaray ticaret yolu üzerinde bulunuyor. Burayı korumaya bizim gücümüz yetmiyor. Tarihi eserlerimizi korumamız lazım. Bu bizim kültürümüzdür. Bunları kaybetmememiz lazım. 2000'li yıllardan itibaren takip ediyorum ama buraya bir türlü bakım yapılmadı. Halen ayakta ve çok güzel duruyor ama zamanla yıpranması devam ediyor. Kervansarayın içerisinde bulunan kabartmalar zaman aşımından dolayı hep döküldü. Şu anda bu kervansaray zamana direniyor. Taş bile zaman karşı ne kadar yıpranmış. Bunları korumamız lazım ama bu yönde biraz zayıf kalıyoruz'' dedi. Bölge halkı olarak kervansarayın restore edilmesi talep ettiklerini dile getiren Çağlar, ''İnsanlar buraya geldiğinde oturacak yerleri olsun. Burada yöresel ürünlerimizi gösterebileceğimiz bir yer olursa gelen vatandaşlar da rahat eder. Buranın restore edilmesi lazım ve zaten bu yapı bölgede tektir. Bu çevrede bu şekilde bir tarihi eser yok. Kervansarayın girişinde 2 oda var. Bunlar insanların konaklama odasıdır. Burası aslında 40 dönümlük bir alana sahip. Bu kadar büyük olmasının sebebi hayvanları dışarıda da barındırabiliyormuş. Zaman içerisinde işgal edilmiş ve kervansarayın dibine kadar evler yapılmış. Devletimiz bu konuda bizlere yardımcı olursa çok seviniriz. Burası aynı zamanda çok serin. Serin olmasının sebebi de taş yapı olmasından kaynaklıdır. Dışarı ne kadar sıcak olursa olsun sıcaklığı buranın içerisinde hissetmezsin” diye konuştu.

“Hamidiye Saatli Çeşmesi” aslına uygun restore edilecek Haber

“Hamidiye Saatli Çeşmesi” aslına uygun restore edilecek

Yozgat’ta Çapanoğlu ailesi tarafından Sultan 2. Abdülhamit Han’ın tahta çıkışının 25. seneyi devriyesinde saatli çeşme olarak yaptırılan ancak çeşitli nedenlerle yıpranan Hamidiye Çeşmesi, arşivdeki fotoğraflardan istifade edilerek restorasyon çalışmalarıyla aslına uygun görünümüne tekrar kavuşturulacak. Sultan 2. Abdülhamit Han döneminde inşa edilen tarihi Çapanoğlu Büyük Cami'nin doğu giriş kısmında bulunan ve halk arasında "Saatli Çeşme" olarak bilinen Hamidiye Çeşmesi, yeniden tarihi görünümüne kavuşturuluyor. 1901 yılında inşa edilen ata yadigarı eser, Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde Vakıflar Sivas Bölge Müdürlüğü ile yüklenici firma arasında imzalanan protokol çerçevesinde aslına uygun yenilenecek. Titiz bir çalışmanın gerçekleştirildiği tarihi çeşmenin kitabe ve hatları, hattatlar tarafından eski fotoğraflardan okunarak tasnif edilecek. 1937 yılında kitabeleri ve armaları tahrip edilen Hamidiye Saatli Çeşmesi'nde gerçekleştirilecek restorasyon, 6 ay sürecek ve çalışmalar sonrası tarihi çeşme, kentin önemli simgelerinden biri olarak tekrardan hizmet verecek. Kentteki tarihi eserleri gelecek nesillere bırakmak için çalıştıklarını söyleyen Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, ata yadigarı tarihi Hamidiye Saatli Çeşmesi'nin aslına uygun restore edileceğini duyurdu. “Kadim kültürümüzü gelecek nesillere taşımak için gayret ediyoruz” Yozgat’ın tarihi ile kadim bir coğrafya üzerine kurulduğunu belirten Vali Özkan, “Bu coğrafyada Türk’ün, Türk milletinin sayısız eseri vücut bulmuş, hali hazırda da bu eserler günümüzde yaşamaya devam ediyor. Yozgat merkezde Çapanoğlu Camisi, Başçavuşzade Camisi, Saat Kulesi ve Yozgat Lisesi ve bunun yanı sıra Hamidiye Saatli Çeşmemiz de Yozgat’ın önemli eserlerinden birisi. Tabi biz geçmiş kadim kültürümüzü coğrafyamızla güzelleştirip insanımızın gelenek ve görenekleriyle yaşattığı kültürü gelecek nesillere taşımak istiyoruz. Biz kadim kültürün bizlere bıraktığı eserleri gelecek nesillere emanet etmek üzere çalışmaya devam ediyoruz. Bu kadim kültürün en önemli eserlerinden birisi de Hamidiye Saatli Çeşmesi’dir. Bu eseri eski görünümüne kavuşturmak üzere Turizm Bakanlığımızın himayesinde ve bölge müdürlüğümüzün çalışmalarıyla birlikte restorasyon çalışmalarına başlamış bulunmaktayız. İnşallah kadim çeşmemiz aslına uygun bir şekilde 6 ay içerisinde çalışmaları bitirilerek geleceğe emanet edilecek ve bu şehrin bir güzide eseri olarak gelecek nesillere bırakılacak. Ben bu vesile ile tarihi çeşmemizin onarımında emeğe geçen herkese çok teşekkür ediyorum.” dedi. "Restorasyon çalışması bizi mutlu ediyor" Tarihi çeşmenin restore edilip aslına kavuşturulmasından dolayı duyduğu memnuniyeti ifade eden vatandaşlardan Murat Işık ise, “Yozgat’ta böyle bir eserin restore edilmesi çok güzel bir duygu. Bu çeşmemiz Abdülhamit Han’a ait olması ve restore edilmesi bizi çok mutlu etti.” şeklinde konuştu.

Bakan Ersoy: “Son 22 yılda 5 bin 450 eseri restore ettik” Haber

Bakan Ersoy: “Son 22 yılda 5 bin 450 eseri restore ettik”

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Restorasyon ve ihya projelerimiz de tüm hızıyla devam etmektedir. Son 22 yılda yaklaşık 8 milyar liralık bir harcamayla 5 bin 450 eseri restore ettik” dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Cumhurbaşkanlığı Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde “Vakıf Haftası 100. Yıla Özel 201 Eser Toplu Açılış Töreni”nde konuştu. “Milletimiz, devletimiz; asırlardır vakıf sahibi atalarına vefa göstermiştir” Vakıf müessesi Türk toplumunda inanç, düşünce ve kültür evreni için önemini belirten Bakan Ersoy, “Temelinde iyilik, şefkat ve yardımlaşma vardır. Bizim medeniyetimiz, bir yanıyla da vakıf medeniyetidir. Vakıf kültürümüz; insana dair bütün iyi hasletlerden beslenip, eserlerde somutlaşmıştır. Aziz milletimizin asırlardır sahip olduğu bu yüce değerler, bugün de dün olduğu kadar güçlüdür. Bu topraklar, vatanımız, ne mutlu ki bir merhamet toprağıdır. Vakıf müessesesi, diğer yanıyla da çok ciddi bir hukuk manzumesine dayanmaktadır. Her vakıf, vakıf senedi, bağlayıcılığı çok güçlü hükümlerle gelecek nesillere verilmiş bir sözdür. Bir vakfı yaşatmak, onu gelecek nesillere, başlangıçta verilen söze bağlı kalarak ulaştırmak çok önemlidir. Milletimiz, devletimiz; asırlardır vakıf sahibi atalarına vefa göstermiştir. Ülkemizin pek çok yerinde yapılmış, varlığını sürdürüp hâlâ da hizmet veren hastaneler, çeşmeler, hamamlar, kütüphaneler ve daha nice eser, bu sadakatin bir göstergesidir. İşte, böylesi değerli bir mirasın bugünkü varisleri olarak bizler, vakıf müessesinin sağlıklı bir biçimde işleyebilmesi için canla başla çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız, Zat-ı Devletlerinizin öncülüğünde, vakıfların kuruluş amacına en uygun ve verimli şekilde hayatiyetini sürdürmesi noktasında birçok iyileştirme gerçekleştirildi. İlgili mevzuatta devrim niteliğinde düzenlemeler yapıldı” ifadelerini kullandı. “Son 22 yılda 5 bin 450 eseri restore ettik” Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün hem yurt içinde hem de yurt dışındaki vakıf eserlerine sahip çıktığını ve koruduğunu aktaran Bakan Ersoy, “İhtiyaç sahibi her kademeden öğrencilere burs, öksüz, yetim çocuklar ve en az yüzde 40 engeli bulunanlara muhtaç aylığı, ailelere kuru gıda yardımı, imarethanelerde sıcak yemek hizmeti, bağışlanan adak ve kurban etleriyle yemek ve kavurma dağıtımı bu destek kalemlerimizden bazılarıdır. Afetlerde de Vakıflar Genel Müdürlüğü yaraları sarabilmek için ilk andan itibaren daima sahada olmaktadır. Restorasyon ve ihya projelerimiz de tüm hızıyla devam etmektedir. Son 22 yılda yaklaşık 8 milyar liralık bir harcamayla 5 bin 450 eseri restore ettik. Sadece son iki yılda; Unesco Dünya Miras Listesinde yer alan eserlerden İstanbul Kariye Camii, Hz. Cabir Camii, Beyazıt Medresesi, Beyazıt Hünkâr Kasrı, Kasımpaşa Mevlevîhanesi, Sivas Divriği Ulu Camii, İstanbul Terra Santa Kilisesi gibi 119 vakıf kültür varlığının onarımları tamamlandı. Yine, 6 Şubat depreminde hasar gören çok sayıda ibadethane de onarıldı” diye konuştu. “Yurtdışına ilgimiz sadece tarihî eserlerle de sınırlı değil” Bakan Ersoy, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan ibadethanelerin hasar alması durumunda yeniden inşası için projeler geliştirdiğini dile getirerek, şu ifadelere yer verdi: “Kamuoyunda belki fazla bilinmeyen bazı çalışmalarını da hatırlatmak isterim. Mesela, Ayasofya Cami’nin ‘Bütüncül Proje’sini hazırladık. Muhtemel bir afette Ayasofya’ya bir şey olsa, onu eski haliyle yeniden inşa edecek bir proje yoktu. Umarım kullanmamız hiçbir zaman gerekmez ama bu proje artık var. Sivas Divriği Ulu Camii’nde, yapının statik olarak dengede olduğunu gösteren, çok özgün bir sistem unsuru olan ‘Denge Sütunu’nu da tekrar işlevsel hale getirdik. Aynı camide havuz zarar görmüştü, o da eski haline kavuşturuldu. Gönül Coğrafyamızla ilgili çalışmalarımız çerçevesinde de Bosna-Hersek, Kosova, Makendonya, ve KKTC’de Osmanlı döneminden kalma 28 eserin restorasyonunu tamamladık, 13’ünün çalışması ise sürüyor. Yurtdışına ilgimiz sadece tarihî eserlerle de sınırlı değil. Hudutlarımız dışındaki vakfiyelerde yer alan hayır şartlarını yerine getirme amacıyla gıda dağıtımı da yapmaktayız. 2013-2024 yılları arasında Bosna Hersek, Bulgaristan, Filistin, Karadağ, KKTC, Kosova, Kuzey Makedonya, Ukrayna ve Yemen’e kuru gıda yardımı gerçekleştirdik. İşte, bütün bu çalışmalarla vakıf gibi kadim, tarihsel bir müesseseyi güncelle buluşturuyoruz. Vakıf kültürünü, yardımlaşmanın, dayanışmanın güzelliğini hayatın içinde diri tutuyor, yeni nesillere aktarıyoruz.”

Depremden etkilenen tarihi çarşı hamamı restore edilecek Haber

Depremden etkilenen tarihi çarşı hamamı restore edilecek

Malatya kent merkezinde bulunan ve Kahramanmaraş merkezli depremlerde hasar alan 150 yıllık tarihi çarşı hamamı restore edilecek. 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler 11 ilde büyük yıkıma ve binlerce can kaybına neden olurken onlarca kültür varlığı ise yıkıldı ya da hasar aldı. Malatya’nın sembol yapılarından Teze (Yeni) Cami'nin de aralarında bulunduğu çok sayıda kültür varlığı depremden etkilendi. Depremlerden etkilenen Malatya’daki kültür varlıklarının ayağa kaldırılması için Kültür ve Turizm Bakanlığınca yürütülen çalışmalar kapsamında geçtiğimiz aylarda restorasyon çalışmalarına başlanılan Teze (Yeni) Cami'deki çalışmalar sürerken Yeni Cami yan tarafından bulunan ve camiye gelir olsun diye 1873 yılında inşa edilen tarihi çarşı hamamının da depremlerden etkilendiği belirlendi. “Hamam ve cami bölgede tarihi bir doku oluşturuyor” Yeni camide başlatılan restore çalışmalarının sürdüğünü aktararak çarşı hamamı için de çalışmalara bir an önce başlanması gerektiğini belirten, Kültür ve Turizm Bakanlığınca Malatya’da depremden etkilenen kültür varlıklarının tespiti için görevlendirilen Harput İç Kale Kazı Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç, "Malatya’nın sembol yapılarından biri Teze (Yeni) Cami. Yeni Cami'ye gelir olsun diye arşiv kayıtlarında edindiğimiz bilgilere göre 1873 yılında sonra kayıtlara belediye hahamı olarak geçen yapı inşa edildi. Bu bildiğimiz anlamda taş bir bina soyunmalık kısmı 1956 yılında yenilenmiş. Malatya’nın bir çok meşhur depremi var. Yeni cami öncesi orada olan caminin yıkılması sonucu yapılmıştı. Hamamda camiye gelir olsun diye inşa edilmişti. Son depremlerde hamamda bazı çatlaklar oluştu ama yapı oldukça sağlam ayakta duruyor. Hamamla ilgili bir proje yapıldığına dair bir bilgi edinemedik ancak şöyle bir durum var malum 6 Şubat depremleri çok büyük yıkımlara sebep oldu. Şehir de bir çok kültür varlığı sivil yapılar hasar gördü yıkıldı bir çok insanımızı kayıp ettik. Öncelik sırasında mıydı, bana göre değildi ama şimdiden sonra Malatya hamamı gündeme alınmalı ve yapıyı ayağa kaldırmalıdır. Vakıflar Bölge Müdürlüğü Yeni caminin proje ihalesini yaptı şu an sökümler yapılıyor ki mevcut projesi uygulana bilsin. Hem hamam hem cami bölgede tarihi bir doku oluşturuyor. Malum depremler sonrası yeni şehirler oluşurken, eski hafızasını kültür varlıklarını kaybetmemesi gerekiyor, eğer bu bağ koparsa geçmişle bağı kopuyor. Bu açıdan hem caminin hem de hamamın restorasyon çalışmalarının birlikte yapılmasında fayda var. Camide çalışmalar başladı, yürüyor, hamamın bir an önce gündeme alınması lazım. Önce projesi yapılacak bütün bilgi verileri elimizde var zaten ardından da uygulamaya geçilmesinde fayda var“ diye konuştu.

Konya’da Nasreddin Hoca Bellek Merkezi açıldı Haber

Konya’da Nasreddin Hoca Bellek Merkezi açıldı

Konya’nın Akşehir İlçe Belediyesi ve Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi tarafından eski Osmanlı Bankası’nın restore edilmesiyle hayata geçirilen, Nasreddin Hoca Bellek Merkezi açıldı. Akşehir Belediyesi ve KOP Bölge Kalkınma İdaresi iş birliğiyle eski Osmanlı Bankası’nın restore edilerek yeniden işlevlendirilmesiyle ilçeye kazandırılan Nasreddin Hoca Bellek Müzesi törenle hizmete açıldı. Açılışta konuşan Akşehir Belediye Başkanı Salih Akkaya, belediye olarak ilçenin tarihi ve kültürel mirasını koruma ve gelecek nesillere aktarma görevini yerine getirmek için büyük bir gayret içerisinde olduklarını ifade etti. Osmanlı döneminden kalma ihtişamlı bir yapı olan eski Osmanlı Bankası’nın Nasreddin Hoca Bellek Merkezi’ne dönüştürmek üzere titiz bir restorasyon sürecine girdiklerini kaydeden Başkan Akkaya, "Bu süreçte hem binanın tarihi dokusunu koruduk hem de içerisine modern teknolojileri entegre ederek, ziyaretçilerimize benzersiz bir deneyim sunmayı hedefledik. Merkezimiz, Nasreddin Hocamızın yaşamını, eserlerini, fıkralarını ve hikmet dolu sözlerini, dijital ortamlarda keşfetmek için özel olarak tasarlanmış alanlara sahip. Bodrum katta, Osmanlı Bankası’nın tarihi bir temsili Akşehir’in zengin tarihini anlatan illüstrasyonlarla süslenmiş odalar ve 3 boyutlu dünya haritası yer alıyor. Zemin katta, dijital ortamlar aracılığıyla Nasreddin Hoca’nın hayatı, ulusal ve uluslararası gerçekleştirilen etkinliklere dair zengin içerikler bulunuyor. Nasreddin Hoca’ya ait uluslararası düzeyde yazılmış eserler ise birinci katta bulunan kitaplıklarda yer alıyor. Burada kitaplar ve belgeler taranıp dijital ortama aktarılıyor. İstenildiği takdirde bu alanda bulunan bilgisayarlardan bu belgelere ve kitaplara dijital olarak ulaşılıp, araştırmalar yapılabiliyor. Aynı zamanda bu belgeleri ve kitapları nasreddinhoca.org.tr adresinden de keşfetmek mümkün” dedi. “12,5 milyon liraya mal edildi” Akşehir’in tarihi mirasına sahip çıkmanın ve gelecek kuşaklara taşımanın kendileri sadece bir görev değil aynı zamanda büyük bir mutluluk kaynağı olduğunun da altını çizen Başkan Akkaya, “Güncel bedelle 12,5 milyon liraya ilçemize kazandırdığımız bu güzel merkezimiz, geçmişin izlerini bugünün teknolojisiyle birleştirerek geleceğe ışık tutan bir mekan olarak hizmet verecek. Merkezimiz, bundan sonraki dönemlerde de Nasreddin Hocamız adına yapılan ulusal ve uluslararası etkinlikler, bilimsel çalışmalar, yazılı, görsel ve işitsel bütün eserlerin toplandığı süreklilik arz eden bir hafıza merkezi, bilgelik ve mizahın buluştuğu bir kültür evi olacak. Nasreddin Hocamızın eşsiz mirasının yaşatılması için hayata geçirdiğimiz bu projenin güzel Akşehirimize ve tüm hemşehrilerimize hayırlı olmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu. “Akşehirimizin kültürel mirasına katkı sunacak onlarca farklı projeyi hayata geçirdik” Göreve geldikleri günden bugüne restorasyon ve imar faaliyetlerinin en fazla önem verdikleri konuların başında geldiğini vurgulayan Başkan Akkaya, “Akşehirimizin kültürel mirasına katkı sunacak onlarca farklı projeyi hayata geçirdik. Sokak Sağlıklaştırma çalışmalarımız kapsamında 463 binada estetik bir dönüşüm sağladık. Dudu Kadın Çarşısı inşasından Cumhuriyet Meydanı inşasına Tarihi Yukarı Hamam restorasyonundan Ermeni Kilisesi'nin restorasyonuna kadar pek çok projede geçmişle geleceği birleştirdik. Nasreddin Hoca Evi, Rüştü Bey Hanı, Atakent İlkokulu, Tarihi Papaz Evi, Takkasızlar Konağı gibi değerli tarihi yapılarımız restorasyon ve işlevlendirme çalışmalarıyla şehrimizin dokusuna yeniden kazandırıldı. Tüm bu çalışmalarla, Akşehirimizin tarihi dokusuna eşsiz bir iz bırakmış olduk. Nasreddin Hoca Bellek Merkezimiz de hemşehrilerimize ve ziyaretçilerimize unutulmaz deneyimler sunacak ve şehrimizin turizm potansiyeline katkı sağlayacak. Bu güzel eserin hayata geçirilmesinde verdikleri destekten dolayı özellikle KOP Başkanlığımıza, Konya Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’a ve o dönem Sanayi ve Teknoloji Bakanımız olan ve bugün açılışımıza teşrif eden, ülkemizin yerli ve milli otomobili TOGG’un mimarlarından Mustafa Varank beyefendiye ve her zaman her projemizde katkı veren hemşehrimiz Konya Milletvekilimiz Orhan Erdem beyefendiye şükranlarımı sunuyorum. Tabi ki en büyük teşekkür Cumhurbaşkanımızadır” diye konuştu. “Hocamızın tanıtılması konusunda çok önemli bir vazife icra edeceğine inanıyorum” Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da, “Akşehir Belediye Başkanımız güzel bir yatırımla ortaya bir eser koymuş, kendilerini tebrik ediyorum. Geçtiğimiz günlerde ziyaretimizde detaylı bir şekilde inceleme imkanım oldu. Değerlere uygun bir şekilde restore edilmiş Nasreddin Hoca Bellek Merkezimizde, Hoca Nasreddin’le ilgili bilgilerin toplandığı dijital bir merkeze dönüşmüştür. Özellikle hocamızın tanıtılması konusunda çok önemli bir vazife icra edeceğine inanıyorum. Salih Başkanım Akşehir’e çok güzel hizmetlerde bulundu. Özellikle adaylık sürecinden sonra kendisini nasıl bir dava adamı olduğunu, derdinin koltuk olmadığını, derdinin dava olduğunu hep birlikte bir kez daha görmüş olduk. Bu vesileyle Akşehirimize yaptığı hizmetlerden dolayı hem de davaya olan sadakatine, Cumhurbaşkanımıza olan bağlılığı ve Cumhur İttifakı adayının kazanması için gösterdiği gayretlerden dolayı kendisine teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, Nasreddin Hoca Bellek Merkezi’nin hayırlar getirmesini dileyerek, “Akşehir Nasreddin Hocasıyla, Konya’da Mevlanamız Şems-i Tebrizi, Konevi Hazretleri gibi saymakla bitmez büyüklerimiz var. Akşehir’de Nasreddin Hoca, Seyyid Mahmud Hayrani, Nahcivani Hazretleri, Hacı İbrahim Veli gibi çok büyük zatların olduğu önemli kadim şehirlerinden birisidir. Bu şehir kültür şehri, bu şehir Nasreddin Hoca’nın şehri biz de iktidara geldiğimizden bu yana hocamıza yakışır şekilde türbe restorasyonu, Arasta Çarşısı Büyükşehir’in imkanlarıyla yapıldı. Tarihi Akşehir Evleri 500’e kadarı da restore oldu. Tarihi Ermeni Kilisesiyle, Papaz Eviyle, tarihi hamamıyla ve birçok eseri bu şehre kazandırmış olduk” dedi. “Akşehir Konya’nın müstesna ilçelerinden bir tanesi” TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank ise, Akşehir Konya’nın müstesna ilçelerden bir tanesi olduğunu ifade ederek, “Tarihiyle, kültürüyle, Nasreddin Hocasıyla, milli mücadeledeki kahramanlıklarıyla, gastronomisiyle, tescilli Akşehir kirazıyla önemli bir şehir. Siz eğer ilçenizde beraber yaşıyorsanız, kalbiniz hemşerilerinizle beraber atıyorsa, içinizde bu şehirlere hizmet etme sevdası varsa Allah size onu nasip ediyor, sizde buralara hizmet edebiliyorsunuz. İşte bizim güzel başkanlarımız, değerli başkanlarımız hamdolsun bizim başımızı öne eğdirmeden bu şehirlere hizmet etmeye layık arkadaşlarımız. Çok da güzel hizmetler yapıyorlar. İşte bu açtığımız Nasreddin Hoca Bellek Merkezimiz aslında Nasreddin Hoca markasını hizmet eden en güzel eserlerden bir tanesidir. Nasreddin Hoca dendiğinde, bir araştırmacı, bir bilim insanını araştırma yapmak için ilk gittiği yere siz Akşehirli olarak insanların hafızalarına kazıyabiliyor musunuz? Buraya bu tesisi kurup, böyle bir yatırımı kazandırıp Nasreddin Hoca markasını hizmet edebiliyor musunuz? İşte Nasreddin Hocamıza sahip çıkmak böyle olur” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından Akşehir Belediyesi ve KOP İdaresi tarafından Akşehir’e kazandırılan Nasreddin Hoca Bellek Merkezi’nin açılışı dualarla gerçekleştirildi. Programa; TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ve Akşehir Belediye Başkanı Salih Akkaya’nın katıldı.

Çanakkale Savaşı'nın "cephe gerisi hastanesi" restore edildi, müze oldu Haber

Çanakkale Savaşı'nın "cephe gerisi hastanesi" restore edildi, müze oldu

Keşan Yukarı Zaferiye Mahallesi Necati İşcan Caddesi'nde bulunan, 1914 yılında inşa edilen, Çanakkale Savaşı'nda 'cephe gerisi hastanesi' olarak yaralı askerlerin tedavi edildiği, daha sonraki yıllarda da Kızılay ve Memleket Hastanesi olarak hizmet veren bina, Keşan Belediyesi'nce restore edildi. 1,5 yıl süren çalışmaların ardından eski görünümüne kavuşan, çevre düzenlemesi ile iç mekan teşhir tanzim uygulaması süren bina için yapılan 'müze' başvurusu da Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca kabul edildi. Müzenin resmi açılışı, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı’nın katılımıyla 18 Mart'ta, Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi'nin 109'uncu yıl dönümünde yapılacak. "KEŞAN’IN TARİHİNE VE KÜLTÜRÜNE IŞIK TUTACAK BİRÇOK ENVANTERİ TOPLADIK" Keşan Kent Müzesi Koordinatörü arkeolog Aslı Avcı, müze projesinin çalışmalarına 2020 yılında başladıklarını belirterek, "2021 yılında başlattığımız restorasyon projesi yaklaşık 1,5 yıl sürdü. 2023 yılında da son aşama olan çevre düzenlemesi ve teşhir tanzim projelerimizin uygulamasına geçildi. Artık bitişe sayılı günler var. 18 Mart'ta, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcımız Gökhan Yazgı’nın katılımıyla Keşan Kent Müzesi’ni açıyoruz. Projemiz bir müze projesinin olmasının yanı sıra bir kültürel mirasın ihyasını içeriyor. Yaklaşık 100 yıllık binamız restore edildikten sonra asıl kimliğine kavuştu. Biz hem kentimiz, hem bölgemiz için kültürel mirası ayağa kaldırmak bunun yanında bir müze olarak Keşan’ın 100 yıllık geçmişini halka açmak aktarmak için gerçekten çok uğraştık. 2020 yılında proje aşamasıyla başladık bu işe. Projelerin tamamlanmasıyla da 2021 yılında uygulamalara başladık. Bu aşamada Kültür ve Turizm Bakanlığı ile bir protokol imzaladık. Hem restorasyon hem teşhir tanzim hem de çevre düzenlemesi konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle ilerledik. 2023 yılında restorasyonu tamamladık. Hemen akabinde hem çevre düzenlemesinin hem de teşhir tanzimin uygulamasına geçtik. Bu süreçte bahçemizde birçok değişiklik oldu. İçerde de Keşan’ın tarihine ve kültürüne ışık tutacak birçok envanteri topladık. Hem bilgi hem belge hem de materyal anlamında gerçekten geniş bir müze oldu" dedi. "HENÜZ AÇILMAMIŞ BİR MÜZE OLMAMIZA RAĞMEN ÇOK FAZLA ZİYARETÇİMİZ OLDU" Kent müzesinin şehrin kimliğiyle ilgili birçok materyali barındırdığını ifade eden Avcı, "Keşan’ın eğitim, kültür, kronoloji, basın tarihiyle ilgili birçok bilgiye sahip olacağız. Keşan’ın gelenek ve göreneklerinden de bahsediyoruz. Bunun yanında mimarisi var. Neler yapılmış, neler kullanılmış, Keşan’da tarım ve hayvancılık nasılmış, ekonomi nasılmış ve şu anda nasıl turizmle ilgili neler var? Aslında içeride Keşan’ın hikayesini göreceğiz. Açıldığında ilgi görecek mi? Görecek. Çünkü biz 4 yıldır bu ilgiyi test ettik. Henüz açılmamış bir müze olmamıza rağmen çok fazla ziyaretçimiz oldu. Sadece Keşan’dan değil çevre il ve ilçelerden de gelen çok oldu. Açıldıktan sonra da sadece Keşanlıların değil çevre il ve ilçelerdeki öğrencilerin, gençlerin, yaşlıların kısacası herkesin ilgi odağı olacağından çok eminim" diye konuştu. "KÜLTÜR, SANAT VE EĞİTİM KAMPÜSÜ OLACAK" Aslı Avcı, müze bahçesinin de bir donatı alanı haline getirildiğini belirterek, "Son dönemde yapılan müzelerde çok gözetilen bir durum bu. Amaç burada sadece bir müze gezmek değil. Buranın aynı zamanda kültür, sanat ve eğitim kampüsü olmasını sağlamak. Binamız 7 dönümlük bir bahçenin içerisinde. Burada bir kafe, amfi tiyatro ve peyzaj alanımız var. Kentin tam merkezinde olmak bizim için çok avantajlı. Ayrıca bahçe bir meydan haline dönüştürüldü. Yaşayan bir müze olması için bu alanlara çok gereksinim duyuyoruz. Amacımız sadece müze gezdirmek değil. Burada etkinlikler yapmak, o etkinliklere ev sahipliği yapmak. Sadece müzenin etkinliklerine değil kentteki kurum ve kuruluşlarla da ortak çalışmalar yapmak istiyoruz. Halkımıza da nefes alacak bir alan yaratarak bahçeyi işlevsel bir hale dönüştüreceğiz. Öğrencilerimizi burada görmek bizi çok memnun edecektir" ifadelerini kullandı.

Tarihi zeplin hangarı restore edilecek Haber

Tarihi zeplin hangarı restore edilecek

Edirne'de, Balkan Savaşları'nda kullanılan zeplinlere ev sahipliği yapan Balon Hangarı restore edilecek. Osmanlı döneminde kentin savunması amacıyla oluşturulan, çevresinde askeri tabyalar, hastane ve kışla gibi yapıların bulunduğu tarihi hangar, Milli Saraylar Başkanlığınca ihya edilecek. Balkan Savaşları sırasında 1912 yılında inşa edilen hangardan düşman birliklerini gözlemek için havalanan zeplinler, istihbarat ve topçu birliklerine koordinatların ulaştırılmasında görev yaptı. Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar kullanıldıktan sonra işlevini yitiren Kapıkule Sınır Kapısı yolu üzerindeki tarihi yapının yeniden ayağa kaldırılması için çalışma yapılacak. Edirne Valisi Yunus Sezer, yapının ihya edileceğini söyledi. Kentin tarihi yapılarında önemli çalışmalar yapıldığını belirten Sezer, "Balon Hangarı ve yakınında yer alan Edirne Asker Hastanesi, Milli Saraylar Başkanlığı bünyesine geçti. Orada bu sene içerisinde hızlı çalışmalar yapılacak. Kent kültürü ve turizmi için önemli bir yapı restore edilecek." dedi. "Dünyanın en eski muharip balon hangarı" Sanat ve Kültür Yönetimi Uzmanı Kutalmış Bayraktar da hangarın Türk havacılık tarihi açısından önemli bir yapı olduğunu söyledi. Hangarla ilgili bilimsel çalışmalar yaptığını belirten Bayraktar, "Bu yapı dünyanın en eski muharip balon hangarıdır. Dünyada daha eski yıllarda yapılmış balon hangarları mevcut ancak bunların hiçbiri doğrudan savaş için yapılmamıştır. Konumlandırılışı tamamen Balkan Savaşları'nın askeri manevrası içindir." diye konuştu. Bayraktar, yapının Balkan Savaşları'ndan sonra uçak hangarı olarak kullanıldığını, Türkiye'deki ilk uzun mesafeli uçuşun hangardan kalkan uçak tarafından gerçekleştirildiğini dile getirdi. Yapının ihyasının kent turizmine de katkı sağlayacağını anlatan Bayraktar, şunları kaydetti: "Milli Saraylar Başkanlığı çok güzel ve doğru bir kararla burayı koruma altına aldı. Başkanlığın koruma pratiği, bizim de öngördüğümüz gibi tekil yapı merkezli değil, tarihi çevreyle beraber oluyor. Balon Hangarı ve çevresindeki tarihi miras bütün olarak düzenlenecek. Türk havacılık tarihi yaşatılacak. Aynı zamanda Türk havacılığı geleceğe güçlü şekilde ilerliyor. Tarihten geleceğe anlamlı bir çalışma olacak."

Antalya'da 300-400 yıllık düğmeli evler restore edilecek Haber

Antalya'da 300-400 yıllık düğmeli evler restore edilecek

Antalya’nın İbradı ilçesi Ürünlü Mahallesinde bulunan 300-400 yıllık “düğmeli evler” Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın başlattığı tarihi evlerin aslına uygun restore edilmesi ve gelecek nesillere taşınması kapsamında restore ediliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün taşınmaz kültür varlıklarına yardım sağlanmasına dair yönetmelik kapsamında Antalya Röleve ve Anıtlar Müdürlüğünün kontrolünde aslına uygun, tarihi dokusu korunarak hummalı çalışmalar sonucu restore edilen yapılar, müze, otel, pansiyon, ev, konak, hediyelik ve yöresel ürünlerin satıldığı mekanlar olarak hizmet veriyor. İnşaatı sırasında iskele olarak kullanılması için dışarıda bırakılan ahşap kısımlarının düğmeye benzetilmesi nedeniyle “düğmeli ev” olarak nitelendirilen yapıların ayağa kaldırılması, bölge halkını da mutlu etti. Yıllara meydan okuyan “düğmeli evler”, turistlerin en çok ziyaret ettiği mekanlar arasında yer alıyor. “Dedesinin dedesinden kalma evi restore ediyor” Ürünlü mahallesinde kendisine miras yolu ile kalan ve yaklaşık 300 yıllık olduğu tahmin edilen 2 katlı düğmeli evi restorasyonunu yaptıran Hüda Onay, evlerinin 2009 yılında koruma altına alındığını ve 2 yıl önce ise restorasyonunun yapılması için projelendirildiğini söyledi. Proje aşamasında da Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan 40 bin lira kaynak sağlandığını söyleyen Onay, “Evimiz yaklaşık 250-300 yıllık bir düğmeli ev. Ev oturulamaz durumda atıl durumdaydı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restorasyon projemizin onaylanmasından sonra restorasyon çalışmalarına başladık. Evimiz 2 katlı 5 odalı butik otel şeklinde restorasyon yaptırıyoruz. Bu ev dedelerimizden atalarımızdan kalan bir ev. Bu evin yaklaşık 300 yıllık ev olduğu biliniyor. Turizm Bakanlığımızın katkıları, yardım ve destekleri ile projelendirdik. Şu anda bitme aşamasına geldi. Amacımız tarihimizi ayakta tutup atalarımızdan gelen mirasımıza sahip çıkmaktır. Turizm Bakanlığından bir milyon TL destek aldık. Projelendirme aşamasında da 40 bin lira destek verildi. Evimizi bitirip yavaş yavaş bahçe düzenlemesi ile beraber butik otel ve restoran olarak faaliyete geçirmeyi düşünüyoruz. Bize destek olan Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’a ne kadar teşekkür etsek azdır. Evlerimizi ayağa kaldırmak için bizlere büyük destek verdiler. Ayrıca köyümüzde daha restorasyonu devam eden 3 tane daha ev var. Onlarında restorasyonları kısa süre içerisinde tamamlanacak. Bize destek veren herkese teşekkür ediyoruz” diye konuştu. “Restorasyon hassas bir iştir” 20 yıllık Restorasyon ustası Hilmi Bilgen, restorasyon işleri ile uğraştığını ve bölgede düğmeli evlerin restorasyon işlerini yaptığını söyledi. Restorasyon işlerinin hassas bir iş olduğunu söyleyen Bilgen, “Turizm Bakanlığı ve Anıtlar Kurulunun denetiminde restorasyon ve sıva işlerini yapıyorum. Evler tarihi düğmeli evlerdir. Bu evler atıl durumdaydı. Oturulamaz şekildeydi. Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile bu tarihi evler yeniden ayağa kaldırılıyor. Bu işler zor ve sıkıntılı işlerdir. Taşların aralarına kadar temizleniyor, fırça çekiliyor, derz yapılıp dolguları yapılıyor. Bu şekilde evleri yeniden ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Restorasyonda mevcut olan yapıların orijinalliğini bozmamak için çok titiz davranıyoruz. Çürüyen kullanılmaz hale gelen sedir ağacından yapılmış ahşap dekoratif yapıların aynısını bire bir yaparak montajlarını gerçekleştiriyoruz. Restorasyon işini severek yapıyorum. Tabi ki tarihi ayağa kaldırmanın da mutluluğunu yaşıyorum” şeklinde konuştu. “3 katlı düğmeli evin tarihi 400 yıla kadar uzanıyor” Ürünlü mahallesinde yaşayan Gülsüm Özdemir ise Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleriyle atalarından kalan 3 katlı düğmeli evin restorasyonunu yaptırdığını söyledi. Özdemir, “70 yaşındayım. Tarihi düğmeli evimizde restorasyon işlemlerine başladık. Tarihi evimiz 2009 yılında tescil edilerek koruma altına alınmıştı. Atalarımız bu evin 400 yıla kadar uzandığını söylüyorlar. Köyde çok yaşamadım. Köyden 7 yaşında çocukken ayrılmıştım. 55 yaşında köy aşkı yeniden başladı. yeniden köye döndüm. Köyü çok seviyorum. Burada olmaktan mutluyum” dedi. “3 katlı, 10 odalı” Tarihi düğmeli evin kendisine dedesinin dedesinden kaldığını anlatan Özdemir, “Benim evim köyün en eski evlerinden bir tanesi. 10 odalı bir ev. Biz bugüne kadar herhangi bir tadilat yapamadık. Ev yıpranmaya başlamıştı. Sağolsun Turizm Bakanlığımız tarafından projemize onay vererek bir milyon 200 bin lira ödenek ayrıldı. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Atalarımdan kalan bu tarihi evi bundan sonra bizde çocuklarıma ve torunlarıma kültür mirası olarak bırakacağım” diye konuştu. “Ürünlü Mahallesinde 29 ev tescilli” Ürünlü Mahallesi eski muhtarı Nutfullah Murat Yamansoy ise, “Ürünlü Mahallemizde 29 adet tescilli düğmeli evlerimiz vardır. Bazı düğmeli evlerimizin geneli 2 kattan oluşuyor. Yaklaşık 400 yıllık olan da 5 adet 3 katlı düğmeli evler mevcuttur. Düğmeli evlerin sahiplerinin yaptırmış oldukları proje Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bu yıl 5 tanesi onaylandı. Şu anda 3 tanesinin restorasyonu devam ediyor. Tarihi yapıların yeniden ayağa kaldırılması için yapılan çalışmalar bizleri gerçekten çok mutlu etti. Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy’a Antalya Anıtlar Kurulu yetkililerine desteklerinden dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır” şeklinde konuştu. 300 yıllık geçmişten geliyor Antalya'nın İbradı ve Akseki ilçelerinde geleneksel Osmanlı mimarisini yansıtan ve 300 yıllık geçmişe sahip düğmeli evlerin adı mimarisinden geliyor. Sedir katran ağacından kesilen ahşap, birbirinin içine kenetlenecek şekilde iskelet olarak kullanılıyor. Binaya yığılan taşlarda harç ve çimento kullanılmıyor. İskeletin dışarıda kalan kısımları da düğme gibi gözüktüğü için adına düğmeli (pişduvan) evler deniyor. Dünyada düğmeli evler sadece Akseki ve İbradı bölgesinde Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü tarafından yapılan akademik çalışmalar sonucunda düğmeli evlerin dünyada sadece Akseki ve İbradı bölgesinde bulunduğu tespit edildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.