Hava Durumu

#Roma

TOURISMJOURNAL - Roma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Roma haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Trevi Çeşmesi Ziyaretçilerine Ücret: Roma'nın Aşırı Turizm Planı Haber

Trevi Çeşmesi Ziyaretçilerine Ücret: Roma'nın Aşırı Turizm Planı

Aşırı turizm sorunlarını ele almak amacıyla, Roma ikonik Trevi Çeşmesi için ziyaretçilere bilet uygulaması getirmeyi düşünüyor. Sakinler ücretsiz erişime devam ederken, turistlerin sembolik bir ücret olan 1 EUR ödemesi gerekebilir. Roma'da aşırı turizmi yönetmek: Trevi Çeşmesi biletleri hakkında bilmeniz gerekenler Roma’nın Trevi Çeşmesi, şehirdeki popüler bir destinasyon olmasının yanı sıra, İtalya'yı ziyaret eden turistlerin de favorisi. Ziyaretçilerin, sabah 6'dan itibaren bu zarif barok tarzı çeşmeye akın ettiği ve havuzuna madeni para attığı bildiriliyor. Büyük kalabalıklar sık sık çeşmede toplandığından, birçok kişi bu deneyimi tam anlamıyla yaşamakta zorlanıyor. Hindustan Times’ın haberine göre, turizmden sorumlu şehir meclis üyesi, Corriere della Sera gazetesine aşırı turizmi yönetmek amacıyla "sınırlı erişim" önerisini kişisel olarak desteklediğini belirtti. Biletleme sisteminin, ziyaretçi akışını düzenlemek ve antik yapıyı aşırı aşınmadan korumak için olduğunu, para toplamak amacı taşımadığını söyledi. Medya raporlarına göre, Roma zaten aşırı turizmle mücadele ederken, 2025'teki Jubile Yılı kutlamaları nedeniyle turist akınının artması bekleniyor (Katolik Kilisesi tarafından her 25 yılda bir düzenlenen etkinlik). Önümüzdeki yıl Roma ve Vatikan Şehri'ni yaklaşık 30 milyon kişinin ziyaret etmesi öngörülüyor. Bu yılın başlarında, Venedik de benzer önlemler aldı ve yoğun saatlerde gündüz ziyaretçileri için 5 EUR (HKD 43.30) bilet ücreti uygulamaya başladı. Bu önlemler, aşırı turizmi yönetmek ve popüler cazibe merkezlerini korumak amacıyla alındı. Birçok kişi aşırı turizm sorunları nedeniyle bu hareketi olumlu karşılasa da, bazı eleştirmenler kamuya açık bir sanat eserine ücret koymanın adaletsiz olduğunu ve turizmi caydırabileceğini savunuyor. Ayrıca, Trevi Çeşmesi'nin bulunduğu yoğun kavşağa yakın bir biletleme sistemi uygulamanın lojistik zorluklar yaratabileceği belirtiliyor. Kaynak: Travel and Leisure Asia

Lystra Antik Kenti gün yüzüne çıkıyor Haber

Lystra Antik Kenti gün yüzüne çıkıyor

Sadece Konya ve Anadolu tarihi için değil, dünya, dinler ve hristiyanlık tarihinin en önemli kentlerinden biri olan Lystra Antik Kenti'nde kazı çalışmaları başladı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, NEÜ Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu ve Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, yüz elli yıldır dünyanın önde gelen tarihçilerinin ve arkeologlarının sonuçlarını merakla beklediği kazı alanında incelemelerde bulundu. Roma döneminde önemli bir koloni kenti olarak kurulan Lystra Antik Kenti kazıları başladı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu ve Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, dünya tarihindeki öneminin yanı sıra Aziz Pavlus'un ziyaretiyle dinler ve Hristiyanlık tarihi için de önemli bir merkez haline gelen kentte başlatılan kazı çalışmalarını yerinde incelediler. Tarihi zenginliğinin yanı sıra adının İncil'de geçmesinden dolayı Hristiyanlar için özel öneme sahip olan Lystra Antik Kenti kazılarını yürüten ekipten bilgi alan Başkan Altay, Prof. Dr. Zorlu ve Başkan Kavuş, kazıların kısa zaman önce başlamasına rağmen çıkan değerli eserler karşısında hayranlıklarını dile getirdiler. “Lystra, Anadolu, dünya ve dinler tarihinin en önemli kentlerinden biri” Meram'ın güneyinde Hatunsaray bölgesinde bulunan Lystra Antik Kenti resimlerinin daha kimse görmemesine rağmen dünyanın pek çok müzesinin duvarlarını süslediğini ifade eden Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, bu sebeple burada yürütülen kazı çalışmalarının Anadolu ve Dünya tarihi açısından önemli bir çalışma olduğuna vurgu yaptı. Kazı çalışmalarının Konya Büyükşehir Belediyesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Meram Belediyesi ve Müze Müdürlüğü ile birlikte yürütüldüğünü ifade eden Başkan Kavuş, “Kazı çalışmalarını, 45 kişiden oluşan üç ayrı ekip, üç ayrı noktada yürütüyor. Höyük halindeyken bile pek çok insanın ziyaret ettiği bir antik kenttir Lystra. Kazılarla eserler gün yüzüne çıktıkça pek çok turistin buraya akın edeceğini biliyoruz. Tarihe ışık tutmakla birlikte turizmi olabildiğince canlandırma hedefindeyiz. Lystra ile birlikte Kilistra, Karahüyük ve Şükran kazıları düşünüldüğünde Konya'nın tam anlamıyla bir turizm cazibe merkezi olacak, şehrin turizmden aldığı pay katlayacak” diye konuştu. “Dünya bu kazıyı bekliyordu, hamdolsun bize nasip oldu” Açıklamasında, Lystra Antik Kenti çalışmalarının Necmettin Erbakan Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nün yaptığı önemli kazılardan biri olduğunu belirten Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu, kentin açığa çıkmasıyla şehrin tarih ve turizmine önemli katkı sunacağının altını çizdi. Lystra’nin dünya ve Anadolu tarihi açısından önemli bir nokta olduğunu belirten Prof. Dr. Zorlu, antik kentin yüz elli yıldır tarihçilerin ve arkeologların cazibe merkezi olduğunu belirtti. Tarihçiler ve arkeologların burası için defalarca teşebbüste bulunduğunu hatırlatan Prof. Dr. Zorlu; “Ancak, kazı bize nasip oldu. Emeği geçen, destek veren herkese teşekkür ediyorum. Lystra, önemli ve güzel bir dayanışmanın ürünü ve eseri olacak. Kısa zaman içinde ciddi bir turizm canlılığı ve turist akını olacağını düşünüyoruz. Kazılar başlayalı çok kısa zaman oldu ama önemli eserler ortaya çıktı. Bu çok daha fazlasının çıkacağının alametidir. Lystra, dünya, dinler ve Hristiyanlık tarihi açısından önemli bir destinasyon olacak. Bu değerli çalışma için tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. “Hedefimiz Konya'yı bir turizm kenti haline getirmek” 10 bin yıldır yaşamın ve şehirciliğin devam ettiği Konya'nın, dünyanın ender yerleşim yerlerinden biri olduğuna vurgu yapan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Çatalhüyük ile başlayan yolculuğun Konya'yı önemli yerleşim merkezlerinden biri haline getirdiğini belirtti. Bu noktada şehri öne çıkaran pek çok tarihi kent ve alanın olduğunun altını çizen Başkan Altay, Lystra Antik Kenti'nin de bunlardan biri olduğunu söyledi. Alanda yapılan kazı çalışmalarının daha yeni olmasına rağmen çıkan eserlerin tarih ve turizm adına umut verici olduğunu kaydeden Başkan Altay, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Hedefimiz, Konya'yı bir turizm şehri haline getirmek. İnsanlar için artık kültür turizmi de çok önemli. Bu manada Selçuklu Dar-ül Mülk'ü ve Mevlana Şehri olması hasebiyle Konya her yıl milyonlarca turisti ağırlıyor. Ancak biz, yeni destinasyonlarla ziyaretçilerimizin konaklayacakları gün sayısını artırmayı, şehrin ekonomisine katkı sunmayı hedefliyoruz. Bu hedef için dünya arkeoloji camiasının çok iyi bildiği bu kenti de açığa çıkarma gayretindeyiz. Konya Modeli Belediyecilik anlayışının bir sonucu olan kurumlar arası işbirliğinin en güzel şekilde ortaya konduğu çalışmalardan biri de bu kazı çalışmaları oldu. Gerek burası için destek veren tüm kurumlara gerekse burada azimle kazı yapan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.” Başkan Altay, Rektör Prof. Dr. Zorlu ve Başkan Kavuş, açıklamalarının ardından alanda çıkarılan eserleri incelediler. Heyet, Lystra Antik Kenti kazı başkanı Necmettin Erbakan Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlker Mete Mimiroğlundan çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Ebedi Şehir: Roma Haber

Ebedi Şehir: Roma

Roma, binlerce yıllık tarihiyle dünya üzerinde eşi benzeri olmayan bir şehir. Antik dönemden günümüze kadar uzanan zengin geçmişiyle, bu şehir her köşesinde bir hikaye saklıyor. Roma'nın tarihi dokusunu keşfetmek isteyenler için eşsiz bir deneyim sunuyor. Roma'nın tarihi merkezi, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçileri kendine çeken önemli bir cazibe merkezi. Antik Roma İmparatorluğu'nun başkenti olarak binlerce yıl boyunca hüküm süren bu şehir, günümüzde bir açık hava müzesi niteliği taşıyor. Her sokak, her meydan, bir zamanlar büyük imparatorlukların izlerini taşıyor. Pantheon'un görkemli kubbesi, Colosseum'un heybetli yapısı ve Forum Romanum'un antik kalıntıları, Roma'nın tarihini adeta yeniden canlandırıyor. Sistine Şapeli'nde Michelangelo'nun freskleri, San Pietro Bazilikası'nın ihtişamı ve Vatikan Müzeleri'ndeki sanat eserleri, ziyaretçilere unutulmaz bir sanat ve kültür turu sunuyor. Roma'nın tarihi merkezi sadece antik döneme değil, aynı zamanda Rönesans ve Barok dönemlerine de ışık tutuyor. Piazza Navona'nın çeşmeleri, İspanyol Merdivenleri'nin zarafeti ve Trevi Çeşmesi'nin büyüleyici güzelliği, şehrin sanatsal ve mimari zenginliğini sergiliyor. Ancak Roma'nın güzelliği sadece tarihi yapılarıyla sınırlı değil. Dar sokaklarında dolaşırken yerel lezzetlerin tadını çıkarabilir, geleneksel İtalyan kahvehanelerinde mola verebilir ve akşam saatlerinde canlı piazza'ların atmosferine katılabilirsiniz. Roma'nın lezzetli mutfağı ve canlı kültürel yaşamı, ziyaretinizi daha da renklendirecek. Roma, sadece bir şehir değil, aynı zamanda bir yaşam tarzıdır. Her adımda tarih, sanat ve kültürle iç içe geçen bu şehir, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunuyor. Ebedi Şehir'e doğru bir yolculuk planlayın ve tarihin büyüsüne kapılın.

Roma'nın geleneksel lezzetleri Haber

Roma'nın geleneksel lezzetleri

Cacio e Pepe: Roma'nın en ünlü makarna yemeklerinden biri olan Cacio e Pepe, basit ancak lezzetli bir tarif. Taze makarnanın üzerine rendelenmiş peynir ve karabiberle hazırlanan bu lezzet, Roma'nın geleneksel tatlarının en sevilenlerinden biri. Supplì: İnce dilimlenmiş risotto pirinci ve peynirle dolu olan bu atıştırmalık, dış kısmında çıtır çıtır kızarmış bir kabuğa sahip. Supplì, Roma sokaklarında sıklıkla bulunan bir lezzet. Carciofi alla Romana: Roma usulü enginarlar, zeytinyağı, sarımsak ve nane ile hazırlanıyor. Bu yöresel lezzet, Roma'nın sebze yemekleri arasında öne çıkıyor. Saltimbocca alla Romana: İnce dilimlenmiş dana etinin üzerine jambon ve taze kekik yaprakları yerleştirilerek hazırlanan bu lezzet, Roma'nın geleneksel et yemeklerinden birisi. Trippa alla Romana: Bu yemekte, ince dilimlenmiş sığır midesi, domates, soğan, havuç ve beyaz şarap ile birlikte pişiriliyor. Trippa alla Romana, Roma'nın geleneksel ve doyurucu yemeklerinden birisi. Abbacchio alla Romana: Roma usulü kuzu eti, sarımsak, taze kekik ve beyaz şarap ile pişirilerek hazırlanan bu lezzet, Roma'nın et yemekleri arasında öne çıkıyor. Bucatini all'Amatriciana: Roma'nın ünlü soslarından biri olan amatriciana sosu ile servis edilen bu makarna, lezzetli bir Roma klasiği. Bucatini makarna, uzun ve kalın bir yapıya sahip ve amatriciana sosu ile harika bir uyum sağlıyor. Porchetta: Roma'nın geleneksel sokak yemeklerinden biri olan porchetta, bütün domuzun iç kısmına çeşitli otlar ve baharatlar eklenerek hazırlanıyor. Dışı çıtır çıtır, içi ise yumuşacık olan bu lezzet, Roma'da genellikle sandviç olarak tüketiliyor. Gricia: Cacio e pepe ile benzerlik gösteren Gricia, pancetta ve rendelenmiş peynirle yapılan bir makarna yemeği. Ancak, Gricia'da kremamsı bir sos yerine pancetta yağı kullanılıyor, bu da lezzeti farklı kılıyor. Maritozzi: Roma'nın geleneksel tatlılarından biri olan Maritozzi, tatlı bir ekmek üzerine reçel veya kremayla servis edilen bir tür tatlı ekmek. Genellikle kahvaltı veya atıştırmalık olarak tüketiliyor ve Roma'nın tatlı sevenler için vazgeçilmezlerinden.

Kutsal Melek Kalesi: Efsanevi Bir Anıtın Gizemli Hikayesi Haber

Kutsal Melek Kalesi: Efsanevi Bir Anıtın Gizemli Hikayesi

Kutsal Melek Kalesi'nin kökenleri, bilim insanlarını ve araştırmacıları yıllardır meşgul eden bir konu. Bazı teorilere göre, kale eski bir uygarlığa ait olup, onların inanç sistemleri ve kültürel pratikleriyle ilişkilendirilmiş. Diğer teoriler ise kaleyi daha sonraki dönemlere, Orta Çağ'a dayandırıyor ve o dönemlerde mistik veya dini amaçlar için kullanıldığını öne sürüyor. Kutsal Melek Kalesi'nin ismi, içinde bulunduğu bölgedeki yerel efsanelerden kaynaklanmakta. Bu efsanelere göre, kale bir zamanlar meleklerin konakladığı ve insanlara yardım etmek için gönderildikleri bir yer. Bu inanışlar, kaleye mistik bir aura kazandırmış ve onu yüzyıllar boyunca meraklıların ilgisini çekmiş. Kale, etkileyici mimarisiyle dikkat çekmekte. Yüksek duvarları, karmaşık geçitleri ve gizli odalarıyla, birçok keşifçinin hayallerini süslemiş. Bazı bölümleri oldukça iyi korunmuş olsa da, diğer kısımları zamanın etkisiyle yıkılmış veya tahrip olmuş. Ancak, bu durum Kutsal Melek Kalesi'nin mistik cazibesini azaltmamış, aksine daha da artırmış. Kaledeki yapısal özellikler, farklı dönemlere ait izler taşımakta. Bazı bölümler antik dönemlere aitken, diğerleri Orta Çağ'a ait. Bu durum, kaleyi inşa eden veya kullanan farklı medeniyetlerin izlerini takip etmeyi zorlaştırmış ve araştırmacıların işini karmaşık hale getirmiş. Kutsal Melek Kalesi, gizemlerle dolu bir yapı olarak ün kazanmış. Birçok efsane ve spekülasyon, kaledeki gizemlerin doğasını tahmin etmeye çalışsa da, gerçekler hala bilinmemekte. Bazı arkeologlar ve tarihçiler, kalede eski dini ritüellerin gerçekleştirildiğini öne sürerken, diğerleri kaleyi stratejik bir askeri üs veya savunma noktası olarak görmekte. Yıllar boyunca yapılan araştırmalar ve keşifler, Kutsal Melek Kalesi'nin sırlarını açığa çıkarmaya yardımcı olmuş. Ancak, bu keşiflerin çoğu hala yarıda kalmış veya sonuca ulaşmamış. Kalede yapılan kazılar, antik dönemlere ait eserlerin yanı sıra Orta Çağ'a ait kalıntıları da gün yüzüne çıkarmış. Kutsal Melek Kalesi, bugün hala ziyaret edilebilen bir turistik mekan olarak popülerliğini korumakta. Arkeologlar, tarihçiler ve maceraperestler, kaledeki gizemleri çözmek ve geçmişin sırlarını ortaya çıkarmak için çalışmalarını sürdürmekteler. Ancak, kaledeki araştırmaların tamamlanması ve tüm sırların açığa çıkarılması için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Kutsal Melek Kalesi, geçmişin izlerini taşıyan ve insanlığın kolektif hafızasına bir pencere açan önemli bir anıt. Onun gizemli hikayesi, insanların hayal gücünü ve keşif arzusunu her zaman canlı tutmuş ve gelecek nesillere ilham kaynağı olmaya devam edecek.

Roma’nın 3 bin yıllık askeri garnizonu Zerzevan’da yeni keşif Haber

Roma’nın 3 bin yıllık askeri garnizonu Zerzevan’da yeni keşif

Diyarbakır’da bulunan, Roma’nın 3 bin yıllık garnizonu Zerzevan Kalesi’ndeki kazı çalışmalarında, bin 900 yıllık Mithras Tapınağı’nın ana giriş kapısı keşfedildi. Çınar ilçesine 13 kilometre uzaklıkta bulunan Roma İmparatorluğu’nun 3 bin yıllık garnizonu Zerzevan Kalesi'nde kazı çalışmaları devam ediyor. Kentin önemli turizm merkezi alanlarından olan kalede bin 900 yıllık Mithras Tapınağı’nın keşfedilmesiyle birlikte, tapınağın ana giriş kapısına ulaşıldı. Mitrhrasçıların kutsal alana girdiği ve gizli tören düzenlediğini teşkil eden anıtsal giriş kapısı, ortaya çıkarılan Mithras Tapınağı ile ilgili soru işaretlerine cevap bulmuş olacak. Dünyanın her noktasından tapınağa geldiği söylenilen Mithrasçıların, arkeolojik verilere göre yılın bir gününde gecesini tapınakta geçirdikleri düşünülüyor. Kazı çalışmalarının bir yılda bitmesiyle birlikte birçok gizemliliğin gün yüzüne çıkacağını belirten Kazı Başkanı Doç. Dr. Aytaç Coşkun, yapıların ortaya çıkmasıyla Mithras Tapınağı ile ilgili soru işaretlerine de cevap bulunmuş olacağını ifade etti. Zerzevan Kalesi’nin dünyanın en iyi korunmuş garnizonlarından bir tanesi olduğunu dile getiren Coşkun, “Zerzevan Kalesi, Roma’nın askeri yerleşimidir. Dünyanın en iyi korunmuş garnizonlarından bir tanesidir. 2014 yılında kazı çalışmalarına başlandı ve halen de devam ediyor. Biz özellikle Mithras kutsal alanın genişliğiyle birlikte kale bir anda büyük bir ziyaretçi akınına uğradı. Çünkü dünyanın en iyi korunmuş ve dünyada son bulunmuş Mithras alanlarından bir tanesidir” dedi. “Mithras Tapınağı’nın anıtsal ana giriş kapısını keşfettik” Tapınakta keşfedilen anıtsal ana giriş kapısının tamamen ortaya çıkması için çalışmaları yoğunlaştırdıklarını söyleyen Dr. Coşkun, “Biz bu yılki kazı çalışmalarımıza bu alanda başladık. Yakın zamanda anıtsal ana giriş kapısını keşfettik. Şu anda çalışmalarımızı anıtsal giriş kapısının ortaya çıkması için yoğunlaştırdık. Bu kapı büyük bir yapıya sahiptir. Bu kapı seremonilerin ilk başladığı yerdir. Mithrasçıların kutsal alana girdiği ve seremonilerin başlangıcını teşkil eden önemli bir mimari yapıdır. Biz bu alanı açacağız. Şu anda 2’nci bir bölgemizde çalışılan, dünyanın her yerinde gelen ve gizemli ritüellerin yapıldığı ve bu ritüelleri gerçekleştiren Mitrashçıların kaldığı mekanlarda çalışmalar yapılıyor. Yılın bir günü bir gecesini buraya geldiklerini düşünüyoruz. Bu törenler gizlilik içinde yapılıyor. Aslında Mithras inancı, Roma’nın gizemliliğidir. Bütün ayinler gizli yapılır ve hiçbir şekilde dışarıya bilgi sızdırılmamış. Buna dair yazılı hiçbir belge yok. Biz, bütün bilgilerimizle ve arkeolojik verilere göre ya da söylencelere göre söyleyebiliriz. Mithrasçılar, antik dünyanın her yerinde geldiklerinde garnizonun içinde kalmıyorlar, kutsal alanın içinde kalıyorlar. Kutsal alanın içinde kaldıkları birçok mekan ve konutlar var. Biz bu konutların içinde çalışmalarımızı bu yıl bitirmeyi düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi. “Mithras töreni ve birçok bilgi burada açığa çıkacak” Mithras Tapınğı’nın Mithra inancıyla ilgili bilinmeyen birçok konuya cevap bulduğunu ve bulmaya devam ettiğini belirten Coşkun, şunları kaydetti: “Jeoradar çalışmalarımızda Zerzevan Kalesi’nin altında büyük bir şehir var. Yine bir Mithras kutsal alanda yaptığımız çalışmalarda yer altında galeriler tespit ettik. Kutsal alanla bağlantılı galeriler bunlar. İşte bu gizli, gizemli ritüellerin bir kısmı yerin altında yapılıyor. Biz, bu yapıları ortaya çıkardığımızda aslında Mithrasla ilgili bazı soru işaretlerine de cevap bulmuş olacağız. Çünkü Zerzevan Kalesi’ndeki kutsal alan, Mithrasla ilgili bilinmeyen birçok konuya cevap buldu ve bulmaya devam ediyor. Bu sahadaki çalışmaların bitirilmesiyle Mithrasla ilgili birçok bilinmeze cevap bulunmuş olacak. Şu anda dünyada en çok merak edilen konulardan bir tanesi de Mithrasçılar, Mithras töreni ve birçok bilgi burada açığa çıkacak.” “Zerzevan Kalesi yılda ortalama 400 bin insanı ağırlıyor” Tapınaktaki alan içerisinde yapılan kazı çalışmalarını 2024’e kadar tamamlanacağını söyleyen Coşkun, “Biz kutsal alandaki çalışmalarımızı bu yıl başlattık. Önümüzdeki yıl tamamen bitirmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki yıl gerek yer üstü gerekse yer altındaki yapıların büyük bir kısmı ortaya çıkarılmış olacak. Tabi Zerzevan Kalesi bölgenin tarihine ve inanç sistemlerine ışık tutuğu gibi bölgenin turizm açısında da çok önemlidir. Yılda ortalama 400 bin insanın ziyaret ettiği bir yerdir. Günde ortalama 30-35 tur otobüsü Zerzevan’a geliyor. Bu nedenle buradaki çalışmalarla birlikte bu ziyaretçi sayısında da büyük bir artış olacak” diye konuştu.

Roma’nın son garnizonuna ilk 5 ayda 100 bin ziyaretçi Haber

Roma’nın son garnizonuna ilk 5 ayda 100 bin ziyaretçi

Diyarbakır'ın Çınar ilçesi yakınlarındaki UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan ve kazı yürütülen Zerzevan Kalesi, ilk 5 ayda 100 bin ziyaretçi ağırladı. Yıl sonuna kadar 500 bin kişi ağırlanması beklenirken, ziyaretçi merkezinin tamamlanmasıyla birlikte yılda en az 1 milyon kişinin alana gelmesi hedefleniyor. Zerzevan Kalesi, Çınar ilçesi, Diyarbakır-Mardin karayolu üzerinde yer almaktadır. Roma’nın sınır garnizonu olan 3 bin yıllık Zerzevan Kalesi, tarihi Asur Dönemi’ne (MÖ 882-611) kadar gitmektedir. Roma Dönemi’ne MS. 3. yüzyılda Severuslar Dönemi’nde (MS 198-235) asıl askeri yerleşim inşa edilmiş, 639 yılına İslam ordularının fethine kadar kesintisiz kullanılmıştır. Yeni başlayan çalışmalar ulusal ve uluslararası alanda büyük yankı uyandırmış, şu anda yerli ve yabancı turistlerin yoğun ziyaret ettiği bir ören yeri haline gelmiştir. Dünyanın en iyi korunmuş askeri yerleşimde dünyada bulunmuş son Mithras Tapınağı ortaya çıkarıldı. Bu yapı, Roma’nın doğu sınırındaki ilk tapınaktır. Bin 200 metre uzunluğunda, 12-15 metre yüksekliğinde surlarla çevrelenmiş askeri yerleşimde, kamu yapılarının bulunduğu güney alanda, 21 metre yüksekliğinde gözetleme ve savunma kulesi (güney kule), kilise, yönetim binası, arsenal, kaya sunağı gibi mimari kalıntılar yer almaktadır. Kuzeyinde ise cadde-sokaklar ve konutlar takip edilebilmektedir. Konutların bulunduğu alanda aynı zamanda su sarnıçları, yeraltı kilisesi, yeraltı sığınağı, dünyada bulunmuş son, Roma’nın doğu sınırındaki ilk Mithras Tapınağı tespit edilmiştir. Surların dışında ise yerleşime su sağlayan kanallar, sunu çanakları ve taş ocakları; nekropol alanında ise kaya mezarları ve tonozlu mezarlar dikkati çekmektedir. Zerzevan Kalesi’nde hem yer üstü, hem de büyük bir yer altı şehri bulunmakta. Zerzevan Kalesi Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Aytaç Coşkun, İHA muhabirine, kalenin dünyanın en iyi korunmuş garnizonu olduğunu söyledi. 2014 yılında kazıların başlamasıyla birlikte ortaya çıkartılan yapılar, eserler dünyanın ilgisini çektiğini belirten Doç. Dr. Coşkun, “2017 Mithras alanın keşfi, ortaya çıkartılan diğer yapılar, yeraltı ve yerüstü yapıları biranda bütün ilgiyi Zerzevan Kalesi’ne topladı. Bu yıl, ziyaretçi sayısı olarak 100 bin rakamına ulaştık. Yılsonuna kadar 500 bin kişi gelecek” dedi. “Günde 20-25 tur otobüsü geliyor” Şu anda ziyaretçi merkezi inşa edildiğini aktaran Coşkun, “Ziyaretçi merkezinin inşaatıyla birlikte yılda en az 1 milyon kişi Zerzevan Kalesi’nde olacak. Hem yurtiçi hem de yurtdışında yoğun bir ziyaretçi var. Zerzevan Kalesi bölgenin bütün tur programlarında var. Aynı zamanda özel programlar yapılıyor. Bazı zamanlar günde 20-25 tur otobüsü geliyor. Zerzevan’a gelen turist, bütün bölge turizmini etkilemekte” diye konuştu. Ziyaretçilerden Devrim Kavak, aslen Mardinli olduğunu, 30 senedir Ankara’da yaşadığını kaydetti. Buraya ziyarete geldiğini belirten Kavak, “Burayı sosyal medyadan ve televizyonlardan gördük. Buranın enerjisi çok güzel, çok da hayran kaldık” şeklinde konuştu. Ziyaretçilerden Ramazan Dağ ise, ilk defa geldiklerini ve çok beğendiklerini dile getirdi. Eski tarih olduğunu, kendilerini cezbettiğini aktaran Dağ, tarihinin bayağı eski olmasına şaşırdıklarını belirtti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.