Hava Durumu

#Rüzgar Enerjisi

TOURISMJOURNAL - Rüzgar Enerjisi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Rüzgar Enerjisi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Eksim Enerji, geçen yıl 1,3 milyon ton karbon salımını önledi Haber

Eksim Enerji, geçen yıl 1,3 milyon ton karbon salımını önledi

Eksim Enerji, çevre dostu enerji üretimiyle karbon salımını azaltmaya yönelik çalışmaları kapsamında geçen yıl 1,3 milyon ton karbon salımının önüne geçti. Şirketten yapılan açıklamaya göre, portföyünün tamamı çevre ve sürdürülebilirlik odaklı yenilenebilir enerji santrallerinden oluşan Eksim Enerji, yeni yatırımlarıyla 2025'in sonuna kadar yıllık toplam 4 milyon ton karbon salımını engellemeyi hedefliyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen Eksim Enerji Üst Yöneticisi (CEO) Arkın Akbay, kömür, petrol, doğal gaz gibi fosil yakıtlardan kaynaklı salımın önüne geçmek için yenilenebilir kaynaklara hız vermenin büyük önem taşıdığını ve Türkiye'de özellikle hidrolik, güneş, rüzgar, jeotermal ve biyokütle enerjisi üretiminde büyük potansiyel olduğunu belirterek, şunları kaydetti: 'Kaynakların çok yakın bir gelecekte tamamen tükenme tehlikesine karşı en ekonomik finansman kaynaklarıyla sosyal ve çevresel katkıyı azami temin eden yenilenebilir enerjinin artması gerekiyor. Bu noktada, Eksim Enerji olarak küresel iklim değişikliği yarattığı olumsuz etkinin önüne geçmek ve ekolojik dengeyi bozmadan gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmak için yeşil enerjinin en önemli güç olduğuna inanıyoruz.' Geçen yıl yaklaşık 2 milyar kilovatsaat elektrik üreterek yaklaşık 1,3 milyon ton karbon salımını engellediklerini ifade eden Akbay, 2025'e kadar yıllık 4 milyon ton karbon salımını azaltacak projelerini hayata geçireceklerini ve bu kapsamda 2053 net sıfır emisyon hedefine katkıda bulunduklarını belirtti. Akbay, 'YEKDEM teşvik mekanizması ile devletimiz, yenilenebilir enerji kapasitesinin büyümesinin önünü açtı. Bu dönemde kurduğumuz santrallerde artırdığımız birikimimizi, yenilenebilir enerji kaynak alanlarına yatırımla büyütüyoruz. Elektrik enerjisini en ekonomik kaynaklardan tüketicimize sunuyoruz. Portföyümüzdeki yeni güneş ve rüzgar santrali lisanslarını işletmeye almak için de kolları sıvadık. Toplam 260 megavat büyüklüğünde 6 rüzgar santrali lisansı için 350 milyon dolarlık yatırımla yeni projelerimizi devreye alıyoruz.' değerlendirmesinde bulundu. Geçen yıl Türkiye'de rüzgar enerjisinden üretilen elektriğin yüzde 4'ünü üreten ve bu yılın ilk yarısında da yüzde 4'lük bir katkı sağlayan Eksim Enerji'nin, Türkiye'de toplam kurulu gücü 464 megavat olan 8 adet rüzgar enerjisi santrali bulunuyor. Şirket, Türkiye'de 1 adet 63 megavat ve Gürcistan'da 2 adet toplam 99 megavat olmak üzere işlettiği 3 santralde ve 162 megavat kurulu güçle yenilebilir enerji portföyü yelpazesini güçlendirmeye devam ediyor.

Ege ve Marmara'daki potansiyel alanlar ön plana çıkıyor Haber

Ege ve Marmara'daki potansiyel alanlar ön plana çıkıyor

Yaman, AA muhabirine deniz üstü rüzgar enerjisi santrali kurulum çalışmalarına ilişkin değerlendirmesinde, Türkiye'de mevcut teknoloji dikkate alındığında deniz üstünde 40 gigavattan fazla rüzgar enerjisi potansiyelinin olduğunu söyledi. Türkiye'nin bu alana yönelik somut projelerin kalkınma ajansları tarafından yürütüldüğünü ifade eden Yaman, tüm denizlerin değerlendirildiğini ancak Marmara ve Ege Bölgesi'nin bir çok açıdan avantajlı olduğunu anlattı. Bu kapsamda İzmir Çandarlı'da Rüzgar Endüstri İhtisas Bölgesi ve Lojistik Merkezi, Tuzla ve Yalova Deniz Üstü Rüzgar Türbin, Platform ve Aksam Üretim Merkezi, Çanakkale ve Balıkesir'de TR22 Bölgesi Deniz Üstü Rüzgar Santrali Alanları ve Limanı gibi projelerin değerlendirildiğini aktaran Yaman, şöyle konuştu: "Deniz üstü rüzgar çalışmaları farklı alanlarda devam ediyor, bunların bazıları Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü (EİGM) tarafından, bir kısmı da akademi ve uluslararası kuruluşlar ile kalkınma ajansları tarafından yürütülüyor. EİGM yetkililerimiz Danimarka ve Almanya enerji bakanlıkları ve diğer ilgili kurumlarla deniz üstü konusunda stratejik çalışmalar ve yapılması planlanan ihalelere dönük çeşitli proje geliştirme çalışmaları yürütüyor. Akademik tarafta devam eden çeşitli bilimsel çalışmalar arasında deniz üstü rüzgar ölçümleri, rüzgar potansiyel çalışmaları ile şebeke entegrasyonu çalışmaları yer alıyor. Diğer bazı somut projeler de kalkınma ajanslarımız tarafından yürütülen deniz üstü rüzgar potansiyel alanlarının belirlenmesi, ekipman üretim ve liman noktalarıyla ilgili çalışmalar olarak bahsedilebilir." "Rüzgarda Power-to-X konseptini gündeme getirmeliyiz" Yaman, dünya genelinde karasal türbinlerin kapasitesinin bu yıl itibarıyla 7 megavata, deniz üstü santrallerinde ise 15 megavata ulaştığını belirterek, mevcut teknolojilerle 20 megavat kapasiteli türbinlerin tasarım ve prototip çalışmalarının devam ettiğini kaydetti. Türkiye'de rüzgar kurulu gücünün deniz üstü ve karasal toplamının 30 gigavat olarak hedeflendiği yakın bir gelecekte şebeke işletmecisi Türkiye Elektrik İletim AŞ'nin (TEİAŞ) kurulu güç dahil 37 gigavat kapasiteyi karasal rüzgar santralleri için ayırdığını vurgulayan Yaman, gelişen teknoloji ve enerjideki farklı ihtiyaçlar için farklı modellerin alt yapı ve politikalarda kullanılabileceğini ifade etti. Projeler ve mevcutta bekleyen çalışmalarla kurulu gücün artacağına işaret eden Yaman, şöyle devam etti: "TÜREB YEKA projesini, başvuru aşamasındaki bekleyen depolama entegre karasal rüzgar enerjisi santralleri (RES) ve kapasite artış başvurularını da proje stoğumuza dahil edersek karasal için ayrılan toplam kapasite 50 gigavata ulaşarak hedeflenen kapasitenin neredeyse iki katına yaklaşıyor. Bu da teoride TEİAŞ’ın deniz üstü RES için kapasite sağlamasını zorlaştırabilir. Bunun için Power-to-X konseptini gündeme getirmeliyiz. Power-to-X konseptinde üretilen yeşil enerjinin hidrojen, metanol gibi farklı bir kimyasal forma dönüştürülmesi ve tüketim noktasına bu formda taşınması da seçenekler arasına girmiş oluyor. Bu şekilde, ilk deniz üstü RES kapasitesini enerji üretimi yanında Avrupa’ya hidrojen ihraç edecek bir tesise entegre etmek de projelendirilebilir. Power-to-x elektriğin karbon nötr sentetik yakıtlara dönüştürülmesini ifade ediyor. Bu metotla hidrojen, sentetik doğal gaz, sıvı yakıtlar ve kimyasalların üretimi karbon nötr olarak yapılabiliyor."

Rüzgar enerjisinde "teravat çağı" bu yıl başlayacak Haber

Rüzgar enerjisinde "teravat çağı" bu yıl başlayacak

AA muhabirinin Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC) verilerinden derlediği bilgilere göre, 45 yıl önce Danimarka'da deneysel olarak başlatılan rüzgar enerjisi sektörü bugün küresel ölçekte elektrik üretiminde önemli paya sahip bulunuyor. Geçen yıl küresel rüzgar kapasitesinin önceki yıla göre yüzde 9 artmasıyla kapasite 1 teravata yaklaşırken, kurulu güç artışındaki ivmenin devam etmesiyle 2023-2027 döneminde toplam 680 gigavatın daha küresel enerji sistemine dahil edileceği öngörülüyor. Tüm gelişmeler yardımıyla geçen yıl küresel rüzgar enerjisi kurulu gücüne ilave edilen 78 gigavatla toplam güç 906 gigavata ulaştı. İklim değişikliği ile mücadele ve enerji güvenliğini artırma çalışmaları kapsamında enerji yoğun sektörlerde fosil yakıtlardan arınmak isteyen ülkelerin katkısıyla küresel rüzgar enerjisi kurulu kapasitesinin bu yıl 1 teravat seviyesine ulaşması bekleniyor. Piyasa koşulları, yatırım ortamı, ülkelerin yenilenebilir enerji politikalarında attığı olumlu adımlarla 2 teravatlık kurulu güce 7 yıl sonra ulaşılabileceği öngörülürken, her yıl büyüme oranının ise ortalama yüzde 10 olacağı tahmin ediliyor. Dünya genelinde rüzgar enerjisi kurulum artışında, ülkelerin yerli ve yenilenebilir enerji kaynak kullanımını artırması, enerji güvenliğini etkileyen jeopolitik endişeler, enflasyonla mücadele ve iklim değişikliği hedefleri etkili oluyor. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrası enerji güvenliğini yerli kaynaklardan karşılamayı amaçlayan Avrupa ülkeleri, fosil yakıtların yerini yenilenebilir kaynaklarla değiştirmek için geçen yıldan bu yana çeşitli adımlar attı. Kurulu kapasitede büyük artışlarının yaşandığı Çin'de ise yenilenebilir enerjinin rolünün artırılması hedeflenirken, rüzgar ve güneş yatırımları Çin'in bu amaca ulaşmada odaklandığı iki kaynak olarak öne çıkıyor. ABD'de ise 10 yıllık ABD Enflasyonu Düşürme Yasası kapsamında yenilenebilir enerji kaynakları yatırımlarının artırılması hedefleniyor. Ayrıca, iklim değişikliği ile mücadele kapsamında enerji altyapısı dahil ulaştırma ve üretim sektörlerini fosil yakıtlardan arındırmak isteyen ülkelerin rüzgar enerjisi kapasitesini artırma hedefleri de kurulumların artacağı öngörüsünü destekliyor.

Rüzgar enerjisinde 11 bin megavatı aşan kapasite Türkiye'nin 47 iline yayıldı Haber

Rüzgar enerjisinde 11 bin megavatı aşan kapasite Türkiye'nin 47 iline yayıldı

AA muhabirinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından aldığı verilere göre, Türkiye'nin elektrik kurulu gücü mart sonu itibarıyla 104 bin 348 megavata, rüzgar enerjisi kurulu gücü ise 11 bin 426 megavata ulaştı. Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payı giderek artarken, rüzgar enerjisinin Türkiye'nin elektrik kurulu gücündeki payı da yüzde 10,9'a ulaştı. Ağırlıklı olarak lisanslı santrallerin oluşturduğu rüzgar enerjisi kurulu gücü, Türkiye'nin 47 iline yayılmış bulunuyor. Toplam 88,4 megavat kapasiteye sahip lisanssız rüzgar enerjisi santralleri ise 15 ilde bulunuyor. İzmir, 1754,9 megavatla rüzgar enerjisinde en yüksek kurulu güce sahip il. Bunu, 1382,4 megavatı bulan kapasitesiyle Balıkesir, 943,7 megavatla Çanakkale, 838,7 megavatla İstanbul ve 701,7 megavatla Manisa takip ediyor. Sırasıyla, Bursa 440,9 megavat, Hatay 420,2 megavat, Aydın 397,3 megavat, Kırklareli 394,5 megavat ve Kayseri 338 megavatla rüzgar enerjisinde kurulu gücü en yüksek ilk 10 şehir arasında yer alıyor. Öte yandan, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) verilerine göre, Türkiye rüzgar enerjisi sektörü, kapasite artışının yanı sıra ekipman üretiminde de büyüyor. TÜREB’e göre, Türkiye'de bu alanda faaliyet gösteren 100'den fazla firma 6 kıtada 44 ülkeye rüzgar enerjisi ekipmanı ihraç ediyor. Söz konusu firmaların cirosunun yaklaşık yüzde 70'ini rüzgar enerjisi ekipmanı ihracatı oluşturuyor.

Yenilenebilir enerji yatırımına yoğun talep Haber

Yenilenebilir enerji yatırımına yoğun talep

EPDK tarafından hazırlanan ve 19 Kasım'da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren elektrik depolama düzenlemesi sonrasında, depolamalı rüzgar ve güneş santrali kurmak için yapılan başvurular hızla arttı. Depolamada yatırım talebi ilk 10 gün içinde 110 milyar dolara, ardından 230 milyar dolara dayandı. Güneş ve rüzgarda kapasitenin yaklaşık 30 bin megavat olmasına karşın, yatırımcılardan 164 bin 200 megavatlık kapasite başvurusu geldi. EPDK'ye depolama için Türkiye'nin her bölgesine yayılacak şekilde 2 bin 753 başvuru önlisans başvurusu yapıldı. Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı İbrahim Erden, AA muhabirine yaptığı açıklamada, depolamaya talebin yüksek olduğunu belirterek, "Depolama başvurularında 200 bin megavat seviyesine ulaştığımız bilgisi bizi Türkiye'nin hemen hemen her bölgesinde başvuru olduğu sonucuna götürüyor." dedi. Depolamalı rüzgar enerjisi başvurularında asgari büyüklüğün 40-50 megavat bandında olmasına karşın başvuruların genelinin 100 megavat ve üstü için yapıldığına dikkati çeken Erden, bununla birlikte mevcut tesisler için depolamaya bağlı kapasite artış müracaatlarının da alındığını ifade etti. Erden, başvuruların seyrine ilişkin, "Türkiye Elektrik İletim AŞ ve Enerji İşleri Genel Müdürlüğünün teknik değerlendirmelerinin şubat itibarıyla başlayacağını düşünüyoruz. Önümüzdeki 2 ay içerisinde ilk ön lisanslar da yatırımcılara arz edilebilir." diye konuştu. EPDK'den 30 bin megavat üzeri kapasite tahsisi yapılmasını beklediklerini dile getiren Erden, "Ulusal Enerji Planı'nda gördüğümüz kadarıyla stratejik hedefler kapsamında 2035 itibarıyla yaklaşık 30 gigavatlık bir rüzgar gücü öngörülüyor. Bu da aslında mevcut başvurular sonrası gerçekleşme beklentileri açısından bizim öngörülerimizle örtüşen bir süreç." değerlendirmesinde bulundu. "Depolama ve güneş yatırımları 10 yılda hızla artacak" Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı Cem Özkök de depolama ve yenilenebilir enerjiye yapılacak her bir centlik yatırımın, kelebek etkisiyle en az 100 dolar olarak yatırımcıya geri dönebileceğini söyledi. Özkök, depolama yatırımlarının Türkiye'nin tüm bölgelerinde kapasite olanaklarına bağlı olarak yapıldığını belirterek," Bu da bizi güneşin önümüzdeki yüzyılda ana enerji kaynağı olarak egemenliğini ilan edeceği sonucuna götürüyor. Türkiye Ulusal Enerji Planı'nda da 2035 itibarıyla güneş enerjisi kurulu gücünün 53 gigavat düzeyinde olması hedeflenmektedir. Depolama ve güneş yatırımları önümüzdeki 10 yılda hızlı bir şekilde artacaktır." dedi. Başvuru sayısının giderek arttığına işaret eden Özkök, "Bildiğimiz kadarıyla Türkiye'nin hemen her yerinden depolama amacıyla başvurular yapıldı. Bunların gerçekleştirilebilmesi için öncelikle tedarik lisansı sahibi olmak gerekiyor. Ayrıca depolamalı elektrik üretimi yapmak isteyen yatırımcıları üretim lisansı altında bu faaliyette bulunabiliyorlar." diye konuştu. Özkök, enerjide bağımsızlığın yolunun yenilenebilir kaynaklardan geçtiğini ifade ederek, şunları kaydetti: "Yenilenebilir enerji kullanımının depolamayla çok hızlı artacak olması, Türkiye'nin enerji arz güvenliğini daha da güçlendirecektir. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte maliyetlerin düşmesi ve depolamalı yenilenebilir enerji sistemlerinin tüketici düzeyine inmesi sayesinde de karbon emisyon hedeflerine son kullanıcıların katılması sağlanacaktır. Yenilenebilir enerjiye yapılacak her yatırım şu an tüm dünyanın mücadele ettiği enflasyon sorununa karşı da en etkin enstrümanlardan biri olacaktır."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.