#Sabancı Üniversitesi

TOURISMJOURNAL - Sabancı Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sabancı Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

3. TÜRSAB Turizm Kongresi, Ülke Turizmine Yön Verecek Panellerle Ve Coşkulu Bir Katılımla Tamamlandı Haber

3. TÜRSAB Turizm Kongresi, Ülke Turizmine Yön Verecek Panellerle Ve Coşkulu Bir Katılımla Tamamlandı

Antalya’da 17-18 Şubat 2025 tarihleri arasında Gloria Golf Resort’te gerçekleştirilen ve sektör profesyonellerine verimli bir buluşma alanı sunan 3. TÜRSAB Turizm Kongresi başarıyla tamamlandı. Seyahat acentaları başta olmak üzere binin üzerinde turizm profesyonelinin ilgiyle takip ettiği kongrenin ikinci gününde son derece önemli oturumlar yer aldı. Tarihçi ve Yazar Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan’ın sunumuyla başlayan ikinci gün panelleri oldukça ilgi çekti. Emrah Safa Gürkan, "Quo Vadis? Antik Çağlardan Günümüze Seyahat ve Turizm" başlıklı sunumunda, dünya genelinde seyahatlerin tarihsel gelişimini anlatırken sektör olarak turizmin yeni bir olgu olduğuna işaret etti. Gürkan, "Eski insanlar hareketli değillerdi. İnsanlar tren yolu ve arabanın bulunmasına kadar az seyahat ediyordu. Yol yapmak çok zordu. Tekerlek ancak büyük imparatorluk merkezlerinde yapılıp kullanılıyordu. Eskiden seyahat etmek ciddi bir planlama istiyordu" ifadelerini kullandı.   1850’lerden 1914’e trenin gelişmesinin seyahatleri daha da artırdığına değinen Gürkan, şunları anlattı: "Konaklama da giderek önem kazanmaya başladı. Konaklama anlamında İslam dünyasında ciddi organizasyonlardan biri kervansaraylardır. Kervansaraylarda mallar, atlar bırakılabilir, nalbant bulunur, güvenlik sağlanır. Ticaretin Müslüman dünyada gelişmiş olması kervansarayları da geliştirdi." Mobilitenin zamana göre değişen bir olgu olduğuna ve turizmi asıl geliştiren faktörün egzotik geziler ve yabancı kültürleri tanıma merakı olduğuna işaret eden Gürkan, İslam dünyasında İbn Battuta ve Evliya Çelebi dışında egzotik gezilere ilginin gelişmediğini kaydetti. Turizmin Avrupalı aristokratların daha çok İtalya ve Fransa’ya olan seyahatlerini içeren "Grand Tour"larla  (Büyük Tur) farklı bir evreyi yakaladığını söyleyen Gürkan, sanayi devrimi ile hareketliliğin arttığını ifade etti. Tren yolları ve buharlı gemilerin turizmin sektör olarak gelişiminde iki önemli faktör olduğuna dikkat çeken Emrah Safa Gürkan, turizmi sektör haline getirenin ise ilk tur operatörünü kuran Thomas Cook (1808-1892) olduğunu belirtti. Gürkan, modern turizmin Thomas Cook’un düzenlediği organize turlarla başlayıp günümüze geldiğini sözlerine ekledi. İHSAN AKTAŞ: "TÜRKİYE ÇOK ZENGİN BİR ÜLKE" Güne damga vuran oturumlardan bir diğeri ise Tarihçi Pelin Batu ve Gazeteci, Yazar Gaffar Yakınca’nın panelist olarak yer aldığı "Tarih, Kültür ve Turizm" konulu oturum oldu. Gazeteci-Yazar İhsan Aktaş moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda, turizmin kültürel mirasın korunmasındaki rolü, tarih ile turizm arasındaki etkileşim ve sürdürülebilir kültürel turizmin geleceği ele alındı. Gazeteci-Yazar İhsan Aktaş, kültürel açıdan çok zengin bir ülke olan Türkiye’nin rakiplerle mukayese edildiğinde üstünlüklere sahip olduğunu söyledi. Konuşmasında örnekler sunan Aktaş, Türkiye’nin hem büyük şehirlerinde hem de Anadolu’da çokça keşfedilecek yer olduğu kaydetti. GAFFAR YAKINCA: "KÜLTÜR 3.0’A, ARDINDAN DA 4.0’A GEÇMEMİZ LAZIM" Daha sonra konuşan Gazeteci, Yazar Gaffar Yakınca, turizmin sağladığı katma değere dikkat çekerek kültür turizmiyle ilgili tespitlerini paylaştı. Kültür turizminin biri mit diğeri de reel olmak üzere iki tarafı bulunduğuna dikkat çeken Yakınca, kültürü yaşayan her şey olarak tanımladı. Kültür turizminin tarihçesini ele alan Yakınca şöyle devam etti: "Kültür bir şehirde, bölgede yaşanan her şeydir. Kültür 1.0 ilk olarak burjuvazinin zenginleşmesiyle ortaya çıkıyor. Daha elit ve kapalı bir alan. Kültür 2.0 ise sanayi devrimiyle birlikte kültürün halka inmesi ve kitleselleşmesiyle oluyor. Halk müzeleri kuruldu. Şimdi yeni bir kültür oluştu. Kültür 3.0 ile kültür sokağa indi. Sokaklarda dans var, hip hop var. Sizin yeni kültüre insanları çekmeniz lazım. İnsanlar onu arıyor. Kültür 3.0 bize kültürün yaşayan bir şey olduğunu gösteriyor. Biz hala 2.0 düzeyindeyiz. Önce Kültür 3.0’a sonra da 4.0’a geçmemiz gerekiyor. Bu da yeni mekanlar istiyor, yeni ilişki biçimleri gerektiriyor. Buna dair bir politikamız yok. Kültür canlı bir varlık ve değişiyor. Programlarımızı ve politikalarımızı ona göre değiştirmeliyiz. Kültür 3.0’da turist deneyim istiyor, dahil olmak istiyor. Kültür 3.0’ın sloganı "Kapsama ve deneyim". Programlarımızı buna göre yapmalıyız. Çeşitlilik önemli. Çeşitlilik insanları kendine mıknatıs gibi çekiyor. Kültür 4.0 da yapay zeka ve veri analitiği. Kapıdan giren kişinin müzeye mi gideceği, çanak çömlek mi yapacağını bilmemiz lazım. İnsanlar farklı şeyler görmek istiyor. Bunların hepsi toplamda politika konusudur. PELİN BATU: "TURİZM VE KÜLTÜR AYRILMAZ PARÇALARDIR" Konuşmasını kendi deneyimleri üzerine kuran tarihçi Pelin Batu, çok küçük yaşlardan beri gezgin olduğunu kaydetti. Turizm ve kültürün ayrılmaz parçalar olduğuna işaret eden Batu, dünyada gastronomi, agro ve alternatif turizm örneklerini vererek, turizm ile zanaatların birleşmesi gerektiğini ifade etti. Farklı şehirlerde turistlerin yaşadığı deneyimlerin küçük atölyelerden müzeler, değişik kültür alanları gibi daha geniş alanlara taşınabileceğini vurguladı. Dünyanın farklı şehirlerinde düzenlenen kültür sanat festivallerinin bambaşka boyutlarda ele alındığına işaret eden Batu, Türkiye’de kültür sanat alanına yeteri kadar ilgi gösterilmediğini ifade ederek, "Benim ilgimi çeken turizm; yaşayan, hayatın içinde olan, kültürü, sanatı, arkeolojiyi, yemeği yani her şeyi içine alan turizm" dedi. AVNİ DİLBER: "YENİ PAKET TUR YÖNETMELİĞİ YIL SONUNDA TAMAMLANACAK" "Tarih, Kültür ve Turizm" konulu panelin ardından "Turizmde Tüketici Sorunları" konulu oturum gerçekleştirildi. Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması Piyasa Gözetimi Genel Müdürü Avni Dilber, turizmde tüketici sorunları ve şikayetler ile ilgili mevzuatta gerek seyahat acentalarının gerekse tüketicilerin yaşadığı sorunlara ilişkin bilgileri paylaştı. Anayasa’nın 172’nci maddesinin Devlete tüketiciyi koruma görevi yüklediğini hatırlatan Avni Dilber, "Bu görevleri yürütürken Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TÜRSAB ile birlikte hareket ediyoruz. Bu tür toplantılar da bu anlamda çok önemli" şeklinde konuştu.  Turizmde ürünler çeşitlendikçe, yaşanan sorunlar ve şikayetlerin de suistimallere bağlı olarak arttığına değinen Dilber, "Turizm sektörüne ilişkin şikayetler oldukça düşük seviyede. Toplam şikayetlerin yüzde 1,4’ünü turizm sektörü ile ilgili şikayetler oluşturuyor" açıklamasında bulundu. "Denetim demek vatandaşın mağdur olması halinde hakem heyetine gitmesi demek değildir. Vatandaşın hukuki olarak hakkını alması demektir" diyen Dilber, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şikayetleri küçümsememenizi ve göz önünde bulundurmanızı öneririm. Hakem heyetleri bizim için o kadar kıymetli ki, gelen şikayetler tarafları yormadan sonuca ulaştırılabilmektedir. Düzenleme denetleme konusunda vatandaşa karşı sorumlu olduğumuz bir durum var ve Bakanlık olarak bu sorumluluğun gereğini yerine getirmeye çalışıyoruz. Denetim başladıktan sonra biraz geç kalınmış oluyor. Daha öncesinde eksiklere ve sorunlara karşı duyarlı olmak gerekiyor." Turizm sektörüne yönelik şikayetlerde genellikle yanıltıcı reklamlar ve paket turlarla ilgili şikayetlerin ön sıralarda olduğuna işaret eden Dilber, "TÜRSAB ile oturup mevzuatla ilgili sorunları konuşuyoruz. Reklam cezaları 10 katına kadar çıkabiliyor. Bazen şekilsel cezalar uygulama cezalarından çok yüksek olabiliyor. Bu nedenle mevzuata uygun hareket edilmesi önem arz ediyor. Bakanlıkla diyaloğu eksik etmeyin. Sorularınızı yöneltin" dedi. Avni Dilber, reklamla ilgili sorunların yüzde 60’ının dijital dünyada oluşan mağduriyetlerden kaynakladığı bilgisini paylaştı. Turizmcilerden gelen sorulara da yanıt veren Avni Dilber, yeni paket tur yönetmeliği ile ilgili hazırlıklarının devam ettiğini ve yıl sonuna kadar yeni yönetmeliğin tamamlanabileceğini ifade etti. Dilber, yeni yönetmelikte seyahat acentalarının bu alanda yaşadıkları sıkıntıların dikkate alınacağını belirtti. MÜNCİ KARAKAYA: "SEYAHAT ACENTALARI VERDİĞİ BÜTÜN ÜRÜNLERDEN SORUMLUDUR" Son derece önemli konuların ele alındığı kongrede, öne çıkan bir diğer panel ise "Turizmde Güvenliğin Önemi" oldu. SKAL International Geçmiş Dönem Dünya Başkanı Salih Çene’nin moderatörlüğünü yaptığı oturumda, MTS Globe Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Münci Karakaya ve Diana Travel Yönetim Kurulu Başkanı Burak Tonbul konuşmacı olarak yer aldı. Moderatör Salih Çene, turizmde güvenliği yapısal, sistemsel ve operasyonel-yönetimsel olmak üzere üçe ayırdığını belirterek, "Alınacak önemler tek başına hiçbir şey ifade etmiyor. Sonuçta insan faktörü söz konusu. Tüm bunlar birleştirildiğinde iyi bir sonuç çıkar" dedi. Daha sonra konuşan MTS Globe Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Münci Karakaya, misafir güvenliğinde dikkat edilmesi gerekenleri açıkladı. Seyahat acentasının verdiği bütün ürünlerden sorumlu olduğunu dile getiren Karakaya, "Çalıştığınız her kurumu denetlemek zorundasınız. İngiltere pazarı için ABTA’nın güvenlikle ilgili kriterleri mevcut. Biz kendi denetimlerimizi yaparız. Yalnızca yangın merdiveni ve güvenliği değil, denetimlerimiz karbon ayak izine kadar gider. Bizle çalışan tüm transfer firmalarının dosyası vardır. Tur operatörleri tüm transfer araçlarını sezondan önce mutlaka denetler. Bunlar bizim sorumlu olmamızdan ileri geliyor. Tüm tedarikçilerimizi soğuk hava depolarına kadar denetleriz. Bunların hepsine bakarız. Yoksa kalitesizliğe razı gelmemiz gerekir" diye konuştu. KARAKAYA: "HEM FİYATLARINIZ YÜKSEK OLUP HEM DE GÜVENLİ DEĞİLSENİZ BU SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL" Yılda 1,5 milyon kişinin havaalanı ve otel transferlerini gerçekleştirdiklerini hatırlatan Karakaya, denetimler iyi yapılmazsa herhangi bir kaza durumunda sigorta şirketlerinin devreye girmediğini kaydetti. Karakaya, "Biz ucuz ülke imajını bir şekilde kırdık ama doğru mu kırdık bilmiyorum. Dolayısıyla hem fiyatlarınız yüksek olup hem de güvenli değilseniz bu sürdürülebilir değil" şeklinde konuştu. BURAK TONBUL: "GÜVENLİĞİN OLMADIĞI YERDE TURİZM OLMAZ" Münci Karakaya’nın ardından söz alan ve turizm güvenliğinin herkesin gündeminde olan çok sıcak bir konu olduğuna dikkat çeken Diana Travel Yönetim Kurulu Başkanı Burak Tonbul, "Güvenliğin olmadığı yerde turizm olmaz. Turizm insan alışkanlıklarına göre en hızlı değişen ikinci sektör. Her şey dahil sistemi ile yeme içme güvenliği gündeme geldi. Bir diğer kırılma noktasını pandemide yaşadık. Güvenli turizm çerçevesinde mesafeli alanlar ve benzeri önlemler gündeme geldi. İnsan sağlığı bize emanet ediliyor, güvenli bir tatil olanağı sunmalıyız. Bütün kontroller yapılır, bizim görevimiz bu konuda yetkin partnerlerle çalışmak ve kayıtlarını tutmaktır" şeklinde konuştu. "Rakip destinasyonlara baktığımızda bizim destinasyonlarımız gelişmişlik açısından kötü değil" diyen Tonbul, şöyle devam etti: "Mesela Marmaris Rodos’tan en az 30 yıl ileride. Ancak bizim destinasyonlarımızda nüfus yoğunlaşması var ve altyapı buna uygun değil. Bizim son yıllarda artan nüfus yoğunluğunu mutlaka yönetmemiz lazım. Bu noktada ciddi bir memnuniyetsizlik oluşuyor." Burak Tonbul, dijital alanda yaşanan sıkıntılarla ilgili olarak da, "Web sitelerimizde TÜRSAB’dan almış olduğumuz belge numaraları mevcut. Tüketiciler buna dikkat etmeli. Müşteri kendisini eğitmeli. TÜRSAB’ın bu konuda yaptığı denetimler ve uyarılar çok kıymetli" dedi. Burak Tonbul sözlerinin devamında şunları söyledi: "Müşteriyi mutlu ve güvenli bir şekilde karşılayıp göndermek önemli. Bu sizin yapacağınız en iyi reklamdır. Talihsiz yangın ve kaçak alkolden ölümler bizi korkutan gelişmeler. İşin kanun, yönetmelik kısmı kağıt… Yangın merdiveni var mı var, yangın söndürme tüpü var mı var. Ama gerektiği şekilde ve olması gereken yerde mi bunun denetlenmesi gerekiyor." CEM SEYMEN: "SORUMLU TURİZM ANLAYIŞI İLE SÜRDÜRÜLEBİLİR MODELLER OLUŞTURULMALI" Ünlü simaların yer aldığı kongrede, Gazeteci ve Yazar Cem Seymen de bir sunum gerçekleştirdi. "Çevrenin Turizm Ekonomisine Etkisi" başlıklı oturumda konuşan Seymen, Türkiye’nin sahip olduğu konumu ve olanaklarını ele alarak, "Çok kıymetli bir ülkede yaşıyoruz. Anadolu dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar zengin bir coğrafya" dedi. Cem Seymen şöyle devam etti: "Dünyadan gelen turiste anlatacağımız mükemmel bir hikayemiz var. Anadolu’nun kadim geçmişini insanlığa anlat, bunu sat. Böyle bir kültürel çeşitlilik dünyanın hiçbir yerinde yok. Kaz Dağları, Çanakkale savaşında binlerce şehidin kanıyla sulanmış bölge. Kaz Dağları’nın %79’u maden ruhsatlı. Bu madenleri yabancı şirketler çıkarıyor. Çünkü bunları çıkaracak şirket yok. Atatürk’ün ilk yaptığı şey kapitülasyonları ortadan kaldırmak ve imtiyazları yabancı şirketlerin elinden almak oldu. Orada ağaçları savunacağız diyenler, yabancı şirketlerin hoyratça bölgeyi kapitalist bir hırsla talan etmelerine karşılar. Kaz Dağları’nın üstü altından daha değerli." Enerjisa, Sabancı Üniversitesi ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) iş birliğinde Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi (SENTRUM) projesi ile hayata geçirilen "yeşil destinasyon" modelini örnek veren Cem Seymen, "Türkiye yangın vakası ile sahte içkiyle ölenlerin haberleri ile niye gündeme gelsin? Sorumlu turizm anlayışı ile sürdürülebilir modeller oluşturulabilir. Müthiş bir hikayemiz var. Enerji elde edebileceğimiz dereler yok ediliyor. Turizmin devam edebilmesi ve sürdürülebilmesi için doğal kaynakların ve kültürel mirasın korunması gerekir. Kapadokya’daki betonlaşmayı tek başına durduramayız ama siz turizmciler Kapadokya’nın hikayesini çok daha iyi anlatabilirsiniz" şeklinde konuştu. Seymen, sorumlu turizm anlayışı ile sürdürülebilir turizm ve destinasyon modelleri oluşturulmasının önemine vurgu yaptı. İLKER ÜNSEVER: "TÜRKİYE’DE TURİZM KANUNLARLA DEĞİL, YÖNETMELİKLERLE YÖNETİLİYOR" Kongrenin son oturumunda ise TÜRSAB Hukuk Başdanışmanı ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi İlker Ünsever söz aldı. "Yasal Düzenlemeler ve Turizmin Geleceği" oturumunda, turizm hukukunu ele alan Ünsever, "Un, su ve ateş bir fırıncı için ne ise bir turizmci için de hukuk odur. Siz hayal satıyorsunuz. Turizmci bütün işini, geleceğini sözleşmeler üzerine kurar. Bunu sadece hukuk ile yaparsınız" dedi.  Kanun ve hukukun ayrı şeyler olduğunu, bazı kanunların hukuka aykırı olabileceğine işaret eden Ünsever, "Türkiye’de turizm kanunlarla değil, yönetmeliklerle yönetiliyor. Sabahtan akşama bir yönetmelik yapabilirsiniz. Yönetmeliklerin hukuksal denetimi çok zayıf" şeklinde konuştu. ÜNSEVER: "5 YILDA 4 YENİ KANUN ÇIKARILDI, 1618 SAYILI KANUN 30 YILDIR DEĞİŞMEDİ" Turizm hukuku alanında son 5 yılda 4 yeni kanun çıkarıldığını, mevcut kanunların 74 maddesinde değişiklik yapıldığını ve 250 yönetmelik maddesi değiştiğinin altını çizen Ünsever, şöyle devam etti:    "Turizm işletmelerinin Bakanlıkla, birbirleriyle ve müşterileriyle ilgili ilişkilerini düzenleyen İlişkiler Yönetmeliği, 1983 yılından beri hiç değişmedi. Bütün maddeler tekrar tekrar değişirken bu yönetmelik neden değişmedi? Çünkü Bakanlık bunu değiştirecek cesareti kendinde bulamadı. Otelcilerle seyahat acentalarını bir araya getirip değiştiremedi. 1995’ten beri 1618 sayılı kanun değişsin diye çalışıyorum. 30 yıl oldu. Bugün hala çalışıyoruz. Aralarda çok özensiz değişimler yapıldı. Kanundaki 34 maddenin 8’i değişti ama hiçbiri bizim hayatımıza etki etmedi." 2023 yılında 1618 sayılı kanunun değişmesiyle ilgili çalışmalar yapıldığını ve TÜRSAB’ın kapatılmasından bölünmesine kadar dört farklı taslak oluşturulduğunu hatırlatan Ünsever, "Önce TÜRSAB’ın malları satılarak kapatılmak istendi. Sonra bölünmesi istendi" şeklinde konuştu. "TURİZM HUKUKU ORTAK AKILLA OLUR" ABTA’nın "Konaklamadaki Sağlık ve Güvenlik Teknik Kılavuzu"nun 300 sayfa olduğunu, bizim toplam mevzuatımızın ise 400 sayfa olduğunu vurgulayan Ünsever, "ABTA üyeleri mevzuata uymazsa sorumlu olacağını biliyor ve o nedenle mevzuatı uyguluyor. Bunun Türkiye versiyonunu TÜRSAB olarak yakında çıkaracağız. Biz de kendi çerçevemizi oluşturup denetim yapabiliriz" dedi. ÜNSEVER: "TURİZM HUKUKUYLA BÜYÜYECEKTİR" Konuşmasında yapılması gerekenleri de sıralayan İlker Ünsever, "Bilgi ve deneyime saygı duyulmalı. Ortak akılla iş birliği içinde hareket edilmeli. Kurumlar arası istişare olmadan ilerlemek mümkün değil. Turizmin meslek olduğu kabul edilmeli. Mesleki yeterlilik programları etkinleştirilmeli. Belgelendirme-ruhsat şartları yeniden oluşturulmalı. Mesleki sorumluluk sigortası, kaza sigortaları getirilmeli. Turizmde tüketici hakları düzenlenmeli. Tüketici haklarını turizme özgü olarak düzenlemek ve adaleti sağlamak önemli. Çapraz denetim esasları getirilmeli. Turizm uyuşmazlık çözüm modeli geliştirilmeli. Sektörel tahkim etkin şekilde devreye alınmalı. Turizm sektörü sorunlarının çözülmesini istiyor. Turizm, hukukuyla büyüyecektir." TÜRSAB BAŞKANI BAĞLIKAYA KONGRE KATILIMCILARI VE EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR ETTİ Panellerin ardından kongrenin kapanış konuşması gerçekleştiren TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, büyük bir emek ve mesai harcayarak gerçekleştirilen TÜRSAB Turizm Kongresi’ni başarıyla tamamladıklarını belirterek, "Kongremize iştirak ederek bu büyük emeği takdir eden başta seyahat acentalarımız olmak üzere; turizm profesyonellerine, konuşmacılarımıza, panelistlerimize, sponsorlarımıza ve basın mensuplarına teşekkür ederim. Kongrenin başarıyla tamamlanmasında emeği geçen yönetim kurulumuzu, BTK Başkanlıklarımızı, İhtisas Başkanlıklarımızı ve tüm çalışma arkadaşlarımızı tebrik ederim" dedi.

Siro ve Sabancı Üniversitesi yeni iş birliği Haber

Siro ve Sabancı Üniversitesi yeni iş birliği

Togg ve Farasis Energy ortaklığında temiz enerji depolama çözümleri geliştirmek üzere kurulan Siro Silk Road Temiz Enerji Depolama Teknolojileri ile Sabancı Üniversitesi, Türkiye’de ilk kez batarya ve enerji depolama alanında lisansüstü programlar tasarlamak için niyet mektubu imzaladı. Siro ve Sabancı Üniversitesi'nden yapılan ortak açıklamaya göre, sürdürülebilir bir dünya için temiz enerji depolama çözümleri geliştiren Siro ile 'Birlikte yaratmak ve geliştirmek' misyonuyla bilginin üretimine ve geliştirilmesine katkıda bulunan Sabancı Üniversitesi, batarya teknolojileri alanında insan kaynağı yetiştirmek için güçlerini birleştirdi. Siro ve Sabancı Üniversitesi arasında imzalanan niyet mektubuna göre Türkiye’de ilk kez elektrikli mobilitede ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen enerjinin saklanmasında kullanılan bataryaların teknolojisi alanında uzmanlaşmak üzere yüksek lisans ve doktora seviyesinde mühendislik programları tasarlanacak. Program kapsamında sadece teknik konularda değil mühendislik ve tasarım aşamasından başlayarak üretim, entegrasyon, ikincil ömür ve geri kazanıma kadar bataryanın sürdürülebilir yaşam döngüsü doğrultusunda eğitimler oluşturularak hayata geçirilecek. Siro Yönetim Kurulu Başkanı Gürcan Karakaş, Farasis Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Binbo Chen, Farasis Uluslararası İş Geliştirme Başkan Yardımcısı Feng Zhang, Siro Ticari Genel Müdürü Naci Özgür Özel, Siro Teknik Genel Müdürü Zafer Kara ile Sabancı Üniversitesi Genel Sekreteri Ali Çalışkan ve Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Mehmet Yıldız’ın hazır bulunduğu toplantıda anlaşmaya tarafları temsilen Naci Özgür Özel ve Ali Çalışkan imza attı. İmzalanan niyet mektubu çerçevesinde hayata geçirilmesi planlanan lisansüstü programlarında batarya kimyası, batarya mekatroniği, batarya imalatı ve batarya yazılımı gibi konularda uzmanlaşmak mümkün olacak. Üniversite eğitiminin tamamlayıcısı olarak Türkiye, ABD ve Çin’deki Siro ile Farasis tesislerinde staj programları, dünyanın farklı üniversitelerinde öğrenci değişim programları ve burslar gibi öğrencilerin ufkunu açacak çalışmalar da planlanıyor. -“Temiz enerji için tüm imkanlarımızla gençlerin yanında olacağız” Açıklamada imza törenindeki konuşmasına yer verilen Siro Ticari Genel Müdürü Naci Özgür Özel, batarya teknolojileri ile enerji depolama alanındaki insan kaynağının tüm dünyada son derece sınırlı olduğunu belirterek, ''Temiz enerji depolama çözümleriyle dünyayı yaşanabilir kılmak için varız' vizyonuyla faaliyet gösteren Siro, geniş bir bölgede batarya ekosistemini bütünsel olarak uçtan uca inşa etmeyi hedefliyor ve batarya ekosisteminin ihtiyacı olan sofistike ve uzman insan kaynağını yetiştirmeyi sorumluluğu olarak görüyor. Dünyada az ülkede bulunan bir teknoloji olması nedeniyle batarya teknolojileri alanında son derece kısıtlı sayıda insan kaynağı bulunuyor. Dolayısıyla bu konuda insan yetiştirmemiz, yetkinlikleri geliştirmemiz işimizin ve ekosistemin sürdürülebilirliği açısından da kritik önem taşıyor.' ifadelerini kullandı. Temiz bir gelecek ve yeni nesiller için Sabancı Üniversitesi ile bir araya geldiklerini aktaran Özel şunları kaydetti: 'Ülkemizin en değerli üniversitelerinden ve disiplinler arası programlar tasarlamak ve yürütmek konularında öncü Sabancı Üniversitesi ile iş birliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. İş birliği kapsamında AR-GE Laboratuvarlarımızla, geliştirme merkezlerimizle, üretim tesislerimizle ve uzmanlığımızla batarya ekosisteminin ihtiyaçları doğrultusunda tüm aşamalarda genç yetenekleri yetiştirmeyi ve nihayetinde de yetiştirdiğimiz gençlerle de batarya ekosistemini birlikte büyütmeyi ve Siro’yu bölgenin en önemli enerji oyuncularından biri haline getirmeyi hedefliyoruz.' - 'Yenilikçi teknolojiler üreterek bilim ve eğitimle topluma katkı sağlıyoruz' Sabancı Üniversitesi Genel Sekreteri Ali Çalışkan ise Sabancı Üniversitesi olarak üniversite-sanayi işbirliklerini çok önemsediklerini ve yenilikçi teknolojiler üreterek, topluma katkı sağlayan projelere her zaman destek verdiklerini bildirdi. Disiplinler arası eğitim anlayışına sahip bir üniversite olduklarını vurgulayan Çalışkan, şu değerlendirmelerde bulundu: 'Türkiye’nin ilk yerli ve milli otomobili olan Togg ile Farasis Energy ortaklığında kurulan ve temiz enerji depolama çözümleri geliştiren Siro ile ülkemiz için çok önemli bir projeyi başlattık. Türkiye’nin uluslararası alanda prestij projesi olan Togg’un en iyi şekilde desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu anlamda temiz enerjinin en kritik unsurlarından biri olan batarya teknolojileri de büyük bir önem taşıyor. Biz de Siro ile birlikte batarya ve enerji depolama endüstrisinde Türkiye’de bir ilk olan bu projeyi hayata geçiriyoruz. Sabancı Üniversitesi olarak Siro ile imzaladığımız bu niyet mektubu ile batarya teknolojilerinde ülkemizin ihtiyacı olan uzman insan kaynağının yetişmesine katkı sağlayacak olmanın heyecanını yaşıyoruz.'

Turizmde kullanılacak Haber

Turizmde kullanılacak "Yeşil Destinasyon Modeli" başarılı

Enerjisa Enerji, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Sabancı Üniversitesi enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve sürdürülebilir turizm uygulamalarıyla Küçükköy’de yeşil destinasyon modeli oluşturmayı amaçlayarak 18 aylık ortak bir çalışma gerçekleştirdi. 10 milyon liralık yatırımla tamamlanan SENTRUM projesi kapsamında turizm işletmeleri ve kamu binalarına yönelik enerji etüt çalışmaları gerçekleştirildi; işletmelere enerji verimli aydınlatma ve beyaz eşya desteği verildi, kamu binalarına güneş enerjisi sistemleri kuruldu ve köy yüksek hızlı elektrikli araç şarj altyapısına kavuştu. Proje kapsamında, enerji verimliliği ve güneş enerjisi santrali uygulamaları gerçekleştirilen Necmi Komili İlk ve Orta Okulu “Net Sıfır Enerjili Bina” olarak Türkiye’de ilklerin arasında yer aldı. Tüm bu çabalar, iklim değişikliğine karşı mücadelede de ölçülebilir faydalar sağladı. Enerjisa Enerji “İşimin Enerjisi” çatısı altında enerji verimli teknolojiler ve yenilenebilir enerji uygulamalarıyla bölgede yılda 15 bin kg kömür kullanımının önüne geçilerek enerji tasarrufu sağlandı. Yine yenilenebilir enerji sistemleri sayesinde yıllık ~90 bin kg miktarda karbon emisyonu engellenmiş oldu. Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi (SENTRUM) projesi, turizm sektörünün yenilenebilir enerji kaynaklarından ve diğer sürdürülebilir uygulamalardan tek destinasyonda nasıl yararlanabileceğini somut olarak ortaya kondu. Enerjisa Enerji’nin Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Sabancı Üniversitesi ile birlikte hayata geçirdiği Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi (SENTRUM) uluslararası basında geniş bir yer buldu

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.