Hava Durumu

#Şanlıurfa

TOURISMJOURNAL - Şanlıurfa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Şanlıurfa haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

2 million year old columns were protected in Urfa Haber

2 million year old columns were protected in Urfa

Investigations revealed that these columns are among the rare basalt columns in the world and have a history of approximately 2 million years. ‘SERIOUS WORK IS REQUIRED TO PRESERVE THE COLUMNS’ Siverek Mayor Ali Murat Bucak stated that basalt columns are of great importance for the promotion and tourism of the region. Bucak said, ‘It is very important for us for the promotion of our district and tourism. A serious work needs to be done in the region to preserve these columns. Of course, since we are not experts in this field, we will make our initiatives on both the ministry and the central government side. Nevertheless, it is of great importance to protect the region, especially to have protection bands. I hope it will be auspicious, I think it will be of great benefit for the promotion of our district and region.’ ‘WORK TO MAKE A PROTECTED AREA HAS STARTED’ Harran University Geography Department Head Prof. Dr. Mehmet Sait Şahinalp stated that the location of the columns is on an important tourism route. Şahinalp said, ‘It is located on the road to Nemrut and in an area close to the Takoran Valley. Therefore, it will attract the attention of tourists and will provide an economic return. The most important thing is the protection of this natural heritage. It may not be possible to move historical artefacts, so it is important to protect these values and create a visitor area.’ Müslüm Çoban, Secretary General of Şanlıurfa Regional Chamber of Tourist Guides, stated that basalt stones will increase the tourism potential of Şanlıurfa. Çoban said, ‘The basalt stones in Siverek district of Şanlıurfa are popularly known as Karataş and will make a great contribution to the tourism potential. Currently, the work to make a protected area has started and this region should be protected and brought to tourism. Especially in GAP and Mesopotamia tours, these basalt columns will attract the attention of tourists.’

Urfa’da 2 milyon yıllık sütunlar korumaya alındı Haber

Urfa’da 2 milyon yıllık sütunlar korumaya alındı

Yapılan incelemeler, bu sütunların dünyada nadir görülen bazalt sütunlardan olduğunu ve yaklaşık 2 milyon yıllık tarihe sahip olduğunu ortaya koydu. ‘SÜTUNLARIN MUHAFAZA EDİLMESİ İÇİN CİDDİ ÇALIŞMA YAPILMASI GEREKİYOR’ Siverek Belediye Başkanı Ali Murat Bucak, bazalt sütunların bölgenin tanıtımı ve turizmi açısından büyük önem taşıdığını belirtti. Bucak, “İlçemizin tanıtımı ve turizm için bizim için çok önemli. Bu sütunların muhafaza edilmesi için bölgede ciddi bir çalışmanın yapılması gerekiyor. Tabi biz bu konuda uzman olmadığımız için gerek bakanlık gerekse merkezi hükümet tarafında girişimlerimizi yapacağız. Yine de bölgenin korunabilmesi, özellikle koruma bantlarının olması bile büyük önem arz ediyor. İnşallah hayırlı olur, ilçemizin ve bölgemizin tanıtımı için büyük yarar sağlayacağını düşünüyorum” dedi. ‘SİT ALANI YAPILMA ÇALIŞMALARINA BAŞLANDI’ Harran Üniversitesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sait Şahinalp, sütunların konumunun önemli bir turizm rotasında yer aldığını belirtti. Şahinalp, “Nemrut’a giden yol üzerinde ve Takoran Vadisi’ne yakın bir alanda yer alıyor. Bu nedenle turistlerin ilgisini çekecektir ve ekonomik bir getiri sağlayacaktır. En önemlisi, bu tabiat mirasının korunmasıdır. Tarihi eserleri taşımak mümkün olmayabilir, bu yüzden bu değerlerin korunması ve bir ziyaretçi alanı oluşturulması önemlidir” şeklinde konuştu. Şanlıurfa Bölgesel Turist Rehberleri Odası Genel Sekreteri Müslüm Çoban, bazalt taşların Urfa’nın turizm potansiyelini artıracağını ifade etti. Çoban, “Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde bulunan bazalt taşlar, halk dilinde Karataş olarak biliniyor ve turizm potansiyeline büyük katkı sağlayacaktır. Şu anda sit alanı yapılma çalışmaları başladı ve bu bölgenin korunarak turizme kazandırılması gerekiyor. Özellikle GAP ve Mezopotamya turlarında bu bazalt sütunlar, turistlerin ilgisini çekecektir” dedi.

Güneydoğu Anadolu'nun gizemli antik kentleri Haber

Güneydoğu Anadolu'nun gizemli antik kentleri

Tarihin tozlu sayfalarında saklanan uygarlıkların izlerini sürmek, binlerce yıl öncesine bir yolculuğa çıkmak demektir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden bazılarına ev sahipliği yapıyor. Kadim medeniyetlerin iz bıraktığı bu topraklar, günümüz turistleri için adeta açık hava müzesi niteliğinde.  Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ziyaretçilerini bu büyülü yolculuğa çıkararak, adeta bir zaman makinesi işlevi görür. Bu toprakların sahip olduğu antik kentler, sadece geçmişi değil, geleceğe dair ipuçlarını da bize sunar. Bölgedeki bu tarihi hazineler, tarihe ışık tutmanın yanı sıra, medeniyetin izlerini gün yüzüne çıkarıyor. Bu antik diyarlar, yalnızca tarih kitaplarında değil, bizatihi ayaklarımızın altında, keşfedilmeyi bekliyor. Gelin, Güneydoğu Anadolu’nun en etkileyici antik kentlerine birlikte göz atalım. NEMRUT DAĞI Adıyaman’ın Kahta ilçesinde yer alan Nemrut Dağı, Kommagene Krallığı’nın en görkemli mirasıdır. Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve kendi soyuna ithaf ettiği dev heykellerin yer aldığı bu kutsal alan, M.Ö. 62 yılında yapılmıştır. Nemrut, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almakta ve ziyaretçilere antik kültürlerin nasıl bir araya geldiğini gösteren mükemmel bir örnek sunmaktadır. Doğu ve Batı medeniyetlerinin sentezlendiği bu antik alan, Pers ve Helenistik kültürlerin bir arada bulunduğu, mistik ve kutsal bir mekandır. Dağın zirvesinde yer alan dev heykeller, Tanrı Zeus, Apollon, Herakles ve diğer mitolojik figürleri temsil eder. Heykellerin yanı sıra, Kral Antiochos’un dev anıt mezarı da burada yer alır ve bu mezar, antik dönemin mühendislik harikalarından biri olarak kabul edilir. Nemrut’un zirvesinde üç farklı terasa dağılmış olan bu dev heykeller ve kitabeler, Kommagene Krallığı’nın tanrılarla olan ilişkisini simgeler. Doğu terası, sabah güneşini selamlamak için, batı terası ise gün batımını izlemek için eşsiz bir noktadır. Antiochos, Nemrut Dağı’na gömüldüğüne inanılır, ancak mezarı bugüne kadar bulunamamıştır. Bu dağ, arkeologlar için hala bir gizem barındırmaktadır. ÇAYÖNÜ Diyarbakır yakınlarındaki Çayönü, medeniyetin doğuşuna tanıklık eden bir yerleşimdir. Dünyanın en eski yerleşik hayata geçen topluluklarından biri olan Çayönü, tarım ve hayvancılığın başladığı, insanların avcı-toplayıcı hayatı geride bıraktığı ilk yerlerden biri olarak bilinir. Bu yerleşim, M.Ö. 10.000’lere kadar gitmektedir. Çayönü, insanlık tarihinin en önemli evrimsel aşamalarından birine sahne olmuştur. Burada tarımın başladığı, hayvanların evcilleştirildiği ve toplumsal yaşamın şekillendiği keşfedilmiştir. Çayönü’nün kazılarında ortaya çıkan yapılar, dünyanın en eski taş temelli kerpiç binalarının örneklerini sunar. Bu yerleşim, Neolitik dönem mimarisi ve yaşam tarzı hakkında paha biçilmez veriler sağlamaktadır. HALFETİ Şanlıurfa’ya bağlı olan Halfeti, Fırat Nehri üzerinde baraj yapımı sonrası büyük bir kısmı sular altında kalan eski bir yerleşimdir. Tarihi M.Ö. 9. yüzyıla kadar uzanan Halfeti, Helenistik ve Roma dönemlerinde önemli bir ticaret merkezi olmuştur. Günümüzde, sular altında kalan yapıları ile ziyaretçilere huzurlu bir atmosfer sunar. Halfeti, sadece su altındaki yapılarıyla değil, aynı zamanda Rumkale gibi antik kaleleriyle de tanınır. Rumkale, Fırat Nehri’nin kıyısında yer alan stratejik bir kale olup Roma döneminde büyük bir dini merkez olarak kullanılmıştır. Kaleyi ziyaret edenler, hem tarihe tanıklık eder hem de Fırat’ın muhteşem manzarası eşliğinde unutulmaz anlar yaşar. ZEUGMA Gaziantep’in Nizip ilçesinde bulunan Zeugma, Roma döneminin en zengin kentlerinden biri olarak bilinir. M.Ö. 300 yılında Büyük İskender’in generallerinden Selevkos Nikator tarafından kurulan bu şehir, Fırat Nehri kıyısında stratejik bir noktada yer alırdı. Zeugma’nın adı, köprü anlamına gelen "Zeugma" kelimesinden gelir ve bu şehir, doğu ile batıyı birbirine bağlayan bir köprü vazifesi görürdü. Zeugma’nın en büyük özelliklerinden biri, muhteşem mozaikleridir. Roma villalarının zeminlerinde bulunan bu mozaikler, antik dünyanın sanatsal zirvesi olarak kabul edilir. Çingene Kızı Mozaiği, Zeugma’nın en bilinen eseri olup, bakışlarıyla herkesi büyüleyen mistik bir figürdür.   1990’lı yıllarda başlayan kazılarda, villalar, hamamlar ve tapınaklar ortaya çıkarılmıştır. Zeugma’da çıkarılan eserler, bugün Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenmektedir. Bu müze, dünyadaki en büyük mozaik müzelerinden biri olarak kabul edilir. DARA ANTİK KENTİ Mardin’in Nusaybin ilçesine yakın bir konumda bulunan Dara, antik Mezopotamya’nın en önemli şehirlerinden biridir. Dara Güneydoğu’nun Efes’i olarak anılır. Pers İmparatorluğu döneminde stratejik bir askeri merkez olarak kullanılan Dara, Bizans döneminde surlarla çevrilmiş büyük bir metropol haline gelmiştir. Dara, devasa kaya mezarları, su sarnıçları ve yeraltı şehirleriyle dikkat çekmektedir.  Dara, antik dönemde su kaynakları açısından çok önemli bir bölgeydi. Burada yer alan devasa su sarnıçları, antik dönemin en gelişmiş su mühendisliği örneklerinden biridir. Ayrıca, kentin mezarları ve kaya oymaları, ziyaretçileri büyüleyen bir atmosfere sahiptir. HARRAN Şanlıurfa’nın güneydoğusunda yer alan Harran, antik dönemin en eski yerleşimlerinden biri olarak bilinir. M.Ö. 2000'lere kadar uzanan köklü bir tarihe sahip olan Harran, aynı zamanda bilim ve inanç merkezi olarak da dikkat çeker. Harran, İslam öncesi dönemde Pagan inançlarının merkeziyken, İslam döneminde ise felsefe, astronomi ve matematik alanında önemli bir akademik merkez haline gelmiştir. Orta Çağ'da, Harran Üniversitesi, felsefe ve astronomi başta olmak üzere birçok bilim dalında önemli çalışmaların yapıldığı bir okul olarak ün kazanmıştır. Burada Aristo'nun öğretileri de okutulmuş ve ünlü bilim insanları bu bölgede yetişmiştir. Harran'da eğitim gören bilim insanları, İslam dünyasına büyük katkılar sağlamıştır. Harran, konik biçimli kerpiç evleriyle ünlüdür. Bu evler, yörenin çöl iklimine uygun şekilde tasarlanmış olup, yazın serin, kışın ise sıcak tutma özelliğine sahiptir. Bu benzersiz mimari yapılar, Harran’ın en önemli simgelerindendir. Ayrıca, Harran Kalesi ve Emeviler Dönemi’nden kalma Ulu Cami'nin kalıntıları da tarihe ışık tutar. Harran, Sümerlerden itibaren Ay Tanrısı Sin’e adanmış bir dini merkez olarak önem kazanmıştır. Bu nedenle, Pagan dönemine ait tapınak kalıntıları hala görülebilir. Ayrıca, Harran’ın İbrahim peygamberin doğduğu yer olduğuna inanılır ve bu, Harran’ın dini açıdan kutsal kabul edilmesine sebep olmuştur. RUMKALE Rumkale, Gaziantep ve Şanlıurfa sınırında, Fırat Nehri'nin kıyısında stratejik bir konumda yer alır. Eski dönemlerde askeri ve dini bir merkez olarak kullanılan Rumkale, tarih boyunca birçok medeniyetin eline geçmiştir. Asur, Pers, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir askeri nokta olan bu kale, Haçlı Seferleri sırasında da kullanılmıştır. Rumkale, doğal savunma avantajlarıyla dikkat çeker. Fırat Nehri’nin ortasında yer alan yüksek kayalıklara inşa edilmiş olan kale, doğu ve batı dünyasını birbirine bağlayan önemli bir geçiş noktasıydı. Ayrıca, Bizans İmparatorluğu döneminde bir piskoposluk merkezi olarak dini açıdan da büyük önem taşımıştır. Bugün büyük bir kısmı baraj gölü altında kalan Rumkale, antik dönemin izlerini su altındaki yapılarıyla barındırmaktadır. Su altındaki manastır kalıntıları, mağaralar ve Roma dönemine ait su yolları, burada yapılan arkeolojik araştırmalarla gün yüzüne çıkmıştır. Ziyaretçiler, bu batık yapıları teknelerle gezebilir ve bölgenin mistik atmosferini keşfedebilirler. EDESSA (ŞANLIURFA) Bugünkü Şanlıurfa olarak bilinen Edessa, tarihin en eski şehirlerinden biri olup, “Peygamberler Şehri” olarak adlandırılır. Tarihi M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanan Edessa, Süryani, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir merkez olmuştur. İslam’ın yayılmasıyla birlikte ise Urfa, İslam coğrafyasının önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir. Edessa’nın en bilinen simgelerinden biri olan Balıklı Göl, İslam inancına göre Hz. İbrahim’in Nemrut tarafından ateşe atıldığı yer olarak kabul edilir. Rivayete göre, ateş suya dönüşmüş ve Hz. İbrahim’in düştüğü yer bugün Balıklı Göl olarak bilinmektedir. Göl çevresindeki kutsal atmosfer, hem yerli hem de yabancı turistler için önemli bir cazibe merkezi oluşturur. Edessa, Süryani kültürü ve inanç sistemi açısından da büyük bir öneme sahiptir. Süryani Hristiyanlar için önemli bir dini merkez olan Urfa, ayrıca Ermeni ve Arap topluluklarının da tarihi boyunca yerleşim yeri olmuştur. Tarihi Urfa Kalesi, eski surlar, ve mağaralar Edessa’nın tarih boyunca sahip olduğu zengin kültürel mirası gözler önüne sermektedir. HASANKEYF Hasankeyf, Batman ilinde, Dicle Nehri kıyısında bulunan ve 12.000 yıllık tarihi ile dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biridir. Roma, Bizans, Artuklu ve Osmanlı dönemlerinde önemli bir yerleşim alanı olan Hasankeyf, 2019 yılında tamamlanan Ilısu Barajı nedeniyle büyük oranda sular altında kalmıştır. Hasankeyf’in en belirgin özelliği, doğal kayalıklar üzerine inşa edilen kale ve mağaralarıdır. Hasankeyf Kalesi, Roma döneminde inşa edilmiş ve bölgeyi düşman saldırılarından korumak için kullanılmıştır. Mağaralar ise insanlar tarafından binlerce yıl boyunca ev, kilise ve depo olarak kullanılmıştır. Bu mağaralar, tarihi boyunca insan yaşamının nasıl şekillendiğini gösteren önemli arkeolojik verilere sahiptir. Hasankeyf, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Özellikle Artuklular döneminde bölge, bilim ve sanatın merkezi haline gelmiştir. Tarihi köprü, El-Rızk Camii, Sultan Süleyman Camii ve Zeynel Bey Türbesi gibi yapılar, bu dönemin izlerini taşır. Bu yapılar, baraj yapımı sırasında koruma altına alınarak taşınmış ve Hasankeyf Kültürel Parkı’nda yeniden inşa edilmiştir. Baraj sularının yükselmesiyle birlikte Hasankeyf’in büyük bir kısmı sular altında kalmış olsa da, bölgedeki tarihi eserlerin birçoğu taşınarak koruma altına alınmıştır. Bu durum, hem yerel halk hem de tarihçiler arasında büyük bir tartışma yaratmış, Hasankeyf’in sular altında kalması büyük bir kültürel kayıp olarak nitelendirilmiştir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, insanlık tarihinin derin izlerini taşıyan ve kültürel mirasın en önemli örneklerini barındıran bir coğrafyadır. Dara’dan, Göbeklitepe’ye, Nemrut’tan Zeugma’ya, Harran’ın bilim dünyasına katkılarından Hasankeyf’in sular altındaki tarihine, Rumkale’nin stratejik konumundan Edessa’nın dini merkez olmasına kadar bu kadim şehirler, geçmişin kapılarını aralıyor ve tarih severlere eşsiz bir yolculuk sunuyor. Bu kentler, ziyaretçilerine sadece birer turistik destinasyon değil, aynı zamanda insanlık tarihinin köklerine doğru bir keşif sunuyor. Kaynak: Güneydoğu Ekspres

Bayram tatilinde Göbeklitepe'ye ziyaretçi akını Haber

Bayram tatilinde Göbeklitepe'ye ziyaretçi akını

Şanlıurfa'da 12 bin yıllık geçmişiyle "tarihin sıfır noktası" olarak nitelendirilen ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Göbeklitepe, Kurban Bayramı tatilinde ziyaretçi akınına uğradı. Turizm kenti Şanlıurfa, 9 günlük Kurban Bayramı tatilinde binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Bayram dolayısıyla Türkiye'nin farklı kentlerinden Şanlıurfa'ya gelen misafirler, 12 bin yıllık geçmişiyle "tarihin sıfır noktası" olarak nitelendirilen ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Göbeklitepe'ye akın etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2019'un "Göbeklitepe Yılı" ilan edilmesinin ardından tarihi ören yeri, binlerce yerli ve yabancı ziyaretçinin ilgisini çekiyor. Aradan geçen 5 yıllık sürede 3 milyonu aşkın kişinin ziyaret ettiği Göbeklitepe, 9 günlük Kurban Bayramı tatilinde de en yoğun günlerini yaşadı. Ören yeri, sıcak havaya rağmen binlerce kişi tarafından ziyaret edildi. Turist rehberi Ali Eren Sucu, “Oldukça yoğun ziyaretler oluyor. Normal şartlarda Haziran aylarında çok fazla tur olmuyor. Hatta hiç olmuyor. Mayıs ayından sonra Haziran ayında turlar biter fakat bayram dolayısıyla Haziran ayında da oldukça yoğunluk var” dedi. Göbeklitepe'yi ailesiyle ziyaret eden vatandaşlardan Musa Yurt, “Biz dördüncü defadır geliyoruz. Dünyanın en eski kadim şehir Şanlıurfa'da böyle bir uygarlığın izlerini görmek insana mutluluk veriyor. Dünyada farklı bölgelerde medeniyetler var ama Göbeklitepe bunların en eskisi, o açıdan önem taşıyor. Şanlıurfa'ya gelenler genellikle Balıklıgöl için geliyorlar ama Göbeklitepe'yi de görmeleri, onlara farklı bir ufuk kazandıracaktır” şeklinde konuştu. Ailesiyle Sivas'tan Şanlıurfa'ya gelen Murat Olcayto ise “Ailecek bayram tatili vesilesiyle Şanlıurfa'ya geldik. Göbeklitepe'yi uzun bir süredir merak ediyorduk. Şimdi burada bu tarihi mekanı görme fırsatını bulduk. Gerçekten harika, müthiş, tarihi değeri yüksek bir yere benziyor. Gerçekten Urfa'ya gelen herkesin burayı ziyaret etmesini tavsiye ederim” ifadelerini kullandı.

Bakan Ersoy'dan belediyelere: Sadece bizim ittirmemizle olmaz Haber

Bakan Ersoy'dan belediyelere: Sadece bizim ittirmemizle olmaz

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Kültür Yolu Festivali’nin Şanlıurfa ayağında bir grup gazetecinin sorularını cevaplandırdı. Ersoy’un konuşmasından satır başları şöyle: ASYALI VE NİTELİKLİ BATILI TURİSTLER: Asya destinasyonu ‘deniz-kum-güneş’e gelmez. Onlar kendilerini güneşten şemsiyeyle korur. Şimdi Asya ve nitelikli Batılı turisti hedefliyoruz. Hem şehir hem kültür turizmini beraber tanıtıyoruz. Sezonu 12 aya yaymak açısından da, 81 ile yaymak açısından da önemli. 2028’e kadar 80 milyon turist hedefliyoruz. Bu sadece ‘deniz-kum-güneş’le olmaz. Sezon dışı ya da ölü sezon dediğimiz noktalara yeni ürünlerle çıkmanız lazım. Arkeoloji, kültür sanat etkinlikleri bunların başında. Bunları yan yana getirdiğiniz zaman hem sezonu 12 aya yaymış oluyorsunuz hem de arkeoloji, kültür sanat, gastronomiyle ön plana çıkan Anadolu şehirlerine de turizmi yaymış oluyorsunuz. ‘Senin komşuların kim?’ İLK ÜÇÜ HEDEFLİYORUZ: Göreve geldiğimde turizm liginde dünyada yedinci sıradaydık, şimdi dördüncü sıradayız. Şimdi hedefimiz ilk üçe girmek. En son İtalya’yı geçtik. İlk üçte Fransa, İspanya ve ABD var. İlk üçe girmek dediğiniz zaman sayı 20 milyon artıyor. Biz orada 80 milyon ziyaretçi alarak ilk üçe girmeyi hedefliyoruz 2028’e kadar. Bunu yaparken de hem kişi başı gecelik geliri artırmayı hem de sayıyı artırmayı hedefliyoruz. Birinden fedakarlık etseniz iş daha kolay olur. Biz kişi başı gecelik geliri de artıracağız. Geçen sene gecelik 93 dolardı, bu sene 103 dolar hedefimiz var. 2028’de 130 dolara çıkmak istiyoruz. KRİZLERLE MÜCADELE: Dünyada tanıtım konusunda izlenen ülkeyiz. Eskiden en ufak bir kriz olsa inişli çıkışlı bir turizm seyrimiz vardı. Şimdi yine bulunduğumuz jeopolitik ortam nedeniyle her zaman bir kriz oluyor. Üç tarafımızda savaş, sıcak çatışma ortamı var. Biz hep çıkmaya başladık. Yedincilikten dördüncülüğe geldik. Bazen bize bazı yabancı mevkidaşlarımız anlatıyor. Ben de soruyorum, ‘Senin komşuların kimler, bir de ben sana sayayım’ diyorum. Geçmişte de kriz vardı, şu anda da var, gelecekte de olacak. O zaman ne yapacaksın? Sektörünü bağışıklı hale getireceksin. Ne yaptık? Pazar ve ürün çeşitliliği yaptık. BELEDİYELER ÇOK ÖNEMLİ: Bu artık tek başına Turizm Bakanlığı’nın yapacağı bir konu olmaktan çıktı. Simitçi bile turiste simit satıyor, ‘Bakanlık benim şu işimi çözsün’ diyor. Burada ilçe ve büyükşehir belediyeleri çok çok önemli. Görüyorum, ‘Ben şehrime şu kadar turist getirdim’ diyor. Getirdin de ne yaptın arkadaş turist getirmek için, bir de onu söylesene. Turizm master planları oluşturmaları lazım. Ne içeriyor? oranın kültürel varlıkları, cazibe noktaları, potansiyellerini tespit edeceksiniz. Altyapı ve üst yapı yatırımları var. Sokak, meydanlar, arıtma altyapıları, ulaşım yolları, yürüyüş yolları düzenlemesi var. Bu tamamen belediyelerin konusu, bizim konumuz değil. HEDEF 35 ŞEHİR Ersoy, Kültür Yolu Festivali’yle ilgili birçok şehirden talep geldiğini belirterek “Şehir sayısı artacak. Geçen sene 11’di. Bu sene 16, önümüzdeki sene 20 şehir olacak. Hedefimiz 2028’de 35 şehire çıkmak. 30 büyükşehrimiz var, 2028’e geldiğimizde hepsi festivale dahil olmuş olacak” dedi. ‘163 YIL SONRA MİLLİLEŞTİ’ TÜRK KAZI BAŞKANLARI NEZARET EDİYOR: Yabancı kazı başkanlarına son vermedik. “Siz sınırlı sürede, sınırlı iş yapıyorsunuz. Siz o alanda çalışmaya devam edin.” Ama her birine Türk koordinatör kazı başkanı gönderdik. 163 yıl sonra her yer millileşti. 163 yıllık bir serüvendir bu, Efes’le başladı. 163 yıl sonra ülkemizdeki bütün kazı noktaları Türk kazı başkanları nezaretinde kazılır hale geldi. Aslında önemli bir devrimdir bu. Yabancıları da dışlamadık. “500 metrekarede mi çalışacaksın, sen orada çalış ama 50 dönümü işgal ediyorsun. Benim kazı başkanım oraya girecek” dedik. ‘BELEDİYELERE YAZI YAZDIK’ MIŞ GİBİ DEĞİL: Turizm master planı olan il sayısı sekizi geçmez. Biz bütün belediyelere yazı yazdık, yazmaya devam ediyoruz. ‘Acil bir şekilde turizm master planınızı oluşturun.’ 81 il bizden turist bekler hale geldi. Ama bunu yerel yönetim işbirliği yapmayacaksa, üzerine düşeni yapmayacaksa sadece bizim ittirmemizle bu işin olma şansı yok. Etkili bir şekilde, -mış gibi değil, gerçek anlamda girmeleri lazım. Bodrum özelinde Muğla Büyükşehir Belediyesi bir turizm master planı yapacak, sonra da onun gereklerini yapacak. Yaptığı kadar sonuç alacak. Aksi takdirde sizin zirveye çıkmanızın çok önemi yok, aynı hızda inersiniz. İçi boş bir şeyi tanıtırsanız, turist yönünü değiştirir.

Bayram tatilinde Şanlıurfa 500 bin ziyaretçi ağırladı Haber

Bayram tatilinde Şanlıurfa 500 bin ziyaretçi ağırladı

Türkiye’de 9 günlük bayram tatili süresince yaklaşık 500 bin ziyaretçi, Şanlıurfa'ya akın etti. Bayram tatili ile yoğunluğun yaşandığı kentte, esnafın yüzü güldü. Bayram tatilinde Şanlıurfa, yerli ve yabancı ziyaretçilerin akınına uğradı. Kentte 9 günlük bayram tatili süresince yaklaşık 500 bin ziyaretçinin giriş yaptığı kentte, esnafın da yüzü güldü. Son yılların en yoğun bayram tatilini yaşadıklarını belirten esnaf, siparişleri yetiştirmek zorlandıklarını belirtti. “Yıl sonunda 2 milyon ziyaretçi sayısını geçeceğiz” Şanlıurfa Turist Rehberleri Odası Genel Sekreteri Müslüm Çoban, yılbaşında hedeflerinin 1 buçuk milyon ziyaretçi ağırlamak olduğunu, bayram tatili süresince yaşanan yoğunluk nedeniyle de yılsonunda 2 milyon ziyaretçi sayısının aşılacağını söyledi. Çoban, “Özellikle bayram tatilinin 9 güne çıkması ile birlikte çok güzel bir yoğunluk oldu. Tatil planlarını yapan insanlar, Şanlıurfa'mızın güzel tarihi alanlarını gezmek, lezzetli yemeklerini, güzel tatlılarını tatmanın imkanını buldular. Özellikle baharın en güzel renklerini görmüş oldular. Genelde günübirlikçilerle birlikte Şanlıurfa'mızda 500 bin misafir ağırladık. Herkes için güzel, keyifli geçti. Sadece Göbeklitepe'ye 60 bin kişi giriş yaptı. Bu bize şöyle bir umut da verdi. 2024 yılı turizm anlamında çok daha güzel geçecek ve verimli geçecek. Biz yılbaşında hedefimizi 1 buçuk milyon olarak belirtmiştik ama öyle görünüyor ki 2 milyonu rahatlıkla geçeceğiz” dedi. “Yoğunluktan dolayı neredeyse müşterileri kovacaktık” Esnaf Recep Çelik, “Şanlıurfa’da bu kadar kalabalığı beklemiyordum. Hayatım boyunca düşünsem aklıma bile gelmezdi. Daha önce böyle bir kalabalığa denk gelmedim. Millet bir birine çarpıyordu. Kalabalık karşısında şaşırdım, durdum. Neredeyse artık müşterileri kovacaktık. Müşterilerin siparişlerini yetiştiremiyorduk. Müşterilere durun diyordum, kimse kimseyi dinlemiyordu. Hayatım boyunca böyle bir şey görmedim, göremem de” şeklinde konuştu. “Herkes güzel iş yaptı” Esnaf Şahin Aslan, “Biz esnaf olarak çok mutlu olduk. Herkes burada iş yaptı. Lokantalar olsun, bakırcılar olsun, kuruyemişçiler olsun, isotçular olsun, hediyelik eşya satan işyerleri olsun herkes iş yaptı. Allah bin bereket versin. İyi iş yatık, hep böyle olmasını isteriz” ifadelerini kullandı.

Bayram tatilinde Göbeklitepe 55 bin 573 kişi tarafından ziyaret edildi Haber

Bayram tatilinde Göbeklitepe 55 bin 573 kişi tarafından ziyaret edildi

Şanlıurfa'da 12 bin yıllık geçmişiyle "tarihin sıfır noktası" olarak nitelendirilen ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Göbeklitepe'yi 9 günlük Ramazan Bayramı tatilinde 55 bin 573 kişi ziyaret etti. Göbeklitepe, bayramın birinci günü 11 bin 454, üçüncü gün ise 13 bin 857 ziyaretçiyi ağırlayarak günlük ziyaretçi rekoru kırdı. Göbeklitepe'ye, bayram tatili süresince de 55 bin 573 kişi ziyarette bulundu. Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, Göbeklitepe'yi ziyaret ederek yürütülen hizmetlerle ilgili incelemelerde bulundu. Göbeklitepe'nin ardından Balıklıgöl'ü ziyaret eden Vali Şıldak, burada ziyaretçilerle sohbet edip hatıra fotoğrafları çekti. Şıldak, binlerce ziyaretçinin gezdiği Balıklıgöl'de yoğunluğun memnuniyet verici olduğunu söyledi. Göbeklitepe'ye gösterilen ilginin memnuniyet verici olduğunu belirten Vali Şıldak, "Turizmde beklentimiz bir hayli yüksek. Şanlıurfa, başta Göbeklitepe ve ondan da önce inanç turizminin kalbi sayılan Balıklıgöl ve çevresi, Harran'daki eserler, Halfeti ve tabii ki müzelerimizin varlığıyla çok yüksek turizm potansiyeline sahip. Bu sene de ilimiz 9 günlük bayram tatili süresince adeta turist akınına uğradı. Aldığımız sayılar oldukça memnun edici düzeydedir. Bayram tatili sonunda Göbeklitepe'de 60 binin üzerinde bir ziyaretçiyi görmeyi hedefliyoruz. Dün de rekor seviyede bir rakam yakalandı. 14 bine yakın ziyaretçi sadece Göbeklitepe'yi ziyaret etti. Bu Şanlıurfa için yeni sektörün gelişim rotasının turizm ve kültür olduğunu bize bir kez daha gösteriyor. Valilik olarak büyük ihtimam gösteriyoruz. Buradaki güvenlik hizmetleri, taşıma hizmetleri, temizlik, düzen ve sistematiğin oturması da memnuniyet verici. Bugün burada hizmetleri yerinde gördük ve vatandaşlarımızın geri dönüşlerini aldık. Küçük de olsa aksaklıkların giderilmesi için gerekli önlemleri alacağız. Sezonun dolu dolu geçeceğini tahmin ediyoruz ve inşallah alacağımız yeni tedbirlerle yerli ve yabancı turistler Göbeklitepe'den, Şanlıurfa'dan daha memnun ayrılacak. Turizm sektörünün bütün paydaşlarıyla ilgili kurumlarımız ve belediyelerimizle de görüşerek bu tedbirleri hızlıca hayata geçireceğiz" dedi. "Herkesi Şanlıurfa’yı görmeye davet ediyorum" Herkesi Şanlıurfa'yı görmeye davet eden Vali Şıldak, "Özellikle bu mevsim tam Şanlıurfa zamanı. Yerli ve yabancı tur acentelerini Şanlıurfa'ya davet ediyorum. Şanlıurfa lezzetleriyle, gastronomisiyle, müziğiyle, kültür eserleriyle, turizme yönelik bütün unsurlarıyla görülmeye değer. Şimdi bunun tam zamanı, şimdi Şanlıurfa zamanı" ifadelerini kullandı.

Gaziantep ve Şanlıurfa'da Ramazan Bayramı'nda turizm hareketliliği yaşanacak Haber

Gaziantep ve Şanlıurfa'da Ramazan Bayramı'nda turizm hareketliliği yaşanacak

Ramazan Bayramı tatilini değerlendirmek isteyenler, tarihi ve kültürel değerlerinin yanı sıra damaklarda unutulmaz tatlar bırakan yöresel lezzetleriyle dikkati çeken Gaziantep'i tercih ediyor. Kentte, Zeugma Mozaik Müzesi, Bakırcılar Çarşısı, Elmacı Pazarı, Gaziantep Kalesi ve Gaziantep Hayvanat Bahçesi gibi mekanlar, sıklıkla ziyaret edilen bölgeler arasında yer alıyor. UNESCO'nun gastronomi alanında "Yaratıcı Şehirler Ağı"na dahil ettiği Gaziantep'te, restoranlar da turistlerin ilgi gösterdiği mekanların başında geliyor. "Baklavanın başkenti" Gaziantep'e gelen yerli ve yabancı turistler, eşsiz mutfak kültürüyle karşılaşıyor. Izgara ve tatlı çeşitleri dışında 400'e yakın kazan yemeğini tatma fırsatı bulan ziyaretçiler, onlarca müzeyi ziyaret ederek kültürel yolculuğa da çıkabiliyor. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Genel Başkan Başdanışmanı Soner Bacaksız, AA muhabirine, bayram tatilinin 9 güne çıkarılmasıyla bölgede hareketlilik beklediklerini söyledi. Hava sıcaklıklarının artmasının da turizm hareketliliği açısından önemli olduğunu aktaran Bacaksız, şöyle konuştu: "Bölgemizdeki otellerin doluluk oranları yüzde 90'ın üzerine çıkmış durumda. Bayram döneminin yoğun şekilde geçeceğini düşünüyoruz. Misafirlerimizin bölgemizi tercih etmesinin en büyük sebebi gastronomi, sanat, kültür ve tarihin hepsinin bir arada bulunması. Gaziantep'te her türlü imkanımız var. Misafirlerimiz bölgeye geldiğinde günlerini tam gün değerlendirebileceklerdir." "Şanlıurfa olarak hepsini misafir etmekten mutlu olacağız" "Peygamberler şehri" Şanlıurfa'da ise Hazreti İbrahim'in doğduğu ve ateşe atıldığı yer olarak rivayet edilen Balıklıgöl, "tarihin sıfır noktası" diye nitelendirilen UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki Göbeklitepe, Karahantepe, konik kubbeli evleriyle bilinen tarihi Harran ilçesi ve doğal güzellikleriyle dikkati çeken Halfeti, misafirlerin en çok tercih ettiği yerlerin başında geliyor. Kentteki bir otelin danışmanı Ercan Saygı, AA muhabirine, bayram tatilinde bölgede ciddi yoğunluk olacağını gözlemlediklerini söyledi. Otel olarak yaşanan yoğunluktan duydukları memnuniyeti dile getiren Saygı, "Oteller, acenteler, esnaf, turizm sektörüyle alakalı olan, sıra gecesi yapan yerler, restoranlar, hepsinin bu süreçten mutlu olacağını düşünüyorum." dedi. "Tatilin uzaması hem Şanlıurfa hem de bölge için çok olumlu oldu" Şanlıurfa Bölgesel Turist Rehberleri Odası Genel Sekreteri Müslüm Çoban ise bayram tatilinin 9 güne çıkarılmasının turizmcileri mutlu ettiğini belirtti. Çoban, şöyle konuştu: "Tatilin uzaması hem Şanlıurfa hem de bölge için çok olumlu oldu. Ülkemizin turizm gelirleri açısından da iyi oldu, en azından insanlar daha uzun süreli de planlar yapabilir. Misafirlerimiz Güneydoğu'ya geldiğinde belki diğer 2-3 gününü başka bir bölgede değerlendirebilirler. Gelen misafirler diyelim Şanlıurfa'yı beğendiler ama 3 günde tam doyamadılar, bu vesileyle doya doya 9 gün boyunca Şanlıurfa ve Güneydoğu'yu güzel bir şekilde ailesiyle, çocuklarıyla değerlendirmiş olur. Şanlıurfa ve Güneydoğu için turizm istatistiklerinde de gelen misafir sayısının artması esnaf olsun halk olsun olumlu yönde büyük bir etkisi olacaktır." Hediyelik ürün satışı yapan Aydın Tekindağ ise 9 günlük bayram tatilinin esnaf için çok iyi olduğunu ifade etti. Gelecek misafirlerin kent ekonomisine katkı sağlayacağını kaydeden Tekindağ, "Kente gelecek misafirler Şanlıurfa'yı gezebilirler, yemek yiyebilirler, alışveriş yapabilirler, hediyelik ürünler alıp kendi memleketine götürebilirler. Bu esnaf için de çok güzel olur. Turizm canlanır, esnafın cebine para girer. Bu 9 günlük tatil esnafımıza da gelen misafirlere de yarayacak." diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.