Hava Durumu

#Sektör

TOURISMJOURNAL - Sektör haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sektör haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Hamit Kuk: Türk Turizmi Değişmek Zorunda Haber

Hamit Kuk: Türk Turizmi Değişmek Zorunda

TÜRSAB Başkan Başdanışmanı ve Passo Tour şirketi sahibi Hamit Kuk, Türkiye turizminin geleceği hakkında önemli uyarılarda bulundu. Kuk, ülkemizin turizmde büyümesine rağmen rekabette geride kalabileceği riskine dikkat çekti. Kuk, dünya turizm sektörünün her yıl büyüdüğünü ancak Türkiye'nin bu büyümeden aldığı payın rakip ülkelerle kıyaslandığında yeterli olmadığını belirtti. "Rekorlar kırıyoruz" söylemlerinin sektörün gerçek sorunlarını göz ardı ettirdiğini ifade eden Kuk, turizmin dinamik bir yapıya sahip olduğunu ve sürekli değişim gösterdiğini vurguladı. Kuk'a göre Türk turizminin karşılaştığı başlıca sorunlar şunlar: Yeni rakipler: Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkeler büyük yatırımlarla yeni turizm merkezleri oluşturuyor. Değişen müşteri profilleri: Tüketici beklentileri hızla değişiyor. Aynı stratejilerin sürdürülmesi: Türkiye'nin yıllardır başarılı olduğu "mas turizmi" modelinin artık yeterli olmayacağı. Kuk, Türkiye'nin bu sorunlara çözüm bulması için şu önerilerde bulundu: Satış ve pazarlama stratejilerinin değiştirilmesi: Yeni pazarlara yönelik farklı stratejiler geliştirilmeli. Değişen müşteri beklentilerine uyum sağlanması: Müşterilerin talepleri doğrultusunda ürün ve hizmetler geliştirilmeli. Rekabetçi bir ortam yaratılması: Yeni teknolojiler ve yenilikçi yaklaşımlar benimsenmeli. Kuk, Türkiye'nin turizmde sürdürülebilir başarı için köklü bir değişim ve dönüşüme ihtiyacı olduğunu vurguluyor.

Turizmcilerden yeşil pasaport için Haber

Turizmcilerden yeşil pasaport için "ilk hak eden sektör" açıklaması

TBMM İçişleri Komisyonu'nda görüşülmesi, ileriki günlerde Meclis gündemine alınması beklenen 19 kanun teklifinde; tüm hakim ve savcılar, bekçiler, 20 yıldır ticaret yapan iş insanları, 10 yıldır uluslararası nakliye işi yapan TIR şoförleri, belediye başkanları, 15 yıl kıdemli eczacılar, gazeteciler, mühendis ve mimarlar, köy ve mahalle muhtarları, serbest muhasebeciler, engelli memurlar, infaz koruma memurları, özel sektördeki doktorlar, tiyatro sanatçıları, öğretim üyeleri, TBMM danışmanları ile sendika yöneticilerinin yanı sıra gaziler için yeşil pasaport verilmesi gündeme alınacak. 19 kanun teklifi arasında, turizm sektörü bulunmuyor. "YURT DIŞIYLA İLİŞKİSİ EN FAZLA OLAN SEKTÖRÜZ" Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu, dünyaya entegre olmuş en önemli sektörün turizm olduğunu belirterek, "Nasıl G7, G20 var, turizmde de T7 olsa Türkiye olarak burada yer alacaktık. Ülkemizde bunu ilk önce hak eden turizmciler. Ülkemizin dünyaya tanıtımı için büyük rol oynuyoruz. Vize sorunu çok ciddi, her şirkete bir kota verilebilir. Yurt dışı fuarlara giderken bile problem yaşanabiliyor. Her yıl Türkiye olarak 20'nin üzerinde katıldığımız fuar var, ortalama bir turizmci en az 5'ine katılıyor. Hele hele WTM Londra, ITB Berlin, Ultrecht Hollanda, MITT Moskova bizim için olmazsa olmaz fuarlar. Bu fuarlar dışında hem birçok ihtisas fuarı var hem de turistlere yönelik satış görüşmeleri ve benzeri birçok etkinlik var. Şu anda vizesi olan personelimiz gidebiliyor. Yeni vize alımlarında çok zorluk çekiliyor. Türkiye'de en fazla döviz girdisi sağlayan sektör, yurt dışıyla ilişkisi en fazla olan sektörüz." dedi. "19'UN İÇİNDE TURİZMCİ NEDEN YOK?" Batı Avrupa ülkelerinin uyguladığı Schengen prosedürünün Türkiye ve vatandaşları için, içinden çıkılmaz bir hal aldığını söyleyen Antalya Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu Başkanı Recep Yavuz, "Randevu almak, gerçekten çok zorlaştı. Randevu aldıktan sonra da vize almak ayları, yılları buldu. Hatta ilave maliyetler de getirdi. Bu özellikle turizm gibi plansız yurt dışı seyahati olan iş insanlarını çok zor durumda bıraktı. Bunu aşmak için herkes elinden geldiğince kendi yöntemlerini deniyor. Ama özellikle turizmciler yıllardır kanayan yaramız olan bu konuda yeşil pasaport talebimizi de dile getirmeye çalışıyoruz. Önümüzdeki günlerde Meclis'te tartışılacak olan kanun teklifi var. Hepsinin kendince haklı olduğu yanlar var, fakat bu 19'un içinde turizmci neden yok." diye konuştu. "TURİZMCİNİN SAHASI YURT DIŞIDIR" Yeşil pasaporta en çok ihtiyacı olan ve hak edenin turizmciler olduğunu dile getiren Yavuz, "Yurt dışına gitmek, bir turizmci için normal bir prosedür. Bu tarihler genellikle de belli olmaz. Kimi kez tur operatörleriyle görüşmelere, kimi kez fuarlara ve toplantılara katılmak zorundadır. Daha doğrusu turizmcinin sahası yurt dışıdır. Buraya gidemeyen turizmci de çaresizlik içinde yeşil pasaporta ümidini bağlamıştır. Yeşil pasaportun turizmci için gündeme alınması, en öncelikli konular arasında olmalıdır. Turizmcininki bir seyahatten öte bir iştir. Bu bağlamda önümüzdeki günlerde Meclis'te tartışılacak yeşil pasaport teklifleri içerisine turizmcilerin de dahil edilmesi gerekiyor." dedi. TURİST REHBERLERİ DE İSTİYOR Turist rehberliğinin Türkiye'nin tanıtımına büyük katkı sağlayan bir meslek olduğunu söyleyen Antalya Rehberler Odası Başkanı Mustafa Yalçın Yalçınkaya, "Profesyonel turist rehberlerinin Avrupa Birliği ülkelerine yönelik protokol ve kültür turlarında vize engeline takılmaları, mesleklerini icra etmekte büyük engel teşkil etmektedir. Görevlerini daha etkin yürütebilmeleri için hususi damgalı yeşil pasaport almaya hak kazanmaları çok önem arz etmektedir. Asıl mesleği yurt dışına sık sık gitmeyi gerektiren turist rehberleri olarak bu haktan yararlanmamız gerektiğini düşünmekteyiz. Bu bağlamda, yurt dışı çıkışlarını daha etkin ve hızlı bir yerine getirebilmeleri amacıyla hususi damgalı pasaport hakkının tanınması gerekmektedir." diye konuştu. "VİZE ALIM SÜRECİ GAYET SANCILI" Bir otel grubu satış müdürü Medine Resulzade, acente ve otellerin Türkiye turizmini tanıtmak için bütçelerinden büyük pay ayırdığını belirterek, "Tüm acente ve otellerin bünyesinde bu görevi üstlenen personel yer alıyor. Neredeyse dünyanın her yerindeki tüm fuar ve organizasyonlara katılıyorlar. Bunun için vize alım süreci gayet sancılı. Hatta bazı arkadaşlarımız vize alımı yüzünden çift pasaport kullanmak zorunda. Bir ülkede tanıtım yaparken, diğer ülkeye vize almak için pasaportlar konsolosluklarda oluyor. Bu nedenle tabii ki belirli kurallar çerçevesinde (kıdemli personele, belirli süreli gibi) turizm çalışanlarına yeşil pasaport verilmesi işimizi kolaylaştırır." dedi.

Yılın ilk 6 ayında en çok eleman arayan 3 sektör açıklandı Haber

Yılın ilk 6 ayında en çok eleman arayan 3 sektör açıklandı

Şirketten yapılan açıklamaya göre, yılın ilk yarısında en çok iş ilanı yayınlayan sektörler sırasıyla tekstil, sağlık ve gıda oldu. Tıp/sağlık pozisyon grubu ise ilan sayısındaki artışla dikkati çekti. Aynı zamanda pozisyon grubu özelinde de tıp/sağlık ilanları yılın ilk yarısında diğer alanlardan ayrıştı. 2024'ün hem ilk hem de ikinci çeyreğinde tıp/sağlık pozisyonlarındaki ilanlarda önemli artış görüldü. İlk çeyrekte bir önceki yıla kıyasla yüzde 28 artış gösteren ilan sayısı, yılın ilk 6 ayını 2023'ün ilk yarısına göre yüzde 18 artışla tamamladı. Adayların sigortacılık alanına ilgisi arttı İlk 6 ayda sırasıyla en çok ilgi gören sektörler finans-ekonomi, havacılık ve telekomünikasyon oldu. Finans-ekonomi sektöründe ilan başı başvuru yüzde 19, havacılıkta yüzde 48, telekomünikasyonda yüzde 43 arttı. Sigortacılıkta ise yüzde 53'le dikkati çeken bir artış gerçekleşti. Mavi yaka çalışan ihtiyacı artıyor Kariyer.net'in kurum içi girişimi olan ve 7'nci yılını kutlayan konum bazlı mavi yaka iş-çalışan arayışına dijital çözüm getiren "İşin Olsun"da, yılın ilk yarısında ilan sayısı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 13 arttı. "İşin Olsun", yılın ilk yarısında turizm etkisinin devam ettiğini görülürken, en çok iş ilanı yayınlanan pozisyon grupları sırasıyla restoran hizmetleri, mutfak hizmetleri, temizlik hizmetleri ve aşçılık oldu. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla restoran hizmetleri ilanları yüzde 29 artarken mutfak hizmetlerindeki yükseliş yüzde 19 seviyesinde görüldü. En çok artış ise yüzde 34 ile temizlik hizmetlerinde oldu. Aşçılık ilanlarındaki artış ise yüzde 25 seviyesinde gerçekleşti. "Sağlık çalışanı ihtiyacı global düzeyde önemli" Açıklamada görüşlerine yer verilen Kariyer.net Üst Yöneticisi (CEO) Fatih Uysal, sağlık çalışanı ihtiyacı konusuna değinerek şu ifadeleri kullandı: "Sağlık sektöründeki göç hareketliliği ve pandemi sonrasında Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere pek çok bölgede sağlık çalışanı ihtiyacının arttığını görüyoruz. Ayrıca global olarak yaşlanan nüfus, sağlık sektörüne odağın artmasına neden oluyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün Sağlık İşgücü Destekleme ve Koruma yayını da konunun önemini açıklıyor. İlerleyen süreçte politika yapıcıların bu konuda stratejik adımlar atması olası yetenek açığının önüne geçecektir."

2024 turizm sektörü için en parlak yıl olabilir Haber

2024 turizm sektörü için en parlak yıl olabilir

Dünyanın farklı bölgelerinde meydana gelen savaşlar ve Kahramanmaraş depremleri nedeniyle zorlu bir geçiren turizm sektörü, yeni yılın parlak geçeceğinden umutlu. TÜROFED Başkan Yardımcısı Gazi Murat Şen, "2024 yılı eğer farklı etkiler olmazsa hem Türk hem Pamukkale turizmi için en parlak yıl olacak diyebiliriz” diye konuştu. Gazi Murat Şen, özellikle Pamukkale’de turizmcilerin iyi bir yıl geçireceklerini inandıklarının altını çizdi. TURSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya ise "İyi bir sene bekliyoruz. Biz bundan sonraki her yıl artış bekliyoruz. 2019 rekoru geride kaldı artık. Bundan sonra 2023'ü baz alacağız ve 2023'ü geçtik mi, geçmedik mi ona bakacağız" dedi. “İşverenlere tatil teşviği verilmeli” Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, çalışanların tatil imkanlarının artırılması için işverenlere teşvikler verilebileceğini belirterek, "Çalışana verilecek tatil izninin yanında tatille ilgili verilecek teşviklerin vergiden düşülmesi işveren için bir motivasyon olur. İş performansına da yansır" dedi. Bağlıkaya, Türkiye'nin, turizm açısından ürünlerinin henüz yüzde 30'unu piyasaya çıkarmış ve parlatmış bir ülke olduğunu vurgulayarak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının dahi ülkede görmediği ve bilmediği yüzlerce önemli nokta olduğunu söyledi. Bağlıkaya, hem sağlık turizmi anlamında hem de tarihi ve kültürel varlık anlamında gastronomi dahil keşfedilmesi gereken önemli yerlerin olduğunu ifade ederek, "Şu anda piyasaya çıkarttığımız, uluslararası anlamda piyasaya sunduğumuz ürün ne? Deniz, kum, güneş, Pamukkale ve Kapadokya, Efes... Dolayısıyla aslında çok önemli bir rezervimiz daha geride bekliyor. Onun için ben hem kültür turları açısından hem de sağlık, gastronomi, toplantı ve de spor turizmi açısından da Türkiye'nin piyasaya süreceği daha çok değer olduğunu düşünüyorum" diye konuştu. Firuz Bağlıkaya, ulaşılabilirlik açısından bakıldığında Türkiye'nin çok önemli bir noktada olduğuna dikkati çekerek, ülkenin yaklaşık 1 milyarlık nüfusa 4-4,5 saatlik bir yakınlığa sahip olduğunu kaydetti. "Hedef 3 milyon ziyaretçi" Bu yıl Türk turizminde Pamukkale’nin yılı olacağına da vurgu yapan TÜROFED Başkan Yardımcısı Gazi Murat Şen ise dünyaca ünlü ören yerine gelen turist sayısının, 2023 yılında, 2 milyon 200 bin 171 olarak kayıtlara geçtiğini hatırlattı. Murat Şen, "Bizim asıl hedefimiz 3 milyon ziyaretçiye ulaşmak. Zaten 2019 yılında biz 2 milyon 500 bin ziyaretçi sayısını aşmıştık. Öncelikle 2019'u aşacağız. Bundan sonra da 3 milyonun hedefine hızlı bir şekilde ulaşacağız" ifadelerini kullandı. Hizmete giren Karahayıt Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesinin Pamukkale'deki ziyaretçi sayısını artıracak önemli etkenlerden biri olacağını ifade eden Şen, şöyle konuştu: "Bunun yanında Efes'le beraber Hierapolis Antik Kenti'nde de gece müzeciliği başlıyor. Kültür ve Turizm Bakanı'mızın çok önem verdiği bir konu. Özellikle biz yaz aylarında çok sıcak havalarda gelen misafirlerimizi sıcakta çok fazla nitelikli dolaştıramıyoruz ama gece müzeciliğin başlamasıyla beraber bu etki de devreye girecek. Bu da ciddi anlamda ziyaretçi sayısını artıracak." Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Hierapolis Antik Kenti'ndeki kazılar için yaklaşık 1 milyar liralık bütçe ayırdığını hatırlatan Şen, bu kaynakla hem kazı çalışmalarının hem de bazı projelerin hayata geçeceğini, bunun da ziyaretçi sayılarını artıracağını aktardı. Pamukkale'ye 500 bin Çinli turist bekleniyor Pamukkale'ye özellikle Uzak Doğu ve Güney Amerika ülkelerinden ziyaretçilerin ilgi gösterdiğini vurgulayan Gazi Murat Şen, şöyle konuştu: "Çinli misafirlerimiz 2023 yılında Pamukkale'yi ziyaret edemediler. Onda da Çin hava sahası kapalıydı, yurt dışına çıkışlar yasaktı ama 2024'te açılıyor. THY uzun menzilde uçabilecek büyük uçaklar aldı. Onların devreye girmesiyle özellikle Çin'in birkaç noktasına değil daha fazla noktasına da uçulmasıyla Çinli misafirlerimizi de yoğun şekilde Pamukkale'ye ilgi gösterecek. 2019 yılında 450 bin civarında Çinli misafir ülkemizi ziyaret etmişti. 2024 yılında da 600 bin civarında Çinli misafirin ülkemize gelmesi bunun en az 500 binin de Pamukkale'yi ziyaret etmesini biz bekliyoruz. 2024 yılı eğer farklı etkiler olmazsa hem Türk hem Pamukkale turizmi için en parlak yıl olacak diyebiliriz."

Turizmciler sektörün 2023'ü yüzde 15 büyümeyle tamamlayacağını öngörüyor Haber

Turizmciler sektörün 2023'ü yüzde 15 büyümeyle tamamlayacağını öngörüyor

Yağcı, AA muhabirine, bu yılın turizmde gerek turist sayısının gerekse gelirlerin arttığı bir yıl olduğunu söyledi. Şubatta yaşanan depremin tüm ülkeyi sarstığını, özellikle turizm sektörünün bu durumdan etkilendiğini dile getiren Yağcı, "Deprem, Rusya-Ukrayna krizi, İsrail-Filistin gerginliğine rağmen Türkiye turizmi geçen yıla oranla yüzde 15'lik büyümeyle yılı kapatacak. Bütün sıkıntılara, zorluklara rağmen iyi kapatacağımız bir yıl oluyor. Kolay bir yıl olmadı ama sonucu iyi oldu." diye konuştu. Yağcı, turizm hareketliliğinin sadece sahil kesimlerinde değil her bölgede görüldüğünü belirtti. Türkiye'de turizmin tüm bölgelere yayılmasını sağlayacak bir politika uygulandığına işaret eden Yağcı, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının bu amaç doğrultusunda kurulduğunu ifade etti. Ajansın tüm bölgelerde turizmin gelişmesi için çok ciddi çalışmalar yaptığını söyleyen Yağcı, "Türkiye bir hazinenin üzerinde. Çok ciddi kültürel değerlerimiz, varlıklarımız var. Deniz, güneş, kum zaten vazgeçilmez üçlümüz ama bunun yanında doğal ve kültürel varlıklar Türkiye'nin 81 ilinde turizm yapmamıza olanak sağlıyor." ifadesini kullandı. Erkan Yağcı, bu yıl büyüme bekledikleri tüm pazarlarda olumlu sonuç aldıklarını dile getirdi. Yılın başında İngiltere pazarında bir büyüme öngördüklerini belirten Yağcı, özellikle Antalya bölgesinde bu pazarda ciddi büyüme kaydedildiğini bildirdi. Pazarların çeşitlendirilmesi için kamu ve özel sektör olarak yoğun çalışma yaptıklarını belirten Yağcı, bu yılki rakamların çalışmaların ne kadar olumlu sonuç verdiğini gösterdiğini söyledi. "2024 çok daha iyi olacak" Turizmde rekor yılının 2019 olduğunu hatırlatan Yağcı, verilere bakıldığında 2023'ün 2019'u geride bıraktığını söyledi. Bundan sonra Türkiye turizminin geleceğini 2023 rakamlarını referans alarak planlayacaklarını dile getiren Yağcı, şunları kaydetti: "Türkiye turizmi gerçekten çok ciddi bir ivme katetti. Türkiye, turist sayısında dünya turizm ligi sıralamasında ilk dörde yerleşti. Dolayısıyla Türkiye artık dünyada kendini kabul ettirmiş bir turizm ülkesi, bir turizm markası. Şunu çok net olarak görüyoruz, bölgemizde herhangi bir olumsuz siyasi ve ekonomik gelişme olmadığı sürece 2024, 2023'ten daha iyi olacak. Tabii pandemiden sonra şunu öğrendik, gelecekle ilgili bir öngörüde bulunmak gerçekten zorlaştı. Şu anki verilere göre 2024'ün iyi olacağını düşünüyoruz. Şu anda bir rakam vermek gerçekçi değil ama ilk çeyreğinde daha net bir tabloyla karşılaşmış olacağız." Küçük otel yöneticileri de 2023'ten memnun Küçük Oteller Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Gayret de Almanya ve Rusya ağırlıklı olmak üzere dünyanın birçok ülkesinden misafir ağırladıklarını, sektörün yüzünü güldürecek bir yıl yaşadıklarını ifade etti. Gelecek yılın rezervasyonlarını almaya başladıklarını dile getiren Gayret, "2024'ten beklentimiz daha yüksek. Dünyadaki olumsuz gelişmelere rağmen Rusya ve Almanya pazarındaki satışlar oldukça iyi gidiyor. İngiltere'den yapılan rezervasyonlar da çok iyi. Polonya pazarı son 3 yıldır büyük bir atağa geçti. Gelir düzeyi iyi olan turistler." dedi.

Ortadoğu'daki savaş, turizmi de etkiledi Haber

Ortadoğu'daki savaş, turizmi de etkiledi

Van, Türkiye'nin İran sınırında yer alan tek büyük şehir olması sebebiyle İranlılar için bir cazibe merkezi. Yılın her mevsiminde Van’ın caddelerini dolduran İranlı turistler kentin ekonomisi için büyük bir öneme sahip. Ancak son dönemde Ortadoğu’da yaşanan kaotik süreç ve özellikle İsrail-Filistin çatışması bölge ülkelerinde de güvenlik kaygısı oluşturdu. Bu kaygı, turizm sektörünü de olumsuz etkiledi. Ekonomisinin önemli bir kısmı turizme bağlı olan Van’da da İranlı turist sayısındaki düşüş yaşanıyor. Kışa girmeden önce son güneşli günlerini yaşayan kentte, esnafın beklediği turist sayısı yakalanamadı. Bu da zaten zor günler geçiren esnafın belini iyice büktü. İranlı turistlerin kentte alışveriş yaptıkları yerlerin başında bijuteri, giyim ve kozmetik mağazaları geliyor. İpekyolu ilçesinde bir aksesuar mağazasında çalışan Veysel Doğan turist sayısındaki düşüşün kendilerini olumsuz yönde etkilediğini söyledi. Yılın bu zamanlarında Van caddelerinin turistlerle dolup taştığını tecrübe ettikleri için bu yıl ürün çeşitliliğini ve sayısını artırmaya yöneldiklerini belirten Doğan, aldıkları ürünlerin satılmamasından endişe ediyor. 'TURİZM DURUNCA VAN’IN EKONOMİSİ CAN ÇEKİŞMEYE BAŞLIYOR' Doğan, sabahın erken saatlerinde mağazayı açtıklarını, hafta sonları bile çalıştıkları halde işlerinde büyük bir düşüşün yaşandığını belirterek şöyle konuştu: “Van’da sanayi anlamında maalesef çok büyük yatırımlar yok. Tarım ve hayvancılık da durma noktasına geldi. İlimiz işsizliğin en fazla olduğu şehirler arasında yer alıyor. Bu yüzden bizim için en önemli şey turizm. Benim burada istihdam ediliyor olmam bile turizme bağlı. Turizm durunca Van’ın ekonomisi can çekişmeye başlıyor. Esnaf iş yapamıyor. İş olmayınca kentte para akışı da duruyor. Binlerce çeşit ürünümüz var. Ancak bu ürünleri sadece Vanlıya satarak işlerin yürümesi mümkün değil.” 'BİR YERDE YAŞANAN SAVAŞ, HER YERİ VE HER ŞEYİ ETKİLİYOR' Turist sayısında yaşanan düşüşün etkilediği sektörlerden biri de kozmetik sektörü. Cumhuriyet Caddesi’nde bir kozmetik mağazası işleten Galip Bilir de Van’da turist sayısında bir artış beklerken tam tersinin yaşanmasının kendilerini zor durumda bıraktığını belirtti. Bilir, “Kozmetik sektörü birincil bir ihtiyaç olarak görülmüyor. Ülkemizde zaten ekonomik sorunlar gün geçtikçe artıyor. İnsanlar birincil ihtiyaçlarını bile almakta zorlanıyor. Elbette Vanlılar da mağazamızdan alışveriş yapıyor ancak bu rakam günü kurtarmaya bile yetmiyor. Bu yüzden İranlılar bizim için çok önemli. İsrail’in Gazze’ye yaptığı operasyonlar ve yaşanan can kayıpları, beraberinde bir güvenlik kaygısını getiriyor. Bu yüzden İranlılar da mevcut stabil durumlarını korumaya ve farklı bir ülkeye gitmemeye başladı. Bu da Van’ın ekonomisine yansıdı. Bir yerde yaşanan savaş, her yeri ve her şeyi etkiliyor” diye konuştu. 'TURİZM, GÜVEN ORTAMI İSTER' Turizmci Murat Beyaz da kış sezonunun yaklaşmasıyla birlikte İranlı turist sayısında bir azalmanın yaşanacağını öngördüklerini belirterek, “İran'da okulların açık olması, tatillerin bitmiş olması turist sayısının azalmasını zaten etkiliyor. Üstüne bir de bu savaşın çıkması ve ardından savaşın bölgesel hale gelebileceğinin dillendirilmesi insanlarda bir korku yarattı. Turizm, güven ortamı ister. Bir güven ortamı yoksa sadece bir söylenti bile insanların seyahat tercihini önemli oranda etkiler. İnsanlar evinden, yurdundan ayrılmak istemez. Bu anlamda İsrail ve Filistin'in yaşadığı savaş hem iç turizmde hem de dış turizmde turistin tercihini olumsuz yönde etkiledi” dedi. 'ÇOK PARLAK BİR SÜREÇ GÖRÜNMÜYOR' Turistik hareketliliğin düşüşünün kentin ekonomisini oldukça etkilediğini belirten Beyaz, “İranlı turistler gidince Vanlılar, biz bize kaldık. Şimdi ilerleyen günlerde göreceğiz. Bu şehrin insanları, şehrin ekonomisini ne kadar döndürecekler? Ben açıkçası yeterli olmayacağını düşünüyorum. O kadar çok turizme dönük, İranlı turiste dönük yatırım yapıldı ki bu yatırımların sadece yerli halkla dönebilmesi mümkün değil. Bu durum istihdamın düşmesine de sebebiyet verecek. Ekonomik olarak esnafın, tüccarın zor bir dönemden geçeceği anlamına geliyor. Kaldı ki enflasyon oranlarının yüzde 65’in üzerinde seyrettiği bir ülkede, sizin hiçbir şeyinize yetmeyecektir. Kaldı ki havaların soğumasıyla beraber işletmelerin maliyetleri ciddi oranda arttı. Hem enerji giderleri hem kira giderleri hem de personel giderleri zaten çok üst seviyeye çıkmıştı. Dolayısıyla aslında önümüzde çok da parlak bir süreç görünmüyor” diye konuştu.

Peugeot Türkiye Genel Müdürü Reyhanoğlu, sektörü değerlendirdi Haber

Peugeot Türkiye Genel Müdürü Reyhanoğlu, sektörü değerlendirdi

 Peugeot Türkiye Genel Müdürü Gülin Reyhanoğlu, Stellantis Türkiye olarak otomotiv pazarının 2023 yılında 1 milyon 150 bin adet civarında tamamlanmasını beklediklerini belirterek, 'Pazarı çok dikkatli takip ediyoruz. Bizim gördüğümüz, şu anki ortamda talep hiçbir yere gitmedi, olduğu gibi duruyor. Talepte herhangi bir daralma yok.' dedi. Reyhanoğlu, Peugeot'nun yenilenen modelleri 2008 ve 508’e ilişkin Bodrum'da düzenlenen basın toplantısında, otomotiv pazarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bu yılın mart ayındaki yeni 408 tanıtım toplantısında Stellantis Türkiye olarak toplam pazar beklentilerini 780-800 bin bandında açıkladıklarını anımsatan Reyhanoğlu, 'O dönemde de her zamanki iyimserliğimizi korumuştuk. Eylül ayı sonu itibarıyla ise pazar 857 bin adeti geçerek beklentilerin ötesinde bir performans sergiledi. Son birkaç aydır pazarın 1 milyon adetin üstünde kapanacağına tüm sektör olarak hemfikiriz. Bununla birlikte biz Stellantis Türkiye olarak pazarın 2023 yılında 1 milyon 150 bin adet civarında tamamlanmasını bekliyoruz.' ifadelerini kullandı. Peugeot Türkiye olarak pazarda bugüne kadar erişmedikleri kadar yüksek bir pazar payına ulaştıklarını dile getiren Reyhanoğlu, toplam pazar yüzde 65 büyürken, Peugeot Türkiye’nin yüzde 180’in üzerinde büyüdüğünü söyledi. -'Globalde en çok Peugeot satılan 5'inci ülke konumuna ulaştık' Peugeot Türkiye’nin elde ettiği büyük başarıların global tarafından da görüldüğünü belirten Reyhanoğlu, şunları kaydetti: 'Bu tarihi başarıları da sadece kendi ülkemiz sınırları içinde yazmıyoruz. Geçen sene hatırlarsanız global CEO'muz Linda Jackson ülkemize bir ziyaret gerçekleştirmişti. Kendisi Türkiye’ye geldiğinde bizlere 147 ülke içerisinde Türkiye satış sıralamasında yedinci sırada demişti ve Türkiye’yi daha yukarıda görmek istediğini söylemişti. Peugeot Türkiye olarak ilk 9 aydaki performansımızla tüm dünya çapında iki sıra birden yükselmeyi başararak global anlamda en çok Peugeot satılan 5. ülke konumuna ulaşmayı başardık. Fransa, İtalya, İngiltere, İspanya, Türkiye olarak ilk 5 oluşuyor. Şimdi hedefimiz sene sonundaki rekor sonuçlarımızla 5'inci basamaktan daha da yukarıya tırmanmak. Bu konuda gerçekten iddialıyız.' -'Talepte herhangi bir daralma yok' Gülin Reyhanoğlu, otomotiv pazarındaki bulunurluk ve talep konularına da değindi. Pazarı çok dikkatli takip ettiklerini vurgulayan Reyhanoğlu, 'Kendi web sitemize her gün kaç kişi giriyor, kaç kişi tıklıyor, kaç kişi fiyat sayfamıza bakıyor, kaç kişi bayilerimizle görüşmek için form dolduruyor, bayiye ne kadarını yönlendirebiliyoruz? Ciddi anlamda arayan kaç kişi? Showroom trafiğimiz günde kaç hatta model bazlı bile showroom trafiği takip ediyoruz. Bizim gördüğümüz, şu anki ortamda talep hiçbir yere gitmedi, olduğu gibi duruyor. Talepte herhangi bir daralma yok.' diye konuştu. Türkiye otomotiv pazarına yeni giren oyuncular olduğunu, tedarik konusunun biraz daha mevcut oyuncularla rahatladığını ve rekabetin arttığını anlatan Reyhanoğlu, 'Evet, kredilere erişimlerde zorluklar var ama yılbaşında da vardı, hep vardı. Evet araç fiyatları biraz yükseldi. Onun için müşterinin alabilme gücü belli bir kitle müşteri için, en azından biraz daha düştü ama talep orada duruyor. Açıkçası talep olduğu sürece de aslında bu talebin de pandeminin başından itibaren süregeldiğini düşünüyoruz. Biliyorsunuz üretim ve tedarikçilerde kırılmalar oldu. Bu talebi henüz karşılayabilmiş değiliz sektör olarak. Talep devam ettikçe de adetlerimizin, hedeflerimizin de devam edeceğini düşünüyoruz. Daha talebi doyuramadık, bize göre öyle.' dedi. -'Ortalama bekleme süresi en fazla birkaç hafta' Araç bulma konusundaki sorunların azaldığını aktaran Reyhanoğlu, 'Şu anda müşterimiz araç bulabilir. Bir sıkıntı olmaz. Tabii ki spesifik bir versiyon, bir renk, bir motor seçeneği istiyordur, o zaman birkaç hafta bekleme süresi olabilir ama pandemi dönemindeki gibi araç bulamamakla ilgili bir sıkıntımız yok diyebiliriz şu an. Bu 408 için de geçerli. Ortalama bekleme süresi en fazla birkaç hafta...' ifadelerini kullandı. Elektrikli araçlar konusunda bu yıl çok agresif olmadıklarını belirten Gülin Reyhanoğlu, elektrikli konusunda gelecek yıl bir atak yapacaklarını ve seneye toplam satışların yüzde 15’inin elektrikli araçlardan oluşmasını hedeflediklerini sözlerine ekledi.

Karavan hobiden sektöre dönüştü, dünya pazarına göz dikti Haber

Karavan hobiden sektöre dönüştü, dünya pazarına göz dikti

Türkiye’de karavan sektörü pandemiden sonra vites artırdı. Karavan son dönemde bir hobi olmaktan çıktı. Bu alanda hem sıfırdan imalat hem de mevcut araç üzerinde dekorasyon ve tasarım yapılarak uzun seyahatlerde kullanılacak karavanlar üretiliyor. Pandemiden sonra Türkiye’de karavan kullanımı oldukça arttı. Son dönemde bu alanda faaliyet gösteren şirket sayısı 450’e ulaştı. Şirketlerin dışında, kendi aracını hobi amaçlı karavana çeviren gezginler de eklendiğinde, Türkiye’de ayrı bir karavan pazarı oluştuğu görülüyor. Sektör, şuan dünyayla entegre değil, ancak hızlı gelişmeyle dünyadaki 20 milyon adetlik plakalı karavan pazarından yüksek pay almayı hedefliyor. Bu alanda Türk karavan sektörü olarak uluslararası organizasyonlar düzenleniyor. Üretimde 5 kat büyüme Pandemiyle beraber üretimde 5 kat bir büyüme olduğunu anlatan sektör temsilcisi Tamer Karaoğlu, “İhracatta da yüzde 400’lük bir artış yaşadık. Hayatımıza pandemiyle beraber karavan hayatı girmiş oldu. Karavan üreticisi oldukça fazla arttı. Bir karavan ekonomisi ve sektörü oluştuğunu söyleyebiliriz ve bu sektör hızla büyüyor. Şuanda 450 kayıtlı ve binin üzerinde üretici var. Arzu ederseniz siz kendi minibüsünüzü yaptırabilirsiniz ya da sıfırdan yaptırabilirsiniz. Çekme karavan ve motokaravan olarak ikiye ayrılıyor. Uzun ve sık yapılan seyahatlerde motokaravan, yılda bir kez kere çıkılacak gezilerde ise çekme karavan tercih ediliyor” dedi. “32 ülkeden ziyaretçi ağırlayacağız” Bu alanda yüksek katılımlı organizasyonların yapıldığını, 13 - 17 Eylül büyük bir fuar düzenleyeceklerini anlatan Karaoğlu, “Çok yakın zamanda İstanbul’da Pendik Marina’da bir karavan fuarı düzenleyeceğiz. Türkiye’den sektörde önde gelen 80 firma ve yurt dışından 5 yabancı firma fuara katılım gösterecek, 32 ülkeden binlerce karavan meraklısını ağırlayacağız” dedi. Türk karavan sektörünün hızlı gelişmeyle operasyonel ve donanım olarak yakın zamanda dünyada ilk 5 ülke arasına gireceğini vurgulayan Karaoğlu, “Çok ciddi anlamda bir üretim talebi var. Bir firma ayda 60 tane çekme karavan, motokaravan firması ise 25 adet üretim yapabilir” diye konuştu. Sektörün genel olarak en büyük ihtiyacının nitelikli personel olduğunu kaydeden Karaoğlu, “Bu alanda meslek olarak kabul edecek genç arkadaşlara ihtiyacımız var. Karavanın içerisinde mobilya, elektrik aksamını düzenleyecek nitelikli personel en büyük ihtiyacımız” şeklinde konuştu. 'Karavan köyleri' kuruldu Pandemiyle birlikte artan izole yaşam isteği karavan sektörünün gelişimiyle devam etti. İzole yaşam, her türlü altyapı ihtiyacının sağlandığı imkanlarla oluşturulan karavan kamp alanlarıyla yaz-kış yaşanabilecek duruma geldi. 50 araçlık kapasiteyle oluşturulan alanda, karavanlara enerji, internet ve atık giderleri hizmeti veriliyor. Kamp alanı hakkında bilgi veren tesisin sahibi Atıf Düzgün, “Kamp alanımız 50 araçlık bir kapasiteye sahip. Geldiklerinde elektrik, temiz su ve atık su giderlerimizin olduğu parsellere araçlarımızı yerleştiriyoruz. Alanımızda kameralarımız var, internetimiz mevcut. Tesisimiz 12 dönümlük bir arazi üzerine kurulu, çevrede marketler de var. Kolay ulaşım sağlanabilecek bir konumdayız” dedi. Ağırlıklı olarak yıllık talepler aldıklarını belirten Düzgün, “Biz ağırlıklı olarak yıllık konaklama talebi alıyoruz. Kışlama dediğimiz hem yaz hem kışın kalabiliyorlar. Sektörde çok fazla karavan olduğu için yeteri kadar kamp alanı bulunmuyor. Açılan kamp alanları hemen doluyor, mevcutta talep fazla. Konaklamak isteyenlerin kendi karavanlarının olması gerekiyor” şeklinde bilgi verdi. "Uzaktan çalışanlar uzun dönem de kalabiliyor" Kampta çocuklarıyla birlikte yazın tamamında ve kışın hafta sonu konaklayan aileler oluyor. Uzaktan çalışma imkanı olanlar işlerini buralardaki internet hizmetiyle hallediyor. Çocukların burada doğayla iç içe bir yaşam sürmesinden memnun olduklarını anlatan Süleyman Yücel, “Bu gibi alanlarda uzun dönem kalınabiliyor. Okulların bizi bağlamadığı bir zamanda yaz boyu hem tatil hem de doğayla iç içe olma, çocuklarımızı güvenli bir ortamda özgürce büyütebilme, toprağa dokunabilme imkanlarını burada kullanabiliyoruz. Büyükşehirler bu bir problem. Temel ihtiyaçların tamamı burada karşılanabiliyor. Burada ayağınız çamur olacak, sineklerle mücadele edebileceksiniz en büyük problemler bu gibi durumlar oluyor. Yaz geceleri geç biter geç saatte uyuruz. Sabah kalktığımızda bahçeyle çiçeklerle ilgileniriz. Hafta içi mesai saatleri içerisinde uzaktan bilgisayarımla işlerimi halledebiliyorum” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.