Hava Durumu

#Selçuklu

TOURISMJOURNAL - Selçuklu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Selçuklu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Aydınoğlu Mehmet Bey’in 712 Yıllık Mirası Yalnız Kaldı Haber

Aydınoğlu Mehmet Bey’in 712 Yıllık Mirası Yalnız Kaldı

İZMİR (İHA) - İzmir’in Ödemiş ilçesi Birgi Mahallesi’nde yer alan ve Anadolu’daki beylikler döneminin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen Aydınoğlu Mehmet Bey Camii, 3 yıldır süren restorasyon çalışmalarının tamamlanamaması nedeniyle ibadete kapalı durumda. 14. yüzyılda Aydınoğlu Beyliği'nin kurucusu Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından yaptırılan cami, hem tarihsel hem de kültürel açıdan büyük öneme sahip.   BEYLİKLER DÖNEMİNDEN BİRGİ'NİN SEMBOLÜ Birgi Mahallesi, Aydınoğlu Beyliği’ne başkentlik yapmış bir yerleşim yeri olarak, tarihin izlerini taşıyor. Aydınoğlu Mehmet Bey Camii ve Ümmü Sultan Şah Türbesi, bölgenin en önemli tarihi yapılarından. Halk arasında "Aslanlı Cami" ya da "Ulu Cami" olarak da bilinen yapı, Selçuklu mimarisinin "çok ayaklı camiler" grubunda yer alırken, yerli-yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor.   RESTORASYON YILLARDIR TAMAMLANAMIYOR 2012 yılından bu yana bakımsızlık ve ilgisizlikle gündeme gelen caminin restorasyonu, 6 Ekim 2021’de ihale edilmiş ve 12 Kasım 2021’de teslim alınmıştı. Ancak 600 gün olarak belirlenen iş süresinin bitmesine rağmen çalışmalar tamamlanamadı. İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün sorumluluğunda yürütülen restorasyon yarım kalınca cami, çevresine demir saçlarla kapatılarak kaderine terk edildi.   HALK VE ESNAF TEPKİLİ Birgi Mahallesi Muhtarı Mutlu Sulukan, caminin ikinci ihale aşamasını beklediğini ve hala ihaleye çıkılmadığını ifade ederek, "Tasarruf tedbirleri kapsamında, diyorlar; ama hala bekliyoruz. Bir an önce hayata geçirilip tekrardan kazandırılması gerekiyor; çünkü çok ziyaretçisi var, soran kişiler de çok. Aydınoğlu Beyliği'ne dayanan tarihi bir cami. Birgi'mizin sembollerinden biri bu cami. İç tarafında eksiklikler var, çatısı onarıldı ve yapılması gereken bir takım tadilatlar var" dedi.   Cami çevresindeki esnaf da durumdan şikayetçi. Esnaf Çağatay Mutlu, restorasyonun yavaş ilerlemesinden ve belirsizlikten yakınarak, "3-4 senedir bu şekilde bekliyor cami. Biz insanlara cevap vermekten artık yorulduk. Kendi işlerimizi de aksattı bu durum. Etrafı sacla çevrildi ve merdivenle içeri giriş yapıyoruz. İşlerimizi yüzde 100 etkiledi; çünkü çok yavaş ilerliyor. Ödenek çıkmadığı da söyleniyor" diye belirtti. Niyazi Aslantaş ise ibadethanenin kapalı olmasının mahalle hayatına etkisini, "Gelen ziyaretçilerimiz de camimizi soruyor. Namaz kılmak isteyenler olunca diğer camilere yönlendiriyoruz. Şu an bir çalışma da yok. Cenazemiz oluyor, sala verilmiyor. Mahallemizde bir insan bile ölse, salasını duyamıyoruz. Kendi komşumuz öldüğünde bile haberimiz olmuyor" sözleriyle vurguladı.

Anadolu’nun Ahşap Camileri UNESCO Listesinde Haber

Anadolu’nun Ahşap Camileri UNESCO Listesinde

Anadolu-Türk mimarisinde genellikle kesme taş kullanılırken, ahşap tavan ve desteklerle inşa edilen camiler ayrı bir önem taşıyor. 13. ve 14. yüzyıllarda inşa edilen bu yapılar, Türklerin Orta Asya’daki mimari üslubunu hatırlatıyor. Sade dış görünümlerinin aksine, iç mekanları kalem işi süslemelerle renklenmiş olan camiler, ahşap oymacılığına ve işçiliğe vurgu yaparak belirli bir yapı tipinin en seçkin örneklerini temsil ediyor. Türkiye’nin Afyonkarahisar, Ankara, Eskişehir, Kastamonu ve Konya illerindeki beş cami, "Anadolu’nun Orta Çağ Dönemi Ahşap Hipostil Camileri" olarak 2023’te UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alındı. AFYONKARAHİSAR ULU CAMİİ: 1272-1277 yılları arasında yaptırılan bu cami, Selçuklu dönemi mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. 40 ahşap sütun üzerine oturtulmuş olan cami, ahşap minberi ve taş mihrabıyla dikkat çekiyor. Kalem işi bezemelerinin bir kısmı tahrip olsa da tarihi zenginliği göz kamaştırıyor. AHİ ŞERAFETTİN CAMİİ: Ankara Kalesi’nin güney ucundaki bu cami, ahşap işçiliği ve özgün mimarisiyle tanınıyor. Caminin ceviz ağacından yapılmış minberi, devrinin en zarif örneklerinden kabul ediliyor. Üç giriş kapısı olan yapının en dikkat çekici bölümü, taç kapısı olarak öne çıkıyor. SİVRİHİSAR ULU CAMİİ: Eskişehir’de yer alan bu caminin, 1231-1232 yıllarında inşa edildiği tahmin ediliyor. 67 ahşap direkle desteklenen çatısı, Bizans başlıklarının kullanımı ile dikkat çekiyor. Kündekari tekniğiyle yapılmış ceviz ağacından minberi ve aydınlık feneriyle Anadolu Selçuklu dönemi mimarisinin nadide örnekleri arasında gösteriliyor. MAHMUT BEY CAMİİ: Bindirme tekniğiyle inşa edilmiş olan cami, Kastamonu’ya 18 km uzaklıkta bulunuyor. Ahşap giriş kapısı, oymacılık sanatıyla yapılmış nadir bir eser olan caminin kapısı, Kastamonu Etnografya Müzesi’nde sergilenmeye devam ediyor. EŞREFOĞLU CAMİİ: Beyşehir Gölü’ne yakın olan bu cami, Anadolu’daki en büyük ahşap cami olarak bilinir. 40’tan fazla ahşap sütunla yükselen yapı, ceviz ağacından oyulmuş minberi ve renkli kalem işi süslemeleriyle dikkat çeker.

Sivas’ta 458 Sit Alanı Bulunuyor: Tarihi Eserlerde Bakım ve Işıklandırma Eksikliği Haber

Sivas’ta 458 Sit Alanı Bulunuyor: Tarihi Eserlerde Bakım ve Işıklandırma Eksikliği

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı "Kültürel Miras İstatistikleri"ni yayımladı ve bu verilere göre Sivas’ta 458 sit alanı bulunuyor. Bu alanlardan 453’ü arkeolojik, 3’ü tarihi, 1’i kentsel ve 1’i karma sit alanı olarak tanımlanıyor. Sivas Turizm Derneği Başkanı Hakan Bakar ise yaptığı açıklamada bu tarihi alanların bakım ve restorasyonuna yeterince sahip çıkılamadığını belirtti. Bakar, “Çevre düzenlemesi ve restorasyonlar yapılıyor ancak mevsimsel koşullar nedeniyle bu çalışmaları devam ettirme konusunda eksiklikler yaşıyoruz” dedi. “Sivas, birçok tarihi eseri barındırıyor” Hakan Bakar, TÜİK’in Türkiye genelindeki sit alanlarıyla ilgili verilerinin Sivas için de önemli bilgiler içerdiğini vurgulayarak, “2023 verilerine göre Sivas’ta 458 sit alanı bulunuyor. 2019’da bu sayı 388 civarındaydı. Yani son yıllarda 60-70 yeni sit alanı tespit edildi. Sivas’ın tarihi geçmişi M.Ö. dönemlere dayanıyor ve yerin altında hala keşfedilmeyi bekleyen zenginlikler var. Yoğun araştırmalarla yeni sit alanları ortaya çıkıyor” diye konuştu. Tarihi yapılar sokak sokak değişiyor Sivas’ta gezginler için ideal bir şehir merkezi bulunduğunu belirten Bakar, “Cumhuriyet Meydanı’nda Osmanlı, Selçuklu ve Cumhuriyet Dönemi’ne ait birçok eseri bir arada görebilirsiniz. Bir kaldırımdan diğerine geçtiğinizde yüzyıllar arasındaki farkı hissediyorsunuz. Kongre binası ve Kale Camii gibi yapılar sadece birkaç adım mesafede ve bu, ziyaretçiler için büyük bir avantaj sağlıyor” dedi. Tabelalar ve ışıklandırmada eksiklikler var Bakar, tarihi eserlerin tanıtımında ve bakımında eksiklikler olduğuna dikkat çekerek, “Tabelalarımız yeterince bilgilendirici değil ve çoğu zaman uygun yerlere yerleştirilmemiş. Ayrıca meydandaki bazı önemli yapılar, özellikle Çifte Minare ve Buruciye Medresesi, ışıklandırılmadığı için gece karanlıkta kalıyor. Bu bölgelerin aydınlatılması, tarihi eserlerin daha da öne çıkmasını sağlayacak” ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin en büyüğü Selçuklu Çiçek Bahçesi ilgi odağı oluyor Haber

Türkiye'nin en büyüğü Selçuklu Çiçek Bahçesi ilgi odağı oluyor

Konya'nın merkez Selçuklu ilçesinin gözde ziyaret mekanlarından olan Selçuklu Çiçek Bahçesi 27 tür, 60 çeşitte 395 bin adet çiçekle ziyaretçilerini mest ediyor. Hafta sonu Konya'da en çok ziyaret edilen mekanlardan bir tanesi olan bahçe yerli ve yabancı misafirlerin büyük beğenisini alıyor. Selçuklu Belediyesi'nin Konya'nın en büyük parklarından biri olan Kelebekler Vadisi Parkı'nda oluşturduğu gözde ziyaret mekanlarından Selçuklu Çiçek Bahçesi, rengarenk çiçekleriyle misafirlerin yoğun ilgisini çekiyor. Tropikal Kelebek Bahçesi'nin hemen yanında bulunan Selçuklu Çiçek Bahçesi bu destinasyonda aldığı ziyaretçi sayısı ile Konya turizmine katkı sağlamayı sürdürüyor. Selçuklu Çiçek Bahçesi 11 bin 500 metrekarelik alanıyla bünyesinde 27 türde ve 65 çeşitte, 395 bin çiçek bulunduruyor. Türkiye'nin en büyük çiçek bahçesi olan ve yıl içerisinde yerli-yabancı yüz binlerce turist tarafından ziyaret edilen bahçe, bu yaz döneminde de fotoğraf tutkunlarının favori ziyaret mekanı olmaya devam ediyor. “Selçuklu'muzu güzelleştirirken şehrimizin turizmine de önemli katkılar sağlamaya devam ediyoruz” Selçuklu Çiçek Bahçesi'nin Türkiye'nin en büyük çiçek bahçesi olduğunu belirten Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, “Çiçek bahçemiz Selçuklu'muza olduğu gibi Konya'mıza da değer katıyor. Bahçemiz her yıl yenilenen peyzajıyla yerli ve yabancı misafirlerimizin ilgi odağı oluyor. Binlerce çiçeğin bulunduğu rengarenk bahçemiz misafirlerimizin büyük beğenisini alıyor. Bu durum bizleri fazlasıyla mutlu ediyor. Selçuklu'muzu güzelleştirirken şehrimizin turizmine de önemli katkılar sağlamaya devam ediyoruz. Kelebek Bahçemizin hemen yanında yer alan bahçemize tüm misafirlerimizi ve fotoğraf tutkunlarını da bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Türkiye'nin farklı noktalarından bahçeye gelen misafirler ise çiçek bahçesindeki güzelliklerden dolayı duydukları memnuniyetini dile getirerek Selçuklu Belediyesi'ne teşekkür etti. Selçuklu Çiçek Bahçesi, pazartesi günleri hariç haftanın 6 günü 09.00-20.00 saatleri arasında ziyaretçilerini bekliyor.

Turkey's first and only 'Time Museum' is in Selçuklu Haber

Turkey's first and only 'Time Museum' is in Selçuklu

In the Time Museum, Turkey's first and only museum dedicated to time, restored by the Selçuklu Municipality of Konya, many rare artifacts related to time from the Ottoman and Republican periods are displayed. Located in Konya's historically rich Sille neighborhood, the Time Museum takes visitors on a journey through time, showcasing artifacts from the Roman period to the Republic era. Established in 2012 after restoration by the Selçuklu Municipality as part of a commitment to preserving history and cultural heritage, the museum is housed in the Sille Chapel and features numerous timekeeping instruments used over the centuries from the Ottoman and Republican periods. The museum features many artifacts that carry time and history into the present.” Reflecting Sille's thousands of years of multi-religious and multicultural heritage, the museum is located on top of a cemetery in the southwestern part of Baraj Road in Sille. This aspect of the museum is notable for being situated next to and intertwined with both Muslim and Christian cemeteries. Among the museum's interesting artifacts are specially designed watches from the Ottoman and Republican periods, daily registers arranged by timekeepers and set for general use, pocket and desk calendars, and handwritten and printed calendars used in official offices. Additionally, the museum showcases several remarkable pieces, including gold and silver pocket watches, a calendar with a ruler containing geographic and economic data from the Turkish Aeronautical Association, a Roman-period archaeological example of a sundial, and a reproduction of an Ottoman-era sundial still found on the qibla wall of the Konya Hacı Hasan Mosque. The museum also houses a 170-year-old clock and a 200-year-old calendar. The Sille Time Museum has been awarded the "Sustainability Award" in the "Historical Cities Union, Historical and Cultural Heritage Protection Project and Implementation Encouragement Competition" organized by the Historical Cities Union. The Time Museum is open for visits six days a week, from 10:00 AM to 6:00 PM, except on Mondays.

Türkiye'nin ilk ve tek “Zaman Müzesi” Selçuklu'da Haber

Türkiye'nin ilk ve tek “Zaman Müzesi” Selçuklu'da

Konya'nın merkez Selçuklu İlçe Belediyesi tarafından gerçekleştirilen restorasyon ile kültür turizmine kazandırılan Türkiye'nin ilk ve tek Zaman Müzesi'nde, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait zaman ile ilgili birçok nadide eser sergileniyor. Konya'nın binlerce yıllık tarihi geçmişe sahip olan Tarihi Sille Mahallesi'nde bulunan Türkiye'nin ilk Zaman Müzesi, Roma döneminden Cumhuriyet dönemine kadar uzanan zaman kavramıyla ilgili birçok eser ile ziyaretçilerini zamanda yolculuğa çıkarıyor. Selçuklu Belediyesi tarafından tarihe vefa kapsamında turizmin geliştirilmesi, tarihi ve kültürel mirasa sahip çıkılması amacıyla 2012 yılında restorasyonu tamamlanan ve Sille Şapeli'nde kurulan müzede, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait yüzlerce yıl kullanılan zamanı gösteren araçlar sergileniyor. “Zamanı ve geçmişi günümüze taşıyan birçok eser müzede yer alıyor” Sille'nin binlerce yıl süren çok dinli ve çok kültürlü yapısını yansıtan müze, Sille'de Baraj yolunun güney-batı kısmında kalan mezarlığın üzerinde yer alıyor. Bu yönüyle Müslüman ve Hristiyan mezarlıklarıyla yan yana ve iç içe olan müzenin ilgi çeken eserleri arasında Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait özel tasarım saatler, muvakkitler tarafından düzenlenen ve genel kullanıma tanzim edilen ruznameler, cep ve masa takvimleri ve resmi dairelerde kullanılan el yazma-baskı takvimler yer alıyor. Ayrıca altın, gümüş köstekli cep saatleri, Türk Hava Kurumuna ait, illere göre coğrafik ve ekonomik verilerin bulunduğu cetvelli takvim, Roma dönemi arkeolojik güneş saati örneği ve halen Konya Hacı Hasan Camisi kıble duvarında bulunan Osmanlı dönemi güneş saati reprodüksiyonu gibi birçok eser dikkat çekiyor. Müzede 170 yaşındaki saat, 200 yaşındaki takvim bulunuyor. Sille Zaman Müzesi, Tarihi Kentler Birliği tarafından düzenlenen "Tarihi Kentler Birliği, Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışması" çerçevesinde "Süreklilik Ödülü"ne de sahip. Zaman Müzesi pazartesi günü hariç haftanın 6 günü 10.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.

Selçuklu mirası bin 100 yıllık tarihi kale turizme kazandırılıyor Haber

Selçuklu mirası bin 100 yıllık tarihi kale turizme kazandırılıyor

Tarihi eserlerin ihyası ve restorasyonu konusunda önemli çalışmalar yürüten Çorum Belediyesi, tarihi kalenin restorasyon çalışmalarına devam ediyor. Çalışma kapsamında kalenin bedenlerinin restorasyonu, aydınlatma çalışması ve kale etrafının drenaj hattı yapılacak. Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın’ın Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yaptığı görüşmeler neticesinde hazırlanan protokol, geçtiğimiz temmuz ayında Çorum Valiliği ve Çorum Belediyesi arasında imzalanmıştı. Protokole göre restorasyon maliyetinin yarısı bakanlık, yarısı da Çorum Belediyesi tarafından karşılanacak. Şehrin en önemli tarihi yapıları arasında yer alan Çorum Kalesi’nin restorasyon ihalesini kazanan yüklenici firma çalışmalarına devam ediyor. Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, şehrimizin kültürel varlıklarının korunması adına çok önemli bir adımı attıklarını belirterek, Selçuklu mirası olan 1100 yıllık Çorum Kalesi’nin şehrimizin en önemli tarihi eserlerinden birisi oldu olduğuna vurgu yaptı. Tarihi kalenin Çorum’un kimliği ve geleceği açısından son derece önemli bir yapı olduğunu ifade eden Başkan Aşgın, “Şu anda beden yüzeylerinde derz temizliği yapılıyor, özgün derz içeriği ve görseline ulaşmak için numuneler hazırlandı. Danışman hoca ile 1 numune üzerinde mutabık kalındı, derzi temizlenen yerlerde taşlarda eksiklik yok ise derz imalatı yapılacak. Eksiklik olan yerlerde taş onarımı yapılacak.” dedi. Başkan Aşgın, restorasyonunun yüzde 50’sinin Çorum Belediyesi, yüzde 50’sinin ise Kültür ve Turizm Bakanlığı hibesiyle karşılanacağını sözlerine ekledi.

Selçuklu’nun sembol mekanlarına yoğun ilgi Haber

Selçuklu’nun sembol mekanlarına yoğun ilgi

Konya’nın merkez Selçuklu ilçesinin uğrak mekanları bayram tatilinde misafirlerin gözdesi oldu. Tropikal Kelebek Bahçesi, Selçuklu Seyir Tepesi ve müzeler yoğun ziyaretçi trafiğine sahne olarak yaklaşık 100 bin kişiyi ağırladı. Ünü Konya sınırlarını aşan ve Selçuklu’da Konya turizmine önemli katkılar sağlayan Selçuklu’nun sembol mekanları uzun bayram tatilinde yoğun ilgi gördü. Tabiatın şehir yaşamıyla buluştuğu Tropikal Kelebek Bahçesi, Sille Baraj Park, Selçuklu Seyir Tepesi, Sille ve müzeler Konya’ya bayram tatili için gelen ve uzun bayram tatilini fırsat bilen ziyaretçileri misafir etti. Uzun bayram tatilinde Selçuklu yaklaşıl 100 bin kişiyi ağırladı. Tabiatın tüm renkleri Sille Baraj Parkta Selçuklu’nun güzide mekanlarından olan, tabiatın her rengini ve atmosferini barındıran Sille Baraj Park uzun bayram tatilinde birçok ziyaretçi ağırladı. Ziyaretçilere doğada temiz bir nefes aldıran Sille Barajı 30 bin misafirle bayram tatilinde en çok tercih edilen mekanlardan bir tanesi oldu.Binlerce yıllık geçmişe sahip olan Sille, Aya Eleni Müzesi, Sille Müzesi ve Zaman Müzesi de en çok ziyaret edilen mekanlar arasında yer aldı. Konya’da Mevlana Müzesi’nden sonra en çok ziyaret edilen mekanların başında gelen Konya Tropikal Kelebek Bahçesi uzun bayram tatilinde ziyarete gelen misafirlerin kelebekleri görmesine tanıklık etmesine vesile oldu. 60 tür kelebeğe doğal yaşam alanı sunan bahçede 98 türe ait 20 bin adet bitki de bulunurken bayram tatilinde bahçeye gelen 26 bin 530 kişi hatıralarına ekledi. “Misafirlerimizi Selçuklu’da ağırlamaktan mutluluk duyduk” Uzun bayram tatilinde Konya’dan ve Konya dışından gelen misafirleri ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını ifade eden Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, “Belediyemiz tarafından hizmete kazandırdığımız tesislerimizde Konya’ya gelen misafirlerimizi ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu yıl Ramazan Bayramı tatilinin uzun olması sebebiyle birçok misafirimizi Selçuklu’da ağırladık. Bayram heyecanını sevdikleriyle paylaşan vatandaşlarımız Selçuklumuzun sembolleşen gözde ziyaret mekanlarına tercih ettiler. Bayram tatilinde Konya Tropikal Kelebek Bahçesi, Sille Baraj Park ve müzelerimizde yaklaşık 100 bin vatandaşımızı ağırladık. Öncelikle ben gerek Konya içerisinden gelen gerekse şehir dışından, yurt dışından gelen misafirlerimize ziyaretleri sebebiyle çok teşekkür ediyorum onları tekrar ziyarete bekliyoruz ve gelmeyenleri de Selçuklu medeniyetine başkentlik yapan Konya'mıza, Selçuklumuza buradaki tarihi, doğal ve turistik yolculuğa bekliyoruz” diye konuştu.

Selçuklu mezar taşları koruma altına alındı Haber

Selçuklu mezar taşları koruma altına alındı

Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü'nün kıyı kesimlerinde kuraklık nedeniyle yaşanan çekilme devam ediyor. Van Gölü kıyılarında yıllar önce seviyenin yükselmesi nedeniyle su altında kalan yapılar, çekilmeyle gün yüzüne çıkıyor. Gevaş ilçesindeki Selçuklu Mezarlığından taşınan taşlarla yapılan ancak zamanla su altında kalan iskele, seviyenin düşmesiyle yeniden ortaya çıktı. İskeledeki Selçuklu dönemine ait 35 mezar taşı, Van Müze Müdürlüğündeki uzman ekiplerce uzun uğraşlar sonucu sudan çıkarıldı. Taşlar Selçuklu Mezarlığına yerleştirilecek Üzerlerindeki yazı ve geleneksel motiflerle dikkati çeken 2 metrelik tarihi mezar taşları, müzeye taşındı. Koruma altına alınan mezar taşları, üzerlerindeki liken tabakaları temizlendikten sonra yeniden Selçuklu Mezarlığına yerleştirilecek. Müze Müdürü Erdal Acar, AA muhabirine, tehlikeye açık hale gelen yapıların korunması için çalışma yürüttüklerini söyledi. Göl sularının çekilmesiyle iskele yapımında kullanılan tarihi mezar taşların gün yüzüne çıktığını anlatan Acar, "Yapılan araştırmalarda 1930, 1940'lı yıllarda Selçuklu Mezarlığından şahideler ve bazı sanduka parçaları buraya getirilerek iskele yapımında kullanılmış. Son zamanlarda Van Gölü'nde su seviyesinin azalmasıyla bu mezar taşları görünür hale geldi. Biz de Kültür ve Turizm Bakanlığımızdan gerekli izin ve destekleri alarak göl içinde ve göl kenarında görünür vaziyetteki 35 İslami mezar taşını arkeoloji müzesindeki taş laboratuvarımıza götürüyoruz." diye konuştu. Çalışmayı uzman ekiplerle hassasiyetle yürüttüklerini belirten Acar, uzun zaman gölün tuzlu ve sodalı suyunda kalan taşlarda birtakım kimyasallarla restorasyon ve konservasyon çalışmalarının yapılacağını ifade etti. Yaklaşık 4 aylık bir çalışmanın ardından gelecek kazı sezonunda taşları ait oldukları Selçuklu Mezarlığına yerleştirecekleri dile getiren Acar, şu bilgileri paylaştı: "Diyarbakır Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı Müdürlüğünden ekipler ve Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesinden uzmanlar dalış yaparak incelemelerde bulundular. Su altı inceleme ve belgelendirmeleri yapıldı. Hassas bir şekilde yerinden almamız gerekiyordu çünkü yıllarca sodalı ve tuzlu suyun içinde kalmışlar. Yapısal özelliklerinden dolayı bazı erimeler ve üzerinde liken denilen birtakım oluşumlar, yosunlaşmalar olmuş. Bu nedenle çok hassas şekilde çalışma yürütülüyor. Tarihi taşların açığa çıkmasını bir fırsat olarak gördük. Beşeri ve iklimsel tehlikeye de açık hale geldi. Biz de bu çalışmalarımızla koruma altına almış olduk."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.