Hava Durumu

#Selçuklu

TOURISMJOURNAL - Selçuklu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Selçuklu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Palu’da 3 bin yıllık geçmiş gün yüzüne çıkıyor Haber

Palu’da 3 bin yıllık geçmiş gün yüzüne çıkıyor

Elazığ’ın Palu ilçesinde bulunan 3 bin yıllık tarihi Palu Kalesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığının onayının ardından arkeolojik çalışmalar başlıyor. Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat bölümünde bulunan, yaklaşık 7 bin yıllık tarihe sahip olan Elazığ'ın Palu ilçesinde bulunan Palu Kalesinde arkeolojik çalışmalar başlıyor. Urartu Kralı Menuas tarafından inşa edilen ve Murat Nehri kıyısında yükselen Palu Kalesi, yaklaşık 3 bin yıllık geçmişiyle Anadolu’nun en eski ve etkileyici yapılarından biri olma özelliğini taşımaya devam ediyor. Kalenin içerisinde Urartu dönemine ait çivi yazılı kitabeler, kaya mezarları, tüneller, tapınaklar, nişler ve su sarnıçları gibi birçok arkeolojik kalıntıya ev sahipliği yapan bu görkemli yapı yer alıyor. Aynı zamanda Artuklu, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden izler taşıyan saray, sur ve askeri yapılarıyla da dikkat çekiyor. Kalenin güney ve güneydoğusunu çevreleyen Murat Nehri ile kuzey ve batısındaki sarp kayalıklar, burayı doğal bir savunma kalesi haline getiriyor. Bu özelliği sayesinde, tarih boyunca ele geçirilmesi son derece zor bir yapı olarak bilinen Palu Kalesi, ünlü seyyah Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde 'Göğe baş uzatmış bir kale' sözleriyle betimlenmiştir. Eşsiz tarihi ve doğal güzelliklere sahip bu miras, hava şartlarının elverişli olması durumunda önümüzdeki günlerde başlayacak kazı ve temizlik çalışmalarıyla yeniden gün yüzüne çıkarılacak. Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, "Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın onayıyla, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz tarafından yürütülecek proje kapsamında kalede kapsamlı bir arkeolojik çalışma gerçekleştirilecektir. Amacımız, Palu Kalesi’ni yalnızca tarih meraklıları için değil, aynı zamanda yerli ve yabancı turistler için de cazip bir destinasyon haline getirmektir. Yapılacak çalışmalar sayesinde Palu Kalesi, sahip olduğu tarihi ve doğal değerlerle sadece ilimizin değil, ülkemizin de en önemli kültürel miraslarından biri olacaktır. Projenin, bölge turizmine ivme kazandırarak yerel ekonomiye önemli katkılar sağlamasını hedeflemekteyiz" ifadelerine yer verildi.

Konya’da Tarihi Doku Yeniden Canlandırılıyor Haber

Konya’da Tarihi Doku Yeniden Canlandırılıyor

KONYA (İHA) - Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın destekleriyle, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Karatay Belediyesi iş birliğiyle yürütülen Karatay Türbe Arkası Kentsel Yenileme Projesi hızla ilerliyor. Projenin ilk etabı olan Arasta Çarşısı'nın, Aziziye Mahallesi'nde 84 iş yerinden oluşması planlanıyor. 6 bin 427 metrekare arsa alanı ve 3 bin 4 metrekare inşaat alanına sahip çarşı, 223 milyon 656 bin TL’lik yatırımla hayata geçirilecek. Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, projenin Konya için büyük bir değer taşıdığını belirterek, çarşının tamamlandığında yerli ve yabancı turistler için cazibe merkezi olacağını ifade etti. "Geçmişle bugünü birbirine bağlayacak, şehrimizi turizmde önemli bir güce ulaştıracak, kendine özgü geleneksel dokulu yapılara ve etkin kullanım mekanlarına sahip, şehrin değerlerini taşıyan, yaşayan ve yaşatan bir merkezin temellerini attık. Türkiye'nin en büyük ihya projelerinden biri olan Karatay Türbe Arkası Kentsel Yenileme Projesi'nin önemli adımlarından biri olan ‘Arasta Çarşımızın' da ilçemize ve şehrimize büyük bir değer katacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı. Başkan Kılca, "Hazreti Mevlana Türbesi'nden başlayarak Mevlana Kültür Merkezi'ne kadar olan bu alanda; müzeler, butik oteller ve çevre düzenlemeleriyle, şehrimizin turizm potansiyelini daha da güçlendireceğiz. Proje çerçevesinde, Hazreti Mevlana Türbesi'nin arkasında yer alan 100 bin metrekarelik alanı, tarihi ve kültürel dokusuna uygun şekilde yeniden düzenleyeceğiz" dedi. Karatay Türbe Arkası projesinin kültürel mirası koruyarak gelecek nesillere aktarmayı hedeflediğini vurguladı. Proje kapsamında müzeler, butik oteller ve kitap kahve gibi sosyal alanlarla bölgenin tarihi atmosferi yeniden canlandırılacak. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da Mevlana Müzesi ve çevresindeki dönüşüm çalışmalarının önemine değinerek, bu projeyle şehrin tarihi dokusunu güçlendireceklerini söyledi. "3 milyondan fazla insanın ziyaret ettiği Mevlana Müzesi ve türbesi etrafında önemli işler yapıyoruz. Bildiğiniz gibi Konya Selçuklu‘nun Darülmülkü ve bu projelerimizin ismini Konya'nın Darülmülk projeleri koyduk. İlk etapta ‘Türbe Önü Çarşıları' ile başlamıştık. Mevlana ve Altın Çarşı'da çok önemli bir dönüşüm gerçekleştirdik. Yine Konya'ya örnek bir iş oldu ve yüzde 100 mutabakatla esnafımızla anlaşarak Türbe Önü Çarşılarını yeniledik ve şu anda gelen ziyaretçilerimize hizmet veriyor. Ayrıca Suriçinde 20 farklı noktada çalışmalar yürütüyoruz" diye ekledi. Türbe Arkası Kentsel Yenileme Projesi’nin ilk etabı olan Arasta Çarşısı'nın ardından Mevlevihane ve diğer kültürel alanların da projeye dahil edileceğini belirtti. Temel atma törenine Karatay Kaymakamı Cengiz Ayhan, AK Parti önceki dönem Milletvekili Ahmet Sorgun, AK Parti İl Başkan Vekili Kazım Küçükçöğen, AK Parti İl Kadın Kolları Başkanı Özlem Yılmaz, Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, Hadim Belediye Başkanı Mehmet Çetiner, AK Parti Karatay İlçe Başkanı Akif Demirci, MHP Karatay İlçe Başkanı Mustafa Ünver, AK Parti Karatay İlçe Kadın Kolları Başkanı Hülya Işık ve Karatay İlçe Müftüsü Musa İmamoğlu katılım gösterdi. Şehircilik ve turizmi bir araya getiren bu büyük dönüşüm projesiyle, Konya’nın tarihi kimliği korunarak modern şehir hayatına entegre edilecek.

Türkiye'nin Efsane Lezzeti Döner, Almanya ile Tartışma Konusu Haber

Türkiye'nin Efsane Lezzeti Döner, Almanya ile Tartışma Konusu

İSTANBUL (İHA) - Türkiye'nin dünyaca ünlü lezzeti döner, Almanya tarafından "Geleneksel Ürün Adı" ile kendi adına tescil ettirilmek isteniyor. Türkiye’nin önde gelen döner üreticilerinden Bereket Döner ise bu girişime karşı bin yıllık belgelerle ve bilimsel bir makaleyle itiraz etti. Avrupa Komisyonu’na başvurularını tamamlayan Türkiye, dönerin Türk yiyeceği olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Avrupa Komisyonu, Almanya’nın döner üzerindeki hak iddiasını değerlendirerek iki tarafı uzlaşıya davet etti. Ancak Türkiye, dönerin Osmanlı ve Selçuklu dönemlerindeki köklerini ve tarihi bağlarını ortaya koyarak bu tartışmada haklı olduğunu savunuyor. TARİHİ BELGELER AVRUPA’YA GÖNDERİLDİ Bereket Döner, Osmanlı bilgini Takiyeddin Efendi ve ünlü seyyah Evliya Çelebi’nin çalışmalarını içeren akademik bir raporu Avrupa Komisyonu’na iletti. Raporda, Takiyeddin Efendi’nin döner mekanizması için yaptığı çizimler ve Osmanlı dönemine ait gravürler yer alıyor. Ayrıca Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde dönerin tarihsel bir mutfak ürünü olduğuna dair belge ve fotoğraflar da çalışmaya eklendi. "DÖNERİN ANAVATANI TÜRKİYE’DİR" Bereket Döner Yönetim Kurulu Başkanvekili Mevlüt Ceyhun Tekdemir, Avrupa Komisyonu’nun bu konuda hukuki ve doğru bir karar vereceğine inandığını belirterek, "Avrupa Komisyonu'nun en doğru ve hukuki kararı vereceğine inanıyoruz. Türkiye'nin tezlerinin haklılığı, dönerin bir Türk lezzeti olduğu tartışmasız bir gerçektir. Gerek Avrupa gerekse Türkiye'nin siyasi, sosyolojik ve kültürel kaynaklarına bakıldığında da bu gerçeği doğrulayacak yüzlerce kaynak, belge ve fotoğraf bulunmaktadır" dedi. "ALMANYA, KENDİ ÜNİVERSİTESİNE BAKSIN" Tekdemir, Almanya’nın dönerin kökenine dair bilgiye ulaşmak için Frankfurt Goethe Üniversitesi’ndeki Arap-İslam Bilimler Tarihi Enstitüsü’ne bakmasının yeterli olduğunu söyledi. "Osmanlı astronom ve mühendisi Takiyeddin Efendi’nin çizimlerini referans alabilirler", diyen Tekdemir, "Türkiye’nin Dünyaca Ünlü Lezzeti: Döner" adlı çalışmayı Avrupa Komisyonu’na teslim ettiklerini belirtti. "AVRUPA GERÇEK DÖNER LEZZETİNE KAVUŞACAK" Tekdemir, Avrupa’ya gerçek Türk dönerini tattırmak için yeni bir girişimde bulunacaklarını da açıkladı. Tekdemir, "Avrupa damaklarını fethetmek için bir Bereket Döner kuruluşu olan Döner Point markasıyla başta Almanya olmak üzere Avrupa'nın tüm şehirlerinde şube açmayı düşünüyoruz" dedi. Avrupa Komisyonu’nun kararının, Türkiye ve Almanya arasında süregelen döner tartışmasına net bir çözüm getirmesi bekleniyor. Türkiye’nin sunduğu tarihi belgeler ve bilimsel veriler ışığında, dönerin Türk mutfağının bir parçası olduğu uluslararası bir platformda tescil edilmek isteniyor.

Aydınoğlu Mehmet Bey’in 712 Yıllık Mirası Yalnız Kaldı Haber

Aydınoğlu Mehmet Bey’in 712 Yıllık Mirası Yalnız Kaldı

İZMİR (İHA) - İzmir’in Ödemiş ilçesi Birgi Mahallesi’nde yer alan ve Anadolu’daki beylikler döneminin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen Aydınoğlu Mehmet Bey Camii, 3 yıldır süren restorasyon çalışmalarının tamamlanamaması nedeniyle ibadete kapalı durumda. 14. yüzyılda Aydınoğlu Beyliği'nin kurucusu Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından yaptırılan cami, hem tarihsel hem de kültürel açıdan büyük öneme sahip.   BEYLİKLER DÖNEMİNDEN BİRGİ'NİN SEMBOLÜ Birgi Mahallesi, Aydınoğlu Beyliği’ne başkentlik yapmış bir yerleşim yeri olarak, tarihin izlerini taşıyor. Aydınoğlu Mehmet Bey Camii ve Ümmü Sultan Şah Türbesi, bölgenin en önemli tarihi yapılarından. Halk arasında "Aslanlı Cami" ya da "Ulu Cami" olarak da bilinen yapı, Selçuklu mimarisinin "çok ayaklı camiler" grubunda yer alırken, yerli-yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor.   RESTORASYON YILLARDIR TAMAMLANAMIYOR 2012 yılından bu yana bakımsızlık ve ilgisizlikle gündeme gelen caminin restorasyonu, 6 Ekim 2021’de ihale edilmiş ve 12 Kasım 2021’de teslim alınmıştı. Ancak 600 gün olarak belirlenen iş süresinin bitmesine rağmen çalışmalar tamamlanamadı. İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün sorumluluğunda yürütülen restorasyon yarım kalınca cami, çevresine demir saçlarla kapatılarak kaderine terk edildi.   HALK VE ESNAF TEPKİLİ Birgi Mahallesi Muhtarı Mutlu Sulukan, caminin ikinci ihale aşamasını beklediğini ve hala ihaleye çıkılmadığını ifade ederek, "Tasarruf tedbirleri kapsamında, diyorlar; ama hala bekliyoruz. Bir an önce hayata geçirilip tekrardan kazandırılması gerekiyor; çünkü çok ziyaretçisi var, soran kişiler de çok. Aydınoğlu Beyliği'ne dayanan tarihi bir cami. Birgi'mizin sembollerinden biri bu cami. İç tarafında eksiklikler var, çatısı onarıldı ve yapılması gereken bir takım tadilatlar var" dedi.   Cami çevresindeki esnaf da durumdan şikayetçi. Esnaf Çağatay Mutlu, restorasyonun yavaş ilerlemesinden ve belirsizlikten yakınarak, "3-4 senedir bu şekilde bekliyor cami. Biz insanlara cevap vermekten artık yorulduk. Kendi işlerimizi de aksattı bu durum. Etrafı sacla çevrildi ve merdivenle içeri giriş yapıyoruz. İşlerimizi yüzde 100 etkiledi; çünkü çok yavaş ilerliyor. Ödenek çıkmadığı da söyleniyor" diye belirtti. Niyazi Aslantaş ise ibadethanenin kapalı olmasının mahalle hayatına etkisini, "Gelen ziyaretçilerimiz de camimizi soruyor. Namaz kılmak isteyenler olunca diğer camilere yönlendiriyoruz. Şu an bir çalışma da yok. Cenazemiz oluyor, sala verilmiyor. Mahallemizde bir insan bile ölse, salasını duyamıyoruz. Kendi komşumuz öldüğünde bile haberimiz olmuyor" sözleriyle vurguladı.

Anadolu’nun Ahşap Camileri UNESCO Listesinde Haber

Anadolu’nun Ahşap Camileri UNESCO Listesinde

Anadolu-Türk mimarisinde genellikle kesme taş kullanılırken, ahşap tavan ve desteklerle inşa edilen camiler ayrı bir önem taşıyor. 13. ve 14. yüzyıllarda inşa edilen bu yapılar, Türklerin Orta Asya’daki mimari üslubunu hatırlatıyor. Sade dış görünümlerinin aksine, iç mekanları kalem işi süslemelerle renklenmiş olan camiler, ahşap oymacılığına ve işçiliğe vurgu yaparak belirli bir yapı tipinin en seçkin örneklerini temsil ediyor. Türkiye’nin Afyonkarahisar, Ankara, Eskişehir, Kastamonu ve Konya illerindeki beş cami, "Anadolu’nun Orta Çağ Dönemi Ahşap Hipostil Camileri" olarak 2023’te UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alındı. AFYONKARAHİSAR ULU CAMİİ: 1272-1277 yılları arasında yaptırılan bu cami, Selçuklu dönemi mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. 40 ahşap sütun üzerine oturtulmuş olan cami, ahşap minberi ve taş mihrabıyla dikkat çekiyor. Kalem işi bezemelerinin bir kısmı tahrip olsa da tarihi zenginliği göz kamaştırıyor. AHİ ŞERAFETTİN CAMİİ: Ankara Kalesi’nin güney ucundaki bu cami, ahşap işçiliği ve özgün mimarisiyle tanınıyor. Caminin ceviz ağacından yapılmış minberi, devrinin en zarif örneklerinden kabul ediliyor. Üç giriş kapısı olan yapının en dikkat çekici bölümü, taç kapısı olarak öne çıkıyor. SİVRİHİSAR ULU CAMİİ: Eskişehir’de yer alan bu caminin, 1231-1232 yıllarında inşa edildiği tahmin ediliyor. 67 ahşap direkle desteklenen çatısı, Bizans başlıklarının kullanımı ile dikkat çekiyor. Kündekari tekniğiyle yapılmış ceviz ağacından minberi ve aydınlık feneriyle Anadolu Selçuklu dönemi mimarisinin nadide örnekleri arasında gösteriliyor. MAHMUT BEY CAMİİ: Bindirme tekniğiyle inşa edilmiş olan cami, Kastamonu’ya 18 km uzaklıkta bulunuyor. Ahşap giriş kapısı, oymacılık sanatıyla yapılmış nadir bir eser olan caminin kapısı, Kastamonu Etnografya Müzesi’nde sergilenmeye devam ediyor. EŞREFOĞLU CAMİİ: Beyşehir Gölü’ne yakın olan bu cami, Anadolu’daki en büyük ahşap cami olarak bilinir. 40’tan fazla ahşap sütunla yükselen yapı, ceviz ağacından oyulmuş minberi ve renkli kalem işi süslemeleriyle dikkat çeker.

Sivas’ta 458 Sit Alanı Bulunuyor: Tarihi Eserlerde Bakım ve Işıklandırma Eksikliği Haber

Sivas’ta 458 Sit Alanı Bulunuyor: Tarihi Eserlerde Bakım ve Işıklandırma Eksikliği

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı "Kültürel Miras İstatistikleri"ni yayımladı ve bu verilere göre Sivas’ta 458 sit alanı bulunuyor. Bu alanlardan 453’ü arkeolojik, 3’ü tarihi, 1’i kentsel ve 1’i karma sit alanı olarak tanımlanıyor. Sivas Turizm Derneği Başkanı Hakan Bakar ise yaptığı açıklamada bu tarihi alanların bakım ve restorasyonuna yeterince sahip çıkılamadığını belirtti. Bakar, “Çevre düzenlemesi ve restorasyonlar yapılıyor ancak mevsimsel koşullar nedeniyle bu çalışmaları devam ettirme konusunda eksiklikler yaşıyoruz” dedi. “Sivas, birçok tarihi eseri barındırıyor” Hakan Bakar, TÜİK’in Türkiye genelindeki sit alanlarıyla ilgili verilerinin Sivas için de önemli bilgiler içerdiğini vurgulayarak, “2023 verilerine göre Sivas’ta 458 sit alanı bulunuyor. 2019’da bu sayı 388 civarındaydı. Yani son yıllarda 60-70 yeni sit alanı tespit edildi. Sivas’ın tarihi geçmişi M.Ö. dönemlere dayanıyor ve yerin altında hala keşfedilmeyi bekleyen zenginlikler var. Yoğun araştırmalarla yeni sit alanları ortaya çıkıyor” diye konuştu. Tarihi yapılar sokak sokak değişiyor Sivas’ta gezginler için ideal bir şehir merkezi bulunduğunu belirten Bakar, “Cumhuriyet Meydanı’nda Osmanlı, Selçuklu ve Cumhuriyet Dönemi’ne ait birçok eseri bir arada görebilirsiniz. Bir kaldırımdan diğerine geçtiğinizde yüzyıllar arasındaki farkı hissediyorsunuz. Kongre binası ve Kale Camii gibi yapılar sadece birkaç adım mesafede ve bu, ziyaretçiler için büyük bir avantaj sağlıyor” dedi. Tabelalar ve ışıklandırmada eksiklikler var Bakar, tarihi eserlerin tanıtımında ve bakımında eksiklikler olduğuna dikkat çekerek, “Tabelalarımız yeterince bilgilendirici değil ve çoğu zaman uygun yerlere yerleştirilmemiş. Ayrıca meydandaki bazı önemli yapılar, özellikle Çifte Minare ve Buruciye Medresesi, ışıklandırılmadığı için gece karanlıkta kalıyor. Bu bölgelerin aydınlatılması, tarihi eserlerin daha da öne çıkmasını sağlayacak” ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin en büyüğü Selçuklu Çiçek Bahçesi ilgi odağı oluyor Haber

Türkiye'nin en büyüğü Selçuklu Çiçek Bahçesi ilgi odağı oluyor

Konya'nın merkez Selçuklu ilçesinin gözde ziyaret mekanlarından olan Selçuklu Çiçek Bahçesi 27 tür, 60 çeşitte 395 bin adet çiçekle ziyaretçilerini mest ediyor. Hafta sonu Konya'da en çok ziyaret edilen mekanlardan bir tanesi olan bahçe yerli ve yabancı misafirlerin büyük beğenisini alıyor. Selçuklu Belediyesi'nin Konya'nın en büyük parklarından biri olan Kelebekler Vadisi Parkı'nda oluşturduğu gözde ziyaret mekanlarından Selçuklu Çiçek Bahçesi, rengarenk çiçekleriyle misafirlerin yoğun ilgisini çekiyor. Tropikal Kelebek Bahçesi'nin hemen yanında bulunan Selçuklu Çiçek Bahçesi bu destinasyonda aldığı ziyaretçi sayısı ile Konya turizmine katkı sağlamayı sürdürüyor. Selçuklu Çiçek Bahçesi 11 bin 500 metrekarelik alanıyla bünyesinde 27 türde ve 65 çeşitte, 395 bin çiçek bulunduruyor. Türkiye'nin en büyük çiçek bahçesi olan ve yıl içerisinde yerli-yabancı yüz binlerce turist tarafından ziyaret edilen bahçe, bu yaz döneminde de fotoğraf tutkunlarının favori ziyaret mekanı olmaya devam ediyor. “Selçuklu'muzu güzelleştirirken şehrimizin turizmine de önemli katkılar sağlamaya devam ediyoruz” Selçuklu Çiçek Bahçesi'nin Türkiye'nin en büyük çiçek bahçesi olduğunu belirten Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, “Çiçek bahçemiz Selçuklu'muza olduğu gibi Konya'mıza da değer katıyor. Bahçemiz her yıl yenilenen peyzajıyla yerli ve yabancı misafirlerimizin ilgi odağı oluyor. Binlerce çiçeğin bulunduğu rengarenk bahçemiz misafirlerimizin büyük beğenisini alıyor. Bu durum bizleri fazlasıyla mutlu ediyor. Selçuklu'muzu güzelleştirirken şehrimizin turizmine de önemli katkılar sağlamaya devam ediyoruz. Kelebek Bahçemizin hemen yanında yer alan bahçemize tüm misafirlerimizi ve fotoğraf tutkunlarını da bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Türkiye'nin farklı noktalarından bahçeye gelen misafirler ise çiçek bahçesindeki güzelliklerden dolayı duydukları memnuniyetini dile getirerek Selçuklu Belediyesi'ne teşekkür etti. Selçuklu Çiçek Bahçesi, pazartesi günleri hariç haftanın 6 günü 09.00-20.00 saatleri arasında ziyaretçilerini bekliyor.

Turkey's first and only 'Time Museum' is in Selçuklu Haber

Turkey's first and only 'Time Museum' is in Selçuklu

In the Time Museum, Turkey's first and only museum dedicated to time, restored by the Selçuklu Municipality of Konya, many rare artifacts related to time from the Ottoman and Republican periods are displayed. Located in Konya's historically rich Sille neighborhood, the Time Museum takes visitors on a journey through time, showcasing artifacts from the Roman period to the Republic era. Established in 2012 after restoration by the Selçuklu Municipality as part of a commitment to preserving history and cultural heritage, the museum is housed in the Sille Chapel and features numerous timekeeping instruments used over the centuries from the Ottoman and Republican periods. The museum features many artifacts that carry time and history into the present.” Reflecting Sille's thousands of years of multi-religious and multicultural heritage, the museum is located on top of a cemetery in the southwestern part of Baraj Road in Sille. This aspect of the museum is notable for being situated next to and intertwined with both Muslim and Christian cemeteries. Among the museum's interesting artifacts are specially designed watches from the Ottoman and Republican periods, daily registers arranged by timekeepers and set for general use, pocket and desk calendars, and handwritten and printed calendars used in official offices. Additionally, the museum showcases several remarkable pieces, including gold and silver pocket watches, a calendar with a ruler containing geographic and economic data from the Turkish Aeronautical Association, a Roman-period archaeological example of a sundial, and a reproduction of an Ottoman-era sundial still found on the qibla wall of the Konya Hacı Hasan Mosque. The museum also houses a 170-year-old clock and a 200-year-old calendar. The Sille Time Museum has been awarded the "Sustainability Award" in the "Historical Cities Union, Historical and Cultural Heritage Protection Project and Implementation Encouragement Competition" organized by the Historical Cities Union. The Time Museum is open for visits six days a week, from 10:00 AM to 6:00 PM, except on Mondays.

Türkiye'nin ilk ve tek “Zaman Müzesi” Selçuklu'da Haber

Türkiye'nin ilk ve tek “Zaman Müzesi” Selçuklu'da

Konya'nın merkez Selçuklu İlçe Belediyesi tarafından gerçekleştirilen restorasyon ile kültür turizmine kazandırılan Türkiye'nin ilk ve tek Zaman Müzesi'nde, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait zaman ile ilgili birçok nadide eser sergileniyor. Konya'nın binlerce yıllık tarihi geçmişe sahip olan Tarihi Sille Mahallesi'nde bulunan Türkiye'nin ilk Zaman Müzesi, Roma döneminden Cumhuriyet dönemine kadar uzanan zaman kavramıyla ilgili birçok eser ile ziyaretçilerini zamanda yolculuğa çıkarıyor. Selçuklu Belediyesi tarafından tarihe vefa kapsamında turizmin geliştirilmesi, tarihi ve kültürel mirasa sahip çıkılması amacıyla 2012 yılında restorasyonu tamamlanan ve Sille Şapeli'nde kurulan müzede, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait yüzlerce yıl kullanılan zamanı gösteren araçlar sergileniyor. “Zamanı ve geçmişi günümüze taşıyan birçok eser müzede yer alıyor” Sille'nin binlerce yıl süren çok dinli ve çok kültürlü yapısını yansıtan müze, Sille'de Baraj yolunun güney-batı kısmında kalan mezarlığın üzerinde yer alıyor. Bu yönüyle Müslüman ve Hristiyan mezarlıklarıyla yan yana ve iç içe olan müzenin ilgi çeken eserleri arasında Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait özel tasarım saatler, muvakkitler tarafından düzenlenen ve genel kullanıma tanzim edilen ruznameler, cep ve masa takvimleri ve resmi dairelerde kullanılan el yazma-baskı takvimler yer alıyor. Ayrıca altın, gümüş köstekli cep saatleri, Türk Hava Kurumuna ait, illere göre coğrafik ve ekonomik verilerin bulunduğu cetvelli takvim, Roma dönemi arkeolojik güneş saati örneği ve halen Konya Hacı Hasan Camisi kıble duvarında bulunan Osmanlı dönemi güneş saati reprodüksiyonu gibi birçok eser dikkat çekiyor. Müzede 170 yaşındaki saat, 200 yaşındaki takvim bulunuyor. Sille Zaman Müzesi, Tarihi Kentler Birliği tarafından düzenlenen "Tarihi Kentler Birliği, Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışması" çerçevesinde "Süreklilik Ödülü"ne de sahip. Zaman Müzesi pazartesi günü hariç haftanın 6 günü 10.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.