Sivas Haberleri - Son Dakika Sivas Haber Güncel Gelişmeler

Summary of Sivas’ Cultural Heritage and Maintenance Issues

Türkiye's Statistical Institute (TÜİK) announced the "Cultural Heritage Statistics" for 2023. Accordingly, Sivas, which has a known 4,000-year history and has hosted many civilizations, has 458 protected areas. Of these protected areas, 453 are archaeological sites, 3 are historical sites, 1 is an urban site, and 1 is a mixed site. Hakan Bakar, President of the Sivas Tourism Association, stated in his remarks that the maintenance of such places is not being adequately performed, saying, “Environmental regulation and restoration works are being carried out, but unfortunately, we cannot take good care of these restorations seasonally in later periods.” “We host many historical artifacts in Sivas” Hakan Bakar, President of the Sivas Tourism Association, expressed that many historical artifacts are located in Sivas, stating, “As you know, the Turkish Statistical Institute recently shared various data regarding protected areas across Türkiye. If I’m not mistaken, there are 458 protected areas in Sivas, according to the data for 2023. Of course, in 2019, this data was around 388 if I remember correctly. This means that approximately 60-70 new protected areas have been added. Sivas, as you know, is a city with a history dating back to before Christ. We host many historical artifacts in Sivas. We need to think that the underground riches are essentially important here. In fact, everything is underground. With more intensive research, new protected areas are emerging.” History changes from curb to curb Bakar noted that the historical structure changes when moving from one curb to another, saying, “When people come to Sivas, especially in the Republic Square, which we describe as the historical town square, they can see many artifacts at once. This is actually a very ideal opportunity for travelers who want everything to be at their fingertips when they visit a city. Why? Because they can easily see everywhere without needing much transportation. In this area, there are Ottoman artifacts, Seljuk artifacts, and artifacts from the Republican Era. When we look, on one side we have the Congress Building, and on the other side, we have the Kale Mosque. Actually, between this İstasyon Street, which we call İnönü Boulevard, and the thirty to forty meters in between, we can experience a transition of about seven hundred to eight hundred years in historical structure. It’s almost like being transported from the Republican period to the Seljuk or Ottoman period. This is actually a very important opportunity. We can also notice that the historical structure changes when moving from one curb to another. This is of course thanks to the masterpieces that our ancestors left us.” “There is still a lack of signs” Bakar mentioned that there is a lack of promotional signs, stating, “So, can we take good care of these artifacts? This is one of the really important issues. Environmental regulation and restoration works are being carried out, but unfortunately, we cannot take good care of these restorations. Here, corn vendors are trying to sell corn. Some are letting children drive cars here. At first glance, this seems very nice, but in reality, it results in a very messy and meaningless situation. My request from the authorities is this: at least for the small booths or people driving vehicles in this area, there is a gap behind these artifacts; taking that area would contribute to the city if they could all be unified in that area. There is still a lack of signs. It mentions what these artifacts mean and which years they have come from, but for example, when you enter the Buruciye Madrasah, there are signs next to it. It is also very important that the signs are placed where people can see them clearly.” Historical artifacts remain in the dark Bakar pointed out that some historical artifacts remain in the dark, stating, “The square can at least be improved. Underneath it, there should be a ‘Welcome to Sivas’ area created for taking photos as a Sivas souvenir. In previous years, you know that works have been done regarding the lighting of our historical artifacts. Various architectural lighting projects were shared with the press. Of course, some lighting has been done for the historical Gendarmerie building, the governor's building, and the Congress building. But we see that the Kale Mosque, the Twin Minaret, and the Buruciye Madrasah still have not had this lighting done. These are the places where lighting should occur. Why? Because it is both in a depression and at night, people are left in darkness here. With proper lighting, this area will be more visible.”

Sivas’ta 458 Sit Alanı Bulunuyor: Tarihi Eserlerde Bakım ve Işıklandırma Eksikliği

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı "Kültürel Miras İstatistikleri"ni yayımladı ve bu verilere göre Sivas’ta 458 sit alanı bulunuyor. Bu alanlardan 453’ü arkeolojik, 3’ü tarihi, 1’i kentsel ve 1’i karma sit alanı olarak tanımlanıyor. Sivas Turizm Derneği Başkanı Hakan Bakar ise yaptığı açıklamada bu tarihi alanların bakım ve restorasyonuna yeterince sahip çıkılamadığını belirtti. Bakar, “Çevre düzenlemesi ve restorasyonlar yapılıyor ancak mevsimsel koşullar nedeniyle bu çalışmaları devam ettirme konusunda eksiklikler yaşıyoruz” dedi. “Sivas, birçok tarihi eseri barındırıyor” Hakan Bakar, TÜİK’in Türkiye genelindeki sit alanlarıyla ilgili verilerinin Sivas için de önemli bilgiler içerdiğini vurgulayarak, “2023 verilerine göre Sivas’ta 458 sit alanı bulunuyor. 2019’da bu sayı 388 civarındaydı. Yani son yıllarda 60-70 yeni sit alanı tespit edildi. Sivas’ın tarihi geçmişi M.Ö. dönemlere dayanıyor ve yerin altında hala keşfedilmeyi bekleyen zenginlikler var. Yoğun araştırmalarla yeni sit alanları ortaya çıkıyor” diye konuştu. Tarihi yapılar sokak sokak değişiyor Sivas’ta gezginler için ideal bir şehir merkezi bulunduğunu belirten Bakar, “Cumhuriyet Meydanı’nda Osmanlı, Selçuklu ve Cumhuriyet Dönemi’ne ait birçok eseri bir arada görebilirsiniz. Bir kaldırımdan diğerine geçtiğinizde yüzyıllar arasındaki farkı hissediyorsunuz. Kongre binası ve Kale Camii gibi yapılar sadece birkaç adım mesafede ve bu, ziyaretçiler için büyük bir avantaj sağlıyor” dedi. Tabelalar ve ışıklandırmada eksiklikler var Bakar, tarihi eserlerin tanıtımında ve bakımında eksiklikler olduğuna dikkat çekerek, “Tabelalarımız yeterince bilgilendirici değil ve çoğu zaman uygun yerlere yerleştirilmemiş. Ayrıca meydandaki bazı önemli yapılar, özellikle Çifte Minare ve Buruciye Medresesi, ışıklandırılmadığı için gece karanlıkta kalıyor. Bu bölgelerin aydınlatılması, tarihi eserlerin daha da öne çıkmasını sağlayacak” ifadelerini kullandı.

Hititler'den kalan 3 bin 500 yıllık göl kurudu

Tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Sivas'ta bulunan Hititler'den kalma Suppitassu Gölü tamamıyla kurudu. 3 bin 500 yıl önce Hitit kralının baharı karşıladığı ve arınmak için kullandığı göl, iklimsel değişikliklere yenik düştü. Sarissa Antik Kenti yakınlarında bulunan ve manzarası ile bir dönem kendine hayran bırakan Suppitassu Gölü, sazlıklarla kaplandı. Alman bilim insanlarınca incelenen ve bir dönem yaklaşık 7 metre derinliğe sahip olan Suppitassu Gölü'nün yağışlarla birlikte yeniden su tutması bekleniyor. “3 bin 500 yıllık bir tarihi var” Suppitassu Gölü ile ilgili bilgiler veren Hüseyin Boran, “Bu göl 1977 yılında başlayan Sarissa kazılarının ardından bulundu. Suppitassu Gölü'nde bir tapınak varmış ve şenlikler yapılırmış. Kral, Çorum'dan buraya geldiğinde şehre uğramadan önce buraya geliyor. 3 bin 500 yıllık bir tarihi var. Kral önce buraya geliyor, şenliklere katılıyor, daha sonra da şehre iniyor. Kralın tahtı da orada. Hâkim bir tepede ayrıca tapınak var. Oraya geçtiğinde ilçenin tamamını görüyor. Karşısında nöbetçi kulübeleri vardı. Zamanla yok oldu. Kazı yapılırken Almanlar geldi. Bot ile girdiler ve 6 buçuk metre dolduğunu söylediler. Burası sahipsiz, bakımsız bir şekilde kurudu. Sarissa'nın ve bu gölün turizme açılmasını istiyoruz” dedi.

Sivas-İzmir arası direkt uçak seferleri başlıyor

Özdemir, Ankara YHT seferlerinin ardından aktarmasız olarak başlayan İstanbul YHT seferlerinin de Sivas'ın turizmi ve gelişimi adına büyük bir kazanım olduğunu belirtti. Kolay ulaşımın Sivas'a davet ettikleri yatırımcılara cazip geldiğini ve iş insanlarına fayda sağladığını sözlerine ekledi. Sivas-İzmir aktarmasız uçak seferlerinin her iki şehrinde ortak beklentisi olduğunu vurgulayan Başkan Zeki Özdemir, konforlu ve hızlı ulaşımın sanayiden ekonomiye, eğitimden kültürel aktivitelere kadar şehirlerarasında köprü vazifesi gördüğünü belirtti. İzmir uçak seferlerinin başlatılması için Oda olarak birçok girişimde bulunduklarını ifade eden Özdemir, “Valimiz Yılmaz Şimşek ve dönemim belediye başkanı Hilmi Bilgin ile beraber, Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı'yı, ESAS Holding'de ziyaret ettik. Sivas-İzmir uçak seferlerinin başlatılması talebimizi ileterek Ali Sabancı'dan çalışma yapacaklarının sözünü aldık. Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Abdulkadir Uraloğlu ile Sivas'ta yaptığımız görüşmede, seferlerin Sivas ekonomisine katkı sağlayacağını ve yatırımcıların Sivas'a olan ilgisinin artacağını ifade ettik” şeklinde konuştu. Başkan Özdemir, Sivas ve İzmir'in ekonomik ve kültürel bağlarını güçlendirecek bu direkt uçuşların, her iki şehir için de büyük bir kazanım olduğunu belirtti ve bu fırsatın tüm bölgeye olumlu etkiler oluşturmasını umduklarını ifade etti. Özdemir, seferlerin, iki şehir arasındaki işbirliğini teşvik edeceğini ve bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacağını da sözlerine ekledi

Sivas'ın saklı güzelliği Suçatı Şelalesi keşfedilmeyi bekliyor

Sivas'ın Gürün ilçesinde bulunan Suçatı Şelalesi, eşsiz güzelliği ile keşfedilmeyi bekliyor. Sivas'ın Gürün ilçesinde yaklaşık 100 yıldır tarımsal sulamaya hasret kalan bölgede yapılan sulama projesi ile yaklaşık 400 hektarlık tarım alanı suya kavuştu. Sulama projesi kapsamında 65 metre yükseklikten dökülen sulama suyu, şelale oluşturdu. Türkiye'nin en uzun şelalelerinden birisi olan Suçatı Şelalesi'nde Sivas Valiliği ve ilgili kurumların girişimleriyle çevre düzenlemesinin yapılarak ilçe turizmine kazandırılması bekleniyor. Turkuaz rengine bürünen suyuyla doğal akvaryumu andıran Gökpınar Gölü, Şuğul Kanyonu ve Suçatı Şelalesi ile birlikte ilçenin turist potansiyelinin artması hedefleniyor.

Sivas'ta 4 bin yıllık 'apartman'ın turizme kazandırılması bekleniyor

Sivas'taki Tödürge köyü sakinleri, köylerinde bulunan binlerce yıllık oyma kaya mağaralarında restorasyon çalışmalarının yapılmasını ve turizme kazandırılmasını istiyor. Sivas'ın Zara ilçesine bağlı Tödürge köyünde 4 bin yıllık geçmişi olduğu düşünülen oyma kaya mağaraları, apartman görünümü ile dikkat çekiyor. Kayaların oyulmasıyla yapılan ve 100'e yakın odanın bulunduğu tarih öncesi yerleşim yerinin barınma ve sığınma amacıyla yapıldığı tahmin ediliyor. 4 bin yıl öncesinden günümüze kalmayı başaran bu mağara çevresel etkilerle yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Sürekli koparak düşen parçalarla gün gün eriyor. Köy sakinleri dünyada eşine az rastlanılabilecek bu yapının korunarak turizme kazandırılmasını istiyor. “Köy halkı olarak mağaraların turizme kazandırılmasını istiyoruz” Mağara çevresinde ışıklandırma ve düzenleme yapılarak turizme kazandırılması gerektiğini vurgulayan köy sakinlerinden Osman Lafçı, “Bu mağaraların tarihinin dört bin yıla dayandığı ve daha öncesinden yerleşim yeri olduğu söyleniyor. Bazı vatandaşlarımızda gelip burada zaman geçiriyor. Bu alan turistler için de cazip hale geldi. Tarihi tam olarak nedir bilen yok. Köy halkı olarak bu alanın daha cazip hale getirilip mağaraların turizme kazandırılmasını istiyoruz. Mağaraların içi çok serin. Dışarısı kaç derece olursa olsun insan üşüyor. Kış aylarında ise durum tam tersi. Dışarısı ne kadar soğuk olursa olsun mağaranın içinde sıcak bir hava oluyor. Ters bir orantı var. Burada yıllar önce bir çalışma olmuştu merdiven ve korumalık yapılmıştı. Fakat zamanla düşen kayalıklar neticesinde zarar görmüş kullanılmaz hale gelmiş. Buraya tekrar bir restorasyon yapılır ve etrafına ışıklandırılmalar yapılırsa çok iyi olur” şeklinde konuştu.

Sivas turistlerin gözdesi oldu

Sivas’ın zengin kültürel mirası, doğal güzellikleri ve eşsiz gastronomisi turistlerin gözdesi haline geldi. Havaların ısınmasıyla birlikte Sivas’ta turist yoğunluğu başladı. Tarihi ve doğal güzellikleri, kültürel zenginlikleri ve termal kaynakları ile Türkiye'nin önemli turizm alanlarından biri olan Sivas’ın ziyaretçi sayısı her geçen gün artıyor. Han, kervansaray, köprü, medrese, cami, müze gibi tarihi ve kültürel değerlerinin yanı sıra, sağlık, tabiat, gastronomi ve doğal güzellikleriyle de ön plana çıkan Sivas’ı 2024 yılının ilk çeyreğinde 218 bin 580 turist ziyaret etti.

7 asır sonra durmuştu, 85 yılın ardından yeniden hareket etti

Sivas'ta UNESCO tarafından Türkiye'de koruma altına alınan ilk eser olan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifasında, 1939 yılındaki Erzincan depreminde duran denge taşı tamamlanan restorasyonun ardından 85 yıl sonra yeniden hareket etti. Avrupalı bilim adamlarınca "Anadolu'nun El Hamrası" olarak nitelendirilen Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası 9 yıl süren restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla Mayıs ayında ibadete açılmıştı. Sivas'ın Divriği ilçesinde 1228 tarihinde Anadolu Selçukluları zamanında Selçuklulara bağlı Mengücekli Beyliği döneminde Mengücek şahı Süleyman Şah'ın oğlu Ahmet Şah ve eşi Melike Turan Hanım tarafından yaptırılan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nın dünyada benzeri bulunmuyor. 1985 yılında UNESCO tarafından Türkiye'de koruma altına alınan ilk eser olma özelliği taşıyan eser, 800 yıldır heybetini korurken üzerinde işli birbirinden farklı 10 bin motifle kendine hayran bırakıyor. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, taş bezemeleri, 3 boyutlu geometrik stilleri, mimari özellikleri ve manevi havasıyla "şaheser" olarak nitelendiriliyor. "Denge sütunu 85 yıl sonra hareket etti" Eşi benzeri bulunmayan eserde yer alan ‘Denge sütunu' 1939 yılında Erzincan depremiyle birlikte özelliğini yitirmişti. 7 asır boyunca hareket ederek yapının statik olarak dengede olduğunu gösteren, ‘Denge Sütunu' 85 yıldır hareket etmedi. 9 yıl süren restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla yapının statik durumu sağlamlaştırılınca sütün yeniden hareket etmeye başladı. “Cumhurbaşkanı yakından takip etti” Konuyla ilgili açıklama yapan Vakıflar Sivas Bölge Müdürü Cemal Karaca, sözlerine, “Eser 1985 yılında UNESCO tarafından koruma altına alındı. Biz kıymetini geç anladık. Allah koruduğunu koruyor, bu eseri de korudu, günümüze kadar ulaştı. Eserde eşi benzeri bulunmayan ayrıntıların yanında bide denge taşı bulunuyor. Bulunduğu yerde elle müdahale ile dönen bu taş deprem gibi etkilerle sıkışıp dönmediğinde, artık binanın eğiminin bozulduğunu anlıyorduk. Restorasyon çalışmasından öncede bu taş sıkışmıştı. Bugün nasip oldu restorasyonun ardından yeniden taşımızın da dönmesini sağladık. Yeniden turizm ve ibadete açılması bizim için ayrı bir mutluluk oldu. Cumhurbaşkanımızın özel talimatları ve ilgileri ile yönetilen bir çalışmaydı. Hamt olsun bugünleri gördük“ şeklinde konuştu.

“İstanbul-Sivas YHT hattında bir ayda 55 bin yolcu taşındı”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul-Sivas YHT aktarmasız ekspres YHT seferlerine vatandaşların yoğun ilgi gösterdiğini söyleyerek, 483 yolcu kapasitesine sahip tren setlerinde bir ayda 55 bin yolcunun seyahat ettiğini bildirdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul-Sivas YHT aktarmasız ekspres YHT seferleri ile ilgili açıklamada bulundu. 4 Mayıs’ta ilk seferine çıkan İstanbul-Sivas doğrudan aktarmasız ve ekspres YHT seferlerinin doğu ve batı bölgelerini hızlı güvenli ve konforlu bir şekilde birbirine bağlayan çok önemli bir hat olduğunun altını çizen Bakan Uraloğlu, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde başlattığımız demiryolu hamlesinin en önemli projelerinden olan Ankara-Sivas YHT Hattı’nın 26 Nisan 2023 tarihinde hizmete verilmesinin ardından Osmanlı’nın Başkenti İstanbul, Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara ve Selçuklu’nun Dar-ül Ala’sı Sivas arasında YHT ile kesintisiz seyahat mümkün hale geldi. Sivas, İstanbul arasında Yozgat, Kırıkkale, Ankara, Eskişehir, Arifiye, İzmit’te duruş yapan YHT’ler Türkiye’nin ekonomisi, sanayisi gelişmiş kadim şehirlerini birbirine bağladı” ifadelerini kullandı. İstanbul-Sivas YHT seferleri sayesinde Sivas ve çevresindeki illerin İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlere ekonomik entegrasyonunun sağlandığını belirten Uraloğlu, “Hattımız sayesinde hem iş gücü mobilitesi hem de turizm potansiyeli arttı, bölgedeki yerel ekonomiye canlılık geldi” dedi. “YHT, İstanbul’dan Sivas’ a 12 saat olan yolculuğu ortalama 7 saat 10 dakikada tamamlıyor” Özellikle Ankara-Sivas arasında birçok mühendislik harikasının bulunduğu hattın 4 mevsim seyir keyfi sunduğunu, modern ve yüksek teknoloji altyapısıyla göz doldurduğunu vurgu yapan Bakan Uraloğlu sözlerine şöyle devam etti: “YHT hatlarında inşa edilen tüneller, viyadükler ve köprülerin hepsi yüksek teknoloji barındıran mühendislik harikası yapılar. YHT’ler bu hatta 4 mevsim seyir güzelliği sunarken, saatte 250 kilometre hız yaparak İstanbul’dan Sivas’a 12 saat olan yolculuğu ortalama 7 saat 10 dakikada tamamlıyor. Yüksek hızlı trenlerimiz, yolcularımıza konforlu yolculuğun yanı sıra internet gibi önemli hizmetler sunarak keyifli bir seyahat deneyimi sağlıyor.” İstanbul ile Sivas arasındaki yolculuk süresini önemli ölçüde kısaltan İstanbul-Sivas Yüksek Hızlı Trenlerine vatandaşların ilgisinin büyük olduğunu dile getiren Bakan Uraloğlu, bu hatta kullanılan 483 yolcu kapasitesine sahip setlerin yüzde 90 doluluk oranı ile seferlerini yaptığına vurgu yaptı ve hatta bir ayda 55 bin yolcunun seyahat ettiğini aktardı. Trenin adı kara olsa bile modern teknolojiye sahip YHT setlerinin çevreci yanı ile öne çıktığına vurgu yapan Bakan Uraloğlu, “Günümüzde her bir eylemimiz karbon ayak izi bırakıyor, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak lojistik kaynaklı sera gazı emisyonu ve hava kirliliğini azaltılmak adına daha verimli ulaşım ekosistemi oluşturmak için tedbirleri alıyoruz. Son 22 yılda demiryolu öncelikli politikalarımız sonucu hayatımıza giren YHT’ler enerji verimliliği ile çevre dostu ulaşım alternatifi sunuyor” dedi.