Hava Durumu

#Siyaset

TOURISMJOURNAL - Siyaset haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Siyaset haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Gaziantep, Suriye’nin Yeniden Yapılanmasında Kilit Rol Oynayacak Haber

Gaziantep, Suriye’nin Yeniden Yapılanmasında Kilit Rol Oynayacak

GAZİANTEP (İHA) - Gaziantep Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Akıncı, Suriye’deki son gelişmelere ilişkin yaptığı değerlendirmede, Suriye’nin yeniden güvenli ve istikrarlı hale gelmesinin bölge ve Gaziantep için kritik bir önem taşıdığını belirtti. Akıncı, "Suriye’deki iç savaş, 13 yıl boyunca sadece Suriye’yi değil, tüm bölgeyi derinden etkileyen kapsamlı bir kriz haline gelmişti. Ancak bugün geldiğimiz aşamada, Suriye’deki yeni dönem, bölgedeki güven ve istikrarın sağlanması açısından önemli bir dönüm noktası teşkil etmektedir. Gaziantep, Suriye’ye olan coğrafi yakınlığı, kültürel bağları ve geçmişteki deneyimleriyle, bu yeni dönemde önemli bir rol üstlenmeye hazırdır" dedi. SİYASİ VE EKONOMİK İSTİKRAR İÇİN YAPILANDIRMA ADIMLARI Suriye’nin istikrarının sağlanmasının yalnızca güvenlik önlemleriyle değil, siyasi ve ekonomik yapılandırma adımlarıyla mümkün olacağını belirten Akıncı, "Suriye’deki gelişmelerle birlikte, Gaziantep’te Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüşlerine yönelik bir hareketlilik gözlemlenmektedir. Bu dönüşler hem insani hem de ekonomik açıdan önemli bir gelişme oluşturmaktadır. Suriyelilerin kendi topraklarına dönmesi, Türkiye ve Gaziantep’in üzerindeki sosyal ve ekonomik yükü hafifletirken, şehirdeki kaynakların daha verimli kullanılmasına imkan sağlayacaktır" açıklamasında bulundu. İŞ GÜCÜ DİNAMİKLERİ DEĞİŞEBİLİR Akıncı, ülkesine dönen Suriyelilerin iş gücü piyasasında açacağı boşlukla ilgili, "Bu dönüş süreci, Gaziantep'teki iş gücü dinamiklerinde geçici değişikliklere yol açabilir. Ancak, şehrimizin genç ve dinamik nüfusunun etkin bir şekilde yönlendirilmesiyle, bu geçiş dönemi sorunsuz bir şekilde aşılabilir. Özellikle, iş gücü piyasasında aktif olarak yer alabilecek ancak henüz istihdama kazandırılmamış kesimlerin çalışmaya dahil edilmesi, şehrimizin üretim kapasitesinin devamlılığını sağlayacak ve geçici iş gücü eksikliklerini hızla giderecektir" yorumunda bulundu. Gaziantep’in gıda sanayi ve tarımsal üretim altyapısındaki gücünün, Suriye’nin artan gıda talebini karşılamak için büyük bir avantaj sunduğunu söyleyen Akıncı, iki bölge arasında güçlü bir ticaret ağının oluşacağını vurguladı. Akıncı, Suriye’nin Gaziantep’in ihracatında üçüncü sırada yer aldığını ve bu rakamın ilerleyen dönemde artmasının beklendiğini dile getirerek, "Gaziantep bu anlamda, Suriye’nin yeniden inşa sürecinde önemli bir rol üstlenmeye adaydır. Suriye ile olan ekonomik bağların güçlenmesi, sadece Gaziantep’in değil, tüm bölgenin ekonomik kalkınmasına katkı sağlayacaktır. Bu süreçte, Gaziantep Ticaret Borsası olarak, sektörlerimize yönelik desteklerimizi sürdürmeye ve şehrimizin ekonomisinin güçlenmesine katkı sağlamaya devam edeceğiz" dedi.

Fikri Ataoğlu: Turizm siyasete kurban edilemez Haber

Fikri Ataoğlu: Turizm siyasete kurban edilemez

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Avrupalı turistlerin 31 Ağustos tarihine kadar Güney’den Kuzey’e günübirlik geçişlerini engelleme çabasına tepki gösterdi. Bakanlık’tan yapılan açıklamaya göre, Ataoğlu, GKRY’nin TUI tur operatörü ile yaptığı, Avrupa’dan Güney Kıbrıs’a gelecek olan turistlerin Kuzey Kıbrıs’a geçişini engelleyecek olan yeni anlaşmasını eleştirdi, bu hareketin Avrupa Birliği’nin (AB) serbest dolaşım ilkesine aykırı olduğunu kaydetti. Bu girişimin hem ekonomik hem de sosyal açıdan ülkeyi olumsuz etkileyeceğini belirten Ataoğlu, turistlerin seyahat özgürlüğünün, serbest dolaşım haklarının kısıtlanmasının da izahının olmadığını vurguladı. Ataoğlu, AB’nin bu uygulamaya seyirci kalmasının, temel ilkeleriyle çelişen böylesi bir konuda sessizliğini korumasının da bu mantıktan uzak durumu destekler nitelikte olacağını ve Ada’daki tek yanlı tutumunu bir kez daha sergilemesine vesile yaratacağını da vurguladı. Turistleri adanın tamamını görme imkan ve hakkından mahrum bırakacak bu uygulamanın gerek AB yasaları gerekse turizmin doğası ve insani değerlerle açıklanamayacağını ifade eden Ataoğlu, bu durumun Kıbrıs Türkleri üzerine uygulanan izolasyonları körükleyeceğini, sadece ekonomik anlamda değil, adadaki çözüm arayışlarına da sekte vuracağını söyledi.  Ataoğlu, bu tür adımların, sadece turistlerin özgürlüğünü kısıtlamakla kalmadığını, aynı zamanda adanın iki halkı arasında daha fazla ayrışmaya neden olduğunu ifade ederek, iki toplum arasındaki bağları güçlendirebilecek, kültürel anlayışı artırabilecek ve barış sürecine katkı koyabilecek turizm sektörünün önüne böylesi engellerin konmasının adadaki sorunu derinleştirmekten başka bir amaca hizmet etmeyeceğini ifade etti. “TURİZM, SİYASETE KURBAN EDİLEMEZ” Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Almanya’nın en önde gelen tur operatörü olan TUI tarafından yapılan açıklamaya da değinerek, Rum Yönetimi ile varılan anlaşma gereği, Kuzey Kıbrıs'a düzenlenen tüm turların 31 Ağustos 2024'e kadar durdurulacağı yönündeki açıklamasının da turizmin doğasına aykırı olarak siyasi bir karar niteliği taşıdığını belirtti. Kararın, sınırın kuzeyindeki tüm turlar için geçerli olacağını duyuran TUI'nin bu kararı sonrasında, yerel rehberleri de olumsuz etkileyeceğini belirten Ataoğlu, “Sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti turizmine değil ve sadece devlet düzeyinde değil, bu uygulama ile hem Güney hem de Kuzey Kıbrıs turizmini ve hem Güney’deki hem de Kuzey’deki tur rehberlerini zor duruma sokacağını belirterek, “Turizm, siyasete kurban edilemez. Turizmden geçimini kazanan insanları da yok sayabilecek bu uygulamadan bir an önce geri dönülmesi gerekmektedir.” dedi. “Özellikle, TUI'nin 31 Ağustos 2024'e kadar Kuzey Kıbrıs'a düzenlenen turları tamamen durdurmayı planladığını duyurması, iki toplumdaki yerel çalışanların ve turizm sektörü çalışanları için büyük bir belirsizlik yaratmıştır.” diyen Ataoğlu, “Özellikle Avrupa Birliği ve BM’nin, böylesi uygulamalar karşısında kayıtsız ve seyirci kalması, iki uluslararası birliğin tarafsızlık ve güvenilirliğini Kıbrıs Türkü açısından ciddi şekilde sorgular noktaya getirmektedir” ifadelerini kullandı. Ataoğlu, BM ve AB’nin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin iki halk arasındaki ayrımı daha da derinleştirecek tutum ve davranışları karşısında sessiz ve kayıtsız kalmaktan bir an önce vazgeçmesi gerekliliğinin de altını çizerek, “Kıbrıs Türk halkının da, insan temek hak ve özgürlüklerine haiz olduğu gerçeğini unutmadan, yanlı tutum ve uygulamalardan bir an önce geri dönülmeli, bu tarz girişimleri bir an önce durdurmalıdırlar.” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.