Hava Durumu

#Sürdürülebilir Turizm

TOURISMJOURNAL - Sürdürülebilir Turizm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sürdürülebilir Turizm haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Uluslararası Yatçılık Kongresi Marmaris'te Kapılarını Açtı Haber

Uluslararası Yatçılık Kongresi Marmaris'te Kapılarını Açtı

MUĞLA (İHA) - Türkiye Yat Kaptanları ve Çalışanları Derneği'nin düzenlediği 6. Uluslararası Yatçılık Sektörü Kongresi, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar’ın katılımıyla Muğla’nın Marmaris ilçesinde başladı. Etkinliğe, 1000’den fazla yat kaptanı, sektör temsilcisi ve firma katılacak. 3 gün sürecek kongre boyunca sektörün geleceği ve yatırım planları masaya yatırılacak. Siteler Mahallesi'nde bir otelde gerçekleşen kongrede, sektör firmalarının ürünlerini sergilediği stantlar da ilgi gördü. Kongrenin sunuculuğunu ünlü belgeselci Savaş Karakaş üstlenirken, Türkiye Yat Kaptanları ve Çalışanları Derneği Başkanı Yusuf Ziya Karagöz, Sivil Toplum İlişkiler Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler ve Bilgi İşlem Daire Başkanı Fahrettin Kaya, Muğla Valisi İdris Akbıyık ve Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar, sektörle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Konuşmaların ardından, katılımcılara plaket takdim edilerek kongrenin resmi açılışı gerçekleştirildi. YATÇILIKTA GELECEĞİN ROTASI ÇİZİLİYOR Türkiye Yat Kaptanları ve Çalışanları Derneği Başkanı Yusuf Ziya Karagöz, kongre ile sektördeki tüm paydaşları bir araya getirmeyi amaçladıklarını belirtti. Etkinlikte yüzlerce kaptan ile birlikte yurt içi ve yurt dışından 100'e yakın firmayı bir araya getirdiklerini belirten Karagöz, "3 gün boyunca sektörü değerlendirip, önümüzdeki yılların planlamasını konuşacağız" dedi. Sivil Toplum İlişkiler Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler ve Bilgi İşlem Daire Başkanı Fahrettin Kaya, "Gerçekten bugün kamu ve sivil toplum iş birliğinin çok güzel bir örneğine şahitlik yapıyoruz. Proje desteği verdiğimiz birçok sivil toplum kuruluşunun programlarına davet edilip katılıyoruz. Ama gerçekten bu kadar iyi organize olmuş, sektörün tüm paydaşlarının bir arada bulunduğu bu kongre için çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. MUĞLA VALİSİ'NDEN MAVİ YOLCULUK VURGUSU Muğla Valisi İdris Akbıyık, Muğla’nın mavi yolculuğun merkezi olduğunu belirterek, yat turizminin hem ekonomik kalkınmaya hem de yerel istihdama büyük katkı sağladığını ifade etti. Vali Akbıyık, Milas Ören’de Akdeniz’in en büyük yat bakım ve onarım tesisinin açıldığını, ayrıca Fethiye’deki kruvaziyer limanı ve çekek yeri projelerinin hızla devam ettiğini kaydetti. "Mavi Nesil' projesiyle, denizcilik sektöründe nitelikli personel yetiştirmek için çalışmalar yürütüldüğünü ekledi. Vali Akbıyık, denizlerin korunması için sürdürülebilir turizm anlayışına ihtiyaç olduğunu belirterek, ekosistemi destekleyici çalışmalara devam edildiğini vurguladı. Konuşmasının sonunda, orman yangınları sırasında Türkiye Yat Kaptanları ve Çalışanları Derneği’nin verdiği destek için teşekkür etti. "DENİZCİLİĞİ MİLLİ ÜLKÜ OLARAK GÖRÜYORUZ" Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar, Türkiye’nin denizcilikteki hedeflerine dikkat çekti. Pandemi sonrası artan tekne ve yat kullanımının, sektörde barınma, bakım ve personel ihtiyacını artırdığını belirten Ünüvar, bu ihtiyaca yönelik yatırımların sürdüğünü açıkladı. Bölgenin coğrafi avantajının, yat turizmi için büyük fırsatlar sunduğunu, yenilikçi ve çevreci teknolojilere yapılan yatırımlarla sektörü güçlendirdiklerini belirtti. Ünüvar, Bodrum-Ören ve İzmir-Çaltılıdere gibi bölgelerde yeni imal ve çekek alanları oluşturduklarını, marina kapasitesini artırarak tonoz sistemlerini yaygınlaştırdıklarını belirtti. Ayrıca, Türkiye’nin 141 bin aktif gemi insanıyla uluslararası denizcilik sektöründe güçlü bir konuma sahip olduğunu söyledi. Türk denizciliğinin dünya çapında eğitim kalitesini yakalamış durumda olduğunu açıklayan Ünüvar, denizciliği milli bir ülkü olarak görüp mavi vatanı koruma hedefimizle çalışmaya devam edeceklerini vurguladı. KONGRENİN ÖNE ÇIKAN İSİMLERİ Açılış etkinliğine Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar, Muğla Valisi İdris Akbıyık, Türkiye Yat Kaptanları ve Çalışanları Derneği Başkanı Yusuf Ziya Karagöz, Marmaris Kaymakamı Nurullah Kaya, Muğla İl Emniyet Müdürü Ali Canbolat, Güney Ege Sahil Güvenlik Komutanı Yarbay Akın Coşkunlar, Aksaz Deniz Üs Komutanı Tuğamiral Neslim Eski, Marmaris İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Berker Dongul, ilçe ve bölge liman başkanları, dernek yönetim kurulu üyeleri, kaptanlar ve çok sayıda sektör temsilcisi katıldı. 3 gün sürecek kongrede, sektörün geleceğiyle ilgili önemli kararların alınması ve denizcilik sektörüne katkı sağlayacak projelerin planlanması bekleniyor.

Turizmde Karbon Krizi: Teknoloji Yetersiz, Emisyonlar Artıyor Haber

Turizmde Karbon Krizi: Teknoloji Yetersiz, Emisyonlar Artıyor

Kapadokya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Görevlisi Doçent Halil Burak Sakal, küresel turizmden kaynaklanan karbon emisyonlarının hızla arttığını ve bu sorunun, mevcut teknolojik gelişmelerle çözülemeyecek boyutlara ulaştığını belirtti. Sakal’ın aktardığı verilere göre, 2019 itibarıyla turizm sektörünün sera gazı emisyonları 5,2 gigaton CO₂-e'ye ulaşarak, küresel toplam emisyonun yüzde 8,8’ini oluşturdu. Turizmde karbon emisyonlarının 2009-2019 yılları arasında yıllık ortalama yüzde 3,5 arttığını ifade eden Sakal, "Küresel ekonominin genel emisyon artışı yüzde 1,5 seviyesindeydi. Bu da turizmin diğer sektörlere oranla karbonsuzlaşmada çok daha zorlandığını ortaya koyuyor" dedi. Sakal, turizmdeki karbon artışının nedenleri arasında, artan gelir seviyeleri, nüfus artışı ve sık seyahat etme alışkanlıklarının yer aldığını belirterek, teknolojik iyileşmeler ve tedarik zinciri verimliliğinin artan talebin gerisinde kaldığını, bunun da karbon azaltma çabalarını etkisiz kıldığını değerlendirdi. TÜRKİYE’NİN TURİZMDEKİ KARBON AYAK İZİ Doç. Dr. Sakal’a göre, Türkiye’nin turizm kaynaklı karbon emisyonları, kişi başına düşen emisyon açısından Yunanistan, İspanya ve İtalya’nın gerisinde kalsa da, seyahat eden kişi sayısı hesaba katıldığında Türkiye’nin değeri (1,26 t/kişi) Yunanistan’ı geride bırakıyor ve İspanya ile İtalya’ya yaklaşıyor. Bu, Türkiye’nin seyahat sıklığı nedeniyle karbon ayak izinin önemli ölçüde arttığını gösteriyor. ÜLKELER ARASI FARKLILIKLAR 2009-2019 döneminde, İtalya ve Türkiye’nin turizm kaynaklı karbon emisyonlarında net artış görülürken, İspanya’da emisyonlar azaldı, Yunanistan’da ise daha sınırlı bir artış yaşandı. İtalya’daki artış, özellikle turizm harcamalarındaki yükselişle açıklanırken, Türkiye’de nüfus büyümesi ve tedarik zincirindeki faktörlerin de bu artışa katkı sağladığı ifade edildi. Buna karşılık, İspanya, bazı faktörlerdeki artışa rağmen toplam emisyonları azaltmayı başardı. Bu durum, ülkelerin turizm sektörlerindeki yapısal farklılıkların emisyonlara nasıl yansıdığını ortaya koyuyor. TÜRKİYE’DEN SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM ADIMLARI Türkiye, sürdürülebilir turizme geçişte önemli adımlar atıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA), 2019’dan bu yana sektörün daha düşük karbon emisyonlu bir yapıya geçmesi için çalışmalar yürütüyor. Bu kapsamda, 2030 yılına kadar tüm otellerin karbon emisyonlarını ölçmesi ve raporlaması zorunlu hale getirildi. TGA’nın geliştirdiği otel karbon emisyon ölçüm ve raporlama sistemi, dünya çapında bir ilk olarak dikkat çekiyor. KÜRESEL MÜCADELE İÇİN ÖNERİLER Doç. Dr. Sakal’a göre, Paris Anlaşması’nın 1,5 santigrat derece hedefini tutturmak için sadece teknolojik gelişmelere güvenmek yeterli değil. Sakal, "Turizmde talep yönetimi, karbon vergileri ve uzun mesafeli uçuşların sınırlandırılması gibi önlemler artık ertelenemez. Turizm sektöründe adil, sorumlu ve uzun vadeli bir dönüşümün sağlanması, iklim kriziyle mücadelede hayati önem taşıyor" ifadelerini kullandı.

Küresel Turizm Sektörü Pandemi Sonrası Canlanıyor Haber

Küresel Turizm Sektörü Pandemi Sonrası Canlanıyor

COVID-19 pandemisinin neden olduğu büyük aksaklıkların ardından, küresel turizm sektörü istikrarlı bir şekilde toparlanıyor. Son eğilimler, gezginlerin popüler destinasyonlara geri döndüğünü ve turizme büyük ölçüde bağımlı ekonomilere yeniden hayat verdiğini gösteriyor. Daha az kısıtlaması olan ülkeler, ziyaretçi sayısında büyük artışlar yaşadı. Örneğin, İspanya ve Fransa gibi destinasyonlar pandemi sonrası turizmde önemli bir yükseliş gördü. İspanya, yalnızca 2023'ün ilk aylarında yaklaşık 8 milyon uluslararası ziyaretçi bildirdi. Bu rakam, ülkenin pandemi öncesi ziyaretçi seviyelerine oldukça yakındı. Fransa ise özellikle kısa mesafeli pazarlardan gelen turistlerin yoğun ilgisini çekti. Süreçte aşılama çabalarının olumlu sonuçlar vermeye devam ettiği gözlemlendi. Seyahat alışkanlıkları değişirken giderek daha fazla gezgin, tatil için açık hava ve daha az kalabalık yerleri tercih ediyor. Uzmanlar, bu eğilimin sürdürülebilir turizm uygulamalarının kök saldığına işaret ettiğini belirtiyor. Gezginler, doğayı koruma ve çevresel sorumluluğa odaklanan destinasyonları tercih ederken, bu değişim sektörde uzun vadeli bir dönüşüm başlatabilir. Kalabalıktan uzak ve doğayla iç içe deneyimlerin avantajlarını fark edenlerin sayısı günden güne artıyor. Pandemi sırasında en çok zarar gören alanlardan biri olan hava yolculuğu da toparlanıyor. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği'ne (IATA) göre, küresel hava yolculuğunun 2023'ün sonlarında pandemi öncesi seviyelerin yaklaşık yüzde 60'ına ulaşması bekleniyordu. Özellikle yurt içi uçuşların toparlanmanın büyük bir kısmını oluşturması, gezginlerin uluslararası seyahatlerden ziyade yerel tatilleri önceliklendirdiğini gösteriyor. Düşük maliyetli havayolları, pazar payını ele geçirmek için kıyasıya rekabet ediyor. Ryanair ve easyJet gibi şirketler cazip fiyatlar sunarak birçok kişinin seyahat etme tutkusunu yeniden keşfetmesini sağladı. Bu rekabetçi fiyatlar sayesinde gezginler, daha önce erteledikleri uzak yerleri keşfetme fırsatını değerlendirme eğiliminde oluyor. Pandemi, gezginlerin seyahat önceliklerini değiştirdi. Artık birçok kişi sadece eğlence değil, anlamlı deneyimler de arıyor. Bu talep, yerel halkla etkileşimde bulunulan ve kültür alışverişini teşvik eden etkinliklerin yer aldığı deneyimsel seyahatin yükselişine neden oldu. Yerel deneyimlere vurgu yapan programlar, turistlerin kendilerini tam anlamıyla ve otantik bir şekilde keşfetmelerine olanak tanıdığı için ilgi görüyor. Turizmin yerel ekonomilere olan etkisi yadsınamaz bir gerçek. Yunanistan ve İtalya gibi turist akınına büyük ölçüde bağımlı ülkeler umut verici işaretler bildiriyor. Pandeminin ekonomik etkileriyle sarsılan topluluklar, şimdi güneşli plajlara, gurme mutfağa ve kültürel keşiflere aç gezginler sayesinde yeniden canlanıyor. Yerel işletmeler yeniden açılıyor, personel işe alıyor ve moraller yükseliyor. Ancak toparlanma her yerde eşit ve somut olarak görülebilir değil. Enflasyon ve jeopolitik gerilimler gibi faktörler, gezgin davranışlarını ve genel pazar büyümesini etkileyebiliyor. Artan otel fiyatları ve yaşam maliyeti, potansiyel gezginlerin seçeneklerini dikkatlice tartmasını gerektiriyor. Bölgelere göre dinamikler büyük farklılıklar gösteriyor. Örneğin, Asya-Pasifik turizm için önemli bir bölge olmasına rağmen, birçok ülkenin turist akışını etkileyen sıkı önlemleri devam ediyor. Tayland ve Endonezya gibi destinasyonlar kademeli olarak açılarak turizm fırsatlarını artırıyor. Bali, son raporlara göre ziyaretçi sayısında belirgin artışlar yaşarken, bu durum canlanma umutlarını pekiştiriyor. Bu toparlanma sürecinde teknoloji merkezi bir rol oynamaya devam ediyor. Temassız ödemeler ve kolay planlama ile gezinmeyi sağlayan uygulamalar gibi dijital araçlar, gezgin deneyiminin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Gezginler giderek daha sorunsuz operasyonlar ve geliştirilmiş güvenlik önlemleri bekliyor, bu da sağlayıcıların hızla uyum sağlamasını zorunlu kılıyor. Uzmanlar, pandeminin seyahat sektörünü tüketici davranışından iş operasyonlarına kadar kalıcı olarak değiştirdiği konusunda hemfikir. Değişen gezgin beklentileri ve sağlık-güvenlik konularına ilişkin artan farkındalık, sektör uygulamalarında sürekli bir evrime yol açacak. Turizm sektöründe belirsizlik sürse de mevcut tahminler umut verici. Bu yıl gözlemlenen toparlanma, gelecek yıllar için iyimserlik yaratıyor. Gezginler keşif ve deneyim tutkusunu yeniden kazanırken, sürdürülebilirlik ve uyarlanabilirlik önemli temalar olmaya devam ediyor. Bu canlanma, sadece eski güzel günleri geri getirmekle kalmayıp, geleceğin turizmini şekillendirmeyi hedefliyor.

Martı Otel İşletmeleri 2024'te Rekor Büyüme Sağladı Haber

Martı Otel İşletmeleri 2024'te Rekor Büyüme Sağladı

Martı Otel İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Narin, 2024 ve 2025 turizm sezonuna ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. 2024’ün şirket için başarılı geçtiğini vurgulayan Narin, özellikle ciro, kârlılık ve müşteri konaklamalarında büyük artışlar kaydettiklerini söyledi. Emre Narin, "Sektör iyi bir yılı geçirdi. Martı Otel İşletmeleri özelinde ise bu dönem ciromuz Euro bazında yüzde 35 artış gösterdi. Gecelemelerde ise geçtiğimiz yıla göre yüzde 22 artış kaydettik. Bu artışları da turizm hareketlerinin yükselmesine, tesislerimizde yaptığımız yenileme yatırımlarına ve dış pazarlarda yaptığımız pazarlama çalışmalarına bağlıyoruz" açıklamasında bulundu. 2024’TE ZORLUKLAR: MALİYET ARTIŞI VE KÂRLILIK DARALMASI 2024 yılı, yüksek hacimli bir turizm sezonu olmasına rağmen sektör genelinde kârlılıkta daralma, kritik bir sorun olarak öne çıktı. Narin, bu sorunun kökeninde artan maliyetlerin olduğunu belirtti. Narin'e göre maliyetler, 2022 Haziran’dan bu yana euro cinsinden yüzde 70 arttı, fakat artan maliyetleri yabancı müşteriye yansıtmak zorlaştı. Narin, bu sorunun çözümü için enflasyonun düşmesini umut ettiklerini ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in TIF 2024 konferansında belirttiği enflasyon düşüş trendinin sektöre olumlu yansıyacağını ifade etti. YENİLEME VE FİNANSMAN DESTEĞİ İHTİYACI Emre Narin, turizm sektörünün sürdürülebilir büyümesi için yenileme yatırımlarının şart olduğunu dile getirdi. Otellerin, 10 yılda bir yenilenmesi gerektiğini ve bu yenileme sürecinin maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten Narin, sektördeki özkaynak sıkıntısına dikkat çekti. Pandemi sonrası özkaynak sıkıntısı yaşayan sektörün, devlet destekli finansman modellerine ihtiyaç duyduğunu ifade eden Narin, "Dünyada özellikle de Orta Doğu’da ve Suudi Arabistan özelinde çok ciddi turizm yatırımı yapılıyor. Yeni ürünler ve destinasyonlar piyasaya giriyor. Bizim de bu yeni yatırımlarla rekabet edebilmemiz için yenileme çalışmaları yapmamız gerekiyor ki, hem elimizdeki müşterileri muhafaza edebilelim hem de yenileri için çekici olalım" dedi. 2025, DAHA İYİ BİR YIL OLACAK 2025 yılı için olumlu beklentilerini dile getiren Narin, jeopolitik bir sorun yaşanmazsa 2025’in 2024’ten daha iyi geçeceğini tahmin ediyor. Bu kapsamda, enflasyonun düşmesini ve daha stabil bir finansal ortamını, turizm sektörünün performansını artırabilecek unsurlar arasında görüyor. Narin, erken satın alma stratejisi ile maliyetleri kontrol altına almayı planladıklarını ve önceden yapılan planlamalarla maliyet baskısının etkisini azaltacaklarını ifade etti. Bu adımlar, 2025'te kârlılık açısından daha güçlü bir yıl geçirilmesini sağlayabilir. DOĞRUDAN SATIŞ ARTACAK, DİNAMİK SATIŞ MODELİ ÖNE ÇIKACAK Martı Otel İşletmeleri, 2024'te doğrudan satışlarının toplam satış içindeki oranını artırmayı başardı. Dinamik satış modeli ile doğrudan satışların daha fazla önem kazandığını belirten Narin, Rusya, İngiltere ve Almanya'nın ana kaynak pazarları olmaya devam ettiğini söyledi. Narin, "Otelciler ve tur operatörleri her zaman aynı gemideyiz. Sektörün bu hale gelmesinde tur operatörlerinin katkısı çok büyük. Fakat gelinen noktada dünyadaki dijitalleşme alanındaki gelişmelerle 'dinamik satış' olgusu çok öne çıktı. Artık müşteriler çevrim içi olarak hem otelini hem ulaşımını satın almak istiyor" dedi. Bu değişen müşteri alışkanlıkları, otellerin dijital dönüşümlerini hızlandırmasını gerektiriyor. HER ŞEY DAHİL SİSTEMİ KALDIRILAMAZ, AMA "HER ŞEY DAHİL 2.0" GEREKİYOR Emre Narin, Her Şey Dahil sisteminin Türkiye turizmi için vazgeçilmez olduğunu vurguladı. Bu sistemin, Türkiye'nin dünyada lider ülkeler arasında yer almasını sağladığını belirten Narin, "Bu sistemi uygulamaya başlayalı 30 sene oldu. Bu geçen zamanda dünyada müşteri algısı da çok değişti. Günümüzde kendimiz ve gelecek nesiller için sürdürülebilirlik kavramı en önemli konu. Bilindiği gibi "Her Şey Dahil"de çok fazla israf olabiliyor. Bunu artık müşteri de görüyor ve değişmesini istiyor" diyerek sisteme "Her Şey Dahil 2.0" adıyla adeta format atılması gerektiğini belirtti. Daha az yemek çeşidi, daha sade menüler ve sürdürülebilir bir hizmet anlayışı ile bu sistemin yenilenmesini önerdi. HER ŞEY DAHİL İLE TÜRK MARKALARI YURTDIŞINA AÇILMALI Emre Narin, Türk otel zincirlerinin dünyada büyüme stratejisini de ele aldı. Narin'e göre, Türkiye'nin "Her Şey Dahil" modeli, yurt dışında otel zincirleri tarafından işletme modeli olarak yaygınlaştırılabilir. Narin, "Dünyadaki en büyük 5 otel zincirinin geldikleri büyüklüğün arkasında, işletme alarak ve franchise vererek büyümek yatıyor. Bu zincirler, otellerin bina ve arsalarına sahip olarak büyümediler. Başka ülkelere gidip başkasının malını işleterek ya da son dönemde artan bir şekilde franchise vererek büyüdüler" diye ekledi. Bu kapsamda, özellikle Suudi Arabistan’ın 800 milyar dolarlık turizm yatırımı planladığı bölgeye dikkat çeken Narin, Türk otel zincirlerinin bu bölgeye hizmet ihraç etmesinin büyük bir fırsat olduğunu söyledi.

SunExpress, Türk Turizminin Yükselen Yıldızı Haber

SunExpress, Türk Turizminin Yükselen Yıldızı

Türk Hava Yolları ve Lufthansa'nın ortaklığındaki SunExpress, hızla büyümeye devam ediyor. 2024 yılında koltuk kapasitesini yüzde 19 artıran ve uçuş ağına 28 yeni rota ekleyen havayolu, yıl sonuna kadar 15 milyon yolcuya ulaşmayı hedefliyor. Aralık itibarıyla 14 milyonu aşkın yolcu taşıyan SunExpress, şimdiden 2023'teki toplam yolcu sayısını geçmiş durumda. SunExpress CEO’su Max Kownatzki, 2025 yazı için yapılan erken rezervasyonlarda yüzde 30 artış gözlemlendiğini belirtti. Filolarını 2025’te 85, 2035’te ise 166 uçağa çıkaracaklarını vurgulayan Kownatzki, uçuş ağını genişleterek Türkiye'yi Avrupa'nın dört bir yanına bağlamaya devam edeceklerini söyledi. TÜRKİYE, SADECE YAZ TATİLİNDE DEĞİL YIL BOYU CAZİBE MERKEZİ OLACAK SunExpress, Türkiye'nin turizmdeki hedeflerine paralel olarak yalnızca yaz tatili destinasyonu değil, her mevsim ilgi gören bir cazibe merkezi olmasını amaçlıyor. Bu vizyon doğrultusunda, turizmde sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen projelere odaklanıyor. CEO Max Kownatzki, Türkiye'nin tarih, kültür, gastronomi ve spor alanlarındaki zenginliklerinin tanıtılmasına öncelik verdiklerini vurguluyor. Kownatzki, "Türkiye, keşfedilmeyi bekleyen gizli hazineleriyle her mevsim farklı deneyimler sunan bir turizm merkezi. Bu şekilde, sadece yaz tatili için değil, yıl boyu cazibe merkezi haline gelmesi için var gücümüzle çalışıyoruz" diyor. SunExpress, 2025 yılı itibarıyla filosunu 85 uçağa çıkararak kapasitesini artıracak. Yeni rotalarla Almanca konuşulan ülkelerden (DACH bölgesi) Türkiye'ye en fazla sayıda direkt uçuş sunmaya devam edecek. Ayrıca, Birleşik Krallık'taki uçuş noktalarını 9'dan 11'e çıkararak bu pazardaki talebi karşılamayı hedefine koyacak. SUNEXPRESS, FİLOSUNU 2035’E KADAR 166 UÇAĞA ÇIKARACAK SunExpress, 2035'e kadar filosunu iki katından fazla büyüterek 166 uçağa çıkarmayı planlıyor. Bu büyüme, Boeing ile yapılan 132 uçaklık sipariş anlaşmasıyla destekleniyor. Şirket, 2025'te 85, 2028'de 100, 2033'te 150 uçağa ulaşacak şekilde planlama yapıyor. Kapasite artışı, Türkiye'nin turizm destinasyonlarını ve Anadolu'nun farklı şehirlerini Avrupa’ya bağlamayı hedefliyor. Bu büyüme sürecinde yalnızca uçak yatırımlarına değil, aynı zamanda insan kaynağına ve çalışan gelişimine de odaklanılıyor. 2025 yılına kadar yaklaşık 800 yeni istihdam sağlanması planlanıyor. SunExpress’in "Çoklu Pilot Lisansı Programı" ile 2018'den bu yana genç pilotlar yetiştiriliyor. Eğitim masraflarının şirket tarafından karşılandığı program sayesinde yaklaşık 200 genç pilot olarak sektöre kazandırıldı. Önümüzdeki 5 yıl içinde 130 kişinin daha programa dahil edilmesi hedefleniyor. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTE ÖRNEK PROJELER Sürdürülebilirlik, SunExpress'in öncelikli stratejileri arasında yer alıyor. Şirket, karbon emisyonunu azaltan modern uçaklara yatırım yaparken, operasyonel süreçleri de dijitalleştiriyor. SunExpress, Boeing 737 MAX uçaklarının filoya eklenmesiyle, karbon ayak izini düşürmeyi hedefliyor. Bunun yanı sıra, Boeing 737-800 uçaklarında "VCT Finlet" kanatçık teknolojisi kullanılarak karbon salınımının yıllık 6 milyon kilogram azaltılması planlanıyor. Bir diğer yenilikçi adım ise uçak bakım ve onarım süreçlerinin dijitalleştirilmesi oldu. Kâğıt kullanımı bırakılarak, bakım ihtiyaçları mobil uygulama üzerinden anlık olarak izlenip yönetiliyor. Bu sistem, operasyonel verimliliği artırırken çevreye olan etkiyi de en aza indiriyor. "ÇEŞİTLİLİK VE KAPSAYICILIK KOMİTESİ" İLE CİNSİYET EŞİTLİĞİNE DESTEK SunExpress, kapsayıcılık ve çeşitliliğe önem veren bir iş kültürü oluşturmayı hedefliyor. Bu kapsamda, Türk havacılık sektöründe bir ilk olan "Çeşitlilik ve Kapsayıcılık Komitesi" kuruldu. Ayrıca, şirket, IATA'nın 25by2025 girişimine de katılarak, kadın çalışan oranını artırmayı ve havacılıkta cinsiyet eşitliği farkındalığını yükseltmeyi amaçlıyor. SunExpress'te 35 ülkeden 4 binin üzerinde çalışan bulunuyor. Çalışanların kariyer gelişimine odaklanılan şirket, yöneticilik pozisyonlarında kadın temsiliyetini artırmak için özel eğitim programları düzenliyor. İŞ BİRLİĞİNİ GÜÇLENDİREN "JOB TASTING" PROJESİ SunExpress, ekipler arası iletişimi güçlendirmek için "Job Tasting" adını verdiği yenilikçi bir proje yürütüyor. Bu proje kapsamında, çalışanlar şirketin farklı birimlerinde bir gün geçirerek, o departmanın iş süreçlerini yerinde deneyimliyor. Örneğin, bir kabin memuru, bir günlüğüne ekip planlamasında görev alabilirken, bir pilot, bir günlüğüne yer hizmetlerinde çalışarak müşteriyle doğrudan iletişimde bulunabiliyor. CEO Max Kownatzki de bu programa katılarak ekiplerin deneyimlerini bire bir gözlemliyor. Bu uygulama, iş birimlerinin birbirini daha iyi anlamasına, iş süreçlerinin iyileştirilmesine ve çalışanların farklı perspektifler kazanmasına katkı sağlıyor. MAX KOWNATZKİ: "GÖKYÜZÜ TUTKUMU TAKİP ETTİM" SunExpress CEO'su Max Kownatzki'nin kariyeri, havacılık sektörüne duyduğu tutku ile şekillenmiş. Qantas Airways, Eurowings Europe ve Lufthansa Grubu'ndaki çeşitli görevlerinin ardından 2020 yılında SunExpress'in CEO’su olan Kownatzki'nin, gökyüzü tutkusu, akademik hayatta da devam etti. Kownatzki, ticari pilot lisansının yanı sıra hava yolu stratejileri üzerine doktora yaptı. "Gökyüzü tutkumu takip ederek, bir hava yolu şirketini yönetme ve bizzat uçma fırsatı buldum" diyen Kownatzki, havacılık sektörü kadar spor tutkunu biri. Türkiye'de geçirdiği zamanın büyük kısmında golf, tenis, koşu ve doğa yürüyüşü yapmayı seviyor. Antalya’nın golf tesislerini sık sık ziyaret eden CEO, Türkiye'nin spor turizmi açısından da önemli bir potansiyele sahip olduğunu vurguluyor.

TTI İzmir'de Turizmin Geleceğine Yön Veren Buluşma Haber

TTI İzmir'de Turizmin Geleceğine Yön Veren Buluşma

İzmir, 18. TTI İzmir Uluslararası Turizm Ticaret Fuar ve Kongresi'ne ev sahipliği yaptı. Fuar İzmir’de düzenlenen etkinlik, dünyanın dört bir yanından turizm profesyonellerini, uluslararası katılımcı ve ziyaretçileri bir araya getirdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZFAŞ ve TÜRSAB iş birliğiyle düzenlenen fuarda, sektördeki yenilikler ve turizmin geleceği masaya yatırıldı. Binlerce ziyaretçinin akın ettiği fuarda, sektörel iş birlikleri kurulurken, oturumlar ve panellerle turizmin sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve yenilikçi pazarlama yöntemleri gibi birçok yönü ele alındı. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM İÇİN YENİ HEDEF: FOÇA, URLA VE SELÇUK Fuarın en dikkat çekici oturumlarından biri, "Sürdürülebilir Destinasyonlar ve İzmir" başlıklı panel oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin turizmde sürdürülebilir kalkınma için attığı adımlar, bu oturumda detaylarıyla anlatıldı. İzmir’in önemli turizm projelerinden biri olan "Urla Bağ Yolu"nun, "En İyi 100 Sürdürülebilir Destinasyon Hikayesi" listesine girmesi büyük takdir topladı. İzmir’in yeni hedefi ise Foça, Urla ve Selçuk ilçelerine sürdürülebilir turizm sertifikası kazandırmak. Bu hedef doğrultusunda çevre dostu projelerin desteklenmesi, bölgedeki turizm tesislerinin sürdürülebilirlik ilkelerine uygun hale getirilmesi planlanıyor. Yerel kalkınmayı destekleyen bu tür projelerin, İzmir'in uluslararası turizmdeki rekabet gücünü artırması bekleniyor. OTELCİLİKTE DİJİTALLEŞME VE YAPAY ZEKA VURGUSU TTI İzmir Fuarı’nda, "Otelcilikte Yeni Perspektifler: İzmir Otelleri Nasıl Fark Yaratır?" başlıklı bir diğer önemli oturum düzenlendi. Bu oturumda, dijital pazarlama, yapay zeka teknolojilerinin turizm sektöründeki rolü ve İzmir’in tanıtımı için yapılması gerekenler konuşuldu. Oturuma, turizm sektörü temsilcileri, otel yöneticileri ve dijital pazarlama uzmanları katıldı. Oturumun moderatörlüğünü İzmir Vakfı Genel Müdürü Deniz Karaca yaptı. Konuşmacılar, İzmir’in uluslararası arenada daha fazla tanınabilmesi için dijital pazarlama ve yapay zeka destekli tanıtım kampanyalarının artırılması gerektiğini vurguladı. Dijital pazarlama stratejileriyle doğru hedef kitleye ulaşmanın önemine dikkat çekilirken, dijital dönüşümün turizm sektörünün geleceğini şekillendireceği ifade edildi. Yapay zeka ile otellerde kişiselleştirilmiş hizmet sunmanın, müşteri memnuniyetini artıracak önemli bir araç olduğu belirtildi.

Bodrum'da 1 Milyon Turist Hedefi Aşıldı, Gözler 2025'e Çevrildi Haber

Bodrum'da 1 Milyon Turist Hedefi Aşıldı, Gözler 2025'e Çevrildi

Bodrum, 2024 turizm sezonunu başarılı bir şekilde tamamlayarak 1 milyon yabancı turist hedefini aştı. Türkiye’nin gözde turizm destinasyonlarından biri olan Bodrum’da, 1 Aralık itibarıyla dış hatlar üzerinden 1 milyon 5 bin yabancı turistin geldiği açıklandı. Buna ek olarak, İstanbul ve Ankara üzerinden iç hatlarla Bodrum'a ulaşan turist sayısının da 100 bini geçtiği belirtildi. Sezon öncesinde konulan 1 milyon turist hedefi, birçok olumsuzluğa rağmen gerçekleştirildi. Bodrum Otelciler Derneği (BODER) ve Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (BOYD) yetkilileri, bu başarıyı değerlendirmelerinin ardından 2025 yılı için yeni hedeflerin belirlendiğini duyurdu. İNİŞLİ ÇIKIŞLI SEZONUN ARDINDAN REKOR GELDİ 2024 turizm sezonu, inişli çıkışlı bir seyir izledi. Yunan adalarına vizesiz geçiş imkanı ve Bodrum’un pahalı olduğuna dair algı nedeniyle, özellikle temmuz ayında otellerin doluluk oranı yüzde 50'nin altına düştü. Ancak, ağustos ayında hareketlilik yeniden başladı ve "sarı yaz" olarak adlandırılan sonbahar dönemi ile kayıplar telafi edildi. Bodrum Otelciler Derneği (BODER) Başkanı Ömer Faruk Dengiz, "Bu yıl Bodrum’un hedefleri arasında daha fazla turist çekmek, konaklama tesislerinin doluluk oranlarını artırmak, maliyetlerimizi korumak ve sezonu uzatmak yer alıyordu. Bu hedeflere ulaştığımızı söyleyebiliriz. 2024 sezonunda 1 milyon yabancı turist sınırını aştık. Bu rakama deniz yoluyla gelen 100 bini aşkın yolcu da eklendi" dedi. Dengiz, iç pazardaki yerli turistlerin, kara yoluyla gelenlerin ve günübirlik konaklamaya gelenlerin bu sayıya dahil edilmediğini vurguladı. Bu da sezonun, hedeflerin üzerinde kapandığının bir başka göstergesi oldu. LONDRA-BODRUM DİREKT UÇUŞLARI SEZONU UZATACAK Bodrum, kış turizmi için de önemli bir adım attı. 1 Aralık itibarıyla Londra-Bodrum direkt uçuşları başladı. Bodrum Otelciler Derneği (BODER) Başkanı Dengiz, "Bu uçuşlar için bir yıldır çalışıyorduk. Milas-Bodrum Havalimanı'nın gayretleriyle uçuşlar başladı. Haftada iki defa uçak seferi var ve bu, nisan ayına kadar sürecek" dedi. Londra uçuşlarının kış turizmine katkı sunacağı belirtilirken, İrlanda-Bodrum arası uçuşların da devam ettiği ifade edildi. Dengiz, yeni uçuş hatlarının açılması için fuarlarda tanıtım yapıldığını, Bodrum'un dört mevsim turizme açık bir destinasyon haline getirilmesinin hedeflendiğini vurguladı. 2024'ÜN ZORLUKLARINA RAĞMEN YÜZDE 5 BÜYÜME 2024 sezonu, Avrupa Futbol Turnuvası, TL'nin aşırı değerlenmesi, sosyal medyada Bodrum'un pahalılığıyla ilgili dezenformasyonlar, Ukrayna-Rusya savaşı ve Filistin-İsrail çatışmaları gibi pek çok belirsizlikle başladı. Ancak bu zorluklara rağmen Bodrum, turist sayısında geçen yıla göre yüzde 5'lik bir artış kaydetti. BODER Başkanı Dengiz, "Yurt içi turistlerin tatil planlama tercihlerinde bakıldığında ülkemizdeki tatil bölgeleri arasında Antalya’dan sonra ikinci sırada yer alan bir Bodrum var. Almanya, İngiltere, Polonya, Rusya ve Orta Doğu ülkeleri gibi ülkelerden gelen ziyaretçiler, Bodrum'un popülaritesini artıran faktörlerdir" dedi. 2025 TURİZM POLİTİKALARI: SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE EKOTURİZM 2025 turizm sezonuna dair beklentiler de açıklandı. BODER Başkanı Dengiz, 2025 yılı için sürdürülebilir turizm politikalarının odak noktası olacağını belirtti. Bu kapsamda, çevre dostu projeler, dijitalleşme, yerel kültürün korunması ve ekoturizm gibi alanlarda çalışmalar yapılması planlanıyor. Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (BOYD) Başkanı Sabahattin Duman, "Sadece rakamlara değil, sunduğumuz benzersiz deneyimlere de odaklanmalıyız. Ekoturizm ve sürdürülebilir turizm konularında önemli adımlar atıyoruz. Bölgeye daha fazla doğa dostu proje çekmeyi hedefliyoruz" dedi. BODRUM’UN TURİZM POTANSİYELİ: DÖRT MEVSİM TATİL MERKEZİ BODR Başkanı Sabahattin Duman, "2024 yılı için koyduğumuz hedeflerden biri, Bodrum’da dört mevsim turizm anlayışını daha da yaygınlaştırmaktı. Sezonun ilk yarısı hayal kırıklıkları ve belirsizliklerle geçti, neredeyse temmuz ortalarına kadar tam bir doluluk yaşandığını söyleyemeyiz. Ağustos başında doluluklar doyuma ulaştı. "Sarı yaz" olarak adlandırdığımız güz dönemi dolulukları ilk yarıdaki kayıpların telafisini sağladı" dedi. Duman, bu yıl Bodrum’un otel doluluk oranlarının yüzde 90’a ulaştığını vurgularken, sadece rakamsal başarıyla değil, sundukları benzersiz turizm deneyimleriyle fark yarattıklarını söyledi. PERSONEL SORUNU VE YAPISAL SORUNLAR Sektör, bu başarıların yanı sıra bazı yapısal sorunlarla da mücadele etti. BOYD Başkanı Sabahattin Duman, turizm işletmelerinin nitelikli personel bulma ve konaklama sorunlarıyla karşı karşıya kaldığını belirtti. Kaliteli personel bulmakta zorlandıklarını ve bulunan personelin konaklaması için de yeterli imkan sağlayamadıklarını ekledi. Bu sorunun çözümü için çeşitli projeler üzerinde çalışıldığını kaydeden Duman, turizm sektöründe yaşanan yapısal sıkıntıların 2025 yılı hedeflerine ulaşmada önemli bir engel olabileceğini ifade etti.

Sürdürülebilir Turizme Faizsiz Kredi Desteği Haber

Sürdürülebilir Turizme Faizsiz Kredi Desteği

ANTALYA (İHA) - Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) ile Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) iş birliğinde düzenlenen "Sürdürülebilir Turizmin Geliştirilmesi Faizsiz Kredi Destek Programı Bilgilendirme Toplantısı", yoğun katılıma sahne oldu. Toplantının açılış konuşmasını yapan ALTSO Başkanı Eray Erdem, BAKA ve KOSGEB gibi kurumlarla iş birliği yaparak açıklanan destek programları hakkında bilgilendirme toplantıları düzenlediklerini belirtti. Erdem, "Sürdürülebilir turizm, bölgemizin doğal ve kültürel zenginliklerini koruyarak turizm sektörünü daha güçlü bir yapıya kavuşturmayı hedefliyor. Bu program, turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin çevre dostu projelerine faizsiz finansman desteği sağlamakla kalmayıp aynı zamanda sektörümüzün uzun vadeli rekabet gücünü arttırmayı amaçlıyor. Turizm sektörü için yararlı geçen toplantının Alanya’mız adına hayırlara vesile olmasını temenni eder; yoğun katılımla gerçekleşen toplantımıza ilgi gösteren tüm üyelerimize teşekkür ederiz" dedi. Toplantıda söz alan BAKA Temsilcisi Oğuzhan Ataman, programın amacını, önceliklerini ve genel şartlarını detaylarıyla anlattı. Ataman, programın kıyı şeridine sıkışmış turizm faaliyetlerini bölge geneline yaymayı, turizm ürünlerini çeşitlendirmeyi ve mevcut faaliyetlere yeşil dönüşüm entegrasyonu sağlamayı hedeflediğini belirtti. Ataman, program ile sürdürülebilir turizmi destekleyen projelere finansman sağlarken, bölgenin doğal ve kültürel zenginliklerini koruma ve sektörün uzun vadeli rekabet gücünü artırma misyonunu taşıdığını ekledi. Ataman, "Toplantımıza teşrif eden tüm katılımcılarımıza ve iş birliği için ALTSO Başkanımız Eray beye teşekkür ederim" diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Kıbrıs'ta Yeni Kumarhane İzinlerine Tepki Büyüyor Haber

Kıbrıs'ta Yeni Kumarhane İzinlerine Tepki Büyüyor

Kıbrıslı turizm ve çevre örgütleri, KKTC'de Şans Oyunları Yasası'nda yapılması planlanan değişikliklerle birlikte sürdürülebilir turizmin geleceğinin tehlikeye girdiğini ifade etti. Sürdürülebilir Turizm İnisiyatifi, Yeşil Barış Hareketi, Kıbrıs Eko Agro Turizm Federasyonu, Kıbrıs Türk Rehberler Birliği (KITREB) ve Çevre Koruma Vakfı (ÇEKOVA) ortak bir açıklama yaparak yasa tasarısını ve yeni kumarhane izinlerini kınadı. SOSYAL VE EKONOMİK YAPIYA BÜYÜK TEHDİT Ortak açıklamada, mevcut kumarhane kotasının dolu olmasına rağmen 4-5 yeni kumarhane izni verilmesinin, sadece turizm sektörü için değil, ada halkının sosyal, kültürel ve ekonomik yapısı için büyük bir tehdit oluşturduğu belirtildi. Şans Oyunları Yasası'nda yapılması planlanan değişikliklerin, Turizm Bakanlığı’nın sürdürülebilir turizm hedefleriyle çeliştiği ve adanın geleceğini belirsizliğe sürüklediği ifade edildi. GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN SORUNLAR KAÇINILMAZ Yeni kumarhane izinlerinin, sosyal dengesizlikleri artırarak küçük işletmeleri zor durumda bırakacağı ve turizmdeki çeşitliliği yok edeceği vurgulandı. Açıklamada, "Bu kararlar alınmaya çalışılırken çevre faktörü, alt yapı yetersizliği, yerel halkın sosyal dokusu ve yaşam kalitesi neden göz ardı edilmiştir? Turizmin sadece ekonomik boyutunu ön plana çıkararak, çevresel, toplumsal ve kültürel sürdürülebilirliği yok saymak nasıl bir vizyonu temsil etmektedir? Sektör temsilcileri ve halkın görüşleri alınmadan yapılmaya çalışılan bu değişiklikler hangi adalet anlayışına dayanmaktadır?" sorularıyla mevcut politikalar eleştirildi. HÜKÜMETE ŞEFFAF SÜREÇ ÇAĞRISI Turizm Bakanlığı ve hükümete, Şans Oyunları Yasası'ndaki değişiklik sürecinin durdurulması çağrısı yapıldı. Örgütler, sektör temsilcileri ve halkın katılımıyla şeffaf bir istişare sürecinin başlatılmasını, küçük otellere teşvik politikalarının uygulanmasını ve sürdürülebilir bir vizyonla Turizm Master Planı’nın hazırlanmasını talep etti. "KISA VADELİ KAZANÇLAR UZUN VADELİ KAYBA DÖNÜŞMESİN" Açıklamada, KKTC’nin kısa vadeli kazançlar uğruna uluslararası itibarını zedelememesi, toplumsal dokusunu ve doğal kaynaklarını koruması gerektiği belirtildi. Sürdürülebilir turizm ilkelerine uygun hareket edilerek adanın toplumsal dokusunun zarar görmesinin önlenmesi istendi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.