Hava Durumu

#Sürdürülebilir Turizm

TOURISMJOURNAL - Sürdürülebilir Turizm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sürdürülebilir Turizm haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Antalya, Ormana’ya “En İyi Turizm Köyü” Tabelası Yerleştirildi Haber

Antalya, Ormana’ya “En İyi Turizm Köyü” Tabelası Yerleştirildi

Antalya Valisi Hulusi Şahin, İbradı ziyareti kapsamında Ormana Mahallesi’ne "En İyi Turizm Köyü" unvanı tabelasını yerleştirdi. Düğmeli evleri, taş-ahşap mimarisi ve 57 yıldır sürdürülen geleneksel Üzüm Festivali ile kırsal turizmin güçlü örneklerinden biri olarak öne çıkan Ormana Mahallesi, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) "Best Tourism Villages 2024" programı kapsamında "Dünyanın En İyi Turizm Köyü" seçildi. "En İyi Turizm Köyü" unvanına ilişkin tabela, düzenlenen törenle Ormana Mahallesi’ne yerleştirildi. Törene Vali Hulusi Şahin, İbradı Kaymakamı Berk Acar, İl Kültür ve Turizm Müdürü Candemir Zoroğlu ile vatandaşlar katıldı. Alınan unvan, bölgenin sürdürülebilir turizm potansiyelinin uluslararası düzeyde tanıtımı ve tescili açısından büyük önem taşıyor. "İbradı’nın el sanatlarına değer katan kurs" Törenin ardından Vali Hulusi Şahin ve eşi Ebru Şahin, İbradı’nın köklü kültürünü yaşatan bez ayağı dokuma, geleneksel el dokuması ve çarpana dokuma gibi birçok dokuma türünün öğretildiği Halk Eğitim Merkezi Yöresel Bez Dokuma Kursunu ziyaret etti. Ziyarette, kurs kapsamında yürütülen çalışmalar ve üretilen yöresel ürünler hakkında bilgi aldı. İbradı ziyareti kapsamında Vali Hulusi Şahin ve eşi Ebru Şahin, kendine özgü ses tonuyla Teke Yöresi türkülerini icra eden sanatçı Gülay Diri’yi ziyaret etti. Ziyarette, Gülay Diri’nin çalışmalarını yerinde dinleyen Vali Şahin ve eşi Ebru Şahin, geleneksel müzik kültürüne katkılarından dolayı Gülay Diri'ye teşekkür ettiler. 27 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirilen Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ve Yaşayan İnsan Hazineleri Ödül Töreni’nde Yaşayan İnsan Hazinesi ilan edilen sanatçı Gülay Diri’ye ödülü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından takdim edilmişti.

MICHELIN Rehberi, Türkiye Genelinde Yaygınlaşıyor Haber

MICHELIN Rehberi, Türkiye Genelinde Yaygınlaşıyor

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ‘‘Bir sonraki MICHELIN Rehberi tüm Türkiye’yi kapsayacak. Bu gelişme Türk mutfağının tarihsel köklerini ve bölgesel çeşitliliğini daha görünür kılacak’’ dedi. Dünyanın en prestijli restoran değerlendirme sistemlerinden biri olan Michelin Rehberi'nin 2026 Türkiye seçkisi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla düzenlenen ödül töreninde açıklandı. 2026 Michelin Rehberi Türkiye seçkisinde toplam 171 restoran yer aldı. Bu restoranlardan 2’si iki Michelin Yıldızı, 15’i bir Michelin Yıldızı, 13’ü Yeşil Yıldız, 39’u Bib Gourmand ile ödüllendirildi. Ayrıca 115 restoran, Michelin Rehberi tarafından tavsiye edilen işletmeler arasında yer aldı. Ödül töreninde konuşan Ersoy, "Kapadokya’mızın da listede yer almasının sevincini ve haklı gururunu yaşıyoruz" dedi. MICHELIN Rehberi’nin Türkiye’deki kapsamının bu yıl genişletildiğini belirten Ersoy, "MICHELIN Rehberi’nin ülkemizdeki dördüncü yılında ise büyüleyici peribacalarıyla her gezginin seyahat listesinde yer alan Kapadokya’mızın da MICHELIN listesinde yer alacak olmasının sevincini ve haklı gururunu yaşıyoruz" şeklinde konuştu. Kapadokya’nın yalnızca doğal güzellikleriyle değil, tarihî ve kültürel mirasıyla da ön plana çıktığını anlatan Ersoy, bölgenin Hristiyanlığın erken dönemlerine ışık tutan yer altı şehirlerinden çömlekçilik geleneğine, sıcak hava balonu turlarından mağara otellerine kadar birçok benzersiz deneyim sunduğunu vurguladı. Ersoy, Orta Anadolu mutfağının en seçkin örneklerini içinde barındırmasını da Kapadokya’yı gastronomi alanında değerli bir destinasyon hâline getirdiğine dikkat çekti. Bölgenin sahip olduğu killi toprağın özgün pişirme tekniklerine ve özel bağcılık kültürüne katkı sağladığını belirten Ersoy, bunun Kapadokya’nın kendine has bir gastronomi kimliği kazanmasına olanak tanıdığını ifade etti. Ersoy konuşmasını şöyle sürdürdü: "MICHELIN Rehberi’nin de gözünden kaçmayan bu zengin miras, Kapadokya’daki yetenekli şeflerimiz tarafından dünya standartlarındaki restoranlarda, yöresel ürünlerin özel dokunuşlarla yorumlanması sayesinde ziyaretçilere eşsiz bir lezzet yolculuğu sunuyor. Artık MICHELIN seçkisiyle daha da görünür hale gelecek bu zengin gastronomi kültürünün Kapadokya’yı gezginler için çok daha güçlü bir çekim noktasına dönüştüreceğine yürekten inanıyoruz." Yıldızlı restoran sayısı 17 oldu Michelin Rehberi 2026 Türkiye seçkisinde, üç restoran ilk kez bir Michelin Yıldızı almaya hak kazandı. Muğla’dan 'Mezra Yalıkavak' şef Serhat Doğramacı, İstanbul’dan 'Araf İstanbul' şefler Pınar Korgan Çetinkaya ve Kenan Çetinkaya ile Nevşehir’den 'Revithia' şef Duran Özdemir, 2026 seçkisinde birer yıldızla ödüllendirildi. İki Michelin Yıldızı kategorisinde ise İzmir’den 'Vino Locale' şef Ozan Kumbasar listeye bu yıl dâhil oldu. İstanbul’dan TURK Fatih Tutak ise mevcut iki yıldızını koruyarak seçkideki yerini pekiştirdi. Böylece Türkiye’nin Michelin Yıldızlı restoran sayısı 17'ye ulaştı. ‘‘MICHELIN Rehberi Türkiye’yi kapsayacak’’ Bakan Ersoy, konuşmasında önemli bir gelişmeyi de kamuoyuyla paylaşarak, bir sonraki MICHELIN Rehberi seçkisinin artık Türkiye’nin tamamını kapsayacağını açıkladı. Bu genişlemenin, Türk mutfağının tarihsel köklerini ve bölgesel çeşitliliğini daha görünür kılacağına işaret etti. Güçlü bir geleneğin, Anadolu’nun binlerce yıllık tarihi ve kültürel mozaiğiyle birleşerek saray mutfağında rafine hâle geldiğini vurgulayan Ersoy, "Türk mutfağı, ülkemizin 7 bölgesinde farklı ve eşsiz lezzetler sunuyor" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin gastronomik zenginliğinin yalnızca yemek yapmaktan ibaret olmadığını dile getiren Ersoy, bunun aynı zamanda bir yaşam felsefesi ve kuşaktan kuşağa aktarılan bir bilgelik olduğunu belirtti. Gastronomide elde edilen başarıların sadece geçmişe değil, aynı zamanda geleceğe yönelik bir vizyonla şekillendiğini dile getiren Ersoy, geleneksel tariflerin modern sunumlarla buluşturulduğunu, yerel ürünlerin ön plana çıkarıldığını ve sürdürülebilir bir anlayışla hareket edildiğini kaydetti. MICHELIN Rehberi’nin Türkiye genelindeki bu zenginliği değerlendirmeye alacak olmasının, yerel ustaların ve lezzetlerin uluslararası tanıtımına katkı sağlayacağını ifade eden Ersoy, bu adımın illerin gastronomi turizminden aldığı payı da artıracağına dikkat çekti. MICHELIN Rehberi’nin Türkiye’yi kapsayacak olmasının önemine de değinen Bakan Ersoy, "Her yöremizin, her şehrimizin kendine has tarifleri, özel pişirme teknikleri ve unutulmaz lezzetleri vardır. MICHELIN Rehberi'nin Türkiye'nin tamamını kapsayacak olması, bu binlerce yıllık kültürel birikimimizin, yerel lezzetlerimizin ve mutfak sanatımızın dünya çapında takdir görmesi anlamına gelmektedir. Bu, sadece restoranlarımız için değil, tüm mutfak kültürümüz ve gastronomi mirasımız için gurur verici bir gelişmedir. MICHELIN Rehberi’nin İstanbul, İzmir, Muğla ve son olarak da Kapadokya için hazırladığı seçkiler yalnızca bu destinasyonlarımızın marka değerini arttırmakla kalmıyor; aynı zamanda gurme gezginleri Türkiye’ye çekerek ülkemizin dünyanın önde gelen lezzet merkezleri arasında hak ettiği yeri almasına da katkı sağlıyor. Üstelik MICHELIN Rehberi’nin ülkemizdeki varlığı, sürdürülebilirliği, yerelliği merkeze alan Türk gastronomi anlayışının daha iyi tanınmasına da destek oluyor. Türk mutfağı doğal yapısı itibariyle sürdürülebilir geleneklere bağlı olsa da sürdürülebilirlik bizim için sadece gastronomi sektörüyle sınırladığımız bir strateji değil. Bugün odağımız her ne kadar Türk gastronomisi olsa da sürdürülebilirliğin turizm sektörümüzün bel kemiğini oluşturduğunu belirtmek ve bu konuda gerçekleştirdiğimiz en önemli adımın altını bir kez daha çizmek istiyorum" dedi. ‘‘İstanbul, dünyanın en iyi gastronomi şehri seçildi’’ Türk mutfağının uluslararası tanıtımı için Bakanlık olarak yürütülen iletişim stratejilerinin somut sonuçlar verdiğini belirten Ersoy, İstanbul’un kazandığı önemli bir unvana da değindi. Bakan Ersoy, "İstanbul, konuklarına sokak lezzetlerinden esnaf lokantalarına, fine dining restoranlardan Michelin Yıldızlı restoranlara uzanan beş duyuya hitap eden bir seçki eşliğinde; Asya, Orta Doğu, Akdeniz ve Avrupa mutfaklarının da en iyi örneklerini sunan gastro-şehrimiz olarak, yeni dünyanın en iyisi seçildi. Mastercard Ekonomi Enstitüsü tarafından, uluslararası yeme-içme harcamaları analiz edilerek hazırlanan Seyahat Trendleri 2025 Raporu’na göre İstanbul, dünyanın bir numaralı gastronomi şehri" ifadelerini kullandı. MICHELIN Key listesinde Türkiye’den 26 otel yer aldı Bakan Ersoy, Türkiye’nin sürdürülebilir turizm alanında attığı öncü adımlara dikkat çekerek, 2022 yılında Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi (GSTC) ile imzalanan iş birliği anlaşmasının bu alanda bir ilke işaret ettiğini söyledi. Bakan Ersoy, bu adımla Türkiye'nin, hükümet düzeyinde sürdürülebilirlik sertifikasyon çerçevesi geliştiren dünyadaki ilk ülke olduğunu hatırlattı. Bu girişimin diğer ülkelere de ilham verdiğini belirten Ersoy, yalnızca üç yıl içinde uluslararası tanınırlığa sahip GSTC Sertifikasını almaya hak kazanan konaklama tesislerinin sayısının 2 bini aştığını ifade etti. Ersoy, bu çerçevede tüm konaklama tesislerinin sertifikasyon sürecini 2030 yılına kadar tamamlamayı hedeflediklerini kaydetti. Konaklama sektöründe gerçekleşen bu sürdürülebilir dönüşümün ve hizmet kalitesinin MICHELIN Rehberi’nin dikkatinden kaçmadığını söyleyen Ersoy, konaklama alanında hayata geçirilen yeni değerlendirme sistemi MICHELIN Key seçkisinde Türkiye’nin önemli bir yer edindiğini bildirdi. Michelin Rehberi’nin ilk küresel Anahtar seçkisinde, Türkiye’de 22 otel ‘1’; 3 otel ‘2’ ve 1 otel ise ‘3’ Michelin Key’e sahip oldu. "Önümüzdeki dönemde MICHELIN Key ile ödüllendirilen tesislerimizin sayısının hızla arttığına tanıklık edeceğiz" diyen Ersoy, gastronomi destinasyonlarında olduğu gibi konaklama tesislerinde de bu başarının artarak süreceğine inandığını dile getirdi. Ersoy, "MICHELIN Rehberi seçkisinde yer almaya hak kazanan tüm restoranlarımızı ve şeflerini emeklerinden ötürü tebrik ediyorum. Bu başarının hem restoranlarımızın hem destinasyonlarımızın hem de ülkemizin turizmindeki yükselen konumunu daha da güçlendireceğine inanıyor ve MICHELIN Rehberi’nin artık tüm yurdumuza yayılıyor olmasındaki ivmeden duyduğum memnuniyeti sizlerle paylaşmak istiyorum’’ diyerek sözlerini tamamladı.

ATF25’TE KÜRESEL PAZARLAR, ORTAK GELECEK: SKAL DÜNYA LİDERLERİ TURİZMİN GELECEĞİNİ KONUŞTU Haber

ATF25’TE KÜRESEL PAZARLAR, ORTAK GELECEK: SKAL DÜNYA LİDERLERİ TURİZMİN GELECEĞİNİ KONUŞTU

ATF25’in ikinci gününde, ana sahnede gerçekleşen oturumun başkanlığını Skal International Geçmiş Dönem Dünya Başkanı Salih Çene üstlendi. Panelin konuşmacıları arasında Skal International Dünya Başkanı Denise Scrafton, Skal Asya Başkanı Mohan N.S.N, Skal Türkiye Geçmiş Dönem Başkanı Hülya Aslantaş ve Skal International Incoming Başkanı Andres Hayes yer aldı. Turizmin yalnızca ekonomik bir faaliyet değil, kültürler arası anlayışı, barışı ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen bir güç olduğu vurgulanan panelde, dünyanın farklı bölgelerinden gelen liderler; dijitalleşmeden sürdürülebilirliğe, yeni pazar trendlerinden küresel iş birliği fırsatlarına kadar geniş bir perspektif sundu. Uluslararası Antalya Turizm Fuarı, 22–23–24 Ekim 2025 tarihlerinde Antalya ANFAŞ Uluslararası Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi. Türkiye İş Bankası ana sponsorluğunda ve Kilit Hospitality Group ana partnerliğinde düzenlenen ATF25, dünya turizminin öncü isimlerini Antalya’da buluşturdu. ATF26 ise 26–27–28 Ekim 2026 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Mohan N.S.N: “Turizm, Sınırları Aşan Bir Küresel Hareket” Panelin ilk konuşmacısı Skal Asya Başkanı Mohan N.S.N, turizmin sadece bir eğlence ya da tatil endüstrisi değil, kültür, diplomasi ve ekonomiyi birleştiren küresel bir hareket olduğunu söyledi. Dünyanın en büyük ekonomik sektörlerinden biri olan turizmin, istihdam ve kalkınma açısından vazgeçilmez bir güç olduğuna dikkat çeken Mohan, küresel rakamlarla bu gücü somutlaştırdı: “Turizm, dünya GSYİH’sinin yüzde 9’unu oluşturuyor. Bu da yaklaşık 9,5 trilyon dolarlık bir ekonomik güç anlamına geliyor. Turizm sektörü, 330 milyon kişiye doğrudan ya da dolaylı istihdam sağlayan bir yapı. Bu sektör, sadece bir gelir kapısı değil; aynı zamanda beceri geliştirme, inovasyon ve kültürler arası etkileşimin de öncüsüdür.” Mohan, turizmin çarpan etkisini anlatırken ulaşım, yiyecek-içecek ve konaklama sektörlerinin küresel ekonomiye katkısına değindi. Havacılıkta Emirates, Lufthansa, Turkish Airlines; otelcilikte Marriott, Kempinski, Ritz-Carlton gibi markaların dünya ekonomisinde turizmi şekillendirdiğini belirtti. Konuşmasında Hindistan örneğine geniş yer ayıran Mohan, ülkesinin dijitalleşme, altyapı ve teknoloji yatırımlarıyla turizmi sürdürülebilir büyümenin merkezine yerleştirdiğini ifade etti: “Hindistan bugün sadece bir turizm ülkesi değil, bir startup ve teknoloji merkezi. Dijital altyapımız sayesinde 20 milyardan fazla UPI (dijital ödeme) işlemi gerçekleşti. Bu, 7.8’lik bir ekonomik büyümenin parçası. Turizm, diplomasi ve kalkınmanın köprüsüdür. Fikirleri, insanları ve ekonomileri birleştirir. İnsanları sınırlar arasında değil, zihinler arasında hareket ettirebilirsek, turizmin gerçek potansiyeline ulaşabiliriz.” Mohan konuşmasını, turizmi bir “barış diplomasisi” olarak tanımlayarak sonlandırdı: “İdeolojilerin ve politik ayrılıkların bölündüğü bir dünyada turizm, barışın dili olabilir. Çünkü turizm başladığında, ekonomi uçar.” Denise Scrafton: “Asya, Orta Doğu ve Afrika Turizmin Yeni Güçleri” Skal International Dünya Başkanı Denise Scrafton, “turizmin küresel ekonomilerdeki rolü ve yükselen pazarlar” üzerine yaptığı kapsamlı konuşmasında Asya, Orta Doğu ve Afrika’nın geleceğin büyüme merkezleri olduğuna dikkat çekti. Scrafton, turizmin artık sadece gelişmiş ülkelerin değil, kalkınmakta olan ekonomilerin de stratejik önceliği haline geldiğini söyledi: “Asya ve Hindistan, artık yalnızca gelişen değil, yön veren pazarlardır. Çin, Kore, Malezya, Filipinler, Tayland ve Hindistan gibi ülkeler; altyapı, dijital pazarlama ve marka yatırımlarıyla turizmi ekonomik kalkınmanın merkezine yerleştiriyor.” Scrafton, Afrika’nın turizmde hızla yükselen bir bölge olduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Botswana, Kenya, Nijerya, Uganda ve Gana gibi ülkeler, turizmde büyük adımlar atıyor. Bu ülkelerde hükümetler finansal teşvikler, yatırım programları ve güvenlik altyapısı ile turizmi büyümenin ana eksenine koyuyor.” Lüks turizmin dönüşümüne de değinen Scrafton, modern gezginin beklentilerinin artık yalnızca ürün değil, deneyim odaklı hale geldiğini belirtti: “Bugün lüks, sahip olduklarımız değil, zamanı nasıl ve kimlerle geçirdiğimizle ilgilidir. Deneyim, gastronomi ve kişiselleştirilmiş hizmetler, yeni lüks anlayışını belirliyor.” Scrafton ayrıca SKAL International’ın 86 ülkede kurulu güçlü ağı sayesinde sürdürülebilir turizmin yaygınlaşmasında kritik bir rol üstlendiğini vurguladı: “SKAL, sürdürülebilirlik konusunda farkındalık yaratmak, yerel ağlar kurmak ve genç profesyonelleri desteklemek için eşsiz bir platform sunuyor. Turizmin geleceği, teknolojinin rehberliğinde ama insan dokunuşunu koruyarak şekillenmeli.” Hülya Aslantaş: “Yeşil Turizm, Artık Sektörün Kurtuluş Reçetesi” Skal Türkiye Geçmiş Dönem Başkanı Hülya Aslantaş, konuşmasında sürdürülebilirliğin artık bir seçenek değil, zorunluluk olduğunu vurguladı. Turizmin küresel karbon salımının yüzde 8’ini oluşturduğunu belirten Aslantaş, sektörün geleceğinin “yeşil dönüşüm”den geçtiğini söyledi: “Yeşil turizm artık yalnızca bir trend değil, varoluşsal bir gereklilik. Bugün gezginlerin yüzde 80’i çevre dostu seyahat seçenekleri arıyor. Bu yalnızca gezegen için değil, iş modeli açısından da akıllıca bir yönelimdir.” Aslantaş, Skål International’ın 2002’den bu yana düzenlediği Sürdürülebilir Turizm Ödülleri programının küresel ölçekte büyük ilgi gördüğünü belirterek 2025’te 30 ülkeden 106 projenin yarışmaya katıldığını açıkladı. Türkiye’nin yeşil dönüşüm hedeflerini de paylaşan Aslantaş, binden fazla otelin sürdürülebilirlik sertifikasına sahip olduğunu söyledi: “Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hedefi, 2030 yılına kadar tüm otellerin yeşil sertifikaya sahip olması. Antalya’da bugün 245’in üzerinde tesis enerji, su ve atık yönetimi kriterlerini aktif biçimde uyguluyor. Bu dönüşüm hem çevre hem işletmeler için kazanç demek.” Aslantaş, teknolojinin seyahat acentelerini yeniden şekillendirdiğini belirterek sözlerine devam etti: “Yapay zekâ tabanlı platformlar rezervasyon süreçlerini kolaylaştırırken, acenteler artık sadece aracı değil, deneyim tasarımcısı konumuna geliyor. Kişiye özel, anlamlı seyahatler öne çıkıyor. Türkiye bu dönüşümü yakalarsa, sadece sürdürülebilir değil, aynı zamanda yenilikçi bir turizm merkezi olur.” Andres Hayes: “Turizm, Küresel Vatandaşlık ve Barışın Anahtarı” Skal International Incoming Başkanı Andres Hayes, turizmin kültürel etkileşim, diplomasi ve barış için en etkili araçlardan biri olduğunu vurguladı. Konuşmasına, “Turizm yalnızca bir hareket değil, bir ivmedir.” sözleriyle başlayan Hayes, turizmin insanları, ekonomileri ve kültürleri bir araya getirdiğini ifade etti: “Turizm, insanlığı birleştiren en güçlü araçtır. Her seyahat, her karşılaşma, her kültürel etkileşim empatiyi artırır. Empati barışı, barış da anlayışı doğurur.” Hayes, turizmin sadece tatil amaçlı değil, eğitim ve iş dünyası açısından da büyük bir rol oynadığını vurguladı: “Eğitim, iş seyahatleri ve uluslararası kongreler, ülkeler arasında kalıcı bağlar oluşturuyor. Turizm, öğrencilerden yatırımcılara kadar herkes için bir bilgi alışverişi platformudur.” Vize kolaylığı, altyapı yatırımları ve erişilebilirliğin küresel bağlantıları güçlendireceğini söyleyen Hayes, teknolojinin de insan merkezli kullanılmasının altını çizdi: “Yapay zekâ verileri analiz edebilir, süreçleri kolaylaştırabilir; ancak turizmin özü insandır. Biz yüz yüze gülümsemeyi, misafirperverliği ve insani bağı korumalıyız. Turizm yalnızca ekonomiyi değil, kalpleri de birleştirir.” Salih Çene: “Turizm, Barış ve Dostluğun Ortak Dili” Panelin kapanış konuşmasını yapan Skal International Geçmiş Dönem Başkanı Salih Çene, turizmin yalnızca ticaret değil, dostluk ve güvene dayalı bir etkileşim olduğunu vurguladı: “Turizmin en değerli yönü, barış ve dostluğu beslemesidir. Biz Skal olarak yıllardır ‘Turizm, barıştır ve dostluktur’ diyoruz. Ticaret, arkadaşlıkla güçlenir; güven varsa iş de kolaylaşır.” Çene, Skal International’ın bu değerleri korumak ve dünyada turizmin barış elçisi olma misyonunu sürdürdüğünü belirtti.

Kültür Ve Turizm Bakanı Ersoy, Türkiye 2024’Te Rekor Turizm Geliri Elde Etti Haber

Kültür Ve Turizm Bakanı Ersoy, Türkiye 2024’Te Rekor Turizm Geliri Elde Etti

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye'nin 2024 yılında 62,3 milyon ziyaretçiyi ağırladığını ve 61,1 milyar dolar turizm geliri elde ettiğini açıkladı. Bakan Ersoy, İstanbul'da düzenlenen 18. Verona Avrasya Ekonomi Forumu'nda yaptığı konuşmada 2024 yılında Türkiye'nin 62,3 milyon ziyaretçiyi ağırladığını ve 61,1 milyar dolar turizm geliri elde ettiğini açıklayarak, bu rakamların her yıl kendi rekorunu kırdığını söyledi. Bu yılın ilk verilerinin de hedeflerin yakalanacağını gösterdiğini ifade eden Ersoy, elde edilen başarının yalnızca Türkiye'nin tarihi ve kültürel mirasıyla açıklanamayacağını belirterek, "Bu başarıda ülkemizin son yıllarda ve özellikle pandeminin ardından tanıtım stratejileri ile güvenli ve sürdürülebilir turizm konularında sarf ettiği yoğun çabanın haklı bir getirisi olmuştur" dedi. TGA stratejik hedeflerde kilit rol üstleniyor Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın (TGA) Bakanlık tarafından belirlenen turizm strateji ve politikaları doğrultusunda Türkiye'nin turizm hedeflerine ulaşmasına, turizm imkanlarının dünyada tanıtılmasına ve pazarlanmasına ilişkin stratejiler geliştirerek, her mecrada ve tüm dünyada başarılı tanıtım faaliyetleri yürüttüğünü aktaran Ersoy, Güvenli Turizm Sertifikası ile Sürdürülebilir Turizm Belgesi'ne sahip konaklama tesisleri ve turizm işletmelerinin, gece müzeciliği ve ‘Geleceğe Miras' projesi kapsamında tüm yıla yayılan kazı ve restorasyon çalışmaları gibi uygulamaların sektöre büyük katkı sunduğunu ifade etti. Stratejik bir yaklaşım ve kurumsal sahiplenme ihtiyacına dikkati çeken Ersoy, bu noktada ‘sürdürülebilir turizm' anlayışının önem kazandığını vurguladı. Sürdürülebilir turizmin doğal kaynakların korunmasından atıkların azaltılmasına, kültürel ve sosyal çeşitliliğin muhafazasından yerel toplumun sürece dahil edilmesine kadar geniş bir hedef yelpazesi sunduğunu belirten Ersoy, turizm faaliyetlerinin yalnızca ekonomik kazanç değil, çevreye, doğaya ve insana saygılı bir kalite anlayışıyla yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi. Türkiye yabancı ziyaretçi ağırlayan 5 ülke arasında 2024 yılı verilerine göre uluslararası turizm hareketliliğinin 1,5 milyar seviyesine ulaştığını ve bu hareketliliğin 747 milyonunun Avrupa'da, 316 milyonunun ise Asya'da gerçekleştiğini ifade eden Bakan Ersoy, Türkiye'nin bu veriler ışığında Fransa, İspanya ve İtalya gibi ülkelerle birlikte dünyada en fazla yabancı ziyaretçi ağırlayan ilk 5 ülke arasında yer aldığını belirtti. Bakan Ersoy, dünya üzerinde hem çok sayıda uygarlığa ev sahipliği yapmış hem de doğal ve beşeri şartları sayesinde mevcut tüm turizm çeşitlerinin rahatlıkla hayata geçirilebildiği ülke sayısının oldukça az olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin bu alandaki ayrıcalıklı konumunu vurguladı. Türkiye alternatif turizm türlerinde de güçlü bir aktör Deniz turizminin yanı sıra termal turizm, kış sporları, doğa turizmi, dalış ve eko turizm, kongre, fuar ve düğün turizmi, kruvaziyer ve yat turizmi, golf turizmi ve inanç turizmi gibi birçok alternatif alanda da Türkiye'nin çok geniş ve eşsiz imkanlara sahip olduğunu belirten Ersoy, bu çeşitliliğin sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle entegre biçimde geliştirildiğini ifade etti. "Turizm herkes için bir haktır" Turizmin ekonomik katkılarının yanı sıra kültürel ve sosyal yönünün de göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade eden Ersoy, "Turizmin sadece bir kesim ve zümre değil, tüm insanlar için bir hak ve gereklilik olduğu gerçeği önem kazanmaktadır. Çünkü kültürlerarası diyalog, toplumsal ve sosyal yakınlaşma, ancak tüm grup ve sınıfların turizme dahil olmasıyla mümkün olabilmektedir" diye konuştu. "Turizm, doğru yönetildiğinde kalkınmanın itici gücüdür Türkiye'nin turizmde elde ettiği bilgi, birikim ve deneyimi Avrasyalı paydaşlarla her platformda paylaşmaktan memnuniyet duyduklarını kaydeden Ersoy, "Sonuç itibarıyla turizm, bilinçli bir şekilde uygulandığında ne yerel ekonomiye ve çevreye zarar verecek bir etken, ne de sosyal ve kültürel değerleri bozacak bir kirlilik haline gelecek, ekonomik kalkınmanın arkasındaki en önemli itici güçlerden biri olma işlevini artırarak devam ettirecektir" şeklinde konuştu. 18. Verona Avrasya Ekonomi Forumu, bu yıl ‘New Energy for New Economic Realities' temasıyla Avrasya ülkeleri arasında ekonomi, enerji, ulaşım, dijital teknoloji, tarım, finans ve turizm alanlarında iş birliğini geliştirmek amacıyla düzenleniyor.

Hacıalioğlu: Seyahat Acentalarını Dijital Sürece Entegre Edeceğiz Haber

Hacıalioğlu: Seyahat Acentalarını Dijital Sürece Entegre Edeceğiz

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) 26. Dönem Başkan Adayı M. Nezih Hacıalioğlu, seyahat acentalarının geleceğine katkıda bulunacak projelerinden birini daha kamuoyuyla paylaştı. Hacıalioğlu, "Dijital devrim hız kesmiyor. Online rezervasyon platformları ve yapay zekâ destekli araçları benimseyen acentalar, ciro ve karlılıkta rakiplerini ezerken, geleneksel modeller yeni pazarlara erişimde tökezliyor. Biz bu farkı kapatacağız; dijital dönüşüm sürecini yeniden işlevsel hale getireceğimiz İhtisas başkanlıklarımız, her bölgenin temsil kurulları ile acentalarımızla birlikte yürüteceğiz!" diyerek, seçimi kazanır kazanmaz dijital devrim startını vereceklerini söyledi. Hacıalioğlu: “Dijital dönüşüm projemiz pandemi sonrası toparlanmada belirleyici rol oynayan dijital altyapıyı merkeze alarak, acentalarımızı bu sürece dâhil etmek yönünde olacak. Statista ve Skift Research gibi kaynakların 2021-2025 raporlarından derlenen verilere göre, dijitalleşen acentaların satış hacmi yüzde 50'ye varan oranda artarken, offline çalışanlar yüzde 15 ciro kaybı yaşıyor. Bu veriler özellikle manuel çalışan acentalar için alarm zillerinin çalması anlamına geliyor. TÜRSAB olarak, her acentamızın dijital yöntemleri kullanmasını sağlayacak şekilde gerekli eğitimleri vereceğiz. Bu, sadece bir teknoloji meselesi değil; aynı zamanda hayatta kalma stratejisidir." diye konuştu. “Sektörümüz ciro ve ticari performansta dijital üstünlüğü sağlamak zorunda” Hacıalioğlu: “Öncü TÜRSAB Büyük Türkiye vizyonumuzda, dijital olarak geride kalmış olan seyahat acentası meslektaşlarımızı küresel seyahat pazarında büyüme sürecine dâhil etmeliyiz. Dünyada çevrimiçi kanalların 2024'te toplam 654 milyar dolarlık hacmin yüzde 69'unu elinde tuttuğu biliniyor. Online dijital platformlar, brüt rezervasyonlarda 150 milyar doları aşmış durumda. Buna karşın, geleneksel acentaların pazar payı yüzde 21-26 arasında sınırlı kalıyor ve büyüme hızı dijital rakiplerin yüzde 5-10 gerisinde. Bizim acentalarımızın girişimci yapıları, turizm sektöründeki tecrübeleri ve 12 ay turizm ülkesi olmamızın avantajlarını birleştirip dijital dönüşümle pazar payımızı artırmak için çalışacağız." ‘Dijital dönüşüm karlılıkta yüzde 20-35'lik avantajı her acenta için erişilebilir kılacak’ TÜRSAB Başkan Adayı Nezih Hacıalioğlu “Dijitalleşme; maliyetleri dönüştürüyor, yeni müşteriler bulmaya fayda sağlarken sürdürülebilirlik sayesinde de kar marjını da artırıyor. Geleneksel acentalar birçok şehrimizde ne yazık ki ayakta kalma mücadelesi veriyor, manuel operasyonlar nedeniyle karlılıkları yüzde 10-15 daha düşük seyrediyor. TÜRSAB İhtisas Başkanlıklarımız ve her bölgedeki bölge temsil kurullarımızla birlikte yürüteceğimiz yerinde eğitim programları ve acentalar arası kuracağımız dijital entegrasyon ile bu açığı kapatacağız." dedi. ‘Yeni Pazarlara Erişimde Dijital Hız Kazanacağız’ Hacıalioğlu: “Veriler ortada, sosyal medya ve mobil araçlar, yüzde 89 ilham kaynağı olarak yeni kitlelere ulaşıyor ve rezervasyonların yüzde 48'i buradan geliyor. Mobil rezervasyonlarla sürdürülebilir turizm gibi trendlere açılan dijitaller yüzde 70 başarı yakalarken, gelenekseller yüzde 40'la sınırlı kalıyor. TÜRSAB olarak, dijital dönüşüm, niş hizmet, destinasyon markalamaları, yeni pazar çalışmaları ve acentalar arası ortak dijital entegrasyon gibi çalışmalarımızla acentalarımızın ticari hacmini büyüteceğiz. Çünkü ülkemizin turizm altyapısı, sahip olduğu tüm değerler ve krizlere alışık meslektaşlarımızın çalışkanlığıyla bunları yapmak mümkün." diye ekledi. ‘Başkan Adayı Hacıalioğlu: "Dijitalleşme Lüks Değil, Zorunluluk" TÜRSAB Başkan Adayı Nezih Hacıalioğlu, gelecekte hibrit ve yenilikçi modellerin kazanacağını ifade ederek: “Biz TÜRSAB’ı fabrika ayarlarına döndürürken, günümüzün ve geleceğin dijital devrimine entegre edeceğiz. Bu projeler, TÜRSAB'ın yeni dönem yönetiminde, lafta kalmayan ‘Gerçek Değişim’ vizyonumuzla birlikte sektörde yeni bir sayfa açacak. Çünkü sahada acentalarımızın yaşadığı tüm sıkıntıları çok iyi biliyoruz, hiçbir acentanın beklemeye tahammülü yok ama unutmayın fırsatlar sonsuz.” değerlendirmesini yaptı.

Birgi’de Gençler, Sürdürülebilir Turizm İçin El Ele Verdi Haber

Birgi’de Gençler, Sürdürülebilir Turizm İçin El Ele Verdi

İzmir'in Ödemiş ilçesine bağlı tarihi Birgi köyü, genç gönüllülerin enerjisiyle sürdürülebilir turizme örnek olacak unutulmaz bir buluşmaya sahne oldu. SENTRUM Projesi kapsamında lise ve üniversitelerden gelen 250'den fazla genç, "Genç Gönüllü Buluşması" ile doğa, kültür ve topluma katkı sağlayan etkinliklerde bir araya geldi. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü'nün açıkladığı ‘'2022 Dünya'nın En İyi Köyleri'' listesine giren ve sürdürülebilir turizmin önde gelen destinasyonlarından biri olan Birgi'de, Enerjisa Enerji, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) iş birliğiyle düzenlenen "Genç Gönüllü Buluşması" gençlerin çevre ve topluma değer kattığı faaliyetlere ev sahipliği yaptı. Etkinliğe, Enerjisa Enerji CEO'su Murat Pınar, UNDP Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Miodrag Dragisic, Ödemiş Kaymakamı Hakan Yavuz Erdoğan, İzmir İl Kültür Turizm Müdürü Sadık Doğruer, Ödemiş Belediye Başkan Yardımcısı M. Cumhur Şener ve Turizm Geliştirme Ajansı (TGA) Ege Bölge Koordinatörü ve Destinasyon Müdürü Elif Köseoğlu ile çok sayıda genç gönüllü katıldı. Proje kapsamında 16-22 yaş aralığındaki lise ve üniversitelilerden oluşan 250'den fazla genç, Enerjisa gönüllüleri ve Birgi halkı, SENTRUM (Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi) Projesi ev sahipliğinde bir araya gelerek doğaya, tarihe ve topluma değer katacak etkinliklere katıldı. Buluşmada genç gönüllüler; fidan dikimi, çevre temizliği, ihtiyaç sahibi çocuklar için bisiklet yapım atölyesi, okul duvarı ve çocuk parkı boyama gibi etkinliklerle çevresel ve toplumsal katkı sağladı. Tarihi sokaklar ve doğal güzellikler arasında gerçekleşen bu çalışmalar, gençlerin dayanışma ruhunu ve gönüllülük bilincini gözler önüne serdi. Etkinlikler kapsamında yapılan çalışmalar ile sosyal sorumluluk becerilerini geliştiren gençler, projeye dahil olarak hem topluma katkı sağladı hem de Birgi'nin tarihine iz bıraktı. Pınar: "Geleceğin dönüşümü gençlerin elinde şekilleniyor" Genç gönüllü buluşmasında konuşan Enerjisa Enerji CEO'su Murat Pınar, "Enerjisa Enerji olarak ‘Daha İyi Bir Gelecek' vizyonumuzu yalnızca enerji yatırımlarıyla değil, toplumun her kesimine yayılan sürdürülebilirlik projeleriyle güçlendiriyoruz. Bugün de gerçekleştirdiğimiz genç gönüllü buluşmasıyla önemli bir etkinliğe imza attık. Genç gönüllülerimizin kıymetli emekleri ve bitmez tükenmez enerjileriyle Birgi'nin doğasına ve tarihine kattıkları değer, birlikte inşa ettiğimiz en önemli eser oldu. Bu eser sayesinde yalnızca sürdürülebilir bir turizm modeli geliştirmediğimizi, aynı zamanda gönüllülük ruhunu destekleyerek toplumsal faydayı büyüttüğümüzü gördük. SENTRUM Projemiz ile daha önce Ayvalık Küçükköy'de ektiğimiz tohumun, İzmir'in tarihi Birgi köyünde gönüllülerimizin çabalarıyla filizlendiğini görmek büyük bir gurur kaynağımız oldu. Enerjisa Enerji olarak gönüllülerle birlikte attığımız her adımda sadece bugünü değil, geleceğimizi de dönüştürmeye devam edeceğiz. Biliyoruz ki geleceğin dönüşümü gençlerin ellerinde şekilleniyor" dedi. Dragisic: "Gerçek değişim insanlarla başlar, özellikle de amaç odaklı gençlerle" UNDP Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Miodrag Dragisic, "UNDP olarak biliyoruz ki gerçek değişim insanlarla başlar, özellikle de amaç odaklı gençlerle. Bugün Birgi'de gönüllülerimizin çevreyi koruyan, topluma değer katan ve kültürel mirası sahiplenen çalışmaları, sürdürülebilir turizmin sahada nasıl inşa edildiğini gösterdi. Enerjisa, Kültür ve Turizm Bakanlığı, TGA ve yerel yönetimler ile yürüttüğümüz SENTRUM Projesi sayesinde Birgi, sürdürülebilir turizm için ilham verici bir örnek haline geliyor" ifadelerini kullandı. Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi (SENTRUM) hakkında bilgi için: www.sentrum.com.tr

Türkiye, BM’nin ‘En İyi Turizm Köyleri’ Listesinde 4 Köyle Yer Aldı Haber

Türkiye, BM’nin ‘En İyi Turizm Köyleri’ Listesinde 4 Köyle Yer Aldı

BM Turizm Örgütü tarafından beşincisi düzenlenen 'En İyi Turizm Köyleri' girişimi kapsamında, 29 ülkeden 52 köy ödüle layık görüldü. Afrika, Amerika, Asya, Avrupa ve Orta Doğu'dan gelen 270'ten fazla başvuru arasından seçilen köyler, kültürel mirasın korunması, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı ve turizmin yerel kalkınmaya katkısı gibi kriterlerde değerlendirildi. Liste, Çin'in Huzhou kentinde düzenlenen törenle açıklandı. Ayrıca 20 köy 'Yükseltme Programı'na dahil edilerek gelecekte 'En İyi Turizm Köyü' ünvanı alabilmeleri için destek kapsamına alındı. Türkiye'nin dört farklı bölgesinden seçilen köyler, ülkenin kültürel çeşitliliğini ve sürdürülebilir turizm vizyonunu dünyaya tanıtıyor. Muğla'dan Akyaka, İzmir'den Barbaros, Mardin'den Anıtlı ve Antalya'dan Kale Üçağız köyleri, doğal güzellikleri, köklü kültürleri ve sürdürülebilir turizm anlayışlarıyla dünyanın en iyi turizm destinasyonları arasında gösterildi. Muğla'nın Akyaka köyü doğal güzellikleri ve çevre dostu mimarisiyle tanınıyor. İzmir'in Barbaros köyü yerel üretim, geleneksel el sanatları ve gastronomiyle öne çıkıyor. Mardin'in Anıtlı köyü ise tarihi dokusu ve çok kültürlü yapısıyla dikkat çekiyor. Antalya'nın Kale Üçağız köyü de Likya uygarlığının izlerini taşıyan eşsiz kıyı köylerinden biri. 319 KÖY 'EN İYİ TURİZM KÖYLERİ AĞI'NIN PARÇASI OLDU Yeni listeyle birlikte, 'En İyi Turizm Köyleri Ağı'na katılan köy sayısı 319'a ulaştı. Ağ, kırsal destinasyonların deneyim paylaşımı, iyi uygulamaların yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir kalkınma alanlarında iş birliği yapmalarını amaçlıyor. BM Turizm Örgütü, 'En İyi Turizm Köyleri' girişiminin altıncı edisyonu için başvuruların 2026 yılının ilk çeyreğinde başlayacağını duyurdu. Bu süreç, yeni kırsal destinasyonlara sürdürülebilir turizm projelerini küresel ölçekte tanıtma fırsatı sunacak. 'TURİZM, KÜLTÜREL MİRASIMIZI KORUYAN BİR GÜÇTÜR' Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda turizmi yalnızca ekonomik bir faaliyet olarak değil; kültürel mirası koruyan, yerel kalkınmayı destekleyen ve insanı merkeze alan bir güç olarak gördüklerini vurguladı. Bu anlayışla, Türkiye'nin dört bir yanında kırsal turizmi geliştirmeye, yerel değerleri yaşatmaya ve dünyayla paylaşmaya devam edeceklerini belirten Ersoy, başarıda emeği geçen herkese ve süreci titizlikle yürüten AB ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı'na teşekkür etti. Ersoy, paylaşımında şu ifadeleri kullandı: "Köylerimiz dünyanın en iyileri arasında. Birleşmiş Milletler Turizm Örgütü'nün 'En İyi Turizm Köyleri 2025' listesinde ülkemizden dört köy yer aldı; Akyaka-Muğla, Barbaros-İzmir, Anıtlı-Mardin, Kale Üçağız-Antalya. Doğal güzellikleri, köklü kültürleri ve sürdürülebilir turizm anlayışlarıyla öne çıkan bu köylerimiz, Anadolu'nun zenginliğini dünyaya tanıtıyor. Turizmi yalnızca ekonomik bir faaliyet olarak değil, kültürel mirasımızı koruyan, yerel kalkınmayı destekleyen ve insanı merkeze alan bir güç olarak görüyoruz. Bu anlayışla, ülkemizin dört bir yanında kırsal turizmi geliştirmeye, yerel değerleri yaşatmaya ve dünyayla paylaşmaya devam edeceğiz. Bu başarıda emeği geçen herkese ve süreci titizlikle yürüten AB ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığımıza teşekkür ediyorum."

Uludağ’da Oteller Şantiyeye Döndü: 31 Aralık Son Tarih Haber

Uludağ’da Oteller Şantiyeye Döndü: 31 Aralık Son Tarih

Kış turizminin önde gelen tatil merkezlerinden Uludağ yaklaşan kış sezonu öncesi eksiklerini tamamlamaya çalışan otellerin şantiye alanına döndü. Cumhurbaşkanlığı yönetmeliğine istinaden 31 Aralık 2025 tarihine kadar eksiklerini tamamlamayan otellerin çalışma ruhsatları iptal olacak. Büyükşehir Belediyesi tarafından faaliyet izni durdurulan 16 tesisten 10 tanesi mahkemeye başvurup bu kararı iptal ettirmişti. Şimdi gözler eksiklerin tamamlanmasının ardından otellerin yeniden faaliyete geçmesinde. Bolu Kartalkaya'da faaliyet gösteren Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta çıkan yangında 36'sı çocuk 78 kişi hayatını kaybetti. Bu olaydan 3 ay sonra 27 Mart 2025'te Uludağ'daki Kervansaray Otelde meydana gelen yangında ise Kayak hocası Yahya Usta ile kayak şampiyonu oğlu Berkin Usta ve eşi Fikriye Usta hayatlarını kaybetti. Yaşanan acı olaylar sonrası belediyeler ve devletin diğer ilgili kurumları, ülke genelinde otel ve yurt gibi yapılarda denetimlerini artırdı. Oluşan hassasiyet sonrası sıkı denetimler gerçekleştiren ilgili kurumlar birçok işletmeyi denetleyerek 16 tesisin çalışma ruhsatlarını iptal etti. Kartalkaya'daki facianın ardından Uludağ'da faaliyet gösteren otelleri denetleyip tek tek eksiklerini tespit eden Bursa Büyükşehir Belediyesi Ağaoğlu, Bof, Karinna, Kaya ve Grad Yazıcı'nın da aralarında bulunduğu Uludağ'daki otellerin neredeyse tamamının çalışma ruhsatını iptal etti. Ardından ruhsatlarını iptal ettiği otellere tebligat gönderen Büyükşehir Belediyesi tanıdığı 15 gün süre zarfında otellerin tüm eksiklerini tamamlamasını istedi. Ancak 10 otel ek süre tanımayan Büyükşehir Belediyesi'ne dava açıp yürütmeyi durdurma kararı aldı. Verilen süre içerisinde eksikliklerini tamamlamayan işletmelerle ilgili denetim ve incelemeler devam ederken 1 Temmuz 2025'te Cumhurbaşkanlığı tarafından çıkarılan ve Resmi Gazete'de de yayınlanarak yürürlüğü giren yönetmelik nedeniyle halihazırda devam eden işlemler durdu. Yangın yönetmeliğine uymadığı tespit edilen bazı işletmelerin mühürlenmesi gerekirken binaların yangından korunması hakkında yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle birlikte otel ve yurt gibi işletmelere 12. ayın 31'ine kadar eksikliklerini tamamlaması için süre tanınmış oldu. Bu kararla birlikte halihazırda yapılan denetimler ve uygulanması düşünülen cezai kararlar da askıya alındı. Cumhurbaşkanlığı yönetmeliğine göre otellere eksiklerini tamamlamaları için verilen sürenin tamamlanmasına 83 gün kala Bursa Uludağ'da hareketlilik arttı. Birinci ve İkinci Oteller Bölgesi eksiklerini tamamlamaya çalışan otellerin adeta şantiye alanına döndü. Uludağ'daki Oteller Bölgesinin şantiye alanına dönmesinin sevindirici bir gelişme olduğunu belirten Yangın Güvenliği ve Yapı Denetimi Uzmanları şunları söyledi: "Bu süreçte sadece fiziki eksikliklerin değil, personel eğitimi, acil durum senaryoları ve yangın tatbikatlarının da tamamlanması gerekiyor. Yangın yönetmeliğine uygunluk, sadece ruhsat almak için değil, can güvenliği için bir zorunluluktur. Bu sürecin sonunda eksiklerini tamamlayan işletmelerin hem güvenli hem de sürdürülebilir turizm hizmeti sunmaları mümkün olacaktır. Son yıllarda yaşanan otel yangınları, özellikle Kartalkaya ve Uludağ'daki trajik olaylar, yangın güvenliği konusunda ülke çapında ciddi bir farkındalığa sebep oldu. Bu tür yapıların yangına karşı dayanıklılığı, tahliye planları ve algılama sistemleri hayati öneme sahip. Cumhurbaşkanlığı yönetmeliğiyle tanınan 31 Aralık 2025 süresi, sadece bir idari zorunluluk değil; aynı zamanda insan hayatını korumaya yönelik kritik bir eşiktir"

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.