Hava Durumu

#Sürdürülebilir Turizm

TOURISMJOURNAL - Sürdürülebilir Turizm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sürdürülebilir Turizm haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Muğla’da 528 tesis denetlendi, 223’ü kapatıldı Haber

Muğla’da 528 tesis denetlendi, 223’ü kapatıldı

Güvenli ve sürdürülebilir turizm için konaklama tesisleri başta olmak üzere turizm bölgelerinde faaliyet gösteren işletmelerde denetimler devam ediyor. 15 Nisan itibarıyla resmi olarak start alacak turizm sezonu öncesi Marmaris, Bodrum, Fethiye ve Datça gibi önemli konaklama tesislerinin bulunduğu ilçelerdeki tesisler Muğla Valiliği koordinasyonunda oluşturulan komisyonlar tarafından denetleniyor. Muğla genelinde yaklaşık 10 bin adet basit ve turizm belgeli konaklama tesisi bulunurken, Muğla Valiliği koordinesinde bugüne kadar 528 tesis denetlendi. Denetimlerde başta ruhsatı olmayan, bulundurması gereken belgeleri olmayan ve eksik olan tesislerden 223’ü kapatıldı. 41 tesisin kapatılma işlemleri devam ederken, 85 tesise de eksikliklerini tamamlamaları için süre verildi. Eksikliklerini tamamlayan tesisler için tekrar durum değerlendirmesi yapılarak faaliyetini sürdürmesi ya da varsa eksik evrakları tamamlaması isteniyor. 223 konaklama tesisi kapatıldı Muğla’ya yurt dışından veya yurt içinden gelen yerli ve yabancı vatandaşların güvenli ve sağlıklı bir ortamda tatillerini yapabilmeleri için çalışmaların devam ettiğini belirten Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık, “Bizim Muğla’da 10 bin civarı basit konaklama veya turizm belgeli yerlerimiz var, otellerimiz, pansiyonlarımız var. Bunların bir kısmı Turizm Bakanlığı tarafından denetleniyor, bir kısmı da valiliğimiz tarafından oluşturulan komisyonlar marifetiyle denetleniyor. Şu ana kadar 528 tesisi, konaklama yeri, pansiyonu denetledik. 223 belgesi olmayan, eksiklikleri olan, ruhsat olmayan tesisi kapattık. 41 tanesinin de şu anda kapatılma işlemleri devam ediyor. Bizim ekiplerimiz birçok kurumdan var. Orada hem ruhsat durumu, işletme belgesi, artı diğer turizmle ilgili olması gereken evrak ya da belgeler açısından denetliyorlar ve ona göre de gerekli yaptırımlar uygulanıyor. Bazılarına süre veriliyor evrak eksikliklerinin tamamlanması için ama mesela izinsiz olan, imara aykırı olan, ruhsatı olmayanlar da belediyeler marifetiyle kapatılıyor. Tabi komisyonda belediyelerin de temsilcileri var, bildiriliyor, kapatılıyor evrak. Tabi bu arada eksiklikleri olan bazı tesislerimize de süre veriyoruz. 85 tesise şu anda süre verildi, bir sonraki denetimde eksikliklerini tamamlamışsa problem yok. Ancak eksikliklerini tamamlayamamışsa tekrar ruhsat durumu ya da diğer yaptırım durumu değerlendirilecek” dedi.

Turizm Dünyası Berlin ITB Fuarı’nda Bir Arada Haber

Turizm Dünyası Berlin ITB Fuarı’nda Bir Arada

Berlin Uluslararası Turizm Fuarı (ITB), "Değişimin gücü burada başlıyor" temasıyla ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Her yıl mart ayında Berlin'de düzenlenen fuar, bu yıl 6 Mart'a kadar sürecek. Alanında dünyanın en büyük organizasyonlarından biri olan ITB Berlin, 170’ten fazla ülkeden 5 bin 800’den fazla firmaya ev sahipliği yapıyor. Seyahat teknolojisi, pazarlama, konaklama ve destinasyon yönetimi gibi birçok alanda güncel trendlerin ele alınacağı etkinlikte, sektörün karşılaştığı operasyonel, teknolojik ve ekolojik zorluklar tartışılacak. Fuar kapsamında düzenlenecek 200’den fazla oturumda küresel turizmin temel sorunları, dijital dönüşüm, yapay zeka, iklim değişikliği ve sürdürülebilir turizm stratejileri gibi konular masaya yatırılacak. Türkiye, 44’ü milli katılım olmak üzere toplamda 137 firma ile fuarda yer alıyor. Türk turizmciler, başta Almanya olmak üzere uluslararası pazarlara Türkiye’nin turizm potansiyelini tanıtıyor. Otel ve seyahat acenteleri, sektördeki yenilikleri ve trendleri sergiliyor. 2025 beklentilerine göre Almanya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısında artış öngörülüyor. Fuardaki tanıtım faaliyetlerinin, Türkiye'nin 65 milyon turist hedefini desteklemesi bekleniyor. Bu yıl fuarın konuk ülkesi Arnavutluk olurken, geçen yıl 170 ülkeden yaklaşık 100 bin kişinin ziyaret ettiği fuarın, bu yıl daha fazla ilgi görmesi bekleniyor.

Dünya Turizm Fuarı 2025 Paris'te Kapılarını Açıyor Haber

Dünya Turizm Fuarı 2025 Paris'te Kapılarını Açıyor

Dünya Turizm Fuarı, 48 yıldır en iyi otel zincirlerini, tur operatörlerini ve turizm ofislerini bir araya getirerek ideal tatilin planlanmasına yardımcı oluyor. Online platformlarda sayısız bilgiye ulaşmak mümkün olsa da, fuardaki bire bir görüşmelerle tatilin en iyi şekilde organize edilmesi kolaylaşıyor. Üstelik, fuara özel avantajlı fırsatlar da ziyaretçileri bekliyor. FARKLI KÜLTÜRLERE YOLCULUK 13-16 Mart 2025’te Paris'te gerçekleşecek fuarda, dünya kültürlerini keşfetme fırsatı ziyaretçilere sunulacak. Deneyimli gezginlerden ipuçları alınırken, seyahat danışmanlarından kişiselleştirilmiş öneriler edinilebilecek. "Cultures d'Ici & d'Ailleurs" bölümü, geleneksel gösteriler, dünya mutfağından lezzetler ve el sanatlarıyla kültürel zenginlikleri tanıtacak. Bu etkinlikler sayesinde bir sonraki tatil destinasyonunu bilinçli şekilde seçmek mümkün olacak. Ayrıca, "Souvenirs de Voyages" alanında uzmanlar eşliğinde tatil anılarını en iyi şekilde ölümsüzleştirmenin yolları paylaşılacak. Bu yılın onur konuğu ünlü sunucu ve gazeteci Jérôme Pitorin, "Sourire au Monde" (Dünyaya Gülümse) sergisini ziyaretçilere sunacak. HERKESE UYGUN SEYAHAT ROTALARI Bu yılki fuarda, farklı seyahat tarzlarına yönelik birçok tematik rota sunulacak: Aile Seyahati: Çocuklar için özel tasarlanmış bir hazine avı ile ailece tatil seçenekleri keşfedilebilecek. Yalnız Seyahat: Tek başına dünyayı keşfetmek isteyenler için rehberler ve ilham veren deneyimler paylaşılacak. Ekonomik Seyahat: Bütçe dostu tatil planları ve özel indirim fırsatları sunulacak. Tarihi ve Kültürel Turizm: Hafıza turizmi ile geçmişin izleri takip edilebilecek, benzersiz gelenekler keşfedilebilecek. Sürdürülebilir Turizm: Karbon ayak izini azaltarak doğayla uyum içinde bir seyahat deneyimi yaşama fırsatı sunulacak. YAVAŞ SEYAHAT: TREN YOLCULUKLARI VE ALTERNATİF ROTALAR Fuar, trenle seyahati ve çevreye etkisi daha az olan tatil seçeneklerini öne çıkararak, doğaya daha duyarlı keşiflerin yapılmasına olanak tanıyacak. Salon Mondial du Tourisme’e ek olarak, doğa ve macera tutkunları için iki özel etkinlik de ziyaretçileri bekliyor: Destinations Nature: Yürüyüş ve açık hava aktivitelerine ilgi duyanlar için özel bir buluşma noktası olacak. Expérience Nature: Karavan yaşamı ve macera filmleri festivali ile heyecan dolu anlar yaşanabilecek. 48. kez düzenlenecek olan Dünya Turizm Fuarı, ister deneyimli bir gezgin ister ilham arayan bir yolcu olsun, herkes için yeni ufuklar sunmayı hedefliyor.

Grönland Turizmde Yeni Bir Sayfa Açıyor Haber

Grönland Turizmde Yeni Bir Sayfa Açıyor

Grönland’ın dev buzdağları, kuzey ışıkları ve el değmemiş vahşi yaşamının oluşturduğu nefes kesen doğası giderek daha fazla turistin ilgisini çekiyor. Ülke, şimdiye kadar ekonomisini büyük ölçüde balıkçılığa dayandırırken, artık turizmi öncelikli bir gelir kaynağı haline getirmeyi hedefliyor. Turizm sektörü, 2023 yılında 250 milyon euroluk gelirle dikkat çekerken, Grönland hükümeti bu rakamı üç katına çıkararak turizmin ihracat değerinin yüzde 40’ına ulaşmasını amaçlıyor. Bu doğrultuda, adaya daha fazla uluslararası ziyaretçi çekebilmek için büyük bir altyapı dönüşümü başlatıldı. YENİ HAVALİMANI İLE SEYAHAT KOLAYLAŞIYOR Ekim 2024’te Grönland’ın başkenti Nuuk’ta yeni bir uluslararası havalimanı açıldı. Önceki havalimanı küçük uçaklara hizmet verecek kapasitedeydi. Bu nedenle turistler genellikle başka bir noktada aktarma yapmak zorunda kalıyordu. Yeni pistin uzunluğu iki kattan fazla artırılarak 2 bin 200 metreye çıkarıldı ve büyük yolcu uçaklarını ağırlayacak modern bir terminal inşa edildi. Böylece Nuuk, artık büyük havayolu şirketlerinin uçuş takvimine girebilecek ve aktarmasız uluslararası uçuşlara ev sahipliği yapabilecek durumda. United Airlines, 14 Haziran 2025'te Newark’tan Nuuk’a direkt uçuşlara başlıyor. Aynı şekilde SAS da Kopenhag’dan düzenli seferler planlıyor. Ayrıca Icelandair ve Air Greenland gibi şirketler de Grönland’ı daha fazla noktaya bağlamak için çalışmalarını sürdürüyor. Bununla birlikte, sadece Nuuk'un değil, kuzeydeki Ilulissat ve güneydeki Qaqortoq bölgelerinin de 2026’ya kadar eşit kapasitede uluslararası havalimanlarına kavuşması planlanıyor. GRÖNLAND NEDEN TURİZME YÖNELİYOR? Grönland, turizmi yalnızca ekonomik büyüme için değil, aynı zamanda ekonomik çeşitlilik sağlamak amacıyla da önemsiyor. Şu an adanın ihracatının yüzde 90’ı balıkçılığa dayanıyor ve bu tek sektörlü ekonomi, sürdürülebilirlik açısından risk taşıyor. 2023’te turizm gelirlerinde rekor artış yaşandı. Grönland'a hava yoluyla gelen turist sayısı 40 bine yaklaşırken, gemiyle seyahat edenlerin sayısı 76 bini geçti. Bu, 2019’a kıyasla neredeyse iki katlık bir artışı temsil ediyor. Turizmin büyümesiyle birlikte hizmet sektöründe doğrudan binin üzerinde yeni istihdam yaratıldı. Ancak Grönland yönetimi, bu büyümenin sürdürülebilir ve yerel halka fayda sağlayacak şekilde gerçekleşmesini hedefliyor. Bu nedenle, 2023’te çıkarılan bir yasa ile kültürel mirasın korunmasına yönelik düzenlemeler de getirildi. MACERA TURİZMİNİN YENİ GÖZDESİ GRÖNLAND Grönland, turizm kampanyalarında macera temasını öne çıkarıyor. İzlanda gibi Kuzey Kutup Dairesi’ndeki konumu, onu eşsiz bir doğa harikası haline getiriyor. Gezginler için en popüler aktiviteler şunlar: Buz Dağlarında Yürüyüş: UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Ilulissat Icefjord ve Sermeq Kujalleq bölgesi dev buzullarıyla ünlü. Balina Gözlemi: Grönland sularında, dünyanın en büyük memelilerini doğal ortamlarında izlemek mümkün. Köpek Kızağı ve Kış Sporları: Kar motosikleti, kayak ve hatta helikopterle kayak gibi aktiviteler, adrenalin tutkunları için ideal. Kuzey Işıkları: Minimal ışık kirliliği sayesinde Grönland, dünyanın en net kuzey ışığı görüntülerini sunuyor. Yerel yönetim, 2030’a kadar otel kapasitesini yüzde 50 artırmayı hedefliyor ve 500 yeni otel odasının inşası için projeler yürütüyor. Ancak, Visit Greenland’in analizine göre, Nuuk ve Ilulissat’ta konaklama konusunda kısa vadede sıkıntılar yaşanabileceği düşünülüyor. GRÖNLAND YENİ BİR TURİZM MERKEZİ OLABİLİR Mİ? Yeni havalimanları, aktarmasız uçuşlar ve turizme artan yatırımlarla Grönland, küresel bir doğa ve macera turizmi merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Ancak büyüme, kültürel ve çevresel hassasiyetler göz önünde bulundurularak şekillendiriliyor. Visit Greenland CEO’su Anne Nivika Grodem, "Turizm şirketleri, sektörün sürdürülebilir bir şekilde gelişmesi için ortak bir vizyona sahip" dedi. 2025’te daha fazla turistin Grönland’ı keşfetmesi beklenirken, bu eşsiz doğa harikasının dikkatle korunarak turizme açılması, adanın geleceği için kritik önem taşıyor.

Antalya'nın Turizm Geleceği İçin Master Plan Şart Haber

Antalya'nın Turizm Geleceği İçin Master Plan Şart

ANTALYA (İHA) - Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, turizmdeki hızlı büyümenin Antalya ve diğer önemli turizm destinasyonlarını yoğun göç ve taleple karşı karşıya bıraktığını belirtti. Bu nedenle, Antalya için Turizm Master Planı doğrultusunda bütüncül bir strateji izlenmesi gerektiğini ifade etti. Akdeniz Belediyeler Birliği, Antalya Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi Altyapı Hizmetleri Birliği (ANTAB) ve Cittaslow Genel Başkan Yardımcılığı görevlerini de yürüten Böcek, Kemer’de düzenlenen AKTOB’un Geleneksel Şubat Ayı Buluşması’na katıldı. Burada yaptığı konuşmada, Antalya'nın yıllık 27 milyon turiste hizmet verdiğini ve sürdürülebilir turizmin kritik bir konu olduğunu vurguladı. TURİZMİN GETİRDİĞİ RİSKLERE DİKKAT ÇEKİLDİ Antalya’nın Türkiye’nin en büyük turizm lokomotiflerinden biri olduğunu hatırlatan Böcek, 2024’te elde edilen 61 milyar dolarlık turizm gelirinin 25 milyar dolarının Antalya’dan sağlandığını belirtti. Ancak nüfusun hızla arttığını ve araç sayısındaki artışın ciddi bir soruna dönüştüğünü ifade etti. "Nüfusumuz 2 milyon 722 bine yükselmiş, sadece 07 plakalı motorlu araç sayısı 1 milyon 571 bine çıkmıştır. 2019 yılından bugüne nüfus 210 bin 403 artarken, araç sayısı bunun 2 katı oranında 501 bin 94 artmıştır" dedi. Böcek, turizmin getirdiği ekonomik avantajların yanında altyapı, ulaşım ve çevresel sürdürülebilirlik gibi konuların da göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti. "Tüm dünyanın aşırı turizmi konuştuğu bu dönemde, turizmde yeni bir bakış açısı ve vizyonuyla hareket edilmesi gerekmektedir. İklim değişikliğinin turizme etkileri, doğal kaynakların azalması, artan enerji ihtiyacı ve maliyetler turizm için en kritik konulardır. O nedenle, Antalya için ihtiyaç duyulan Turizm Master Planı doğrultusunda bütüncül bir yaklaşımla hareket edilmesi gerekmektedir" diye ekledi. ULAŞIM VE AFET YÖNETİMİ İÇİN ÖNEMLİ ADIMLAR Böcek, Antalya’nın altyapısını güçlendirmek için çalışmaların sürdüğünü söyleyerek, "Şehrimizin kültürel hayatını zenginleştirme adına festivaller ve kültürel etkinlikler düzenliyor ve sayılarını arttırarak çeşitlendiriyoruz. 2040 yılı için Kentsel Ulaşım Master Planı'nın ihalesi 155 milyon TL bütçe ile yapılmış olup 24 Şubat 2026 tarihinde tamamlanacaktır" açıklamasını yaptı. Ayrıca, afet yönetimi konusunda belediyelerin konaklama vergisinden pay alması gerektiğini yineleyen Böcek, "2021 yılında yapılan yasa değişikliğiyle belediyeler tarafından verilen konaklama belgesi verme yetkileri kaldırılmış ve bu yetki tamamen bakanlığa devredilmiştir. Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak sadece iş yeri açma ruhsatı talebinde bulunan iş yerlerinin yangın güvenlik önlemleri açısından inceleme ve denetimleri yapılarak itfaiye raporları verilmektedir. 2024 yılında bu talepte bulunan 8 bin 591 işletme bu çerçevede denetlenmiştir. Sonuç olarak afetlerden, yaşanan felaketlerden her kurum üzerine düşen sorumluluğu gözden geçirmeli. Aynı felaketlerin yaşanmaması için gereken ne varsa yapılmalı. Biz Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak her kurum kuruluşla iş birliği içerisinde siyaset üstü çalışmalarımıza devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.

3. TÜRSAB Turizm Kongresi, Ülke Turizmine Yön Verecek Panellerle Ve Coşkulu Bir Katılımla Tamamlandı Haber

3. TÜRSAB Turizm Kongresi, Ülke Turizmine Yön Verecek Panellerle Ve Coşkulu Bir Katılımla Tamamlandı

Antalya’da 17-18 Şubat 2025 tarihleri arasında Gloria Golf Resort’te gerçekleştirilen ve sektör profesyonellerine verimli bir buluşma alanı sunan 3. TÜRSAB Turizm Kongresi başarıyla tamamlandı. Seyahat acentaları başta olmak üzere binin üzerinde turizm profesyonelinin ilgiyle takip ettiği kongrenin ikinci gününde son derece önemli oturumlar yer aldı. Tarihçi ve Yazar Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan’ın sunumuyla başlayan ikinci gün panelleri oldukça ilgi çekti. Emrah Safa Gürkan, "Quo Vadis? Antik Çağlardan Günümüze Seyahat ve Turizm" başlıklı sunumunda, dünya genelinde seyahatlerin tarihsel gelişimini anlatırken sektör olarak turizmin yeni bir olgu olduğuna işaret etti. Gürkan, "Eski insanlar hareketli değillerdi. İnsanlar tren yolu ve arabanın bulunmasına kadar az seyahat ediyordu. Yol yapmak çok zordu. Tekerlek ancak büyük imparatorluk merkezlerinde yapılıp kullanılıyordu. Eskiden seyahat etmek ciddi bir planlama istiyordu" ifadelerini kullandı.   1850’lerden 1914’e trenin gelişmesinin seyahatleri daha da artırdığına değinen Gürkan, şunları anlattı: "Konaklama da giderek önem kazanmaya başladı. Konaklama anlamında İslam dünyasında ciddi organizasyonlardan biri kervansaraylardır. Kervansaraylarda mallar, atlar bırakılabilir, nalbant bulunur, güvenlik sağlanır. Ticaretin Müslüman dünyada gelişmiş olması kervansarayları da geliştirdi." Mobilitenin zamana göre değişen bir olgu olduğuna ve turizmi asıl geliştiren faktörün egzotik geziler ve yabancı kültürleri tanıma merakı olduğuna işaret eden Gürkan, İslam dünyasında İbn Battuta ve Evliya Çelebi dışında egzotik gezilere ilginin gelişmediğini kaydetti. Turizmin Avrupalı aristokratların daha çok İtalya ve Fransa’ya olan seyahatlerini içeren "Grand Tour"larla  (Büyük Tur) farklı bir evreyi yakaladığını söyleyen Gürkan, sanayi devrimi ile hareketliliğin arttığını ifade etti. Tren yolları ve buharlı gemilerin turizmin sektör olarak gelişiminde iki önemli faktör olduğuna dikkat çeken Emrah Safa Gürkan, turizmi sektör haline getirenin ise ilk tur operatörünü kuran Thomas Cook (1808-1892) olduğunu belirtti. Gürkan, modern turizmin Thomas Cook’un düzenlediği organize turlarla başlayıp günümüze geldiğini sözlerine ekledi. İHSAN AKTAŞ: "TÜRKİYE ÇOK ZENGİN BİR ÜLKE" Güne damga vuran oturumlardan bir diğeri ise Tarihçi Pelin Batu ve Gazeteci, Yazar Gaffar Yakınca’nın panelist olarak yer aldığı "Tarih, Kültür ve Turizm" konulu oturum oldu. Gazeteci-Yazar İhsan Aktaş moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda, turizmin kültürel mirasın korunmasındaki rolü, tarih ile turizm arasındaki etkileşim ve sürdürülebilir kültürel turizmin geleceği ele alındı. Gazeteci-Yazar İhsan Aktaş, kültürel açıdan çok zengin bir ülke olan Türkiye’nin rakiplerle mukayese edildiğinde üstünlüklere sahip olduğunu söyledi. Konuşmasında örnekler sunan Aktaş, Türkiye’nin hem büyük şehirlerinde hem de Anadolu’da çokça keşfedilecek yer olduğu kaydetti. GAFFAR YAKINCA: "KÜLTÜR 3.0’A, ARDINDAN DA 4.0’A GEÇMEMİZ LAZIM" Daha sonra konuşan Gazeteci, Yazar Gaffar Yakınca, turizmin sağladığı katma değere dikkat çekerek kültür turizmiyle ilgili tespitlerini paylaştı. Kültür turizminin biri mit diğeri de reel olmak üzere iki tarafı bulunduğuna dikkat çeken Yakınca, kültürü yaşayan her şey olarak tanımladı. Kültür turizminin tarihçesini ele alan Yakınca şöyle devam etti: "Kültür bir şehirde, bölgede yaşanan her şeydir. Kültür 1.0 ilk olarak burjuvazinin zenginleşmesiyle ortaya çıkıyor. Daha elit ve kapalı bir alan. Kültür 2.0 ise sanayi devrimiyle birlikte kültürün halka inmesi ve kitleselleşmesiyle oluyor. Halk müzeleri kuruldu. Şimdi yeni bir kültür oluştu. Kültür 3.0 ile kültür sokağa indi. Sokaklarda dans var, hip hop var. Sizin yeni kültüre insanları çekmeniz lazım. İnsanlar onu arıyor. Kültür 3.0 bize kültürün yaşayan bir şey olduğunu gösteriyor. Biz hala 2.0 düzeyindeyiz. Önce Kültür 3.0’a sonra da 4.0’a geçmemiz gerekiyor. Bu da yeni mekanlar istiyor, yeni ilişki biçimleri gerektiriyor. Buna dair bir politikamız yok. Kültür canlı bir varlık ve değişiyor. Programlarımızı ve politikalarımızı ona göre değiştirmeliyiz. Kültür 3.0’da turist deneyim istiyor, dahil olmak istiyor. Kültür 3.0’ın sloganı "Kapsama ve deneyim". Programlarımızı buna göre yapmalıyız. Çeşitlilik önemli. Çeşitlilik insanları kendine mıknatıs gibi çekiyor. Kültür 4.0 da yapay zeka ve veri analitiği. Kapıdan giren kişinin müzeye mi gideceği, çanak çömlek mi yapacağını bilmemiz lazım. İnsanlar farklı şeyler görmek istiyor. Bunların hepsi toplamda politika konusudur. PELİN BATU: "TURİZM VE KÜLTÜR AYRILMAZ PARÇALARDIR" Konuşmasını kendi deneyimleri üzerine kuran tarihçi Pelin Batu, çok küçük yaşlardan beri gezgin olduğunu kaydetti. Turizm ve kültürün ayrılmaz parçalar olduğuna işaret eden Batu, dünyada gastronomi, agro ve alternatif turizm örneklerini vererek, turizm ile zanaatların birleşmesi gerektiğini ifade etti. Farklı şehirlerde turistlerin yaşadığı deneyimlerin küçük atölyelerden müzeler, değişik kültür alanları gibi daha geniş alanlara taşınabileceğini vurguladı. Dünyanın farklı şehirlerinde düzenlenen kültür sanat festivallerinin bambaşka boyutlarda ele alındığına işaret eden Batu, Türkiye’de kültür sanat alanına yeteri kadar ilgi gösterilmediğini ifade ederek, "Benim ilgimi çeken turizm; yaşayan, hayatın içinde olan, kültürü, sanatı, arkeolojiyi, yemeği yani her şeyi içine alan turizm" dedi. AVNİ DİLBER: "YENİ PAKET TUR YÖNETMELİĞİ YIL SONUNDA TAMAMLANACAK" "Tarih, Kültür ve Turizm" konulu panelin ardından "Turizmde Tüketici Sorunları" konulu oturum gerçekleştirildi. Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması Piyasa Gözetimi Genel Müdürü Avni Dilber, turizmde tüketici sorunları ve şikayetler ile ilgili mevzuatta gerek seyahat acentalarının gerekse tüketicilerin yaşadığı sorunlara ilişkin bilgileri paylaştı. Anayasa’nın 172’nci maddesinin Devlete tüketiciyi koruma görevi yüklediğini hatırlatan Avni Dilber, "Bu görevleri yürütürken Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TÜRSAB ile birlikte hareket ediyoruz. Bu tür toplantılar da bu anlamda çok önemli" şeklinde konuştu.  Turizmde ürünler çeşitlendikçe, yaşanan sorunlar ve şikayetlerin de suistimallere bağlı olarak arttığına değinen Dilber, "Turizm sektörüne ilişkin şikayetler oldukça düşük seviyede. Toplam şikayetlerin yüzde 1,4’ünü turizm sektörü ile ilgili şikayetler oluşturuyor" açıklamasında bulundu. "Denetim demek vatandaşın mağdur olması halinde hakem heyetine gitmesi demek değildir. Vatandaşın hukuki olarak hakkını alması demektir" diyen Dilber, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şikayetleri küçümsememenizi ve göz önünde bulundurmanızı öneririm. Hakem heyetleri bizim için o kadar kıymetli ki, gelen şikayetler tarafları yormadan sonuca ulaştırılabilmektedir. Düzenleme denetleme konusunda vatandaşa karşı sorumlu olduğumuz bir durum var ve Bakanlık olarak bu sorumluluğun gereğini yerine getirmeye çalışıyoruz. Denetim başladıktan sonra biraz geç kalınmış oluyor. Daha öncesinde eksiklere ve sorunlara karşı duyarlı olmak gerekiyor." Turizm sektörüne yönelik şikayetlerde genellikle yanıltıcı reklamlar ve paket turlarla ilgili şikayetlerin ön sıralarda olduğuna işaret eden Dilber, "TÜRSAB ile oturup mevzuatla ilgili sorunları konuşuyoruz. Reklam cezaları 10 katına kadar çıkabiliyor. Bazen şekilsel cezalar uygulama cezalarından çok yüksek olabiliyor. Bu nedenle mevzuata uygun hareket edilmesi önem arz ediyor. Bakanlıkla diyaloğu eksik etmeyin. Sorularınızı yöneltin" dedi. Avni Dilber, reklamla ilgili sorunların yüzde 60’ının dijital dünyada oluşan mağduriyetlerden kaynakladığı bilgisini paylaştı. Turizmcilerden gelen sorulara da yanıt veren Avni Dilber, yeni paket tur yönetmeliği ile ilgili hazırlıklarının devam ettiğini ve yıl sonuna kadar yeni yönetmeliğin tamamlanabileceğini ifade etti. Dilber, yeni yönetmelikte seyahat acentalarının bu alanda yaşadıkları sıkıntıların dikkate alınacağını belirtti. MÜNCİ KARAKAYA: "SEYAHAT ACENTALARI VERDİĞİ BÜTÜN ÜRÜNLERDEN SORUMLUDUR" Son derece önemli konuların ele alındığı kongrede, öne çıkan bir diğer panel ise "Turizmde Güvenliğin Önemi" oldu. SKAL International Geçmiş Dönem Dünya Başkanı Salih Çene’nin moderatörlüğünü yaptığı oturumda, MTS Globe Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Münci Karakaya ve Diana Travel Yönetim Kurulu Başkanı Burak Tonbul konuşmacı olarak yer aldı. Moderatör Salih Çene, turizmde güvenliği yapısal, sistemsel ve operasyonel-yönetimsel olmak üzere üçe ayırdığını belirterek, "Alınacak önemler tek başına hiçbir şey ifade etmiyor. Sonuçta insan faktörü söz konusu. Tüm bunlar birleştirildiğinde iyi bir sonuç çıkar" dedi. Daha sonra konuşan MTS Globe Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Münci Karakaya, misafir güvenliğinde dikkat edilmesi gerekenleri açıkladı. Seyahat acentasının verdiği bütün ürünlerden sorumlu olduğunu dile getiren Karakaya, "Çalıştığınız her kurumu denetlemek zorundasınız. İngiltere pazarı için ABTA’nın güvenlikle ilgili kriterleri mevcut. Biz kendi denetimlerimizi yaparız. Yalnızca yangın merdiveni ve güvenliği değil, denetimlerimiz karbon ayak izine kadar gider. Bizle çalışan tüm transfer firmalarının dosyası vardır. Tur operatörleri tüm transfer araçlarını sezondan önce mutlaka denetler. Bunlar bizim sorumlu olmamızdan ileri geliyor. Tüm tedarikçilerimizi soğuk hava depolarına kadar denetleriz. Bunların hepsine bakarız. Yoksa kalitesizliğe razı gelmemiz gerekir" diye konuştu. KARAKAYA: "HEM FİYATLARINIZ YÜKSEK OLUP HEM DE GÜVENLİ DEĞİLSENİZ BU SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL" Yılda 1,5 milyon kişinin havaalanı ve otel transferlerini gerçekleştirdiklerini hatırlatan Karakaya, denetimler iyi yapılmazsa herhangi bir kaza durumunda sigorta şirketlerinin devreye girmediğini kaydetti. Karakaya, "Biz ucuz ülke imajını bir şekilde kırdık ama doğru mu kırdık bilmiyorum. Dolayısıyla hem fiyatlarınız yüksek olup hem de güvenli değilseniz bu sürdürülebilir değil" şeklinde konuştu. BURAK TONBUL: "GÜVENLİĞİN OLMADIĞI YERDE TURİZM OLMAZ" Münci Karakaya’nın ardından söz alan ve turizm güvenliğinin herkesin gündeminde olan çok sıcak bir konu olduğuna dikkat çeken Diana Travel Yönetim Kurulu Başkanı Burak Tonbul, "Güvenliğin olmadığı yerde turizm olmaz. Turizm insan alışkanlıklarına göre en hızlı değişen ikinci sektör. Her şey dahil sistemi ile yeme içme güvenliği gündeme geldi. Bir diğer kırılma noktasını pandemide yaşadık. Güvenli turizm çerçevesinde mesafeli alanlar ve benzeri önlemler gündeme geldi. İnsan sağlığı bize emanet ediliyor, güvenli bir tatil olanağı sunmalıyız. Bütün kontroller yapılır, bizim görevimiz bu konuda yetkin partnerlerle çalışmak ve kayıtlarını tutmaktır" şeklinde konuştu. "Rakip destinasyonlara baktığımızda bizim destinasyonlarımız gelişmişlik açısından kötü değil" diyen Tonbul, şöyle devam etti: "Mesela Marmaris Rodos’tan en az 30 yıl ileride. Ancak bizim destinasyonlarımızda nüfus yoğunlaşması var ve altyapı buna uygun değil. Bizim son yıllarda artan nüfus yoğunluğunu mutlaka yönetmemiz lazım. Bu noktada ciddi bir memnuniyetsizlik oluşuyor." Burak Tonbul, dijital alanda yaşanan sıkıntılarla ilgili olarak da, "Web sitelerimizde TÜRSAB’dan almış olduğumuz belge numaraları mevcut. Tüketiciler buna dikkat etmeli. Müşteri kendisini eğitmeli. TÜRSAB’ın bu konuda yaptığı denetimler ve uyarılar çok kıymetli" dedi. Burak Tonbul sözlerinin devamında şunları söyledi: "Müşteriyi mutlu ve güvenli bir şekilde karşılayıp göndermek önemli. Bu sizin yapacağınız en iyi reklamdır. Talihsiz yangın ve kaçak alkolden ölümler bizi korkutan gelişmeler. İşin kanun, yönetmelik kısmı kağıt… Yangın merdiveni var mı var, yangın söndürme tüpü var mı var. Ama gerektiği şekilde ve olması gereken yerde mi bunun denetlenmesi gerekiyor." CEM SEYMEN: "SORUMLU TURİZM ANLAYIŞI İLE SÜRDÜRÜLEBİLİR MODELLER OLUŞTURULMALI" Ünlü simaların yer aldığı kongrede, Gazeteci ve Yazar Cem Seymen de bir sunum gerçekleştirdi. "Çevrenin Turizm Ekonomisine Etkisi" başlıklı oturumda konuşan Seymen, Türkiye’nin sahip olduğu konumu ve olanaklarını ele alarak, "Çok kıymetli bir ülkede yaşıyoruz. Anadolu dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar zengin bir coğrafya" dedi. Cem Seymen şöyle devam etti: "Dünyadan gelen turiste anlatacağımız mükemmel bir hikayemiz var. Anadolu’nun kadim geçmişini insanlığa anlat, bunu sat. Böyle bir kültürel çeşitlilik dünyanın hiçbir yerinde yok. Kaz Dağları, Çanakkale savaşında binlerce şehidin kanıyla sulanmış bölge. Kaz Dağları’nın %79’u maden ruhsatlı. Bu madenleri yabancı şirketler çıkarıyor. Çünkü bunları çıkaracak şirket yok. Atatürk’ün ilk yaptığı şey kapitülasyonları ortadan kaldırmak ve imtiyazları yabancı şirketlerin elinden almak oldu. Orada ağaçları savunacağız diyenler, yabancı şirketlerin hoyratça bölgeyi kapitalist bir hırsla talan etmelerine karşılar. Kaz Dağları’nın üstü altından daha değerli." Enerjisa, Sabancı Üniversitesi ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) iş birliğinde Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi (SENTRUM) projesi ile hayata geçirilen "yeşil destinasyon" modelini örnek veren Cem Seymen, "Türkiye yangın vakası ile sahte içkiyle ölenlerin haberleri ile niye gündeme gelsin? Sorumlu turizm anlayışı ile sürdürülebilir modeller oluşturulabilir. Müthiş bir hikayemiz var. Enerji elde edebileceğimiz dereler yok ediliyor. Turizmin devam edebilmesi ve sürdürülebilmesi için doğal kaynakların ve kültürel mirasın korunması gerekir. Kapadokya’daki betonlaşmayı tek başına durduramayız ama siz turizmciler Kapadokya’nın hikayesini çok daha iyi anlatabilirsiniz" şeklinde konuştu. Seymen, sorumlu turizm anlayışı ile sürdürülebilir turizm ve destinasyon modelleri oluşturulmasının önemine vurgu yaptı. İLKER ÜNSEVER: "TÜRKİYE’DE TURİZM KANUNLARLA DEĞİL, YÖNETMELİKLERLE YÖNETİLİYOR" Kongrenin son oturumunda ise TÜRSAB Hukuk Başdanışmanı ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi İlker Ünsever söz aldı. "Yasal Düzenlemeler ve Turizmin Geleceği" oturumunda, turizm hukukunu ele alan Ünsever, "Un, su ve ateş bir fırıncı için ne ise bir turizmci için de hukuk odur. Siz hayal satıyorsunuz. Turizmci bütün işini, geleceğini sözleşmeler üzerine kurar. Bunu sadece hukuk ile yaparsınız" dedi.  Kanun ve hukukun ayrı şeyler olduğunu, bazı kanunların hukuka aykırı olabileceğine işaret eden Ünsever, "Türkiye’de turizm kanunlarla değil, yönetmeliklerle yönetiliyor. Sabahtan akşama bir yönetmelik yapabilirsiniz. Yönetmeliklerin hukuksal denetimi çok zayıf" şeklinde konuştu. ÜNSEVER: "5 YILDA 4 YENİ KANUN ÇIKARILDI, 1618 SAYILI KANUN 30 YILDIR DEĞİŞMEDİ" Turizm hukuku alanında son 5 yılda 4 yeni kanun çıkarıldığını, mevcut kanunların 74 maddesinde değişiklik yapıldığını ve 250 yönetmelik maddesi değiştiğinin altını çizen Ünsever, şöyle devam etti:    "Turizm işletmelerinin Bakanlıkla, birbirleriyle ve müşterileriyle ilgili ilişkilerini düzenleyen İlişkiler Yönetmeliği, 1983 yılından beri hiç değişmedi. Bütün maddeler tekrar tekrar değişirken bu yönetmelik neden değişmedi? Çünkü Bakanlık bunu değiştirecek cesareti kendinde bulamadı. Otelcilerle seyahat acentalarını bir araya getirip değiştiremedi. 1995’ten beri 1618 sayılı kanun değişsin diye çalışıyorum. 30 yıl oldu. Bugün hala çalışıyoruz. Aralarda çok özensiz değişimler yapıldı. Kanundaki 34 maddenin 8’i değişti ama hiçbiri bizim hayatımıza etki etmedi." 2023 yılında 1618 sayılı kanunun değişmesiyle ilgili çalışmalar yapıldığını ve TÜRSAB’ın kapatılmasından bölünmesine kadar dört farklı taslak oluşturulduğunu hatırlatan Ünsever, "Önce TÜRSAB’ın malları satılarak kapatılmak istendi. Sonra bölünmesi istendi" şeklinde konuştu. "TURİZM HUKUKU ORTAK AKILLA OLUR" ABTA’nın "Konaklamadaki Sağlık ve Güvenlik Teknik Kılavuzu"nun 300 sayfa olduğunu, bizim toplam mevzuatımızın ise 400 sayfa olduğunu vurgulayan Ünsever, "ABTA üyeleri mevzuata uymazsa sorumlu olacağını biliyor ve o nedenle mevzuatı uyguluyor. Bunun Türkiye versiyonunu TÜRSAB olarak yakında çıkaracağız. Biz de kendi çerçevemizi oluşturup denetim yapabiliriz" dedi. ÜNSEVER: "TURİZM HUKUKUYLA BÜYÜYECEKTİR" Konuşmasında yapılması gerekenleri de sıralayan İlker Ünsever, "Bilgi ve deneyime saygı duyulmalı. Ortak akılla iş birliği içinde hareket edilmeli. Kurumlar arası istişare olmadan ilerlemek mümkün değil. Turizmin meslek olduğu kabul edilmeli. Mesleki yeterlilik programları etkinleştirilmeli. Belgelendirme-ruhsat şartları yeniden oluşturulmalı. Mesleki sorumluluk sigortası, kaza sigortaları getirilmeli. Turizmde tüketici hakları düzenlenmeli. Tüketici haklarını turizme özgü olarak düzenlemek ve adaleti sağlamak önemli. Çapraz denetim esasları getirilmeli. Turizm uyuşmazlık çözüm modeli geliştirilmeli. Sektörel tahkim etkin şekilde devreye alınmalı. Turizm sektörü sorunlarının çözülmesini istiyor. Turizm, hukukuyla büyüyecektir." TÜRSAB BAŞKANI BAĞLIKAYA KONGRE KATILIMCILARI VE EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR ETTİ Panellerin ardından kongrenin kapanış konuşması gerçekleştiren TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, büyük bir emek ve mesai harcayarak gerçekleştirilen TÜRSAB Turizm Kongresi’ni başarıyla tamamladıklarını belirterek, "Kongremize iştirak ederek bu büyük emeği takdir eden başta seyahat acentalarımız olmak üzere; turizm profesyonellerine, konuşmacılarımıza, panelistlerimize, sponsorlarımıza ve basın mensuplarına teşekkür ederim. Kongrenin başarıyla tamamlanmasında emeği geçen yönetim kurulumuzu, BTK Başkanlıklarımızı, İhtisas Başkanlıklarımızı ve tüm çalışma arkadaşlarımızı tebrik ederim" dedi.

Kapadokya’da Oteller Mercek Altında Haber

Kapadokya’da Oteller Mercek Altında

NEVŞEHİR (İHA) - Bolu Kartalkaya’da 78 kişinin hayatını kaybettiği otel yangınının ardından Kapadokya bölgesindeki oteller sıkı denetime alındı. Nevşehir Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Ürgüp Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, bölgedeki konaklama tesislerini detaylı bir şekilde inceledi. 93 İŞLETMEYE KAPATMA KARARI Denetimlerde, ruhsatsız ve kayıt dışı faaliyet gösterdiği tespit edilen 93 işletmenin faaliyetlerine son verildi. 2025 yılı denetimlerinde ise 58 konaklama tesisinde yerinde inceleme yapılarak 32’sinin ruhsatı iptal edildi. Kalan 26 tesis için Nevşehir Valiliği takibini sürdürüyor. Yasal süre içinde belgelendirme yapılmayan işletmelere gerekli işlemler uygulanacak. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM KAPSAMINDA DENETİMLER SÜRÜYOR Türkiye Sürdürülebilir Turizm Programı çerçevesinde yapılan denetimlerde, 2024 yılında 19, 2025’te ise 323 konaklama tesisinde inceleme gerçekleştirildi. 2025 yılında Turizm Teşvik Kanunu’nu ihlal eden 13 işletmeye idari yaptırım uygulandı. TURİZMCİLER DENETİMLERDEN MEMNUN Denetimlerin yerinde olduğunu belirten turizmci Uluç Haşimoğlu, "Otelimiz konak tarzında konsept bir oteldir. Ürgüp Belediyesi zabıta ekipleri de bugün bir denetim gerçekleştirdi. Yapılan denetim de çok doğru bir uygulama. Kapadokya bölgesinde bulunan oteller, otelcilik konusunda çok hassas olan işletmelerdir. Biz de tüm tedbirleri almaya çalışıyoruz. Yapılan denetimlerde bir eksiklik çıkarsa onları da tamamlıyoruz" dedi. Turizmci Atacan Erdinç, sürdürülebilir turizm sertifikası kapsamında yangın dedektörleri, atık ayrıştırma ve yangın tüplerinin otellerinde aktif olduğunu vurguladı. Niyazi Öztürk ise işletmelerinde tüm güvenlik önlemlerinin mevcut olduğunu belirterek, Kapadokya’nın güvenli bir turizm bölgesi olduğunun altını çizdi.

Türkiye Turizmi Küresel Arenada Yükselişini Sürdürüyor Haber

Türkiye Turizmi Küresel Arenada Yükselişini Sürdürüyor

İSTANBUL (İHA) - Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) İcra Kurulu Üyesi ve Avantgarde Collection’un kurucusu İsmet Öztanık, Türkiye'nin turizmde küresel konumunu daha da güçlendirmek için önemli adımlar attığını belirtti. 2024 yılında TGA’nın uluslararası pazardaki tanıtım çalışmaları büyük ilgi görürken, "İstanbul is the new cool", "Cappadocia: Land of Fairytales" ve "Bodrum: Turkish Riviera" sloganlarıyla yürütülen kampanyalar, Türkiye'nin turistik çekiciliğini artırdı. BİLİNÇLİ TURİSTLER TURİZM TRENDLERİNİ DEĞİŞTİRİYOR Turizm sektörünün artık daha bilinçli ve seçici bir misafir kitlesinin talepleri doğrultusunda dönüşüm geçirdiğini vurgulayan Öztanık, "Yeni trendler, seyahat deneyimlerini, lüks anlayışını, gastronomiyi ve çevreye duyarlılığı yeniden şekillendiriyor. Bu değişimin ön saflarında, zarafeti sadelikle buluşturan 'Sessiz Lüks' kavramı yer alıyor. Sessiz lüks; minimalist tasarım, kişiselleştirilmiş ancak göze batmayan hizmet, yerel ve otantik deneyimler ile sürdürülebilirliği bir araya getiriyor. Gösterişli tüketim yerine anlamlı, samimi ve zarif bir yaklaşımı benimseyen bu anlayış, misafirlere unutulmaz ve derin bir deneyim sunuyor. Aynı zamanda günümüz gezginleri çevreye duyarlı seçimleri önemsiyor ve misafirperverlik markalarının kendi değerleriyle uyumlu olmasını bekliyor, bu da sektörü yeniden şekillendiriyor" dedi. GASTRONOMİ SEYAHAT DENEYİMLERİNE YÖN VERİYOR Öztanık, gastronominin turizmde artık bir hikâye anlatım aracı haline geldiğini belirterek, "Konuklar, yerel tatları ve kültürel mirası keşfedecekleri unutulmaz gastronomik deneyimler arıyor. Yerel lezzetleri başarıyla sunan farklı restoranlar ve Michelin yıldızlı şeflerle yapılan partnerlikler, konaklama deneyimini zenginleştiren unsurlar haline geldi" diye ekledi. AVANTGARDE’DAN 3 YENİ YAPILANMA Değişen misafir profiline uyum sağlamak amacıyla markalarını yeniden yapılandırdıklarını söyleyen Öztanık, Avantgarde Urban, Avantgarde Refined ve Avantgarde Culinary Experiences ile misafirlerine özel konaklama ve gastronomi deneyimleri sunduklarını vurguladı. Urban markasının, İstanbul’un merkezi lokasyonlarında modern gezginlere hitap ettiğini, Refined markasının ise Bodrum ve Kapadokya’da ‘Sessiz Lüks’ anlayışını sunduğunu ekledi. Culinary Experiences markasının da yerel ve küresel mutfakları birleştirerek gastronomiye yeni bir soluk getirdiğini belirtti. Lucis Companies’in global yatırımlarına da değinen Öztanık, "Avantgarde Collection'ın çatı şirketi Lucis Companies İngiltere'deki hizmet sektörü yatırımlarına 2025 yılında Özbekistan ve Kıbrıs'ı da ekleyecek" açıklamasında bulundu.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.