Hava Durumu

#Sürdürülebilirlik

TOURISMJOURNAL - Sürdürülebilirlik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sürdürülebilirlik haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

LİMAK HATIRA ORMANI, 22 NİSAN DÜNYA GÜNÜ’NDE GELECEĞE NEFES OLDU Haber

LİMAK HATIRA ORMANI, 22 NİSAN DÜNYA GÜNÜ’NDE GELECEĞE NEFES OLDU

Antalya’da sahip olduğu dört seçkin tesisiyle Türkiye'nin resort otelciliğindeki öncü markalarından biri olan Limak Turizm Grubu, sadece konuklarına sunduğu hizmet kalitesiyle değil, çevreye ve topluma duyarlı yaklaşımıyla da fark yaratıyor. Grubun Antalya’da Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından tahsis edilen 100 dönümlük alanda oluşturduğu Limak Hatıra Ormanı, her geçen yıl yeni fidanlarla büyümeye devam ediyor. 2025 yılında 22 Nisan Dünya Günü kapsamında bu anlamlı etkinliği bir kez daha gerçekleştiren Limak Turizm Grubu, otellerinde konaklayan misafirlerin ve çalışanlarının katılımıyla 10 bin yeni fidanı Kumköy’de toprakla buluşturdu. Bu etkinlik hem doğaya bir katkı sunmak hem de sürdürülebilir turizm anlayışına dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirildi. “10 yılda 100 bin ağaç” hedefiyle yola çıkan Limak Turizm Grubu, çevreye duyarlı turizmin ve sosyal sorumluluğun örnek projelerinden biri haline gelen bu ormanla, gelecek nesillere kalıcı bir değer bırakmayı amaçlıyor.​​ Limak Holding Turizm Grubu İcra Kurulu Başkanı Kaan Kavaloğlu, etkinliğe dair yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Antalya, Türk turizminin kalbi ve aynı zamanda dünyada sürdürülebilir turizmin gelişebileceği en değerli coğrafyalardan biri. Biz bu coğrafyada sadece misafir ağırlamak için değil, aynı zamanda onu korumak ve geliştirmek için de varız. Sürdürülebilir kalkınma, çevresel sorumluluk ve turizm çeşitlendirmesi bizim için sadece bir strateji değil, aynı zamanda bir misyondur. Bu orman, bir fidan dikim projesi değil; doğaya saygının, toplumsal katkının ve ortak geleceğimizin simgesidir.” Limak Hatıra Ormanı projesi, aynı zamanda turizm çeşitlendirmesi kapsamında çevresel duyarlılığı artıran, doğaya yönelik farkındalığı destekleyen ve yerli-yabancı tüm ziyaretçilere alternatif deneyim sunan bir örnek teşkil ediyor. Bu tür sosyal ve ekolojik projeler, yalnızca turizm sektörüne değil; bölge ekonomisine, eğitime ve çevre bilincinin yerleşmesine de önemli katkılar sağlıyor. Limak Turizm Grubu, bu projeyle doğaya ve topluma karşı sorumluluğunu yerine getirmenin yanı sıra, turizm endüstrisinin dönüşümünde öncü bir rol üstlenmeyi sürdürüyor.

Ford Otosan’dan Elektrikli Araç Hamlesi Haber

Ford Otosan’dan Elektrikli Araç Hamlesi

İSTANBUL (İHA) - Avrupa'nın en büyük ticari araç üreticilerinden biri olan Ford Otosan, elektrikli araç dönüşümünü hızlandırarak Ford E-Transit Courier, E-Tourneo Courier ve Ford Puma Gen-E modellerini piyasaya sunuyor. Bu araçların üretimi, Ford’un Avrupa’daki ticari araç üssü olan Ford Otosan tarafından Romanya’nın Craiova fabrikasında gerçekleştiriliyor. Elektrifikasyon stratejisini güçlendiren şirket, sıfır emisyonlu mobiliteye geçiş sürecinde önemli bir aşamayı tamamladı. Craiova’da düzenlenen tanıtım etkinliğine Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, Koç Holding Otomotiv Grubu Başkanı Haydar Yenigün, Ford Motor Company Ticari Araç Direktörü John Davis, Ford Otosan Genel Müdürü Güven Özyurt ve Ford Otosan Genel Müdür Baş Yardımcısı Josephine Payne ev sahipliği yaptı. Törene Romanya Başbakanı Marcel Ciolacu’nun yanı sıra devlet yetkilileri, sektör temsilcileri ve iş dünyasının önemli isimleri katıldı. FORD OTOSAN’DAN KÜRESEL OTOMOTİV SEKTÖRÜNE GÜÇLÜ KATKI Ali Y. Koç, Koç Topluluğu’nun otomotiv sektörüne uzun yıllardır yaptığı yatırımlarla küresel rekabet gücünü artırdığını belirtti. Koç, Ford Otosan’ın yalnızca ticari bir iş birliği değil, Türkiye otomotiv sektörünün büyümesine öncülük eden bir girişim olduğunu vurguladı. Craiova fabrikasının devralınmasıyla Türkiye-Romanya ticari ilişkilerinin güçlendiğini ve Ford Otosan’ın Romanya’nın ikinci büyük ihracatçısı konumuna ulaştığını ifade etti. Koç, "Bugün, Romanya'da üretilen araçlar için Türkiye'den 60'tan fazla tedarikçiyle yürütülen iş birliği, uluslararası çapta değer üretme gücümüzün bir göstergesi. Bu tesisimizden yola çıkacak olan E-Transit Courier, E-Tourneo Courier ve Avrupa'nın en çok satan yolcu aracı olan Ford Puma Gen-E'nin tamamen elektrikli versiyonları Avrupa pazarındaki konumumuzu daha da sağlamlaştıracak" diye ekledi. Ford Otosan Genel Müdürü Güven Özyurt ise şirketin 60 yılı aşkın mühendislik ve üretim tecrübesiyle sektöre yön verdiğini belirtti. 2024 yılında 330 binin üzerinde araç ihraç ettiklerini açıklayan Özyurt, Ford’un elektrifikasyon stratejisinin Türkiye’nin teknolojik kabiliyetlerini güçlendirdiğini ve Avrupa pazarındaki konumlarını sağlamlaştırdığını ifade etti. Özyurt, "Craiova Fabrikası, Ford Otosan'ın ticari araç tasarımı, geliştirme ve üretim konusundaki kapsamlı uzmanlığıyla mükemmel bir uyum içinde. 2022'den bu yana Kocaeli ve Craiova fabrikalarımız arasında güçlü bir bilgi ve deneyim paylaşımı sağladık. Bugün, Türkiye ve Romanya'da çalışma arkadaşlarımız aynı tutkuyla yan yana çalışarak, geleceğin otomotiv dünyasını şekillendiren dünya standartlarında araçlar üretiyorlar" dedi. CRAIOVA FABRİKASI: ESNEK VE VERİMLİ ÜRETİM MERKEZİ Özyurt, Craiova fabrikasının Avrupa’nın en verimli üretim tesislerinden biri olduğunu belirterek, fabrikanın aynı üretim hattında binek, ticari, içten yanmalı ve tam elektrikli araç üretimi gerçekleştirebilme yeteneğine sahip tek tesis olduğunu dile getirdi. Ford’un ikonik modellerini elektrikli hale getirme vizyonu kapsamında üretilen tüm araçların elektrikli versiyonlarını geliştirdiklerini ve Ford Avrupa’nın elektrifikasyon yol haritasında kritik bir rol üstlendiklerini vurguladı. ELEKTRİFİKASYON YATIRIMLARI SÜRÜYOR Ford Otosan, 2014 yılında Yeniköy Fabrikası’nda üretimine başladığı Courier serisinin dünyadaki tek üreticisi olmaya devam ediyor. Courier üretimi, Ford Transit Custom ailesinin üretiminin artmasıyla Gölcük’ten Yeniköy Fabrikası’na kaydırıldı. Volkswagen ile yapılan stratejik iş birliği kapsamında 1 tonluk ticari araç üretimi de devreye alındı ve Courier üretimi Craiova’ya taşındı. Fabrika aynı zamanda Avrupa’nın en çok satan binek araçlarından biri olan Ford Puma’nın üretim üssü konumunda bulunuyor. Ford Otosan, 2 milyar Euro’luk yatırım planının 1,9 milyar Euro’luk kısmını tamamladı. Kocaeli fabrikaları, içten yanmalı, hibrit ve tam elektrikli araç üretim üssüne dönüştü. Avrupa’nın en büyük ticari araç üreticisi olarak Ford Otosan, elektrifikasyon dönüşümüne öncülük etmeye devam ediyor.

Antalya’da Sağlığa Dev Yatırım: 900 Yataklı Hastane Haber

Antalya’da Sağlığa Dev Yatırım: 900 Yataklı Hastane

ANTALYA (İHA) - Akdeniz Üniversitesi'nde sağlık hizmetlerini güçlendirecek yeni hastane projesi hızla ilerliyor. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, 900 yataklı hastanenin tamamlanmasıyla birlikte yoğun bakım kapasitesinin 120’den 330’a çıkacağını belirterek, Antalya’daki yatak sıkıntısının büyük ölçüde hafifleyeceğini açıkladı. Yeni hastane binasının inşaat sahasında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Özkan, projenin sağlık alanında önemli bir dönüşüm yaratacağını ifade etti. "1,5 YIL İÇİNDE SAĞLIK ALANINDA CİDDİ FERAHLAMA SAĞLANACAK" Prof. Dr. Özkan, hastane inşaatının 2024 sonunda ihale edilerek hızla başladığını ve 18 ay içinde tamamlanmasının hedeflendiğini söyledi. Yeni hastanenin 2026 ortalarında hizmete açılacağını belirten Özkan, özellikle mevcut hastane binasının eski olması ve depreme dayanıklılık sorunları yaşanması nedeniyle bu projenin kritik öneme sahip olduğunu dile getirdi. Yeni hastanenin 900 yatak kapasitesine sahip olacağını aktaran Özkan, yoğun bakım yatak sayısının da 300’e yaklaşacağını belirtti. Antalya’da uzun süredir yoğun bakım yatağı sıkıntısı yaşandığını hatırlatan Özkan, "Yoğun bakım yatakları Antalya'ya yetmiyordu. Hatta birçok sıkıntılı durum yaşadık. Bu anlamda Akdeniz Üniversitesi'nin yeri çok başka, en komplike hastalara Akdeniz Üniversitesi hastanesi bakıyor. Bu tartışmasız bir gerçek. Birçok şehirden hasta geliyor ve çoğu da yoğun bakım ihtiyacı olduğu için geliyor. Bu anlamda umuyorum ki, sağlık sektöründe 1 buçuk yılın sonunda çok ciddi bir ferahlama sağlanacak" dedi. SAĞLIK TURİZMİNE KATKI SAĞLAYACAK Yeni hastanenin sadece sağlık alanında değil, turizm sektöründe de önemli bir rol oynayacağını ifade eden Özkan, sağlık turizminin gelişmesine katkı sunacaklarını belirtti. Hastaların sadece tıbbi hizmet almak değil, aynı zamanda konforlu bir ortamda tedavi görmek istediğini vurgulayan Özkan, yeni hastanenin bu beklentiyi karşılayacağını söyledi. ÇEVRECİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR HASTANE MODELİ Yeni hastane binasının sürdürülebilir ve çevreci bir yapıda inşa edildiğini belirten Özkan, enerji ve su kullanımının en ideal şekilde planlandığını, yağmur suyunun değerlendirileceğini ve inşaat sırasında çıkan taş ve toprağın farklı projelerde kullanılacağını aktardı. Özkan, "Her yönüyle yeşil bir hastane olacak. Alan kullanımı da çok verimli bir şekilde planlandı, gereksiz ölü alanlar olmayacak. Böylece hem fonksiyonel hem de ekonomik bir yapı ortaya çıkacak" dedi. ÇOCUK HASTANESİ DE GÜNDEMDE Mevcut hastane binalarının bir kısmının yıkılacağını, bazı bölümlerinin ise revize edilerek değerlendirileceğini belirten Özkan, Antalya’da büyük bir eksiklik olan çocuk hastanesinin de planları arasında olduğunu açıkladı. Antalya gibi büyük bir şehirde çocuk hastanesinin olmamasının büyük bir eksiklik olduğunu belirten Özkan, yeni projeyle bu ihtiyacı da gidermeyi hedeflediklerini aktardı. Yeni hastane tamamlandığında Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nin toplam yatak kapasitesi bin 200’den 2 bin 100’e, yoğun bakım yatak sayısı ise 330’a çıkacak. Hastane inşaatının devlete büyük bir tasarruf sağlayacağını vurgulayan Özkan, alınan bütçenin en verimli şekilde kullanıldığını ve en işlevsel hastanenin inşa edilmekte olduğunu belirtti. "18 ay sonra bu hastaneyi hizmete açtığımızda bunun faydalarını hep beraber göreceğiz" sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Çimsa, 5 Yılda Değerini 7 Kat Artırdı Haber

Çimsa, 5 Yılda Değerini 7 Kat Artırdı

İSTANBUL (İHA) - Çimsa, İrlanda ve Birleşik Krallık pazarlarında önemli bir oyuncu olan Mannok’u satın alarak Sabancı Holding’in bugüne kadarki en büyük yurt dışı yatırımını gerçekleştirdi. Son beş yılda piyasa değerini yaklaşık yedi kat artırarak 1,4 milyar dolar seviyesine ulaştı. Yapı malzemeleri sektöründe dünya çapındaki varlığını güçlendirmeye devam eden Çimsa, ABD ve Avrupa’daki etkisini artırmayı hedefliyor. Mannok’un portföyüne katılmasıyla, çimento bazlı ürünlerin yanı sıra yalıtım malzemeleri ve geri dönüştürülmüş plastik ambalaj üretimi gibi alanlarda da faaliyet göstermeye başlayan Çimsa, bu hamleyle hem ürün çeşitliliğini artırdı hem de pazar genişlemesi sağladı. 2024 YILINDA TÜRKİYE’NİN YURT DIŞINDA EN BÜYÜK SATIN ALMASI Sabancı Holding Malzeme Teknolojileri Grup Başkanı Burak Orhun, Mannok’un satın alınmasının sadece Sabancı için değil, Türkiye için de önemli bir adım olduğunu belirterek, KPMG’nin raporuna göre bunun 2024’te bir Türk şirketi tarafından gerçekleştirilen en büyük yurt dışı yatırımı olduğunu vurguladı. Orhun, dünyadaki rekabetin artık malzeme odaklı ilerlediğini ve Sabancı’nın bu alanda öncü olmayı sürdüreceğini ifade etti. "İleri malzemeye ve malzeme teknolojilerine hakim olmak, artık şirketlerin en öncelikli gündemlerinden biri. Bugün beton, sudan sonra dünyada en çok kullanılan ikinci malzeme. Bu malzemeyi bir günde ikame etmek tabii ki mümkün değil. Ama bizim vizyonumuz; teknolojiyi, inovasyonu kullanarak, sürdürülebilirliği pusula kabul ederek, bu yolculuğa ışık tutmak. Geliştirilen teknolojilerin müşterisi değil, geliştiricisi olmak" dedi. Mannok satın almasının küresel etki yaratma yolunda tarihi bir adım olduğunu söyleyen Orhun, Sabancı Holding’in 2029’a kadar Malzeme Teknolojileri Grubu’nun net aktif değer içindeki payını yüzde 20’ye çıkarmayı hedeflediğini belirtti. Bu doğrultuda, Amerika ve Avrupa’da büyük çaplı satın almalar yapmaya devam edeceklerini açıkladı. ÇİMSA, KÜRESEL OYUNCU OLMA YOLUNDA İLERLİYOR Çimsa CEO’su Umut Zenar, şirketin son yıllardaki dönüşümünde yurt dışı yatırımların kritik bir rol oynadığını belirtti. 2021’de İspanya’daki Bunol satın alımıyla beyaz çimento üretiminde önemli bir konuma geldiklerini belirten Zenar, "Avrupa’daki bu büyüme adımımızı Amerika coğrafyasına taşımak adına, ABD’de var olan beyaz çimento tesisimize ek olarak, gri çimento öğütme tesisinin inşaatına devam ediyoruz. Bu tesisimizi bu yıl içerisinde devreye alacağız. Son olarak, Mannok’u bünyemize katarak hem ürün hem de coğrafi çeşitlilik anlamında çok önemli bir adım attık. Bu üç yatırımın toplam büyüklüğü yaklaşık 600 milyon dolar. Ancak burada asıl kritik nokta, bu yatırımlarla birlikte Çimsa’nın artık sadece bir çimento ihracatçısı olmaktan çıkıp, dünyanın farklı coğrafyalarında üretim ağı olan küresel ölçekte rekabet eden güçlü bir yapı malzemeleri şirketine dönüşmesi" dedi. "Küreselleşmeyi yalnızca üretim tesisleri açmakla sınırlı görmüyoruz" diyen Zenar, 2023 yılında, Avrupa’nın sanayi ve inovasyon üssü Münih Teknik Üniversitesi bünyesinde Sabancı Teknoloji Merkezi’ni açtıklarını hatırlattı. Burada, özel ürünler geliştirirken, müşteri ilişkilerini de derinleştirdiklerini ekledi Mannok’un satın alınmasıyla birlikte, Çimsa’nın döviz bazlı satış oranı yüzde 70’in üzerine çıktı. Şirket, İspanya ve ABD yatırımlarına ek olarak İrlanda ve Birleşik Krallık pazarlarında da güçlü bir varlık göstermeye hazırlanıyor. Çimento ve prekast ürünlerinin yanı sıra yalıtım malzemeleri ve geri dönüştürülmüş plastik ambalaj üretimi de Çimsa’nın genişleyen portföyünde yer alıyor. Zenar, 2025 itibarıyla bu satın almanın etkilerinin daha net görüleceğini ve Çimsa’nın küresel bir yapı malzemeleri şirketi olarak daha da güçleneceğini ifade etti.

Sağlık Turizmi 2035'te 3,2 Trilyon Dolara Ulaşacak Haber

Sağlık Turizmi 2035'te 3,2 Trilyon Dolara Ulaşacak

Sağlık turizmi pazarı, 2025-2035 yılları arasında güçlü bir büyüme gösterecek. 2025 yılında 1,2 trilyon dolar seviyesine ulaşması beklenen pazarın, 2035 yılına kadar 3,2 trilyon dolara çıkması öngörülüyor. Bu büyüme, yıllık bileşik yüzde 10,4 oranında bir artışa işaret ediyor. Sağlık turizmi, bireylerin fiziksel, zihinsel ve ruhsal iyilik halleri için seyahat etmelerini kapsayan bir sektör olarak; spa merkezleri, yoga kampları, meditasyon inzivaları ve sağlıklı beslenme programları gibi hizmetleri içeriyor. Tüketicilerin artan sağlık bilinci ve rahatlama arayışı, sektörün büyümesini destekleyen başlıca etkenler arasında yer alıyor. SAĞLIK TURİZMİ BÜYÜMESİNİ TETİKLEYEN FAKTÖRLER Stresli yaşam tarzı, hareketsiz hayat ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları, bireyleri sağlık odaklı seyahatlere yönlendiriyor. Özellikle gelişmekte olan ekonomilerde artan gelir düzeyi, daha fazla kişinin bu tür seyahatlere yatırım yapmasını sağlarken, kronik hastalıkların yaygınlaşması da alternatif ve önleyici sağlık çözümlerine olan ilgiyi artırıyor. Bunun yanı sıra, Instagram ve YouTube gibi dijital platformlar, sağlıklı yaşam ve wellness temalı destinasyonları tanıtarak bu alana olan ilgiyi daha da güçlendiriyor. BÖLGESEL PAZAR VERİLERİ ABD: 2025-2035 yılları arasında %10,1 yıllık büyüme bekleniyor. Birleşik Krallık: %9,8’lik büyüme ile sağlık odaklı destinasyonlara olan talep artıyor. Avrupa Birliği: Çeşitli sağlık ve wellness hizmetleri sayesinde %10,7 büyüme öngörülüyor. Japonya: Geleneksel iyileştirme yöntemleriyle küresel ziyaretçileri çeken Japonya’nın, %9,6’lık büyüme oranına ulaşması bekleniyor. Güney Kore: Modern wellness uygulamalarıyla sektörün %10,3 büyüme göstermesi tahmin ediliyor. SAĞLIK TURİZMİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK TRENDİ Çevreye duyarlı seyahatler, sağlık turizmi sektöründe giderek daha fazla önem kazanıyor. Birçok wellness tesisi, organik beslenme, enerji tasarruflu yapılar ve sürdürülebilir turizm uygulamalarını benimseyerek doğaya duyarlı hizmetler sunuyor. Yeşil turizm anlayışı, gezginlerin hem sağlıklarını hem de doğayı koruma bilincini destekleyen bir trend olarak öne çıkıyor. Future Market Insights Yönetici Ortağı Sudip Saha, "Bireylerin sağlık ve kişisel bakıma verdiği önem arttıkça, küresel seyahat trendleri de değişiyor. Daha fazla insan, kendini yenileyebileceği ve sağlık odaklı deneyimler yaşayabileceği destinasyonları tercih ediyor" diyor. LÜKS SAĞLIK TURİZMİ: KONFOR VE SAĞLIK BİR ARADA Özellikle üst gelir grubundaki gezginler, lüks wellness tatilleri ve özel sağlık merkezleri ile benzersiz deneyimler arıyor. Özel spor antrenmanları, gelişmiş spa terapileri ve huzurlu doğa ortamları ile lüks sağlık turizmi, üst düzey konfor ve sağlık hizmetlerini birleştiriyor. SAĞLIK TURİZMİNİN GELECEĞİ: DİJİTAL DENEYİMLER Teknolojinin sağlık turizmine entegrasyonu, sanal wellness deneyimlerini de beraberinde getiriyor. Online yoga dersleri, meditasyon seansları ve fitness programları sayesinde bireyler, seyahat etmeden de sağlıklarını destekleyebiliyor. Ayrıca, giyilebilir sağlık teknolojileri ve mobil wellness uygulamaları, kişiselleştirilmiş sağlık takibi sunarak sağlık turizmi deneyimlerini daha verimli hale getiriyor. SAĞLIK TURİZMİNDE KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR Lüks wellness hizmetlerinin yüksek maliyetleri, geniş kitleler için erişilebilirliği zorlaştırırken, wellness sektöründe evrensel bir standardın bulunmaması destinasyonlar arasında kıyas yapmayı güçleştiriyor. Yılın belirli dönemlerinde artan talepler, düşük sezonlarda işletmeler için zorluk yaratırken, bölgelere göre farklılaşan wellness uygulamaları küresel pazarda benimsenme açısından bazı engeller oluşturabiliyor. Ayrıca, COVID-19’un etkileri hala hissedildiğinden, sağlık ve güvenlik kaygıları seyahat edenler için önemli bir faktör olmaya devam ediyor. SAĞLIK TURİZMİ PAZARI VE ÖNE ÇIKAN OYUNCULAR Sağlık turizmi pazarında öne çıkan oyuncular arasında Accor Hotels, Marriott International, Hyatt Hotels Corporation, Six Senses Hotels Resorts Spas ve Canyon Ranch gibi küresel otel zincirleri yer alıyor. Pazar, doğrudan ve dolaylı tedarikçiler açısından da farklı kategorilere ayrılıyor. Doğrudan tedarikçiler arasında havayolları, otel şirketleri ve tur operatörleri bulunurken, dolaylı tedarikçiler online seyahat acenteleri (OTA), geleneksel seyahat acenteleri ve kurumsal alıcılar olarak öne çıkıyor. Yaş gruplarına göre incelendiğinde, sağlık turizmi 15 yaş altı, 16-25, 26-35, 36-45, 46-55 ve 55 yaş üstü kategorilerine ayrılıyor. Turizm türüne göre ise termal su veya kaplıca terapileri, yoga ve pilates kampları, gastronomi ve sağlıklı beslenme kampları, meditasyon kampları, wellness cruise turları ve eko-turizm kampları gibi çeşitli alternatifler mevcut. Cinsiyete göre erkek, kadın ve çocuk olarak sınıflandırılan sağlık turizmi, seyahat türüne göre yurt içi ve uluslararası olarak ikiye ayrılıyor. Rezervasyon kanalları ise telefonla, online ve yüz yüze rezervasyon olmak üzere üç farklı şekilde gerçekleşiyor. Ülkelere göre değerlendirildiğinde, sağlık turizminin en popüler destinasyonları arasında ABD, Kanada, Brezilya, Meksika, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İspanya, Rusya, Hindistan, Çin, Japonya, Malezya, Singapur, Avustralya, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, İtalya, Katar ve Umman gibi ülkeler yer alıyor. İLGİLİ SEKTÖR RAPORLARI Medikal Turizm: 2025’te 278,2 milyar dolardan, 2035’te 890,4 milyar dolara ulaşacak (%10,4 CAGR). Türkiye Medikal Turizmi: 2024’te 3,97 milyar dolar, 2034’te 7,18 milyar dolar olacak (%6,1 CAGR). Spa Tesisleri Pazarı: 2023’te 87 milyar dolar, 2033’te 166,4 milyar dolar olacak (%6,7 CAGR). ​​​​​​​

Berlin Turizm Fuarı’nda Aşırı Turizm ve İklim Krizi Gündemde Haber

Berlin Turizm Fuarı’nda Aşırı Turizm ve İklim Krizi Gündemde

2024 yılı itibarıyla turizm sektörü pandemi öncesi seviyeleri aşarak güçlü bir toparlanma gösterdi. Ancak bu büyüme beraberinde bazı sorunları da getirdi. Avrupa’daki birçok popüler destinasyon, aşırı turist yoğunluğu nedeniyle altyapı ve sürdürülebilirlik sorunlarıyla karşı karşıya. Örneğin, İspanya ve İtalya gibi ülkeler, turizm vergilerini artırmayı gündeme alarak bu yükü dengelemeyi hedefliyor. Öte yandan, iklim değişikliğinin seyahat sektörüne etkisi giderek daha belirgin hale geliyor. Özellikle kutup bölgelerine düzenlenen seyahatlerde değişen doğa koşulları, turizm planlarını yeniden şekillendiriyor. Berlin’de düzenlenen dünyanın en büyük turizm fuarı ITB’de sektör temsilcileri bu konuları ele alarak, 2025 yılı için yeni trendleri değerlendirdi. AŞIRI TURİZM: POPÜLER ROTALAR TIKANMA NOKTASINDA Turizmde artan hareketlilik, özellikle bazı bölgelerde büyük sıkıntılara yol açıyor. The Italian Outdoor'un Ürün Müdürü Andrea Pasqualotto, Dolomitler gibi doğa harikası alanlarda turist akınının sürdürülebilirliği tehdit ettiğini belirtiyor. Pasqualotto, turistlerin çoğunun yalnızca birkaç popüler yürüyüş noktasına yöneldiğini belirterek, yoğun trafik, otopark sorunu ve restoranlarda yer bulma zorlukları yaşandığını söyledi. Ayrıca bazı turistik bölgelerde, aylar öncesinden kapasitesi tamamen dolmasına rağmen hala tanıtımı yapılan destinasyonlar olduğu belirtiliyor. Pasqualotto, turizm şirketlerinin, bilinmeyen rotaları teşvik ederek aşırı yoğunluk yaşanan bölgeleri rahatlatması gerektiğini vurguluyor. Ancak bu konuda bölge halkı arasında farklı görüşler var. Bazı yerel topluluklar, belirli alanlarda turist yoğunluğunu korumanın, temizlik ve çevre yönetimi açısından daha avantajlı olacağını savunuyor. KUTUP BÖLGELERİNDE TURİZMİ YENİDEN ŞEKİLLENDİREN İKLİM KRİZİ Turizmdeki bir diğer önemli konu ise iklim değişikliğinin giderek daha belirgin hale gelen etkileri. Özellikle kutup bölgelerinde seyahat eden turistler, değişen doğa koşullarıyla karşılaşıyor. Minimal Impact Cruises'un kurucusu Heather Thorkelson, 2007 yılından bu yana kutup bölgelerine seyahatler düzenliyor. Bizzat gözlemlediği değişimleri anlatan Thorkelson, kutup ayılarının yiyecek bulmakta zorlanmaları nedeniyle kara bölgelerine daha fazla yöneldiğini, Antarktika'daki bazı penguen kolonilerinin de yaşam alanlarını değiştirmek zorunda kaldığını belirtti. Şirketi, turistleri kutuplara getirirken aynı zamanda doğa üzerindeki etkilerini en aza indirme sorumluluğunu taşıyor. Ancak Thorkelson, turizmde sürdürülebilirlik iddiasında bulunan her şirketin gerçekten bu ilkelere uygun hareket etmediğini belirtiyor. Thorkelson, gerçek anlamda sürdürülebilir bir seyahat deneyimi sunmanın, sadece sloganlarla mümkün olmadığını ekledi. ALTERNATİF ROTALAR VE DİJİTAL DESTEK Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü'nün (UNWTO) araştırmasına göre, turistlerin yüzde 95’i dünya üzerindeki popüler destinasyonların yalnızca yüzde 5’ini ziyaret ediyor. Bu, büyük bir dengesizlik yaratarak aşırı turizm sorununu tetikliyor. Yürüyüş ve bisiklet rotaları haritalayan Komoot'un İş Geliştirme Direktörü Iris Wermescher, bu konuda değişim sinyalleri aldıklarını belirtti. Wermescher, giderek daha fazla insanın sadece gezmek için değil, aynı zamanda zihinsel ve fiziksel sağlıklarını korumak için doğada vakit geçirmeye yöneldiğini söyledi. Wermescher, turizmde popülerleşmiş rotalar yerine daha az bilinen bölgelere yönlendirme yapılmasının, sürdürülebilir bir turizm anlayışını destekleyeceğini belirtti. Komoot gibi dijital platformlar, kullanıcıların seyahat planlarını bilinçli yapmasına yardımcı oluyor. Buna ek olarak, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında turistlerin doğa şartlarına uygun hazırlık yapması önem kazanıyor. Komoot, bu ihtiyaca yönelik gerçek zamanlı hava durumu verileri sunarak, turistlerin anlık değişimlere uyum sağlamasına yardımcı oluyor. Bu konuda konuşan Wermescher, yürüyüş sırasında aniden fırtına çıktığı durumda, uygulamalarının insanlara daha güvenli bir alana yönelmeleri konusunda uyarı gönderebildiği örneğini verdi. Uzmanlar, gelecekte seyahat sektörünün yalnızca popüler turistik noktalar yerine daha geniş ve dengeli bir dağılıma yönelmesi gerektiğini belirtiyor. Aşırı turizmin yarattığı sorunlara karşı, turizm firmaları ve gezginler daha bilinçli hareket etmek zorunda olacak.

Türkiye'nin Kadın Girişimcisi Yarışması'nda Ödüller Sahiplerini Buldu Haber

Türkiye'nin Kadın Girişimcisi Yarışması'nda Ödüller Sahiplerini Buldu

İSTANBUL (İHA) - Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu. Dijital güvenlik ve kimlik doğrulama alanında faaliyet gösteren Özlem Kahramaner, "Türkiye’nin Kadın Girişimcisi" ödülüne layık görüldü. Garanti BBVA, Ekonomist Dergisi ve KAGİDER iş birliğiyle düzenlenen yarışmanın 18. yılına özel ödül töreni 27 Şubat’ta gerçekleşti. Beş kategoride verilen ödüllerde Arksigner kurucusu Özlem Kahramaner "Türkiye’nin Kadın Girişimcisi" seçildi. Diğer kategorilerde ise Tuba Toprakçı Yılmaz (Gaia Oliva) "Sürdürülebilir Fark Yaratan Kadın Girişimci", Ayşe Aslı Başak (Shipsider Denizcilik) "Teknolojide Gelecek Vadeden Kadın Girişimci", Alev Ertem ve Cansu Ertem Paoletti (Studio Potato) "Kadın Sosyal Etki Girişimcisi" ödülünü aldı. "Kadın Kooperatifi" ödülü ise Trakyam Üreten Kadın Kooperatifi adına Aynur Çeşmeliler’e verildi. Kazanan girişimciler, başarılarını ve girişimcilik yolculuklarını paylaşırken, kadınların iş dünyasında güçlü bir yer edinmesi gerektiğini vurguladı. Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, "Kadınların her sektörde güçlü bir şekilde yer alması, toplumun ve ekonominin geleceği için büyük bir umut taşıyor. Özellikle son dönemde sadece geleneksel sektörlerde değil, dijitalleşme, yapay zeka ve inovasyon gibi ileri düzey alanlarda da kadın girişimcilerimizin güçlü işlerine şahit oluyoruz. Finans alanında inovasyona yön veren bir kurum olarak, bu alandaki gelişmeleri görmekten büyük mutluluk duyuyoruz. 2007 yılında 103 başvuru ile başladığımız yarışmamız, bu sene 1800 başvuru ile 48 bin girişimciye ulaştı ve yarışma bugün, girişimcilerin birbirinden ilham aldığı, her sektörden kadın girişimciyi kapsayan, ekosistemi güçlendiren bir platform haline geldi" dedi.  KAGİDER Başkanı Esra Bezircioğlu da kadın girişimciliğinin toplumsal dönüşümdeki rolüne dikkat çekti. "Garanti BBVA ve Ekonomist dergisinin kadın girişimciliğine duyduğu inanç ve verdiği destekle, 18 yıldır dünyaya örnek olan sürdürülebilir bir iş birliğine imza atmanın gururunu yaşıyoruz. ‘Türkiye'nin Kadın Girişimcisi' yarışmasıyla bugüne kadar 48 bin başvuru aldık; on binlerce kadın, ‘Benim de bir hikayem var' diyerek hayallerini paylaştı. Bu ödül töreni, yalnızca başarıları takdir ettiğimiz bir gece değil; aynı zamanda girişimci kadınların cesaretini, kararlılığını ve azmini hep birlikte kutladığımız bir an. Çünkü bir girişimciyi sadece rakamlar ve kârlılık değil, hayalleri, cesareti ve oluşturduğu etki tanımlar. Bugüne kadar bu ödülü kazanan kadın girişimcilerin birçoğu, yıllar içinde yalnızca Türkiye'de değil, dünyada büyük başarılara imza attı. Kazananlarımız küresel girişimcilik ekosisteminde ülkemizi başarıyla temsil eden, bizleri gururlandıran rol modellere dönüştüler" ifadelerini kullandı. Ekonomist Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Talip Yılmaz, "Türkiye'de kadının iş hayatının içinde olması, öncelikli konularımızın başında geliyor. 18 yıldır Garanti BBVA ve KAGİDER ile birlikte Türkiye'nin Kadın Girişimcisi Yarışması'nı düzenliyoruz. Bu sayede Türkiye'de kadının iş hayatında daha aktif rol alabileceğini görüyoruz, kadın girişimcilerimizi destekliyoruz. Bu yarışma kaybedeni olmayan bir platform. Bu yarışmaya tek kategoride başlamıştık. Kadın girişimcilerin bizi yönlendirmesiyle bugün beş farklı kategoriden girişimci kadınlarla yola devam ediyoruz. Yine tekstil, gıda gibi geleneksel sektörlerden gelen kadın girişimciler varken bugün teknoloji, yapay zeka, döngüsel ekonomi, global büyüme gibi işleri konuşuyoruz. Yarışmaya katılan tüm kadın girişimcilerimizi tebrik ediyorum" dedi. Ödül kazanan girişimler arasında Arksigner, kimlik doğrulama ve e-imza çözümleri sunarak uluslararası pazarda büyümeye devam ediyor. Gaia Oliva, sürdürülebilir tarımsal üretimle yüksek kaliteli zeytinyağı ihraç ediyor. Shipsider Denizcilik, yapay zeka destekli çözümleriyle denizcilik sektörüne yenilikler sunuyor. Studio Potato, tasarım alanındaki sosyal etkisiyle öne çıkarken, Trakyam Üreten Kadın Kooperatifi bölgesel üretimi destekleyen projeleriyle fark yaratıyor. Kadın girişimcilerin iş dünyasındaki gücünü artırmayı hedefleyen yarışma, her yıl daha geniş bir kitleye ulaşarak Türkiye’de kadın girişimciliğini desteklemeye devam ediyor.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.