Hava Durumu

#Sürdürülebilirlik

TOURISMJOURNAL - Sürdürülebilirlik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sürdürülebilirlik haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Avrupalı turist için sürdürülebilirlik önemli Haber

Avrupalı turist için sürdürülebilirlik önemli

Manavgat’taki Commodore Elite Suites & SPA’da gerçekleştirilen toplantıya Antalya Valisi Hulusi Şahin, Antalya Milletvekili Sururi Çorabatır, TÜROFED Başkanı Erkan Yağcı, İl Jandarma Komutanı Tarık Hekimoğlu, Manavgat Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara, Manavgat Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Seydi Tahsin Güngör ve ilçe kaymakamları katıldı. Toplantıda Manavgat Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara ve Antalya Valisi Hulusi Şahin hoş geldiniz konuşması gerçekleştirdi. AKTOB Başkanı Kaan Kavaloğlu yemekli buluşmada, gündemde yer alan konular ve turizm verilerini içeren konuşma ve sunum gerçekleştirdi. Sürdürülebilirlik özellikle Avrupalı turistin tercihi Konuşmasında; katılım sağladığı Akdeniz Serbest Mimarlar Derneği tarafından düzenlenen “Akdeniz Mimarisi & Sürdürülebilir Yapılar” etkinliğine ilişkin bilgilendirme yaptı. Avrupa ülkeleri seyahat eğilimleri ve Antalya bölgesi doluluk oranlarına ilişkin gerçekleştirdiği sunumda; “Sürdürülebilirlik konusunda turist talepleri bu farkındalığı destekleyici yönde yükseliyor. Yapılan araştırmalarda gezginlerin % 71 oranında ziyaret ettikleri destinasyonlara ekolojik anlamda zarar vermeden ayrılmak istediklerini ortaya koyuyor. % 75 oranında turist gelecek 12 ay için daha sürdürülebilir bir seyahat planladıklarını, % 43 oranında ise daha az sürdürülebilirlik katkısı durumunda kendilerini suçlu hissettiklerini ortaya koyuyor. Bu konuda 27 Avrupa ülkesi ve Birleşik Krallık dahil olmak üzere 97 ülke sıfır karbon hedefli taahhütlerde bulunup anlaşmalar yapılıyor. Türkiye de bu ülkeler arasında 2050 sonrası için taahhütte bulunuyor. Özellikle Avrupalılar çevre konusunda daha bilinçli ve turizm işletmelerinin de sürdürülebilir olmasını bekliyor” dedi. Avrupa ülkelerinde, Türkiye ve Antalya’da gerçekleşen gecelemelere ilişkin veriler paylaşan Başkan Kavaloğlu; “2023 yılında AB’de turistlerin konaklama tesislerinde geçirdiği gece sayısı 2,9 milyara ulaşmıştır. Avrupa ülkeleri içinde geceleme sayısı en yüksek ülke İspanya, Türkiye ise 5. sırada yer alıyor. Şehir bazında da Kanarya Adaları ilk sırada yer alıyor. Antalya geceleme sayısı bakımından 2. sırada. AB ülkelerinde geceleme sayıları 2023’te 2022’yeı kıyasla artış kaydederken, Yunanistan en iyi performans gösteren ülkeler arasında yer aldı. Dünyada neler oluyor? Malta ve Kıbrıs’ta büyüme yüzde 20’yi aşarken Yunanistan, Slovakya, Letonya, Bulgaristan, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Portekiz ve Romanya’da yüzde 10’u aştı. Başkan Kavaloğlu Antalya bölgesi geceleme sayılarına ilişkin olarak; “Antalya’nın 17 ilçesinde 2023 yılında yapılan toplam tesis gecelemelerinin dağılımında; Manavgat ve Alanya %55’i aşan payla ilk sırada bulunuyor. Serik ve Kemer de dahil edilence, toplam gecelemelerin % 85’i bu 4 ilçede gerçekleşiyor. Bu oranlar 2019 yılında da benzer düzeydeydi. Ancak 2019’a göre, Manavgat ve Alanya paylarını artırdı, Kemer ve Serik’in payları düştü. Aksu’nun payı da geriledi. Diğer yandan Muratpaşa ve Konyaaltı payları gelişirken diğer ilçelerde çok az gelişim oldu. 2023 yılında, Antalya’da gerçekleşen tesis gecelemelerinin yarısından fazlası (% 59), Almanya, Rusya ve Türkiye vatandaşları tarafından yapıldı. Bu dönemde toplam geceleme içinde, Almanya yaklaşık %28 pay ile ilk sırada yer alırken onu ile Rusya ve vatandaşlar izledi. İngiliz pazarı da %9 payla son iki yılda payını 2 kat artırdı” dedi.

Schneider Electric, yenilikçi liderlerle bir araya geldi Haber

Schneider Electric, yenilikçi liderlerle bir araya geldi

Schneider Electric, sürdürülebilirlik vizyonu çerçevesinde, binaların enerjilerini kendi üretip tüketebildiği “Net Sıfır Bina” kavramının yaygınlaştırılması amacıyla 27 Eylül'de İstanbul'da özel bir etkinlik gerçekleştirdi. Şirketten yapılan açıklamaya göre, Schneider Electric, 'Net Sıfır Bina'lar konusunda yenilikçi liderlerle bir etkinlik düzenledi. Etkinlikte, bu binaların enerji tasarrufu ve çevresel ayak izi azaltma potansiyelinden bahsedilirken, Schneider Electric'in bu alandaki öncü rolüne ve sürdürülebilir çözüm stratejilerine de değinildi. Özellikle enerjinin verimli ve sürdürülebilir kullanımının önemine dikkat çekilen bu etkinlik, sektördeki yenilikçi yaklaşımların teşvik edilmesi için önemli bir platform vazifesi gördü. 'Net Sıfır Bina'ların sadece enerji tasarrufu sağlamakla kalmayıp aynı zamanda çevresel ayak izini azaltma potansiyeli taşıdığına dikkat çekilen etkinlikte, Schneider Electric'in bu alanda nasıl öncü rol üstlendiği ve geleceğe yönelik sürdürülebilir çözümlere nasıl odaklandığı da vurgulandı. Orta Asya ve Pakistan Bölgesi Kanal Genel Müdür Yardımcısı Alişan Çapan'ın açılış konuşmasıyla başlayan etkinlik, bu alanda uzman olan Robert A. Kempton'ın “Net Sıfır Binalarda Finansal Modelleme Analizi” konulu oturumuyla devam etti. Etkinlikte, sürdürülebilir sanatı hem nesnenin hem de sanatın sürdürülebilirliğinde anlamlandıran sanatçı Deniz Sağdıç, atık malzemelerden hazırladığı mini gösterimini katılımcılara sundu. Binaların sürdürülebilirlik anlamında nasıl bir evrim geçirebileceğini ve enerjide verimliliğin nasıl artırılabileceğini göstermek adına önemli içgörülerin paylaşıldığı Schneider Electric'in bu etkinliğinde sunulan bilgilerin, sektör liderlerinin 'Net Sıfır Bina' konseptine daha bilinçli yaklaşmalarını sağlaması bekleniyor. - 'Enerji arzı ile talebi arasındaki dengeyi bir an önce kurmamız gerekiyor' Açıklamada görüşlerine yer verilen Çapan, bu tür etkinliklerin, sektörün sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerlemesi için fikir alışverişinin yanı sıra yenilikçi yaklaşımların da teşvik edilmesinde kritik bir rol oynadığına inandığını belirterek, şunları kaydetti: 'Günümüz dünyasında büyük bir paradoksla karşı karşıyayız. 2,3 milyar insan hala enerjiye kesintisiz erişemiyor ve 2050'ye gelindiğinde enerji talebinin yüzde 50 artması bekleniyor. Bu, enerji arzı ile talebi arasındaki dengeyi bir an önce kurmamız gerektiği anlamına geliyor. Enerji verimliliği açısından binalara baktığımızda, dünya genelinde üretilen enerjinin yüzde 42'sinin binalar tarafından tüketildiğini görüyoruz. Enerjinin bu büyük kısmının temel ihtiyaçlar için harcandığı bir dünyada, verimli, akıllı ve sürdürülebilir enerji kullanımının ne kadar kritik olduğunu her fırsatta vurgulamamız gerekiyor.' Robert A. Kempton da gerçekleşen 'Net Sıfır Bina'lar küresel iklim değişikliğinin insanlar üzerindeki etkilerinin kritik seviyelerde seyrettiğini aktardı. Net sıfıra ulaşmak için gerekli teknolojilerin kullanımının her geçen gün arttığına dikkati çeken Kempton, 'Schneider Electric'in sunduğu dijital çözümler sayesinde halihazırda kullanılan binalara kıyasla yıllık 10 kat daha az karbon emisyonu üretmek mümkün. Özellikle binaların kullanım aşamalarında gerçekleşen CO2 salınımlarını yüzde 66'ya varan azalma sayesinde net sıfır hedefine ulaşmak her zamankinden daha kolay.' ifadelerini kullandı.

Ürettiği lastiklerin %70’ini 90 ülkeye ihraç ediyor Haber

Ürettiği lastiklerin %70’ini 90 ülkeye ihraç ediyor

Kanık Şirketler Grubu bünyesinde 1991 yılında kurulan Özka Lastik’in yolculuğu, bugün günlük 220 tonla üretim yapan ve ürünlerinin yüzde 70’ini dünyada 90’dan fazla ülkeye ihraç eden bir marka hikayesine dönüştü. Özka Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Kanık’ın Dünya’nın sorularına verdiği yanıtlar şöyle oldu: Özka zirai ve iş makinaları sektörü için lastik üretiminde teknolojik olarak nerede duruyor? Dünyada dev lastik markaları ile rekabet halinde olan yüzde 100 yerli ve milli marka Özka Lastik, her geçen yıl artan üretim kapasitesi ve sahip olduğu teknoloji ve insan kaynağı ile bugün Türkiye’nin sanayi devleri arasında yer alıyor.Özka Lastik olarak Türkiye’de zirai ve iş makinası lastiklerine yönelik değişim pazarında yüzde 4’ın üzerindeki pazar payı ile lider konumundayız. Toplam bin 500 kişilik istihdam ve 40 kişilik Arge mühendisi kadrosu ile ürün geliştirme ve üretim faaliyetlerimizi her geçen yıl artırarak sürdürüyoruz. Günlük üretim 350 tona çıkacak  700’den fazla ürün çeşidine ve günlük 220 ton üretim kapasitesine sahibiz. 2022 yılında 30 milyon dolar tutarındaki yatırımımızla 220 tona çıkan üretim kapasitemiz 2023 yılında dolgu forklift lastiği ve tam çelik radyal iş makinası lastiği alanında yaptığımız ek 30 milyon dolarlık yatırımla beraber günlük 260 ton seviyesine çıkacaktır. 60 milyon dolarlık yatırımla beraber 2025 yılında hedefimiz ise günlük üretim kapasitemizi 350 tona yükseltmek olacak. 2024 yılında Arge Merkezimizi 3 milyon euroluk bir yatırımla 1.000 metrekarelik alana taşıyarak yeni laboratuvar ve test ekipmanlarımızla beraber genişletmeyi hedefliyoruz. Özka’nın milli ve yerli şirket olma özelliğinden yola çıkarak küresel oyuncularla rekabetini nasıl değerlendiriyorsunuz? 1991 yılında kurulan şirketimiz 2005 yılında günlük 15 ton lastik üretimine ulaştı. Bugün ise günlük 220 tonla üretim yapan ve ürünlerinin yüzde 70’ ini dünyada 90’dan fazla ülkeye ihraç eden bir marka hikayesine dönüştü. Özka’nın en çok ihracat gerçekleştirdiği ülkeler arasında ABD, Almanya, İtalya, İspanya, Polonya, Rusya, İngiltere, Fransa, Romanya, Sırbistan, Mısır, Fas, Cezayir ve Tunus yer alıyor. Markamızın dünyanın dev markaları ile rekabet ettiğini ve ağır rekabet koşullarına rağmen dünyada girdiği bazı pazarlarda lider olduğunu, bazı pazarlarda ilk 3 markadan biri olduğunu, bazılarında ise hızlı bir yükseliş ivmesi yakaladığını görmek oldukça gurur verici. Yerli ve milli olan şirketimizin dünya pazarlarında kabul görmesi, sevilmesi ve tercih edilir olmasının arkasında çalışanlarımızın gösterdiği büyük emek ve özveri var. Global pazardaki bu rekabet koşullarında, sektörümüzde önemli bir yer edinmiş olmamızı zirai ve iş makinası alanındaki odaklı stratejimizin bir sonucu olarak görüyorum. Bu başarılı yolculukta ürün kalitemizin ve ürün çeşitliliğimizin, esnek üretim kabiliyetimizin yanısıra pazarı iyi analiz eden bir marka olarak doğru konumlandırmalarımızın çok önemli olduğuna inanıyorum. 700'den fazla ürün çeşidi  Özka’nın kendi üretim alanında geniş bir ürün gamı bulunuyor. Bu konuda ne tür bilgiler verebilirsiniz?   Kendi alanımızda yani zirai ve iş makinası lastikleri alanında 700’den fazla ürün çeşidimiz bulunuyor. Radyal ve konvansiyonel lastik ürün gamımızla beraber müşterilerimize farklı teknolojilerde üretilmiş ürün çeşitleri sunuyoruz. Dış lastik ürün gamımızda radyal traktör (ön-arka) lastikleri, radyal römork lastikleri, radyal iş makinası lastikleri ve konvansiyonel grupta traktör ön, traktör arka, römork, biçerdöver, bahçe-tarla, yol yapım makinaları, endüstriyel hafriyat, forklift, kamyonet-minibüs lastikleri ve askeri lastikler yer alıyor. 2023 yılı sonunda realize olacak yatırımımızla beraber ürün gamımızı dolgu forklift lastikleri ve tam çelik radyal iş makinası lastikleri ile daha da genişletmiş olacağız. Değişim pazarı ağırlıkta olmak üzere yoğun olarak özel sektöre satış gerçekleştiriyoruz; fakat kamuya sağladığımız ürünlerimiz de oluyor. 2023 yılı üretim,satış ve ihracat rakamları ve 2025 gibi yakın dönem hedefler konusunda bilgi verebilir misiniz?  220 tonluk günlük üretim kapasitemizin olduğu 2023 yılını; 130 milyon doları ihracat olmak üzere toplam yaklaşık 4.5 milyar TL satış cirosu ile kapatmayı hedefliyoruz. 2025 yılı hedefimiz yüzde 60 seviyelerinde bir büyüme oranına ulaşmak olacak. Sürdürülebilirlik konusunda neler yapıyorsunuz? 2006 yılında gönüllü olarak Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne (UN Global Compact) imza atmış olan şirketlerden biriyiz. Ar-Ge Merkezi çalışmalarında ürünün çevreye olan etkisini en önemli kriterlerden biri olarak değerlendiriyoruz. Kullanılan kimyasallar REACH tüzüğüne uygun seçiliyor ve yeni ürün tasarımı proses esnasında minimum atık çıkartacak şekilde yapılıyor. Diğer yandan tasarladığımız ve ürettiğimiz radyal lastiklerimizin sunduğu yüksek performans ve yakıt tasarrufu, enerji tüketimi ve sürdürülebilirlik konusunda da katkı sağlıyor. Buna ek olarak proses kaynaklı (ürün kökenli) sıfır atık hedefi ile ilerliyoruz. Birçok lastik üreticisinden farklı olarak atık (kauçuk) geri dönüşüm lisansına da sahibiz. Proses esnasında ortaya çıkan kauçuk kökenli hurdaları proseste tekrar değerlendiriyoruz. Özka Ar-Ge Merkezi tarafından yapılan çalışmalar ile prosesten çıkan atık yağlar da proseste tekrar kullanılabilir hale getirilmektedir. En kritik projelerimizden biri ise güneş enerjisi yatırımımızdır. Yaptığımız bu yatırım ile 2024 yılının ikinci çeyreğinde grup şirketlerimizin enerji ihtiyacını karşılayacak seviyeye gelmeyi planlıyoruz. Soğuk kaplama lastik üretimiyle % 50 tasarruf Soğuk lastik pazarında Özka’nın rolünü ve konumunu aktarabilir misiniz? Sürdürülebilirlik stratejilerimiz çerçevesinde ürün gamımızda ekonomik ve çevreci çözümler de sunuyoruz. Özka Lastik, lastiklerin sırt kısımlarının önceden pişirilmiş sırt desenli kauçukla yenilenmesini ifade eden ve lastiğin daha uzun süre kullanımını amaçlayan soğuk kaplama pazarındaki ürün gamını da sürekli genişletiyor. Soğuk kaplama kategorisinde premium segmentte ve ekonomik segmentte ürettiğimiz kaplama çözümlerimizin yanı sıra geçtiğimiz aylarda kalite segmentinde konumlandırdığımız Pagos markamızın lansmanı yapmış bulunuyoruz. Soğuk kaplama lastiklerimiz, birinci ömrünü tamamlayan lastiğe yeniden hayat vererek yüksek kilometre performansı sunuyor. Sürdürülebilirlik anlamında önem taşıyan soğuk kaplama tekniğiyle lastiğe minimum iki ekstra kullanım ömrü kazandırılarak yüzde 50 oranında hammadde tasarrufu sağlanıyor. Soğuk kaplama lastiği pazarında da 4 bin tonluk yıllık üretim kapasitemiz ve 140 satış noktası ile yüzde 25’lik pazar payına sahip olarak lider konumdayız.

Pegasus’tan sürdürülebilirlik kapsamında yeni uygulama Haber

Pegasus’tan sürdürülebilirlik kapsamında yeni uygulama

"Rotamız Birlikte Daha İyi Bir Gelecek" diyen Pegasus Hava Yolları; iklim teknolojisi şirketi CHOOOSE ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında, misafirlerine uçuşlarından kaynaklanan karbondioksit (CO2) emisyonlarını dengeleme imkânı sunduğunu duyurdu. Pegasus Hava Yolları; Norveç merkezli iklim teknolojisi şirketi CHOOOSE ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında, misafirlerine uçuşlarından kaynaklanan karbon emisyonlarını dengeleme imkânı sunduğu yeni iklim programını başlattı. Yapılan açıklamaya göre, havayolu şirketinin internet sitesinden bilet alan yolcular; biletleme teyit sayfası üzerinden verilen bağlantıyla, CHOOOSE tarafından geliştirilen bir hesaplayıcı desteğiyle, uçuşlarının karbondioksit (CO2) emisyonu etkisini hesaplayabiliyor ve doğrulanmış iklim çözümlerini destekleyerek uçuşlarından kaynaklanan emisyonlarını dengeleyebiliyor. Böylelikle kendi uçuşlarından kaynaklanan karbon ayak izi hakkında harekete geçerek, sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) dahil olmak üzere dünya çapında iklim eylemini ilerleten projelere katkıda bulunabiliyorlar. Havacılığın sürdürülebilirlik hedeflerini içtenlikle destekleyen çalışmalar gerçekleştirdiklerini dile getiren Pegasus Hava Yolları CEO’su Güliz Öztürk, “Şirket olarak, sürdürülebilirlik adına önemli bir adım daha atmış olmaktan son derece mutluyuz. İklim eylemi konusunda, 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşmayı taahhüt ettik. Birim yolcu kilometre başına düşen uçuş kaynaklı karbon emisyonlarını 2030’a kadar 2019’a kıyasla yüzde 20 azaltmayı amaçlayan emisyon yoğunluğu hedefimiz aracılığıyla bu taahhüdümüzü daha da güçlendirdik. Hedeflerimiz, operasyonlarımızda ve kullandığımız altyapıda önemli azaltma eylemleri gerektirecek. Bunlarla ilgili farklı başlıkta çalışmalarımızı yürütüyoruz. Hava yoluyla seyahat eden misafirlerimizin kendi seyahatleri açısından eyleme geçebilmek için farklı fırsatlardan yararlanmaya yönelik beklentisi olduğunu biliyoruz. Biz de sürdürülebilirlik söz konusu olduğunda, tüm ekosistemin birlikte hareket etmesi gerektiğine, dolayısıyla iş birlikçi eyleme yürekten inanıyoruz. Bu nedenle, misafirlerimizi seyahat ederken iklim eylemine katkıda bulunmaya teşvik etmek amacıyla ek bir platform oluşturmak istedik. Bu yeniliği CHOOOSE ile iş birliği içerisinde hayata geçirmekten dolayı memnunuz. Bu programın, sürdürülebilirlik çabalarımızla ilgili olarak misafirlerimizle daha çok etkileşim kurmamız için bize daha fazla fırsat sağlayacağını umuyoruz” dedi. CHOOOSE CEO'su Andreas Slettvoll ise “Pegasus Hava Yolları ile iş birliği yapmaktan ve yolcularının iklim eylemine katkı sağlamalarına yardımcı olmaktan gurur duyuyoruz. Giderek daha fazla insan, emisyonlarını anlamak ve bunların iklim etkisine yönelik çözümler bulmak istiyor. Şirket olarak iklim eylemini Türkiye ve ötesindeki gezginler için daha erişilebilir hale getirmekten heyecan duyuyoruz.” dedi. Sürdürülebilirliği şirket kültürünün önemli bir parçası haline getirmeyi stratejik bir öncelik olarak belirleyen hava yolu şirketi, “Rotamız Sürdürülebilir bir Gelecek” sloganıyla birçok anlamlı girişimi ve çalışmayı hayata geçiriyor. Çevresel hedefler kapsamında yol haritasının temel kilometre taşlarını Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) ile birlikte verdiği “2050’ye kadar Net Sıfır Karbon Emisyonu” taahhüdü ve bu taahhüdü pekiştirmek amacıyla belirlediği 2030 ara dönem karbon emisyon azaltım hedefi oluşturan şirket; filonun gençleştirilmesi, yakıt tasarrufu sağlayan düşük emisyonlu uçak modellerine yatırım yapılması, uçaklarda ağırlık azaltma çalışmaları, rota optimizasyonu gibi operasyonel tedbirlerle sürecin kaynağında emisyon azaltma çalışmaları da gerçekleştiriyor. Özellikle Türkiye’de sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) üretimi için paydaşlarla çalışmalarını sürdürürken, operasyonlarında SAF kullanımını artırmaya devam ediyor.

Fraport TAV Avrupa ve Dünya’da sayılı havalimanı Haber

Fraport TAV Avrupa ve Dünya’da sayılı havalimanı

Fraport TAV Hakkında: Fraport AG ve TAV Havalimanları Holding ortaklığı ile kurulan Fraport TAV Antalya Havalimanı I. ve II. Dış Hatlar Terminali, İç Hatlar Terminali ve CIP Terminali ve Mütemmimleri’ni işletiyor.  Fraport TAV uluslararası standartlarda sunduğu yüksek kalitede hizmet, teknolojiye yaptığı yatırım, eğitimli ve kalifiye personelinin yanı sıra iş ortaklarıyla kurduğu güçlü ve uzun vadeli ilişkiler sayesinde sektörde etkin bir konuma sahip. Fraport TAV, hizmet verdiği uçak ve yolcu sayısı bakımından 2022 yılında Avrupa’da ilk 10. sırada yer aldı. Fraport TAV, ülkemiz ekonomisine yarattığı katma değer ile Antalya’da en büyük kurumsal şirketlerden biri. Havaalanı Karbon Akreditasyonu Nedir? Fraport TAV Antalya Havalimanı Çevresel Sürdürülebilirlik Stratejisi kapsamında, Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI) tarafından 2009 yılında başlatılan Havaalanı Karbon Akreditasyonu (ACA) programını etkin bir şekilde uygulayarak gerek faaliyetlerden gerekse paydaşlarından dolayı ortaya çıkan sera gazı emisyonlarının azaltılması için yoğun çaba sarf ediyor. 2023 yılı Ağustos ayı itibarıyla söz konusu programa dünyada 90 ülkeden toplam yolcu trafiğinin %44.0’nı karşılayan 516 havalimanı katıldı. (kaynak: ACA resmi web sitesi).  Fraport TAV, ACA programını hızlıca hayata uygulayarak 2015 yılında en üst düzey olan Seviye 3+ “Neutrality” sertifikasını aldı. Halen bu seviyede tüm program şartlarını uygulayarak yeniden akredite ediliyor. Bu belge, kuruluşun faaliyetlerinden dolayı ortaya çıkan karbon emisyonunu her yıl azaltmayı başardığını, iş ortaklarının emisyonlarını azaltmasını desteklediğini ve geri kalan emisyonu dengelediğini ifade etmektedir. Dünyada bu belgeye sahip yalnızca 45 havalimanı bulunmaktadır. Fraport TAV, programa katılımından bu yana kendi faaliyetlerinden kaynaklanan tCO2e salınımını düşürmenin yanı sıra iş ortaklarının da CO2e emisyonlarını azaltmaları için önemli iş birlikleri yapmaktadır. Sosyal sorumluluk projeleri, yenilenebilir kaynaklardan enerji temini, teknolojik sistemlerin kullanımı, enerji tasarruf projeleri, hızlı dijitalleşme, atıkların geri dönüşümü ve yeni yutak alanları yaratma çalışmaları bu kapsamda sayılabilecek en önemli konulardan bazılarıdır.  Fraport TAV, 2011-2022 yılları arasında 145,569 tCO2e Kapsam 3 emisyonunun atmosfere salınması önlenmiştir. Ayrıca 2015-2022 yılları arasında kendi faaliyetlerinden ortaya çıkan Kapsam 1 ve Kapsam 2 toplam 117.849 tCO2e karşılığına eşit “karbon dengeleme” yapmıştır. 2022 yılı Kapsam 2 emisyonu için son yıllarda yaygınlaşan “I-REC” sertifikası temin edilerek ülkemizdeki yenilenebilir enerji üretimine yatırım yapılmıştır. Bu verileri daha somut sayısal verilerle anlatırsak; dengeleme yapılan miktar yaklaşık 29.069 aracın bir yıl süre ile trafikten uzaklaştırılması anlamına gelmektedir (kaynak: ACA resmi web sitesi). Başka bir kıyasla 305.000.000 kWh’a eşit elektrik tüketiminin neden olduğu karbon emisyonu olarak ifade edilebilir. Bu miktar ise yaklaşık 99.478 hanenin yıllık elektrik tüketimi eşdeğerinde emisyonu uzaklaştırmak demektir (kaynak: TEİAŞ, hane 3.036 kWh).

Türkiye turizmde dümeni ‘sürdürülebilirliğe’ çevirdi Haber

Türkiye turizmde dümeni ‘sürdürülebilirliğe’ çevirdi

Türkiye’de İş Dünyası dergisi, Temmuz sayısında kaleme aldığı turizm konusunu ön plana çıkarmak için düzenlediği lansmanda sektörün ileri gelen isimlerini aynı masada topladı. Toplantıda ‘Türkiye’nin sürdürülebilir turizme geçtiğinin’ altı çizildi. Yaza ‘turizm’ konusuyla sayfa açan Türkiye'de İş Dünyası dergisi, konunun güncelliğini artırmak ve turizm fırsatlarının ekonomiye katkısını masaya yatırmak amacıyla İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç’in ev sahipliğinde, turizmin önde gelen isimlerini bir araya getirdi. Dünya Ticaret Merkezi’nde gerçekleşen lansmanda sektör liderleri piyasadaki eksikleri ve iyileştirme çalışmalarını masaya yatırdı. Derginin Genel Yayın Yönetmeni Celal Toprak, buluşmanın açılış konuşmasını yaparak şu konulara değindi: “Dergimizin bu sayısı hazır yaz ayına girmişken turizm ağırlıklı olsun dedik. Keza temmuz tatil ayı ve bunu da ona göre değerlendirmek istedik. Hatta bu tatil dönemine tepki çekmek için ‘çok iş az tatil’ diye bir köşe yazısı da yazdım. Dergimizin son sayısında o bölümü de okumanızı tavsiye ederim. Bugün turizmci dostlarımızı bir araya getirip sohbet edelim, sektörün sorunlarını hep beraber tartışarak çözüm bulalım istedik. Bize destek verdiğiniz ve kırmayıp geldiğiniz için hepinize ayrı ayrı çok teşekkür ediyoruz. Ayrıca bugün bize ev sahipliği yapan İstanbul Ticaret Odası’na da ayrıca teşekkürlerimizi sunuyoruz.” “36 uluslararası kongre şehrimizde gerçekleşecek” Türkiye’de İş Dünyası dergisinin 20’nci sayısında ‘Kapak Söyleşi’ bölümünde kongre turizmiyle öne çıkan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İTO olarak İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu vasıtasıyla kongre turizmini şehrimizde artıracak çalışmalara ağırlık verdik. Bu alanda İstanbul’un büyük bir sıçrama yapmasına katkı sağladık. Sözgelimi 2022’de İstanbul’da katılımcı sayıları 300 ile 5 bin arasında değişen 58 uluslararası kongre ve toplantı organize edildi. 2023’de ise İstanbul’a kazandırdığımız ve destek verdiğimiz, katılımcı sayıları 300 ile 25 bin arasında değişen 36 uluslararası kongre şehrimizde gerçekleşecek” diye konuştu. İstanbul’un kongre turizmi sıralamasında 2022 yılında dünya genelinde 23’üncü sırada ve Avrupa şehirleri arasında 20’nci sırada olduğunu söyleyen İTO Başkanı, “Bu konuda turizmci dostlarımız kadar gazeteci dostlarımıza da büyük görevler düşüyor. İnanıyorum ki, pandemi sonrasında yaptığımız çıkışın en güçlüsünü turizmde yapmayı sürdüreceğiz. Verilerin de ortaya koyduğu gibi, kongre turizmindeki çıkışımız ve yükselişimiz, umuyorum çok daha büyük olacaktır” dedi. “Türkiye dünya ülkeleriyle yarışır hale geldi” Sektörü hareket ettirmede önemli rolü olan Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, “Uzun yıllar sonra Türkiye ilk defa gastronomi ve turizmde dünya ülkeleriyle yarışır hale geldi. Artık Türkiye'de Michelin Yıldızlı restoranlar bulunuyor. Dünya genelinde gastronomi konusunda Türkiye’den de çok fazla söz edilmeye başlandı. Maliyetlerin yükselmesi, fiyatlarımızın yukarı doğru çıkması gastronomi ve konaklama sektöründe hafif de olsa bir eğim oluşturdu. Bu alanlarda ilerleyen zamanlarda fiyatlarımız da oturunca daha da iyi bir duruma geleceğiz. İstanbul’da şu an yaklaşık olarak 3 bin otel var. Ancak ne yazık ki Mardin’de ve benzeri şehirlerde sayılı oteller bulunuyor. Biz yatırımcılara İstanbul çok dolduğu için Mardin veya ülkemizin başka şehirlerinde otel ihtiyacı olan yerlere yatırım daveti yapıyoruz çünkü kapasite ile ilgili büyük şehirlerimizde bir sorun yok” dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un turizmde sürdürülebilirlik adımlarına hatırlatma yapan Eresin, “Turizm Bakanlığı’nın Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi (GSTC) sertifikasyon programı hem dünyada hem de Türkiye’de akredite olmuştur. Bu yıl sonuna kadar söz konusu sürdürülebilirlik belgesini almayan otellerin turizm işletme belgeleri iptal edilecektir. Böylece sürdürülebilirlik alanına Paris Anlaşması gereği ilk olarak konaklama tesislerinden başlamış oluyoruz” diye konuştu. “Trafik ve taksi sorunu çözülmeli” Dedeman Hotels ve International Yönetim Kurulu Başkanı Banu Dedeman, böyle bir organizasyonda bulunmaktan ötürü mutlu olduğunu dile getirerek şöyle konuştu: “Öncelikle biz turizmcileri bugün bir araya toplayan dergi ekibine ve ev sahipliğinden ötürü İstanbul Ticaret Odası’na çok teşekkür ediyoruz. İstanbul hepimizin göz bebeği ancak trafik ve taksi konusunda hepimizin sancıları var. Bu konuda İstanbul’un bir an önce çözüme ihtiyacı var. Şu anda güzel gelişmeler var ancak yetkililerin daha kapsamlı çalışma yürütmesi gerekiyor.” Turizmde ilerlemenin önündeki en büyük engelin yaşanması muhtemel depremler olduğuna işaret eden Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sungur Bursa ise şu noktalara dikkat çekti: “Olası İstanbul depremi turizmde sürdürülebilirlik için büyük risk taşıyor. Bu anlamda yapılması gerekenler bir paket haline getirilmeli ve bu konuda ayrıca çalışılmalıdır. Çünkü deprem öncesinde harcanan 1 Dolar deprem sonrası oluşacak olan 12 dolarlık hasarın önüme geçer.” Nalia Karadeniz Mutfağı Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Tarakçı, turizmdeki temel sorunun statik, estetik ve etikten kaynaklandığını söyleyerek şöyle konuştu: “Her sektörün farklı normları var. Ama bizim insan kaynağı olmadan normları yerine getirmemiz mümkün değil. Dolayısıyla 70 milyon nüfusu olan ülkede 8 milyon üniversite öğrencisinin olması bu normları yerine getirmemize engel. Her şeyden önce bu durumun, üniversite kat sayılarının ve ara eleman kadrolarının düzelmesi gerek. Estetik, statik ve etiği yerine getirebilmemiz için işe önce eğitimden başlamamız gerek. Eğer bu başlıkların statiğini oluşturamazsak gelecekte bu konuların hiçbirinden başarılı olamayız.”

IC Holding Sürdürülebilirlik Günü Gelişimin Etkisi temasıyla gerçekleşti Haber

IC Holding Sürdürülebilirlik Günü Gelişimin Etkisi temasıyla gerçekleşti

IC İbrahim Çeçen Yatırım Holding (IC Holding), merkezileştirdiği sürdürülebilirlik yönetim sistemi ve oluşturduğu Gelişimin Etkisi sürdürülebilirlik stratejisini, IC Holding Sürdürülebilirlik Günü’nde iç ve dış paydaşlarına anlattı. Holdingden yapılan açıklamaya göre, IC Sürdürülebilirlik Takımı’nın 18 hafta süren sertifika programını, mezuniyet projelerini sunarak tamamladığı etkinlikte, sürdürülebilirliğin önemli isimleri Ülkemizin Sürdürülebilirlik Dönüşümü ve Sürdürülebilir Kalkınma İçin İş Birliği panelinde buluştu. IC Holding Üst Yöneticisi (CEO) Murad Bayar ve Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa’nın açılış konuşmaları ile başlayan etkinlik, Sürdürülebilirlik İletişimcisi Sertaç Doğanay’ın sunumunun ardından İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Konca Çalkıvik, Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Semra Sevinç, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası sürdürülebilirlik danışmanlığı şirketi Escarus Direktörü Dora Üreten ve TANAP Kalite, İSG ve Çevre Direktörü Fatih Erdem’in katılımı ile gerçekleşti. IC Holding’in 50 gönüllü çalışanının katılımı ile kurulan ve holdingin eğitim platformu IC Akademi ile Sürdürülebilirlik Akademisi iş birliğinde hazırlanan sertifika programıyla uzmanlık kazanan IC Sürdürülebilirlik Takımı, mezuniyet projelerini sunarak sertifikalarını aldı. 12 farklı konuda 18 hafta süren toplam 40 saatlik bir eğitim alan Sürdürülebilirlik Takımı, holdingin sürdürülebilirlik çalışmalarının gelecek 10 yılını şekillendirecek ve vizyonuna liderlik edecek. IC Holding Sürdürülebilirlik Günü, IC Sürdürülebilirlik Takımının 10 farklı mezuniyet projesini sunması ve sertifika töreninin ardından “Artı 1 by IC Hilton Bomonti'nin özel çalışanlarının dans gösterisi ile sonlandı. Açıklamada görüşlerine yer verilen IC Holding Üst Yöneticisi (CEO) Murad Bayar, faaliyet gösterdikleri sektörlerde kalıcı bir başarı hedefleyen şirketler için sürdürülebilirlik dönüşümünün kaçınılmaz olduğunu belirtti. Bayar, şunları kaydetti: 'Birkaç yıl öncesine kadar çoğumuz için bir sosyal sorumluluk projesi anlamına gelen sürdürülebilirlik, bugün işimizin odağına nasıl alabileceğimizi tartıştığımız bir kavram oldu. Biz de IC Holding olarak görev ve sorumluluklarımızın farkındalığıyla adımlarımızı atıyoruz. Sürdürülebilirlik yönetim sistemimizi kurduğumuz, sürdürülebilirilik raporumuzu yayınladığımız ve 1,5 yıl gibi kısa bir süre içerisinde dopdolu bir içeriğe sahip böyle bir etkinliğe ev sahipliği yaptığımız için mutluluk duyuyorum. Sosyal yatırımlarımıza IC İbrahim Çeçen Vakfı ile başta üniversite öğrencilerine eğitim bursu olmak üzere spor, çevre ve kültürel gelişim gibi çeşitli konularda projeler geliştirerek devam edeceğiz.' Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa ise sürdürülebilirlik çalışmalarının kurum için marka yapılanması, daha nitelikli insanların istihdam edilmesi, çalışanların daha mutlu ve verimli olmasında katkısı olacağına inandığını belirterek, sürdürülebilirliğin sadece yapılan işin sürdürülebilirliği değil, aynı zamanda şirketin, Türkiye'nin, insanlığın sürdürülebilirliği olduğunu ifade etti. İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Konca Çalkıvik de Paris Anlaşması’nın 1,5 derece hedefinden çok uzakta olunduğunu kaydederek, şirketlerin iş yapış biçimlerini ve stratejilerini iklim krizini dikkate alarak dönüştürmesi gerektiğini belirtti. İş dünyasının dönüştürücü gücüne dikkat çeken Çalkıvik, şirketlerin, net sıfır emisyona ulaşmak, doğa-pozitif olmak eşitsizliklerin azaltılması ve adil bir topluma katkıda bulunmak için iddialı stratejiler ve değer zincirlerini dahil edecek eylemleri uygulaması gerektiğini vurguladı. Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Semra Sevinç ise, 'Bugün içinde bulunduğumuz dünya eşitsizlikler ve krizler dünyası. Şirketlerin de tüm krizleri yönetmeleri ve aynı zamanda büyümeye devam etmeleri gerekiyor. İşte bu noktada şirketlerin misyon, vizyon ve iş yapış şekillerini değiştirerek “İyi Büyüme”ye odaklanması gerekiyor.' ifadelerini kullandı. Escarus Direktörü Dora Üreten sürdürülebilir kalkınma için sektörel iş birliklerinin konvansiyonel iş birliklerinden ayrıştığı noktalar hakkında bilgi verdi. TANAP Kalite, İSG ve Çevre Direktörü Fatih Erdem ise enerji sektöründe sürdürülebilirlik yönetimi ve hayata geçirdikleri projelerle ilgili deneyimlerini paylaştı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.