Hava Durumu

#Tarihi Eser

TOURISMJOURNAL - Tarihi Eser haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarihi Eser haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Fransa'da yakalanan 8 bin 659 tarihi eser Türkiye’ye iade edilecek Haber

Fransa'da yakalanan 8 bin 659 tarihi eser Türkiye’ye iade edilecek

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Fransa'da yakalanan 8 bin 659 tarihi eserin Türkiye’ye iade edileceğini açıkladı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Her şey Avusturya'da bir müzayede firmasında satışa çıkan Anadolu kökenli çok sayıda sikkenin Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığımızca 2019 yılında tespit edilmesiyle başladı. Avusturya'da başlatılan inceleme Fransa'ya bağlandı. Fransız kolluk kuvvetleri ülkemizden yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılan bu eserleri pazarlayan kişilere karşı geniş kapsamlı ve örnek bir soruşturma başlattı. Bu sırada Türk polisi tarafından gerçekleştirilen ve dünyada büyük yankı uyandıran Anadolu ve Miras Operasyonu ile bu eserleri kaçıran suç şebekesinin Türkiye ayağı çökertildi. Dünya Gümrük Örgütü ülkeler arasındaki koordinasyonu sağlayarak bilgi akışını güçlendirdi. Tüm bu çabalarının sonucunda Fransız Gümrük ve İstihbarat Birimi tarafından aralarında sikke ve yazıtların da bulunduğu 8 bin 659 eser yakalandı. Başta Fransa Gümrük ve İstihbarat Birimi ile İçişleri Bakanlığımız Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı olmak üzere, Bulgaristan, Almanya, Avusturya ve Dünya Gümrük Örgütü yetkililerine, Ticaret Bakanlığı Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğüne, Adalet Bakanlığına, Dışişleri Bakanlığına ve tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi.

Ayasofya Müzesi: Bin Yıllık Mimaride Zaman Yolculuğu Haber

Ayasofya Müzesi: Bin Yıllık Mimaride Zaman Yolculuğu

İstanbul'un sembolü olan meşhur Ayasofya Müzesi, aslında Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 532-537 yılları arasında İstanbul'un tam kalbine inşa ettirilmiş, bazilika planlı bir patrik katedrali iken, 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra II. Mehmed tarafından camiye dönüştürülmüş muhteşem bir yapı. Alaüddin'in baş mimarlığında inşa edilmiş ve zaman içerisinde Davud Ağa, Mimar Sinan, Sarkis Balyan, Acem Ali gibi isimlerin de katkıda bulunduğu bu saray, Osmanlı Sultanlarının ikametgâhı, devletin yönetim ve eğitim merkezi olarak kullanılıyormuş. Zamanla içeriye eklenen bazı ilavelerle birlikte zengin bir koleksiyona sahip olan Topkapı Sarayı Müzesi'nin içindeki, her bir bölüm ayrı bir güzel. Kubbeli bazilika tipinde, kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem özellikleriyle de mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olan yapı, hristiyanlar için hem sembolik hem eksen mânada, fazlasıyla turistik ve çekici bir merkez.  482 yıl cami olarak kullanıldıktan sonra, Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1934 yılında yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile müzeye dönüştürülmüş ve ziyarete açılmış olan bu muhteşem yapı, o günden beri gören herkese tarihi bir şölen yaşatıyor. Ayasofya, Bizans İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerine ait tarihi eserleri bünyesinde barındırdığı için, en çok ziyaret edilen müzeler arasında yer alıyor. Müze, sanat ve mimarlık tarihi bakımından o kadar büyük bir öneme sahip ki, dünyanın 8. harikası olarak gösteriliyor. Tonlarca altının kullanıldığı Ayasofya mozaiklerinin yapımında altının yanı sıra, gümüş, renkli cam, pişmiş toprak ve renkli mermer gibi taş parçaları kullanılmış, 726’da III. Leo’nun tüm ikonaların yok edilmesi emriyle, tüm ikona ve heykeller Ayasofya’dan kaldırılmış. Dolayısıyla, Ayasofya’da günümüzde görülen surat tasvirleri içeren mozaiklerin hepsi, aslında ikonoklazm dönemi sonrasında yapılmış. Kilise camiye dönüştürüldükten sonra insan figürleri içerenlerin bir kısmı ile ince bir sıvayla kaplanmış ve yüzyıllarca sıva altında kalan mozaikler de bu sayede doğal ve yapay tahribattan kurtulabilmiş. Avluya çıkıldığında görünen şadırvan, I. Mahmud döneminde erkeklerin abdesti için eklenmiş. Sol taraftaki kapı ise, II. Selim’in, III. Murad’ın, III. Mehmed’in, Sultan Mustafa’nın, Sultan İbrahim’in ve şehzadelerin türbelerine açılmakta. Bu türbelerden birinde yürütülen restorasyon çalışmalarının sonucunda ise, bilinen en büyük boyutlu, Bizans döneminin 6. yüzyıl öncesi erken Hristiyanlık dönemine ait vaftiz havuzu ortaya çıkarılmış. Avludaki hem taş hem tuğla kullanılarak inşa edilmiş olan yapı ise çocukların Kur'an eğitimi için, Osmanlı döneminde eklenmiş. Bu unutulmaz tarihe ve mimariye şahit olmak isteyen tüm sanat ve tarihseverleri, Ayasofya'nın büyüleyici dünyasını keşfetmeye davet ediyoruz.

ABD'den getirilen "tetrarkh heykel başı" yeniden gövdesiyle buluştu Haber

ABD'den getirilen "tetrarkh heykel başı" yeniden gövdesiyle buluştu

Kültür ve Turizm Bakanlığının yürüttüğü çalışmalarla uzun süren davalar sonucu Türkiye'ye iade edilen Anadolu kökenli 12 tarihi eserden "tetrarkh başı"nın, Antalya Müzesi'ne getirilmesinin ardından vücuduyla birleştirilmesi için çalışma yapıldı. Vücuduyla birleştirilen tetrarkh başı, iade edilen diğer eserle beraber, yarın Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un katılımıyla yapılacak törenin ardından sergilenmeye başlanacak. "Önce temizlendi, sonra yıllardır ayrı durduğu vücuduyla birleşti" Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Yahya Coşkun, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Amerika'dan geldi, önce temizlendi, sonra yıllardır ayrı durduğu vücuduyla birleşti. İadesini sağladığımız 12 eserden biri, Perge kökenli tetrarkh başı. Yarınki törenle birlikte Antalya Müzemizde." ifadelerini kullandı. İade edilen tarihi eserler Burdur, Konya, Şanlıurfa, Çanakkale, Manisa, Antalya gibi Türkiye'nin farklı bölgelerine ait 12 tarihi eserin listesi şöyle: "Tunç boğa arabası (2 adet), Roma dönemi askeri diploma, Neolitik Hacılar Ana Tanrıça figürü, Urartu dönemi terakota vazo, Roma dönemi bronz büst taçlı erkek başı, Killia tipi mermer idol, Hydai Antik Kenti kökenli oinokhoe, Çatalhöyük kökenli taş heykelcik, Roma dönemi tetrarkh heykel başı, Perge Tiyatrosu'ndan heykel başı, Bubon bronz kol ve Septimius Severus heykeli."

Hatay'ın tarihi yapıları enkazından 300'e yakın eser kurtarıldı Haber

Hatay'ın tarihi yapıları enkazından 300'e yakın eser kurtarıldı

Hatay Kültür ve Turizm Bakanlığınca Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından değerli kültür varlıklarının kurtarılması için kurulan Afet Bölgesi Kazı Başkanlığı ekiplerinin tescilli yapıların enkazında başlattığı çalışmalar sürüyor. Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan başkanlığında, 9 üniversiteden 16 bilim insanı ve 21 öğrenci, cami, kilise, türbe, çeşme, hamam, mescit, kamu binası ve konutun da aralarında yer aldığı tarihi yapıların moloz yığınına dönüşen alanlarında titizlikle çalışıyor. Sanat tarihçileri, şimdiye kadar 21 kitabe, 13 ikona (dini içerikli resim), 185 dini kitap, 18 litürjik malzeme (ayinlerde sembolik anlamı olan eşya), yedişer el yazması mukaddes kitap ve süslemeli mimari parça, 6 seramik, ikişer kandil ve kapı tokmağı ile Osmanlı arması, haç, sikke ve ahşap kapı kanadının yer aldığı 300'e yakın nitelikli eseri enkazdan çıkarmayı başardı. Belgeleme, tasnif ve envanterleme işlemi yapılan eserler, geçici olarak oluşturulan kazı evi deposunda koruma altına alındı. Heyet, diğer tarihi yapıların enkazındaki eserleri kurtarmak için çalışmaya devam ediyor. "63 tescilli kültür varlığındaki çalışmalarımızı tamamladık" Afet Bölgesi Kazı Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan, AA muhabirine, Hatay'daki çok sayıda tarihi yapının depremler nedeniyle yıkıldığını anlattı. Tescilli kültür varlıklarındaki hasar durumuna ilişkin bilgi veren Arslan, "Yaklaşık 180 civarındaki tarihi yapıda maalesef hem tamamen enkaz haline gelmiş olanlar hem ağır hasar almış olanlar var. Bunların dışında orta hasarlı yapılar da bulunuyor. Hasar durumuna bakmaksızın tüm eserlerde çalışmamızı sürdürdük. Bugüne kadar 63 tescilli kültür varlığındaki çalışmalarımızı tamamladık. Nihayetinde 300'e yakın taşınabilir vaziyetteki kültür varlığı eserini enkazlardan çıkarmış olduk." diye konuştu. Arslan, tarihi yapıların enkazındaki tüm nitelikli malzemeleri kurtarmaya çalıştıklarını vurguladı. Hatay'ın eski günlerine kavuşması için ellerinden geleni yaptıklarını aktaran Arslan, şunları kaydetti: "Hedeflediğimiz ilk eserler arasında doğal olarak kitabeler var çünkü onlar hem bulundukları yapının nüfus cüzdanı hem de Hatay ve Antakya tarihi için önemli tarihi vesikalar. O yüzden her zaman ilk odak noktamız, yapıların giriş kapıları, taç kapıları, minareleri ve minberlerinde yer alan kitabeler oluyor. Bunun dışında sütun ve sütun başlıkları, ahşap kapılar, kapı kanatları ve tokmakları, litürjik malzeme ve kiliselerdeki ikonalar gibi her türlü eser bizim için kıymetli. Enkaz haline dönüşmüş kültür varlıklarımızdaki nitelikli malzemeleri teker teker çıkarıyoruz."

Bursa'daki tarihi eserler olası depreme karşı lazerle modelleniyor Haber

Bursa'daki tarihi eserler olası depreme karşı lazerle modelleniyor

Bursa Belediyeden yapılan açıklamaya göre, tarih boyunca yaşadığı büyük deprem ve yangın felaketleriyle önemli eserlerin tahrip olduğu Bursa'da, geçmişte yaşanan tecrübelerden çıkarılan dersle tüm ecdat emanetleri birebir ölçümlenip, modellenerek kayıt altına alınıyor. Çalışma ile bir tarihi eser tamamen yerle bir olsa da aynısını yeniden yapmak mümkün olacak. Bursa Büyükşehir Belediyesi Harita Şube Müdürlüğü ekipleri, 2015 yılında Türkiye'deki belediyelerde bir ilk olarak yersel lazer tarama cihazı ile ölçümlere başladı. Saniyede 50 bin nokta ölçebilen lazer ölçüm cihazı ile yapıların 3 boyutlu modeli çıkarılırken, Ulucami'de yapılan 2 milyar nokta ölçümü ile en kaba hata sadece 8 milimetre olarak tarihi yapının 3 boyutlu modeli oluşturuldu. Bugüne kadar Ulu Camii'nin yanı sıra Tarihi Saat Kulesi, Osman Gazi ve Orhan Gazi türbeleri, Yeşil Camii, Yeşil Türbe, Tarihi Belediye Binası, İznik Antik Roma Tiyatrosu, Çini Fırınları, Tolon Fabrikası, İznik Surları, İshakpaşa Külliyesi, Yıldırım Beyazıt Cami, 1. Murat Külliyesi, Bitinya Galerileri, Zindan Kapı gibi 100'ün üzerindeki tarihi eserin modellemesi yapılırken, milyarlarca noktanın üzerinde ölçüm gerçekleştirildi. Yapılan bu modellemeler sayesinde olası bir depremde zarar gören bir eser, aslına uygun olarak yeniden inşa edilebilecek. Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa'nın, Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi, Cumalıkızık ve Sultan Külliyeleri ile UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer aldığını, İznik'in de aday listede olduğunu anımsattı. Yok olmaya yüz tutmuş eserlerin restore edilerek ayağa kaldırılması kadar, bu eserlerin aslına uygun olarak geleceğe taşınmasının da büyük önem taşıdığını belirten Aktaş, birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve çağlar öncesinden günümüze pek çok tarihi yapıyı bünyesinde barındıran Bursa'nın da birinci derece deprem kuşağında yer aldığını hatırlattı. Bir taraftan şehri depreme karşı dirençli hale getirecek çalışmaları sürdürürken, diğer taraftan sahip oldukları kültürel mirası korumak için de yoğun çaba harcadıklarını vurgulayan Aktaş, şunları kaydetti: "Özellikle 1855 depreminde Bursa neredeyse yerle bir oldu. Birçok tarihi eser ya tahrip oldu ya da tamamen yıkılıp gitti. Yine 1958 yılındaki yangında tarihi kapalı çarşı kül oldu. 11 ilimizde büyük yıkım ve acılara neden olan asrın felaketinde de çok sayıda anıtsal eser yerle bir oldu. Yani bu tür felaketler her an olabilir. Bu noktada harita şubemizin yaptığı çalışma tarihe not düşülmesi bakımından çok önemli." Aktaş, bugüne kadar 100'ün üzerindeki eserin birebir modellemesinin yapıldığına dikkati çekerek, "Hedefimiz kentimizdeki gerek tarihi, gerekse mimari değeri olan tüm eserleri modellemek. Allah ülkemize bir daha böyle acılar yaşatmasın tabii ki ama olası bir felakete karşı konutlarımızdan anıtlarımıza kadar tüm yapılarımızı depreme dirençli hale getirmeye çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

ABD'de ele geçirilen 12 tarihi eser törenle Türk yetkililere iade edildi Haber

ABD'de ele geçirilen 12 tarihi eser törenle Türk yetkililere iade edildi

New York Uzun süren davalar sonucu Türkiye'ye verilmesi kararlaştırılan tarihi eserler, Manhattan Bölge Savcılığı ofisinde New York Başkonsolosu Reyhan Özgür ile Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin hazır bulunduğu törenle iade edildi. Başkonsolos Özgür, törende yaptığı konuşmada New York Bölge Savcısı Alvin Bragg ve İç Güvenlik Soruşturma Bürosu ajanlarına teşekkür etti. Özgür, "Kültürel ve tarihi eser kaçakçılığıyla mücadele alanında son yıllarda yakaladığımız işbirliğini takdirle karşılıyorum. Manhattan Bölge Savcılığı, İç Güvenlik Soruşturmaları ekibi ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında kurulan istikrarlı ve sorunsuz iletişimle verimli sonuçlar elde ediyoruz." diye konuştu. Tarihi eserler konusundaki ortak çalışmaların Türkiye ile ABD arasındaki işbirliğini güçlendirdiğini ifade eden Özgür, aynı zamanda kültürel varlıkların kaçakçılığıyla mücadele eden küresel toplum için de ilham kaynağı olduğunu dile getirdi. New York Bölge Savcısı yardımcıları Matthew Bogdanos ve Lisa DelPizzo da konuşmalarında, söz konusu tarihi eserlerin tespit edilip ait olduğu topraklara iade edilmesinden mutlu olduklarını, bu konuda Türkiye ile yakın çalışmaların devam edeceğini vurguladı. Eserlerin sergilendiği salonda yapılan konuşmalar sonrası Başkonsolos Özgür ve DelPizzo tarafından atılan imzalarla devir teslim işlemleri tamamlandı. Eserler bugün Türkiye'ye gönderiliyor New York Kültür Ataşeliği yetkilileri, Burdur, Konya, Şanlıurfa, Çanakkale, Manisa, Antalya ve Doğu Anadolu gibi Türkiye'nin farlı bölgelerine ait 12 değerli tarihi eserin bugün THY Kargo ile Türkiye'ye gönderileceğini belirtti. Yetkililer, iade edilen eserler arasında bulunan Burdur'un Boubon Antik Kenti'ne ait bronz Septimus Severus heykelinin ise ayrı bir öneme sahip olduğunu kaydetti. ABD'de ele geçirilerek Türk yetkililere teslim edilen tarihi eserlerin listesi şöyle: "Tunç boğa arabası (2 adet), Roma dönemi askeri diploma, Neolitik Hacılar Ana Tanrıça figürü, Urartu dönemi terakota vazo, Roma dönemi bronz büst taçlı erkek başı, Killia tipi mermer idol, Hydai Antik Kenti kökenli oinokhoe, Çatalhöyük kökenli taş heykelcik, Roma dönemi tetrarkh heykel başı, Perge Tiyatrosu'ndan heykel başı, Bubon bronz kol ve Septimius Severus heykeli."

Berlin'deki Bergama Sunağı'nın iadesini Almanya reddediyor Haber

Berlin'deki Bergama Sunağı'nın iadesini Almanya reddediyor

1870''lerde Türkiye'den Prusya'ya kaçırılan ve halihazırda Berlin'de sergilenen Bergama Sunağı'nın evine dönmesi için Ankara uzun süredir çaba sarf ediyor. Ancak Alman yetkililer iadeye yanaşmıyor. Son olarak Alman müsteşar Gomis bile eserin iade edilmesi gerektiğini söyledi. Ama Gomis'e ülkesinde tepki yağdı. ALMANYA'nın sömürgecilik döneminde bugünkü Nijerya'dan çalınan tarihi Benin bronz heykellerini iade etmesinden sonra Bergama Zeus Sunağı da gündeme geldi. İade önerisini Berlin Eyaleti Çeşitlilik ve Ayrımcılıkla Mücadeleden sorumlu Müsteşar Saraya Gomis getirdi. Gomis, Bergama Sunağı'nın yanı sıra Mısır'dan getirüen Nefertiti büstünün de ait oldukları ülkelere iade edilmesi gerektiğini belirtti ve "Ayrımcılık karşıtı bir bakış açısıyla şunu söylemek gerekir: Dünyanın diğer bölgelerinden gelen tüm kültürel ürünler bize ait değil, burada yasadışı olarak bulunuyorlar" dedi. Ancak müsteşarın bu talebi özellikle sosyal medyada büyük tepki çekti. Bergama Zeus Sunağı, günümüzde Bergama olarak andan antik Pergamon şehrinde Pergamon Krallığı'nı yöneten Attalos hanedanı tarafından M.Ö. 2. yüzydda yaptırılmış anıtsal, dinsel bir yapı. Bu görkemli yapının kahntdarı, 1870'li yıllarda Alman mühendisi Cari Humann tarafından, o zamanın Prusya'sma götürüldü. Günümüzde ise Berlin'de bulunan Pergamon (Bergama) Müzesi'nde sergileniyor. OSMANLI BAHANESİ  Almanya eserin ülkeden çıkışma ilişkin olarak Osmanlı ve Alman İmparatorlukları arasında 1878 tarihinde yapıdığı iddia edilen bir anlaşmayı öne sürüyor. Anlaşma da Osmanlı İmparatorluğumun 1874'te kabul ettiği Asârı Atîka Nizamnamesine dayanıyor. Nizamnamede, yapılacak kazı çalışmaları sonrasında bulunan eserlerin 3'te birinin kazı çalışmasını yapan ülkeye, 3'te birinin devlete ve 3'te birinin arazi sahibine devredddiği belirtiliyor. ANKARA'NIN HAMLELERİ Fakat son zamanlarda Bakanlık koordinatörlüğünde akademisyenlerce gerçekleştirden yeni araştırmalar neticesinde, 1878'de Pergamon ören yerinde kazı izni verden Cari Humann'm Zeus Sunağı'nı, yapdan anlaşma öncesinde Almanya'ya göndermiş olabileceği yönünde tespitlere ulaşıldı. Türkiye, Anadolu topraklarına ait olan sunağın iadesi için 1990'lı yıllardan itibaren yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu doğrultuda önce yoğun bir arşiv çalışmaları gerçekleştirdi. Birçok belgenin tercümesi yaparak, kamuoyu nezdinde gerçekleştirilen imza kampanyaları ile desteklendi. Hukuki mütalaalar toplandı ve Alman tarafı de paylaşarak eserin iadesi talep edildi. Türkiye, Bergama Zeus Sunağı'nın ülkeden çıkışma yönelik olarak o dönemde gerçekleştiren uygulamaların hukuksuz olduğunu Almanya tarafına iletti. Ancak Almanya, Türkiye'nin ısrarlı belge ve bilgi talebine rağmen iki yıldır sessizliğini sürdürüyor, taleplere yanıt vermiyor. İHTİYAR BALIKÇIYA YAKIN MARKAJ Kültür ve Turizm Bakanlığı, ayrıca Almanya'da bulunan ve yasadışı yollarla gitmiş olduğu bilinen Konya Beyhekim Camisinin mihrabı ve aynı camiye ait pencere kanadı, Afrodisias Antik Kenti kökenli İhtiyar Balıkçı Heykeli'nin gövdekısmı, Konya'daki Hacı İbrahim Veli Türbesi'ne ait Şeyh Haşan bin İbrahim'in sandukası ve Piyale Paşa Cai'ne aitçiıii alınlık gibi eserlere ilişkin müzakerelerde sürekli olarak Alman tarafına hatırlatmalarda bulunuyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.