Hava Durumu

#Tarım

TOURISMJOURNAL - Tarım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarım haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Başkan Aras: Haber

Başkan Aras: "Muğla'nın Artan Nüfus Yükü İçin Kent Vergisi Şart"

MUĞLA (İHA) - Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Ankara’da düzenlenen Türkiye Belediyeler Birliği’nin (TBB) 6. Uluslararası Dirençlilik Kongresi’nde konuştu. "Sürdürülebilir Güçlü Gelecek" temasıyla düzenlenen kongrede, Muğla’nın yaz aylarında artan nüfusuyla yaşadığı sorunları ve çözüm önerilerini paylaştı. Başkan Aras, turizm sezonunda Muğla'nın nüfusunun yerli ve yabancı turistlerle 7-8 milyona ulaştığını ifade ederek, bu yoğunluğun altyapı, su ve trafik gibi hizmetlere ciddi bir yük bindirdiğini vurguladı. Bu yükü hafifletmek için "Kent vergisi çıkarılmalı" önerisinde bulunan Aras, belediyelerin bu konudaki çalışmaları sunduğunu belirtti. KENT VERGİSİ ÇIKARILMALI Aras, hızlı kentleşmenin birçok sorunu beraberinde getirdiğini söyleyerek, Birleşmiş Milletler’in 2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 68’inin kentlerde yaşayacağını öngördüğünü hatırlattı. Aras, "Gerekli önlemleri alıp dirençli kent oluşturma konusunda çalışma yapmamız gerekmektedir. Dirençli kent sadece günümüzdeki sorunları çözmek anlamında değil, aynı zamanda kentleri geleceğe hazırlamak anlamında da kullanılıyor. Muğla’nın yüzde 68’ine maden arama ruhsatı verilmiş durumda. Doğamızı korumak için doğal afetlerin yanı sıra maden sahalarına karşı da mücadele ediyoruz. Dirençli kentler oluştururken, sosyal eşitsizliklerin giderilmesi de büyük önem taşıyor. Belediyelerimiz, bu eşitsizlikleri azaltmak için çeşitli projeler üzerinde çalışıyor" dedi. MUPA: VERİ TABANLI PLANLAMA VE POLİTİKA GELİŞTİRME Muğla Planlama Ajansı (MUPA) aracılığıyla ilin tarım, turizm ve doğal güzelliklerini korumaya yönelik planlama çalışmalarına devam ettiklerini belirten Aras, her şeyin temelinin planlama olduğunu belirtti. "Muğla Planlama Ajansı üzerinden veri topluyoruz ve o verileri işliyoruz. Bunları karar destek mekanizmalarına ve politikalara çeviriyoruz. Dirençli kent vizyonu için de MUPA’nın çalışmalarından faydalanacağız" diye ekledi. MUĞLA’NIN SU SORUNUNA DENİZDEN ARITMA ÇÖZÜMÜ Başkan Aras, su krizine karşı belediyenin attığı adımlara da değindi. Muğla’da yaşanan su sıkıntısını çözmek için deniz suyunu arıtarak kullanılabilir hale getirecek bir tesis kurmayı planladıklarını söyledi. İlk etapta günlük 21 metreküp su üretecek şekilde tasarlanan tesisin, modüler bir yapıda olduğu için kapasitesinin artırılabileceğini ifade etti. Su şebekelerindeki eski boru hatlarının yenilenmesi için yaklaşık 270 milyon liralık yatırım yapıldığını ve arıtma tesislerine geri dönüşüm mekanizmaları entegre edildiğini belirtti. Aras, "Yaptığımız arıtma tesislerinin hepsine geri dönüşüm mekanizmaları yerleştiriyoruz. Bu mekanizmayla gri suyu birçok alanda kullanıyoruz. Bizim suyumuz artık kritik seviyede, tüm ihtimalleri değerlendirmeliyiz" dedi. KENT VERGİSİ VE DİRENÇLİ ŞEHİRLER GÜNDEMDE Başkan Aras, kent vergisinin Muğla gibi turizm yükü ağır olan şehirler için bir gereklilik olduğunu belirtti. Yerli halkın konforu için kullanılan altyapı ve kaynaklardan turistlerin de faydalandığını ancak belediyeye bu konuda hiçbir geri dönüş olmadığını ifade ederek, kent vergisinin bu dengeyi sağlayabileceğini dile getirdi. Dirençli kent vizyonuyla sosyal eşitsizliklerin giderilmesi, çevrenin korunması ve geleceğe dönük stratejik planlamaların öncelikli hedefleri arasında olduğunu ekledi.

Alanyalı Turizmcilerden Petrol Tesisine Tepki Haber

Alanyalı Turizmcilerden Petrol Tesisine Tepki

ANTALYA (İHA) - Alanya’daki Aytemiz Petrol Dolum-Dağıtım Tesisleri’nin kapasite artırımı planı, turizm ve tarım sektörü temsilcilerinin tepkisini topladı. Kleopatra Otelciler Derneği Başkanı Servet Şakiroğlu, 2017 yılında tesisin büyütülmesiyle ilgili açtıkları davanın olumsuz ÇED raporu ve bilirkişi görüşleri doğrultusunda lehlerine sonuçlandığını hatırlatarak, "Bu projenin büyütülmesi, Alanya turizminin ve tarımının geleceğini baltalayacak bir adımdır. Tesisin kapasite artış projesi turizm kenti Alanya' nın doğasına, ekonomisine ve imajına zarar verecek bir projedir. Tesisin mevcut kapasitesi zaten tartışma konusuyken, büyütülmesi asla kabul edilemez" dedi. "TURİZM VE TARIM İÇİN KRİTİK BİR MESELE" Şakiroğlu, konunun yalnızca turizmi değil, aynı zamanda tarımı da yakından ilgilendirdiğini ifade ederek, "Büyütme planı asla gündeme bile alınmamalıdır. Bu tesisle ilgili zaten yıllardır diken üstündeyiz. Turizm kenti Alanya'nın marka değerini düşürecek bu projeye sessiz kalmamız mümkün değil" ifadelerini kullandı. "BİRLİKTE HAREKET ETMEK ŞART" Tesisin genişletilmesine karşı sessiz kalmayacaklarını belirten Şakiroğlu, kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceklerini ve bu süreçte tüm paydaşlardan destek beklediklerini dile getirdi. "Bu meselede geri adım atmayacağız. Alanya Belediyesi, Ticaret Odası, tüm siyasi partiler, oda ve dernekler, üniversiteler ve çevrecilerden bu konu ile alakalı olarak destek bekliyoruz. Hep birlikte hareket etmeliyiz. Bu yalnızca turizmi değil, tarımı da tehdit eden bir meseledir. Turizmin kalbinde böylesine bir tehlikeye karşı duracağız" dedi. "GELECEK İÇİN ORTAK BİR DURUŞ GEREKİYOR" Tüm kesimlerin bu konuda iş birliği yapması gerektiğini belirten Şakiroğlu, "Bölgedeki zeytin, muz ve avokado üreticileri de bu süreçten olumsuz etkilenecek. Bu yüzden sadece turizmciler değil, tarımla uğraşan tüm üreticiler de bu meselede tavrını ortaya koymalı" dedi.

İstanbul, 2023 Yılında Yüzde 30,4'lük Payla GSYH'de Lider Haber

İstanbul, 2023 Yılında Yüzde 30,4'lük Payla GSYH'de Lider

İSTANBUL (İHA) - 2023 yılı için Türkiye'nin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verileri açıklandı. TÜİK verilerine göre, İstanbul 8 trilyon 60 milyar 358 milyon TL ile en yüksek GSYH'ye ulaştı. Metropol, toplam GSYH'den yüzde 30,4 pay aldı. Bu gelişme, Türkiye ekonomisinde İstanbul'un önemini bir kez daha gözler önüne serdi. İSTANBUL, ANKARA VE İZMİR İLK ÜÇTE YER ALDI İstanbul'un ardından 2 trilyon 538 milyar 686 milyon TL ile Ankara ve 1 trilyon 614 milyar 161 milyon TL ile İzmir en yüksek GSYH'ye sahip iller oldu. Ankara GSYH'den yüzde 9,6, İzmir ise yüzde 6,1 pay aldı. İl düzeyinde GSYH sıralamasının son üç sırasında ise Tunceli (22 milyar 13 milyon TL), Ardahan (19 milyar 407 milyon TL) ve Bayburt (13 milyar 214 milyon TL) yer aldı. 2023 yılında en yüksek GSYH payına sahip ilk beş il, Türkiye'nin toplam GSYH'sinin yüzde 54,02'sini oluşturdu. KİŞİ BAŞINA GSYH’DE KOCAELİ ZİRVEDE 2023 yılı kişi başına GSYH verilerinde Kocaeli 516 bin 460 TL ile ilk sırada yer aldı. Onu 510 bin 733 TL ile İstanbul ve 438 bin 242 TL ile Ankara takip etti. Şanlıurfa, Ağrı ve Van ise kişi başına GSYH'de son üç sırada yer aldı. Bu illerde kişi başına düşen GSYH sırasıyla 116 bin 767 TL, 110 bin 553 TL ve 108 bin 21 TL olarak belirlendi. Türkiye genelinde 13 ilde kişi başına düşen GSYH değerinin, ülke ortalamasının üzerinde olduğu kaydedildi. İSTANBUL, EKONOMİK FAALİYETLERDE LİDERLİĞİ SÜRDÜRÜYOR GSYH'yi oluşturan ekonomik faaliyetler incelendiğinde İstanbul, tarım, ormancılık, balıkçılık ve diğer hizmet faaliyetleri dışındaki alanlarda ilk sırayı kaptırmadı. İstanbul’un bilgi ve iletişim faaliyetlerindeki payı yüzde 64,8, finans ve sigorta faaliyetlerinde yüzde 62,5, mesleki, idari ve destek hizmetlerinde yüzde 45,9, hizmetler sektöründe yüzde 40,4 ve inşaat sektöründe yüzde 28,9 olarak kaydedildi. Konya, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektöründe yüzde 6,2'lik payla ilk sırada yer alırken, Ankara yüzde 45,4'lük pay ile diğer hizmet faaliyetlerinde lider oldu. İSTANBUL'UN GSYH'SİNDE EN BÜYÜK PAY HİZMET SEKTÖRÜNDE 2023 yılında İstanbul’un GSYH'si içinde hizmet sektörü yüzde 35,7 ile en büyük payı aldı. Onu yüzde 17,2 ile sanayi sektörü ve yüzde 7,8 ile mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri izledi. Bu durum, İstanbul'un hizmet sektörü odaklı bir ekonomik yapıya sahip olduğunu ortaya koydu. 2023 yılında Türkiye'nin yıllık GSYH'si zincirlenmiş hacim endeksiyle bir önceki yıla göre yüzde 5,1 arttı. Bu büyümeye en fazla katkıyı yüzde 1,65 ile İstanbul sağladı. Ankara yüzde 0,96'lık katkı ile ikinci sırada yer alırken, Kocaeli yüzde 0,27 ile üçüncü sırada bulundu. Artvin, Zonguldak ve Gaziantep ise GSYH büyümesine negatif katkı veren iller olarak dikkat çekti. GSYH ARTIŞINDA ŞIRNAK VE SİİRT ÖNE ÇIKTI Zincirlenmiş hacim endeksiyle yapılan hesaplamalara göre, 2023 yılında bir önceki yıla göre GSYH artışı 44 ilde Türkiye ortalamasının üzerinde gerçekleşti. En yüksek artış yüzde 18,9 ile Şırnak, yüzde 18,2 ile Siirt ve yüzde 15,8 ile Samsun'da kaydedildi. Öte yandan, en büyük düşüşler yüzde 6,9 ile Zonguldak, yüzde 10,4 ile Bayburt ve yüzde 16 ile Artvin'de görüldü.

Gaziantep, Suriye’nin Yeniden Yapılanmasında Kilit Rol Oynayacak Haber

Gaziantep, Suriye’nin Yeniden Yapılanmasında Kilit Rol Oynayacak

GAZİANTEP (İHA) - Gaziantep Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Akıncı, Suriye’deki son gelişmelere ilişkin yaptığı değerlendirmede, Suriye’nin yeniden güvenli ve istikrarlı hale gelmesinin bölge ve Gaziantep için kritik bir önem taşıdığını belirtti. Akıncı, "Suriye’deki iç savaş, 13 yıl boyunca sadece Suriye’yi değil, tüm bölgeyi derinden etkileyen kapsamlı bir kriz haline gelmişti. Ancak bugün geldiğimiz aşamada, Suriye’deki yeni dönem, bölgedeki güven ve istikrarın sağlanması açısından önemli bir dönüm noktası teşkil etmektedir. Gaziantep, Suriye’ye olan coğrafi yakınlığı, kültürel bağları ve geçmişteki deneyimleriyle, bu yeni dönemde önemli bir rol üstlenmeye hazırdır" dedi. SİYASİ VE EKONOMİK İSTİKRAR İÇİN YAPILANDIRMA ADIMLARI Suriye’nin istikrarının sağlanmasının yalnızca güvenlik önlemleriyle değil, siyasi ve ekonomik yapılandırma adımlarıyla mümkün olacağını belirten Akıncı, "Suriye’deki gelişmelerle birlikte, Gaziantep’te Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüşlerine yönelik bir hareketlilik gözlemlenmektedir. Bu dönüşler hem insani hem de ekonomik açıdan önemli bir gelişme oluşturmaktadır. Suriyelilerin kendi topraklarına dönmesi, Türkiye ve Gaziantep’in üzerindeki sosyal ve ekonomik yükü hafifletirken, şehirdeki kaynakların daha verimli kullanılmasına imkan sağlayacaktır" açıklamasında bulundu. İŞ GÜCÜ DİNAMİKLERİ DEĞİŞEBİLİR Akıncı, ülkesine dönen Suriyelilerin iş gücü piyasasında açacağı boşlukla ilgili, "Bu dönüş süreci, Gaziantep'teki iş gücü dinamiklerinde geçici değişikliklere yol açabilir. Ancak, şehrimizin genç ve dinamik nüfusunun etkin bir şekilde yönlendirilmesiyle, bu geçiş dönemi sorunsuz bir şekilde aşılabilir. Özellikle, iş gücü piyasasında aktif olarak yer alabilecek ancak henüz istihdama kazandırılmamış kesimlerin çalışmaya dahil edilmesi, şehrimizin üretim kapasitesinin devamlılığını sağlayacak ve geçici iş gücü eksikliklerini hızla giderecektir" yorumunda bulundu. Gaziantep’in gıda sanayi ve tarımsal üretim altyapısındaki gücünün, Suriye’nin artan gıda talebini karşılamak için büyük bir avantaj sunduğunu söyleyen Akıncı, iki bölge arasında güçlü bir ticaret ağının oluşacağını vurguladı. Akıncı, Suriye’nin Gaziantep’in ihracatında üçüncü sırada yer aldığını ve bu rakamın ilerleyen dönemde artmasının beklendiğini dile getirerek, "Gaziantep bu anlamda, Suriye’nin yeniden inşa sürecinde önemli bir rol üstlenmeye adaydır. Suriye ile olan ekonomik bağların güçlenmesi, sadece Gaziantep’in değil, tüm bölgenin ekonomik kalkınmasına katkı sağlayacaktır. Bu süreçte, Gaziantep Ticaret Borsası olarak, sektörlerimize yönelik desteklerimizi sürdürmeye ve şehrimizin ekonomisinin güçlenmesine katkı sağlamaya devam edeceğiz" dedi.

Toskana Modeliyle Foça’da Tarım Turizmi Hayali Haber

Toskana Modeliyle Foça’da Tarım Turizmi Hayali

Tarım turizmi, Avrupa’da kırsal kalkınma ve ekonomik canlılık sağlayan önemli bir sektör haline geldi. İtalya’nın Toskana bölgesi, doğa ve mimari güzellikleriyle bu alanda başı çekiyor. Tarım turizmi sayesinde genç nüfusun kırdan kopması önlenirken, eski köy evleri restore edilerek ekonomiye kazandırılıyor. Toskana’da 1985 yılından beri tarım turizmi yapan ve aynı zamanda sosyolog olan Özcan Sağlam, bu girişimin hem sosyal hem de ekonomik etkilerini anlattı. TÜRKİYE TARIM TURİZMİNE UYGUN MU? Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu üyeleri Aynur Acar ve Ziynet Özçelik, Toskana’nın başarılı modelini yerinde incelemek için bölgeye bir ziyaret gerçekleştirdi. Acar, Toskana’da tarımsal üretimin yanında turizmin de entegre bir şekilde ilerlediğini belirterek, bu modelin Foça’da uygulanabilir olduğunu düşündüklerini söyledi. Seferihisar’dan Çeşme’ye uzanan bölgenin tarım turizmi için ideal olduğunu belirten Sağlam, bu girişim için kır lokantaları ve küçük kamp alanlarının başlangıçta öncelikli olabileceğini ifade etti. TARIM TURİZMİNİN EKONOMİK VE SOSYAL KATKILARI Toskana’da bugün 26 bin tarım turizmi işletmesi 2 milyar avrodan fazla ciro sağlıyor. Bu işletmeler, yalnızca kendi ürünlerini satmakla kalmıyor, çevredeki üreticilerden de ürün temin ederek yerel ekonomiyi destekliyor. Tarım turizmi, kırsaldaki gençlerin iş gücünü değerlendirmesi ve topraklarından kopmamasını sağlıyor. YASAL KOŞULLAR VE DESTEKLER Tarım turizmi, İtalya’da tarım gelirlerinin ön planda olduğu bir faaliyet olarak tanımlanıyor. İşletmeler, yerel yönetimlerden bürokratik destek alırken, 35 yaş altı girişimcilere alet ve restorasyon yardımı sağlanıyor. Tarım Turizmi gelirlerine de yalnızca 10 KDV uygulanırken, bunun dışında kalan gelir vergilendirilmiyor. Türkiye’de ise bu tarz bir sistemin geliştirilmesi için belediyelerin tarım turizmine uygun mimari projelere ağırlık vermesi gerektiği vurgulanıyor. FOÇA’NIN TARIM TURİZMİ POTANSİYELİ Foça’nın tarım turizmi için çok uygun bir bölge olduğunu belirten Acar, "Bugün kendi yaşadığım Foça’daki gözlemim gençlerin topraktan, tarımdan uzaklaştığıdır. Özellikle üçüncü kuşak çiftçi bulamayacağız kaygısını taşıyorum. Tarım Turizmi özellikle Foça gibi sahil kasabalarında, genç kuşakları tekrar tarıma bağlayabilir. Toskana’da yapılan tarımsal üretimin yanında tarım turizmini bizde yapabiliriz. Tarım turizmini tarım topraklarına sahip, fiilen tarım yapan çiftçilikle ilgili sicile kayıtlı olan kişilerin yapması topraklarımızın ve gençlerimizin geleceklerinin teminatı olabilir" ifadelerini kullandı. Türkiye’de tarım turizmi, hem gençlerin kırsalda kalmasını teşvik edecek hem de tarım alanlarının korunmasına katkı sağlayacak bir model olabilir. Toskana örneği, kırsal bölgelerin ekonomik, sosyal ve kültürel dönüşümünde önemli bir rehber olarak karşımıza çıkıyor.

Sakin Şehir Unvanlı Perşembe’nin Hedefi 1 Milyon Turist Haber

Sakin Şehir Unvanlı Perşembe’nin Hedefi 1 Milyon Turist

ORDU (İHA) - Ordu’nun "sakin şehir" (Cittaslow) unvanına sahip Perşembe ilçesi, yılın ilk 9 ayında 700 binden fazla ziyaretçiyi ağırlayarak turizmde önemli bir başarı elde etti. Perşembe Belediye Başkanı Cihat Albayrak, ilçenin hedefinin 1 milyon ziyaretçiye ulaşmak olduğunu açıkladı. Balıkçılık ve tarımla bilinen Perşembe, doğal güzellikleriyle yerli ve yabancı turistleri kendine çekiyor. Ordu Büyükşehir Belediyesi ve Perşembe Belediyesi’nin yatırımları, ilçeyi bir cazibe merkezi haline getiriyor. Sahili, Hoynat Adası’ndaki nadir kuş türleri ve Yason Burnu’ndaki eşsiz manzarası, turizmin yoğunlaştığı bölgelerin başında geliyor. Perşembe Belediye Başkanı Albayrak, ilçenin tepeli karabatak kuşları ve çift gümüş martıların yuva yaptığı nadir bölgelerden biri olduğunu vurguladı. "Yılın ilk 9 ayında 'sakin şehir' ünvanlı ilçemize 700 binin üzerinde ziyaretçi geldi. Hedefimiz 1 milyona ulaşmak" dedi. YEREL ÜRÜNLER VE GASTRONOMİ ÖN PLANDA OLACAK Başkan Albayrak, yerel kimliklerin korunarak yaşam kalitesinin artırılması gerektiğini belirtti. "Dünyanın en güçlü belediye ağlarından biri olan, kentlerin çevresel, kültürel ve toplumsal değerlerinin korunmasına katkı sağlayan Cittaslow hareketine büyük önem veriyoruz. Cittaslow hareketi, şehirlerin daha sürdürülebilir, yaşanılabilir ve insan odaklı olması için önemli bir adım. 33 ülkeden 301 üye şehri bulunan ve 'Sakin Şehirler Ağı' olarak da adlandırılan Cittaslow'a ülkemizden üye olan belediyeler ile birlikte çalışmalar yapacağız. Yerel ürünlerimizi ve gastronomiyi ön plana çıkaracağız. Bütün sakin şehirlerimizde kadın kooperatiflerin sayısının arttığı, turizm odaklı, kendi kendine yeten bir yapılanma var" ifadelerini kullandı. Projeler ve festivallerle sosyal belediyecilik anlayışını yaygınlaştırmayı hedeflediklerini dile getiren Albayrak, "Perşembe'miz yaşamak için asla dokusunun bozulmadığı, her daim tercih edilen bir yer olacak" dedi.

Türkiye'nin 15 Dev Sektörü Yeşil Gelecek İçin Dönüşüyor Haber

Türkiye'nin 15 Dev Sektörü Yeşil Gelecek İçin Dönüşüyor

Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nın TBMM’de onaylanmasıyla 2053 yılı için “net sıfır karbon” hedefini ilan etti. Bu karar, ambalajdan gıdaya, tekstilden kimyaya kadar tüm sektörlerin ajandasında yeşil dönüşümü birincil öncelik haline getirdi. Özellikle ihracatçı sektörler, rekabetçiliği korumak için yeşil dönüşüm yatırımlarına hız veriyor. İklim krizinin etkisi her geçen gün daha fazla hissedilirken, iş dünyasında büyük ölçekli politika değişiklikleri yaşanıyor. Dünya genelinde üretimden tüketime kadar her aşamada yeşil dönüşüm, en önemli gündem maddesi haline geldi. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Dünya Enerji Yatırımı raporuna göre, temiz enerji teknolojisi ve altyapısına yapılan küresel yatırımlar bu yıl 2 trilyon dolara ulaşacak. Bu rakam, fosil yakıtlara yapılan yatırımın iki katı. IEA, toplam enerji yatırımının 2024’te ilk kez 3 trilyon doları aşacağını öngörüyor. TÜRKİYE’NİN ENERJİ VERİMLİLİĞİ HEDEFİ Türkiye, sürdürülebilir ekonomiye geçiş için önemli adımlar atıyor. 2024 yılı başında açıklanan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’na göre, Türkiye 2030’a kadar enerji tüketimini %16 azaltarak 100 milyon ton emisyon azaltımı hedefliyor. Bu hedef için planlanan 20 milyar dolarlık yatırımın 7 milyar doları sanayide gerçekleşecek. Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER) Başkanı Onur Ünlü, Türk sanayisinin bu dönüşüme hazır olduğunu ancak finansman maliyetlerinin önemli bir engel oluşturduğunu belirtiyor. Ünlü, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve Türkiye Yeşil Taksonomisiyle ilgili mevzuatların yakın zamanda yürürlüğe girmesini beklediklerini ifade etti. Türkiye’nin yeşil dönüşüm ajandasında karbon nötr hedeflere ulaşmak, yeşil ekonomi uygulamalarını yaygınlaştırmak ve döngüsel ekonomiye geçişi desteklemek gibi stratejik öncelikler yer alıyor. Bu doğrultuda enerji, sanayi, ulaşım ve tarım sektörlerinde emisyon azaltıcı önlemler alınması planlanıyor. Deloitte Türkiye Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri Murat Günaydın, karbon fiyatlandırma politikalarının ve Emisyon Ticaret Sistemi’nin öncelikli konular olduğunu vurguluyor. Günaydın, yenilenebilir enerji yatırımlarının hız kazanacağını, enerji depolama sistemleri ve akıllı şebeke altyapılarına yatırımların önem kazanacağını belirtti. 15 SEKTÖRÜN DÖNÜŞÜM PLANLARI AB’nin Yeşil Mutabakat kriterleriyle uyum sağlamak isteyen Türkiye, ambalajdan tekstile, gıdadan plastik sektörüne kadar 15 büyük sektörü kapsayan dönüşüm projelerine odaklanmış durumda. 2050 yılında iklim nötr ilk kıta olmayı hedefleyen AB’yle ticaret yapmak isteyen ihracatçılar, bu süreç için kolları sıvadı. Yavuz Eroğlu / PAGEV / PAGÇEV PAGÇEV, Türkiye’yi küresel geri dönüşüm merkezine dönüştürmek için önemli projeler hayata geçiriyor. RePlast Eurasia Fuarı ile sektörde uluslararası bir platform oluşturuluyor, Türkiye’nin yeşil dönüşümde liderlik hedefi destekleniyor. Ambalaj Sektörü - Zeki Sarıbekir / ASD: Ambalaj sektörü, karbon ayak izini azaltarak döngüsel ekonomiye geçişte önemli adımlar atıyor. Geri dönüştürülebilir malzemelerle üretimi artırmayı hedefleyen sektör, ileri teknoloji yatırımlarıyla kaynak kullanımını optimize etmeye odaklanıyor. Yeşil OSB projelerine destek veren sektör, otomasyon ve Endüstri 4.0 ile uyumlu çalışmalara yöneliyor. Çimento Sektörü - Volkan Bozay / TÜRKÇİMENTO: Yeşil çimentoya geçiş sürecini hızlandıran çimento sektörü, düşük karbonlu üretim için alternatif yakıtlar ve geri kazanım teknolojilerine yatırım yapıyor. Klinker oranını düşürmeyi amaçlayan tebliğ ile önümüzdeki 10 yılda 11 milyon ton karbon salımı azaltılacak. Plastik Sektörü - Kenan Benliler / PAGDER: Plastik sektörü, karbon ayak izini azaltmak için geri dönüşüm kapasitesini artırıyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarıyla kaynak kullanımını optimize eden sektör, ürünlerin geri dönüşüm perspektifiyle tasarlanmasını teşvik ediyor. Kimya Sektörü - Adil Pelister / İKMİB: Plastik ve polimer alt sektörlerinde geri dönüştürülmüş hammadde kullanımıyla fosil yakıtlara bağımlılık azaltılıyor. Biyoplastikler ve biyoparçalanabilir malzemeler öne çıkıyor, özellikle temizlik, tarım ve kozmetik sektörlerinde çevre dostu ürünlere olan talebi karşılıyor. Sektör, sera gazı emisyonlarını azaltmaya odaklanarak yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji tasarrufu önlemleri geliştiriyor. Tekstil Sektörü - Ahmet Öksüz / İTHİB: Tekstil sektörü, "Tekstil Sektörü Sürdürülebilirlik Rehberi"ni yayımlayarak yeşil dönüşümde öncü adımlar attı. Marka-üretici-tüketici iş birliğine dayalı çözümlerle "greenwashing" denen yanıltıcı pazarlama taktiklerine karşı önlemler geliştirilmesi planlanıyor. Üreticiler, operasyonel süreçlerinde çevre dostu yöntemlere geçiş ve enerji verimliliği için yenilikçi teknolojilere yatırım yapıyor. Hazır Giyim Sektörü - Mustafa Paşahan / İHKİB: Belirlenen 40 eylemden 18’i uygulamaya geçti. Sektör, AB’nin sağladığı 37 milyon Euro’luk hibe desteğinden faydalanıyor. Karbon ayak izi ölçümü, ürün yaşam döngüsü, sera gazı emisyonları gibi konularda eğitimler düzenleniyor. Temmuz 2024’te yürürlüğe giren Ekotasarım Yönetmeliği ile, 2027’de dijital ürün pasaportuna geçilecek. Dönüşümün finansmanı için bakanlıklarla temaslar sürüyor. Lojistik Sektörü - Bilgehan Engin / UTİKAD: Lojistik, küresel sera gazı emisyonlarının %5’ini oluşturuyor. Taşımacılık %89, depolama %11 oranında buna katkıda bulunuyor. UTİKAD, üyelerine karbon ayak izi hesaplama, çevre dostu teknolojiye geçiş, intermodal taşımacılığın teşviki ve demiryolu taşımacılığının artırılması gibi alanlarda destek sağlıyor. Yeşil Lojistik Odak Grubu ile mevzuat değişikliklerini ve sürdürülebilir ulaşım çözümlerini değerlendiriyor, webinarlar düzenliyor. Enerji Sektörü - Elvan Tuğsuz Güven / HESİAD: Türkiye’nin yenilenebilir enerji üretimindeki payı %59’a ulaştı. 2035’e kadar 120 bin MW rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesi hedefleniyor. 80 milyar dolarlık yatırım planlanıyor. HES projelerinin hibrit kaynaklarla entegre edilmesi ve izin süreçlerinin kolaylaştırılmasının yeşil dönüşüme büyük katkı sağlayacağı söyleniyor. Tarım Sektörü - Muzaffer Turgut Kayhan / IPUD: Türkiye, 1,5 milyon hektar alanda organik tarım yapıyor ve iyi tarım uygulamaları yaygınlaştırılıyor. Türkiye'deki pamuk üretiminin %10’u sürdürülebilir kaynaklardan sağlanıyor. Tekstil ve hazır giyim sektörleri 2025’e kadar sürdürülebilir pamuk kullanımını %100’e çıkarmayı hedefliyor. İyi pamuk uygulamaları ile, yerli hammadde kullanımı artırılarak ihracat gelirlerinin Türkiye’de kalmasını sağlanacak. Demir ve Demir Dışı Metaller Sektörü - Çetin Tecdelioğlu / İDDMİB: 2026’dan itibaren karbon vergisi zorunluluğu getirileceği için hazırlıklar yapılması gerekiyor. Sektör, enerji yoğunluğu nedeniyle yeşil dönüşüm için enerji yatırımlarına ihtiyaç duyuyor. Dünya Bankası’ndan yatırımlar için 600 milyon Euro’luk kredi garantisi sağlandı. Firmaların, atıklarını uygun şekilde bertaraf etmesi ve kooperatif enerji üretim merkezleri kurarak kendi enerji ihtiyaçlarını karşılaması gerekecek. OTOMOTİV SEKTÖRÜ Otomotiv sektörü ihracatının %70’ini Avrupa pazarına yaparken, yeşil dönüşüm sürecine hız kazandırıyor. Ticari araçlarda elektrikli, binek araçlarda hibrit ve şarj edilebilir hibrit modellerle bu dönüşüme uyum sağlanıyor. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde IPA III programı kapsamında hibe desteği almaya hak kazandı. "Döngüsel Ekonomi ve Kaynak Verimliliği" ile "Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim" odaklı dört yıllık proje, sektördeki dönüşümün temellerini güçlendirecek. OSD Başkanı Cengiz Eroldu, Avrupa pazarında daralan talep ve elektrikli araçların düşük pazar payına dikkat çekerek, şarj altyapısı, teşvik mekanizmaları, yerli tedarik sanayinin dönüşümü, mevzuat altyapısı ve temiz enerji yatırımlarına yönelik bütüncül politikaların gerekliliğini vurguladı. 2025'te devreye girecek sıkı karbon emisyon hedefleri doğrultusunda Avrupa'nın milyarlarca Euro'luk elektrifikasyon yatırımları hızlanırken, Türkiye de bu sürece entegre olmak zorunda kalacak. TÜRKİYE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZMDE ÖNCÜ Sürdürülebilir turizm, çevrenin korunması ve çevre bilincinin geliştirilmesi odaklı çalışmalarıyla öne çıkıyor. Türkiye, 2023 yılında Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) aracılığıyla Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi (GSTC) ile iş birliği anlaşması yaparak, sürdürülebilirlikte dünya çapında örnek gösterilmişti. Türkiye’nin GSTC ile geliştirdiği ulusal sürdürülebilir turizm programı, Paris İklim Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’ndan doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesine katkı sağlıyor. Bu dönüşüm, ülkeyi uluslararası turizm trendlerine uyumlu hale getirerek güçlü bir rekabetçi konuma taşıyor. 2030'da uluslararası turist sayısının 1,8 milyara ulaşması beklenirken, Türkiye’nin bu süreçteki rolü giderek büyüyor. İNŞAAT SEKTÖRÜ: UYUYAN DEV İnşaat sektörü, küresel karbon emisyonlarının %40'ını oluşturması nedeniyle iklim kriziyle mücadelede kilit bir sektör olarak konumlanıyor. Binaların enerji tüketimi ve yaşam döngüsünde kullanılan malzemeler büyük oranda sera gazı emisyonlarına yol açıyor. Dünya Bankası, 2050’ye kadar dünya nüfusunun %70’inin şehirlerde yaşayacağını ve enerji tüketiminin büyük kısmının kentlerden kaynaklanacağını öngörüyor. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), bu doğrultuda Ulusal Katkı Beyanı ve Yeşil Mutabakat Eylem Planı altında bilgilendirme ve yönlendirme çalışmalarını sürdürüyor. Kamu-özel sektör iş birliği ile kurulan Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu, sektörü geleceğe hazırlamak için gerekli koordinasyonu sağlıyor. Süheyla Çebi Karahan - Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkan Vekili: İnşaat sektöründe yapılı çevre kaynaklı karbon emisyonlarını azaltmak için ulusal bazda bütüncül bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini söylüyor. Tasarım, malzeme seçimi, inşaat, kullanım ve yıkım süreçlerini kapsayan yapısal değişiklikler gerektiğini belirtiyor. Yeşil bina teknolojileri ve enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi gerektiğini ekliyor. Cem Özkök - Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı: Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşması için yeşil enerji projelerine daha fazla destek sağlanması gerektiğini aktarıyor. "Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) oluşturulmalı ve AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile uyumlu hale getirilmeli" diyor. 2053 net sıfır karbon hedefi doğrultusunda uzun vadeli düşük emisyonlu kalkınma stratejilerinin geliştirilmesi gerektiğini söylüyor Dr. Sena Serhadlıoğlu - SHURA Enerji Merkezi Kıdemli Analisti: İklim Yasası’nın yürürlüğe girmesi ve karbon fiyatlaması pilot uygulamasının başlaması bekleniyor. AB pazarında rekabet gücünü artırmak için karbon fiyatlamasına geçiş önemli hale geliyor. Kısa vadede enerji verimliliği ve elektrifikasyon, uzun vadede ise yeşil hidrojen gibi teknolojiler sanayide düşük karbonlu üretim için belirleyici olacak. Müberra Eresin - Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı: Türkiye, sürdürülebilir turizmde küresel bir örnek olmaya hazırlanıyor. Türkiye Sürdürülebilir Turizm Endüstri Kriterleri (TR-I), uluslararası standartlarla uyumlu şekilde hayata geçirildi. Bu dönüşüm, turizm sektöründe farkındalığı artırarak hem işletmelere hem de topluma katkı sağlayacak. Fatih Eren - Geri Dönüşümcüler ve Geri Kazanımcılar Derneği (GEKADER) Başkanı: Geri dönüşüm sektöründe enerji tüketimi yüksek, ancak güneş ve rüzgâr gibi alternatif enerji kullanan tesisler oldukça az. Yeşil enerji altyapısına yatırım yapmak ve bu enerjinin üretime yeterli olup olmayacağı konularında soru işaretleri bulunuyor.  

Seyahat Acenteleri, Trabzon Köy Ürünleri Pazarında Buluştu Haber

Seyahat Acenteleri, Trabzon Köy Ürünleri Pazarında Buluştu

Trabzon’un Ortahisar ilçesinde, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) çatısı altındaki seyahat acenteleri temsilcileri, Akoluk Mahallesi’nde hizmet veren köy ürünleri pazarında bir araya geldi. Etkinliğe Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, TÜRSAB Doğu Karadeniz Bölge Kurulu Temsilcisi Volkan Kantarcı, Trabzon Bölgesel Turist Rehberleri Odası Başkanı Ragıp Pirselimoğlu ve diğer yerel yetkililer katıldı.  Başkan Kaya, açılışta yaptığı konuşmada, pazarın Trabzon’a gelen ziyaretçiler ve yerel halk için önemli bir uğrak yeri olmasını istediklerini vurguladı. Akoluk Köy Ürünleri Pazarı’nın, köylerde üretilen doğal ürünleri daha geniş bir kitleye tanıtmayı amaçladığını belirtti ve bu projeyi daha da geliştirmek için çalışmalara devam edeceklerini söyledi. Kaya, bu projeyi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün "Köylü milletin efendisidir" sözünü hatırlatarak destekledi. YENİ PAZARLAR YOLDA Başkan Kaya, Trabzon’da iki yeni köy ürünleri pazarı ve yöresel kahvaltı yeri açmayı planladıklarını duyurdu. Bu pazarların, Yalıncak ve Akyazı bölgelerinde yaz aylarında hizmete gireceğini belirtti. Ayrıca, üreticilere fide, tohum ve gübre desteği verileceğini, hayvansal üretime de destek sağlanacağını sözlerine ekledi.  TÜRSAB VE TURİZM REHBERLERİNDEN TAM DESTEK   TÜRSAB Doğu Karadeniz Bölge Kurulu Temsilcisi Volkan Kantarcı, köy ürünleri pazarını, bölgedeki turlar için bir mola noktası haline getirmeyi hedeflediklerini belirterek, "Bugün Ortahisar Belediyemizin kurduğu Akoluk köy ürünleri pazarımızı ziyaret ettik. Hedefimiz bu pazarın önemini daha da artırarak yöre halkına daha fazla katkı sağlayabilmek. Böylece aynı zamanda ilimize ve bölgemize de katkı sağlamış olacağız" dedi. Kantarcı, Sümela Manastırı ve Karaca Mağarası'nın rotasında yer alan ve Zigana Dağına gidiş güzergahı olan bu noktanın turistik açıdan güçlü bir destinasyon olduğunu ekledi. "Günübirlik turlarla buradan geçen turistlerimiz için sabah yarım saatlik bir mola verilmesi, burada hem alışverişlerini hem de kahvaltılarını yapmasıyla ilgili bazı planlamalarımız var" dedi. TURİSTLER ORGANİK ÜRÜNLERLE BULUŞTURULACAK Trabzon Bölgesel Turist Rehberleri Odası Başkanı Ragıp Pirselimoğlu ise organik üretimin dünya çapında artan önemini vurgulayarak, "Organik üretim artık bütün dünyada yükselen bir değer. Bizler de bölgesel turist rehberleri odası olarak Trabzon’a gelen misafirlerimizi bu organik değerlerle buluşturmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz, gerekli girişimlerde bulunacağız" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.