Hava Durumu

#Tarım

TOURISMJOURNAL - Tarım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarım haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Toskana Modeliyle Foça’da Tarım Turizmi Hayali Haber

Toskana Modeliyle Foça’da Tarım Turizmi Hayali

Tarım turizmi, Avrupa’da kırsal kalkınma ve ekonomik canlılık sağlayan önemli bir sektör haline geldi. İtalya’nın Toskana bölgesi, doğa ve mimari güzellikleriyle bu alanda başı çekiyor. Tarım turizmi sayesinde genç nüfusun kırdan kopması önlenirken, eski köy evleri restore edilerek ekonomiye kazandırılıyor. Toskana’da 1985 yılından beri tarım turizmi yapan ve aynı zamanda sosyolog olan Özcan Sağlam, bu girişimin hem sosyal hem de ekonomik etkilerini anlattı. TÜRKİYE TARIM TURİZMİNE UYGUN MU? Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu üyeleri Aynur Acar ve Ziynet Özçelik, Toskana’nın başarılı modelini yerinde incelemek için bölgeye bir ziyaret gerçekleştirdi. Acar, Toskana’da tarımsal üretimin yanında turizmin de entegre bir şekilde ilerlediğini belirterek, bu modelin Foça’da uygulanabilir olduğunu düşündüklerini söyledi. Seferihisar’dan Çeşme’ye uzanan bölgenin tarım turizmi için ideal olduğunu belirten Sağlam, bu girişim için kır lokantaları ve küçük kamp alanlarının başlangıçta öncelikli olabileceğini ifade etti. TARIM TURİZMİNİN EKONOMİK VE SOSYAL KATKILARI Toskana’da bugün 26 bin tarım turizmi işletmesi 2 milyar avrodan fazla ciro sağlıyor. Bu işletmeler, yalnızca kendi ürünlerini satmakla kalmıyor, çevredeki üreticilerden de ürün temin ederek yerel ekonomiyi destekliyor. Tarım turizmi, kırsaldaki gençlerin iş gücünü değerlendirmesi ve topraklarından kopmamasını sağlıyor. YASAL KOŞULLAR VE DESTEKLER Tarım turizmi, İtalya’da tarım gelirlerinin ön planda olduğu bir faaliyet olarak tanımlanıyor. İşletmeler, yerel yönetimlerden bürokratik destek alırken, 35 yaş altı girişimcilere alet ve restorasyon yardımı sağlanıyor. Tarım Turizmi gelirlerine de yalnızca 10 KDV uygulanırken, bunun dışında kalan gelir vergilendirilmiyor. Türkiye’de ise bu tarz bir sistemin geliştirilmesi için belediyelerin tarım turizmine uygun mimari projelere ağırlık vermesi gerektiği vurgulanıyor. FOÇA’NIN TARIM TURİZMİ POTANSİYELİ Foça’nın tarım turizmi için çok uygun bir bölge olduğunu belirten Acar, "Bugün kendi yaşadığım Foça’daki gözlemim gençlerin topraktan, tarımdan uzaklaştığıdır. Özellikle üçüncü kuşak çiftçi bulamayacağız kaygısını taşıyorum. Tarım Turizmi özellikle Foça gibi sahil kasabalarında, genç kuşakları tekrar tarıma bağlayabilir. Toskana’da yapılan tarımsal üretimin yanında tarım turizmini bizde yapabiliriz. Tarım turizmini tarım topraklarına sahip, fiilen tarım yapan çiftçilikle ilgili sicile kayıtlı olan kişilerin yapması topraklarımızın ve gençlerimizin geleceklerinin teminatı olabilir" ifadelerini kullandı. Türkiye’de tarım turizmi, hem gençlerin kırsalda kalmasını teşvik edecek hem de tarım alanlarının korunmasına katkı sağlayacak bir model olabilir. Toskana örneği, kırsal bölgelerin ekonomik, sosyal ve kültürel dönüşümünde önemli bir rehber olarak karşımıza çıkıyor.

Sakin Şehir Unvanlı Perşembe’nin Hedefi 1 Milyon Turist Haber

Sakin Şehir Unvanlı Perşembe’nin Hedefi 1 Milyon Turist

ORDU (İHA) - Ordu’nun "sakin şehir" (Cittaslow) unvanına sahip Perşembe ilçesi, yılın ilk 9 ayında 700 binden fazla ziyaretçiyi ağırlayarak turizmde önemli bir başarı elde etti. Perşembe Belediye Başkanı Cihat Albayrak, ilçenin hedefinin 1 milyon ziyaretçiye ulaşmak olduğunu açıkladı. Balıkçılık ve tarımla bilinen Perşembe, doğal güzellikleriyle yerli ve yabancı turistleri kendine çekiyor. Ordu Büyükşehir Belediyesi ve Perşembe Belediyesi’nin yatırımları, ilçeyi bir cazibe merkezi haline getiriyor. Sahili, Hoynat Adası’ndaki nadir kuş türleri ve Yason Burnu’ndaki eşsiz manzarası, turizmin yoğunlaştığı bölgelerin başında geliyor. Perşembe Belediye Başkanı Albayrak, ilçenin tepeli karabatak kuşları ve çift gümüş martıların yuva yaptığı nadir bölgelerden biri olduğunu vurguladı. "Yılın ilk 9 ayında 'sakin şehir' ünvanlı ilçemize 700 binin üzerinde ziyaretçi geldi. Hedefimiz 1 milyona ulaşmak" dedi. YEREL ÜRÜNLER VE GASTRONOMİ ÖN PLANDA OLACAK Başkan Albayrak, yerel kimliklerin korunarak yaşam kalitesinin artırılması gerektiğini belirtti. "Dünyanın en güçlü belediye ağlarından biri olan, kentlerin çevresel, kültürel ve toplumsal değerlerinin korunmasına katkı sağlayan Cittaslow hareketine büyük önem veriyoruz. Cittaslow hareketi, şehirlerin daha sürdürülebilir, yaşanılabilir ve insan odaklı olması için önemli bir adım. 33 ülkeden 301 üye şehri bulunan ve 'Sakin Şehirler Ağı' olarak da adlandırılan Cittaslow'a ülkemizden üye olan belediyeler ile birlikte çalışmalar yapacağız. Yerel ürünlerimizi ve gastronomiyi ön plana çıkaracağız. Bütün sakin şehirlerimizde kadın kooperatiflerin sayısının arttığı, turizm odaklı, kendi kendine yeten bir yapılanma var" ifadelerini kullandı. Projeler ve festivallerle sosyal belediyecilik anlayışını yaygınlaştırmayı hedeflediklerini dile getiren Albayrak, "Perşembe'miz yaşamak için asla dokusunun bozulmadığı, her daim tercih edilen bir yer olacak" dedi.

Türkiye'nin 15 Dev Sektörü Yeşil Gelecek İçin Dönüşüyor Haber

Türkiye'nin 15 Dev Sektörü Yeşil Gelecek İçin Dönüşüyor

Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nın TBMM’de onaylanmasıyla 2053 yılı için “net sıfır karbon” hedefini ilan etti. Bu karar, ambalajdan gıdaya, tekstilden kimyaya kadar tüm sektörlerin ajandasında yeşil dönüşümü birincil öncelik haline getirdi. Özellikle ihracatçı sektörler, rekabetçiliği korumak için yeşil dönüşüm yatırımlarına hız veriyor. İklim krizinin etkisi her geçen gün daha fazla hissedilirken, iş dünyasında büyük ölçekli politika değişiklikleri yaşanıyor. Dünya genelinde üretimden tüketime kadar her aşamada yeşil dönüşüm, en önemli gündem maddesi haline geldi. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Dünya Enerji Yatırımı raporuna göre, temiz enerji teknolojisi ve altyapısına yapılan küresel yatırımlar bu yıl 2 trilyon dolara ulaşacak. Bu rakam, fosil yakıtlara yapılan yatırımın iki katı. IEA, toplam enerji yatırımının 2024’te ilk kez 3 trilyon doları aşacağını öngörüyor. TÜRKİYE’NİN ENERJİ VERİMLİLİĞİ HEDEFİ Türkiye, sürdürülebilir ekonomiye geçiş için önemli adımlar atıyor. 2024 yılı başında açıklanan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’na göre, Türkiye 2030’a kadar enerji tüketimini %16 azaltarak 100 milyon ton emisyon azaltımı hedefliyor. Bu hedef için planlanan 20 milyar dolarlık yatırımın 7 milyar doları sanayide gerçekleşecek. Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER) Başkanı Onur Ünlü, Türk sanayisinin bu dönüşüme hazır olduğunu ancak finansman maliyetlerinin önemli bir engel oluşturduğunu belirtiyor. Ünlü, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve Türkiye Yeşil Taksonomisiyle ilgili mevzuatların yakın zamanda yürürlüğe girmesini beklediklerini ifade etti. Türkiye’nin yeşil dönüşüm ajandasında karbon nötr hedeflere ulaşmak, yeşil ekonomi uygulamalarını yaygınlaştırmak ve döngüsel ekonomiye geçişi desteklemek gibi stratejik öncelikler yer alıyor. Bu doğrultuda enerji, sanayi, ulaşım ve tarım sektörlerinde emisyon azaltıcı önlemler alınması planlanıyor. Deloitte Türkiye Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri Murat Günaydın, karbon fiyatlandırma politikalarının ve Emisyon Ticaret Sistemi’nin öncelikli konular olduğunu vurguluyor. Günaydın, yenilenebilir enerji yatırımlarının hız kazanacağını, enerji depolama sistemleri ve akıllı şebeke altyapılarına yatırımların önem kazanacağını belirtti. 15 SEKTÖRÜN DÖNÜŞÜM PLANLARI AB’nin Yeşil Mutabakat kriterleriyle uyum sağlamak isteyen Türkiye, ambalajdan tekstile, gıdadan plastik sektörüne kadar 15 büyük sektörü kapsayan dönüşüm projelerine odaklanmış durumda. 2050 yılında iklim nötr ilk kıta olmayı hedefleyen AB’yle ticaret yapmak isteyen ihracatçılar, bu süreç için kolları sıvadı. Yavuz Eroğlu / PAGEV / PAGÇEV PAGÇEV, Türkiye’yi küresel geri dönüşüm merkezine dönüştürmek için önemli projeler hayata geçiriyor. RePlast Eurasia Fuarı ile sektörde uluslararası bir platform oluşturuluyor, Türkiye’nin yeşil dönüşümde liderlik hedefi destekleniyor. Ambalaj Sektörü - Zeki Sarıbekir / ASD: Ambalaj sektörü, karbon ayak izini azaltarak döngüsel ekonomiye geçişte önemli adımlar atıyor. Geri dönüştürülebilir malzemelerle üretimi artırmayı hedefleyen sektör, ileri teknoloji yatırımlarıyla kaynak kullanımını optimize etmeye odaklanıyor. Yeşil OSB projelerine destek veren sektör, otomasyon ve Endüstri 4.0 ile uyumlu çalışmalara yöneliyor. Çimento Sektörü - Volkan Bozay / TÜRKÇİMENTO: Yeşil çimentoya geçiş sürecini hızlandıran çimento sektörü, düşük karbonlu üretim için alternatif yakıtlar ve geri kazanım teknolojilerine yatırım yapıyor. Klinker oranını düşürmeyi amaçlayan tebliğ ile önümüzdeki 10 yılda 11 milyon ton karbon salımı azaltılacak. Plastik Sektörü - Kenan Benliler / PAGDER: Plastik sektörü, karbon ayak izini azaltmak için geri dönüşüm kapasitesini artırıyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarıyla kaynak kullanımını optimize eden sektör, ürünlerin geri dönüşüm perspektifiyle tasarlanmasını teşvik ediyor. Kimya Sektörü - Adil Pelister / İKMİB: Plastik ve polimer alt sektörlerinde geri dönüştürülmüş hammadde kullanımıyla fosil yakıtlara bağımlılık azaltılıyor. Biyoplastikler ve biyoparçalanabilir malzemeler öne çıkıyor, özellikle temizlik, tarım ve kozmetik sektörlerinde çevre dostu ürünlere olan talebi karşılıyor. Sektör, sera gazı emisyonlarını azaltmaya odaklanarak yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji tasarrufu önlemleri geliştiriyor. Tekstil Sektörü - Ahmet Öksüz / İTHİB: Tekstil sektörü, "Tekstil Sektörü Sürdürülebilirlik Rehberi"ni yayımlayarak yeşil dönüşümde öncü adımlar attı. Marka-üretici-tüketici iş birliğine dayalı çözümlerle "greenwashing" denen yanıltıcı pazarlama taktiklerine karşı önlemler geliştirilmesi planlanıyor. Üreticiler, operasyonel süreçlerinde çevre dostu yöntemlere geçiş ve enerji verimliliği için yenilikçi teknolojilere yatırım yapıyor. Hazır Giyim Sektörü - Mustafa Paşahan / İHKİB: Belirlenen 40 eylemden 18’i uygulamaya geçti. Sektör, AB’nin sağladığı 37 milyon Euro’luk hibe desteğinden faydalanıyor. Karbon ayak izi ölçümü, ürün yaşam döngüsü, sera gazı emisyonları gibi konularda eğitimler düzenleniyor. Temmuz 2024’te yürürlüğe giren Ekotasarım Yönetmeliği ile, 2027’de dijital ürün pasaportuna geçilecek. Dönüşümün finansmanı için bakanlıklarla temaslar sürüyor. Lojistik Sektörü - Bilgehan Engin / UTİKAD: Lojistik, küresel sera gazı emisyonlarının %5’ini oluşturuyor. Taşımacılık %89, depolama %11 oranında buna katkıda bulunuyor. UTİKAD, üyelerine karbon ayak izi hesaplama, çevre dostu teknolojiye geçiş, intermodal taşımacılığın teşviki ve demiryolu taşımacılığının artırılması gibi alanlarda destek sağlıyor. Yeşil Lojistik Odak Grubu ile mevzuat değişikliklerini ve sürdürülebilir ulaşım çözümlerini değerlendiriyor, webinarlar düzenliyor. Enerji Sektörü - Elvan Tuğsuz Güven / HESİAD: Türkiye’nin yenilenebilir enerji üretimindeki payı %59’a ulaştı. 2035’e kadar 120 bin MW rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesi hedefleniyor. 80 milyar dolarlık yatırım planlanıyor. HES projelerinin hibrit kaynaklarla entegre edilmesi ve izin süreçlerinin kolaylaştırılmasının yeşil dönüşüme büyük katkı sağlayacağı söyleniyor. Tarım Sektörü - Muzaffer Turgut Kayhan / IPUD: Türkiye, 1,5 milyon hektar alanda organik tarım yapıyor ve iyi tarım uygulamaları yaygınlaştırılıyor. Türkiye'deki pamuk üretiminin %10’u sürdürülebilir kaynaklardan sağlanıyor. Tekstil ve hazır giyim sektörleri 2025’e kadar sürdürülebilir pamuk kullanımını %100’e çıkarmayı hedefliyor. İyi pamuk uygulamaları ile, yerli hammadde kullanımı artırılarak ihracat gelirlerinin Türkiye’de kalmasını sağlanacak. Demir ve Demir Dışı Metaller Sektörü - Çetin Tecdelioğlu / İDDMİB: 2026’dan itibaren karbon vergisi zorunluluğu getirileceği için hazırlıklar yapılması gerekiyor. Sektör, enerji yoğunluğu nedeniyle yeşil dönüşüm için enerji yatırımlarına ihtiyaç duyuyor. Dünya Bankası’ndan yatırımlar için 600 milyon Euro’luk kredi garantisi sağlandı. Firmaların, atıklarını uygun şekilde bertaraf etmesi ve kooperatif enerji üretim merkezleri kurarak kendi enerji ihtiyaçlarını karşılaması gerekecek. OTOMOTİV SEKTÖRÜ Otomotiv sektörü ihracatının %70’ini Avrupa pazarına yaparken, yeşil dönüşüm sürecine hız kazandırıyor. Ticari araçlarda elektrikli, binek araçlarda hibrit ve şarj edilebilir hibrit modellerle bu dönüşüme uyum sağlanıyor. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde IPA III programı kapsamında hibe desteği almaya hak kazandı. "Döngüsel Ekonomi ve Kaynak Verimliliği" ile "Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim" odaklı dört yıllık proje, sektördeki dönüşümün temellerini güçlendirecek. OSD Başkanı Cengiz Eroldu, Avrupa pazarında daralan talep ve elektrikli araçların düşük pazar payına dikkat çekerek, şarj altyapısı, teşvik mekanizmaları, yerli tedarik sanayinin dönüşümü, mevzuat altyapısı ve temiz enerji yatırımlarına yönelik bütüncül politikaların gerekliliğini vurguladı. 2025'te devreye girecek sıkı karbon emisyon hedefleri doğrultusunda Avrupa'nın milyarlarca Euro'luk elektrifikasyon yatırımları hızlanırken, Türkiye de bu sürece entegre olmak zorunda kalacak. TÜRKİYE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZMDE ÖNCÜ Sürdürülebilir turizm, çevrenin korunması ve çevre bilincinin geliştirilmesi odaklı çalışmalarıyla öne çıkıyor. Türkiye, 2023 yılında Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) aracılığıyla Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi (GSTC) ile iş birliği anlaşması yaparak, sürdürülebilirlikte dünya çapında örnek gösterilmişti. Türkiye’nin GSTC ile geliştirdiği ulusal sürdürülebilir turizm programı, Paris İklim Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’ndan doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesine katkı sağlıyor. Bu dönüşüm, ülkeyi uluslararası turizm trendlerine uyumlu hale getirerek güçlü bir rekabetçi konuma taşıyor. 2030'da uluslararası turist sayısının 1,8 milyara ulaşması beklenirken, Türkiye’nin bu süreçteki rolü giderek büyüyor. İNŞAAT SEKTÖRÜ: UYUYAN DEV İnşaat sektörü, küresel karbon emisyonlarının %40'ını oluşturması nedeniyle iklim kriziyle mücadelede kilit bir sektör olarak konumlanıyor. Binaların enerji tüketimi ve yaşam döngüsünde kullanılan malzemeler büyük oranda sera gazı emisyonlarına yol açıyor. Dünya Bankası, 2050’ye kadar dünya nüfusunun %70’inin şehirlerde yaşayacağını ve enerji tüketiminin büyük kısmının kentlerden kaynaklanacağını öngörüyor. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), bu doğrultuda Ulusal Katkı Beyanı ve Yeşil Mutabakat Eylem Planı altında bilgilendirme ve yönlendirme çalışmalarını sürdürüyor. Kamu-özel sektör iş birliği ile kurulan Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu, sektörü geleceğe hazırlamak için gerekli koordinasyonu sağlıyor. Süheyla Çebi Karahan - Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkan Vekili: İnşaat sektöründe yapılı çevre kaynaklı karbon emisyonlarını azaltmak için ulusal bazda bütüncül bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini söylüyor. Tasarım, malzeme seçimi, inşaat, kullanım ve yıkım süreçlerini kapsayan yapısal değişiklikler gerektiğini belirtiyor. Yeşil bina teknolojileri ve enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi gerektiğini ekliyor. Cem Özkök - Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı: Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşması için yeşil enerji projelerine daha fazla destek sağlanması gerektiğini aktarıyor. "Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) oluşturulmalı ve AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile uyumlu hale getirilmeli" diyor. 2053 net sıfır karbon hedefi doğrultusunda uzun vadeli düşük emisyonlu kalkınma stratejilerinin geliştirilmesi gerektiğini söylüyor Dr. Sena Serhadlıoğlu - SHURA Enerji Merkezi Kıdemli Analisti: İklim Yasası’nın yürürlüğe girmesi ve karbon fiyatlaması pilot uygulamasının başlaması bekleniyor. AB pazarında rekabet gücünü artırmak için karbon fiyatlamasına geçiş önemli hale geliyor. Kısa vadede enerji verimliliği ve elektrifikasyon, uzun vadede ise yeşil hidrojen gibi teknolojiler sanayide düşük karbonlu üretim için belirleyici olacak. Müberra Eresin - Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı: Türkiye, sürdürülebilir turizmde küresel bir örnek olmaya hazırlanıyor. Türkiye Sürdürülebilir Turizm Endüstri Kriterleri (TR-I), uluslararası standartlarla uyumlu şekilde hayata geçirildi. Bu dönüşüm, turizm sektöründe farkındalığı artırarak hem işletmelere hem de topluma katkı sağlayacak. Fatih Eren - Geri Dönüşümcüler ve Geri Kazanımcılar Derneği (GEKADER) Başkanı: Geri dönüşüm sektöründe enerji tüketimi yüksek, ancak güneş ve rüzgâr gibi alternatif enerji kullanan tesisler oldukça az. Yeşil enerji altyapısına yatırım yapmak ve bu enerjinin üretime yeterli olup olmayacağı konularında soru işaretleri bulunuyor.  

Seyahat Acenteleri, Trabzon Köy Ürünleri Pazarında Buluştu Haber

Seyahat Acenteleri, Trabzon Köy Ürünleri Pazarında Buluştu

Trabzon’un Ortahisar ilçesinde, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) çatısı altındaki seyahat acenteleri temsilcileri, Akoluk Mahallesi’nde hizmet veren köy ürünleri pazarında bir araya geldi. Etkinliğe Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, TÜRSAB Doğu Karadeniz Bölge Kurulu Temsilcisi Volkan Kantarcı, Trabzon Bölgesel Turist Rehberleri Odası Başkanı Ragıp Pirselimoğlu ve diğer yerel yetkililer katıldı.  Başkan Kaya, açılışta yaptığı konuşmada, pazarın Trabzon’a gelen ziyaretçiler ve yerel halk için önemli bir uğrak yeri olmasını istediklerini vurguladı. Akoluk Köy Ürünleri Pazarı’nın, köylerde üretilen doğal ürünleri daha geniş bir kitleye tanıtmayı amaçladığını belirtti ve bu projeyi daha da geliştirmek için çalışmalara devam edeceklerini söyledi. Kaya, bu projeyi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün "Köylü milletin efendisidir" sözünü hatırlatarak destekledi. YENİ PAZARLAR YOLDA Başkan Kaya, Trabzon’da iki yeni köy ürünleri pazarı ve yöresel kahvaltı yeri açmayı planladıklarını duyurdu. Bu pazarların, Yalıncak ve Akyazı bölgelerinde yaz aylarında hizmete gireceğini belirtti. Ayrıca, üreticilere fide, tohum ve gübre desteği verileceğini, hayvansal üretime de destek sağlanacağını sözlerine ekledi.  TÜRSAB VE TURİZM REHBERLERİNDEN TAM DESTEK   TÜRSAB Doğu Karadeniz Bölge Kurulu Temsilcisi Volkan Kantarcı, köy ürünleri pazarını, bölgedeki turlar için bir mola noktası haline getirmeyi hedeflediklerini belirterek, "Bugün Ortahisar Belediyemizin kurduğu Akoluk köy ürünleri pazarımızı ziyaret ettik. Hedefimiz bu pazarın önemini daha da artırarak yöre halkına daha fazla katkı sağlayabilmek. Böylece aynı zamanda ilimize ve bölgemize de katkı sağlamış olacağız" dedi. Kantarcı, Sümela Manastırı ve Karaca Mağarası'nın rotasında yer alan ve Zigana Dağına gidiş güzergahı olan bu noktanın turistik açıdan güçlü bir destinasyon olduğunu ekledi. "Günübirlik turlarla buradan geçen turistlerimiz için sabah yarım saatlik bir mola verilmesi, burada hem alışverişlerini hem de kahvaltılarını yapmasıyla ilgili bazı planlamalarımız var" dedi. TURİSTLER ORGANİK ÜRÜNLERLE BULUŞTURULACAK Trabzon Bölgesel Turist Rehberleri Odası Başkanı Ragıp Pirselimoğlu ise organik üretimin dünya çapında artan önemini vurgulayarak, "Organik üretim artık bütün dünyada yükselen bir değer. Bizler de bölgesel turist rehberleri odası olarak Trabzon’a gelen misafirlerimizi bu organik değerlerle buluşturmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz, gerekli girişimlerde bulunacağız" dedi.

Festival, Manavgat’ın Zeytin Potansiyelini Ortaya Çıkardı Haber

Festival, Manavgat’ın Zeytin Potansiyelini Ortaya Çıkardı

Antalya’nın Manavgat İlçesi, 1-3 Kasım tarihleri arasında ilk kez düzenlenen “Zeytin ve Zeytinyağı Festivali”ne ev sahipliği yaptı. Manavgat Belediyesi tarafından gerçekleştirilen festival, zeytin temalı kortejle başlayarak, antik taş yataklarda zeytin sıkımı gibi çeşitli etkinliklere sahne oldu. Ayrıca, Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde zeytin tarımı ve zeytinyağı sektörüne dair çalıştay, söyleşi ve forumlar düzenlendi. Festivale çeşitli yerlerden gelen vatandaşlar ve Manavgatlılar yoğun ilgi gösterdi.  “ZEYTİNİN KATMA DEĞERİNİ ARTIRACAĞIZ” Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara ilk kez düzenledikleri festivali geleneksel hale getirip her sene daha da güçlendirerek, uluslararası boyuta taşıyacaklarını söyledi. Kara “Bu festival vesilesiyle ilçemizin ciddi bir zeytin ve zeytinyağı üreticisi olduğunu ve bölgemizin bu konudaki gücünü kamuoyuna duyurmak amacıyla çıktığımız yolda çok önemli bir adım attığımıza inanıyorum. Sektör paydaşları ve zeytin üreticilerimiz ilk kez bölgede zeytinin konuşulmasından çok memnun oldular. Zeytin, 2 milyon zeytin ağacına ev sahipliği yapan ilçemiz tarım kültürünün önemli bir parçasıdır. Ayrıca önemli bir ekonomik değere de sahiptir.  11 Farklı zeytin türüne ev sahipliği yapan ilçemizde; kalamata, memecik, ayvalık, tarı ak, domat, manzanilla, arbekün, girit, gemlik tavşan yüreği ve sadece bize has beylik zeytini yetişiyor. ‘Beylik Zeytin’imiz için ilgili kurumlarla bir araya gelerek coğrafi  işaret alınmasına öncülük edeceğiz. Manavgat’ta şu an 50 bin dönüm üretim alanında yılda yaklaşık 50 bin ton zeytin elde ediliyor. Ayrıca bölgede faaliyet göstere 11 adet zeytinyağı fabrikasında yılda yaklaşık 9-10 bin ton zeytinyağı üretiliyor” dedi. “MANAVGAT ZEYTİNDE KENDİ MARKALARINI YARATACAK” Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara sözlerine şöyle devam etti: “ İlçemizde giderek büyüyen zeytin tarımını destekleyerek, zeytinyağı üretiminde daha ileri endüstriye geçmemiz için gerekli markalaşma ve mekanizasyon çalışmalarına öncülük edeceğiz. Zeytinyağının katma değerini yükseltecek, üreticinin refahının da artmasına katkı sağlayacak pazarlama ve kooperatifle ilgili çalışmaları destekleyeceğiz. Manavgat kendi markalarını yaratacak ve ben belediye başkanı olarak zeytin tarımının ve zeytinyağı sektörünün sürdürülebilirliğine sahip çıkacağım.” “ZEYTİN SAĞLIKTIR” Doktor Başkan zeytinin sağlığa faydasına dikkat çekerken şunları söyledi: “Zeytin saçımızdan tırnağımıza kadar, kalbimizden beynimize kadar her şey için sağlıklı bir üründür ve antioksidan özelliğe sahiptir. Zeytini ve zeytin yağını tüketmemiz gerekiyor. Zeytin, vücut için barıştır ve vücudun kendisiyle barışık olmasını sağlar. Bu kadar faydalı olan zeytinin ve zeytinyağının tüketilmesi ve onun değerlendirilmesi temel hedefimizdir.” dedi.  SÜRDÜRÜLEBİRLİK, DESTEKLER, ÖRGÜTLENME VE MARKALAŞMA KONUŞULDU Festival kapsamında çalıştay, söyleşi ve forum düzenlendi. Tarım yazarı Mine Ataman moderatörlüğünde zeytin ve zeytinyağı çalıştayı gerçekleştirildi. Uzman akademisyenler tarafından kalite, coğrafi işaret ve gastronomi konuları ele alındı. İkinci günde gazeteci Meliha Okur moderatörlüğünde bir forum düzenlendi. Foruma katılan ünlü tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, zeytincilikteki üretici, işgücü ve tağşiş sorunlarını dile getirirken tarımın devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini söyledi. Antalya Tarımsal Daire Hizmetleri Başkanı Seda Özel ise iklim sorununa dikkat çekerek, suyu fazla tüketen ürünlerden kaçınılması gerektiğini ve tarımda örgütlenmenin önemini ifade etti. Festivalde ayrıca Ezgi Gözeger’in moderatörlüğünde Saraçlı Mahallesinde üreticilerle zeytinyağı konulu söyleşi düzenlendi. Manavgat’ın genetiği bozulmamış zeytinlerinden geleneksel taş sıkma yöntemiyle, antik çağdan kalma taş yataklarda, zeytin üreticisi kadınlar tarafından soğuk sıkım zeytinyağı etkinliği yapıldı.  FESTİVAL ÇARŞISINDA SERGİLENEN MANAVGAT’IN ZEYTİNLERİ VATANDAŞ TARAFINDAN BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ Festival boyunca, Manavgat yöresine ait zeytin ve zeytinyağlarının sergilendiği festival çarşısı, 1-3 Kasım tarihleri arasında Manavgat Atatürk Kültür Merkezi önünde vatandaşlar tarafından ziyaret edildi. Burada, yerel üreticilerin sunduğu zeytin çeşitleri ve zeytinyağları ziyaretçiyle buluşurken, vatandaşlar tarafından büyük ilgi gördü.  

Antep Fıstığı Üreticilerine Lisanslı Depo ile Faizsiz Kredi Fırsatı! Haber

Antep Fıstığı Üreticilerine Lisanslı Depo ile Faizsiz Kredi Fırsatı!

GAZİANTEP (İHA) - Gaziantep Ticaret Borsası (GTB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı, Antep fıstığı üreticilerinin lisanslı depolarda ürünlerini değerlendirerek finansal destekten yararlanabileceğini belirtti. Akıncı, lisanslı depoya ürün bırakan çiftçilere, Elektronik Ürün Senetleri (ELÜS) karşılığında 9 ay vadeli faizsiz kredi imkanı sunulduğunu açıkladı. Akıncı, ürünlerini lisanslı depoya teslim eden çiftçilerin ELÜS tutarının yüzde 75’i kadar krediye Ziraat Bankası aracılığıyla erişim sağlayabildiğini ifade etti. Gaziantep Ticaret Borsası’nın 2021 yılında şehirde kurduğu Antep Fıstığı Lisanslı Deposu, üreticilere güvenli depolama hizmetinin yanı sıra finansman desteği de sunarak ürünlerini uygun koşullarda saklama imkanı sağlıyor. Hasat dönemindeki arz fazlalığı nedeniyle oluşan fiyat düşüşlerinden korunmak isteyen çiftçiler için lisanslı depoların önemli bir fırsat sunduğunu söyleyen Akıncı, “Çiftçilerimiz, lisanslı depoya teslim ettikleri ürünlere karşılık verilen ELÜS senetleri ile 9 ay vadeli faizsiz kredi desteğinden faydalanabiliyor” dedi. Akıncı, bu kararın 30 Aralık 2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, bireysel üreticilerin yanı sıra tarımsal örgütlerin de üyelerinin üretim kapasitelerine göre ELÜS tutarının yüzde 75’i oranında kredi başvurusunda bulunabileceğini belirtti. Üreticiler, bu destekten faydalanmak için Ziraat Bankası veya Ziraat Katılım’a başvuruda bulunabilirler. Akıncı, finansal desteğin tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından önemine vurgu yaparak, “Lisanslı depo aracılığıyla sunulan bu tarz destekler üreticilerimizin nakit akışını iyileştirerek mali yükümlülüklerini daha etkin bir şekilde karşılamalarına imkan sağlamakta. Bu destek, yalnızca bireysel üreticilere değil, aynı zamanda sektörün genel gelişimine de katkı vermekte” diye konuştu.

Safranbolu’da Safran Hasadı Heyecanı: Yerli ve Yabancı Turistlerin İlgisi Büyük Haber

Safranbolu’da Safran Hasadı Heyecanı: Yerli ve Yabancı Turistlerin İlgisi Büyük

KARABÜK (İHA) - UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Karabük’ün tarihi Safranbolu ilçesi, dünyanın en pahalı baharatlarından biri olan safranın hasadı için yerli ve yabancı turistleri ağırladı. Safranbolu’nun zengin kültürel mirasını tamamlayan bu değerli bitkinin hasadı, bölgedeki tarım ve turizmin canlanmasına büyük katkı sağlıyor. 8.Safran Festivali'nin bu yılki etkinlikleri, geçtiğimiz günlerde yaşanan terör saldırısı nedeniyle iptal edildi. Ancak festivalin ana unsuru olan safran hasadı, yine de ilgi odağı oldu. Yukarıçiftlik köyü Keten Mahallesi’nde İsmail Yılmaz’ın safran tarlasında gerçekleşen hasat etkinliği, bölgedeki safran üretimini gözlemlemek isteyen ziyaretçileri bir araya getirdi. Karabük Vali Yardımcısı Erol Özkan, Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse ve diğer yerel yöneticiler de etkinlikte hazır bulundu. Sepetleriyle safran toplayan katılımcılar, hem eğlenceli anlar yaşadı hem de bol bol fotoğraf çektirdi. Belediye Başkanı Elif Köse, safranın bölge için önemini vurgulayarak Safranbolu’nun bu değerli ürünü eskiden daha fazla ürettiğini hatırlattı: "Tarihe baktığımızda belki de Türkiye'ye yetecek kadar safran üretilirken şimdi Safranbolu'nun kendi ihtiyacını karşılayacak kadar bile safran üretemez durumdayız. 2015 yılından beri safranın üretiminin yeniden artması çok önemli. Bundan sonra üretimin çok fazla olacağına inanıyorum” dedi. İlk kez safran hasadı deneyimleyen ziyaretçiler arasında, iki ay önce Karabük’e taşınan Edanur Erkin de vardı. Safran çiçeğinin bu kadar etkileyici olduğunu bilmediğini ifade eden Erkin, safranın faydalarını ve en pahalı bir baharat olduğunu etkinlikte keşfettiğini belirtti. Karabük Üniversitesi öğrencisi Buse Polat ise, safranın değerini ve farklı kullanım alanlarını öğrendiğini belirtti. Hasatta safran çiçeğini özenle topladığını ifade eden Polat, lokum ve kolonyada kullanılan bu değerli baharatın ne kadar hassas bir bitki olduğundan bahsetti. Safran üreticisi İsmail Yılmaz ise hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisinden memnun olduğunu dile getirdi. Her yıl daha fazla ilgi gören safran hasadı etkinliği, bölgenin tarım turizmi açısından önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.