Hava Durumu

#Tekirdağ

TOURISMJOURNAL - Tekirdağ haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tekirdağ haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Tekirdağ 8 ayda yaklaşık 4 milyon ziyaretçiyi ağırladı Haber

Tekirdağ 8 ayda yaklaşık 4 milyon ziyaretçiyi ağırladı

İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu, AA muhabirine, yeşilin ve mavinin iç içe olduğu kentte turizm sezonunun 8 ayda dolu dolu geçtiğini söyledi. Kente gelen doğa tutkunlarının kamp, yürüyüş, ATV turları ve Uçmakdere’deki yamaç paraşütü gibi etkinlikler yaptığını aktaran Hacıoğlu, “Bu yılın hedeflediğimiz turist sayısına 8 ayda ulaştık. Yıl sonuna kadar da mevsim farkı gözetmeksizin havaların uygun olmasıyla beraber yamaç paraşütü ve özellikle şimdi bağ bozumundan sonra bizim bağlarımız çok turist alacak ve dolayısıyla hedeflediğimiz rakamı geçeceğiz diye düşünüyorum.” dedi. Hacıoğlu, 8 mavi bayraklı plaja sahip kentte her yıl binlerce kişinin bölgeye geldiğini ifade ederek, kente olan ilginin arttığını dile getirdi. Ramazan ve kurban bayramı tatillerinin uzun olmasının turizme önemli yansıması olduğunu aktaran Hacıoğlu, şunları söyledi: “Bir bütün olarak düşündüğünüzde yazlıkçılar, günübirlik ziyaretçiler, otelde kalan misafirlerimiz, kamp karavanlarında kalanlar, bağ evlerine gelenler, paraşüt için gelenler, ATV için gelenler, yelken için gelenlerle, renkli ayçiçeği ve lavanta tarlalarına gelenlerle çok verimli bir sezonu geçirdik. Bizim yaklaşık 147 belgeli tesisimiz var basit konaklamada, 40 civarında da turizm işletme yani 200’ün üzerinde konaklama tesisimiz var. Tesislerin hepsi yaz döneminde doluydu.” Hacıoğlu, Tekirdağ’ın İstanbul’a yakın olmasının turizm açısından büyük bir avantaj olduğunu belirterek, kente en çok yerli tatilcinin İstanbul’dan geldiğini ifade etti. “YURT DIŞINDAN GELEN TURİST SAYISINDA ARTIŞ VAR” Yurt dışından gelen ziyaretçilerinden diğer yıllara göre artmaya başladığını dile getiren Hacıoğlu, şunları kaydetti: “Yurt dışından en çok Bulgaristan, Romanya ve Macaristan’dan tatilci geliyor. 2024 yılının Türk-Macar yılı ilan edilmesinden dolayı oradan gelen ziyaretçi sayımız arttı. Yani sabah gelip akşam giden günübirlikçi ziyaretçilerimizi çok fazla. Bunların yanı sıra 850 bin yazlıkçı var bizde. İstanbul sınırındaki Sultanköy’den başlayarak Çanakkale sınırına kadar 133 kilometrelik Marmara’nın tüm kıyıları neredeyse yazlıklarla dolu. Dolayısıyla sayı çok arttı. Yılın 8 ayında 4 milyon ziyaretçiye ulaştık. Umuyorum ki görünen de o çünkü bağ bozumları daha yeni yapılıyor. Bağ bozumuna ilgi çok fazla oluyor. Hava şartları da müsait yamaç paraşütü uçuşları yapılacak. Yine coğrafi işaretli gastronomi ürünlerimiz için de gelecekler ve ziyaretçi sayısının 4 milyonu geçebileceğini düşünüyorum.”

Kumbağ’da turizm sezonu açıldı Haber

Kumbağ’da turizm sezonu açıldı

Süleymanpaşa ilçesine 15 kilometre mesafede, geniş kumsalı, temiz deniziyle ünlü Kumbağ, Tekirdağlıların yanı sıra çevre illerden gelen misafirlerini de ağırlıyor. Kumbağ’a gelenler geniş kumsalında dinlenip, denize girdikten sonra çayını yudumluyor.  Halk plajlarının yanı sıra dinlenme tesisleri ve pansiyonlar da bulunan bölgede, çeşitli turistik tesisler göze çarpıyor.  Kumbağ, yaz aylarında İstanbul ve diğer çevre illerden gelen turistlerle kendi nüfusundan 25-30 kat daha fazla bir nüfusa sahip oluyor.  İstanbul, Çanakkale, Kırklareli ve Edirne gibi şehirlere yakınlığı ile bilinen Kumbağ'da su kayağı, rüzgar sörfü, tracking, yamaç paraşütü gibi doğa sporları yapmak da mümkün.  Kumbağ’da isteyen tatilciler balık tutabilir, piknik yapabilir, deniz kenarında çayını yudumlayarak tatilin keyfini çıkarabilir. Özellikle haziran, temmuz ve ağustos aylarında yerli ve yabancı turist akınına uğrayan Kumbağ’da, pek çok işletme daha iyi konaklama hizmeti vermek için adeta yarışıyor.  Bu da müşteriye konfor, kalite ve daha iyi hizmet olarak geri dönüyor.  KUMBAĞ’IN TARİHİ  Kumbağ, Ganos Dağlarının Marmara kıyılarında kurulmuş, tarihi oldukça eskiye dayanan küçük bir balıkçı köyüdür. Kumbağ, 1913 yılında Balkan Savaşı öncesinde Kumbos isimli 600 haneli bir Rum balıkçı köyüyken 1923 yılına kadar devam eden sürede Yunanistan, Bulgaristan 1935 yılında da Romanya'dan göçmenlerle iskan edilmiştir. Tekirdağ'ın Kumbağ kasabası 1993 yılında belediye olma hakkını elde etmiştir. Yeni büyükşehir kanunuyla belediye teşkilatı kaldırılmış olan Kumbağ, mahalleye dönüştürülmüştür. COĞRAFYASI Süleymanpaşa'ya 15 kilometre uzaklıktadır. Kumbağ, deniz seviyesinden 13 metre yüksektedir.  Özellikle Kumbağ’ın İstanbul'a yakınlığından dolayı İstanbul'dan gelen ziyaretçi sayısı fazladır. Bunun dışında başka ülkelerden gelenler de vardır. Yaz aylarında beldeyi sörfçüler sever. Yaz aylarında rüzgar, sörfçülerin seveceği tarzdandır. Ayrıca Tekirdağ köftesi meşhurdur. İstanbul ile Kumbağ arasında 160 Km mesafe vardır ve yolculuk 1 saat 45 dakika sürer (100 km/h ortalama hız ile).

Tekirdağ'ın ramazan çöreği için coğrafi işaret başvurusu Haber

Tekirdağ'ın ramazan çöreği için coğrafi işaret başvurusu

Kentin zengin gastronomi kültüründe özel bir yere sahip ramazan çöreği, geçmişten bugüne uzanan lezzet mirası olarak biliniyor. Bu lezzetin korunması, ulusal ve uluslararası alanda tanıtılması amacıyla Trakya Kalkınma Ajansı koordinasyonunda, Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası ile Tekirdağ Kültür ve Turizm Müdürlüğü işbirliğiyle Türk Patent ve Marka Kurumuna coğrafi işaret başvurusu yapıldı. Trakya Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mahmut Şahin, ramazan çöreğinin tescillenmesiyle Tekirdağ'ın 11'inci, Trakya'nın ise 29'uncu coğrafi işaretli ürünü olacağını belirtti. Şahin, "Trakya'mızda ürettiğimiz yöresel ürünlerimizin hem ulusal hem de uluslararası pazarlarda tanınırlığını artırmayı, pazar değerlerini yükseltmeyi ve nihayetinde üreticimizin daha yüksek bedellerle ürünlerini tüketiciyle buluşturmasını sağlıyoruz" dedi. Sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumlarıyla işbirliği halinde olduklarını da vurgulayan Şahin, Trakya'da coğrafi işaretli ürünlerin artmasını istediklerini ifade etti. Şahin, Tekirdağ'da coğrafi işaretli ürünlerden 9'unu kentin lezzetlerinin oluşturduğuna işaret ederek, "Ramazan çöreği yalnızca Tekirdağ'a mahsus. Hazımsızlığa iyi gelen, mideyi rahatlatan bir lezzet ve uzun süre dayanıklı olmasından dolayı günlerce bozulmuyor" bilgisini verdi. KENDİNE HAS KOKUSU VE TADI VAR Tekirdağ Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu, ramazan çöreğinin Tekirdağ'ın gastronomi hazinelerinden biri olduğunu belirterek, kentin kültürel değerlerinin tescil ettirilmesi için çalışmalar yaptıklarını dile getirdi. Hacıoğlu, özellikle ramazan ayında üretilen çöreğin, kendine has tadı ve kokusuyla benzerlerinden ayrıldığını belirterek, "Son dönemde gastronomi turizminin en önemli konuların başında coğrafi işaret geliyor. Yerli ve yabancı turistler coğrafi işaretli ürünlere daha fazla ilgi gösteriyor" ifadelerini kullandı. Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Günay, çöreğin Osmanlı döneminden gelen bir gelenek olduğunu ifade ederek, coğrafi işaret tescilinin, yöresel ürünlerin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması açısından kıymetli olduğunu kaydetti. NOHUT MAYASIYLA MAYALANIYOR Çöreği üreten sayılı fırıncılardan Ekrem Ökten, çöreğin tarifinin kendi reçetesinde saklı olduğunu dile getirdi. Çöreğin Türkiye'de bilinirliğinin artması için çaba sarf ettiklerini vurgulayan Ökten, coğrafi işaretin son derece önemli olduğunu kaydetti. Ramazan çöreğinde hiçbir katkı maddesi bulunmadığını belirten Ökten, şunları anlattı: "Nohut mayasının kıvamını tutturmak çok önemli. Maya sıcak ve soğuk sevmez. Gecede 4-5 defa yerlerini değiştirmek lazım. Ramazan çöreği, sarı rengi almalı. Bu rengi almadığında içerisinde katkı maddesi var demektir. Mayayı tutturmakla da iş bitmiyor. Gece gelip iki kez yoğuruyorum. Kabarmasından şekil almasına kadar yapılan işlemlerin hepsi zincirleme. Çok incelik ve ustalık isteyen bir iş."

Şarköy'ün turizm potansiyelini artırması bekleniyor Haber

Şarköy'ün turizm potansiyelini artırması bekleniyor

Marmara Denizi kıyısındaki Şarköy, her yıl tatilcileri mavi ve yeşille buluşturuyor. İlçe, ziyaretçilerine temiz bir çevrede doğayla iç içe tatil fırsatı sunuyor. Şarköy Belediye Başkanı Alpay Var, AA muhabirine, ilçenin "sakin şehir" ünvanı almasının mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. İlçeyi uluslararası platformda tanıtacak ve geliştirecek olan "sakin şehir" ağına 73 kriterin değerlendirilmesinden sonra kabul edildiklerini belirten Var, şunları kaydetti: "Türkiye'de 'sakin şehir' ünvanı olan 23. üye olduk. 'Sakin şehir' ünvanını almak için birçok kriterin tamamlanması gerekiyor. Sakin şehir felsefesiyle insan ve doğa bir bütün olarak görülerek kentsel işleyiş buna uygun biçimde dizayn ediliyor. Bu sebeple hava ve su temizliği, kentsel katı atıkların ayrıştırılarak depolanması, insanların birbirleriyle iletişim kurabilecekleri, sosyalleşebilecekleri alanların yaratılması amaçlanıyor. Sürdürülebilir anlayışla el sanatlarına, doğasına, gelenek ve göreneklerine sahip çıkılması, aynı zamanda yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması, teknolojinin kolaylıklarından da yararlanılması gibi kriterlere sahip olunması gerekiyor." Var, "sakin şehir" ünvanının ilçenin gelişimine ve tanıtımına büyük katkı sağlayacağını , Tekirdağ'ın kültürel değerlerini, doğal güzelliklerini ve kendine özgü tatlarını tüm dünyaya duyuracak çalışmalar yapmaya devam edeceklerini dile getirdi. İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu da Trakya'da Vize ilçesinin ardından Şarköy'ün de "sakin şehir" ünvanı aldığını söyledi. "Sakin şehir" ünvanının ilçenin turizm potansiyelini artırmasını beklediklerini belirten Hacıoğlu, "Değişen ve gelişen turizm sisteminde ilçenin doğasının, çevresinin, altyapısının ve gastronominin korunarak turizme yansıması çok iyi olacaktır. Artık dünyada tatilciler bu tip özellikleri gözetiyorlar. Şarköy de harika denizi, ormanı, önemli tarım ürünleri ve gastronomiye altyapı oluşturmasıyla tatilcilerin dikkatini çekecektir." diye konuştu. Hacıoğlu, Şarköy'ün bu ünvanla sadece yazlıkçıların değil, daha fazla yerli ve yabancı turistin ilgi odağı haline geleceğini dile getirdi.

Rakoczi Müzesi'ni 2 bin kişi gezdi Haber

Rakoczi Müzesi'ni 2 bin kişi gezdi

Rakoczi Müzesi Müdürü Ali Kabul, AA muhabirine, Osmanlı'ya sığınan Macar prensinin Tekirdağ'da güvenle yaşadığı evin, Osmanlı'nın güven ve misafirperverliğinin sembolü olarak günümüzde müze olarak korunduğunu söyledi. Salgın sonrası müzeye olan ilginin arttığını ifade eden Kabul, "Bu yıl Macarlar olmak üzere, Bulgar turistler en çok müzeyi ziyaret eden kesim oldu. İlk 7 ayda 2 bin civarından ziyaretçimiz oldu. Sonbahar da ve kışa doğru turizm firmalarının yapacağı turlarla müzeye gelen ziyaretçi sayısı artacaktır." dedi. Kabul, Rakoczi'nin Tekirdağ'da misafir olarak kaldığı evin 1931'de Macar hükümeti tarafından satın alınarak aslına uygun inşa edildiğini, kente gelen Macarların mutlaka müzeyi ziyaret ettiğini dile getirdi. Müzenin Türk-Macar dostluğunun kültürel simgesi haline geldiğini belirten Kabul, "Müzede ziyaretçiler daha çok Rakoczinin çalışma salonu, oyma koltuk ve yemek salonu olarak kullanılan bölüme ilgi gösteriyor. Rakoczi'nin, vadedilen yardımların gelmemesi üzerine 250 silah arkadaşıyla Osmanlı topraklarına geldi. Rakoczi ömrünün 15 yılını bu evde geçirdi. Hem Rakoczinin anılarının olması hem de 300 yıl öncesinin Osmanlı sivil mimarisini yansıttığı için ziyaretçilerin dikkatini çekiyor" ifadelerini kullandı. Rakoczi Müzesi Macaristan'ı işgal eden Avusturya'ya karşı Macar ayaklanmasının lideri II. Frenc Rakoczi, beklenen yardımların gelmemesi üzerine başarılı olamadı. Başarısızlığı nedeniyle ülkesinden ayrılmak zorunda kalan Rakoczi, 1735 yılından ölümüne dek Tekirdağ'daki evde güvenle kaldı. Müzeye dönüştürülen Barbaros Caddesi'ndeki evi, çok sayıda Macar'ın yanı sıra yerli turistler de ziyaret ediyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.