Hava Durumu

#Tekstil

TOURISMJOURNAL - Tekstil haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tekstil haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Demiray: Haber

Demiray: "Turizmde Kurtuluş Doların Enflasyonla Uyumu"

Dedeman Hotels & Resorts International (DHRI) Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Demiray, turizm sektöründe 2024'te sıkı para politikaları nedeniyle kârdan feragat ettiklerini söyledi. "2025 yılında yüzde 30 enflasyon hedefleniyorsa dolar da yüzde 30 realize olmalı. Bugün geldiğimiz noktada dolar 35 TL’lere dayanmış durumda. Önümüzdeki yıl 42 TL civarına gelmesi gerekiyor. Turizm sektörü başka türlü ayağa kalkamaz, ayakta da kalamaz" dedi. 2024 yılı turizm için zor geçerken, artan girdi maliyetleri ile döviz kuru arasındaki fark, sektörün kârlılığını düşürdü. Demiray, "2024 yılında kârdan fedakarlık ettik. Yüzde 10 ile 15 arasında kârlılıklarımız eridi. Bu durum para sıkılaştırma politikasından kaynaklı. Özellikle bizim birlikte çalıştığımız tekstil sektörü dolar ve eurodan dolayı büyük darbe yedi. Yurt dışına döndüler. İnsanlar toplantılarını, eğitimlerini, ötelediler. Öteleyince turizm sektöründe iptaller çok yaşandı. Bununla birlikte kamu da sıkılaştırmaya gitti. Devlet de ihaleleri iptal etti. Tüm bunlar turizmcileri olumsuz etkiledi" dedi. "DOLAR ENFLASYON ORANINDA ARTIŞ GÖSTERMELİ" Demiray, doların enflasyona paralel artması gerektiğini vurgularken, "Eğer Türkiye'de 2025 yılında yüzde 30 enflasyon hedefliyorsak doların da yüzde 30 realize olması, devalüe edilmesi gerekiyor. Bugün geldiğimiz noktada dolar 35 TL’ye dayanmış durumda. Önümüzdeki yıl yüzde 30 enflasyon mu öngörüyoruz o zaman doların 42 TL civarına gelmesi gerekiyor. Bunun da kademeli olarak gerçekleşmesi lazım" dedi. Kademeli artış olmadığında, çalışan ve enerji maliyetlerinin hızla yükseldiğini vurguladı. Turizmci, fiyatları bir anda yüzde 30-40 oranında artıramadığından kârlılık oranını düşürünce birçok otelin bu durumla başa çıkamadığını savundu. "2025’İN İLK YARISINDA HER ŞEYİ DUYABİLİRİZ" Demiray, 2024'te 270’e yakın otelin konkordato ilan ettiğine işaret ederek, 2025’in ilk 6 ayında daha fazlasının olabileceğine dikkat çekti. "Bunun nedeni de plansızlık ve yanlış yönetim şekli. Biz sistem yapmıyoruz, sistemin bir parçası olamıyoruz. Sistem olmadığı için de maliyet yönetimi doğru fiyatlamayla pekişmiyor. Bizim önce neyi sattığımızın maliyetini bulup sonra fiyatları belirlememiz gerekiyor. Eski bakkal usulü yapıyor çoğu işletme. Hala bütçesi olmayan oteller var" yorumunda bulundu. "BÖLGESEL ASGARİ ÜCRET ŞART" Demiray, asgari ücretin yüzde 30’un üzerine çıkmaması gerektiğini savunarak, Turizm sektörünün bu artışı yönetemeyeceğini söyleyen Demiray, asgari ücret artışı yüzde 45 olursa, otel maliyetlerinin 2.200 TL’yi aşacağını belirtti. Oda fiyatının en az 5.000 TL’ye çıktığı durumda da konaklayacak misafir bulunamayacağını ekledi. Demiray, bölgesel ücret sistemine geçilmesini önerdi. "BODRUM’DA BİR TOP DONDURMA 1500 TL" Demiray, turizmdeki "fahiş fiyat" tartışmalarına da değindi. "Fırsatçılık her sektörde var. Bodrum’da bir top dondurma 1500 TL. Bu artık ayıp. Devlet denetimlerini, işini bilen liyakatli insanlarla sıklaştırırsa bu iş çözülür" dedi.

Yeni Yatırımlarla Büyüyen Şahinler Holding Haber

Yeni Yatırımlarla Büyüyen Şahinler Holding

Şahinler Holding, tekstil, turizm ve ambalaj alanında yeni yatırımlarla atılım yapmaya hazırlanıyor. Holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin, "Elazığ’da ve Mısır’da tekstil fabrikası yatırımlarımız var. Turizmde de Kapadokya’da yeni bir otel yatırımı için çalışmalarımız sürüyor. Ambalaj sektöründe de yeni fabrika için çalışıyoruz" dedi. Şahinler Holding, tekstil, giyim, inşaat-gayrimenkul, serbest bölge işletmeciliği, catering, spor, ambalaj ve turizm gibi çeşitli sektörlerde faaliyet gösteriyor. Şirket, yeni yatırım planlarını, Şahin’in "Sıfırdan Zirveye" adlı kitabının tanıtım toplantısında paylaştı. Toplantıda Şahin, gelecek dönemde planlanan projelerden bahsetti. Antalya’da düzenlenen tanıtım toplantısında Şahin, toplamda 8 sektörde faaliyet gösteren Şahinler Holding’in yeni yatırım hedeflerinden bahsetti. 10 bin kişiye istihdam sağlayan holdingin, tekstil, turizm ve ambalaj alanında yeni yatırımlar için çalışmalara başladığı bildirildi. TEKSTİL ALANINDA YATIRIM ATAĞI Elazığ’da kurulacak tekstil fabrikası 1000 kişiye iş imkânı sağlayacak. Bu fabrika ile daha uygun maliyetle üretim yapılıp, Avrupalı müşterilere daha rekabetçi fiyatlarla üi fiyatlarla xfcrün sunulacak. Trakya’daki mevcut fabrika da faaliyetlerine devam edecek. Şahin, Türkiye’deki ekonomik şartlar nedeniyle çok sayıda tekstil şirketinin yurt dışında üretime yöneldiğine dikkat çekti. Şahinler Holding, Mısır’da 60 milyon dolarlık ciro hedefiyle yeni bir işletme kurdu. Burada 20 milyon adetlik üretim kapasitesine ulaşılacak ve 3 bin kişiye istihdam sağlanacak. Şahin, "Yurt içinde de yurt dışında da yatırım yapıyoruz. Şirket olarak yumurtaları farklı sepetlere koyuyoruz. Firmalarımızın da bunu yapması gerekiyor" dedi. KAPADOKYA’YA YENİ OTEL GELİYOR Turizm alanındaki büyük projelerden biri de Kapadokya’da yeni bir otel açılışı olacak. Şahinler Holding, 4 bin yatak kapasitesine sahip beş otelle 12 ay boyunca kesintisiz hizmet veriyor. Yeni otel ile birlikte yatak kapasitesinin ve istihdam sayısının artması planlanıyor. AMBALAJDA GERİ DÖNÜŞÜM YATIRIMI Ambalaj sektöründe de yeni bir fabrika kurma çalışmaları devam ediyor. Fabrikada geri dönüşümle köpük tabak, çatal-bıçak ve streç film üretilecek. Bu tesis, 10 bin metrekarelik kapalı alanda faaliyet gösterecek ve aylık 350 ton üretim kapasitesine sahip olacak. YENİLENEBİLİR ENERJİ VE SÜREKLİ BÜYÜYEN HEDEFLER Şahinler Holding, yenilenebilir enerji alanında da yatırımlar yapıyor. GES projeleri ile toplam 6,2 milyon dolar yatırım yaptıklarını belirten Şahin, 2025 yılına kadar 21 milyon kWh elektrik üretmeyi hedeflediklerini söyledi. Bu projelerle 5 bin 200 ton karbondioksit salınımını önlediklerini de sözlerine ekledi. ASGARİ ÜCRET DEĞERLENDİRMESİ Şahin, Türkiye’deki ekonomik görünümle ilgili de görüşlerini paylaştı. Şahin, "Birçok yerde işten çıkarmalar var. Asgari ücret konusu da tartışılıyor. Yüksek bir zam verilirse şirketler zorlanacak, düşük verilirse insanlar sıkıntıya düşecek. Bu durumda da teşvik verilerek yüksek zam yapılması doğru olacaktır. İhracat yapan firmaların da çok sıkılmaması gerekiyor. Enflasyonu kışkırtmayacak projeler geliştirilerek ilerlenmesi şart" yorumunda bulundu.

Kayseri Sanayisi Yeni Suriye’nin İnşasına Destek Olacak Haber

Kayseri Sanayisi Yeni Suriye’nin İnşasına Destek Olacak

KAYSERİ (İHA) - Kayseri Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yalçın, yeni kurulacak Suriye'nin inşasında Kayseri sanayisinin önemli bir rol üstleneceğini ifade etti. Yalçın, Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri durumunda dahi Kayseri’deki fabrikaların üretim kapasitesinde herhangi bir aksama yaşanmayacağını vurguladı. "SURİYELİLER GİTSE DE FABRİKALARIN ÇARKLARI DÖNMEYE DEVAM EDER" Suriye'de Beşar Esad rejiminin sona ermesiyle birlikte Suriyelilerin ülkelerine dönüş süreci hız kazandı. Bu gelişmelerin ardından açıklamalarda bulunan Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, Suriyelilerin dönüşüyle ilgili sürecin henüz başında olunduğunu belirtti. Yalçın, Özgür Suriye Ordusu'nun bir hafta içerisinde Halep, Hama, Humus ve son olarak başkent Şam’ı ele geçirerek Esad rejimini devirdiğini hatırlatarak, "Şimdi yeni bir devlet, yeni bir oluşum ve yeni bir seçim süreci var" dedi. Sürecin tamamlanması zaman alacak olsa da Suriyelilerin ülkelerine dönüşünün hızlandığını belirten Yalçın, sınır kapılarında yaşanan yoğunluk nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yayladağı Sınır Kapısı'nı açtığını belirtti. Kayseri’de yaşayan Suriyelilerin fabrikalarda çalıştıklarını hatırlatan Yalçın, "Suriyeli vatandaşları 14 yıl boyunca Türkiye olarak vatanımızda en güzel şekilde misafir ettik. Tabii fabrikalarda, eski sanayide, yeni sanayide çalışanlar oldu. Buraya geldiklerinde 3-4 yaşında olan çocuklar vardı, bugün bunlar 18-20 yaşlarındalar. Burada doğan çocuklar oldu, çok güzel Türkçe konuşuyorlar. Buradaki Suriyelilerin hepsi de gidebilir, bir kısım buradaki yaşamdan memnun olup gitmeyebilir. İlerleyen süreç durumu gösterecek. Bana göre Suriyelilerin yüzde 80'i gidecek. Kayseri OSB olarak istihdam sıkıntısı yaşayacağımıza inanmıyoruz" dedi.  Bir sanayi şehri olan Kayseri'nin fabrikalarının kapasitesinin ve istihdamın sürekli arttığını söyleyen Yalçın, "Çarklar her zaman döner. Gerektiğinde siyasilerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımızla bir araya gelip nitelikli insan gücünü nasıl sağlarız onu da konuşuruz" ifadelerini kullandı. "YENİ SURİYE'NİN İNŞASINDA BÜYÜK KATKI SUNACAĞIZ" Yeni kurulacak Suriye'nin şekillenmesinde Kayseri sanayisinin önemli katkılar sağlayacağını belirten Yalçın, özellikle ihracat tarafında büyük bir potansiyel gördüklerini ifade etti. Yalçın, "Şuna inanıyorum artık yanı başımızda yeni bir devlet, yeni bir yönetim bize ihracat anlamında çok büyük katkılar sunacak. Suriye'nin kurulmasında, oradaki insanların yaşam alanlarında mobilya, çelik kapı, elektrikli ev aletleri, tekstil üreterek Suriye'ye ihracat yapacağız. Kayseri hem mobilyanın hem de çelik kapının başkenti. Bu ülkenin büyümesine, gelişmesine, şehir yapısının oturmasına büyük katkılarımız olacak. Yanı başımızdaki ülkeye Türkiye olarak, Kayseri olarak hiç durmadan ürün ihraç edeceğiz" dedi.

LC Waikiki’den Teknoloji Atağı: LCW Digital Haber

LC Waikiki’den Teknoloji Atağı: LCW Digital

İSTANBUL (İHA) - Türkiye’nin önde gelen moda perakende markalarından LC Waikiki, dijital dönüşüm yolculuğunda yeni bir adım atarak LCW Digital’i kurdu. Şirketin yüzde 100 iştiraki olan LCW Digital, moda ile teknolojiyi buluşturarak sektörde yenilikçi bir fark yaratmayı hedefliyor. 5 kıtada, 60 ülkede 1.300’den fazla mağazası ve 25 lojistik merkeziyle faaliyet gösteren LC Waikiki, 800 kişilik BT ekibiyle yapay zeka, üretken yapay zeka, iş zekası, bulut bilişim ve e-ticaret gibi alanlarda projeler geliştiriyor. Şirket, e-ticaret, lojistik, mağazacılık, tedarik zinciri ve planlama gibi birçok alanda teknoloji çözümleri sunuyor. Bu çözümleri, Türkiye’deki iki veri merkezi ve iki büyük bulut hizmet sağlayıcı üzerinden gerçekleştiriyor. LCW Digital, bu stratejiyi bir üst seviyeye taşımayı ve teknoloji dünyasında öncü bir oyuncu olmayı hedefliyor. LCW Digital yalnızca LC Waikiki’nin ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin teknoloji ekosistemine de katkıda bulunacak. Üniversite-sanayi iş birliklerini güçlendirme, inovasyon kültürünü destekleme ve Ar-Ge projeleriyle sektöre değer kazandırma gibi misyonlarla yola çıkan LCW Digital, ulusal ve uluslararası pazarlarda LC Waikiki’nin konumunu daha da ileriye taşımayı planlıyor. LC Waikiki Dijital Dönüşüm ve Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Şerafettin Özer, şirketin teknolojide global trendleri yakından takip ettiğini belirterek, "LC Waikiki olarak perakende sektöründe ve moda dünyasında öncü bir marka olarak konumlanıyoruz. Şimdi LCW Digital ile bu liderliği teknoloji alanına da taşıyoruz. Halihazırda güçlü teknoloji ekibimizle pek çok yenilikçi projeye imza attık. Ancak artık bunu bir adım ileriye taşıyarak, dijitalleşme ve Ar-Ge odaklı bir yapıya kavuşuyoruz. LCW Digital ile sadece kendi iş süreçlerimizi daha da güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda ülkemizin teknoloji geliştirme kapasitesine katkı sağlayacağız. Bu hamle, moda ve teknolojinin kesişim noktasında nasıl bir fark oluşturabileceğimizi gösteren güçlü bir örnek olacak" dedi. Yeni girişimle birlikte LCW Digital, yapay zeka ve üretken yapay zeka ekseninde veri odaklı karar alma süreçlerini optimize eden, e-ticaret ekosistemine yenilikçi çözümler sunan ve müşteri deneyimini geliştiren projelere imza atmayı hedefliyor. LC Waikiki, bu hamlesiyle moda ve teknoloji sektörlerinde liderlik konumunu güçlendirmeyi amaçlıyor.

Türkiye'nin 15 Dev Sektörü Yeşil Gelecek İçin Dönüşüyor Haber

Türkiye'nin 15 Dev Sektörü Yeşil Gelecek İçin Dönüşüyor

Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nın TBMM’de onaylanmasıyla 2053 yılı için “net sıfır karbon” hedefini ilan etti. Bu karar, ambalajdan gıdaya, tekstilden kimyaya kadar tüm sektörlerin ajandasında yeşil dönüşümü birincil öncelik haline getirdi. Özellikle ihracatçı sektörler, rekabetçiliği korumak için yeşil dönüşüm yatırımlarına hız veriyor. İklim krizinin etkisi her geçen gün daha fazla hissedilirken, iş dünyasında büyük ölçekli politika değişiklikleri yaşanıyor. Dünya genelinde üretimden tüketime kadar her aşamada yeşil dönüşüm, en önemli gündem maddesi haline geldi. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Dünya Enerji Yatırımı raporuna göre, temiz enerji teknolojisi ve altyapısına yapılan küresel yatırımlar bu yıl 2 trilyon dolara ulaşacak. Bu rakam, fosil yakıtlara yapılan yatırımın iki katı. IEA, toplam enerji yatırımının 2024’te ilk kez 3 trilyon doları aşacağını öngörüyor. TÜRKİYE’NİN ENERJİ VERİMLİLİĞİ HEDEFİ Türkiye, sürdürülebilir ekonomiye geçiş için önemli adımlar atıyor. 2024 yılı başında açıklanan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’na göre, Türkiye 2030’a kadar enerji tüketimini %16 azaltarak 100 milyon ton emisyon azaltımı hedefliyor. Bu hedef için planlanan 20 milyar dolarlık yatırımın 7 milyar doları sanayide gerçekleşecek. Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER) Başkanı Onur Ünlü, Türk sanayisinin bu dönüşüme hazır olduğunu ancak finansman maliyetlerinin önemli bir engel oluşturduğunu belirtiyor. Ünlü, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve Türkiye Yeşil Taksonomisiyle ilgili mevzuatların yakın zamanda yürürlüğe girmesini beklediklerini ifade etti. Türkiye’nin yeşil dönüşüm ajandasında karbon nötr hedeflere ulaşmak, yeşil ekonomi uygulamalarını yaygınlaştırmak ve döngüsel ekonomiye geçişi desteklemek gibi stratejik öncelikler yer alıyor. Bu doğrultuda enerji, sanayi, ulaşım ve tarım sektörlerinde emisyon azaltıcı önlemler alınması planlanıyor. Deloitte Türkiye Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri Murat Günaydın, karbon fiyatlandırma politikalarının ve Emisyon Ticaret Sistemi’nin öncelikli konular olduğunu vurguluyor. Günaydın, yenilenebilir enerji yatırımlarının hız kazanacağını, enerji depolama sistemleri ve akıllı şebeke altyapılarına yatırımların önem kazanacağını belirtti. 15 SEKTÖRÜN DÖNÜŞÜM PLANLARI AB’nin Yeşil Mutabakat kriterleriyle uyum sağlamak isteyen Türkiye, ambalajdan tekstile, gıdadan plastik sektörüne kadar 15 büyük sektörü kapsayan dönüşüm projelerine odaklanmış durumda. 2050 yılında iklim nötr ilk kıta olmayı hedefleyen AB’yle ticaret yapmak isteyen ihracatçılar, bu süreç için kolları sıvadı. Yavuz Eroğlu / PAGEV / PAGÇEV PAGÇEV, Türkiye’yi küresel geri dönüşüm merkezine dönüştürmek için önemli projeler hayata geçiriyor. RePlast Eurasia Fuarı ile sektörde uluslararası bir platform oluşturuluyor, Türkiye’nin yeşil dönüşümde liderlik hedefi destekleniyor. Ambalaj Sektörü - Zeki Sarıbekir / ASD: Ambalaj sektörü, karbon ayak izini azaltarak döngüsel ekonomiye geçişte önemli adımlar atıyor. Geri dönüştürülebilir malzemelerle üretimi artırmayı hedefleyen sektör, ileri teknoloji yatırımlarıyla kaynak kullanımını optimize etmeye odaklanıyor. Yeşil OSB projelerine destek veren sektör, otomasyon ve Endüstri 4.0 ile uyumlu çalışmalara yöneliyor. Çimento Sektörü - Volkan Bozay / TÜRKÇİMENTO: Yeşil çimentoya geçiş sürecini hızlandıran çimento sektörü, düşük karbonlu üretim için alternatif yakıtlar ve geri kazanım teknolojilerine yatırım yapıyor. Klinker oranını düşürmeyi amaçlayan tebliğ ile önümüzdeki 10 yılda 11 milyon ton karbon salımı azaltılacak. Plastik Sektörü - Kenan Benliler / PAGDER: Plastik sektörü, karbon ayak izini azaltmak için geri dönüşüm kapasitesini artırıyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarıyla kaynak kullanımını optimize eden sektör, ürünlerin geri dönüşüm perspektifiyle tasarlanmasını teşvik ediyor. Kimya Sektörü - Adil Pelister / İKMİB: Plastik ve polimer alt sektörlerinde geri dönüştürülmüş hammadde kullanımıyla fosil yakıtlara bağımlılık azaltılıyor. Biyoplastikler ve biyoparçalanabilir malzemeler öne çıkıyor, özellikle temizlik, tarım ve kozmetik sektörlerinde çevre dostu ürünlere olan talebi karşılıyor. Sektör, sera gazı emisyonlarını azaltmaya odaklanarak yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji tasarrufu önlemleri geliştiriyor. Tekstil Sektörü - Ahmet Öksüz / İTHİB: Tekstil sektörü, "Tekstil Sektörü Sürdürülebilirlik Rehberi"ni yayımlayarak yeşil dönüşümde öncü adımlar attı. Marka-üretici-tüketici iş birliğine dayalı çözümlerle "greenwashing" denen yanıltıcı pazarlama taktiklerine karşı önlemler geliştirilmesi planlanıyor. Üreticiler, operasyonel süreçlerinde çevre dostu yöntemlere geçiş ve enerji verimliliği için yenilikçi teknolojilere yatırım yapıyor. Hazır Giyim Sektörü - Mustafa Paşahan / İHKİB: Belirlenen 40 eylemden 18’i uygulamaya geçti. Sektör, AB’nin sağladığı 37 milyon Euro’luk hibe desteğinden faydalanıyor. Karbon ayak izi ölçümü, ürün yaşam döngüsü, sera gazı emisyonları gibi konularda eğitimler düzenleniyor. Temmuz 2024’te yürürlüğe giren Ekotasarım Yönetmeliği ile, 2027’de dijital ürün pasaportuna geçilecek. Dönüşümün finansmanı için bakanlıklarla temaslar sürüyor. Lojistik Sektörü - Bilgehan Engin / UTİKAD: Lojistik, küresel sera gazı emisyonlarının %5’ini oluşturuyor. Taşımacılık %89, depolama %11 oranında buna katkıda bulunuyor. UTİKAD, üyelerine karbon ayak izi hesaplama, çevre dostu teknolojiye geçiş, intermodal taşımacılığın teşviki ve demiryolu taşımacılığının artırılması gibi alanlarda destek sağlıyor. Yeşil Lojistik Odak Grubu ile mevzuat değişikliklerini ve sürdürülebilir ulaşım çözümlerini değerlendiriyor, webinarlar düzenliyor. Enerji Sektörü - Elvan Tuğsuz Güven / HESİAD: Türkiye’nin yenilenebilir enerji üretimindeki payı %59’a ulaştı. 2035’e kadar 120 bin MW rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesi hedefleniyor. 80 milyar dolarlık yatırım planlanıyor. HES projelerinin hibrit kaynaklarla entegre edilmesi ve izin süreçlerinin kolaylaştırılmasının yeşil dönüşüme büyük katkı sağlayacağı söyleniyor. Tarım Sektörü - Muzaffer Turgut Kayhan / IPUD: Türkiye, 1,5 milyon hektar alanda organik tarım yapıyor ve iyi tarım uygulamaları yaygınlaştırılıyor. Türkiye'deki pamuk üretiminin %10’u sürdürülebilir kaynaklardan sağlanıyor. Tekstil ve hazır giyim sektörleri 2025’e kadar sürdürülebilir pamuk kullanımını %100’e çıkarmayı hedefliyor. İyi pamuk uygulamaları ile, yerli hammadde kullanımı artırılarak ihracat gelirlerinin Türkiye’de kalmasını sağlanacak. Demir ve Demir Dışı Metaller Sektörü - Çetin Tecdelioğlu / İDDMİB: 2026’dan itibaren karbon vergisi zorunluluğu getirileceği için hazırlıklar yapılması gerekiyor. Sektör, enerji yoğunluğu nedeniyle yeşil dönüşüm için enerji yatırımlarına ihtiyaç duyuyor. Dünya Bankası’ndan yatırımlar için 600 milyon Euro’luk kredi garantisi sağlandı. Firmaların, atıklarını uygun şekilde bertaraf etmesi ve kooperatif enerji üretim merkezleri kurarak kendi enerji ihtiyaçlarını karşılaması gerekecek. OTOMOTİV SEKTÖRÜ Otomotiv sektörü ihracatının %70’ini Avrupa pazarına yaparken, yeşil dönüşüm sürecine hız kazandırıyor. Ticari araçlarda elektrikli, binek araçlarda hibrit ve şarj edilebilir hibrit modellerle bu dönüşüme uyum sağlanıyor. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde IPA III programı kapsamında hibe desteği almaya hak kazandı. "Döngüsel Ekonomi ve Kaynak Verimliliği" ile "Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim" odaklı dört yıllık proje, sektördeki dönüşümün temellerini güçlendirecek. OSD Başkanı Cengiz Eroldu, Avrupa pazarında daralan talep ve elektrikli araçların düşük pazar payına dikkat çekerek, şarj altyapısı, teşvik mekanizmaları, yerli tedarik sanayinin dönüşümü, mevzuat altyapısı ve temiz enerji yatırımlarına yönelik bütüncül politikaların gerekliliğini vurguladı. 2025'te devreye girecek sıkı karbon emisyon hedefleri doğrultusunda Avrupa'nın milyarlarca Euro'luk elektrifikasyon yatırımları hızlanırken, Türkiye de bu sürece entegre olmak zorunda kalacak. TÜRKİYE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZMDE ÖNCÜ Sürdürülebilir turizm, çevrenin korunması ve çevre bilincinin geliştirilmesi odaklı çalışmalarıyla öne çıkıyor. Türkiye, 2023 yılında Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) aracılığıyla Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi (GSTC) ile iş birliği anlaşması yaparak, sürdürülebilirlikte dünya çapında örnek gösterilmişti. Türkiye’nin GSTC ile geliştirdiği ulusal sürdürülebilir turizm programı, Paris İklim Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’ndan doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesine katkı sağlıyor. Bu dönüşüm, ülkeyi uluslararası turizm trendlerine uyumlu hale getirerek güçlü bir rekabetçi konuma taşıyor. 2030'da uluslararası turist sayısının 1,8 milyara ulaşması beklenirken, Türkiye’nin bu süreçteki rolü giderek büyüyor. İNŞAAT SEKTÖRÜ: UYUYAN DEV İnşaat sektörü, küresel karbon emisyonlarının %40'ını oluşturması nedeniyle iklim kriziyle mücadelede kilit bir sektör olarak konumlanıyor. Binaların enerji tüketimi ve yaşam döngüsünde kullanılan malzemeler büyük oranda sera gazı emisyonlarına yol açıyor. Dünya Bankası, 2050’ye kadar dünya nüfusunun %70’inin şehirlerde yaşayacağını ve enerji tüketiminin büyük kısmının kentlerden kaynaklanacağını öngörüyor. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), bu doğrultuda Ulusal Katkı Beyanı ve Yeşil Mutabakat Eylem Planı altında bilgilendirme ve yönlendirme çalışmalarını sürdürüyor. Kamu-özel sektör iş birliği ile kurulan Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu, sektörü geleceğe hazırlamak için gerekli koordinasyonu sağlıyor. Süheyla Çebi Karahan - Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkan Vekili: İnşaat sektöründe yapılı çevre kaynaklı karbon emisyonlarını azaltmak için ulusal bazda bütüncül bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini söylüyor. Tasarım, malzeme seçimi, inşaat, kullanım ve yıkım süreçlerini kapsayan yapısal değişiklikler gerektiğini belirtiyor. Yeşil bina teknolojileri ve enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi gerektiğini ekliyor. Cem Özkök - Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı: Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşması için yeşil enerji projelerine daha fazla destek sağlanması gerektiğini aktarıyor. "Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) oluşturulmalı ve AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile uyumlu hale getirilmeli" diyor. 2053 net sıfır karbon hedefi doğrultusunda uzun vadeli düşük emisyonlu kalkınma stratejilerinin geliştirilmesi gerektiğini söylüyor Dr. Sena Serhadlıoğlu - SHURA Enerji Merkezi Kıdemli Analisti: İklim Yasası’nın yürürlüğe girmesi ve karbon fiyatlaması pilot uygulamasının başlaması bekleniyor. AB pazarında rekabet gücünü artırmak için karbon fiyatlamasına geçiş önemli hale geliyor. Kısa vadede enerji verimliliği ve elektrifikasyon, uzun vadede ise yeşil hidrojen gibi teknolojiler sanayide düşük karbonlu üretim için belirleyici olacak. Müberra Eresin - Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı: Türkiye, sürdürülebilir turizmde küresel bir örnek olmaya hazırlanıyor. Türkiye Sürdürülebilir Turizm Endüstri Kriterleri (TR-I), uluslararası standartlarla uyumlu şekilde hayata geçirildi. Bu dönüşüm, turizm sektöründe farkındalığı artırarak hem işletmelere hem de topluma katkı sağlayacak. Fatih Eren - Geri Dönüşümcüler ve Geri Kazanımcılar Derneği (GEKADER) Başkanı: Geri dönüşüm sektöründe enerji tüketimi yüksek, ancak güneş ve rüzgâr gibi alternatif enerji kullanan tesisler oldukça az. Yeşil enerji altyapısına yatırım yapmak ve bu enerjinin üretime yeterli olup olmayacağı konularında soru işaretleri bulunuyor.  

Türkiye'nin İlk Keten Müzesi Sinop'ta Açıldı Haber

Türkiye'nin İlk Keten Müzesi Sinop'ta Açıldı

SİNOP (İHA) – Nesilden nesile aktarılarak günümüze gelen keten kültürü, Türkiye'nin ilk Keten Müzesi'nde korunarak yaşatılıyor. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) desteğiyle Sinop'ta kurulan müze, geçmişi yüzyıllara dayanan keten geleneğini yeni nesillere tanıtıyor. Yeni açılan müzede, keten bitkisi, tohumu, ipe dönüşüm süreci, keten dokuma tezgahları ve keten tekstil ürünlerine dair zengin bir sergi bulunuyor. Sinop İl Özel İdaresi tarafından yürütülen “Sinop Keten Müzesi” projesi, 19. yüzyılda inşa edilen ve yıkılma tehlikesi bulunan tarihi Kuş Üzümü Konağı'nın restore edilmesiyle hayata geçirildi. Bu proje, Sinop ketenini, kuşaktan kuşağa aktarılan bir kültürel değer olarak yeni bir turizm unsuru haline dönüştürüyor. Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken müze, özellikle yaz aylarında yoğun bir ziyaretçi akınına uğruyor. Sinop'ta yaz tatili geçirenler arasında Keten Müzesi, en çok ilgi gören yerlerden biri haline gelmiş durumda. "SİNOP'A GELEN HERKES BURAYI GÖRMELİ" Yaz tatillerini Sinop'ta geçiren İlgün Görgün Kaya, Keten Müzesi'ni ziyaret ettiğinde çocukluk anılarının canlandığını belirtti. Müzede ketenin üretim süreçlerinin etkileyici bir şekilde anlatıldığını dile getiren Kaya, "Yaz tatillerinde düzenli olarak Sinop'a geliyorum. Bu ziyaretimde, Keten Müzesi'nin açıldığını öğrenince gezmek istedim. Bu tarihi konağın her katında eski hatıralarım tazelendi. Ketenin hikayesi burada çok da güzel bir şekilde sergilenmiş ve anlatılmış. Sinop'a gelen herkesin burayı gelip görmesini çok isterim. Kendi adıma gelip gördüğüm için çok mutlu oldum" diyerek süreçte emeği olanlara iyi dileklerini iletti. Antalya'dan gelen Hasibe Tutku ise, müzeyi gezmekten keyif aldığını ifade ederek, "Keten Müzesi'ni merak ettiğim için oğlumla gezmeye geldik. Ben Antalyalıyım, bizim yörede de kirman, çıkrık gibi şeyler kullanılıyor. İlgimi çekti, bir an çocukluğuma gittim diyebilirim" şeklinde konuştu. Sinop'un Tuzcular Caddesi'nde bulunan tarihi Kuş Üzümü Konağı, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı desteğiyle restore edilerek “Sinop Keten Müzesi” haline getirildi. Müze, ketenin tarihi ve bölgesel önemini yansıtacak şekilde düzenlendi. Gelecek dönemlerde, keten ürünlerinden hediyelik eşya satış bölümü ve keten dokumasının deneyimlenebileceği atölyelerin de ziyaretçilere sunulması planlanıyor.

DeFacto, bu yıl Avustralya ve Güney Amerika pazarına açılmayı hedefliyor Haber

DeFacto, bu yıl Avustralya ve Güney Amerika pazarına açılmayı hedefliyor

DeFacto Üst Yöneticisi (CEO) İhsan Ateş, Defacto'nun bugün 5 kıtada 93 ülkede faaliyet gösteren global bir moda markası olduğunu belirterek, 'Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında 100 ülkede olacak ve 100 yeni mağaza açacağız. Bu yıl 2 yeni kıtaya da giriyoruz, Avustralya ve Güney Amerika.' dedi. İhsan Ateş, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, global ölçekteki büyümelerini sonucu olarak Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile yollarının kesiştiğini ve ortaklık anlaşmasına imza attıklarını dile getirdi. Ateş, 'EBRD, sağlam finansalları olan ve aynı zamanda da sürdürülebilirliği odağına yerleştiren kurumlarla iş ortaklığı yapıyor biliyorsunuz. Dolayısıyla bu yatırımla şirketimize ve büyüme potansiyelimize duyduğu güveni ortaya koyarken sürdürülebilir kalkınma vizyonuyla da markamıza değer katacak.' değerlendirmesinde bulundu. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının, dünyanın önde gelen finans kuruluşlarından biri olduğunu aktaran Ateş, 'Şirketimize 1,1 milyar TL yatırım yaparak azınlık hisselerini aldı. Şüphesiz bu ortaklık sadece bizim için değil tüm perakende sektörü için de önemli bir adım. Bu ortaklık bizim uzun yıllardır sürdürdüğümüz globalleşme başarısının da en somut göstergelerinden biridir.' açıklamasını yaptı. Ateş, Defacto'nun bugün 5 kıtada 93 ülkede faaliyet gösteren global bir moda markası olduğuna işaret ederek, 'Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında 100 ülkede olacak ve 100 yeni mağaza açacağız. Bu yıl 2 yeni kıtaya da giriyoruz, Avustralya ve Güney Amerika.' diye konuştu. 2027 yılında 180 ülkede olmayı hedeflediklerini aktaran Ateş, 'Bu yılki büyüme hedefimiz ise 3 haneli. Hedefimiz sıçrayarak büyümek ve odağımız her zaman olduğu gibi müşterimizi kendimize aşık etmek. 2022’de önceki yıla göre iki kattan fazla büyüdük ve 11 yeni ülkeye girdik.' açıklamasını yaptı. Ateş, 'Sürdürülebilirlik EBRD ile müşterek hassasiyetimiz. Bu yıl üretimimizin yüzde 35'ini 'sürdürülebilir ürünlerden yapacağız. Hedefimiz 2023 yılında yüzde 90 ve 2050 yılında da karbon ayak izini sıfırlamak hedefindeyiz.' dedi. - 'Türk şirketlerinin yatırımlarını güçlendireceğiz' Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Türkiye Başkan Vekili Hande Işlak ise EBRD'nin sermaye piyasalarının derinleşmesine büyük önem verdiğini ve büyümekte olan şirketlerin sermaye ortaklığı yoluyla yaptığı yatırımların EBRD için stratejik bir önem taşıdığını ifade etti. Türk şirketlerinin ve Türk markalarının küreselleşmesinde rol almaya ve onları bu yolculukta desteklemeye büyük önem verdiklerini kaydeden Işlak, 'Bu ortaklığımız sadece DeFacto için değil, bütün perakende sektörü için oldukça önemli bir yatırım olacağına inanıyoruz. Türk şirketleri küreselleşme potansiyeli ile yabancı yatırımcılar için cazip ve büyüme potansiyeli yüksek fırsatlar sunmaya devam ediyor. Biz de DeFacto'yla olan bu ortaklığımız ile bu fırsatı yakaladığımıza inanıyoruz.' değerlendirmesinde bulundu. Işlak, EBRD'nin bugüne kadar Türkiye'de 17 milyar avroya yakın yatırım yaptığını hatırlatarak, şunları aktardı: 'Türkiye rakamlardan da anlayacağınız üzere bizim için çok önemli bir operasyon ülkesi ve öyle de olmaya devam edecek. EBRD olarak Türkiye'de önemli bir potansiyel görüyoruz. Özel sektörü daha dayanıklı hale getirmek için yatırım yapmaya, yeşil ve kapsayıcı projelere öncelik vererek Türkiye ekonomisine destek sağlamaya devam edeceğiz. EBRD olarak tüm aktivitelerimizi artık Paris Anlaşması'na uygun hale getirdik. Yeşil enerji, sürdürülebilir üretim gibi konular finansman sağlamaya öncelikli alanlarda olacak. EBRD olarak yeşil ve kapsayıcı bir gelecek için Türk şirketlerinin yatırımlarını güçlendireceğiz ve Türk şirketlerinin yanında olmaya devam edeceğiz.'

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.