Hava Durumu

#Ticaret Bakanlığı

TOURISMJOURNAL - Ticaret Bakanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ticaret Bakanlığı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

3. TÜRSAB Turizm Kongresi, Ülke Turizmine Yön Verecek Panellerle Ve Coşkulu Bir Katılımla Tamamlandı Haber

3. TÜRSAB Turizm Kongresi, Ülke Turizmine Yön Verecek Panellerle Ve Coşkulu Bir Katılımla Tamamlandı

Antalya’da 17-18 Şubat 2025 tarihleri arasında Gloria Golf Resort’te gerçekleştirilen ve sektör profesyonellerine verimli bir buluşma alanı sunan 3. TÜRSAB Turizm Kongresi başarıyla tamamlandı. Seyahat acentaları başta olmak üzere binin üzerinde turizm profesyonelinin ilgiyle takip ettiği kongrenin ikinci gününde son derece önemli oturumlar yer aldı. Tarihçi ve Yazar Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan’ın sunumuyla başlayan ikinci gün panelleri oldukça ilgi çekti. Emrah Safa Gürkan, "Quo Vadis? Antik Çağlardan Günümüze Seyahat ve Turizm" başlıklı sunumunda, dünya genelinde seyahatlerin tarihsel gelişimini anlatırken sektör olarak turizmin yeni bir olgu olduğuna işaret etti. Gürkan, "Eski insanlar hareketli değillerdi. İnsanlar tren yolu ve arabanın bulunmasına kadar az seyahat ediyordu. Yol yapmak çok zordu. Tekerlek ancak büyük imparatorluk merkezlerinde yapılıp kullanılıyordu. Eskiden seyahat etmek ciddi bir planlama istiyordu" ifadelerini kullandı.   1850’lerden 1914’e trenin gelişmesinin seyahatleri daha da artırdığına değinen Gürkan, şunları anlattı: "Konaklama da giderek önem kazanmaya başladı. Konaklama anlamında İslam dünyasında ciddi organizasyonlardan biri kervansaraylardır. Kervansaraylarda mallar, atlar bırakılabilir, nalbant bulunur, güvenlik sağlanır. Ticaretin Müslüman dünyada gelişmiş olması kervansarayları da geliştirdi." Mobilitenin zamana göre değişen bir olgu olduğuna ve turizmi asıl geliştiren faktörün egzotik geziler ve yabancı kültürleri tanıma merakı olduğuna işaret eden Gürkan, İslam dünyasında İbn Battuta ve Evliya Çelebi dışında egzotik gezilere ilginin gelişmediğini kaydetti. Turizmin Avrupalı aristokratların daha çok İtalya ve Fransa’ya olan seyahatlerini içeren "Grand Tour"larla  (Büyük Tur) farklı bir evreyi yakaladığını söyleyen Gürkan, sanayi devrimi ile hareketliliğin arttığını ifade etti. Tren yolları ve buharlı gemilerin turizmin sektör olarak gelişiminde iki önemli faktör olduğuna dikkat çeken Emrah Safa Gürkan, turizmi sektör haline getirenin ise ilk tur operatörünü kuran Thomas Cook (1808-1892) olduğunu belirtti. Gürkan, modern turizmin Thomas Cook’un düzenlediği organize turlarla başlayıp günümüze geldiğini sözlerine ekledi. İHSAN AKTAŞ: "TÜRKİYE ÇOK ZENGİN BİR ÜLKE" Güne damga vuran oturumlardan bir diğeri ise Tarihçi Pelin Batu ve Gazeteci, Yazar Gaffar Yakınca’nın panelist olarak yer aldığı "Tarih, Kültür ve Turizm" konulu oturum oldu. Gazeteci-Yazar İhsan Aktaş moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda, turizmin kültürel mirasın korunmasındaki rolü, tarih ile turizm arasındaki etkileşim ve sürdürülebilir kültürel turizmin geleceği ele alındı. Gazeteci-Yazar İhsan Aktaş, kültürel açıdan çok zengin bir ülke olan Türkiye’nin rakiplerle mukayese edildiğinde üstünlüklere sahip olduğunu söyledi. Konuşmasında örnekler sunan Aktaş, Türkiye’nin hem büyük şehirlerinde hem de Anadolu’da çokça keşfedilecek yer olduğu kaydetti. GAFFAR YAKINCA: "KÜLTÜR 3.0’A, ARDINDAN DA 4.0’A GEÇMEMİZ LAZIM" Daha sonra konuşan Gazeteci, Yazar Gaffar Yakınca, turizmin sağladığı katma değere dikkat çekerek kültür turizmiyle ilgili tespitlerini paylaştı. Kültür turizminin biri mit diğeri de reel olmak üzere iki tarafı bulunduğuna dikkat çeken Yakınca, kültürü yaşayan her şey olarak tanımladı. Kültür turizminin tarihçesini ele alan Yakınca şöyle devam etti: "Kültür bir şehirde, bölgede yaşanan her şeydir. Kültür 1.0 ilk olarak burjuvazinin zenginleşmesiyle ortaya çıkıyor. Daha elit ve kapalı bir alan. Kültür 2.0 ise sanayi devrimiyle birlikte kültürün halka inmesi ve kitleselleşmesiyle oluyor. Halk müzeleri kuruldu. Şimdi yeni bir kültür oluştu. Kültür 3.0 ile kültür sokağa indi. Sokaklarda dans var, hip hop var. Sizin yeni kültüre insanları çekmeniz lazım. İnsanlar onu arıyor. Kültür 3.0 bize kültürün yaşayan bir şey olduğunu gösteriyor. Biz hala 2.0 düzeyindeyiz. Önce Kültür 3.0’a sonra da 4.0’a geçmemiz gerekiyor. Bu da yeni mekanlar istiyor, yeni ilişki biçimleri gerektiriyor. Buna dair bir politikamız yok. Kültür canlı bir varlık ve değişiyor. Programlarımızı ve politikalarımızı ona göre değiştirmeliyiz. Kültür 3.0’da turist deneyim istiyor, dahil olmak istiyor. Kültür 3.0’ın sloganı "Kapsama ve deneyim". Programlarımızı buna göre yapmalıyız. Çeşitlilik önemli. Çeşitlilik insanları kendine mıknatıs gibi çekiyor. Kültür 4.0 da yapay zeka ve veri analitiği. Kapıdan giren kişinin müzeye mi gideceği, çanak çömlek mi yapacağını bilmemiz lazım. İnsanlar farklı şeyler görmek istiyor. Bunların hepsi toplamda politika konusudur. PELİN BATU: "TURİZM VE KÜLTÜR AYRILMAZ PARÇALARDIR" Konuşmasını kendi deneyimleri üzerine kuran tarihçi Pelin Batu, çok küçük yaşlardan beri gezgin olduğunu kaydetti. Turizm ve kültürün ayrılmaz parçalar olduğuna işaret eden Batu, dünyada gastronomi, agro ve alternatif turizm örneklerini vererek, turizm ile zanaatların birleşmesi gerektiğini ifade etti. Farklı şehirlerde turistlerin yaşadığı deneyimlerin küçük atölyelerden müzeler, değişik kültür alanları gibi daha geniş alanlara taşınabileceğini vurguladı. Dünyanın farklı şehirlerinde düzenlenen kültür sanat festivallerinin bambaşka boyutlarda ele alındığına işaret eden Batu, Türkiye’de kültür sanat alanına yeteri kadar ilgi gösterilmediğini ifade ederek, "Benim ilgimi çeken turizm; yaşayan, hayatın içinde olan, kültürü, sanatı, arkeolojiyi, yemeği yani her şeyi içine alan turizm" dedi. AVNİ DİLBER: "YENİ PAKET TUR YÖNETMELİĞİ YIL SONUNDA TAMAMLANACAK" "Tarih, Kültür ve Turizm" konulu panelin ardından "Turizmde Tüketici Sorunları" konulu oturum gerçekleştirildi. Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması Piyasa Gözetimi Genel Müdürü Avni Dilber, turizmde tüketici sorunları ve şikayetler ile ilgili mevzuatta gerek seyahat acentalarının gerekse tüketicilerin yaşadığı sorunlara ilişkin bilgileri paylaştı. Anayasa’nın 172’nci maddesinin Devlete tüketiciyi koruma görevi yüklediğini hatırlatan Avni Dilber, "Bu görevleri yürütürken Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TÜRSAB ile birlikte hareket ediyoruz. Bu tür toplantılar da bu anlamda çok önemli" şeklinde konuştu.  Turizmde ürünler çeşitlendikçe, yaşanan sorunlar ve şikayetlerin de suistimallere bağlı olarak arttığına değinen Dilber, "Turizm sektörüne ilişkin şikayetler oldukça düşük seviyede. Toplam şikayetlerin yüzde 1,4’ünü turizm sektörü ile ilgili şikayetler oluşturuyor" açıklamasında bulundu. "Denetim demek vatandaşın mağdur olması halinde hakem heyetine gitmesi demek değildir. Vatandaşın hukuki olarak hakkını alması demektir" diyen Dilber, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şikayetleri küçümsememenizi ve göz önünde bulundurmanızı öneririm. Hakem heyetleri bizim için o kadar kıymetli ki, gelen şikayetler tarafları yormadan sonuca ulaştırılabilmektedir. Düzenleme denetleme konusunda vatandaşa karşı sorumlu olduğumuz bir durum var ve Bakanlık olarak bu sorumluluğun gereğini yerine getirmeye çalışıyoruz. Denetim başladıktan sonra biraz geç kalınmış oluyor. Daha öncesinde eksiklere ve sorunlara karşı duyarlı olmak gerekiyor." Turizm sektörüne yönelik şikayetlerde genellikle yanıltıcı reklamlar ve paket turlarla ilgili şikayetlerin ön sıralarda olduğuna işaret eden Dilber, "TÜRSAB ile oturup mevzuatla ilgili sorunları konuşuyoruz. Reklam cezaları 10 katına kadar çıkabiliyor. Bazen şekilsel cezalar uygulama cezalarından çok yüksek olabiliyor. Bu nedenle mevzuata uygun hareket edilmesi önem arz ediyor. Bakanlıkla diyaloğu eksik etmeyin. Sorularınızı yöneltin" dedi. Avni Dilber, reklamla ilgili sorunların yüzde 60’ının dijital dünyada oluşan mağduriyetlerden kaynakladığı bilgisini paylaştı. Turizmcilerden gelen sorulara da yanıt veren Avni Dilber, yeni paket tur yönetmeliği ile ilgili hazırlıklarının devam ettiğini ve yıl sonuna kadar yeni yönetmeliğin tamamlanabileceğini ifade etti. Dilber, yeni yönetmelikte seyahat acentalarının bu alanda yaşadıkları sıkıntıların dikkate alınacağını belirtti. MÜNCİ KARAKAYA: "SEYAHAT ACENTALARI VERDİĞİ BÜTÜN ÜRÜNLERDEN SORUMLUDUR" Son derece önemli konuların ele alındığı kongrede, öne çıkan bir diğer panel ise "Turizmde Güvenliğin Önemi" oldu. SKAL International Geçmiş Dönem Dünya Başkanı Salih Çene’nin moderatörlüğünü yaptığı oturumda, MTS Globe Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Münci Karakaya ve Diana Travel Yönetim Kurulu Başkanı Burak Tonbul konuşmacı olarak yer aldı. Moderatör Salih Çene, turizmde güvenliği yapısal, sistemsel ve operasyonel-yönetimsel olmak üzere üçe ayırdığını belirterek, "Alınacak önemler tek başına hiçbir şey ifade etmiyor. Sonuçta insan faktörü söz konusu. Tüm bunlar birleştirildiğinde iyi bir sonuç çıkar" dedi. Daha sonra konuşan MTS Globe Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Münci Karakaya, misafir güvenliğinde dikkat edilmesi gerekenleri açıkladı. Seyahat acentasının verdiği bütün ürünlerden sorumlu olduğunu dile getiren Karakaya, "Çalıştığınız her kurumu denetlemek zorundasınız. İngiltere pazarı için ABTA’nın güvenlikle ilgili kriterleri mevcut. Biz kendi denetimlerimizi yaparız. Yalnızca yangın merdiveni ve güvenliği değil, denetimlerimiz karbon ayak izine kadar gider. Bizle çalışan tüm transfer firmalarının dosyası vardır. Tur operatörleri tüm transfer araçlarını sezondan önce mutlaka denetler. Bunlar bizim sorumlu olmamızdan ileri geliyor. Tüm tedarikçilerimizi soğuk hava depolarına kadar denetleriz. Bunların hepsine bakarız. Yoksa kalitesizliğe razı gelmemiz gerekir" diye konuştu. KARAKAYA: "HEM FİYATLARINIZ YÜKSEK OLUP HEM DE GÜVENLİ DEĞİLSENİZ BU SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL" Yılda 1,5 milyon kişinin havaalanı ve otel transferlerini gerçekleştirdiklerini hatırlatan Karakaya, denetimler iyi yapılmazsa herhangi bir kaza durumunda sigorta şirketlerinin devreye girmediğini kaydetti. Karakaya, "Biz ucuz ülke imajını bir şekilde kırdık ama doğru mu kırdık bilmiyorum. Dolayısıyla hem fiyatlarınız yüksek olup hem de güvenli değilseniz bu sürdürülebilir değil" şeklinde konuştu. BURAK TONBUL: "GÜVENLİĞİN OLMADIĞI YERDE TURİZM OLMAZ" Münci Karakaya’nın ardından söz alan ve turizm güvenliğinin herkesin gündeminde olan çok sıcak bir konu olduğuna dikkat çeken Diana Travel Yönetim Kurulu Başkanı Burak Tonbul, "Güvenliğin olmadığı yerde turizm olmaz. Turizm insan alışkanlıklarına göre en hızlı değişen ikinci sektör. Her şey dahil sistemi ile yeme içme güvenliği gündeme geldi. Bir diğer kırılma noktasını pandemide yaşadık. Güvenli turizm çerçevesinde mesafeli alanlar ve benzeri önlemler gündeme geldi. İnsan sağlığı bize emanet ediliyor, güvenli bir tatil olanağı sunmalıyız. Bütün kontroller yapılır, bizim görevimiz bu konuda yetkin partnerlerle çalışmak ve kayıtlarını tutmaktır" şeklinde konuştu. "Rakip destinasyonlara baktığımızda bizim destinasyonlarımız gelişmişlik açısından kötü değil" diyen Tonbul, şöyle devam etti: "Mesela Marmaris Rodos’tan en az 30 yıl ileride. Ancak bizim destinasyonlarımızda nüfus yoğunlaşması var ve altyapı buna uygun değil. Bizim son yıllarda artan nüfus yoğunluğunu mutlaka yönetmemiz lazım. Bu noktada ciddi bir memnuniyetsizlik oluşuyor." Burak Tonbul, dijital alanda yaşanan sıkıntılarla ilgili olarak da, "Web sitelerimizde TÜRSAB’dan almış olduğumuz belge numaraları mevcut. Tüketiciler buna dikkat etmeli. Müşteri kendisini eğitmeli. TÜRSAB’ın bu konuda yaptığı denetimler ve uyarılar çok kıymetli" dedi. Burak Tonbul sözlerinin devamında şunları söyledi: "Müşteriyi mutlu ve güvenli bir şekilde karşılayıp göndermek önemli. Bu sizin yapacağınız en iyi reklamdır. Talihsiz yangın ve kaçak alkolden ölümler bizi korkutan gelişmeler. İşin kanun, yönetmelik kısmı kağıt… Yangın merdiveni var mı var, yangın söndürme tüpü var mı var. Ama gerektiği şekilde ve olması gereken yerde mi bunun denetlenmesi gerekiyor." CEM SEYMEN: "SORUMLU TURİZM ANLAYIŞI İLE SÜRDÜRÜLEBİLİR MODELLER OLUŞTURULMALI" Ünlü simaların yer aldığı kongrede, Gazeteci ve Yazar Cem Seymen de bir sunum gerçekleştirdi. "Çevrenin Turizm Ekonomisine Etkisi" başlıklı oturumda konuşan Seymen, Türkiye’nin sahip olduğu konumu ve olanaklarını ele alarak, "Çok kıymetli bir ülkede yaşıyoruz. Anadolu dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar zengin bir coğrafya" dedi. Cem Seymen şöyle devam etti: "Dünyadan gelen turiste anlatacağımız mükemmel bir hikayemiz var. Anadolu’nun kadim geçmişini insanlığa anlat, bunu sat. Böyle bir kültürel çeşitlilik dünyanın hiçbir yerinde yok. Kaz Dağları, Çanakkale savaşında binlerce şehidin kanıyla sulanmış bölge. Kaz Dağları’nın %79’u maden ruhsatlı. Bu madenleri yabancı şirketler çıkarıyor. Çünkü bunları çıkaracak şirket yok. Atatürk’ün ilk yaptığı şey kapitülasyonları ortadan kaldırmak ve imtiyazları yabancı şirketlerin elinden almak oldu. Orada ağaçları savunacağız diyenler, yabancı şirketlerin hoyratça bölgeyi kapitalist bir hırsla talan etmelerine karşılar. Kaz Dağları’nın üstü altından daha değerli." Enerjisa, Sabancı Üniversitesi ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) iş birliğinde Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi (SENTRUM) projesi ile hayata geçirilen "yeşil destinasyon" modelini örnek veren Cem Seymen, "Türkiye yangın vakası ile sahte içkiyle ölenlerin haberleri ile niye gündeme gelsin? Sorumlu turizm anlayışı ile sürdürülebilir modeller oluşturulabilir. Müthiş bir hikayemiz var. Enerji elde edebileceğimiz dereler yok ediliyor. Turizmin devam edebilmesi ve sürdürülebilmesi için doğal kaynakların ve kültürel mirasın korunması gerekir. Kapadokya’daki betonlaşmayı tek başına durduramayız ama siz turizmciler Kapadokya’nın hikayesini çok daha iyi anlatabilirsiniz" şeklinde konuştu. Seymen, sorumlu turizm anlayışı ile sürdürülebilir turizm ve destinasyon modelleri oluşturulmasının önemine vurgu yaptı. İLKER ÜNSEVER: "TÜRKİYE’DE TURİZM KANUNLARLA DEĞİL, YÖNETMELİKLERLE YÖNETİLİYOR" Kongrenin son oturumunda ise TÜRSAB Hukuk Başdanışmanı ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi İlker Ünsever söz aldı. "Yasal Düzenlemeler ve Turizmin Geleceği" oturumunda, turizm hukukunu ele alan Ünsever, "Un, su ve ateş bir fırıncı için ne ise bir turizmci için de hukuk odur. Siz hayal satıyorsunuz. Turizmci bütün işini, geleceğini sözleşmeler üzerine kurar. Bunu sadece hukuk ile yaparsınız" dedi.  Kanun ve hukukun ayrı şeyler olduğunu, bazı kanunların hukuka aykırı olabileceğine işaret eden Ünsever, "Türkiye’de turizm kanunlarla değil, yönetmeliklerle yönetiliyor. Sabahtan akşama bir yönetmelik yapabilirsiniz. Yönetmeliklerin hukuksal denetimi çok zayıf" şeklinde konuştu. ÜNSEVER: "5 YILDA 4 YENİ KANUN ÇIKARILDI, 1618 SAYILI KANUN 30 YILDIR DEĞİŞMEDİ" Turizm hukuku alanında son 5 yılda 4 yeni kanun çıkarıldığını, mevcut kanunların 74 maddesinde değişiklik yapıldığını ve 250 yönetmelik maddesi değiştiğinin altını çizen Ünsever, şöyle devam etti:    "Turizm işletmelerinin Bakanlıkla, birbirleriyle ve müşterileriyle ilgili ilişkilerini düzenleyen İlişkiler Yönetmeliği, 1983 yılından beri hiç değişmedi. Bütün maddeler tekrar tekrar değişirken bu yönetmelik neden değişmedi? Çünkü Bakanlık bunu değiştirecek cesareti kendinde bulamadı. Otelcilerle seyahat acentalarını bir araya getirip değiştiremedi. 1995’ten beri 1618 sayılı kanun değişsin diye çalışıyorum. 30 yıl oldu. Bugün hala çalışıyoruz. Aralarda çok özensiz değişimler yapıldı. Kanundaki 34 maddenin 8’i değişti ama hiçbiri bizim hayatımıza etki etmedi." 2023 yılında 1618 sayılı kanunun değişmesiyle ilgili çalışmalar yapıldığını ve TÜRSAB’ın kapatılmasından bölünmesine kadar dört farklı taslak oluşturulduğunu hatırlatan Ünsever, "Önce TÜRSAB’ın malları satılarak kapatılmak istendi. Sonra bölünmesi istendi" şeklinde konuştu. "TURİZM HUKUKU ORTAK AKILLA OLUR" ABTA’nın "Konaklamadaki Sağlık ve Güvenlik Teknik Kılavuzu"nun 300 sayfa olduğunu, bizim toplam mevzuatımızın ise 400 sayfa olduğunu vurgulayan Ünsever, "ABTA üyeleri mevzuata uymazsa sorumlu olacağını biliyor ve o nedenle mevzuatı uyguluyor. Bunun Türkiye versiyonunu TÜRSAB olarak yakında çıkaracağız. Biz de kendi çerçevemizi oluşturup denetim yapabiliriz" dedi. ÜNSEVER: "TURİZM HUKUKUYLA BÜYÜYECEKTİR" Konuşmasında yapılması gerekenleri de sıralayan İlker Ünsever, "Bilgi ve deneyime saygı duyulmalı. Ortak akılla iş birliği içinde hareket edilmeli. Kurumlar arası istişare olmadan ilerlemek mümkün değil. Turizmin meslek olduğu kabul edilmeli. Mesleki yeterlilik programları etkinleştirilmeli. Belgelendirme-ruhsat şartları yeniden oluşturulmalı. Mesleki sorumluluk sigortası, kaza sigortaları getirilmeli. Turizmde tüketici hakları düzenlenmeli. Tüketici haklarını turizme özgü olarak düzenlemek ve adaleti sağlamak önemli. Çapraz denetim esasları getirilmeli. Turizm uyuşmazlık çözüm modeli geliştirilmeli. Sektörel tahkim etkin şekilde devreye alınmalı. Turizm sektörü sorunlarının çözülmesini istiyor. Turizm, hukukuyla büyüyecektir." TÜRSAB BAŞKANI BAĞLIKAYA KONGRE KATILIMCILARI VE EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR ETTİ Panellerin ardından kongrenin kapanış konuşması gerçekleştiren TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, büyük bir emek ve mesai harcayarak gerçekleştirilen TÜRSAB Turizm Kongresi’ni başarıyla tamamladıklarını belirterek, "Kongremize iştirak ederek bu büyük emeği takdir eden başta seyahat acentalarımız olmak üzere; turizm profesyonellerine, konuşmacılarımıza, panelistlerimize, sponsorlarımıza ve basın mensuplarına teşekkür ederim. Kongrenin başarıyla tamamlanmasında emeği geçen yönetim kurulumuzu, BTK Başkanlıklarımızı, İhtisas Başkanlıklarımızı ve tüm çalışma arkadaşlarımızı tebrik ederim" dedi.

3. TÜRSAB Turizm Kongresi’nin İlk Gününde Turizmin Geleceğine Işık Tutuldu Haber

3. TÜRSAB Turizm Kongresi’nin İlk Gününde Turizmin Geleceğine Işık Tutuldu

Kongrenin ilk oturumunu, Türkiye ve dünya çapında havalimanı işletmeciliği konusunda önemli çalışmalara imza atan TAV İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sani Şener gerçekleştirdi. Şener, "Turizmin Geleceğinde Havacılık” başlıklı oturumda deneyimlerini ve öngörülerini aktardı. Havalimanlarının turizm zincirinin önemli bir parçası olduğuna işaret eden Şener, farklı örnekler üzerinden turizmde diyalog kurmanın ne kadar önemli olduğuna ve sorunların çözümünde iletişimin gücüne vurgu yaptı. ŞENER: "TURİZM KATMANLARI ARASINDAKİ İŞ BİRLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ" Turizm sektörünün çok değişik katmanları olduğunu vurgulayan Şener, katmanlar arasındaki iş birliğine dikkat çekerek, “Bunların konuşması önemli. Rekabet önemli ama rekabet kan davası gibi olmamalı. Önce iş birliği sonra rekabet olmalı. Uçaklarımızın, otellerimizin sayısı arttı, siz seyahat acentaları ise bu yolcuları getirenler olarak çok önemlisiniz” şeklinde konuştu. Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla’ya turizmin katkısının 100 milyar dolar olduğunu hatırlatan Şener, “Ancak insanlar da mutlu olmalı. Gayrı Safi Mutluluk da son derece önemlidir” dedi. Konuşmasında bilgi kuramcısı Claude Shannon’dan örnek veren Sani Şener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilgisayarın babası olarak kabul edilen Claude Shannon örneğini vermek istiyorum. Eğitimi sırasında bir dersi eksik kalınca mantık dersi alıyor. Doğru önermelere 1, yanlış önermelere 0 vermeyi öğreniyor. Bunu bilgisayara uyarlıyor. Dolayısıyla başka ülkelerde neler oluyor, bunu takip ederek sektörümüze uygulayabilmeliyiz.” TURİZMİN GELECEĞİ PANELİNDE TURİZMDEKİ SON GELİŞMELER TARTIŞILDI Tüm hızıyla devam eden kongrenin ikinci oturumu olan “Turizmin Geleceği” panelinde ise turizmin ekonomik ağırlığı, uluslararası gelişmelerdeki yeri ve yapısal sorunları ele alındı. 54. Hükümet Turizm Bakanı ve TÜRSAB Eski Başkanı Bahattin Yücel moderatörlüğünde gerçekleşen “Turizmin Geleceği” oturumuna, Ekonomist Prof. Dr. Hakan Kara, Emekli Başkonsolos Gülru Gezer ile Turizm ve Seyahat Acentaları Vakfı (TURSAV) Başkanı Faruk Pekin katıldı. BAHATTİN YÜCEL: "TURİZM SEKTÖRÜ EKONOMİDEKİ AĞIRLIĞINI HİSSETTİREMİYOR" Moderatör Bahattin Yücel turizmin, Türkiye ekonomisindeki önemine işaret ederek turizmin önemli bir sektör olmasına rağmen turizmcilerin, ekonomideki ağırlıklarını hissettirmekte geciktiklerini kaydetti. PROF. DR. HAKAN KARA: "KATMA DEĞERİ VE KİŞİ BAŞI GELİRİ ARTIRMAMIZ GEREKİYOR" Panelde konuşan Prof. Dr. Hakan Kara, “2025 yılı 2024’ten daha kötü olmayacak. Yıllık büyüme oranları kademeli toparlanıyor. Yılın ilk yarısında %2, ikinci yarısında %4 civarında büyümeler olacak. Sermaye girişleri kuru baskılıyor. Enflasyonla mücadele yavaş gittiği için kur artmaya devam edecektir. Faizin daha altında bir kur artışı olacak. Sanayide durum daha kötü, turizmde hiç olmazsa talep devam ediyor. Döviz kuru ile fiyatlar arasındaki ayrışma devam ediyor. Bu süreç devam edemez. Türk Lirası trendlere göre değerli bölgeye geçti. Türkiye’de fiyatlar dünyaya göre daha pahalı hale geldi. Türkiye yeme-içme konusunda pahalı bir ülke oldu” dedi. Dünyada turizmin pandemi öncesi seviyesini daha yeni yakaladığına dikkat çeken Hakan Kara, “Türkiye pandemi öncesine göre %41 yukarıda. Veriler doğru mu bilmiyorum. Ama oransal olarak artış var. Bizim katma değeri ve kişi başı geliri artırmamız gerekiyor. Kişi başı turizm harcaması ise yatay seyrediyor. Türk Lirası’ndaki değer düşüşü bu trendi etkiliyor” diye konuştu. Küresel turizmde 2032’ye kadar %36 büyüme beklendiğine işaret eden Kara, “BM güven endeksine göre turizm güven endeksi büyümeye devam ediyor. Küresel ölçekte seyahate ilgi yüksek kalacak. Z kuşağı seyahate ilgisi yükselerek devam edecek. Turizmin yolu açık” şeklinde konuştu. EMEKLİ BAŞKONSOLOS GÜLRU GEZER: "PAZAR ÇEŞİTLİLİĞİNE GİDECEKSEK İYİ TANITIM YAPMALIYIZ" Panelde jeopolitik açıdan Türkiye’nin durumundan yola çıkarak turizmi değerlendiren Emekli Başkonsolos Gülru Gezer ise “Türkiye ürün olarak düşünüldüğünde yurt dışında çok kolay tanıtılan bir ürün değil. Ama turizm hep daha pozitif oldu. Dünyada sürekli politik çalkantılar yaşanıyor. Türk insanı çok dayanıklı. Krizlerde hemen toparlanma yetisine sahibiz” dedi. Türkiye’deki olumsuz gelişmelerin dünyada yansımaları olabildiğine değinen Gezer, “Demokratik ülkelerle siyasi ilişkiler kötüye gitse bile iktisadi ilişkiler devam eder. İspanya ile kapasitelerimiz üç aşağı beş yukarı aynı. Farkımız ne ki rakamlarımız arasında önemli fark var? Ortalama bir Amerikalı Türkiye deyince Ortadoğu’da bir ülke olarak algılıyor. Çevremizdeki ülkeler bizi iyi tanıyor evet, ama pazar çeşitliliğine gideceksek iyi tanıtım yapmalıyız. 70-80 milyon turiste çıkacaksak pazar ve turizm çeşitliliği büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu. TURSAV BAŞKANI FARUK PEKİN: "KARLI, SÜRDÜRÜLEBİLİR VE SORUMLU TURİZM ANCAK KÜLTÜR TURİZMİ İLE OLUR" Panelde, kültür turizminin önemini vurgulayan TURSAV Başkanı Faruk Pekin “Turizmde sorunları aşmada çözüm kültür turizmidir” dedi. Mevcut turizm rakamlarının gerçeği ifade etmediğini belirten Pekin, “Türkiye turizminde gerçek girdi çıktı analizleri yapılıyor mu? Son 40 yılda devlet turizme yatırım yaptı. Ancak bunların analizleri yapılıyor mu? Turizmin çevre kirliliğine etkisinin maliyeti nedir? Bunun analizi yapılıyor mu? Bunların hesabını yapmıyoruz” dedi. Faruk Pekin sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin Akdeniz çanağında mukayeseli üstünlüğü yoktur ama kültürel bir üstünlüğü vardır. Güneş-deniz-kum turizminin lokomotif haline getirilmesi bir dönüm noktasıdır. Asıl rekabet gücümüz kültür turizmindedir. Kültür turizminin özellikleri çok çok farklı. Kültür turizminde tanıtımı öne çıkarmalıyız. İspanya ucuzcu turizm istemiyoruz yaklaşımının sonucunu alıyor. Hindistan kişi başına 2000 dolar ediyor. Antalya’ya gelen turistin yüzde yarımı müzeye gidiyor. Antalya çok zengin bir kültür zenginliğine sahip. Ama bunlar değerlendirilemiyor. Elde çok ciddi bir potansiyel var ama bu potansiyel değerlendirilmiyor. Turizm karlı, sürdürülebilir ve sorumlu olmak zorundadır. Bu da ancak kültür turizmi ile olur.” ELİF URAL: "SEYAHAT ACENTALARIMIZ İÇİN SAĞLIK TURİZMİ EĞİTİMİ DÜZENLEYECEĞİZ" Kongrenin ilk gününde masaya yatırılan bir diğer önemli konu da sağlık turizmi oldu. Sektörün katma değeri yüksek ürünlerinden biri olan sağlık turizmindeki gelişmeleri ele almak üzere düzenlenen "Sağlık Turizminin Geleceği" konulu oturum büyük ilgi gördü. Moderatörlüğünü TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Elif Ural’ın üstlendiği oturuma; USHAŞ Genel Müdürü Behlül Ünver, TOBB Sağlık Meclis Başkanı Özgür Öztan ve OHSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sağlık Turizmi Komite Başkanı Dr. Cengiz Gül panelist olarak katılım gösterdi. Panelde konuşan TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Elif Ural, sağlık alanında çok ciddi teşvikler olduğunu hatırlatarak, bu alanda çalışacak seyahat acentası sayısını artırmak istediklerini kaydetti. TÜRSAB olarak 15 bin TÜRSAB üyesine sağlık turizmi eğitimini nasıl veririz diye düşündüklerini dile getiren Ural, bu kapsamda 2025 yılında birçok şehirde sağlık turizmi eğitim programı planladıklarını açıkladı.  BEHLÜL ÜNVER: "SAĞLIK TURİZMİNDE DAHA ALINACAK ÇOK YOL VAR" Panelde konuşan USHAŞ Genel Müdürü Behlül Ünver, Türkiye’nin sağlık turizminde çok önemli bir misyona sahip olduğuna dikkat çekerek, 2028’de sağlık turizminde hedefin 127 milyar dolar, Türkiye’de 20 milyar dolar olduğunu ifade etti. Sağlık turizminde sadece medikal turizmin değil aynı zamanda termal, engelli, sporcu sağlığı ve yaşlı bakımı gibi alanlarında olduğuna işaret eden Ünver, sağlık turizminde daha alınacak çok yol olduğunu dile getirerek sözlerine şöyle devam etti: “Termalde 110 kaynağımız 500 tesisimiz var. Türkiye maalesef sağlık turizminde hak ettiği yerde değil. Sağlık alanında çalışan seyahat acenta sayısı artmalı. Türkiye sağlıkta çok iyi olabilir ama bunları dünyaya iyi anlatmamız gerekiyor. Türk Cumhuriyetlerinde yapılacak çok işlerimiz var. Ortadoğu’da Türkiye’ye çok ilgi var. Avrupa’nın sağlık sistemi sıkıntılı. Bizden hizmet talep edecek çok ciddi insan kaynağı var. 1-1,5 saatlik uçuş mesafesine bakıldığında bizden hizmet alacak çok insan var. O nedenle seyahat acentaları bizim için çok önemli. TÜRSAB’a çok teşekkür ediyoruz.” USHAŞ, BELGELENDİRME KRİTERLERİNİ DEĞİŞTİRECEK Sağlık turizminde Sağlık Bakanlığı’nın çatı olacağı; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı’nın yer alacağı bir koordinasyon kurulu kuracaklarını açıklayan Ünver, “3 milyarı nasıl 20 milyar yapabiliriz buna odaklandık. 1400 olan sağlık turizmi acentasının sayısının artması önemli. Yurt dışında Türkiye ile ilgili çıkan olumsuz haberlerin engellemek için bir platform kurulmasını gerektiğini belirten Ünver, sağlık turizminin oturması için yeni mevzuat çalışmasının devam ettiğini, mevzuatta belgelendirme kriterlerini değiştireceklerini açıkladı. ÖZGÜR ÖZTAN: "SAĞLIK TURİZMİNDE GÜÇ BİRLİĞİ ÖNEMLİ" Kongrenin katılımcı ve içerik bakımından çok başarılı olduğunu belirterek konuşmasına başlayan TOBB Sağlık Meclis Başkanı Özgür Öztan, Türkiye’deki sağlık çalışanlarının çok nitelikli olduğunu dile getirdi.  Türkiye’de sağlık turizminin çok hızlı büyüdüğünü hatırlatan Öztan, USHAŞ’ın da çalışmalarıyla Türkiye’nin bu alanda güçlendiğini ifade etti. Sağlık turizminde güç birliğinin önemine dikkat çeken Öztan, şunları kaydetti: “TOBB olarak bir güç birliği istiyoruz. Birlikte hareket etmeliyiz? Hem acentalarımız hem hastanelerimiz hem kamu hem de STK’ların birlikte hareket etmeli. Rakip ülkeler arasında başarılı örnekler var. En başarılı ülkeler bunu milli mesele haline getirip birlikte çalışmışlar. Dolayısıyla yapılacak ortak çalışmaları çok önemli olduğunu düşünüyoruz.” DR. CENGİZ GÜL: "SAĞLIK TURİZMİNDE TÜM TARAFLARIN BİRLİKTE ÇALIŞMASI GEREKİYOR" OHSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sağlık Turizmi Komite Başkanı Dr. Cengiz Gül, sağlık turizminde pazar payını artırmaya odaklandıklarını belirterek, hazırladıkları araştırmanın sonuçlarını paylaştı. İyi hizmet sunmanın nitelikli insan kaynağı ve alt yapıyla olacağını vurgulayan Gül, şunları kaydetti: “Sürdürülebilirlik için; aracısından kural koyucusuna kadar tüm tarafların büyük önemi buluyor. Sağlık alanında 30 yıl profesyonel yöneticilik yaptım. Hep birlikte iş yapmak çok önemli. Bizdeki çürükleri de ayıklamak lazım. Hizmet sunucuları yurt dışından hasta istiyor ama hastanın nasıl geldiğine bakmıyor. O yüzden TÜRSAB gibi güvenilir kurumla ve üyeleriyle çalışmak gerekiyor. Çünkü TÜRSAB üyesi olmayan çok sayıda aracı var. Bizim de içimizdeki çürüklerini ayırmamız gerekiyor. Medikal turizm için her şehre hasta gitmez. Nereye ne yapılacağını hep beraber karar vererek hareket etmeliyiz. Eksik yaptığımız, ucuz yaptığımız ve birbirimize sahip çıkmadığımız her işten gol yeriz. Aracısından kamu kurumlarına her alanı yönetmek gerekiyor. İyi olanı iyi anlatmak, tanıtmak lazım. Pazar payımızı artırabilmemiz için denetlemelerin artması, kamu ve özel sektörün ortak çalışması gerekiyor. Çatı yapı olması önemli.” İlk günü başarılı bir şekilde tamamlanan 3. TÜRSAB Turizm Kongresi, ikinci gününde de önemli oturumlarla devam edecek.

Altunkaya Grup Dubai Gıda Fuarı'nda Dikkat Çekti Haber

Altunkaya Grup Dubai Gıda Fuarı'nda Dikkat Çekti

GAZİANTEP (İHA) - Türkiye’nin en büyük ihracatçılarından biri olan Altunkaya Grup, Dubai Gulfood 2025 Uluslararası Gıda Fuarı’nda ilgi odağı oldu. Yüzü aşkın ülkeye ihracat yapan firma, yeni ve yenilikçi ürünleriyle dikkat çekti. Gıda sektörünün en prestijli organizasyonları arasında yer alan fuarda, Altunkaya standı ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Fuara katılan Tarım Bakan Yardımcısı Ahmet Bağcı, Abu Dabi Büyükelçisi Lütfullah Göktaş, Dubai Başkonsolosu Onur Şaylan, Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Kılıç, TİM Hububat Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu ve beraberlerindeki heyet, Altunkaya standını ziyaret ederek Yönetim Kurulu Başkanı Mahsum Altunkaya’dan bilgi aldı. Altunkaya, fuarın beklentinin üzerinde bir ilgi gördüğünü belirterek, "Bu fuar gıda sektörü açısından çok önemlidir. Biz de her yıl bu fuarda yerimizi alarak, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere yeni ve yenilikçi ürünlerimizi tanıtıyoruz. Sadece bizim değil tüm firmalar açısından başarılı bir fuar olacağına inanıyor, fuarın ülke ekonomimize olumlu dönüşler sağlamasını temenni ediyorum" diye konuştu. 21 Şubat 2025’e kadar sürecek fuara Türkiye’den 209 firma katılıyor.

Lojistik İhracatında Büyük Hedef: 2025'te 48 Milyar Dolar Haber

Lojistik İhracatında Büyük Hedef: 2025'te 48 Milyar Dolar

ANKARA (İHA) - Ticaret Bakanlığı, lojistik ve taşımacılık sektöründe hizmet ihracatı hedeflerini açıkladı. 2024 yılında 38,9 milyar dolar olarak gerçekleşen sektör ihracatının, 2025’te 48 milyar dolara, 2028’de ise 78 milyar dolara ulaşması hedefleniyor. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Lojistik ve taşımacılık sektörü, 100 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ile küresel lojistik ihracatından yüzde 2,5 pay almakta ve dünyada 11. sırada yer alarak, hem hizmet ihracatımızın lokomotifi, hem de dış ticaretimizin en önemli bileşeni olarak konumlanmıştır. Hizmet ihracatımızın yaklaşık yüzde 40'ını oluşturan sektörün payını her yıl daha da artırması hedeflenmekte olup, 2024 yılında 115,2 milyar dolar olarak gerçekleşen hizmet ihracatı rakamının 38,9 milyar doları lojistik ve taşımacılık sektörünün çalışmalarıyla gerçekleşmiştir" ifadelerine yer verildi. Açıklamanın devamında, "Ticaret Bakanlığı olarak, lojistik ve taşımacılık sektöründeki gelişmelerin, ülkemizin ekonomik gücüne ve dünya ticaretindeki konumuna sağladığı katkı göz önünde bulundurularak, 2024 yılında 38,9 milyar dolar olarak gerçekleşen hizmet ihracatımızı, 2025 yılında 48 milyar dolara, 2028 yılında ise 78 milyar dolara ulaşmasının sağlanması hedeflenmektedir. Bu hedeflere ulaşmak için sektör paydaşlarıyla birlikte her zaman olduğu gibi iş birliği içerisinde çalışmalarımızı sürdürmeye devam edilecektir" denildi.

Turizm Sektörü EMITT 2025’te Buluşuyor Haber

Turizm Sektörü EMITT 2025’te Buluşuyor

Türkiye’nin en büyük turizm etkinliği olan EMITT Fuarı, 5 Şubat'ta Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde 28. kez ziyaretçilerini ağırlamaya hazırlanıyor. Türkiye İş Bankası’nın ana sponsorluğunda düzenlenecek etkinlik, ülkenin turistik değerlerini uluslararası alanda tanıtacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Türk Hava Yolları’nın kurumsal sponsorluğunda gerçekleştirilen fuar, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) ve Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) iş birliğiyle organize ediliyor. EMITT 2025, turizm sektörünün geleceğini şekillendirecek önemli görüşmelere ev sahipliği yapacak. 77 ÜLKEDEN 650’NİN ÜZERİNDE TUR OPERATÖRÜ KATILACAK Bu yıl fuarda ABD, Almanya, İngiltere, Rusya, Fransa, Güney Afrika, İspanya, İtalya, İsviçre, Kanada, Hindistan, Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi önemli turizm pazarlarından 77 ülkeden 650’den fazla tur operatörü ağırlanacak. Böylece dünya çapındaki seyahat şirketleri, en yeni turizm fırsatlarını tanıtma fırsatı yakalayacak. Üç gün boyunca devam edecek etkinlikte sektörün önde gelen temsilcileri, iş birliği fırsatları bularak yeni bağlantılar kurabilecek. 2025 yılı turizm trendleri ve sektörün karşılaşacağı olası gelişmeler ele alınacak, sorunlara yönelik çözüm önerileri tartışılacak. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM ÖN PLANDA Bu yılki EMITT Fuarı'nın ana teması "Turizmi Yeniden Tanımlamak: Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Cesur Adımlar" olarak belirlendi. Etkinlik kapsamında, turizmin doğaya ve topluma katkı sağlayacak şekilde nasıl dönüşebileceği tartışılacak. "Pozitif Turizm" vizyonu çerçevesinde, sıfır atık hedefinin ötesinde doğayı koruyan ve yerel toplulukları destekleyen yeni turizm yaklaşımlarına odaklanılacak. Ayrıca, yaratıcı turizm ürünleri geliştirilerek sektör için yeni pazar fırsatları değerlendirilecek. FUAR PROGRAMI VE İÇERİĞİ İlk Gün: Resmi açılışın ardından, turizm sektörünün 2024 yılı değerlendirmesi ve 2025 beklentileri masaya yatırılacak. Küresel turizm raporları paylaşılacak ve geleneksel "Başkanlar Oturumu" ile gelecek vizyonu ele alınacak. İkinci Gün: Sektör oyuncularının iş birliği yaparak daha dirençli ve sürdürülebilir bir turizm modeli oluşturması için paneller düzenlenecek. Ünlü konuşmacılar, influencer’lar ve sektörün önde gelen otel zincirleri, hizmet sağlayıcıları ve destinasyon temsilcileri sahne alacak. Üçüncü Gün: Turizmde yapay zeka, sürdürülebilirlik ve alternatif turizm konularında yenilikçi çözümler paylaşılacak. Katılımcılar, yeni fikirler geliştirme fırsatı yakalayacak ve interaktif oturumlarla farklı bakış açıları sunulacak. EMITT DİREKTÖRÜ HACER AYDIN’DAN AÇIKLAMALAR EMITT Fuarı Direktörü Hacer Aydın, etkinliğin sektördeki önemine dikkat çekerek, "Bu yıl fuarımızı 28. kez düzenliyoruz. Bunca yıllık deneyim ve birikime sahip olmanın gururunu taşırken, fuara sayılı günler kala hala ilk günkü heyecanımızı da içimizde hissediyoruz. Çünkü ülkemiz için daha iyi bir geleceği mümkün kılmak adına hayallerimizin sonu yok. Küresel krizlerin ve çevresel zorlukların gölgesinde, turizm sektörünün geleceğini şekillendirmek artık bir zorunluluk haline geldi. Turizmi yeniden tanımlamak, sadece bugünün krizlerine yanıt vermek değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir geleceği yaratmak için daha cesur ve yenilikçi bir vizyonla adım atmayı gerektiriyor" dedi. Aydın, iklim değişikliği, aşırı turizm ve küresel krizler gibi zorlukların sektör için önemli tehditler oluşturduğunu belirterek, turizm sektörünün daha dirençli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşması gerektiğini vurguladı. EMITT'in, dünya turizminin Türkiye'deki buluşma noktası olarak büyük bir sorumluluk taşıdığını belirten Aydın, "Bu yıl, katılımcıların daha fazla iş birliği yapmalarını teşvik eden yeni fırsatlar ve programlar sunarak hedefimizi büyütüyoruz. Türkiye’nin turizm gücünü keşfederken, geleceğin destinasyonlarına yeni yollar inşa edeceğiz" diye ekledi. KATILIMCI ÜLKELER VE DESTİNASYONLAR EMITT, 27 yıldır Türkiye'de pek çok yeni tatil ve turizm destinasyonunun tanıtılmasına öncülük etti. Bu yıl da Bulgaristan, Japonya, Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs, Gürcistan, Mısır, Sırbistan, Bosna Hersek, Kuzey Makedonya, Seyşeller, Küba, Malta, Nepal, İran, İtalya ve Venezuela gibi ülkeler fuara katılım sağlayacak. Panama’nın ilk kez yer alacağı etkinlikte, yıllar sonra geri dönen Güney Kore de fuarda temsil edilecek. Ayrıca Yunanistan’dan belediyeler, İran, Çin, Azerbaycan, Özbekistan, Peru, Maldivler ve Pakistan’dan turizm acenteleri, Hindistan, İngiltere, İspanya ve Rusya’dan teknoloji firmaları ve Mısır’dan resort oteller fuarda boy gösterecek. EMITT 2025, turizm dünyasını İstanbul’da bir araya getirerek sektöre yön vermeye devam edecek.

Kapıköy Gümrük Kapısı'nın Ticaret Geçişine Açılması Bekleniyor Haber

Kapıköy Gümrük Kapısı'nın Ticaret Geçişine Açılması Bekleniyor

ANKARA (İHA) - Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İran Yol ve Şehir Planlama Bakanı Ferzane Sadık ile gerçekleştirdiği görüşmede, iki ülke arasındaki ticari bağları güçlendirme hedefini vurguladı. Bakan Bolat, "Türkiye olarak Van'daki Kapıköy, gümrük kapımızı modernleştirerek ticaret geçişine de açılması konusunda beklenti içindeyiz" dedi. TİCARET HEDEFİ: 30 MİLYAR DOLAR Bakan Bolat, altı hafta önce Tahran’da düzenlenen Karma Ekonomi Komisyonu (KEK) toplantısının ardından, bugün Ankara’da gerçekleştirilen görüşmelerde ticari iş birliğini artırma konusunda kararlılık sergilendiğini belirtti. "Biliyorsunuz her iki ülkenin değerli Cumhurbaşkanları, iki ülke arasındaki ticareti orta vadede 30 milyar dolara yükseltme konusunda bir hedef ortaya koymuşlardı. Karma Ekonomi Komisyonu eş başkanları olan biz bakanlar ve kurmaylarımız da özel sektörlerimizle beraber bu hedefi gerçekleştirme konusunda azami gayret ve çalışma gösteriyoruz" diye ekledi. İRAN’A İHRACATTA 500 MİLYON DOLARLIK ARTIŞ Türkiye ile İran arasındaki ticaret hacminin 2024’te önemli bir artış kaydettiğini ifade eden Bolat, "Türkiye'den İran'a dış ticaretimiz bizim rakamlarımıza göre yaklaşık 500 milyon dolarlık bir artış kaydetmiş oldu. Daha fazla artmasını diliyoruz. Diğer taraftan Türk yatırımcıların kardeş ülke İran'da 2 milyar doların üzerinde yatırımları bulunmaktadır. Bu yatırımlar da İran'da üretim ve istihdam anlamında faydalı olmaktadır. Türkiye açısından da yatırımlar arttıkça ticaretin daha da arttığını, hızlandığını karşılıklı olarak görmekteyiz" dedi. KAPIKÖY VE SARISU İÇİN YENİ DÜZENLEMELER BEKLENİYOR Turizm ve ulaştırma alanında devam eden iş birliğine de değinen Bolat, Kapıköy Gümrük Kapısı’nın ticarete açılması için İran tarafının bazı düzenlemeler yapması gerektiğini belirtti. Sarısu Sınır Ticaret Merkezi’nin inşaatının tamamlandığını ancak İran tarafından da açılış için bir adım beklediklerini söyledi. İRAN TARAFI: "ENGELLERİ KALDIRMA KONUSUNDA KARARLIYIZ" İran Yol ve Şehir Planlama Bakanı Ferzane Sadık ise, Türkiye ile ekonomik iş birliğini artırma konusundaki kararlılıklarını yineledi. Sadık, "Toplantının düzenlenmesinden kısa süre sonra mevkidaşımla bir araya gelmemin özelliği, mutabık kaldığımız konuları ciddiyetle takip ettiğimizi gösteriyor. Bugün Türkiye Ticaret Bakanı ve değerli ekibi ile benim ve arkadaşlarımın bir araya geldiği toplantıda hem daha önce alınan mutabakatların üzerinden bir daha geçip kararlılığımıza vurgu yaptık hem de daha önce öngörülmüş 30 milyon dolarlık ticaret hacminin zeminine bir kez daha geçtik. Bugün görüşmelerimizde, bahsi geçen vizyonların önündeki engellerin kaldırılması konusunda mutabık kaldık" ifadelerini kullandı.

Suriye ile Ticarette Yeni Dönem Kapıda Haber

Suriye ile Ticarette Yeni Dönem Kapıda

GAZİANTEP (İHA) - Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu, Ticaret Bakanlığı heyetinin Suriye’de gerçekleştirdiği görüşmelerin iki ülke ticareti açısından önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade etti. Suriye’nin gümrük tarifelerini yüzde 300-500 oranında artırması, Türkiye’den yapılan ihracatı durma noktasına getirmişti. Ancak 23 Ocak’ta Şam’da Ticaret Bakanı Yardımcısı Mustafa Tuzcu öncülüğünde gerçekleşen görüşmelerde, belirli ürünler için bu tarifelerin yeniden değerlendirilmesi kararı alındı. Başkan Kadooğlu, bu gelişmenin beklentileri tam olarak karşılamasa da olumlu bir adım olduğunu vurguladı. "SURİYE İLE YENİ FIRSATLAR YOLDA" Başkan Kadooğlu, görüşmelerde iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geleceğini şekillendirecek önemli kararlar alındığını belirtti. "Şam'da gerçekleştirilen görüşmelerde karşılıklı uzlaşmanın sağlandığı konuları önemli buluyoruz. Sorun tam olarak çözülmese de gelecek için büyük umut taşıyan bu görüşmelerde, özellikle kapsamlı bir Serbest Ticaret Anlaşması için müzakerelerin başlatılması kararını çok isabetli olarak değerlendiriyoruz. Suriye, bizim en büyük ticaret ortağımızdır. Artık Suriye ile ülkemiz arasındaki ticarette yeni bir dönem başlıyor" dedi. Bu görüşmelerle birlikte tarım ve sanayi ürünleri ticaretinin artırılması, transit taşımacılığın güçlendirilmesi ve müteahhitlik alanında iş birliğinin derinleştirilmesinin hedeflendiğini ekledi. Ayrıca, Türk firmalarının Suriye’nin yeniden imarında kilit rol oynaması planlanıyor. Sınır kapılarında koordinasyonun artırılması ve yeni yatırım fırsatlarının sağlanmasıyla Türkiye-Suriye ticaretinde büyük bir ivme bekleniyor. Başkan Kadooğlu, yaşanan sorunların giderilmesinin iki ülkenin yararına olduğunu ifade ederek, bu süreci yakından takip edeceklerini sözlerine ekledi.

Emlakçılardan 101 Milyonluk Cezaya Tepki Haber

Emlakçılardan 101 Milyonluk Cezaya Tepki

ANTALYA (İHA) - Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın, fahiş fiyat artışı yapan bin 12 emlak işletmesine toplamda 101 milyon 200 bin TL ceza kesildiğini açıklamasının ardından, Antalya Emlakçılar Odası Başkanı İsmail Çağlar’dan tepki geldi. Çağlar, fiyat artışlarından ev sahiplerinin sorumlu olduğunu belirterek cezaların onlara uygulanması gerektiğini söyledi. "SON KARARI EV SAHİPLERİ VERİR" Emlakçıların ilan fiyatları üzerinde doğrudan bir yetkisi olmadığını ifade eden İsmail Çağlar, "Biz emlak danışmanları, ev sahiplerinin talimatları doğrultusunda hareket etmek zorundayız. Ev sahibinin belirlediği fiyatın üzerine ya da altına bir şey koymamız mümkün değil. Emlakçılar aynı zamanda eksperlik yapar; bir evin piyasa değerini araştırıp ev sahibine bildirir. Ancak nihai kararı ev sahipleri verir. Bu nedenle, fiyat artışlarından bizlerin sorumlu tutularak ceza kesilmesi haksızlık" dedi. Çağlar, haksız cezaların emlakçılara kesildiğini savunarak, "Eğer suçumuz varsa ceza kesilsin, kesilmesin demiyoruz. Fakat suçumuz varsa suç oranına göre ceza kessinler. Burada bizim fiyat artışıyla alakalı hiçbir suçumuz yok. Bizi resmen günah keçisi ilan ettiler. İlan sitelerine koyduğumuz ilanlar ev sahipleri dedikten sonra koyuluyor. Kesilecekse ceza ev sahiplerine kesilmeli" diye konuştu. "DEDİKODULAR BİLE FİYAT ARTIŞINA YOL AÇIYOR" Ev sahiplerinin ekonomik söylentilerden etkilenerek fiyat yükselttiğini belirten Çağlar, "Bir söylenti çıktı; banka kredileri düşecek denildi. Hemen ardından ev sahipleri fiyat artırmaya başladı. Bu durum tamamen onların inisiyatifinde. Bizim bu artışlarla hiçbir ilgimiz yok. Hatta maaş zamları gibi ekonomik gelişmeler de kira fiyatlarını tetikliyor. Memur maaşlarına zam haberlerinden sonra bile ev sahipleri yüzde 50'ye varan oranlarda kira artışı yaptı" dedi. ANTALYA’DA KONUT SORUNU BÜYÜYOR Antalya’daki dünyanın her yerinden yoğun göç alan bir şehir olduğunu ve azalan inşaat projelerinin fiyatları yükselttiğine dikkat çeken Çağlar, şehirdeki en düşük kira bedelinin 12-13 bin TL olduğunu söyledi. Denize yakın bölgelerde bu fiyatların daha da arttığını belirtti. KONUT ALIMI İÇİN UYGUN BİR DÖNEM Çağlar, konut fiyatlarının yeniden artabileceğine dikkat çekerek, "Faiz oranları biraz daha düşerse, ev fiyatlarında tekrar bir yükseliş yaşanabilir. Ancak enflasyona göre baktığımızda ev fiyatlarının aslında yüksek olmadığını görüyoruz. Düşük faiz oranları, fiyat artışlarını tetikleyen en büyük nedenlerden biri. Bu nedenle şu an konut alımı için uygun bir zaman" değerlendirmesinde bulundu.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.