Hava Durumu

#Tmmob

TOURISMJOURNAL - Tmmob haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tmmob haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bodrum’da İmara Açılan Orman Alanına TMMOB’den Tepki Haber

Bodrum’da İmara Açılan Orman Alanına TMMOB’den Tepki

Bodrum’un Göl Mahallesi’nde Türkbükü Doğusu Turizm Merkezi’nde yapılan imar planı değişikliği tartışmalara yol açtı. Plan kapsamında 7.5 hektarlık orman alanı, turizm tesisi alanına dönüştürüldü. Bu karar, TMMOB Bodrum İlçe Koordinasyon Kurulu tarafından anayasa ve çeşitli kanunlara aykırı olarak değerlendirildi. Türkbükü’nde gerçekleştirilen plan değişikliği, Anayasa’nın 169. maddesine aykırı olarak değerlendiriliyor. Söz konusu maddenin ormanların korunmasını zorunlu kıldığını belirten TMMOB, bu düzenlemenin orman statüsünü ortadan kaldırarak turizm yatırımlarına olanak sağladığını vurguladı. Tahsis edilen alanın bir kısmının III. derece arkeolojik sit alanında yer aldığı da ifade edildi. TMMOB'DAN YETKİLİLERE ÇAĞRI TMMOB Bodrum İKK adına Mimar Gamze Bağcı, yapılan uygulamanın hatalı olduğunu belirterek bir açıklama yaptı. Açıklamaya göre, Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Göl Mahallesi’nde yer alan Türkbükü Doğusu Turizm Merkezi’nde, 1/25000, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı imar planı değişiklikleri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hazırladığı bu plan değişiklikleri, 21 Ağustos 2024 tarihinde askıya çıkarıldı ve söz konusu alan yatırımcılara tahsis edildi. Değişiklik yapılan alanın tamamının orman statüsünde olduğu, aynı zamanda "Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı" ve III. Derece Arkeolojik Sit Alanı sınırları içerisinde yer aldığı bildirildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 31 Ekim 2021 tarihli onayı ile toplam 104.59 hektarlık ormanlık alan, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 8. maddesi uyarınca turizm amaçlı kullanılmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tahsis edildi. Plan değişikliğine konu olan 7.5 hektarlık bölüm, bu tahsis edilen alanın içinde yer alıyor. Onaylı planlarda “orman alanı” olarak belirtilen bu bölge, yapılan değişiklikle "Turizm Tesisi Alanı" olarak düzenlendi. Muğla’nın Bodrum ilçesi Göl Mahallesi’nde yapılan imar planı değişikliği, "orman alanı" statüsünde olan bir bölgenin statüsünü ortadan kaldırarak turizm tesisi alanına dönüştürdü. Anayasa, ormanların korunmasını ve genişletilmesini öngörürken, orman alanlarının kamu yararı dışında başka amaçlarla kullanılmasını yasaklıyor. Plan değişikliğinde, Kıyı Kanunu’na da aykırılıklar bulunduğu ifade ediliyor. Özellikle sahil şeridindeki ilk 50 metrede yapılaşma yasağı bulunmasına rağmen, bu alanın turizm tesisi olarak gösterilmesi ve gerisinde yoğun yapılaşmaya izin verilmesi tepki topladı. Yetkililer, bu durumun orman bütünlüğünü bozduğunu ve kamu yararına hizmet etmediğini vurguluyor. Plan değişikliği sırasında, ilgili kurum ve kuruluşlardan alınan görüşlerin de dikkate alınmadığı belirtiliyor. Kurumlar, planlama alanını "orman alanı" olarak değerlendirmiş olsa da, yapılan değişiklikle alan "Turizm Tesisi" statüsüne geçirildi. Bu durum, kurum görüşlerinin geçersiz hale geldiği ve hukuki açıdan sorunlar doğurduğu şeklinde yorumlanıyor. Ayrıca Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne göre, sit alanlarının korunmasını tehlikeye atacak plan değişiklikleri yapılamazken, bu değişikliklerin İmar Kanunu’na da aykırı olduğu dile getiriliyor. Planın Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanıp, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanması ise dikkat çekici bulunuyor. Aynı bakanlıkların hem planı yapması hem de onaylaması bağımsız değerlendirme eksikliği olarak eleştiriliyor. Ayrıca plan raporundaki eksik görüşler ve mevzuat ihlalleri, her iki bakanlığa yönelik eleştirilerin odak noktası olmuş durumda. Bodrum’da son yıllarda artan nüfus, su ve trafik sorunları gibi altyapı yetersizliklerini daha da kötüleştiren bu tür planlar, çevre tahribatını hızlandırıyor. Uzmanlar, Bodrum’un mevcut kaynaklarının bu kadar nüfus yoğunluğunu kaldıramayacağını ve alınan kararların çevresel felaketlere yol açabileceğini belirterek, Bodrum’un rant projelerine kurban edilmemesi gerektiğini ifade ediyor.

Karadeniz ve Marmara, Kimyasal Atık Tehdidi Altında Haber

Karadeniz ve Marmara, Kimyasal Atık Tehdidi Altında

TRABZON (İHA) - Trabzon, Karadeniz'in ekolojik dengesini koruma adına önemli bir çevre sorunuyla karşı karşıya. Romanya ve Ukrayna gibi ülkelerden gelen kimyasal atıklar, özellikle fosfor ve azot gibi besin maddelerinin deniz suyunda birikmesine yol açarak su kalitesini düşürüyor. Bu kirlilik, Karadeniz'in biyolojik çeşitliliğini tehdit ederken, deniz canlılarının oksijen ihtiyacını azaltıyor ve alg patlamalarına yol açıyor.  Trabzon Kent İçi Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi Paneli, Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Panele Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ve akademisyenler katıldı. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Trabzon Bölge Temsilciliği, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi ve TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi'nin iş birliğiyle düzenlenen panelde, Karadeniz'deki kirlilik durumu ve atık su arıtma tesisi bulunan ve bulunmayan şehirlerin Karadeniz'e olan kirlilik etkileri tartışıldı. Jeoloji Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Semi Hamzaçebi, bu sorunun yalnızca Karadeniz'le sınırlı kalmayıp, Marmara Denizi'ni de etkilediğini belirtti. Kirli suyun sahil boyunca ekonomik faaliyetler üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ifade eden Hamzaçebi, bu sorunla mücadele için bölgedeki biyolojik arıtma tesislerine yatırım yapılmasının önemine vurgu yaptı. Trabzon'un atık su arıtma konusunda diğer şehirlerle kıyaslandığında geri kaldığını belirten Hamzaçebi, geçmişte şehri etkileyen derin deşarj hatlarının yetersiz kaldığını vurguladı. Trabzon'da biyolojik arıtma tesisine olan ihtiyacın her geçen gün arttığını söyleyen Hamzaçebi, Samsun ve Ordu gibi illerin bu konuda büyük yatırımlar yaparak örnek teşkil ettiğini söyledi. "YENİ YÜZYILDAKİ ANLAYIŞ; DİRENÇLİ ŞEHİRLER OLUŞTURMAK" Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, çevre yönetimi konusunda daha fazla sorumluluk almaları gerektiğini ifade ederek, "Yeni yüzyıldaki anlayış; dirençli şehirler oluşturmak. Dirençli şehirler oluşturmak için çevre konusunda hassasiyet göstermemiz lazım. Yapılaşma konusunda hassasiyet göstermemiz lazım. Biz her zaman bu şehri yönetirken şehrin dinamikleri ile fikir alışverişinde bulunduk. Bu oturumu önemli gördüğümüz bir konumuz olan raylı sistemle ilgili olarak da yaptık. Biz yaptık, biz belediye başkanıyız, bu doğrudur anlayışında asla olmadık, olmayacağız da. Bu şehirde hep beraber yaşıyoruz." dedi. Genç, yatırım projesiyle şehrin turizm ve balıkçılık sektörlerinin de destekleneceğini söyledi. Ayrıca, Trabzon'un denizden yeterince yararlanamadığını ve bu sorunun çözülmesi gerektiğini belirterek, atık su arıtma tesislerinin kurulması için çalışmaların hızla devam ettiğini ifade etti. Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç'in konuşmasının ardından çevre uzmanlarının da konuştuğu bir panel düzenlendi.

Cennet Koyu'na dozerler girdi, Cengiz İnşaat açıklama yaptı Haber

Cennet Koyu'na dozerler girdi, Cengiz İnşaat açıklama yaptı

Ülkemizin özellikle kıyı bölgelerine, koylarına yapılan inşaatlar tepkilere neden oluyor. Bugünlerde ise Bodrum'da bulunan Cennet Koyu'nda yapılan proje, özellikle sosyal medyada birçok tartışmaya neden oldu.Cennet Koyu'na turizm tesisi ve villa inşaatının başlamasına; Bodrumlular, TMMOB üyeleri, oda temsilcileri, çevreci örgütlerden tepki geldi. Cengiz İnşaat ise konuyla ilgili bir basın açıklaması yaptı. MUĞLA'nın Bodrum îlçesi'ne bağlı Gölköy Mahallesinde Cennet Koyu'ndaki Gökburun Yarımadası'nda 678 bin metrekarelik arsada turizm tesisi ve villa inşaatının başlamasma Bodrumluların tepkisi sert oldu. Alanın arkeolojik SİT alanı derecesinin düşürülerek valilik tarafından "ÇED raporu gerekli değildir" kararı verilmesi üzerine Cengiz Holding bölgede inşaat çalışmalan başlattı. Ardından Bodrum Belediyesi Fen ve İmar İşleri Müdürlüğü, valilik kararından 4 gün sonra ruhsat verdi. Bunun üzerine müdürlüğün önünde toplanan TMMOB üyeleri, oda temsilcileri ve çevreci örgütler, "Ruhsat İptal" sloganları attı. Tepkiler sırasında; "Belediye Başkanı Ahmet Aras'a sesleniyoruz. Bodrum'u yaşanmaz, doğayı, arkeolojiyi, hukuku tahrip eden bu projeye verdiğiniz ruhsatı iptal edin. Tüm idari işlemlerle ilgili gerekli hukuki girişimlerimizi, itirazlarımızı, suç duyurularımızı yapacağız" dediler.  Bölgeye Cengiz İnşaat 100 villanın yanı sıra 101 apart ve 83 süit olan bir otel inşa edecek. CENGİZ İNŞAAT'TAN CENNET KOYU PROJESİ AÇIKLAMASI Cengiz İnşaat, söz konusu proje ilgili geçtiğimiz hafta bir açıklama yapmıştı. Firmadan yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Şirketimizin Cennet Koyunda sahip olduğu arazi Muğla İli, Bodrum İlçesi, Gölköy, Göl Mahallesi 107 Ada 1 parselde (eski 423 parsel) kayıtlı bulunan taşınmazdır. Bu taşınmaz, Maliye Hazinesi’ne aitken, 01.06.2010 tarih ve 2010/31 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınmıştır. Özelleştirme kapsamına alınma kararına karşı açılan dava, Danıştay tarafından reddedilmiştir ve bu karar kesinleşmiştir. Bodrumlu bazı vatandaşların özelleştirme ihalesi öncesinde Osmanlı tapusundan kaynaklı olarak arazide hak iddiaları olmuş ise de Kadastro Mahkemesinde görülen bu dava, Hazine lehine kesinleşmiş ve arazi, bu dava sonucunda Hazine adına tescil edilmiştir. Parselin bulunduğu alan, 1990’lı yıllardan beri imar planlarında turizm alanı olarak belirlenmiş olup Özelleştirme İdaresi Başkanlığı da 2012 yılında buna göre yeni bir imar planı hazırlamıştır ve bu imar planı halen yürürlüktedir. Bu imar planı hazırlandıktan sonra tescilli sit statüleri ile birlikte taşınmazın özelleştirme ihalesi yapılmış ve taşınmaza 277.000.000-TL (o dönemki kur ile 152 milyon ABD Doları) teklif veren Alıcı, ihaleyi kazanmıştır. İhale sonrasında Alıcı’nın sahip olduğu bir şirket olan Bodrumbir Turizm Yatırım A.Ş. ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığı arasında Satış Sözleşmesi imzalanmıştır. İhale işleminin iptali için Danıştay’da idari davalar açılmış ise de o dönemde taşınmazın tapudan devrini önleyecek bir yürütmenin durdurulması veya iptal kararı verilmemiş ve Bodrumbir A.Ş., ihale bedelini ödeyerek taşınmazın tapusunu devralmıştır. Bodrumbir A.Ş. daha sonra Şirketimiz Cengiz İnşaat San. ve Tic. A.Ş. tarafından devralınmış ve taşınmazın mülkiyeti bu şekilde Şirketimize intikal etmiştir. Kamuoyunda son dönemde yer alan paylaşımların aksine şu anda bu konu hakkında Danıştay’da devam eden herhangi bir dava bulunmamaktadır. Özelleştirme ihalesinin iptaline ilişkin olarak taşınmazın Alıcı’ya devrinden çok sonra verilmiş olan Danıştay kararı, hukuken Şirketimizin parseldeki mülkiyet hakkını etkilememektedir. Arazinin tapusunun Şirketimize devrinden sonra 2013 yılında, arsa üzerindeki olası yapılaşma alanında 157 ayrı noktada sondaj yapılmış ve sondaj sonucunda; Bodrum Kaymakamlığı Sualtı Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü tarafından araziyle ilgili 24.01.2014 tarihli bir rapor hazırlanmıştır. Rapora göre, sondaj yapılan bu 157 noktanın hiçbirinde herhangi bir arkeolojik buluntuya rastlanmamıştır. Bu raporda ayrıca sosyal medyada paylaşılan ve Şirketimizin parselinden çıktığı iddia edilen buluntuların parselde gerçekleştirilen bir sondaj ya da kazıda ortaya çıkmadığı kesin olarak tespit edilmiştir. Ayrıca parselin yapılaşmaya şu anda açıldığı ve imar planının Mahkemece iptal edildiğine ilişkin iddialar gerçek dışıdır. Nitekim yukarıda bahsedildiği üzere arazinin geçerli imar planı, özelleştirme ihalesinden önce 2012’de yapılmış olup kesinleşmiştir ve halen yürürlüktedir. Özelleştirme ihalesinden sonra arazinin imar durumunda herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Arazideki derece arkeolojik sit alanı olarak tescilli olan kısım ayrı bir parsel olarak tapuya tescil edilmiştir. Kanun gereği bu 1. Derece arkeolojik sit alanında herhangi bir yapılaşma zaten mümkün değildir. Bu sit alanı Şirketimizce aynı şekilde korunacaktır. Sosyal medyada yer alan ve ormanlık olarak görünen Cennet Koyu fotoğrafı, Şirketimizin parseline ait değildir. Şirketimizin parseli ormanlık alan olmayıp ekteki fotoğrafta da görüldüğü üzere taşlık arazidir ve bu nedenle, parselde gerçekleşecek projede herhangi bir ağaç kesimi söz konusu değildir. Sit statülerine ve imar planına uygun olarak gerçekleştirilecek bu proje kapsamında parsele 50.000 adet ağaç dikilecektir. Parselde gerçekleştirilecek projede, yürürlükte bulunan imar planı hükümlerine, ilgili resmi kurum kararlarına, sit mevzuatı ile ilgili diğer mevzuata uygun davranılacak olup Şirketimiz, kamuoyunu her aşamada bilgilendirecektir."

Çeşme Projesi'nin durdurulması mutluluk yarattı Haber

Çeşme Projesi'nin durdurulması mutluluk yarattı

Açıklamada; Korunması gereken doğal alanlar, su havzaları, orman ve deniz alanları, kıyıları kamunun elinden alıp bir azınlığın kullanımına terk edecek bu işlemin durdurulmasından mutluyuz" ifadeleri yer aldı Çeşme Projesi'nin durdurulmasına DAİR ORTAK BASIN AÇIKLAMASI Çeşme Projesi ile ilgili olarak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından verilen Çeşme Turizm Bölgesi İşleminin Yürütmesinin Durdurulması kararına ilişkin olarak davacı kurumlar İzmir Mimarlık Merkezi'nde basın açıklaması gerçekleştirildi. "Çeşme Rant Projesi'ne İlişkin Yürütülen Bütün Çalışmalar Acilen Durdurulmalıdır" çağrısıyla bir araya gelen TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası ve EGEÇEP, "Kentlerimize, yaşama, kamu yararına sahip çıkma kararlılığımızı bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz" açıklamasında bulundu. "İrtifak bedeli kamuya değil yatırımcının hizmetine sunulacak" Yapılan ortak basın açıklamasında İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının 12.02.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlandığı açıklanarak şu ifadelere yer verildi; "Bu karar; Çeşme Yarımadasında mevcut devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanların tümünü, 47 Km kıyı alanını, yarımadanın kuzey ve güneyinde 4.000 hektarı bulan deniz alanlarını ve bu alanlardaki beş adet adayı, 4,293 hektar orman alanı, 600 ha. mera alanı, içme suyu koruma havzalarının tamamını, bölgedeki doğal koruma alanlarının yüzde 70 ini, nitelikli tarım alanları ile zeytinlik alanları, kültürel ve arkeolojik miras alanlarını, yarımadada yerleşim alanları dışında kalan alanların tamamını içeren 16.000 Hektarlık (22400 futbol sahası büyüklüğünde) devasa kamu arazisini kapsamaktadır. Bu devasa kamu arazisi ve deniz alanları yatırımcılara irtifak hakkı tesisi suretiyle tahsis edilerek bu alanın tümünde ve adaları da içeren deniz alanlarında halkımızın girişine kapalı imtiyazlı bir azınlığın kullanımına özgülenmiş, girişi denetimli, bağımsız özel bir yetki alanı oluşturulacaktır. Bu devasa kamu arazisinin ve deniz alanlarının irtifak hakkı sahibine devri karşılığı alınacak bedel kamu harcamaları için kullanılamayacak sadece alanın alt yapı yatırımlarına harcanabilecektir. Yani irtifak bedeli dahi kamuya değil yatırımcının hizmetine sunulacaktır. Tahsis edilecek kamu arazisi ve deniz alanları nadir bir ekosistemi barındırmaktadır. Alan, Doğal sit alanları, su koruma havzaları, orman alanları ile çok özel niteliklere haizdir. Ancak alanın bu çok özel niteliklerine müdahale edilerek, imtiyazlı bir azınlığın hizmetine sunulmak üzere; mega yat limanlan, golf sahaları, kıyı otelleri, lüks konut ve rezidanslar vb. yapılacaktır." "KURUMLARIMIZ DANIŞTAY NEZDİNDE DAVA AÇMIŞTIR" "12.02.2020 tarihinde 16.000 Hektar alanda ilan edilen Çeşme Turizm Bölgesinin bir benzeri 2006 yılında çok daha küçük 10.000. Hektarlık bir alanı kapsayacak şekilde ilan edilmiş, bu işlem Danıştay 6. Dairesinin 2006/4056 E.- 2008/8262 K. Sayılı kararı ile hukuka aykırı bulunarak iptal edilmiş ise de Bakanlık yargı kararlarını umursamadan çok daha büyük alan için hukuka aykırılığı yargı kararı ile belirlenmiş işlemi tekrar yürürlüğe koymuştur. Bu yanıyla 12.02.2020 tarihli Resmi Gazete de ilan edilen işlem hukuk devleti ilkesinin de ihlali niteliğindedir" denilen açıklamaya şöyle devam edildi; "Kurumlarımız ve çok sayıda duyarlı yurttaş halkımızın yaşam alanlarına, nadir ve korunması gereken habitat alanlarına müdahale içeren ve hukuka aykırılığı daha önce yargı kararı belirlenmiş işleme karşı Danıştay 6. Dairesi nezdinde dava açmış, mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesinde de işlemin kamu yararına uygun olmadığı belirlenmiş ise de Danıştay 6. Dairesi gerekçesiz olarak yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar vermiştir. Ancak itirazımız üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun kararı ile Danıştay 6. Dairesinin kararı kaldırılarak 12.02.2020 tarihli Resmi Gazetede ilan edilen İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararında deniz alanlarını da kapsayan bu denli büyük bir alanın gereklilikleri açıklanmadan turizm bölgesi ilan edilmesi hukuka aykırı bulmuştur." "SORUMLULUKLARIMIZIN GEREKLİLİĞİNİ YERİNE GETİRMENİN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUZ" "Bu karar ile; davalı Kültür ve Turizm Bakanlığına da tebliğ edilmiş olup İdari Yargılama Usul Kanunu'nun 27. Maddesi gereğince Bakanlıkça Çeşme Turizm Bölgesi projesi kapsamında artık hiçbir işlem ve tasarrufda bulunulmayacaktır. Yürütmenin durdurulması kararma rağmen yapılacak her işlem kamu görevlilerinin cezai ve mali sorumluluğunu gerektirecektir" denilen açıklamada "Kurumlanınız kararın gereklerine uyulmasını titizlikle takip ederek ihlal edenler hakkında gerekli hukuki işlemleri başlatıp takip edecektir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun hukuka aykırı bulduğu işlem hakkında Danıştay 6. Dairesi tarafından aynı yönde nihai karar verilmesi beklenmektedir. Korunması gereken doğal alanları, korunması gereken su havzalarını, orman alanlarını, deniz alanlarını, kıyıları, kamuya ait devasa alanları kamunun elinden alıp bir azınlığın kullanımına terk edecek bu işlemin hukuka aykırı bulunarak durdurulmuş olması ile kamusal sorumluluklarımızın gereklerini yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Halkımıza ve tüm İzmirlilere armağan olsun" açıklaması yapıldı. Kaynak: Çeşme Life 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.