Hava Durumu

#Tokat

TOURISMJOURNAL - Tokat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tokat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Orta Karadeniz Güney Kore'nin Radarında Haber

Orta Karadeniz Güney Kore'nin Radarında

ÇORUM (İHA) - Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı'nın (OKA) öncülüğünde Güney Koreli turizmciler, bölgenin tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetmek üzere tanıtım turuna katıldı. Amasya, Çorum, Samsun, Tokat ve Ankara illerini kapsayan proje, Güney Kore'nin bu bölgeyi turizm rotasına dahil etmesini hedefliyor.   2009'dan beri turizm altyapı projelerine destek sağlayan OKA, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA), Türk Hava Yolları (THY) ve yerel paydaşlarla iş birliği yaparak, Güney Koreli yedi seyahat acentesine yönelik iş geliştirme odaklı bir tanıtım programı düzenledi.   HİTİT ROTASI İLE BAŞLAYAN TANITIM TURU Program, Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile başlayıp Boğazköy Müzesi, Hattuşa Ören Yeri, Alacahöyük ve Yazılıkaya Tapınağı gibi Hitit uygarlığının önemli merkezlerini kapsadı. Çorum Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nde gerçekleştirilen Hitit Çivi Yazısı Atölyesi, katılımcılara unutulmaz bir deneyim sundu.   İŞ BİRLİĞİ VE KÜLTÜREL BAĞLAR GÜÇLENİYOR Çorum’da Güney Koreli acente yöneticileriyle Orta Karadenizli turizm temsilcileri arasında yapılan B2B görüşmeler, iş birliği fırsatlarını değerlendirme şansı yarattı. Hana Tour, Interpark Tripile, Lotte Tour, Online Tour, Yellow Balloon, Saturn Travel and Business ve Bricks gibi önde gelen acentelerin temsilcileri ile bire bir görüşmeler gerçekleştirildi.   Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, konuşmasında Hititlerden günümüze bölgenin zengin kültürel geçmişine değindi. "Şehrimiz 8 bin yıllık çok kadim bir geçmişe sahip. Hattiler, Hititler, Romalılar, Selçuklular, Osmanlılar, Türkiye Cumhuriyeti gibi birçok medeniye ev sahiplik etmiş kadim bir Anadolu kentidir. Şehrimiz, adeta saymış olduğum tüm medeniyetlerde izler taşıyan bir kültür mozaiği. Millattan önce 1270'li yıllarda, dünyadaki ilk barış antlaşmasının bizim topraklarımızda yapılmış olması da bizim için gurur kaynağıdır. Kadeş Barış Antlaşmasının altında kral ve kraliçenin mühürlerinin birlikte bulunması, Anadolu'da kadına yaklaşımının geçmişini göstermesi bakımından da bizim için oldukça önem arz etmektedir. Dünya kültür mirasına birçok eserler bırakan Hitit İmparatorluğunun başkenti olması bizim için ayrı bir güzellik" diyerek bölgenin zengin tarihini katılımcılara anlattı. İki ülke arasındaki tarihi dostluğu vurgulayan Aşgın, Kore Savaşı'ndaki Türk askerlerinin fedakarlığını hatırlatarak, Güney Koreli turistleri bölgede daha fazla görmek istediklerini belirtti.   UNESCO LİSTESİNDEKİ ESERLER ZİYARET EDİLDİ Çorum Vali Yardımcısı Cengiz Nayman, programın iki ülke arasındaki dostluğu pekiştirdiğini ve Hitit mirasının uluslararası alanda daha fazla tanınmasına katkı sağladığını belirtti. Bölge hakkında konuşan Nayman, "Güney Kore'den gelen turizmcilerimizin bu buluşması yalnızca iki ülke arasındaki dostluk köprüsünü güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda Hititlerin tarihi mirasının uluslararası alanda daha da fazla tanınmasına katkı sağlayacaktır. Tarih sahnesinde diplomasinin başlangıcı olarak kabul edilen Kadeş Barış Antlaşması'nın imzalandığı Çorum, Unesco Dünya Kültür Mirası ve Dünya Birliği Listesinde yer alan önemli bir merkezdir" dedi. Tanıtım turunun diğer durakları arasında, UNESCO Geçici Miras Listesi'nde yer alan Amasya’daki Harşena Dağı ve Pontus Kral Kaya Mezarları, Amasya Kalesi, Yalıboyu Evleri ve Hazeranlar Konağı yer aldı. Programın ilerleyen günlerinde ise Samsun’daki Şahinkaya Kanyonu ve müzeler ziyaret edilecek.   Hititlerin önemli dini merkezi Nerik, tanıtım turunun son gününde ziyaret edilecek. Nerik'in, Çorum'dan Samsun'a uzanan bir kültür rotasının merkezi haline gelmesi bekleniyor.  

1960'larda Türkiye'de Bisiklet Kullanımı Sıkı Denetim Altındaydı Haber

1960'larda Türkiye'de Bisiklet Kullanımı Sıkı Denetim Altındaydı

**1960'larda Türkiye'de Bisiklet Kullanımı Sıkı Denetim Altındaydı** 1960'lı yıllarda Türkiye'de bisikletler, otomobiller gibi ruhsatlı, plakalı ve ehliyetli olarak kullanılıyordu. Bisiklet sahipleri, otomobil vergilerine yakın vergiler ödemek zorundaydı ve ehliyetsiz bisiklet kullanımı yasaktı. Ayrıca, her bisikletin 6 ayda bir fenni, 4 ayda bir genel muayenesi yapılması gerekiyordu. “GÜNÜMÜZDE ÖZGÜRCE BİNDİĞİMİZ BİSİKLETLER ZAMANINDA ULAŞIM ARACI OLDUĞU İÇİN EHLİYETLİYDİ” Tarih Araştırmacısı Aybike Gamze Gazioğlu, bisiklet kullanımının bir kişiyle sınırlı olduğunu ve bu kuralın kazaları önlemek amacıyla getirildiğini belirtti. O dönemde bisikletin önemli bir ulaşım aracı olarak kabul edildiği ve ciddi kurallarla denetlendiği vurgulanıyor. Günümüzde ise bisiklet kullanımı, bu tür düzenlemelerin olmadığı daha özgür bir hale gelmiş durumda. Gazioğlu konuyla ilgili şunları söyledi: "Tokat Şehir Müzesini ziyaret ettiğim esnada plakalı bisiklete denk geldim ve bunun geçmişini araştırdım. 1963 yılında en yaygın ulaşım aracı bisikletti. O dönemdeki bisikletler hem ruhsatlı hem plakalı hem de ehliyetli kullanılıyordu. Yani mevcut günümüzdeki otomobil vergileriyle neredeyse eş değer vergiler ödüyorlardı. İnsanlar ulaşım aracını kullanabilmek için ehliyete sahiptir ve bu ehliyetleriyle bisiklete binebiliyorlardı. Ehliyet yoksa o bisikleti kullanamıyordu. Belgelerde bir de bir kişiyle sınırlandırıldığı dikkatimi çekti. Muhtemelen o dönemde insanlar birden fazla bisiklete biniyordu. Bu da kazaya sebep olmuş olabilir. Bunun neticesinde de bu bir kanunen bir kişiyle sınırlandırılmış. Yani o dönemde bisiklete binme hakkı bir kişiyle sınırlıymış. Plakalı bisikletlerin bir de muayeneleri oluyordu. Muayeneleri 6 ayda bir fenni muayene, 4 ayda bir de normal muayene yapılıyordu. Buradan da şunu anlıyoruz. Bisikletler günümüz otomobil muayeneleriyle neredeyse eş değer muamele görüyordu. Yani bu dönemde mesela nasıl otomobilleri muayene ettiriyoruz? Belli bir süreçleri ve periyotları var. Aynı şekilde o dönemlerde de bisikletler muayene ettiriliyordu. Şu anda ehliyetsiz özgürce bindiğimiz bisikletler zamanında ulaşım aracı olduğu için ehliyetliydi. Belki gelecek zamanda da şu anda vergi ödediğimiz otomobiller ücretsiz olur. Biz bambaşka araçlara vergi ödüyor oluruz” dedi

7 asırlık mavi çinileriyle ünlü Gök Medrese yeniden ayağa kalkıyor Haber

7 asırlık mavi çinileriyle ünlü Gök Medrese yeniden ayağa kalkıyor

Tokat'ın tarihi miraslarından biri olan ve mavi çinileriyle görenleri kendine hayran bırakan Gök Medrese'de 2021 yılında başlanan onarım ve yenileme çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. 1275 yılında yapımına başlanan Gök Medrese, Anadolu Selçuklu mimarisinin en önemli örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor. İki katlı tarihi yapının ortasında açık bir avlu bulunan medrese, yüzyıllar boyunca hem pozitif bilimlerde hem de İslami ilimlerde yüzlerce insan yetiştirdi. Mavi çini süslemeleriyle 7 asırdır ayakta duran eser, Osmanlı döneminde de medrese olarak kullanıldı. Cumhuriyet dönemiyle birlikte Tokat Şehir Müzesi olarak hizmet veren Gök Medrese, gelecek nesillere aktarılabilmesi için restore ediliyor. Bu restorasyon çalışmaları, Gök Medrese'nin tarihi ve kültürel mirasını koruyarak, gelecek nesillere aktarılmasını amaçlıyor. “İslami ilimlerin öğretildiği medrese” Tarihi Gök Medrese'deki restorasyon çalışmaları hakkında bilgi veren Tokat Vakıflar Bölge Müdürü Sebahattin Erdoğan, “Muînüddin Süleyman Pervane tarafından 1275 yılında yapıldığı tahmin edilen, mavi çinilerinden dolayı bu ismi aldığını düşündüğümüz Tokat Gök Medrese'de geniş çerçeveli restorasyon çalışmaları Vakıflar Genel Müdürlüğümüz tarafından devam etmektedir. Zamanında pozitif bilimlerin okutulduğu, hadis, kelam ve fıkıh gibi İslami ilimlerin öğretildiği bir medrese olarak hizmet vermiştir. Medrese, zamanla farklı fonksiyonlarda kullanılmış ve bir dönem müze olarak hizmet vermiştir. 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan kapsamlı restorasyon çalışmaları titizlikle devam etmektedir” dedi.  

Bu camiden Türkiye'de sadece 3 tane var Haber

Bu camiden Türkiye'de sadece 3 tane var

Tokat'ta bulunan 8 asırlık Malum Seyit Cami, Türkiye'de beşik sırtı modeli ile yapılan 3 camiden biri olma özelliği taşıyor. Tokat'ta bulunan Malum Seyit Cami, benzersiz mimarisi ve tarihi dokusuyla görenleri kendine hayran bırakıyor. Türkiye'deki nadir beşik sırtı modeli camilerden biri olan bu yapı, çivi kullanılmadan ahşap çantı tekniği ile inşa edilmiş ve 8 asırdan fazla bir süredir ayakta duruyor. Tokat'ın Sulusaray ilçesine bağlı Dutluca köyünde bulunana Malum Seyit Cami'nin yapım şekli ile dikkatleri üzerine çekiyor. 1200'lü yıllarda inşa edildiği tahmin edilen cami çivi kullanılmadan inşa edildi. Ahşap taşıyıcılar, camiyi ayakta tutmakta ve üzerlerine işlenmiş olan oyma tekniğiyle yapılmış geometrik desenlerle süslenen cami 27 Ocak 1995 tarihinde Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından korunması gereken bir kültür varlığı olarak tescillendi. İlk olarak 1940'ta, ardından 1970'te ve en son 2006'da Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından aslına uygun olarak restore edilen cami Türkiye'de beşik sırtı modeli ile yapılan 3 camiden biri olma özelliği taşıyor. Malum Seyit Camii, Tokat'ın en nitelikli ahşap camilerinden biri olarak ön plana çıkıyor. Cami hakkında bilgiler veren Tokat Vakıflar Bölge Müdürü Sebahattin Erdoğan, “Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Genel Müdürlüğü mülkiyetinde ve korumasında bulunan Malum Seyit Cami ve Türbesi Tokat'ın Sulusaray ilçesine 6 kilometre uzaklıktaki Dutluca köyünde yer almaktadır. Caminin yapım tarihiyle ilgili kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte genel olarak 1200'lü yıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir. Çivi kullanılmadan ahşap çantı tekniği ile ve kesme taştan yapılan Malum Seyit Cami duvarları bir sıra kesme taş, üç sıra tuğla dizilerek örülmüştür. Camiyi ahşap taşıyıcılar ayakta tutmaktadır. Ahşap taşıyıcıların yüzeyine oyma tekniği ile işlenen geometrik desenlerle dikkat çekmektedir. 27.01.1995 tarihinde Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından korunması gereken gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmiştir. Tokat'ta bulunan en nitelikli ahşap camilerden birisi olan 8 asırlık cami Türkiye'de beşik sırtı modeli ile yapılan 3 camiden biridir. Cami ilk olarak 1940 tarihinde, ardından 1970'de ve son olarak da 2006 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından aslına uygun olarak restore edilmiştir” dedi. Bu eşsiz yapı, geçmişten günümüze uzanan bir tarih ve kültür mirası olarak ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor.

Sığınak olarak kullanıldığı iddia edilen mağara keşfedilmeyi bekliyor Haber

Sığınak olarak kullanıldığı iddia edilen mağara keşfedilmeyi bekliyor

Tokat’ta bulunan Luvi Mağarası turizme kazandırılmayı bekliyor. Nuh Tufanından kaçanların sığındığına inanılan mağara, tarih öncesi dönemlere ait birçok iz taşıyor. Tokat’ın Niksar ilçe merkezine 10 km uzaklıkta bulunan Efkerit vadisindeki zeminden 100 metre yükseklikteki yamaçta bulunan mağara görüntüsü kadar hakkındaki rivayetlerle de dikkat çekiyor. Mağaranın, Luvi kavmi tarafından Nuh tufanında sığınmak için inşa edildiği düşünülüyor. Tarih öncesi dönemlere ait birçok gizemi barındıran mağaranın taşlarla örülü girişinin nasıl yapıldığı ise merak konusu. Çeşitli kaynaklarda Danışmentli hükümdarı Nizamettin Yağıbasan’ın burayı askeri üs olarak kullandığı da yer alıyor. İlginç mağara turizme kazandırılacağı günü bekliyor. Rivayeti ile dikkat çeken mağaranın turizme kazandırılması gerektiğini söyleyen yöre sakinlerinden Yunus Bektaş, “Ben bu çevrede yaşıyorum. Burası Efkerit vadisi olarak geçiyor. Rivayete göre burası Luvi Tapınağı olarak geçiyor. Şuan da Efkerit Vadisinde bulunuyoruz. Rivayete göre Nuh Tufanından kaçanlar gelip burada sığınmışlar. Bu mağara yaklaşık 100 metre yükseklikte bulunuyor. İnsanlar buraya ulaşımda zorluklar çekiyor. İçerisinde de ne olduğunu bilmiyoruz. Mağaranın önüne taş dizmişler. Bu taşların nasıl buraya çıkartılarak dizildiği de bilinmiyor. İçerisinde ne olduğunu da bilmiyoruz. Burası gerçekten çok güzel bir yer. Ben de buraya gelerek fotoğraf çekindim. Yöre halkı olarak buranın da turizme kazandırılmasını istiyoruz” dedi. Luvi Mağarası, Tokat'ın zengin tarihine ve doğal güzelliklerine eklenerek, bölgenin turizm potansiyelini artırabilecek önemli bir cazibe merkezi olmaya aday görünüyor.

Tokat’ta kar yoksa kabak var Haber

Tokat’ta kar yoksa kabak var

Tokat’ta sosyal sorumluluk projeleri ve farkındalıklar amacıyla kurulan Tokat Gönüllü Turizm Elçileri platform üyeleri küresel iklim değişikliği sebebiyle kentin büyük pazarlarından olan sebze pazarında bir etkinlik düzenledi. Kardan adam yapamayan üyeler sebzelerden yaptıkları Kabak Adamla iklim krizine dikkat çekti. Bu kış Tokat kent merkezine kar yağmaması sebebiyle yaşanan iklim krizine dikkat çekmek amacıyla Tokat Gönüllü Turizm Elçileri platform üyeleri eylem yaptı. Meyve sebze halinde yapılan etkinlikte kentte yetişen bal kabakları kardan adam figürüne dönüştürülerek üzerine de şiir yazıldı. Pazara gelenler bal kabağından yapılan kardan adama büyük ilgi gösterdi. Çocuklar kardan adamı severken, lahana ile de kartopu oynadı. Tokat Gönüllü Turizm Elçileri Platform Başkanı Fatma Esin Tuna, “Büyük bir heyecanla bekledik ama bu sene kar yağmadı. Kardan adam yapamadık, kartopu oynayamadık. Çocuklarımız çok üzgün, bu üzgünlüğün yanında olumsuz etkileri de var tabi, küresel iklim değişikliği, iklim krizi ile yüz yüze kaldık. Somut etkilerini görüyoruz. Kuruyan göller, göletler olabilir bu süreçte, bunlar da acı bir sonuç olur. O yüzden iklim değişikliğine dikkat çekmek için geçen hafta lahanadan yaptığımız kardan adamı, bu hafta bal kabağından yaptık. Amacımız insanların iklim değişikliğinin farkında olmalarını sağlamak. Mevcut olan suyumuzu en etkin şekilde kullanmalıyız. Geleceğe, genç nesillere topraklarımızı, suyumuzu, doğamızı miras olarak bırakabilmeliyiz” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.