Hava Durumu

#Tokat

TOURISMJOURNAL - Tokat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tokat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

7 asırlık mavi çinileriyle ünlü Gök Medrese yeniden ayağa kalkıyor Haber

7 asırlık mavi çinileriyle ünlü Gök Medrese yeniden ayağa kalkıyor

Tokat'ın tarihi miraslarından biri olan ve mavi çinileriyle görenleri kendine hayran bırakan Gök Medrese'de 2021 yılında başlanan onarım ve yenileme çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. 1275 yılında yapımına başlanan Gök Medrese, Anadolu Selçuklu mimarisinin en önemli örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor. İki katlı tarihi yapının ortasında açık bir avlu bulunan medrese, yüzyıllar boyunca hem pozitif bilimlerde hem de İslami ilimlerde yüzlerce insan yetiştirdi. Mavi çini süslemeleriyle 7 asırdır ayakta duran eser, Osmanlı döneminde de medrese olarak kullanıldı. Cumhuriyet dönemiyle birlikte Tokat Şehir Müzesi olarak hizmet veren Gök Medrese, gelecek nesillere aktarılabilmesi için restore ediliyor. Bu restorasyon çalışmaları, Gök Medrese'nin tarihi ve kültürel mirasını koruyarak, gelecek nesillere aktarılmasını amaçlıyor. “İslami ilimlerin öğretildiği medrese” Tarihi Gök Medrese'deki restorasyon çalışmaları hakkında bilgi veren Tokat Vakıflar Bölge Müdürü Sebahattin Erdoğan, “Muînüddin Süleyman Pervane tarafından 1275 yılında yapıldığı tahmin edilen, mavi çinilerinden dolayı bu ismi aldığını düşündüğümüz Tokat Gök Medrese'de geniş çerçeveli restorasyon çalışmaları Vakıflar Genel Müdürlüğümüz tarafından devam etmektedir. Zamanında pozitif bilimlerin okutulduğu, hadis, kelam ve fıkıh gibi İslami ilimlerin öğretildiği bir medrese olarak hizmet vermiştir. Medrese, zamanla farklı fonksiyonlarda kullanılmış ve bir dönem müze olarak hizmet vermiştir. 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan kapsamlı restorasyon çalışmaları titizlikle devam etmektedir” dedi.  

Bu camiden Türkiye'de sadece 3 tane var Haber

Bu camiden Türkiye'de sadece 3 tane var

Tokat'ta bulunan 8 asırlık Malum Seyit Cami, Türkiye'de beşik sırtı modeli ile yapılan 3 camiden biri olma özelliği taşıyor. Tokat'ta bulunan Malum Seyit Cami, benzersiz mimarisi ve tarihi dokusuyla görenleri kendine hayran bırakıyor. Türkiye'deki nadir beşik sırtı modeli camilerden biri olan bu yapı, çivi kullanılmadan ahşap çantı tekniği ile inşa edilmiş ve 8 asırdan fazla bir süredir ayakta duruyor. Tokat'ın Sulusaray ilçesine bağlı Dutluca köyünde bulunana Malum Seyit Cami'nin yapım şekli ile dikkatleri üzerine çekiyor. 1200'lü yıllarda inşa edildiği tahmin edilen cami çivi kullanılmadan inşa edildi. Ahşap taşıyıcılar, camiyi ayakta tutmakta ve üzerlerine işlenmiş olan oyma tekniğiyle yapılmış geometrik desenlerle süslenen cami 27 Ocak 1995 tarihinde Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından korunması gereken bir kültür varlığı olarak tescillendi. İlk olarak 1940'ta, ardından 1970'te ve en son 2006'da Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından aslına uygun olarak restore edilen cami Türkiye'de beşik sırtı modeli ile yapılan 3 camiden biri olma özelliği taşıyor. Malum Seyit Camii, Tokat'ın en nitelikli ahşap camilerinden biri olarak ön plana çıkıyor. Cami hakkında bilgiler veren Tokat Vakıflar Bölge Müdürü Sebahattin Erdoğan, “Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Genel Müdürlüğü mülkiyetinde ve korumasında bulunan Malum Seyit Cami ve Türbesi Tokat'ın Sulusaray ilçesine 6 kilometre uzaklıktaki Dutluca köyünde yer almaktadır. Caminin yapım tarihiyle ilgili kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte genel olarak 1200'lü yıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir. Çivi kullanılmadan ahşap çantı tekniği ile ve kesme taştan yapılan Malum Seyit Cami duvarları bir sıra kesme taş, üç sıra tuğla dizilerek örülmüştür. Camiyi ahşap taşıyıcılar ayakta tutmaktadır. Ahşap taşıyıcıların yüzeyine oyma tekniği ile işlenen geometrik desenlerle dikkat çekmektedir. 27.01.1995 tarihinde Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından korunması gereken gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmiştir. Tokat'ta bulunan en nitelikli ahşap camilerden birisi olan 8 asırlık cami Türkiye'de beşik sırtı modeli ile yapılan 3 camiden biridir. Cami ilk olarak 1940 tarihinde, ardından 1970'de ve son olarak da 2006 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından aslına uygun olarak restore edilmiştir” dedi. Bu eşsiz yapı, geçmişten günümüze uzanan bir tarih ve kültür mirası olarak ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor.

Sığınak olarak kullanıldığı iddia edilen mağara keşfedilmeyi bekliyor Haber

Sığınak olarak kullanıldığı iddia edilen mağara keşfedilmeyi bekliyor

Tokat’ta bulunan Luvi Mağarası turizme kazandırılmayı bekliyor. Nuh Tufanından kaçanların sığındığına inanılan mağara, tarih öncesi dönemlere ait birçok iz taşıyor. Tokat’ın Niksar ilçe merkezine 10 km uzaklıkta bulunan Efkerit vadisindeki zeminden 100 metre yükseklikteki yamaçta bulunan mağara görüntüsü kadar hakkındaki rivayetlerle de dikkat çekiyor. Mağaranın, Luvi kavmi tarafından Nuh tufanında sığınmak için inşa edildiği düşünülüyor. Tarih öncesi dönemlere ait birçok gizemi barındıran mağaranın taşlarla örülü girişinin nasıl yapıldığı ise merak konusu. Çeşitli kaynaklarda Danışmentli hükümdarı Nizamettin Yağıbasan’ın burayı askeri üs olarak kullandığı da yer alıyor. İlginç mağara turizme kazandırılacağı günü bekliyor. Rivayeti ile dikkat çeken mağaranın turizme kazandırılması gerektiğini söyleyen yöre sakinlerinden Yunus Bektaş, “Ben bu çevrede yaşıyorum. Burası Efkerit vadisi olarak geçiyor. Rivayete göre burası Luvi Tapınağı olarak geçiyor. Şuan da Efkerit Vadisinde bulunuyoruz. Rivayete göre Nuh Tufanından kaçanlar gelip burada sığınmışlar. Bu mağara yaklaşık 100 metre yükseklikte bulunuyor. İnsanlar buraya ulaşımda zorluklar çekiyor. İçerisinde de ne olduğunu bilmiyoruz. Mağaranın önüne taş dizmişler. Bu taşların nasıl buraya çıkartılarak dizildiği de bilinmiyor. İçerisinde ne olduğunu da bilmiyoruz. Burası gerçekten çok güzel bir yer. Ben de buraya gelerek fotoğraf çekindim. Yöre halkı olarak buranın da turizme kazandırılmasını istiyoruz” dedi. Luvi Mağarası, Tokat'ın zengin tarihine ve doğal güzelliklerine eklenerek, bölgenin turizm potansiyelini artırabilecek önemli bir cazibe merkezi olmaya aday görünüyor.

Tokat’ta kar yoksa kabak var Haber

Tokat’ta kar yoksa kabak var

Tokat’ta sosyal sorumluluk projeleri ve farkındalıklar amacıyla kurulan Tokat Gönüllü Turizm Elçileri platform üyeleri küresel iklim değişikliği sebebiyle kentin büyük pazarlarından olan sebze pazarında bir etkinlik düzenledi. Kardan adam yapamayan üyeler sebzelerden yaptıkları Kabak Adamla iklim krizine dikkat çekti. Bu kış Tokat kent merkezine kar yağmaması sebebiyle yaşanan iklim krizine dikkat çekmek amacıyla Tokat Gönüllü Turizm Elçileri platform üyeleri eylem yaptı. Meyve sebze halinde yapılan etkinlikte kentte yetişen bal kabakları kardan adam figürüne dönüştürülerek üzerine de şiir yazıldı. Pazara gelenler bal kabağından yapılan kardan adama büyük ilgi gösterdi. Çocuklar kardan adamı severken, lahana ile de kartopu oynadı. Tokat Gönüllü Turizm Elçileri Platform Başkanı Fatma Esin Tuna, “Büyük bir heyecanla bekledik ama bu sene kar yağmadı. Kardan adam yapamadık, kartopu oynayamadık. Çocuklarımız çok üzgün, bu üzgünlüğün yanında olumsuz etkileri de var tabi, küresel iklim değişikliği, iklim krizi ile yüz yüze kaldık. Somut etkilerini görüyoruz. Kuruyan göller, göletler olabilir bu süreçte, bunlar da acı bir sonuç olur. O yüzden iklim değişikliğine dikkat çekmek için geçen hafta lahanadan yaptığımız kardan adamı, bu hafta bal kabağından yaptık. Amacımız insanların iklim değişikliğinin farkında olmalarını sağlamak. Mevcut olan suyumuzu en etkin şekilde kullanmalıyız. Geleceğe, genç nesillere topraklarımızı, suyumuzu, doğamızı miras olarak bırakabilmeliyiz” dedi.

The 'Mostar Bridge' of Tokat bears traces of history Haber

The 'Mostar Bridge' of Tokat bears traces of history

The Stork Bridge, also known as the "Mostar of Tokat," attracts attention with its architectural structure. The bridge, with a single-arch and semicircular design, spans the Çanakçı Stream in the district of Niksar in Tokat province, bearing the traces of history. Although the exact construction date of the bridge is unknown, it is estimated to have been built during the Roman or Byzantine period. Used during the Byzantine, Seljuk, and Ottoman periods, the bridge continues to welcome visitors. Referred to locally as "Arasta," "Stork," and "Snake," the bridge is likened by visitors to the Mostar Bridge in Bosnia and Herzegovina. Standing over the Çanakçı Stream, the bridge with four remaining arches, the largest of which has a significant span, is among Turkey's top 100 bridges. Its architectural integrity preserved in cut stone, the round, single-eyed bridge continues to attract the attention of both domestic and foreign tourists visiting the district. The bridge derives its name from a cut stone located in the center of its arch, featuring figures of a snake and a stork. "It challenges history and earthquakes." Sedat Urkaya, a 60-year-old resident of the district, says, "There is a Mostar Bridge in Europe. This is also Tokat's Mostar Bridge. It challenges history and earthquakes. I believe it represents Tokat and Niksar very well. We have a country that will develop with tourism. Those who do not see this bridge will regret it. I would like everyone to come and see it. Niksar has its bridge and mosque. Niksar Castle is famous for having the second-largest walls in Europe. Diyarbakır is the first, and we have the second with Niksar Castle. Those who come to see it and do not cross this bridge and take a photo should consider themselves not having lived. This used to be a plain and a place dependent on agriculture. It is known that storks used to eat the snakes they collected from Çanakcı Stream here. There is very good agriculture here, so there is also a Mediterranean climate. It's the migration route of storks. It has become a symbol of storks. They drew the figure of the stork with a snake in its mouth and transferred it here to history. Well done to them." Kadir Tuğzemin says, "This bridge is famous. They call it the Stork Bridge with a snake in its mouth. Many people come here to watch it. They mostly come from outside. Since we are traders, they ask us where the Stork Bridge is."

Tokat’ın “Mostar Köprüsü” tarihin izlerini taşıyor Haber

Tokat’ın “Mostar Köprüsü” tarihin izlerini taşıyor

Tokat’ın “Mostar”ı olarak bilinen Leylekli Köprüsü, mimari yapısıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Köprü Roma ve Bizans döneminin izlerini taşıyor. Tokat'ın Niksar ilçesindeki Çanakçı Çayı üzerinde tek kemer gözlü ve yarım daire şeklindeki Yılanlı Leylekli Köprüsü, tarihin izlerini taşıyor. Yapım tarihi kesin bilinmeyen köprünün Roma veya Bizans döneminde yapıldığı tahmin ediliyor. Danışmentli, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de kullanılan köprü ziyaretçilerini bekliyor. Halk arasında "Arasta", "Leylekli" ve "Yılanlı" olarak üç isimle anılan köprü, ziyaretçiler tarafından Bosna Hersek’teki Mostar Köprüsü'ne benzetiliyor. Çanakçı Çayı üzerinde ayakta kalmış 4 kemerli köprüden en büyük kemer açıklığına sahip yapı, Türkiye’nin en önemli 100 köprüsü arasında yer alıyor. Mimari yapısı bozulmadan günümüze kadar gelen kesme taştan oluşan yuvarlak tek gözlü köprü, ilçeye gelen yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Köprü adını kemerinin tam ortasında bulunan, üzerinde yılan ve leylek figürüne sahip olan bir kesme taştan alıyor. “Tarihe ve depremlere meydan okuyor” İlçe halkından 60 yaşındaki Sedat Urkaya, “Avrupa’da bir Mostar Köprüsü var. Burası da Tokat’ın Mostar Köprüsü'dür. Tarihe ve depremlere meydan okuyor. Tokat ve Niksar’ı çok güzel temsil ettiğine inanıyorum. Turizmle gelişecek bir memleketimiz var. Bu köprüyü görmeyenler pişman olur. Gelip herkesin görmesini isterim. Niksar’ın köprüsü de, camisi de var. Niksar Kalesi, Avrupa’nın ikinci büyük surlarıyla meşhurdur. Diyarbakır birincisidir, ikincisi de Niksar Kalemiz var. Görmek için gelenler bu köprüden geçip fotoğraf çekinmediyse kendilerini yaşamamış kabul etsinler. Burası eskiden bir ova ve tarımla geçinen bir yer. Burada da leyleklerin Çanakcı Deresi'nden topladıkları yılanları yedikleri biliniyor. Burada çok güzel tarım olduğu için Akdeniz iklimi de var. Leyleklerin göç yolu. Leyleklerin simgesi haline gelmiş. Leyleğin ağzındaki yılanla olan figürünü çizip buraya ve tarihe aktarmış, eline koluna sağlık” dedi. Kadir Tuğzemin ise, “Bu köprü meşhurdur. Leylekli Köprü derler yılan ağzında. Bunu burada gelip izleyen çok oluyor. Hep dışarıdan geliyorlar. Esnaf olduğumuzdan Leylekli Köprü nerede diye soruyorlar” diye konuştu.

Tokat exports salmon to the world's largest markets Haber

Tokat exports salmon to the world's largest markets

In the district of Almus in Tokat, the process of collecting fish, which will be exported to Russia, Japan, and China, has begun. With a daily shipment of 15 tons, the fish undergo cleaning processes before being exported. In the Almus district of Tokat, a dam lake is utilized not only for irrigating agricultural lands but also for generating electricity. During the summer months, local residents engage in cage fish farming in the lake, which also contributes to regional tourism. With dozens of facilities around the lake, approximately 6 thousand tons of fish are produced annually. The produced fish are exported to various countries, including Russia, as well as European countries, Japan, and China. With the cooling of the weather, some fishermen use boats to reach the cages inside the dam, where they place the fish they catch with fisherman's nets into large storage containers filled with ice. The manually collected fish are then pulled to the edge of the dam with boats. The fish placed in the large containers are loaded onto vehicles for transportation with the help of a crane. A group of about 10 people prepares a 15-ton shipment in a day. The transported fish are sent to fish farms by the seaside. When the fish reach approximately 2-3 kilograms in weight, they are exported, contributing to the local economy. Sadullah Sezer, a 46-year-old salmon farmer in the Almus district of Tokat, states, "We engage in salmon farming in Almus, and we send our products abroad. The processed fish from the processing factory are exported to Russia, China, and Japan. Today, we loaded 15 tons, and hopefully, there will be more to come. Every year, we send around 100 tons of salmon for export.

Tokat, dünyanın en büyük pazarlarına somon ihraç ediyor Haber

Tokat, dünyanın en büyük pazarlarına somon ihraç ediyor

Tokat'tın Almus ilçesinde, Rusya başta olmak üzere Japonya ve Çin’e ihracat edilecek olan balıkların toplama işlemi başladı. Günde 15 ton sevkiyatı yapılan balıklar temizleme işlemi yapıldıktan sonra ihraç ediliyor. Tokat’ın Almus ilçesinde tarım arazilerini sulamada kullanıldığı gibi elektrik üretilen ve yaz aylarında da bölge turizmine katkı sağlayan baraj gölünde ilçe halkı tarafından kafes balıkçılığı yapılıyor. Onlarca tesisin bulunduğu gölde yılda yaklaşık 6 bin ton balık üretiliyor. Üretilen balıklar başta Rusya olmak üzere Avrupa ülkelerine Japonya ve Çin'e ihraç ediliyor. Havaların soğuması ile birlikte bazı balıkçılar teknelerle barajın içindeki kafeslere giderek balıkçı süzgeçleri ile tuttukları balıkları buz dolu büyük saklama kaplarına koyuyor. İnsan gücüyle toplanan balıklar yine teknelerle baraj kenarına çekiliyor. Büyük kaplara konulan balıklar vinç yardımı ile sevkiyatı yapılacak araçlara yükleniyor. Yaklaşık 10 kişilik grup 15 tonluk balığı 1 günde sevkiyat için hazırlıyor. Sevkiyatı gerçekleşen balıklar deniz kıyısındaki çiftliklere gönderiliyor. Yaklaşık 2-3 kilogram ağırlığa geldiğinde ihraç edilen balıklar şehir ekonomisine de katkı sağlıyor. Tokat’ın Almus ilçesinde somon yetiştiriciliği yapan 46 yaşındaki Sadullah Sezer; “Almus’ta somon yetiştiriciliği yapıyoruz. Buradan da yurt dışına gönderiyoruz. İşleme fabrikasında işlenen balıklar Rusya, Çin ve Japonya’ya ihraç ediliyor. Bugün 15 ton yükleme yaptık. Devamı da gelecek inşallah. Her sene ihracata yaklaşık 100 ton somon balığı gönderiyoruz” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.