Hava Durumu

#Topkapı Sarayı

TOURISMJOURNAL - Topkapı Sarayı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Topkapı Sarayı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Gece Müzeciliği Projesiyle 350 Bin Ziyaretçi Ağırlandı Haber

Gece Müzeciliği Projesiyle 350 Bin Ziyaretçi Ağırlandı

SICPA Türkiye'nin, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde hayata geçirdiği "Gece Müzeciliği" projesi, Hierapolis ve Efes Ören Yerlerinin gece ziyarete açılmasını sağladı. Bu proje sayesinde, sıcak gündüz saatlerinde ziyareti zor bulan yerli ve yabancı turistler, ören yerlerini gece saat 00.00'a kadar gezme fırsatı yakaladı. Bu yenilik, Nisan-Eylül arasındaki dönemde 350 binden fazla ziyaretçinin ağırlanmasını sağladı. EFES VE PAMUKKALE GECE PARILDIYOR SICPA Türkiye CEO'su Sami Çebi, 930 bin metrekarelik Efes Örenyeri'nin 90 bin metrekaresini, Denizli Pamukkale Ören Yeri'nin ise 360 bin metrekaresini aydınlatıp gece ziyarete açtıklarını belirtti. Çebi, 2024 yılı Nisan-Eylül döneminde Efes'i 260 binden fazla, Hierapolis'i ise 76 binden fazla kişinin gece ziyaret ettiğini belirtti. DİJİTAL MÜZEKART KULLANIMI ARTIŞ GÖSTERDİ Gece müzeciliği projesinin ziyaretçi sayısını artırdığını belirten Çebi, 2024 yılında SICPA Türkiye'nin hizmet verdiği 84 müzede 8 milyondan fazla ziyaretçi ağırlandığını ve bu ziyaretlerin yüzde 87'sinin dijital müzekart ile yapıldığını açıkladı. Bu durum, dijital dönüşümün ziyaretçiler üzerindeki etkisini de gözler önüne serdi. SESLİ REHBERLİK HİZMETİ 17 DİLDE SUNULUYOR Çebi, dijital dönüşüm kapsamında Topkapı Sarayı'ndan Göbeklitepe'ye, Nemrut Dağı'ndan Kız Kulesi'ne kadar 42 müzede sesli rehberlik hizmetinin dijital ortama taşındığını ifade etti. Ziyaretçiler, "Türkiye’nin Müzeleri" uygulamasını indirerek bulundukları ören yerine dair bilgileri kendi dillerinde dinleyebiliyorlar. TURİZMDE GELECEĞE YÖN VEREN YENİLİKLER SICPA Türkiye, Türkiye’nin eşsiz tarihi ve kültürel mirasını tanıtmak amacıyla yeni projeler geliştirmeyi sürdürüyor. Çebi, turizmin geleceğine ilham verecek projelerle Türkiye'yi dünya turizm liginde daha yukarı taşıyacaklarına inandıklarını ekledi.

Ayasofya’da Tarihi Restorasyon Çalışması Devam Ediyor Haber

Ayasofya’da Tarihi Restorasyon Çalışması Devam Ediyor

İSTANBUL (İHA) - Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nde geçen yıl başlatılan 1. etap restorasyon çalışmaları tamamlandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü koordinesinde yürütülen çalışmalar kapsamında türbeler, sıbyan mektebi ve muvakkithane aslına uygun şekilde yenilendi. Projelerin onay süreci devam ederken, ilk etapta yapılan analizler caminin depremde ağır hasar alabileceğini ortaya koymuştu. 2. BAYEZİD MİNARESİ RESTORASYONUNDA İLERLEME KAYDEDİLDİ Bu yıl Şubat ayında başlatılan 2. etap çalışmalar kapsamında 2. Bayezid Minaresi'nde restorasyon devam ediyor. Çalışmalarda, yaklaşık 64 metre yüksekliğindeki minarenin bir kısmı sökülerek güçlendirme yapılması kararlaştırıldı. Statik raporlara göre malzeme ve örgü tekniği daha fazla söküme izin vermediği için minarenin güçlendirilerek tamamlanacağı açıklandı. DOĞU CEPHESİNDEKİ ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR Doğu cephesinde dev bir iskele kuruldu. Cephedeki niteliksiz sıvalar kaldırıldıktan sonra özgün sıva ve derz işlemleri yapılacak. İnşaat mühendisi Keriman Dursun, raspa ve derz açma işlemlerinin yaklaşık bir ay içerisinde tamamlanacağını belirtti. Çalışmalar sırasında belgeleme ve kronolojik analizler yapılırken, malzeme örnekleri laboratuvarda inceleniyor. CUMHURİYET TARİHİNİN EN KAPSAMLI RESTORASYONU Restorasyon sürecinin detaylarını paylaşan Dursun, Cumhuriyet döneminin en kapsamlı çalışmasının Ayasofya'da yürütüldüğünü ifade etti. Çalışmalarda taşıyıcı duvarlardaki boşluk oranlarının tespiti için jeoradar yöntemi kullanılıyor. Ayrıca yapı sağlığı izleme sistemi kurularak titreşim ve çatlak takipleri yapılacak. Çalışmalar hakkında bilgi veren Dursun, Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak Cumhuriyet Dönemi'nin en kapsamlı restorasyon çalışmalarının yapıldığını aktardı. Dursun, "Yapıdaki titreşimlerin ölçülmesi, deplasmanın ölçülmesi veya mevcut bir çatlağın takip edilmesi, ivme ölçerler koyulması gibi bu tip sistem kurularak belli periyotlarda okumalar yapılarak veriler kayıt altına alınacak. Bin 500 yıllık bu mirası gelecek nesillere, kalıcı bir miras olarak bırakmak ve bunu da sağlam olarak yapmayı amaçlamaktayız" diye ekledi. Ayasofya’daki çalışmalar kapsamında türbeler, sıbyan mektebi ve muvakkithane tamamlandı. Doğu cephesinde sıva yenileme işlemleri sürerken, minare ve cephe restorasyonlarıyla yapı güçlendiriliyor.

Topkapı Sarayı: Tarih ve İhtişamın Buluştuğu Özel Destinasyon Haber

Topkapı Sarayı: Tarih ve İhtişamın Buluştuğu Özel Destinasyon

İstanbul'un tarihi güzelliklerinden biri olan Topkapı Sarayı, ziyaretçilerine tarihin derinliklerinde unutulmaz bir yolculuk sunuyor. Osmanlı İmparatorluğu'nun 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar başkenti olan ve İstanbul'da yer alan bu saray zengin tarihi ve büyüleyici atmosferiyle Osmanlı İmparatorluğu'nun ihtişamını yansıtıyor.  Topkapı Sarayı’nın planı; çeşitli avlular ve bahçeler arasında devlet işlerine ayrılmış daireler, hükümdarın ikametgâhı olan bina ve köşkler ile sarayda yaşayan görevlilere mahsus binalardan oluşuyor. Marmara Denizi, İstanbul Boğazı ve Haliç arasında, İstanbul yarımadasının ucunda bulunan Sarayburnu’ndaki Bizans akropolü üzerine inşa edilen Saray, 1400 metre uzunluğundaki “Sur-ı Sultani” denilen yüksek ihata duvarları ile karadan, deniz tarafından ise Bizans surlarıyla çevrili. Saray’ın kapladığı alan ise yaklaşık 700 bin metrekare. Sarayın içinde birçok avlu, bahçe, cami, harem, kütüphane, hamam, mutfaklar ve müze bölümleri bulunuyor. Her bir yapı, zengin süslemeleri, çinileri ve işlemeleriyle ziyaretçilerini büyülüyor. Sarayın ana bölümleri arasında Babüssaade (Saltanat Kapısı), Enderun (Saray Eğitim Bölümü), Harem ve Divan-ı Hümayun (Devlet Dairesi) bulunuyor. İstanbul fatihi Sultan II. Mehmed tarafından 1460-1478 tarihleri arasında yaptırılmış olan ve zaman içerisinde bazı ilavelerin yapıldığı sarayda, Osmanlı padişahları ve Saray halkı 19'uncu yüzyıl ortalarına kadar ikamet etmiş, Osmanlı monarşisi 1922’de kaldırıldıktan sonra da, 3 Nisan 1924’te Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle müzeye dönüştürülmüştür. Topkapı Sarayı’nın olağanüstü zenginlikteki koleksiyonları ve son derece ilgi çekici hikâyelerle örülü tarihi bu sarayı kesinlikle dünyanın en görülmeye değer saraylarından biri kılıyor. İmparatorluk Hazinesi, Avrupa Porselenleri ve Camları, Bakır ve Tombak Mutfak Eşyası, Çin ve Japon Porselenleri, Gümüşler, Hırka-i Saadet Dairesi ve Kutsal Emanetler, İstanbul Cam ve Porselenleri, Padişah Elbiseleri, Padişah portreleri ve resim koleksiyonu, Silahlar müzede sergilenen değerli koleksiyonlar arasında yer alıyor. Müzede sergilenen eserlerden biri olan Kaşıkçı Elması, altın sarısı renginde, çevresi çift sıra halindeki 49 adet iri elmas ile süslenmiş ve 86 karat ağırlığında olmasıyla dünyanın en büyük elmaslarından biri. Hayran edici güzelliği önünde çoğu zaman uzunca sıralar olur fakat tüm parıltısıyla sabırla beklemeye değer. Adını “Dört Zümrütlü Hançer” diye de duyabileceğiniz hançer, Sultan I. Mahmut tarafından İran hükümdarı Nadir Şah’a hediye etmek amacıyla yaptırılmış, fakat Nadir Şah’ın ölümü üzerine hediye Topkapı Sarayı hazinesinde muhafaza altına alınmıştır. Kabzası ve kapağının üzerinde yer alan 4 zümrüt taş ile dünyanın en değerli hançeridir. Yeni özel destinasyon konseptiyle Topkapı Sarayı, ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunmayı hedefliyor. Artık sadece bir turistik mekan olmanın ötesine geçen Topkapı Sarayı, özel turlar, etkinlikler ve deneyimler sunarak ziyaretçilerine tarihi ve kültürel bir yolculuk vaat ediyor. Topkapı Sarayı'nda düzenlenen özel turlar, ziyaretçilere sarayın gizli odalarını, padişahların yaşam alanlarını ve sarayın en kıymetli hazinelerini keşfetme fırsatı veriyor. Ayrıca, sarayın etkileyici bahçelerinde yürüyüş yapabilirsiniz. Bu özel destinasyon deneyiminde, ziyaretçiler ayrıca geleneksel Osmanlı lezzetlerini tadabilir ve özel etkinliklere katılabilirler. Topkapı Sarayı'nda düzenlenen konserler, sergiler ve kültürel etkinlikler, tarih ve sanatseverler için eşsiz bir deneyim sunmakta. Topkapı Sarayı, İstanbul'un zengin tarihini ve kültürel mirasını keşfetmek isteyenler için eşsiz bir destinasyon. Bu saray, hem yerli hem de yabancı ziyaretçilere Osmanlı İmparatorluğu'nun büyüleyici dünyasına adım atmaları ve geçmişin ihtişamını hissetmeleri için mükemmel bir fırsat sunuyor. İstanbul'a seyahat eden herkesin, Topkapı Sarayı'nı mutlaka ziyaret etmesi ve bu benzersiz deneyimi yaşaması önerilir. Topkapı Sarayı'nı ziyaret ederek, Osmanlı İmparatorluğu'nun görkemli geçmişine tanık olabilir ve tarihin büyüleyici dünyasına siz de adım atabilirsiniz.

Uyumayan kadim şehir: İstanbul Haber

Uyumayan kadim şehir: İstanbul

Kadim şehir İstanbul, Necip Fazıl Kısakürek'in "Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından / Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayı'ndan / Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar; / Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar.../ Gecesi sümbül kokan / Türkçesi bülbül kokan/ İstanbul, İstanbul..." dizelerinin yer aldığı "Canım İstanbul" şiirindeki gibi bir çok şaire ilham kaynağı oluyor. Asya ve Avrupa kıtalarını birleştiren özelliğiyle dünyada eşsiz bir konumda bulunan İstanbul, doğal güzellikleri, göğe yükselen gökdelenleri, minareleri, altın yaldızlı kubbeleri, tarihi yapılarıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Kalabalığın uğultusunu delen nostaljik tramvayı, gecenin karanlığında yakut gibi ışıldayan Boğaz'ın gerdanlığı köprüleri, martı seslerine karışan vapur düdükleri, heybetli asırlık camileri, kiliseleri, Galata'da her daim olta sallayan balıkçıları ile kendine hayran bırakıyor. Yeşilçam'dan Hollywood'a uzanan bir çok film setinde doğal plato olarak kullanılan kent, Galata Kulesi ile Kız Kulesi'nin efsanelere konu olan aşk hikayesine ev sahipliği yapıyor. Dünyada içinden deniz geçen ve iki kıtada toprağı olan tek şehir unvanını taşıyan kadim şehir, deniz, kara ve hava yollarının stratejik konumdan dolayı da asırlardır ticaretin ve kültürün kenti olmayı sürdürüyor. İstanbul semalarında dronla görsel şölen AA ekibi, dünyanın en iyi seyahat destinasyonları ve fotoğraf şehirleri arasında gösterilen "uyumayan şehir" İstanbul'un ışıkları hiç sönmeyen sokaklarını gece ve gündüz aynı noktalardan dron ile görüntüleyerek, kentin hareketliliğini gözler önüne serdi. Yüz yıllar boyunca bir çok medeniyete ev sahipliği yapan İstanbul'un sakinleri ve ziyaretçileri, bu eşsiz şehirde hem tarihin derinliğinde hem de modern dünyanın içinde nice hikayeye tanıklık ediyor. Yerleşim tarihi yaklaşık 8500 yıl öncesine dayanan Suriçi İstanbul'unun Fatih ilçesi, Osmanlı döneminden günümüze dek gündüzleri en canlı ticaret noktası olarak şehrin merkezi rolünü üstleniyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Haliç Köprüsü, Mecidiyeköy, Taksim, Üsküdar'ın yanı sıra özellikle hafta sonları kentin her iki yakasının sahil şeritleri araç trafiğinin en yoğun olduğu lokasyonların başında geliyor. Gece ışıklandırıldığında Galata Kulesi ve Çamlıca Camisi gibi simge yapıların yanı sıra hisarlarıyla ön plana çıkan İstanbul'da gece ve gündüz, hayat durmadan devam ediyor. Tarihin, kültürün ve eğlencenin merkezi İstanbul Turizm İstatistikleri Raporu'na göre İstanbul, 2022 yılında Türkiye'ye gelen yabancı ziyaretçilerin yüzde 35,95'i olan 16 milyon 18 bin 726 turisti ağırladı. Dünyanın en zengin dini ve etnik çeşitliliğine sahip şehirlerinden İstanbul'un, her renkten insanın yüz yıllardır bir arada yaşadığı Balat, Fener, Karaköy ve Kuzguncuk gibi kozmopolit yapıya sahip semtleri yoğun ilgi görüyor. Her gün binlerce kişi, şehrin siluetini oluşturan Sultanahmet Camii, Süleymaniye Camii, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi ve Büyük Mecidiye Camii gibi camilerin yanı sıra sinagogların ve kiliselerin yan yana yaşadığı şehirde birçok kültürün izini sürüyor. Günün her saati kentin kalbinin attığı, yabancı turistlerin ziyaret ettiği ilk noktalardan biri olan İstiklal Caddesi'nden, Osmanlı döneminde kervanların yolu olan kentin prestijli alışveriş noktası Bağdat Caddesi'ne kadar İstanbul'un cazibe merkezi haline gelen caddelerinde gece geç saatlerde de yaşam devam ediyor.

Restorasyonların ardından Topkapı Sarayı'na yoğun ilgi Haber

Restorasyonların ardından Topkapı Sarayı'na yoğun ilgi

Topkapı Sarayı'nda 2014'ten beri kapalı olan Fatih Köşkü, Seferli Koğuşu ve Hazine Koğuşu yeniden ziyarete açıldı, Mukaddes Emanetler Dairesi yenilendi ve dairede sergilenen eser sayısı 5 katına çıkarıldı, Mecidiye Köşkü de 165 yıl sonra tarihinde ilk defa ziyaretçiyle buluştu. Restorasyonların ardından bayramda Topkapı Sarayı'na yoğun ilgi gösterildi Sarayın Enderun Avlusunda tamamlanan restorasyon çalışmalarına ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, Fatih Köşkü, Seferli Koğuşu, Hazine Koğuşu ve Mukaddes Emanetler Dairesi'nin restorasyon süreçlerinin uzun yıllardır devam ettiğini, 2019'dan itibaren de bu çalışmaları Milli Saraylar Başkanlığının üstlendiğini söyledi. Sergilenen eser sayısı 3 bin 500'e çıkarıldı Yıldız, restorasyon kapsamında başta deprem olmak üzere statik sorunlarla ilgili önemli çalışmalar yapıldığını belirterek, "Fatih Köşkü'nün kubbelerindeki 1500 ton beton yükü alındı ve çatı orijinaline döndürüldü. Yine binanın temellerinde ve bununla beraber zemin kotunda da önemli güçlendirme çalışmaları yapıldı. Binanın duvarlarından da takip edebildiğiniz üzere bir kısmında yapıyı çeliklerle güçlendirmiş olduk." dedi. Fatih Köşkü, Seferli Koğuşu, Hazine Koğuşu ve Mukaddes Emanetler Dairesi'nde şu anda statik olarak hiçbir problemin kalmadığının altını çizen Yıldız, şöyle devam etti: "Bu bizim için fevkalade sevindirici bir durum. Bununla beraber bu mekanların aynı zamanda bir müze işlevi var. Müze olarak faaliyet gösterebilmesi amacıyla yaptığımız çalışmalarda yaklaşık 2 bin parça tarihi eseri ziyaretçilerle buluşturmuş olduk. Bu çok kıymetli bir veri. Çünkü bundan evvel Topkapı Sarayı'nın toplamında ziyaret edilebilen taşınabilir tarihi eser sayısı 1200'dü. Şu anda biz 3 bin 500 sayısını yakalamış durumundayız. Bu da ziyaretçinin ilgisiyle hemen kendisini gösteriyor." Mukaddes Emanetler Dairesi'nin koleksiyonundaki kayıtlı eserlerin tamamı görülebilecek Yasin Yıldız, Saray'da 19. yüzyıla ait tek yapı olan Mecidiye Köşkü'nün de 165 yıl sonra tarihinde ilk defa ziyaretçiyle buluştuğuna işaret ederek, şunları kaydetti: "Mukaddes Emanet Dairesi'nde daha evvel ziyaret edilemeyen Efendimizin Name-i Saadet dediğimiz mektupları, Hırka-i Saadet'in orada bulunması önemli. Bununla beraber Hz. Osman'a ithaf edilen Kur'an-ı Kerim gibi, sakalı şerif gibi çok sayıda eser ziyarete açıldı. Şu an memnuniyetle ifade edebiliriz ki, Mukaddes Emanetler Dairesi'nin koleksiyonunda kayıtlı eserlerin tamamı görülebiliyor. Ayrıca Hazine Dairesi'nde de 1100 parça taşınabilir tarihi eseri tefriş ederek, ziyaretçilerle buluşturduk. Bunların içinde tabii ki önemli parçalar olarak cülus tahtı, Topkapı hançeri, Kaşıkçı Elması gibi ziyaretçilerin yakından tanıdığı eserlerin yanı sıra yine burada padişahların şahsi eserleri ve Osmanlı hazinesine kayıtlı eserlerden de çok geniş bir seçkiyi ziyaretçiyle buluşturduk." Arife günü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla yapılan sarayın yeni bölümlerinin açılışının ardından Ramazan Bayramı'nda ziyaretçilerin saraya oldukça yoğun ilgi gösterdiğine dikkati çeken Yıldız, "Bayramın birinci gününden itibaren 3 günde burayı yaklaşık 60 bin kişi gezdi. Bu da normalde temmuz-ağustos dönemi ziyaretçi rakamlarıdır. Ama bu mekanların da gündeme gelmesiyle nisan sonu itibarıyla bu rakamı yakalamış olduk." ifadelerini kullandı. Topkapı Sarayı'nda ziyaret edilebilen alanlara 2 bin 150 metrekare daha eklendi Restorasyonu tamamlanan saraydaki yapılarda uluslararası müze küratörleriyle ortak çalışmalar yürütüldü, gelenekle geleceği birleştiren konseptler oluşturuldu ve bu temaya uygun sergileme düzenleri kuruldu. Enderun Avlusunda yer alan Fatih Köşkü, Seferli Koğuşu ve Hazine Koğuşu ile 4. avluda bulunan Mecidiye Köşkü, güvenlik, iklimlendirme, vitrinleme sistemleri ve sergileme ekipmanlarıyla modernize edildi. Bu alanların açılmasıyla Topkapı Sarayı'nda ziyaret edilebilen alana 2 bin 150 metrekare daha eklendi. Bu alanlarda oluşturulan galerilerde sergilenen eser sayısı 290'dan 1979'a çıkarıldı. Topkapı Sarayı'nın paha biçilemez koleksiyonunun sergilendiği Mukaddes Emanetler Dairesi, 16 yıl aradan sonra yeniden düzenlendi. Eser sayısı 60’tan 300'e çıkarıldı. Düzenleme kapsamında bir ilke de imza atıldı. Ziyaretçiler artık Hz. Peygamber'in, Ka'b b. Züheyr'e hediye ettiği hırkanın muhafaza edildiği Hırka-i Saadet Odası'na (Has Oda) ilk defa adım atabilecek. Has Oda'nın kubbesi, gümüş şebeke içinde korunan Hırka-i Saadet mahfazası ve Oda için Hereke'de özel dokunan 79 metrekarelik halı da görülebilecek. Mukaddes Emanetler Dairesi'nde ilk defa sergilenen eserler arasında Hz. Osman'ın mushafı, Kabe direğinin parçası, Kabe'nin anahtarı, kilit ve keserleri, mukaddes emanetlerin temizliğinde kullanılan gümüş saplı fırça, faraş ve Osmanlı döneminde muhafaza edilen Mukaddes Emanetler listelerini içeren defterler yer alıyor. Fatih Köşkü 9 yıl aradan sonra ziyarete açıldı Topkapı Sarayı'nın Sarayburnu tarafına bakan yamacındaki kayma ve yapıda tespit edilen çatlaklarla gündeme gelen Fatih Köşkü, restorasyon kültürüne örneklik teşkil edecek benzersiz bir çalışmayla yeniden ziyarete açıldı. Köşk'ün kubbelerine 1940'lı yıllarda eklenen betonlar kaldırıldı. Zemindeki kayma durduruldu. Köşk çevresine istinat duvarı inşa edildi. Bölgeye, olası sismik hareketleri 24 saat takip eden aletsel gözlem cihazları yerleştirildi. Fatih Köşkü, restorasyon sonrası Osmanlı hazinesinin sergilendiği bir galeriye dönüştürüldü. Dört bölümden oluşan Fatih Köşkü'nde, Osmanlı hazinesinin göz kamaştıran 1150 eseri sergileniyor. İlk salonda Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman'ın bizzat kullandığı eşyalar ile hazinenin en kıymetli parçası olan Kaşıkçı Elması yer alıyor. 2. salonda, devlet törenlerini ve saltanat sembollerini temsil eden altın tören tahtı, padişah sorguçları, tören zırhı ve matarası ile tören silahları gibi eserler bulunuyor. 3. salonda Nadir Şah Tahtı gibi diplomatik ilişkileri gösteren nişanlar ve hediyeler görülüyor. Son salonda ise padişahın halife kimliğine vurgu yapan dini temalı eserler yer alıyor. Bu eserlerin büyük bölümünü Medine Emanetleri oluşturuyor. Emanetlerden en dikkat çekeni ise Hz. Peygamber'in kabrine gönderilen iki som altından şamdan. Altın şamdanlar ve diğer eserler, yapının restorasyonu sürecinde modern saklama koşullarına sahip depolarda muhafaza edilmişti. Seferli Koğuşu, Elbise-i Hümayun galerisine dönüştürüldü Osmanlı döneminde savaş veya sefer sırasında padişahın kıyafetlerini yıkamakla sorumlu olan içoğlanlarına ait Seferli Koğuşu, hanedanın kumaş ve kıyafet zenginliğini anlatan galeriye dönüştürüldü. Elbise-i Hümayun Galerisi'nde, 275 eser sergileniyor. Alt katta, Fatih Sultan Mehmet'ten Sultan Abdülmecid'e kadar olan döneme ait padişah kıyafetleri, üst katta ise şehzade ve hanım sultanlara ait giysiler ve aksesuarlar yer alıyor. İlk defa ziyaretçiyle buluşan tören kaftanları ve tılsımlı gömlekler, serginin en dikkat çeken eserleri arasında bulunuyor. Hazine Koğuşu'nda 300 hat eseri sergileniyor Osmanlı döneminde iç hazineyi ve mücevherleri korumakla görevli içoğlanlarının ve "ehl-i hiref" denilen zanaatkarların yetiştirildiği Hazine Koğuşu, 9 yıl aradan sonra Hüsn-i Hat Galerisi olarak ziyarete açıldı. Galeride, Milli Saraylar koleksiyonundan seçilen 254 nadide eser yer alıyor. Modern müzecilik kriterlerine uygun olarak tanzim edilen iki katlı galeride ilk defa sergilenen eserler arasında Hicri 3. yüzyıla ait Kur'an-ı Kerim öne çıkıyor. Osmanlı'nın ünlü hattatlarına ait seçkin eserler ve bu eserlerden dijital ortama aktarılan örnekler de galeride ziyaretçiyle buluşuyor. Mecidiye Köşkü tarihinde ilk defa ziyarete açıldı Topkapı Sarayı'nın 4. avlusunda yer alan Mecidiye Köşkü ise tarihinde ilk defa ziyarete açıldı. Sultan Abdülmecid tarafından 1858'de yaptırılan, padişahların cülus ve destimal gibi dini ve resmi törenler öncesinde dinlenme yeri olarak kullandığı Köşk, 19. yüzyıl Avrupa sanatının etkilerini taşıyan süsleme ögeleriyle dikkat çekiyor. Restorasyon sonrası yeniden ve ilk defa ziyarete açılan Mukaddes Emanetler Dairesi, Fatih Köşkü, Mecidiye Köşkü, Seferli Koğuşu ve Hazine Koğuşu, Topkapı Sarayı'nın kapalı olduğu salı hariç her gün 09.00- 17.30 arasında ziyaret edilebilecek. Ziyaretçiler, saray girişinde ücretsiz verilen sesli rehber hizmetinden yararlanabilecek ve gezi için ayrı bilet gerekmeyecek. Müzekart'la da tüm bu bölümler gezilebilecek.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.