Hava Durumu

#Trabzon

TOURISMJOURNAL - Trabzon haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Trabzon haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Turizmciler son yılların en düşük Eylül ayını yaşıyor Haber

Turizmciler son yılların en düşük Eylül ayını yaşıyor

Trabzon turizm anlamında son yılların en düşük Eylül ayını geçirirken, özellikle Körfez ülkelerinde okulların Ağustos ayı ortalarında açılmasıyla dönüş yolu başlamıştı. TÜRSAB Doğu Karadeniz Bölge Başkanı Volkan Kantarcı, turizm açısından son yılların en düşük Eylül ayını yaşadıklarını ifade ederek, "Orta Doğu pazarına baktığımız zaman yüzde 40-50 oranında Suudi Arabistan'dan gelen turistler var. Onların da okulları erken açıldı 15 Ağustos itibariyle. 18-19 Ağustos öncesi yoğun bir şekilde dönüşleri oldu. Ağustos sonuna doğru diğer ülkelerden de dönüşler arttı. Şuan ciddi anlamda azaldı. Geçtiğimiz yıllara bakacak olursak yüzde 50 daha düşük Eylül ayı geçiriyoruz” dedi. "Bu sene maalesef o rakamlara ulaşamayacak gibiyiz" Geçen sene Trabzon'u yerli ve yabancı 1 milyon 300 bin kadar turistin ziyaret ettiğini kaydeden Kantarcı, “Geçtiğimiz yıllarda sürekli rakamsal anlamda artan bir turist sayısı vardı. 2018-2019 üzerine koydu. Daha sonra 2020-2021'de pandemide aralık verdik. 2022-2023 yılı en yüksek rakama ulaştı. Geçen yıl yabancı 700 bin, yerli 600 binin üzerinde toplam bir milyon 300 bin Trabzon'da turist vardı. Bu sene maalesef o rakamlara ulaşamayacak gibiyiz. Gelen turist sayısından ziyade önemli olan kişi başı bırakacakları gelir. Aynı rakamlar aynı sayıda turist gelmiş olsa bile bölge ve ülke ekonomisine katkıları az ise kalabalık turist sayısının pek bir önemi olmuyor. Bu sene neden azalma var. Bunu irdelediğimiz zaman sadece Doğu Karadeniz, Trabzon'da değil ülke genelinde bir azalma var. Bunun ön plana çıkan en önemli nedeni ekonomik sebepler gibi duruyor. Son üç yılda enflasyona bağlı olarak bütün gider kalemlerinin 6-7 kat artması ama dolar euronun aynı oranda artmaması, sadece üç kat kadar artmış olması ve dolar euro bazında ülkemizin pahalı bir destinasyon haline gelmesi. Ciddi sayıda azalmalar var. Özellikle uçak ve otobüsle bölgemize gelen turist sayısında düşüş görmekteyiz. Bu durum bir taraftan turizmden ekonomiye geçiyor. Sezon ve yıl sonu değerlendirmelerinde mutlaka Kültür ve Turizm Bakanımız, Maliye Bakanımızla da bir değerlendirme yapacaktır. Çünkü bir taraftan kuru baskılama, sabitleme tutabilme uğraşı varken bir taraftan hem turizm anlamında en büyük gelir kaleminde azalma söz konusu oluyor. Diğer taraftan da ihracat yapan ve üreten fabrikaların gelirlerinde azalma oluyor" diye konuştu. Artan fiyat pahalılığı ve hizmet kalitesinin düşüklüğü etkiledi Azalan turist sayısının, artan fiyat pahalılığı ve hizmet kalitesinin düşüklüğüne bağlayan Kantarcı, "Diğer bir husus bölgede son yıllarda bölgede artan fiyat pahalılığı ve hizmet kalitesinin düşüklüğüyle ilgili. Bununla ilgili olarak da farklı destinasyonlarda benzer sorunları dönem dönem gördük. Bölgemiz yükselmekte olan artan talebi karşılamak için turizm paydaşlarının her sene artmış olduğu bir destinasyon. Özellikle Trabzon'da otel sayıları seyahat acentesi, taşıma firmalarının sayıları pandemi sonrasında inanılmaz arttı; ikiye katladı desek yalan olmaz. Bunu zaten araç sayısında ve seyahat acentelerimizin üye sayısında görebiliyoruz. Konaklama tesisleri inanılmaz arttı. Bununla ilgili kanunlar çıktı ancak bu kanunların denetimle beraber sahada yapılması, tam sistemin oturması en az 5-6 ay daha sürecek. 2025 sezonuna ancak konaklama tesisleriyle ilgili uygulamalar oturmuş olacak. Bu artan yoğunluğa bağlı olarak kalifiye eleman anlamında bazı sıkıntılar var" dedi.

Hıdırnebi Yaylası’nda 2. turizm hareketi başlatılıyor Haber

Hıdırnebi Yaylası’nda 2. turizm hareketi başlatılıyor

Doğu Karadeniz Bölgesi'nde 1998 yılında ilk kez örnek yayla modeli oluşturularak turizmin geliştirilmesi amacıyla Trabzon'un Akçaabat ilçesindeki Hıdırnebi Yaylası'nda 'Yaylakent' projesi hayata geçirildi. Dönemin Trabzon İl Özel İdaresi'nce 1998 yılında Orman Genel Müdürlüğü'ne ait arazide 'Yaylakent' projesi başlatıldı. 6 ahşap ev, 25 odalı otel, 300 kişilik toplantı ve seminer salonu ile 50 kişilik restorandan oluşan tesisler geçen 26 yıllık dönem içinde gereken turizm hamlesini gerçekleştiremedi. Gelinen süreçte tesisin hukuki anlaşmazlıklar nedeniyle geçtiğimiz yıllarda kiracısı tahliye edilirken, kapısına da kilit vuruldu. Ancak bölgeye son yıllarda Körfez ülkelerinden yoğun talep olması nedeniyle yayla özellikle Arap turistlerin yoğun ilgisini çekti. Bölgeye Arap turistlerin ilgisinin artması ile turizmciler de Hıdırnebi Yaylası’na yatırım hazırlığına başlarken, Akçaabatlı turizmci Ayhan Gedikli, bağlı bulundukları turizm seyahat acentası grubunun Hıdırnebi Yaylası’na 400 yataklı, 5 yıldızlı bir otel yapmak için çalışma başlattıklarını duyurdu. "Bu bölgeye sadece Ortadoğu değil, diğer ülkelerden de turist getirmeyi hedefliyoruz" Ayhan Gedikli, “Akçaabatlı ve 30 yıllık bir turizmci olarak, Türkiye'nin özellikle kıyı bölgelerine birçok turist getiren Swandor grubu şirketini temsil ediyorum. Şirketimize ait Antalya’da iki adet bin odalı otelimizin yanı sıra dünyanın çeşitli yerlerinde işlettiğimiz otellerimiz bulunuyor. Bu alanda geniş bir deneyim ve altyapıya sahibiz. Türki Cumhuriyetler, Rusya, Avrupa, Ortadoğu (Birleşik Arap Emirlikleri), İngiltere ve Finlandiya gibi bölgelerde ofislerimiz var. Karadeniz’in son yıllarda kaydettiği gelişime biz de yatırımcı olarak katkıda bulunmak ve bu bölgeyi canlandırmak istiyoruz. Bu bölgeye sadece Ortadoğu değil, diğer ülkelerden de turist getirmeyi hedefliyoruz. Bir tur operatörü olarak, bu ölçekte ciddi bir yatırımı ilk defa gerçekleştiriyoruz. Trabzon Akçaabatlı olmam sebebiyle buraya özel bir sempati ve borcum var. Amacımız, Karadeniz bölgesini canlandırmak ve kalkınmasına destek olmak” dedi. "Hıdırnebi Yaylası'nda 100 dönümlük bir araziyi Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan 49 yıllığına tahsis ettik" “Burada 5 yıldızlı markalı bir otel yapmayı planlıyoruz” diyen Gedikli “Bu otel ya kendi markamız olacak ya da uluslararası bilinirliği olan bir markayı getireceğiz. Ticari olarak başarılı olursak, bölgenin diğer kesimlerinde de benzer yatırımlar yapmayı düşünüyoruz. Hıdırnebi Yaylası'nda 100 dönümlük bir araziyi Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan 49 yıllığına tahsis ettik. Bu araziyi çevre düzenine uyumlu, teknolojinin son gelişmelerini takip eden bir turizm alanına dönüştüreceğiz. Buraya özgü çeşitli üniteler kurarak sadece bir otel değil, seminerler, yaz ve kış turizmi, futbol takımları için idman alanları gibi Karadeniz’e özgü aktiviteler sunacağız. Gastronomi ve inanç turizmi gibi özel deneyimleri de misafirlerimize sunmayı planlıyoruz. Projelerimizde, Karadenizli gençlerden ve üniversiteli öğrencilerden ilham alarak onları projelerimize dahil edeceğiz. Bu projeyle yaklaşık 400 yataklı, 5 yıldızlı bir otel yaparak 200-250 kişiye istihdam sağlayacağız. Sezona göre buraya dünyanın her yerinden turist getireceğiz. Mevcut ofislerimizin yanı sıra dünya genelinde anlaşmalı olduğumuz birçok turizm şirketi ile de turist sayısını artıracağız. Bu yatırımı sadece ticari kazanç amacıyla değil, memleketimize olan gönül bağımız ve borcumuz nedeniyle gerçekleştiriyoruz. Amacımız bu topraklara daha fazla değer katmaktır” ifadelerini kullandı. "Hıdırnebi Yaylası dört mevsim boyunca yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası olacak" Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim de Akçaabat’ın yaylalarından biri olan Hıdırnebi Yaylası'nın bölgede en tanınmış ve meşhur yaylalarından biri olduğunu söyledi. Ekim "Hıdırnebi Yaylası, özellikle son yıllarda Körfez ülkelerinden gelen turistlerin ilk ziyaret noktası oldu. Akçaabat Belediyesi ve paydaş kuruluşlarla birlikte Hıdırnebi Yaylası’nda yapılan projeler doğrultusunda artık Hıdırnebi Yaylası, dört mevsim boyunca yerli ve yabancı turistlerim uğrak noktası olacak. Hıdırnebi Yaylası için hazırlanan projeler doğrultusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından otel ihalesi yapıldı. Ayrıca yine bahse konu yerde DSİ tarafından proje doğrultusunda yapılacak olan göletin de inşaatı için ihale ve ardından yer teslimi yapıldı" bilgilerini paylaştı.

Trabzon'da turizmciler kepenk kapatacak: Son 10 yılın en kötü sezonu Haber

Trabzon'da turizmciler kepenk kapatacak: Son 10 yılın en kötü sezonu

Trabzon'da bu yıl turizm sezonu hayal kırıklığı yarattı. Turizm paydaşları döviz bazında artan fiyatların turizmi olumsuz etkilediğini belirterek son 10 yılın en kötü sezonunu yaşadıklarını belirtti. 2010'lu yıllarda Körfez ülkelerinden gelen turistlerle Doğu Karadeniz'de başlayan turizm hareketliliği sezonun sonuna gelirken turizmcileri memnun etmedi. Turist sayısındaki azalma az olsa da harcama miktarının düşmesi ve sektöre giren çok sayıda kayıtsız işletme hem konaklama işletmelerinin hem de acentelerin kârlılığını büyük oranda düşürdü. Kaçak işletmelere karşı Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın çıkardığı kanunlara rağmen kamu kurumları tarafından denetimlerin yeteri kadar yapılmaması bir çok kayıtlı işletmeyi kapanma noktasına getirdi. KANTARCI: TÜRKİYE PAHALI HALE GELDİ Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Doğu Karadeniz Bölge Başkanı Volkan Kantarcı, bu yıl sadece Doğu Karadeniz Bölgesi'nde değil ülke genelinde ülke genelinde turizm paydaşları ve esnafın önceki yıllardaki verimliliği elde edemediğini söyledi. Bunun hem ekonomik hem de uygulamalarla alakalı sorunlardan kaynaklandığını dile getiren Kantarcı, özellikle salgın sonrası yaşanan ekonomik dengesizliği Türkiye'yi pahalı bir destinasyon haline getirdiğini belirtti. Türkiye'nin önceki yıllarda ucuzluğuyla dış pazarda ilgi çektiğini ve her geçen yıl turizmde artış yaşandığını kaydeden Kantarcı, "Ülkemizde TL bazında giderler son 3 yılda 6 kat 7 kart artarken döviz aynı oranda artmadı. Dolayısıyla 2 sene önce bir işletme TL'yi dolara çevirdiği zaman bir ürünü 80 dolara satıyorsa bu sene o giderleri dolara çevirdiği zaman aynı ürünü 120-130 dolara satabiliyor. İçeride de ciddi fiyat artışları var. Her ne kadar haberlerde 'etiket kontrolü yapılıyor, marketler, restoranlar denetleniyor' denilse de sahaya çıktığınız zaman bunların sadece sembolik hareketler olduğunu herkes görebiliyoruz. Bunun tabi iç pazara da çok ciddi yansımaları oldu. Bölgemize İstanbul başta olmak üzere İzmir, Ankara, Antalya ve Güneydoğu'dan gelen gruplar oldukça azaldı. Bu yıl hiçbir firma otobüslerini 45 koltuk yapamadı. 15-20 kişiyle gelen otobüsleri gördük. 30'un altı firmalara için zarar yazmaya başlar" dedi. 'BÖLGE TURİZMİNDE YENİLİK YAPILAMADI' 'Arap turizmi' olarak tabir edilen bölgeye Körfez ülkelerinden gelen turist yoğunluğunun azalmasının ekonomik sebepler dışında da nedenleri olduğunu kaydeden Kantarcı, Arap turistlerin son yıllarda bölgeye fazlaca gelmesinin ve yeni bir şey sunulamamasının turistleri farklı destinasyonlara yönelmesine sebep olduğunu belirtti. Kantarcı, "Sektörde eğlence adına bir proje geliştiremedik. Yanı başımızdaki Gürcistan her yıl turizmde üzerine koyuyor. Batum'da tekneler bir anda arttı. Jet ski, deniz paraşütü, muz bot, tüplü dalış gibi farklı farklı deniz aktiviteleri oluşturdular. Black Sea Arena diye 13 bin kişilik etkinlik mekanı yaptılar, dünyaca ünlü sanatçıların konserleri oluyor. Biz o anlamda ekside kaldık. Trabzon'da son yıllarda yapılan sadece Tünel Akvaryum ve seyir terası bile turizme katkı sağladı. Yeni bir şey yapılmayınca bölgeye zaten çokça gelen Orta Doğu'dan gelen turistler de Azerbaycan, Bosna Hersek, Gürcistan ve hatta İngiltere'ye yöneldiler" sözlerini kullandı. 'KAÇAK İŞLETMELER İÇİN KANUNLAR UYGULANMIYOR' Bölge turizminde en büyük problemin kaçak işletmeler olduğunu belirten Kantarcı, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın çıkardığı kanunlara rağmen gerekli uygulamaların yapılmadığını söyledi. Özellikle 2 yıllık genel ve yerel seçim sürecinde sahanın boş bırakıldığını kaydeden Kantarcı, "Uygulamayla ilgili müdürlükler sahaya çıkmaya başladı ama belgesiz konaklama tesislerinin sayısı o kadar çok fazla ki 1-2 haftada birkaç ayda gerekli cezaların ve kapamaların yapılması mümkün değil. Dolayısıyla en azından önümüzdeki sezon başına kadar şubat bu yetki belgesiz konaklama tesisleri için aksiyon alınması gerekiyor. Özellikle sosyal medya hesaplarında üzerinden ciddi kaçak faaliyetler var. Bakanlıktan hala daha sosyal medya hesaplarıyla ilgili bir dijital denetleme mekanizması kurmasını bekliyoruz. Bu bu başa bela bir durum. Etrafımızda kimse yok ki çevresinde sosyal medya üzerinden rezervasyon yapıp da dolandırılmış olmasın" değerlendirmelerinde bulundu. Bölgeye gelen yabancı turist sayısında ciddi bir düşüş olmamasına rağmen gelir anlamında büyük kayıplar olduğunu kaydeden Kantarcı, sezon sonunda değerlendirmelerin doğru yapılması gerektiğini söyledi. Turizmdeki azalmayı geçici bir kayıp olarak görmek istediklerini kaydeden Kantarcı, "Rakamsal veriler ortaya çıktığında 'bakın çok da büyük kayıp yaşamadık' diye değerlendirilmemeli. Önemli olan bölgeye, esnafa, turizmcilere bırakılan yani ülke ekonomimize olan katkıdır. Bu sene bu seneki katkı maalesef düşüktür. Umarım 2025 sezonunda daha kötü bir yıl geçirmeyiz. Çünkü bu gidişatla beraber önümüzdeki dönem başta Maliye Bakanlığı olmak üzere ekonomik tedbirler üzerinde yeni sıkılaştırmalar, esnafı, turizmcileri sıkıştırmaya devam ederse iş başka yerlere gider" diye konuştu. 'EYLÜLDE BİR ÇOK OTEL VE ACENTA KEPENK KAPATACAK' Bölge turizminde ciddi bir daralma beklentisi oluştuğunu kaydeden Volkan Kantarcı sezonun sona ermesiyle bir çok işletmenin kapatacağını söyledi. Kantarcı sözlerini şöyle sürdürdü: "Aynı şeyleri tekrar etmekten sıkıldık. Üzerine ekonomik sıkıntılar da bu sıkkınlığımızı katlıyor. Sağ olsun Maliye Bakanımız da her ay yeni yeni vergiler koymaya devam ediyor. Ekim sonrasında turizm sektöründe ciddi daralmalar olacak. Geçen gün ziyaret ettiğim 4 otel ve 3 acente sahiplerinin bazıları faaliyetlerini yarıya indireceğini bazıları ise bir sonraki sezona kadar tamamen kapatacağını söyledi. Kış mevsiminde bir çok turizm işletmecesi daralmaya gidecek. Otellerin bir çoğu dönemsel olarak kapanacak. Bu da işsizliği artıracak. Geçtiğimiz yıllarda iki haftalık inanılmaz bir yoğun dönem yaşanırken hiç iş yapamayan işletmeler oldu. Haziran ayında işsiz sayısı 232 bin artmış. Haziran ayı turizm sektörünün en yoğunlaştığı ay iken ekim kasımda durum ne olacak merak ediyorum. Ankara'da ya da İstanbul'da ülke genelinde sahada neyin nasıl gittiği doğru görünmüyor olabilir. Doğru görenler bizleriz. Bununla ilgili de mütevazı olmamıza da çok fazla gerek yok. Her yerde işleyişi ve gidişatı görüyoruz, anlıyoruz. Bununla ilgili olarak gerçekleştirilecek olan eylem planlarında sahaya kulak verilmesi gerekiyor." BİLGİN: ARAÇ KİRALAMA ORTALAMASI 30 GÜNDEN 8 GÜNE DÜŞTÜ Trabzon'da araç kiralama yapan Eray Bilgin kiralama gün sayılarının bu yıl oldukça düştüğünü söyledi. Bölgeye gelen turistlerin harcama rakamlarının ciddi oranda azaldığını kaydeden Bilgin, son yıllarda Doğu Karadeniz'e Orta Doğu'nun düşük gelirli gruplarından turist geldiğini söyledi. Döviz bazındaki fiyat artışlarından dolayı turistlerin de daha az harcadığını kaydeden Bilgin, "Geçtiğimiz yıllarda Arap turistlere ortalama 30 gün kiralarken şimdi ortalama 8-10 gün kiralıyorlar. Geçtiğimiz yıllarda araçlarımız yaz döneminde en fazla 8-9 gün boşta kalırken şimdi 30 güne yakın boşta kalıyor. Turizm sezonunu artırmaya çalışırken sezon çok daha daraldı. Trabzon'da bu yıl turizm sezonu 40 güne kadar düştü. Son dönemde Körfez ülkelerinden az da olsa araçlarıyla gelenler de oluyor. Enflasyon, pahalılık ve fiyatların döviz bazında da artması en büyük sebeplerden" dedi. Bölgede zaman zaman gündem olan fahiş fiyat uygulamalarının da Orta Doğulu turistlere olumsuz yansıdığını kaydeden Bilgin, "Kendi aralarında da gruplarında esnafların yüksek fiyat verdiğini ve daha çok pazarlık yapmaları gerektiğini konuşuyorlar. Bu şekilde de fiyat politikamızdan çok daha aşağı inmek zorunda kalıyor. Yıllar önce bazı esnafların yaptığı fahiş fiyat uygulamaları da buna sebep oldu. Bu durumlar Arap turistleri harcama olarak düşürdü. Arap turistler azalmaya başladı ve geri dönem ihtimali yok" sözlerini kullandı. DÜNDAR: SON 10 YILIN EN KÖTÜ SEZONUYDU Trabzon'da otel işletmeciliği yapan Mustafa Dündar, kentte turizm hareketliliğinin 19 Ağustos'tan sonra bıçak gibi kesildiğini dile getirdi. "Son 10 yılın en kötü sezonuydu" diyen Dündar, yüksek enflasyonun turizmi çok olumsuz etkilediğini ifade etti. Otel konaklama fiyatlarının geçen yıla göre döviz bazında ortalama yüzde 20 aşağıda olduğunu buna karşın yiyecek içecek sektöründe yapılan fahiş fiyat uygulamalarının ve alışveriş merkezlerindeki pahalılığın turistleri kaçırdığını kaydeden Dündar, "Döviz bazında fiyatların artması turizmi en çok etkileyen durum oldu" dedi. Rakamsal olarak son verilere göre geçen yıl gelen yabancı turist sayısından sadece yüzde 6'lık bir kayıp yaşadıklarını kaydeden Dündar, "Turist sayısında aşırı azalma yok fakat biz bu turistleri otellerde konaklatamadık. Otelciler Birliği Derneği'mizin de çok üzerinde durduğu yasa dışı konaklatma faaliyetleri otellerin önüne geçti. Turizmi baltalayan en önemli gerçek budur. Gelen turistlerin yüzde 60'ı bu kaçak işletmelerde konaklıyor. Sezonda bile resmi işletmelerin doluluğu yarıda kaldı" sözlerini kullandı. 'KAÇAK İŞLETMELER ÇIKAR ÇEVRESİ HALİNE DÖNÜŞTÜ' Kaçak işletmelerin bölgede bir çıkar çevresi haline geldiğini ve kanunların uygulanmadığını ifade eden Dündar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Turizm Bakanlığı bununla ilgili iki tane yasa çıkardı. Bu yasalar sektöre çok ciddi düzen getiren, düzenleyen, çok yerinde kanunlar fakat ne yerel yönetimler ne de kamu kuruluşları bu yasayı uygulamamakta ısrarcı oldular. Ben bazı kaçak işletmelerin bir çıkar çevresi haline dönüştüğünü ve siyaset üzerinde etkili olduğunu düşünüyorum. Bu durumun düzelmesi için önce kanunların uygulanması gerekiyor ve liyakatli yöneticilerin işi ele alması gerekiyor. Kanun var, fakat bunu uygulamamakta direnirseniz, hiçbir şey düzelmez. Kanunu uygulamadığınızda uyuşturucu satışı da patlar, trafik suçları da patlar, bu böyledir." 

Trabzon'da ruhsatsız konaklama tesisleri mühürleniyor Haber

Trabzon'da ruhsatsız konaklama tesisleri mühürleniyor

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, ruhsatsız bir şekilde faaliyette bulunan konaklama tesislerinin mühürlendiğini belirterek hem haksız rekabete yol açan hem de turizme zarar veren bu tür uygulamalara müsamaha göstermeyeceklerini vurguladı. Ortahisar Belediyesi ruhsatsız bir şekilde faaliyette olan otel, apart otel, pansiyon vb. konaklama tesislerine yönelik denetimlerini aralıksız sürdürüyor. Turizm canlılığının zirveye ulaştığı bu dönemde Trabzon’da son yıllarda en büyük şikâyet konularının başında gelen ruhsatsız konaklama tesisleriyle ilgili harekete geçen Ortahisar Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, yaptıkları denetimlerde işletme ruhsatı bulunmayan işyerlerini mühürledi. Faaliyetlerini ruhsatsız bir şekilde yürüten konaklama tesisleriyle ilgili asla taviz vermeyeceklerini belirten Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, “Turizmin ivme kazandığı şehrimizde en büyük şikâyet konularının başında ruhsatsız işletmeler geliyordu. Maalesef bugüne kadar gerekli işlemler yapılmadığı ve gerekli müeyyideler uygulanmadığı için birçok işletme kayıt dışı ve ruhsatsız bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyordu. Bir konaklama tesisinde bulunması gereken şartları taşımadığı için hem müşterilerinin can güvenliğini tehlikeye atıyorlar hem de verdikleri hizmetlerle ilgili birçok şikâyet söz konusu oluyordu. Fahiş fiyat uygulamalarından tutun da yeme ve içmeyle ilgili belli standartlara uymadıkları için müşteriler mağdur oluyordu. Diğer yandan ruhsatlı bir şekilde faaliyetini yürüten, yasal yükümlülüklerini yerine getiren, vergisini veren işletmelerimizle aralarında haksız rekabet ortamı oluşuyor, bu da legal yollarla faaliyetlerini yürüten işletmelerimiz için dezavantaj oluşturuyordu” diye konuştu. Ruhsatsız, kayıt dışı faaliyet yürüten işletmelere müsamaha göstermeyeceklerinin ve mevzuatı harfiyen uygulayacaklarının altını çizen Başkan Kaya, şunları kaydetti: “Ekiplerimiz işletme ruhsatı bulunmayan konaklama tesisleriyle ilgili herhangi bir suiistimale asla göz yummayacak. Trabzon turizminin geleceği için bunu önemsiyoruz. Şehrimizin her tarafında sayıları giderek artan bu tür işletmelerin turizm algısına zarar vermesine müsamaha göstermeyeceğiz. Yüzlerce esnafımızın, tesisimizin ve bu sektörlerde istihdam edilen çalışanların geçim kaynağı olan turizm sektörüyle ilgili denetimlerimiz aralıksız devam edecek. İşini kanunlara uygun bir şekilde yürüten, bu şehir için katma değer oluşturan, vergisini veren işyerlerimizle; ruhsatsız bir şekilde faaliyet sürdüren, vergisini vermeyen, şehrimizin turizm algısına zarar veren, müşterilerin şikâyetine konu olan işletmelerimizi birbirinden ayıracağız ve bu tür işletmelere hak ettikleri müeyyideleri uygulayacağız. Olası kaza ve yangınlarda bu tür işletmelerde meydana gelebilecek can kaybının hesabını hiç kimse veremez. Şehrimizle ilgili bütün turizm algıları olumsuz etkilenir. Sorumluluk ve yetki sahibi yerel yöneticiler olarak şehrimiz için bacasız sanayi konumundaki turizme zarar verecek hiçbir uygulamaya tolerans göstermeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyorum. Bu tür işletme sahiplerini de ruhsat almaları ve gerekli şartları yerine getirmeleri hususunda bir kez daha uyarıyorum.” Ortahisar'da bugüne kadar yapılan denetimlerde 23 adet ruhsatsız konaklama tesisinin mühürleyerek faaliyetten men edildiği bildirildi.

Burası ne Ege ne Akdeniz burası Karadeniz Haber

Burası ne Ege ne Akdeniz burası Karadeniz

Karadeniz Sahil Yolu'nun yapımında Trabzon'da sahilden yol geçmeyen tek bölge olarak bilinen Kalecik ve Konakönü mahallelerinde bulunan tarihi binalar, plajlar ve doğal koylar görsel güzellikleriyle öne çıkarken, turizme göz kırpıyor. "Burayı koruyanlardan Allah razı olsun" Karadeniz Sahil Yolu'nun yapımı sırasında yolun mahallelerinden geçmemesi için çok mücadele verildiğini belirten Kalecik Mahallesi muhtarı Abdurrahman Civelek, “Zamanında burada Karadeniz Sahil Yolu'nun geçmemesi için çok mücadele verildi. Daha sonra burası SİT alanı ilan edildi. Burayı koruyanlardan Allah razı olsun. Biz de bugüne kadar mahalleli olarak elimizden geldiği kadarıyla korumaya özen gösteriyoruz. Karadeniz Sahil Yolu'nun buradan geçmemesi mahalle için avantaj oldu dolayısıyla tarihi doku, sahillerimiz için iyi oldu. Otobandan gitmeyip bu yolu tercih edenler çok oluyor. Küçük kale olarak geçtiği için ismi Kalecik olarak kaldı” dedi. "Koylarımızın Akdeniz'den Ege'den bir farkı yok" Bölgedeki koyların Akdeniz'den Ege'den bir farkı olmadığını kaydeden Civelek, “Koylarımız güzel biz buralarda büyüdük. Muzdarip olduğumuz konu, vatandaşın buralara özen göstermeyip yiyip içip çöpünü bırakması. Şu anda buralarda çöpler mevcut. Her gün, belediye olsun, dernek, muhtarlık olarak temizlememize rağmen kirlilikten çok şikayetçiyiz. Burada iki sene içerisinde yapılan tadilatın yüzde 80'ini kırdılar, ağaçları kesip yaktılar. Biz elimizden geldiği kadar korumaya çalışıyoruz ancak biraz zor oluyor. Buraları turizme açılsa iyi olur. Kalecik, Konakönü doğal kalan yerler. Buraların bir Antalya'dan Akdeniz'den, Ege'den bir farkı yok. Turizm açısından buralar bakir bölgeler” diye konuştu.

Trabzon'da turizm sezonu sancılı geçiyor Haber

Trabzon'da turizm sezonu sancılı geçiyor

Karadeniz Bölgesi'nin turizm merkezi olma yolunda ilerleyen Trabzon, Ortadoğu ve Körfez ülkelerinden gelen turistlerin kentten vazgeçmeye başlamasıyla gerileme yaşadı. Her yıl yüzde 100 doluluk oranlarına ulaşan oteller bu yıl yüzde 50 seviyelerinde kaldı. Orta ve düşük gelirli Arap turistlerin tercih ettiği Trabzon'da kayıt dışı oteller de turizmcileri etkiledi. Trabzon turizmi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Zorlu Grand Otel Genel Müdürü Serkan Serdar, bu yıl ciddi bir düşüşle karşı karşıya geldiklerini söyledi. Pandemiden sonra potansiyel oluştuğunu kaydeden Serdar, “İnsanlar sonuçta evlerinde kapalı kaldılar ve bu süreçten sonra ciddi bir talep oluştu. Bu bölgemizi çok yanılttı. Bir sonraki sene ciddi bir düşüşle karşı karşıya kaldık. Otel doluluklarının esasında gevşeme oldu. Bu sene çok daha büyük hissedildi. Tabii bunun belli sebepleri var. Yani enflasyonun çok yüksek olması, fahiş fiyat politikaları olarak adlandırdığımız otel fiyatlarının dışında da dışarıda harcama yapan müşteri profilinin yüksek bulması ciddi bir negatif etken. Geçtiğimiz senelerde 200-300 liraya yemek yiyebilen turist şu anda belki de üç katı fiyatı ödemek zorunda. Burada da esnafa yüklenmemek lazım. Sonuçta o oranda maliyetleri artıyor. Yani durup dururken çıkartılmış bir fiyat politikası değil. Maliyetlerle endeksli karlılığını da üzerine koyduğunda bu rakamlara satmak zorunda kalıyor” dedi. “Profilde ciddi bir kaybımız var” Alışveriş yapacak müşteri profilinde ciddi bir kayıp olduğunu söyleyen Serdar, “Profilde ciddi bir kaybımız var. Özellikle bizim bölgemize gelen turistin tatil amaçlı olmasının yanında, alışveriş amaçlı gelenleri de mevcuttu. Ama alışveriş yapacak müşteri profilinde ciddi bir kayıp var. Neden kayıp? Sosyal aktivite olarak da Trabzon'da bazı eksiklerimiz var. Yani 2014-2015 senesinden bu yana seyreden bu turist potansiyeli maalesef elimizde tutmak adına sosyal aktivitelerle kalınacak gün sayısını arttırmakta bazı problem çektik. En önemli sebebi de çocuklardır. Bizler de tatile gidiyoruz. Tatile gittiğimizde çocuklarımızın yönlendirmesiyle tatil sürelerimizi belirliyoruz. Mekanda kalış sürelerimizi belirliyoruz. Şimdi Orta Doğu misafirlerinin özellikle Katar, Abu Dabi, Dubai, Kuveyt'ten gelen müşteri profili genelde çocuklu aileler. Çocuklu ailelerin ebeveynlerini memnun etmek edebiliyor ama çocuklarını memnun edemiyoruz. Çünkü çocuklarının sosyal aktiviteye ihtiyacı var. İkinci gününden sonra sıkıldıklarını telaffuz ederlerse ebeveynlere, ebeveynler bir daha ki sene burayı tercih etmeme üzerine kurgular tatillerini. Biz bu süreçleri hep yaşadık. Kayıpların da özellikle üst sekmen ana başlangıç noktası budur. Şimdi ciddi bir profilde düşüş söz konusu. Ortalama gelirleri 10-11 bin dolar civarında olan turist potansiyeline şu anda hitap ediyoruz. Bu çok büyük sıkıntı. Şimdi görüştüğümüz esnaflar da aynı şeyi söylüyor. Geçen senenin yüzde 50 altında satışlarının olduğunu söylüyorlar. Ciddi bir problemle karşı karşıya” şeklinde konuştu. “20-30 dolarlara konaklatılan Orta Doğu pazarı var” Trabzon'un para harcayan turist profilini kaybettiğini kaydeden Serdar, “Oteller resmi, turizm işletme belgeli, belirli hizmet kalitesinde kriterlerinde bulunan tesisler. Dolayısıyla burada verdiğimiz hizmetin karşılığında da belirli bir rayiç var. Bu rayiçleri ödeyerek insanlar konaklamalarını yapıyorlar. Memnuniyetlerini sağlatabiliyorduk. Ama son dönemde bakıyorum işte günübirlik evler, bazı tesis adı altında kayıtla hiç alakası olmayan belgesiyle hiç alakası olmayan tesislerle kişi başı 20-30 dolarlara konaklatılan Orta Doğu pazarı var. Şimdi bu Orta Doğu pazarının bu müşteri potansiyeli üst segment müşteri potansiyelinin gitmesine sebebiyet verir. Çünkü bir destinasyonu kendi bölgesindeki daha az ortalama geliri olan bölge tercih etmeye başladığında üst segment başka alternatifler arar. Şu anda Trabzon'un yaşadığı problem budur. O zaman da dedik ki biz Trabzon'un değerine uygun fiyat politikaları uygulayalım. Değişken fiyat politikaları uygulanmasın. Yani okullar açıldığında kapandığında 150 Euro'ya satılmış oda okulların açıldığı gün 50 Euro'ya düşemez. Bunun bir orta sezonu olması lazım. Yani bunlar hep yanlış fiyat politikalarından da bu duruma geldi. Ama ben hala şahsen söylüyorum. Trabzon'da oteller pahalı değil. Bir algı oluşturuluyor. Oteller çok pahalı. Dolayısıyla müşteri bundan dolayı gelmiyor. Bizim otelimizde 5-6 senedir fiyatlarımız hep aynı. Yüzde 5-10 aşağı yukarı oynar. Ya bunu birçok yerden de teyit edebiliriz. Birçok yine 4 ve 5 yıldızlı otelin fiyat politikalarına görebilirsiniz. Bu fiyat politikaları üç aşağı beş yukarı hep aynı marjlardadır. Çünkü adam bu rakamlardan para kazanabiliyor. Hep rakamlarda da tuttu satılabilir seviyedeydi. Pahalı olan kısım bizim enflasyona endeksli olarak dışarıda satın alma gücünün eksilmesi. Örneklerden bir tanesi Orta Doğu pazarına gitmeyelim. Bu sene gurbetçi sayısında da ciddi düşüş var. Neden? Geçmiş senelerde gurbetçiden geçilmiyor da şimdi gurbetçi gelmiyor. Çünkü Türkiye pahalı. Türkiye şu anda atıyorum alacağı bir yabancı marka ayakkabıyı Berlin'de çok daha uyguna alabiliyor. Adam da bu sefer gelmiyor. Burada harcayacağı parayı diyor ki ya yakın bir destinasyonda harcarım diyebiliyor. Gurbetçilerde de ciddi bir kayıp var bizim. Bunu böyle algılamak lazım. Son dönemde ısrarla oteller çok pahalı deniyor. Bu bizim bölgemiz için geçerli değil. Bizi Bodrum, Ege Bölgesi ve Antalya bölgesiyle mukayese etmek doğru değil. Onların da yaz sezonunda farklı fiyat politikaları var. Kabul ediyorum. Satılabiliyorsa ne ala. Ama satılmıyorsa böyle yüksek rayişlerdeyse zaten onlar revize de eder. Ama ben de bir haftalık konaklamada yemesi içmesi 50-60 bin liraya konaklayan bir Ortadoğu misafiri Antalya'da şu anda 200 bin liradan aşağıyı konaklayamaz. Yani ben bu daha uygunum bölge olarak. Ama nedense son dönemde biraz Trabzon otelcilerinde böyle fiyatları hep yüksek tuttular. Daha fazla para kazanmak istiyorlar. Dolayısıyla turisti de kaçırdılar gibi bir algı oluşturdular. Hiç alakası yok. Esas ana sebebi alt profile hizmet ediyor olmamız, para harcayan profili kaçırıyor olmamız ve bundan da en fazla esnaf etkilendi bu sene” diye konuştu. “Pazarları biraz arttırmamız gerekiyor” Orta Doğu pazarındaki kaybın devam edeceğini vurgulayan Serdar, “Trabzon sonuç itibariyle eksikleriyle birlikte bir turizm destinasyonu. Biz Orta Doğu pazarında kaybımız var ise bunu kompanse edecek pazarlarımız var. Kültür varlıklarımız var. Sümela gibi inanç turizmine hizmet edebilecek satış argümanlarımız var. Yumurtaları aynı sepete koymamak lazım. Orta Doğu pazarında herhangi bir problem olduğunda tüm Trabzon etkilendi. Pazarları biraz arttırmamız gerekiyor. Onun için biraz inanç turizmi, biraz Uzakdoğu'ya hitap edebilecek kültür varlıklarımızı revize edip, daha gezilebilir, daha fotoğraf çekilebilir hale dönüştürmemiz lazım. Bu bölgelerin lansmanını bir tık daha fazla yapmamız gerekiyor. Çünkü Orta Doğu pazarında bu kayıp tahmin ediyorum önümüzdeki senede devam edecek” ifadelerini kullandı. “Yüzde 35 bandında ciddi bir kayıp var” Otellerdeki doluluk oranını değerlendiren Serdar şöyle konuştu: “Şuanda otellerde doluluk oranı yüzde 50-60 bandındadır. Şehrin ortalamasında bence 50'yi bulmuyor olabilir. Resmi oteller için söylüyorum. Ama bütününde gayri resmiler de var. Gayri resmilerle birlikte en fazla yüzde 50-55 bandındadır. Bence çok büyük bir kayıp. Yani yüzde 35 bandında ciddi bir kayıp var. Esnaf da çok etkilendi. Benim tedarikçilerim de etkilendi. Trabzon satılabilir bir mekan. Ama biz çok hata yaptık. Yani bölge olarak özellikle bu daire satışlarında bunu artık yalnızca Trabzon'un problemi değil. Belki Türkiye'nin problemi oldu. Satılan dairelerin devre mülk mantığında Orta Doğu misafiri tarafından ticarethane olarak kullanılması da Trabzon'da ayrı bir problem oldu. Yani yalnızca kayıt dışı işletmeler değil bir de bu profilde var. Dış hatlardaki misafir karşılamalarında daire sahipleri misafir karşılıyorlar. Yani işte bugün amcasının oğlunu 15 gün konaklatıyor. Ertesi gün dayısının oğlunu konaklıyor. Adam amorti etti zaten aldığı dairenin fiyatını. Para kazanıp gitti. 100 bin doları aldığı daireyi, 300 bin dolara satan Orta Doğu misafirlerini görüyor. Onlar misafir demiyorum artık onlar ticaret yapıyorlar. Bunların önüne geçebilmek için kanunu doğru uygulamak lazım. Göz yummamak lazım. Ben Berlin'de bunu yapamıyorsam, Amsterdam'da bunu yapamıyorsam, Trabzon'da da bunun yapılamaması lazım. Yani gidip istediğin yerde istediğin şekilde yaşam süremezsiniz. Turist, turist gibi yaşamak zorunda.” “Mahalle aralarında Orta Doğu misafirlerinin çocukları futbol topu oynuyor” Orta Doğu'dan gelen turistlerin günübirlik evlerde kaldığını belirten Serdar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mahalle aralarında Orta Doğu misafirlerinin çocukları futbol topu oynuyor. Yani orada maç yapıyorlar kendi aralarında. Şimdi bunlar turist, bunlar yani oturma izinli Orta Doğu misafiri olarak burada yaşayamazlar. Turist gibi gelecek, görecek, tecrübe edecek bizim yaşantımızı. 15 gün sonra gidecek, diğerleri gelecek. Yani turistin amacı bu ama biz yerleşik düzene soktuk insanları. Ve ilerleyen dönemde bu ciddi bir problem ve şehre gelir anlamında katkısı olmayacak. Marketlere gidiyorsunuz. 5 kişi Orta Doğu misafiri marketten alışveriş yapıyor. Bunu gidip oteller yemiyorlar. Tuttukları günübirlik evlerde kendi evleri gibi orada yemeklerini pişiriyorlar. Restoranlar ve oteller nasıl kazanacak. Şehre inmeyen Arap turistten nasıl Trabzon faydalanacak? Trabzon'un genelinde büyük bir gelir kaybıyla karşı karşıyayız.” “Alışveriş grupları bizim Trabzon'un önemli bir potansiyelidir” Trabzon'un şehir merkezinde geçmiş yıllara oranla yoğunluk olmadığını kaydeden Serdar, “Normalde Maraş Caddesi'nde adım adım atılmayacak derecede kalabalık olurdu. Caddede böyle bir popülasyon yok şu anda. Esnafa da soruyoruz cirolarında yüzde 45-50 bandında düşüş var. Bu TL bazında düşüş yani. Çok ciddi sıkıntı. Yüksek sezonda böyle bir handikapla karşı karşıya kalmış esnaf. Düşük sezonda ne yapacağım diye kara kara düşünüyor büyük bir problem. Ama şöyle de bir durum var. Maraş Caddesi'ne ve Uzun Sokak'a gelinebilmesi içinde biraz marka değerinin de arttırılması lazım. Aynı mağazalardan 20 tane varsa büyük problem vardır. Bunun planlamasında da bir problem var. Ya o yapıyor ben de yapayım. Biri köfteci açıyor ötekisi de köfteci açıyor. Yani iş geliştirmeyle ilgili de problemlerimiz var. Maraş Caddesi'ne geldiğimizde bakıyorum marka olarak sunabileceğim hiçbir şey yok. Adam burada da bu varmış diyemiyor yani. Dolayısıyla da belki alternatif yerleri bu sebepten dolayı da tercih etmiş olabilir. Bunlar Orta Doğu misafirinin tercih ettiği konulardır. Markaya gelir. Uygun alışveriş yapabilirse daha fazla kalır. Yalnızca Orta Doğu misafiri için söylemiyorum bunu. İran'dan gelen misafir portföyümüz de aynı. Gürcistan'dan gelen de aynı. Azerbaycan'dan gelen de aynı. Alışveriş grupları bizim Trabzon'un önemli bir potansiyelidir” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.