Hava Durumu

#Trakya

TOURISMJOURNAL - Trakya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Trakya haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Edirne Gastronomi Festivali'nde Kadınlar En Lezzetli Yemek İçin Yarıştı Haber

Edirne Gastronomi Festivali'nde Kadınlar En Lezzetli Yemek İçin Yarıştı

EDİRNE (İHA) - Edirne Valiliği'nin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü koordinasyonunda düzenlediği "Topraktan Sofraya Edirne Gastronomi Festivali", 1-3 Kasım tarihlerinde gerçekleştirildi. Festivalin son gününde, çeşitli kategorilerde yemek yarışmaları düzenlendi. Yarışmaya katılan sekiz ev hanımı, Edirne'ye özgü en lezzetli kaburga etli lahana salmayı yapmak için yarıştı.  Karaağaç'taki tarihi tren garında yapılan festivalde jüri üyeleri, yemeklerin sunum, lezzet, teknik ve hijyen açısından puanlamasını yaptı. Festivalde renkli anlar yaşanırken, 72 yaşındaki Bedriye Aladağ, birinci olarak çeyrek altın kazandı. 1968 yılında Batı Trakya'dan Edirne'ye göç eden Aladağ, katıldığı her yarışmada dereceye girdiğini ve bu durumun kendisini mutlu ettiğini belirtti. Yarışmada ikinci olan Şenay Sağlam ve üçüncü olan Remziye Korkan da 24 ayar altınla ödüllendirildi. "HER SENE YARIŞMALARA KATILIRIM, ÖDÜL ALIRIM" Yarışmanın birincisi Bedriye Aladağ, yemek yapma tutkusunu dile getirerek, "Yemeklerimi çok lezzetli yaparım. Her sene yarışmalara katılırım, ödül kazanırım. Çok heyecanlanıyorum ben buraya gelince. Bu garda eşyalarımı aldım. Batı Trakya’dan trenle geldim buraya, yeni bir hayata başladım. Bugün burada geçmişi yâd ediyorum” dedi. "UNUTULMAYA YÜZ TUTAN YEMEKLERİMİZ GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR" Yarışmacılardan Şükriye Bilgiç, Edirne’nin Osmanlı tarihindeki önemini vurgulayarak, "Edirne, Osmanlı'ya uzun yıllar başkentlik yapmış bir şehir. Zengin mutfağımızı tanıtmak için buradayız. Unutulmaya yüz tutan yemeklerimizi yeniden gün yüzüne çıkartıyoruz. Herkesin bu yemekleri tatması çok önemli" şeklinde konuştu. "BU ATMOSFERİ SOLUMAK BENİM İÇİN ÇOK HEYECAN VERİCİ" Yarışmacılardan Gülseren Topçu ise, "Bu atmosferi solumak benim için çok heyecan verici. Ne yemek yapacağımız sürpriz. Bu daha da heyecan veriyor bana. Yemek yapmayı çok seviyorum" diyerek heyecanını gösterdi. Yarışma, yapılan yemeklerin ikram edilmesiyle sona erdi.

Trakya’dan sağlık turizmi atağı Haber

Trakya’dan sağlık turizmi atağı

Ticaret Bakanlığı desteği ve Trakya Kalkınma Ajansı koordinasyonunda Trakya Sağlık Turizmini Geliştirme Derneği tarafından 5-8 Mart 2024 tarihlerinde Bulgaristan Sofya ve Filibe’de ikili iş görüşmeleri ve heyet ziyaretleri düzenlendi. Ticaret Bakanlığı desteği ve Trakya Kalkınma Ajansı koordinasyonunda Trakya Sağlık Turizmini Geliştirme Derneği tarafından 5-8 Mart 2024 tarihlerinde Bulgaristan Sofya ve Filibe’de ikili iş görüşmeleri ve heyet ziyaretleri gerçekleştirildi. Etkinlik, Sofya ve Filibe'de düzenlenecek B2B ve B2C görüşmeleriyle dernek üyesi sağlık tesisi ve aracı kuruluşların yeni iş bağlantıları kurmalarını sağlamak amacıyla gerçekleştirildi. Etkinliğe Trakya Sağlık Turizmini Geliştirme Derneği üyesi 13 sağlık tesisi ve aracı kuruluş ile Dernek Başkanı Mustafa Dönmez, Ticaret Bakanlığı Uzmanı Özgün Özenci ve Trakya Kalkınma Ajansı Uzmanı Gamze Sarıca katıldı. Trakya Sağlık Turizmini Geliştirme Derneği, Trakya Kalkınma Ajansı koordinasyonunda, Trakya bölgesinde yer alan ve sağlık turizmi konusunda devlet desteklerinden yararlanmak isteyen hastaneler, bu alanda faaliyet gösteren turizm firmaları ve aracı kuruluşların katılımıyla 2020 yılında kuruldu. Dernek, Trakya bölgesinde sağlık turizminin geliştirilmesi amacıyla sağlık tesisi, turizm acentesi, tur operatörleri ve otel gibi kurum ve kuruluşların iş birliği halinde hareket etmesini ve rakip destinasyonlara karşı rekabette avantajlı hale gelmesini, sağlık turizmi alanında bölgenin sahip olduğu imkânları ve potansiyeli araştırma ve geliştirmeyi, hedef pazarlara yönelik yurt dışı ve yurt içi tanıtım faaliyetleri gerçekleştirmeyi ve bölgede sunulan sağlık hizmetinin kalitesini artırmayı amaçlıyor.

Lavanta yağının kilosu bin 300 liradan satılıyor Haber

Lavanta yağının kilosu bin 300 liradan satılıyor

Türkiye’de son yıllarda üretim sahası her yıl genişleyen, rengi ve kokusuyla alternatif tarımın gözdesi olan lavantada, hasat mevsimi başladı. Edirne’de ekonomik girdisinin yanında turizme katkısı dolayısıyla da tercih edilen lavantalar, güzel görüntüsü ve kokusuyla yerli ve yabancı vatandaşları hayran bırakıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü (TTAE) ait Karaağaç Lozan Caddesi'nde bulunan 320 dekar ekili alanda hasadı gerçekleştirilen lavantanın kozmetik ve parfüm sanayinin yanı sıra sağlık sektöründe de kullanılıyor. Lavanta çiçeklerinin açmasıyla hasadına başlanan lavantaların 1 kilogram şişelenen lavanta yağı bin 300 liraya alıcı buluyor. Üreticilerin son yıllarda ekonomik girdisinin yanında turizme katkısı dolayısıyla da tercih ettiği lavantalar, güzel görüntüsü ve kokusuyla insanları kendisine çekiyor. “Ciddi anlamda giderek üretim alanı da yaygınlaşıyor” Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Adnan Tülek, Edirne’de son yıllarda lavanta tarlalarının ekonomik girdisinin yanında turizm içinde oldukça önemli olduğunu belirterek, “Son aşaması için başlatılan hasat, hafta boyunca sürecek. Bugün burada hasat işlemini gerçekleştirdikten sonra yine sürümündeki distilasyon ünitesini kullanarak yağını elde edeceğiz. Nihai ürünü olarak daha sonra tabii bu ürünü değerlendirilecek. Trakya bölgesinde lavanta üretimi toplam 3 bin 600 dekar civarındadır. Edirne’yi dikkate aldığımızda ise bin 100 dekar civarında bir üretim söz konusu. Ciddi anlamda giderek üretim alanı da yaygınlaşıyor. Lavanta hasadına uygun ekipmanlar alındı ve bunlar ziraat odası bünyesinde işletilmesi yapılıyor. Bu süreç olarak yine gerek bizim bahçemizde gerekse çiftçi tarlalarında bundan sonraki süreçte hasat devam edecek” dedi. “Üretim kendiliğinden artacaktır” Edirne Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Arabacı ise lavantada çiçeklenme oranı yüzde 80 olduğunda hasadın başladığını ifade ederek, “Allah kısmet ederse hasada başlayacağız. Bu yıl lavantalarımızın araştırma enstitümüz tarafından tıbbi aromatik bitkilerin çeşitliliğin olduğu bir bahçeye oluşturdu. Burada lavanta hasadı yaptıktan sonra yağını çıkarma işlemi olacak. Burada üreticimizin önünü açmak ve en azından zayıf arazilerinden daha değerli katma değeri yüksek ürünler elde edebilmesi sağlanacak. Üreticimizin yanında olmak hizmet vermek için mücadele ediyoruz. Üreticilerimiz için hayırlısı olur inşallah. İlk etapta hasat makinemizi aldık. İkinci etapta da distilasyon yöntemimizi inşallah yakın bir zamanda kuracağız. Üreticilerimiz bunu fidesini nereden alırız, biz bunu nasıl hasat ederiz gibi düşünceler içine düşürmeyeceğiz. İnşallah şehrimizin önünü açacağız. Çalışmaları sisteme oturttuğumuzda üreticimiz herhangi bir talepte bulunmadan rahatlıkla ürünü satabilecek. Doğal olarak da bu süreçte ekim kendiliğinden artacaktır” diye konuştu. Edirne’de son yıllarda ekonomik girdisinin yanında turizme de katkısı için yapılan hasat, hafta boyunca sürecek.

Kırklareli Müzesi tarım objeleriyle tarihe ışık tutuyor Haber

Kırklareli Müzesi tarım objeleriyle tarihe ışık tutuyor

Kırklareli Müzesi, tahnitlerin yer aldığı tabiat köşesi, folklorik unsurların yansıtıldığı bölümleri, buzul çağından Roma'ya, Traklar'dan Geç Osmanlı dönemi eserleriyle ziyaretçi çekiyor. Müzede sergilenen objelerin yarısından fazlasını, kazı çalışması 1993 yılında başlayan ve 18 yıl süren Aşağıpınar höyüğünden çıkan eserler oluşturuyor. 8 bin 200 yıl önceki tarımın nasıl yapıldığına ışık tutan eserler, müzeyi ziyaret edenlerin en çok incelediği bölüm arasında yer alıyor. "Tarıma dayalı ilk köy örneği" Kırklareli Müzesinde görevli müze araştırmacısı İlknur Yaz, AA muhabirine müzede yaklaşık 7 bin 500 eserin bulunduğunu söyledi. Koleksiyonun yüzde 60'ının Aşağıpınar'da bulunan eserlerin oluşturduğunu ifade eden Yaz, kazıda bulunan objelerin yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çektiğini anlattı. Aşağıpınar'ın tarıma dayalı ilk köy hayatının başladığı, hayvanların evcilleştirildiği bir yer olduğunu belirten Yaz, şu bilgileri verdi: "Burada yapılan kazılar sonucu elde edilen eserler de müzemizde sergilenmektedir. Aslında biz Aşağıpınar'a 'Doğu Trakya'nın Göbeklitepesi' de diyebiliriz. O dönemi temsil eden, o dönemde insanların günlük hayatlarında kullandıkları el baltaları, kemik aletler, kil bilezikler, kemik kaşıklar, kap kacak bulunuyor. Bunun haricinde törenlerde kullandıkları törensel kaplar, figürler, ana tanrıça heykelcikleri bulunuyor." Ana tanrıça heykelciği öne çıkan eserler arasında Yaz, 2011 yılında bulunan ve Avrupa Arkeologlar Birliği Kongresi'nin logosu olarak kullanılan ana tanrıça heykelciğinin sergilenenler arasında en dikkati çeken eser olarak öne çıktığını vurguladı. Ziyaretçilerin heykelciğe çok ilgi gösterdiklerini anlatan Yaz, şöyle devam etti: "Şimdi bilinçli olarak gelip müzemizi ziyaret eden ziyaretçilerimiz, Anadolu'da gördükleri ana tanrıça heykelcikleriyle buradaki ana tanrıça heykelciliğini karşılaştırdıklarında aralarında fark olduğunu hissediyor ve görüyor. Bunun sebebini merak ediyorlar. Çünkü dönem Anadolu'da da Trakya'da da neolitik dönem. Ama bir üslup özelliği söz konusu. Zaten bizim ana tanrıçamızın en önemli ve en belirgin özelliği, diğer ana tanrıçalardan ayrılan özelliği de bu üslup farklılığıdır. Ana tanrıça heykelciğimizin en belirgin özelliği, hem Anadolu hem Balkan kültürünün özelliklerini taşıması. Mezopotamya'da başlayan neolitik dönem kültürü doğu Trakya'dan Avrupa'ya yayılmıştır."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.