Hava Durumu

#Trump

TOURISMJOURNAL - Trump haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Trump haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Rus Turizminde Çifte Tehdit: ABD Ambargosu ve Sahte Döviz Krizi Haber

Rus Turizminde Çifte Tehdit: ABD Ambargosu ve Sahte Döviz Krizi

Türkiye’nin turizm sektörü, son dönemde iki büyük sorun arasında sıkışmış durumda. ABD’nin Rusya’ya uyguladığı ödeme sistemleri ambargosu ve Türkiye’de gündeme gelen sahte döviz krizi, Rus turist akışını tehlikeye sokuyor. Turizmciler, bu durumun ciddi gelir kayıplarına neden olabileceği konusunda uyarıyor. Yaklaşık 7 milyon Rus turistin geleceği belirsiz bir hal alırken, sektör temsilcileri çözüm arayışını sürdürüyor. ABD AMBARGOSU VE UNIONPAY BELİRSİZLİĞİ ABD, Rusya’nın Gazprombank ve UnionPay ödeme sistemlerini hedef alan yeni yaptırımlar uyguladı. Rusya’daki turistlerin Türkiye’ye tatil planları bu gelişme ile sekteye uğradı. 2025 sezonu için erken rezervasyon yapan Rus turistler, ödeme sistemlerindeki belirsizlikler nedeniyle tatil planlarını askıya alırken, acenteler ve turizmciler durgunluktan şikayet ediyor. TÜRSAB Başdanışmanı Hamit Kuk, UnionPay’e getirilen yaptırımların Rusya’dan gelen turistlerin ödeme yapmasını zorlaştıracağını ve bu durumun turizm gelirlerine ağır darbe vurabileceğini belirtti. Kuk, ödeme sistemlerindeki ambargonun çözülmemesi halinde, Rus turist sayısında yüzde 30-40 oranında düşüş yaşanabileceğini söyledi. SAHTE DÖVİZ KRİZİNİN EKLEDİĞİ SORUNLAR Türkiye’de patlak veren sahte dolar krizi, ödeme sistemi sorunlarına bir katman daha ekledi. Rusya Tur Operatörleri Birliği (ATOR), Rus turistlere eski Amerikan doları yerine yeni tasarım dolar veya farklı bir para birimi getirmelerini önerdi. Ancak bu uyarı, Rus turistlerin endişelerini artırmış durumda. Sahte döviz sorununun, turistlerin ödeme yapma yöntemlerini daha karmaşık hale getirdiği belirtiliyor. Hamit Kuk, sahte döviz krizinin kısa vadede sektörü etkileyebileceğini, ancak uzun vadede bu sorunun çözülebileceğini ifade etti. Buna rağmen, kısıtlı nakit taşıma kapasitesi ve kredi kartı işlemlerindeki aksaklıkların sektörde zincirleme sorunlara yol açabileceğini belirtti. ERKEN REZERVASYONLARDA BÜYÜK YAVAŞLAMA Turizmciler, erken rezervasyon döneminde Rusya’dan gelen taleplerin ciddi anlamda azaldığını belirtiyor. Rus turistlerin yüzde 35-40’ının kasım-nisan ayları arasında yapılan erken rezervasyonlardan oluştuğunu ifade eden Kuk, mevcut durumu "çok ciddi bir kriz" olarak nitelendirdi. "Diyelim ki bir yolunu bulup turisti getirdik, tatil ödemesi nasıl tahsil edilecek?" diyen Kuk, çözüm bulunamazsa turizm sektörünün büyük kayıplar yaşayacağını söyledi. 7 MİLYON TURİSTİN KREDİ KARTI ÇALIŞMAYABİLİR Rus turistlerin Türkiye’deki harcamalarında kullanacakları kredi kartlarının çalışmama ihtimali, nakit taşımalarını gerektiriyor. Ancak, bir turistin yanında ne kadar nakit taşıyabileceği tartışma konusu. Eğer kredi kartı kullanımı mümkün olmazsa, işlemlerin kuyumcular veya döviz büroları üzerinden yapılması gerekecek. Bu da sadece işlem hacmini yavaşlatmakla kalmayacak, aynı zamanda maliyetleri artırarak tur paket fiyatlarını yükseltecek. Seyahat Acentaları Yöneticileri Derneği (SAYD) Başkanı Mehmet Gem, İran pazarının da benzer sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirterek, "Ben sadece Rusya kanadının değil, İran kanadının da bu ambargoya tabi olacağını tahmin ediyorum. En büyük pazarımız Rusya’da kaybedeceğiz, bir diğer önemli pazar İran da sıkıntıda. Dolayısıyla iki büyük pazar tehlikede" diyen Gem, ambargoların çözümü için ABD ile müzakerelerin önemine vurgu yaptı. 2025 ZOR BİR YIL OLACAK Turizmciler, 2025 yılının 2024’ten daha zor geçeceğini düşünüyor. Hamit Kuk, "Bakanlık ve hükümet konuyu biliyor ve bu konuda adım atacaklardır. Ancak 20 Ocak’ta göreve başlayacak Trump hükümetinin buna reaksiyonu ne olacak? Şu an çok belirsiz" dedi. Türkiye’nin Rusya ile tarihsel ve ekonomik bağları nedeniyle ambargoların insani yönlerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti. Sektör temsilcileri, turizmdeki belirsizliklerin 2025 yılına kadar çözülmesini umut ediyor. Ancak mevcut sorunların gölgesinde, turizm sektörünün zor bir dönemden geçeceğine kesin gözüyle bakılıyor.

Rus Turistler, Türkiye Planlarını Askıya Almak Zorunda Kaldı Haber

Rus Turistler, Türkiye Planlarını Askıya Almak Zorunda Kaldı

ABD’nin Gazprombank’a yönelik yaptırımlarına Çin menşeli UnionPay ödeme sisteminin de eklenmesi, Türkiye’ye gelmesi beklenen Rus turistlerin tatil planlarını etkiledi. Özellikle UnionPay’in kullanım dışı kalması, Rus turistlerin erken rezervasyonlarını neredeyse durma noktasına getirdi. YAPTIRIMLAR, REZERVASYON VE HARCAMALARI ZORLAŞTIRDI Rusya’dan Türkiye’ye turist taşıyan Pegas Touristik’in Orta Asya ve BDT Koordinatörü Orhan Sancar, yaptırımların Rus turistlerin yurt dışındaki harcamalarını ve banka havalelerini zorlaştırdığını belirtti. "Rusya'da erken rezervasyon dönemi başladı. Geçen yıl bu dönemlerde erken rezervasyona ciddi bir ilgi vardı. Şu anda hem ülkede kurun yükselişi hem de Union Pay karta gelen yaptırımlar belirsizlikleri artırdı. Erken rezervasyon durma noktasına geldi" dedi. HAVACILIK SEKTÖRÜ DE ETKİLENDİ Yaptırımların havacılık sektöründe de sıkıntılara yol açtığını söyleyen Sancar, çözüm olarak Rus turistlere özel indirimler, en çok turist gönderen 5 ülkeye uygun fiyatlı tatil paketleri ve esnek ödeme yöntemlerini önerdi. Bu stratejilerin, sektörde düşüşü sınırlandırabileceğini ifade etti. RUBLE’NİN DEĞER KAYBI TALEBİ DÜŞÜRDÜ Intourist Şirketler Grubu Genel Müdürü İsmail Bölükbaşı, rubledeki değer kaybının yüzde 20’yi aşmasıyla erken rezervasyon talebinin hızla durduğunu belirtti. UnionPay üzerindeki yaptırımların da bu durgunluğu tetiklediğini ifade eden Bölükbaşı, 2024’te bu belirsizliklerin Trump’ın göreve başlamasıyla şekilleneceğini belirtti. ÇİN’İN UNIONPAY’İ ÖNEMLİ BİR KAYNAKTI Çin menşeli UnionPay, Rusların uluslararası işlemler için en çok kullandığı ödeme sistemi olarak dikkat çekiyordu. Ancak yaptırımlar, bu sistemin yurt dışında kullanılmasını neredeyse imkânsız hale getirdi. 2022’de devre dışı kalan Mir kartın ardından UnionPay’in de etkisini yitirmesi, Rusların yurt dışında harcama yapmasını ve nakit çekmesini oldukça zorlaştırdı. TURİZMDE İLK SIRA RUSYA’NIN Türkiye’ye bu yılın ocak-ekim döneminde 6 milyon 249 bin Rus turist gelirken, Almanya 6 milyon 83 bin, İngiltere ise 4 milyon 209 bin turist ile takip etti. Ancak mevcut yaptırımlar, Rus turistlerin 2024 sezonunda Türkiye’ye olan ilgisinin azalmasına neden olabilir.

İtalya’dan ABD’li Seçmenlere 1 Euro’ya Ev Teklifi Haber

İtalya’dan ABD’li Seçmenlere 1 Euro’ya Ev Teklifi

Sardunya Adası’ndaki Ollolai, nüfus azalmasını durdurmak için harap durumdaki evleri 1 euro gibi sembolik fiyatlarla satışa çıkardı. Kasabanın idarecileri, özellikle ABD başkanlık seçimlerinden mutsuz olanlara hitap eden bir web sitesi kurdu. Sitede, "Küresel siyaset sizi yıprattı mı? Daha dengeli bir yaşam tarzı mı arıyorsunuz?" gibi ifadelerle, yeni bir başlangıç fırsatı sunulduğu vurgulandı. "ÖNCELİĞİMİZ AMERİKALILAR" Belediye Başkanı Francesco Columbu, sitenin Amerikalı seçmenleri çekmeyi hedeflediğini belirtti. Columbu, "Biz her şeyden önce Amerikalıları istiyoruz ve onlara odaklanacağız. Elbette diğer ülkelerden insanların başvurmasını yasaklayamayız, ancak Amerikalılara hızlı bir prosedür uygulanacak. Ollolai'yi canlandırmamıza yardımcı olmaları için onlara güveniyoruz" dedi. 3 FARKLI KONUT SEÇENEĞİ Ollolai’de üç konut seçeneği mevcut: Dijital göçebeler için ücretsiz geçici evler, tadilata ihtiyaç duyan 1 euroya satılan evler, taşınmaya hazır, 100.000 avroya kadar çıkan evler. Belediye, müteahhit bulmaktan evrak işlerini tamamlamaya kadar alıcılara rehberlik edecek bir ekip oluşturdu. Yakında boş konutların fotoğrafları ve planları internet sitesinde yer alacak. NÜFUS HIZLA AZALIYOR Ollolai’nin nüfusu 20. yüzyıl başlarında 2.250 iken günümüzde 1.150’ye düştü. Birçok aile, ekonomik zorluklar nedeniyle köyü terk etti. Belediye Başkanı, bu teklifle nüfusu artırmayı ve kasabayı canlandırmayı hedeflediklerini söyledi.

ABD Seçimlerinde Türkiye’nin Tanıtım Atağı Haber

ABD Seçimlerinde Türkiye’nin Tanıtım Atağı

ANKARA (İHA) - ABD başkanlık seçim sürecinde, Türkiye’nin turizm tanıtım filmleri uluslararası yayın kanallarında 200’den fazla ülkede izleyiciyle buluşarak geniş bir kitleye ulaştı. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın hazırladığı bu filmler, Türkiye’nin tarihi, kültürel ve turistik zenginliklerini tanıttı. SEÇİM ÖZEL YAYINLARINDA TÜRKİYE TANITIMI 5 Kasım’da gerçekleşen ABD başkanlık seçimlerinde Türkiye, dünya genelinde yoğun ilgi gören yayınlar sırasında tanıtım filmleriyle dikkat çekti. CNN, BBC, Euronews, Bloomberg ve Al Jazeera gibi önde gelen haber kanallarının seçim özel yayınları sırasında gösterilen filmler, “How to be Cool in İstanbul,” “Bodrum,” “Kapadokya,” “Deliciously Türkiye,” “Sustainability,” “Arkeoloji,” “Güney Doğu” ve “Turkish Riviera” başlıklarıyla Türkiye’nin doğal ve kültürel güzelliklerini izleyicilere sundu. ABD BAŞKANLIK MÜNAZARALARINDA İLK REKLAM TÜRKİYE’DEN Türkiye, ABD’de 27 Haziran’da yayınlanan Biden-Trump münazarasında ve 10 Eylül’deki Kamala Harris-Donald Trump münazarası sırasında “İstanbul is the New Cool” adlı tanıtım filmi ile yer aldı. Bu reklamlar, münazaralarda reklam alınan ilk örnekler olurken, ABD’de büyük yankı uyandırdı. Türkiye’nin turizm markasını uluslararası arenada tanıtma stratejisinin bir parçası olan bu filmler, özellikle başkanlık seçimleri gibi geniş bir izleyici kitlesine ulaşan yayınlarda yer alarak Türkiye’nin turizm potansiyelini dünya vitrinine taşıdı. Türkiye’nin kültürel, tarihi ve doğal zenginliklerini dünya ile buluşturan bu tanıtım çalışması, ülkemizin uluslararası tanınırlığını artırmada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Trump, ABD Başkanlık Seçimlerinde Zaferini İlan Etti Haber

Trump, ABD Başkanlık Seçimlerinde Zaferini İlan Etti

ABD'nin 49 eyaletinde sandıklar kapanırken, Cumhuriyetçi Parti'nin adayı Donald Trump, Demokrat Parti'nin adayı Kamala Harris'e karşı zaferini ilan etti. Sonuçlar, Trump'ın zaferini garantileyen bir tablo ortaya koyuyor.   Son oy oranlarına göre, Trump yüzde 51,2 ile önde, Harris ise yüzde 47,2'de kaldı. Trump, 2 delege oyu ile Harris’in 182 delegeye karşı avantajını sürdürüyor. Sandıkların kapandığı 25 eyaleti kazanan Trump, kritik eyaletler Florida, Georgia, Pennsylvania ve Kuzey Karolina'da da önde gidiyor. Seçim sonuçları doğrultusunda Trump, Cumhuriyetçi Parti'nin Senato'da çoğunluğu kazanmasını da sağlamış durumda. MUSK’TAN ZAFER KUTLAMASI Dünyanın en zengin iş insanı Elon Musk, sosyal medya platformu X üzerinden Trump’ın zaferini ilan etti. Musk, "Oyun, set ve maç" mesajıyla Trump’ın zaferine atıfta bulunarak zaferi kutladı. KAMALA HARRİS SESSİZLİĞİNİ KORUYOR Kamala Harris’in seçim kampanyasının eş başkanı Cedric Richmond, Harris’in herhangi bir konuşma yapmayacağını duyurdu. Dünya liderleri de art arda Trump'ı kutlamaya başladı. El Salvador Başkanı Nayib Bukele, "Tanrı seni kutsasın ve yardımcın olsun" diyerek Trump’a tebriklerini iletti. TRUMP’IN ZAFER KONUŞMASI: "TARİH YAZDIK" Zafer konuşmasında Trump, "Hepinize teşekkür ediyorum, harika bir siyasi hareket başlattık. Bu tarihi bir zaferdi" diyerek, ülkesini iyileştireceklerini belirtti. Trump, "Sınırlarımızı düzelteceğiz. Herkesin aşılamaz dediği engelleri aştık ve tarihi bir zafer kazandık" dedi. Trump, Senato ve Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçilerin kazandığını ve halk oylamasında da önde olduklarını vurguladı. Trump, seçimdeki kilit eyaletlerden olan salıncak eyaletleri kazandıklarını belirterek, "Salıncak eyaletlerinde harika bir sonuç aldık, bu büyük bir zaferdi" dedi.   ABD SEÇİM SİSTEMİ ABD başkanlık seçimlerinde, seçmenler doğrudan başkan adayına değil, adayın partisinin delegelerine oy verir. Bu sisteme "Seçiciler Kurulu" adı verilir ve her eyaletin nüfusuna göre delegesi bulunur. Toplam 538 delege vardır ve başkanlık koltuğuna oturmak için bir adayın 270 delegeye ulaşması gerekir.

Küresel Ekonomide Korumacı Yeni Bir Dönem Başlıyor Haber

Küresel Ekonomide Korumacı Yeni Bir Dönem Başlıyor

Küresel ekonomi, IMF ve Dünya Bankası yetkililerinin vurguladığı gibi yeni bir dönemle karşı karşıya. Özellikle Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı olma olasılığı, bu dönüşümün arka planındaki dinamikleri şekillendiriyor. New York Times yazarı Alan Rappeport, bu yeni dönemin, neoliberalizmin sonunu işaret ettiğini belirtiyor.  Geçen hafta gerçekleştirilen Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nın yıllık toplantısında, IMF Başkanı Kristalina Georgieva, dünya ekonomisinin mevcut durumu hakkında hem rahatlama hem de endişeleri bir arada dile getirdi. Ekonomik istikrar sağlanmaya çalışılsa da, artan korumacılık ve birçok ülkede uygulamaya konulan yeni sanayi politikaları gelecekteki ekonomik büyümeyi tehdit ediyor. Georgieva, “Ticaret, büyümenin ana etkeni haline geldi” ifadesiyle küresel ticaretin yeniden önem kazandığını vurguladı. Ancak Washington’daki ekonomi politikacıları, bu uyarıları dikkate alacak gibi görünmüyor. IMF ve Dünya Bankası'nın, İkinci Dünya Savaşı sonrası küresel ekonomiyi istikrara kavuşturmak amacıyla kurulduğu dönemden bu yana geçirdiği dönüşüm, günümüzde tartışma konusu. Küresel ekonomiyi bir araya getiren bu kurumlar, neoliberal kavramları benimseyenlerin seslerinin giderek daha da azalmasına neden oldu. Trump’ın yeniden iktidara gelmesi, bu düşüncelerin daha da marjinalleşmesine yol açabilir. Eski Dünya Bankası baş ekonomisti Joseph Stiglitz, “Neoliberalizm akademi ve politika çevrelerinde öldü” derken, mevcut sistemin daha kötü sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti. Neoliberalizm, 1980'lerde yükselmeye başladı ve 1990'larda ABD’li yetkililerin serbest ticareti teşvik etmesiyle zirveye ulaştı. Ancak, borç krizi ve ticaret engellerinin artması gibi nedenlerle bu düşünce yapısına olan destek azalmaya başladı. Özellikle Kenya, Bangladeş ve Sri Lanka’da IMF’nin sıkı kredi koşulları nedeniyle protestolar yaşanıyor. Dünya Bankası da iç soruşturmalarla karşı karşıya kalarak, kamuoyunda güven kaybı yaşamaya devam ediyor. Devlet müdahalesinin artması, özellikle Trump yönetimi döneminde hız kazandı. Bu süreçte, ABD’nin Dünya Bankası ve IMF’den çekilmesi yönünde çağrılar yapılmaya başlandı. IMF'nin raporunda, ABD gümrük vergilerinin artırılmasının küresel üretimi azaltacağı öngörülüyor. Christine Lagarde, kısıtlamaların olduğu dönemlerin refah getirmediğini belirterek, bu durumun siyasi liderler tarafından göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etti. Biden yönetimi de korumacı önlemleri benimsemişken, Kanada Maliye Bakanı Chrystia Freeland, temiz enerji sektörleri için sanayi politikalarının gerekliliğini savunuyor. IMF’nin tutumu da yavaş yavaş değişiyor; sanayi politikasının dikkatlice tasarlanması halinde piyasa aksaklıklarını giderebileceği vurgulanıyor. Sonuç olarak, küresel ekonomi, korumacı politikaların ve neoliberalizmin çöküşünün etkisi altında, belirsiz bir gelecekle karşı karşıya kalmış gibi görünüyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.