Hava Durumu

#Tunceli

TOURISMJOURNAL - Tunceli haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tunceli haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Tunceli Müzesi'ne 3 yılda 298 eser kazandırıldı Haber

Tunceli Müzesi'ne 3 yılda 298 eser kazandırıldı

Kentte 24 Aralık 2020'de hizmete sunulan Tunceli Müzesi, 4 blok ve 5 bin 800 metrekare kapalı alandan oluşuyor. Alevilik, etnografya ve arkeoloji bölümlerinin yanı sıra yazılı ve görsel alanlar bulunan müzede, taş aletler, para keseleri, mühürler, yüzükler, sikkeler, çömlekler, bal mumu heykelleri ile koç ve at biçimli mezar taşları gibi çok sayıda eser sergileniyor. Turizm açısından da kente önemli katkı sağlayan müze sayesinde yüzey araştırmaları ve arkeolojik kazılar da artmaya başladı. Haftanın belirli günlerinde sahaya çıkan müze görevlileri, il merkezi ile Ovacık, Pülümür, Nazımiye, Pertek, Mazgirt, Hozat ve Çemişgezek ilçelerinde incelemelerde bulunarak tarihi alanların yerini tespit ediyor. "Tarihi eser kaçakçılığına karşı mücadele ediyorlar" Kültür varlıklarının kaçakçılığı ve tahribatına karşı da mücadele eden müze görevlileri, 3 yıl önce 1540 olan müzedeki eser sayısının 1838'e ulaşmasını sağladı. Yöre sakinlerince yapılan eser bağışlarının da kabul edildiği müzede, kültürel ve tarihi eserler vitrinlerde özenle korunarak gelecek nesillere aktarılıyor. Avrupa Müze Akademisince (European Museum Forum) düzenlenen Luigi Micheletti Ödülleri'nde Avrupa'nın en iyi üç müzesinden biri seçilen Tunceli Müzesine ilgi her geçen gün artıyor. Müze müdürü Kenan Öncel, AA muhabirine, Tunceli Müzesi'nin açıldığı günden beri kentin kültür ve turizmine önemli katkı sunduğunu söyledi. Taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarını korumak için sürekli çalıştıklarını belirten Öncel, yılın her döneminde müzenin ziyaretçi ağırladığını dile getirdi. "Misafirler şehrimizin güzelliklerini her açıdan keşfedebiliyor" Müzenin açılmasıyla bölgeye kültür turlarının düzenlendiğini ifade eden Öncel, şunları belirtti: "Bu müze sadece arkeoloji ve etnografyadan oluşmuyor. Tunceli Müzesi'nde kentin doğal güzellikleri, flora ve faunası, endemik bitkileri anlatılıyor. Ayrıca müzede Alevilik inancını, mezar taşlarını ve Cumhuriyet döneminde Tunceli'yi anlatan sanat galerileri mevcut. Birçok farklı alanların olduğu müzemize gelen misafirler şehrimizin güzelliklerini her açıdan keşfedebiliyor." Öncel, kentte 1968-1974 yılları arasında Keban Barajı kurtarma kazılarının yapıldığını ve buradan çok sayıda eserin çıkarıldığını anlattı. Bu eserlerin bir süreliğine Elazığ Müzesi'nde sergilendiğini dile getiren Öncel, "Tunceli'nin kendi müzesi açılınca Kültür ve Turizm Bakanlığımızın talimatlarıyla Elazığ'a gitmiş olan 1540 eserimiz buraya getirildi. Biz de geçtiğimiz 3 yıl içerisinde yaptığımız arazideki çalışmalar, kurtarma kazıları, yüzey araştırmaları ve duyarlı vatandaşlarımızın müzeye bağışlar yoluyla getirdiği eserlerle bu sayıyı 1838'e çıkardık." diye konuştu.

Güz renklerine bürünen Salördek ormanları turizme katkı sağlıyor Haber

Güz renklerine bürünen Salördek ormanları turizme katkı sağlıyor

Tarihi, kültürel ve doğal mekanlarıyla Doğu Anadolu'nun gözde şehirlerinden Tunceli ve 7 ilçesi, bu değerleriyle turizm potansiyelini sürekli artırıyor. Pülümür ilçesindeki Salördek ormanları da sahip olduğu el değmemiş güzellikleriyle sonbahar aylarında turizme canlılık katıyor. Fırat Kalkınma Ajansının hazırladığı "Fırat Yolu Tunceli Etabı" projesi ile kentteki 21 gezi rotasından biri olan ormanlar, şu sıralar çevre il ve civar ilçelerden çok sayıda ziyaretçiyi ağırlıyor. Günübirlik turlarla rotalarını Salördek ormanlarına çeviren gezi grupları ve yöre sakinleri, araçlarla Pülümür Vadisi'nden geçerek Kırmızıköprü köyüne geliyor. Buradaki tesislerde bir süre mola veren doğaseverler, daha sonra tekrar yolculuklarına devam ederek Salördek ormanlarının girişine ulaşıyor. Ormanlarda yaya hareket eden doğa tutkunları, yaklaşık 15 kilometrelik parkurda gezinti yaparak bazı yaban hayvanlarını yakından görme fırsatı da buluyor. Güz renklerinin hakim olduğu ormanlardaki şelaleleri de gezen misafirler, manzara fotoğrafları çekip belirlenen alanlarda piknik yapıyor. Doğaseverlerden Diren Atan, AA muhabirine, her yıl sonbaharda Pülümür'e gezmeye geldiğini söyledi. Salördek ormanlarına hayran kaldığını belirten Atan, "Pülümür Vadisi'nden geçerken doğanın bütün renklerini ve güzelliklerini görebiliyoruz. Memleketimiz çok güzel, değerini ve kıymetini biliyoruz. Salördek ormanlarına geldiğimizde genellikle bir yere oturup manzarayı seyrediyoruz ya da alanlarda gezinti yapıp yaprakların renklerini nasıl değiştirdiğini izleme çalışıyoruz. Ağaç çeşitlerine bakıp doğayla bütünleşiyoruz." dedi. "Burada kendimi çok mutlu hissediyorum" Necla Beyaz da yaklaşık bir yıldır Tunceli'de yaşadığını ve keşfedemediği birçok yerin olduğunu anlattı. Her fırsatta gezi turlarına katılmaya çalıştığını aktaran Beyaz, "Burada kendimi çok mutlu hissediyorum. Doğada gezerken buzul göllere, şelalelere ya da yabani hayvanlara denk gelebiliyoruz. Hepsi birbirinden kıymetli şeyler." ifadesini kullandı. Fotoğrafçı Hüseyin Narin de kentin doğa ve tarihi güzellikleriyle öne çıktığını, bu kentte yaşamaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Bir grup ile Salördek ormanlarına geldiklerini söyleyen Narin, "Burası sonbaharda muazzam renklere bürünüyor. Doğanın bütün renklerini görebiliyoruz ve son yıllarda bu ormanlara geziler düzenlenmeye başlandı. Çevre illerden ve il merkezinden buraya misafirler geliyor." diye konuştu.

Tunceli'den eko turizm atağı Haber

Tunceli'den eko turizm atağı

Türkiye'nin önemli milli parklarından Munzur Vadisi Milli Parkı'na sahip Tunceli, temiz havası, su kaynakları, yaban hayatı ve endemik türleriyle görülmeye değer yerler arasında bulunuyor. Kentin tarihi, doğal ve kültürel güzelliklerinin tanıtılması amacıyla Fırat Kalkınma Ajansınca bir süre önce "Fırat Yolu Tunceli Etabı" projesi hayata geçirildi. Proje kapsamında Düzgünbaba Dağı, Mercan Vadisi, Sağman köyü, Salördek ormanları, Buyer Buzul Gölü, Ali Boğazı Vadisi girişi, Ekirek Şelalesi, Tağar Köprüsü, İn Delikleri, Masum-u Pak Kalesi, Sarısaltuk Ziyareti, Sülbüs Dağı, Çarçurlu Vadisi, Ganihesen Yaylası, Kırkmerdiven Şelaleleri, Ağdat köyü, Bağırpaşa Dağı, Ağaçpınar köyü, Dinar Kanyonu, Rabat Vadisi ve Nav Gölü'ne gezi rotaları oluşturuldu. Bölgeye daha çok turist gelmesi için de Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) yetkilileri işbirliğinde 18 tur acentesinin sahipleri Tunceli'ye davet edildi. Yaklaşık bir hafta boyunca il merkezi ve ilçeleri ziyaret eden acente sahipleri, kalkınma ajansınca hazırlanan rotaları rehberler eşliğinde gezerek incelemelerde bulundu. Etüt çalışmaları yaparak raporlar hazırlayan acenteler, bundan sonra kente daha çok tur kafilesi getirmeyi amaçlıyor. "Tunceli'nin cazibesiyle diğer bölge illerimizin de ziyaretçi sayısını artırmaya çalışıyoruz" Fırat Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Abdulhavap Yoğunlu, AA muhabirine, bölgenin sosyal ve ekonomik gelişimine turizmin büyük katkı sunduğunu söyledi. Tanıtım ve markalaşma çalışmaları yürüttüklerini belirten Yoğunlu, "Bizler Malatya ile Elazığ'da daha önce yürüyüş ve bisiklet rotalarımızı ortaya çıkarmış, TÜRSAB'a bağlı acentelere tanıtmıştık. Bu sene de Bingöl ve Tunceli'de trekking rotaları ortaya çıkardık. Bu kapsamda rotalarımızı ulusal ve uluslararası trekking turları düzenleyen TÜRSAB'a bağlı 18 acenteye gezdiriyoruz. Acenteler bu sayede Tunceli'deki gezi rotalarına tur düzenlemeden önce etüt çalışmaları yapıyor." dedi. Tur acentelerinin Tunceli'ye yoğun ilgi gösterdiğini dile getiren Yoğunlu, "Tunceli'nin cazibesiyle diğer bölge illerimizin de ziyaretçi sayısını artırmaya çalışıyoruz. Tabii yaptığımız çalışmalar tüm paydaşlarımızla sahiplenildikçe buraya gelen ziyaretçi sayımız artıyor. Tunceli son 4-5 yıldır özellikle doğa ve kültür turizmine yönelik önemli turlar alıyor." ifadelerini kullandı. Özel bir turizm firması sahibi Asuman Bilgiç de acente sahiplerinin kentin kültürel, tarihi ve doğal mekanlarından çok etkilendiğini dile getirdi. Tunceli'de el değmemiş çok sayıda güzelliğin bir arada bulunduğunu vurgulayan Bilgiç, "Fırat Kalkınma Ajansı'nın projesiyle bölgeye gelecek turistlerle halkı kesiştirmek istiyoruz ve böylece yöre halkının gelir elde etmesini sağlayacak çalışma yaptık. Açmış olduğumuz doğa yürüyüşü rotalarında ailelerle ve köylülerle görüştük. Turlar geldiği zaman Tunceli'de yaşayan vatandaşlar, ürettikleri ürünleri satabilecek." diye konuştu.

Eco tourism in Tunceli Haber

Eco tourism in Tunceli

Standing out with its waterfalls, plateaus, streams and lakes, Ovacık enters the route of more and more local and foreign tourists every year. The guests, who prefer to have a holiday in the district, especially in the summer months, stay in tent camping areas, bungalow houses and boutique hotels. Visitors who spend time in touch with nature also participate heavily in canoe tours organized by some operators in the district. The holidaymakers, who are taken to the Hozat Bridge location by vehicles accompanied by the guides, get on the canoes after receiving the necessary training here. Vacationers rowing in groups in the clear waters of Munzur Stream travel on a course of approximately 6 kilometers. They are experiencing exciting times In some areas, vacationers get in between the high waves in the river with canoes. Cemal Akbayin, who is interested in sports activities in the city, told Anadolu Agency (AA) that Tunceli has suitable environments for nature and water sports. Expressing that canoeing has attracted interest in the region as well as rafting in recent years, Akbayin said: "The Munzur Stream in Ovacık is very beautiful right now. The water is not very wavy, but it does meander and flow, offering unique views and canoeing suits it very well. When we get on a canoe boat from the very beginning of the track, we pass through lush green poplar and willow trees. We have the opportunity to see the Munzur Stream and all the beauties around it. Tourists come here from many cities and towns. We also enable them to do sports activities when they come, and those who ride canoes are very happy.” "The track was beautiful and we rowed 6 kilometers" Suat Eren, one of the nature lovers, stated that he got into a canoe for the first time despite his fear of entering the water. Expressing that he was excited to do a canoe tour on Munzur Stream, Eren said, "The track was very beautiful and we rowed in an area of 6 kilometers. In some places, the waves were high, but in general, the waters of the creek were suitable for canoeing. It was wonderful to experience that energy." National athlete Sara Akbayin also explained that canoe tours start from the Hozat Bridge and end near the district center. Akbayin said, "Sometimes we board one or two or three people. Citizens who come here both enjoy their holidays and do a different activity in the clear waters of Munzur Stream."

Tunceli'de eko turizm Haber

Tunceli'de eko turizm

Şelale, yayla, akarsu ve gölleriyle öne çıkan Ovacık, her geçen yıl daha çok yerli ve yabancı turistin rotasına giriyor. Özellikle yaz aylarında ilçede tatil yapmayı tercih eden misafirler, çadır kamp alanları, bungalov evler ve butik otellerde konaklıyor. Tabiatla iç içe vakit geçiren ziyaretçiler, ilçedeki bazı işletmecilerce organize edilen kano turlarına da yoğun katılım gösteriyor. Rehberler eşliğinde araçlarla Hozat Köprüsü mevkisine götürülen tatilciler, burada gerekli eğitimleri aldıktan sonra kanolara biniyor. Gruplar halinde Munzur Çayı’nın berrak sularında kürek çeken tatilciler, yaklaşık 6 kilometrelik parkurda seyahat ediyor. Heyecanlı anlar yaşıyorlar Tatilciler, bazı alanlarda da kanolarla çaydaki yüksek dalgaların arasına giriyor. Kentte sportif faaliyetlerle ilgilenen Cemal Akbayin, AA muhabirine, Tunceli'nin doğa ve su sporlarına elverişli ortamlarının olduğunu söyledi. Bölgede son yıllarda raftingin yanı sıra kanonun da ilgi gördüğünü ifade eden Akbayin, şöyle konuştu: "Ovacık'taki Munzur Çayı şu an çok güzel. Su çok dalgalı değil ama menderesler oluşturarak akması eşsiz manzaralar sunuyor ve buna da kano çok yakışıyor. Parkurun en başından kano botuna binip geldiğimiz zaman yemyeşil kavak ve söğüt ağaçlarının arasından geçiyoruz. Munzur Çayı ve çevresindeki tüm güzellikleri görme fırsatımız oluyor. Birçok il ve ilçeden buraya turistler geliyor. Biz de onlar geldiği zaman sportif aktivite yapmalarını sağlıyoruz ve kanoya binenler çok mutlu oluyor." "Parkur çok güzeldi ve 6 kilometre kürek çektik" Doğaseverlerden Suat Eren ise suya girme korkusu olmasına rağmen ilk defa kanoya bindiğini dile getirdi. Eren, Munzur Çayı'nda kano turu yapmanın heyecanlı olduğunu ifade ederek, "Parkur çok güzeldi ve 6 kilometrelik bir alanda kürek çektik. Bazı yerlerde dalgalar yüksekti ama genel olarak çayın suları kano yapmaya uygundu. O enerjiyi yaşamak muhteşemdi." dedi. Milli sporcu Şara Akbayin de kano turlarının Hozat Köprüsü'nden başlayarak ilçe merkezi yakınlarında sonlandırıldığını anlattı. Akbayin, "Bazen tek bazen de iki veya üç kişi bindiriyoruz. Buraya gelen vatandaşlar, hem tatillerini değerlendiriyor hem de Munzur Çayı'nın berrak sularında farklı bir aktivite yapmış oluyor." diye konuştu.

Tunceli'nin buzul göllerini görmek için tırmanıyorlar Haber

Tunceli'nin buzul göllerini görmek için tırmanıyorlar

Sarp dağların ve meşe ormanlarının arasında kurulu kent, tarihi mekanları, kültürü ve el değmemiş doğasıyla dikkati çekiyor. Ovacık ve Pülümür de yaz aylarında serin havası, su kaynakları, yaylaları ve buzul gölleriyle turizmi canlandırıyor. Havaların ısınmaya başladığı ilçelerde şu sıralar, karların erimesiyle yaklaşık 3 bin rakımda oluşan buzul gölleri ilgi görüyor. Çevre illerden günübirlik turlarla ilçelere gelen gezi grupları, rotalarını Munzur, Mercan, Hel ve Buyer dağlarına çevirerek göllere yürüyüş düzenliyor. Saatler süren yolculuğun sonunda doğa tutkunları, bölgedeki göllere ulaşarak el değmemiş tabiatın arasında keyifli vakit geçirip şehrin stresinden uzaklaşıyor. Sıcaktan bunalan bazı doğaseverler de göllerde yüzerek serinlemeye çalışıyor. "Yükseklerde doğa daha yeni canlanıyor" Doğaseverlerden Vedat Aldemir, AA muhabirine, Tunceli'nin el değmemiş birçok yerinin olduğunu söyledi. Kentin güzellikleriyle ilgi çektiğini dile getiren Aldemir, "Pülümür ve Ovacık'ta gezilebilecek çok harika buzul gölleri var. Bu alanlarda, profesyonel turist rehberleri eşliğinde gezilerin düzenlenmesi için çalışmalar yapılmalı. Yoksa öbür türlü insanlar rastgele gelerek doğaya zarar verebiliyor." dedi. Tunceli'de çok sayıda buzul gölünün bulunduğunu dile getiren Aldemir, "Tunceli'nin en büyük göllerinden olan Karagöl'e tırmandık. Parkuru çok zordu ve gezimiz yaklaşık 5-6 saat sürdü. Geziye katılanlar göl çevresinde fotoğraflar çekerek manzaranın keyfini çıkardı." ifadesini kullandı. Murat Aygül de Hozat ilçesinden Ovacık'a gezmeye geldiğini söyledi. Tunceli'nin son yıllarda turistlerin ilgisini çektiğini vurgulayan Aygül, "Uzun zamandan beri insanların buraya ziyaretleri çok sınırlıydı ama yavaş yavaş hareketlenme başladı. Karagöl parkuru muhteşemdi ve hava şartları da güzeldi. Yükseklerde doğa daha yeni canlanıyor. İlkbahar ve kış güzelliklerini bir arada yaşadık." diye konuştu.

Munzur Gözeleri yeni çehresiyle yaz tatiline hazır Haber

Munzur Gözeleri yeni çehresiyle yaz tatiline hazır

Yayla, göl ve şelaleleriyle öne çıkan ilçede bulunan Munzur Gözeleri, kaya oyuklarından çıkan suları, irili ufaklı şelaleleri ve yeşilin tonlarına sahip bitki örtüsüyle ilgi çekiyor. Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğünce 2001 yılında 1. Derece Doğal Sit Alanı ilan edilen Munzur Gözeleri, yaklaşık 2 yıl önce başlatılan peyzaj projesinin tamamlanmasıyla farklı bir görünüme kavuştu. Fırat Kalkınma Ajansı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından sağlanan finansmanla, Munzur Gözeleri'nde ahşap yürüme yolları, köprü güçlendirme çalışması, giriş kısımlara bazalt taşların döşenmesi, sit alanı dışında kalan kısımlara otopark, organik ürün satış stantları, kurban kesim yeri, mutfak ve çadır alanları yapıldı. Yeni çehreye kavuşan Munzur Gözeleri, turizm sezonunun açılmasıyla çevre il ve civar ilçelerden gezi gruplarını ağırlamaya başladı. Günübirlik turlarla Munzur Gözeleri'ne gelen ziyaretçiler, doğal güzellikler arasında gezinti yaparak güzel vakit geçiriyor. "İnsanlar yürüyüş yolları sayesinde her yeri kolaylıkla gezebiliyor" Ziyaretçilerden Nural Sevim, AA muhabirine, Tunceli'nin doğasıyla öne çıkan bir il olduğunu söyledi. Bölgedeki doğal güzelliklerin çöp atılarak kirletilmemesini isteyen Sevim, şöyle konuştu: "Memleketin insanı olarak yerlere çöp atıldığı zaman çok üzülüyorum. Herkesin buraya gelip ziyaret ettiği Munzur Gözeleri'ni kirletmeden görüp tadını çıkararak gitmelerini çok isterim. Suyun şırıl şırıl akması insanı bir nebze dinlendiriyor ve tabiatın güzelliğine dalıyorsunuz. Yaklaşık 2 yıl önce de buraya gelmiştim ama burası ahşap değildi. Şu an çok iyi olmuş ve insanlar yürüyüş yolları sayesinde her yeri kolaylıkla gezebiliyor. Görüntü açısından da güzel duruyor." Ziyaretçilerden Ali Tacay ise stresten uzaklaşmak için il merkezinden Munzur Gözeleri'ne gezmeye geldiğini söyledi. Eriyen kar suları ve yağmurlarla suların coştuğunu anlatan Tacay, "Burası bölge için önemli bir alan. Her yıl yurt içi ve yurt dışından binlerce turist geliyor. Buranın korunmasını istiyoruz." dedi. Ziyaretçiler bölgenin doğal güzelliklerine hayran kalıyor Misafirlerden Fahri Durgun da iş gezisi için Tunceli'ye geldiğini ve kentin güzelliklerini görmek için arkadaşlarıyla geziye çıktığını söyledi. Durgun, bölgenin doğal güzelliklerine değinerek, "Tunceli'den çıktıktan sonra Munzur Gözeleri'ne gelene kadar yol kenarında yaban keçilerini, akarsuları ve bitki örtüsü çeşitliliğini gördük. Burada her yerde su var ve şelalelerin yoğunluğu beni kendimden geçirdi." ifadelerini kullandı. Ali Hadi Yıldız da Munzur Gözeleri'nin başka yerde bulunmayan bir oluşuma sahip olduğunu söyledi. Yıldız, "Buraya sahip çıkmak ve bu doğayı muhafaza etmek lazım. Son zamanda yapılan peyzaj çalışmaları da çok güzel ama az. Buranın daha da ağaçlandırılması ve güzelleştirilmesi lazım. Buraya katkı sunan ve emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz." diye konuştu.

Göçerler Ovacık yaylalarında peynir mesaisinde Haber

Göçerler Ovacık yaylalarında peynir mesaisinde

Dağ ve ormanlık alanların geniş yer kapladığı kentte, hayvancılık faaliyetleri yöre halkının önemli gelir kaynağını oluşturuyor. Çemişgezek, Pertek, Hozat ve Mazgirt ilçelerinde yaşayan göçer aileler, yıllardır atalarından devraldıkları koyun yetiştiriciliğiyle hayatlarını idame ediyor. Kışı köylerinde geçiren göçerler, ilkbahar ve yaz aylarında ise Ovacık'ın zengin bitki örtüsüne sahip 3 bin rakımlı Munzur ve Mercan dağlarındaki yaylalarına çıkıyor. Her yıl haziranda koyunlarını kamyonlarla ilçeye getiren göçerler, Arpaçukuru, Havaçor, Ziyaret Boğazı, Ganigasik, Karagöl, Deveçukuru, Gani Hesen, Kepır, Memo Çayırı ve Işıkvuran yaylalarında kurdukları çadırlarda konaklıyor. Koyunlarını gece gündüz dağlarda otlatarak besleyen göçerler, günde iki kez yayla yerlerine getirdikleri hayvanlarının kırkım ve süt sağım işlemini yapıyor. Ürettiklerini toptancılar aracılığıyla çevre illere pazarlıyorlar Engebeli yayla yollarında at, eşek ve katırlardan faydalanan göçerler, ürettikleri tulum ve salamura peynirleri de toptancılar aracılığıyla çevre illere satıyor. Yırtıcı hayvanların koyunlara saldırısına karşı da geceleri nöbet tutan göçerler, ekim ayına kadar yaylalarda kaldıktan sonra tekrar köylerine dönecek. Göçerlerden Sadık Özen, AA muhabirine, koyunlarının tarım alanlarına zarar vermesini engellemek amacıyla kamyonla yaylaya taşıdıklarını söyledi. Yaylacılığın çeşitli zorlukları olduğunu ifade eden Özen, "Hepimizin küçük yaşta çocukları var. Çadır altında ve gölgesinde yaşamaya çalışıyoruz. Geceleri kurt, ayı ve çakal gibi yırtıcı hayvanlarla karşılaşıyoruz. Bunun için de hayvanlarımıza kendimiz gidiyoruz ya da çobanları dikkatli olmaları konusunda uyarıyoruz. Elimizden geldiğince zarar vermemeye ve zarar etmemeye çalışıyoruz ama sonbahara kadar herkesin 3-4 tane de veya daha fazla koyun kaybı oluyor." dedi. Özen, peynir üretiminde maya olarak şirdeni tercih ettiklerini dile getirerek "Peynirimiz mandıralar aracılığıyla her tarafa gidiyor. Türkiye'de bizim ürettiğimiz tulum ve salamura peyniri tüketmeyen vatandaş yoktur." ifadelerini kullandı. Göçer İsmail Acun da Çemişgezek ilçesinden Ovacık'taki Arpaçukuru Yaylası'na geldiğini söyledi. Devletin göçerlere gerekli desteği verdiğini belirten Acun, "Yaylada sabah akşam yüzlerce koyunu sağıyoruz ve yağış olduğu zaman işlerimiz zorlaşıyor. Ürettiğimiz peyniri de haftalık olarak araçlarla Erzincan'a gönderiyoruz. Orada 'Erzincan tulum peyniri' olarak Türkiye'nin bütün illerine satışa sunuluyor." diye konuştu. Acun, Ovacık yaylalarının bitki örtüsü bakımından çok zengin olduğunu, süt ve peynir verimini artırdığını belirtti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.