Hava Durumu

#Tur Operatörü

TOURISMJOURNAL - Tur Operatörü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tur Operatörü haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Martı Otel İşletmeleri 2024'te Rekor Büyüme Sağladı Haber

Martı Otel İşletmeleri 2024'te Rekor Büyüme Sağladı

Martı Otel İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Narin, 2024 ve 2025 turizm sezonuna ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. 2024’ün şirket için başarılı geçtiğini vurgulayan Narin, özellikle ciro, kârlılık ve müşteri konaklamalarında büyük artışlar kaydettiklerini söyledi. Emre Narin, "Sektör iyi bir yılı geçirdi. Martı Otel İşletmeleri özelinde ise bu dönem ciromuz Euro bazında yüzde 35 artış gösterdi. Gecelemelerde ise geçtiğimiz yıla göre yüzde 22 artış kaydettik. Bu artışları da turizm hareketlerinin yükselmesine, tesislerimizde yaptığımız yenileme yatırımlarına ve dış pazarlarda yaptığımız pazarlama çalışmalarına bağlıyoruz" açıklamasında bulundu. 2024’TE ZORLUKLAR: MALİYET ARTIŞI VE KÂRLILIK DARALMASI 2024 yılı, yüksek hacimli bir turizm sezonu olmasına rağmen sektör genelinde kârlılıkta daralma, kritik bir sorun olarak öne çıktı. Narin, bu sorunun kökeninde artan maliyetlerin olduğunu belirtti. Narin'e göre maliyetler, 2022 Haziran’dan bu yana euro cinsinden yüzde 70 arttı, fakat artan maliyetleri yabancı müşteriye yansıtmak zorlaştı. Narin, bu sorunun çözümü için enflasyonun düşmesini umut ettiklerini ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in TIF 2024 konferansında belirttiği enflasyon düşüş trendinin sektöre olumlu yansıyacağını ifade etti. YENİLEME VE FİNANSMAN DESTEĞİ İHTİYACI Emre Narin, turizm sektörünün sürdürülebilir büyümesi için yenileme yatırımlarının şart olduğunu dile getirdi. Otellerin, 10 yılda bir yenilenmesi gerektiğini ve bu yenileme sürecinin maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten Narin, sektördeki özkaynak sıkıntısına dikkat çekti. Pandemi sonrası özkaynak sıkıntısı yaşayan sektörün, devlet destekli finansman modellerine ihtiyaç duyduğunu ifade eden Narin, "Dünyada özellikle de Orta Doğu’da ve Suudi Arabistan özelinde çok ciddi turizm yatırımı yapılıyor. Yeni ürünler ve destinasyonlar piyasaya giriyor. Bizim de bu yeni yatırımlarla rekabet edebilmemiz için yenileme çalışmaları yapmamız gerekiyor ki, hem elimizdeki müşterileri muhafaza edebilelim hem de yenileri için çekici olalım" dedi. 2025, DAHA İYİ BİR YIL OLACAK 2025 yılı için olumlu beklentilerini dile getiren Narin, jeopolitik bir sorun yaşanmazsa 2025’in 2024’ten daha iyi geçeceğini tahmin ediyor. Bu kapsamda, enflasyonun düşmesini ve daha stabil bir finansal ortamını, turizm sektörünün performansını artırabilecek unsurlar arasında görüyor. Narin, erken satın alma stratejisi ile maliyetleri kontrol altına almayı planladıklarını ve önceden yapılan planlamalarla maliyet baskısının etkisini azaltacaklarını ifade etti. Bu adımlar, 2025'te kârlılık açısından daha güçlü bir yıl geçirilmesini sağlayabilir. DOĞRUDAN SATIŞ ARTACAK, DİNAMİK SATIŞ MODELİ ÖNE ÇIKACAK Martı Otel İşletmeleri, 2024'te doğrudan satışlarının toplam satış içindeki oranını artırmayı başardı. Dinamik satış modeli ile doğrudan satışların daha fazla önem kazandığını belirten Narin, Rusya, İngiltere ve Almanya'nın ana kaynak pazarları olmaya devam ettiğini söyledi. Narin, "Otelciler ve tur operatörleri her zaman aynı gemideyiz. Sektörün bu hale gelmesinde tur operatörlerinin katkısı çok büyük. Fakat gelinen noktada dünyadaki dijitalleşme alanındaki gelişmelerle 'dinamik satış' olgusu çok öne çıktı. Artık müşteriler çevrim içi olarak hem otelini hem ulaşımını satın almak istiyor" dedi. Bu değişen müşteri alışkanlıkları, otellerin dijital dönüşümlerini hızlandırmasını gerektiriyor. HER ŞEY DAHİL SİSTEMİ KALDIRILAMAZ, AMA "HER ŞEY DAHİL 2.0" GEREKİYOR Emre Narin, Her Şey Dahil sisteminin Türkiye turizmi için vazgeçilmez olduğunu vurguladı. Bu sistemin, Türkiye'nin dünyada lider ülkeler arasında yer almasını sağladığını belirten Narin, "Bu sistemi uygulamaya başlayalı 30 sene oldu. Bu geçen zamanda dünyada müşteri algısı da çok değişti. Günümüzde kendimiz ve gelecek nesiller için sürdürülebilirlik kavramı en önemli konu. Bilindiği gibi "Her Şey Dahil"de çok fazla israf olabiliyor. Bunu artık müşteri de görüyor ve değişmesini istiyor" diyerek sisteme "Her Şey Dahil 2.0" adıyla adeta format atılması gerektiğini belirtti. Daha az yemek çeşidi, daha sade menüler ve sürdürülebilir bir hizmet anlayışı ile bu sistemin yenilenmesini önerdi. HER ŞEY DAHİL İLE TÜRK MARKALARI YURTDIŞINA AÇILMALI Emre Narin, Türk otel zincirlerinin dünyada büyüme stratejisini de ele aldı. Narin'e göre, Türkiye'nin "Her Şey Dahil" modeli, yurt dışında otel zincirleri tarafından işletme modeli olarak yaygınlaştırılabilir. Narin, "Dünyadaki en büyük 5 otel zincirinin geldikleri büyüklüğün arkasında, işletme alarak ve franchise vererek büyümek yatıyor. Bu zincirler, otellerin bina ve arsalarına sahip olarak büyümediler. Başka ülkelere gidip başkasının malını işleterek ya da son dönemde artan bir şekilde franchise vererek büyüdüler" diye ekledi. Bu kapsamda, özellikle Suudi Arabistan’ın 800 milyar dolarlık turizm yatırımı planladığı bölgeye dikkat çeken Narin, Türk otel zincirlerinin bu bölgeye hizmet ihraç etmesinin büyük bir fırsat olduğunu söyledi.

TÜRSAB'tan Rus Turistler İçin Fiyat Uyarısı: Haber

TÜRSAB'tan Rus Turistler İçin Fiyat Uyarısı: "Dikkat Etmeliyiz"

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, Rusya’ya uygulanan uluslararası yaptırımların ve rubledeki değer kaybının Türkiye’nin turizm gelirlerini olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekti. Bağlıkaya, Türkiye’nin hem rekabet ortamını hem de ekonomik koşulları gözeterek Rus turistleri ülkeye çekecek bir fiyat politikası benimsemesi gerektiğini vurguladı. Bağlıkaya, Gazprombank'a yönelik yaptırımların Union Pay kartını da kapsayacak şekilde genişletilmesinin, Rus turistlerin Türkiye tatillerini zorlaştırdığını söyledi. ABD’nin bu yaptırımlarla Rus vatandaşlarının uluslararası finans sistemine erişimini kısıtladığını belirtti. "Rusya için halihazırda devam eden yaptırımların yanında yeni gelen uluslararası yaptırımlar, ekonomik sıkıntılar ve siyasi gerilimler, Rusya'dan Türkiye'ye yönelik turist akışını olumsuz etkileyebilir" dedi. HAVACILIK KRİZİ TURİZMİ ZORLUYOR Bağlıkaya, Rusya-Ukrayna savaşıyla devreye alınan havacılık yaptırımlarının havayolu taşımacılığında ciddi sorunlara yol açtığını belirtti. Boeing ve Airbus uçakları için yedek parça tedarikinde yaşanan sıkıntıların, uçak filolarının operasyonel kapasitesini düşürdüğünü ekledi. Bu durumun da Rus turistlerin yurtdışı seyahatlerini önemli ölçüde sınırlandırdığını açıkladı. SİYASİ GERİLİM VE DİYALOG UMUDU Rusya ve Türkiye arasında siyasi gerilimlerin turizmi etkileyebilecek bir diğer faktör olduğunu söyleyen Bağlıkaya, özellikle Suriye meselesinin bu dinamikte etkili olduğunu belirtti. Ancak Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in diyaloğu sürdürmesinin, bu olumsuz etkilerin önüne geçebileceğini ekledi. "İki ülke arasındaki olumlu ilişkileri destekleyen bu diyaloğun turizm hareketlerindeki olası aksamaların da önüne geçeceğine inanıyoruz" diye konuştu. REKABET ARTARKEN FİYAT POLİTİKASI KRİTİK Bağlıkaya, Türkiye’nin Rusya’dan gelen turist sayısını artırmak için rakip destinasyonların fiyat politikalarını yakından takip etmesi gerektiğini belirtti. Özellikle Mısır’ın fiyatlarının Türkiye’ye göre yüzde 35 daha düşük olduğunu ve yaz sezonunda bu farkın yüzde 50’ye çıkabileceğini ifade etti. "Dubai, Katar gibi destinasyonlar da Rus turisti çekmek için aksiyonlar alıyor. Uzun dönemde rakiplerimizin fiyat politikalarını dikkate almalıyız" dedi. Rakip ülkelerin vize uygulamaması ve tur operatörlerine uçak koltuk desteği sağlamasının, Türkiye’nin dezavantajlı konumda kalmasına neden olduğunu ifade eden Bağlıkaya, bu rekabet ortamını gözeterek proaktif adımlar atılmasının gerekliliğine değindi. "Rus misafirleri ülkemize çekecek fiyat politikasına dikkat etmemiz gerekiyor. Aslında bu hassasiyeti turist aldığımız tüm pazarlarda göstermemiz lazım" ifadelerini kullandı. TUR OPERATÖRLERİYLE İŞ BİRLİĞİ Rusya’dan Türkiye’ye yönelik turizm pazarının yüzde 90’ını kontrol eden dört büyük tur operatörü bulunduğunu belirten Bağlıkaya, bu şirketlerle TÜRSAB Incoming İhtisas Başkanlığı aracılığıyla sürekli temas halinde olduklarını söyledi. Rusya’da erken rezervasyon döneminin 1 Aralık ile 31 Mart arasında gerçekleştiğini hatırlatan Bağlıkaya, aralık sonunda tablonun netleşmeye başlayacağını, ancak şimdiden gerekli adımların atılarak, Rusya pazarında yaşanabilecek kayıpların en aza indirilmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin Rusya pazarı için stratejik öneme sahip olduğunu belirten Bağlıkaya, rubledeki değer kaybını göz önünde bulundurarak otel fiyatlarında cazip indirimler yapılması gerektiğini ifade etti.

Bağlıkaya: Haber

Bağlıkaya:"Devlet, yerli turist için vergi indirimi yapmalı"

Turizm sektörünün nabzını tutan ve 3 dilde yayın yapan  Tourismjournal haber sitemizin lansmanı kapsamında düzenlediği, Mesut Yar moderatörlüğünde  'Burada Turizm Çok' isimli panelde konuşan TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, sezonu ve sektörü değerlendirdi. ANTALYALI TURİZMCİLER RUS TURİSTLERİ BEKLİYOR Antalya'da sektör olarak 2023 yılına iyi başladıklarını belirten Firuz Bağlıkaya, mayıs ayı itibariyle  Rusya pazarında ciddi düşüş olduğunu gözlemlediklerini ve  Avrupa pazarında ise seçim nedeniyle bekleme olduğunu dile getirdi. Firuz Bağlıkaya, “Yılın ilk 2-3 ayına iyi başladık fakat Mayıs ayı çok kötü görünüyor. özellikle Rusya pazarında ciddi düşüş var. Yıl sonunda rakamların toparlayacağını düşünüyorum. Türkiye sunduğu ürünler ve rekabetçi fiyatlarıyla öne çıkıyor. Ruslar, Türkiye için 2-3 saatlik bir uçuşla ve uygun ulaşım bedeli ödeyerek şimdi uçuş beş saate çıkıp, fiyat yükselirken ambargo Rus turistin destinasyonları için Türkiye için avantajı ortadan kalktı. Ruslar 5 saatte Dubai, Mısır ya da başka ülkelere gidiyor. Böyle bir türbülasyon yaşıyoruz. Dövizin baskılanması da sektörü zorluyor. Bir kaç sene sonra bu yaraların sarılacağı bir süreçten geçiyoruz” dedi TÜRKİYE REKABET EDİLMESİ ÇOK ZOR BİR ÜLKE Mesut Yar’ın dünya ile rekabet konusundaki sorusu üzerine Bağlıkaya: “Olumsuzluklara rağmen Türkiye turizmde rekabet edilmesi çok zor bir ülke. Doğası, kültürü, gastronomisi, spor ve sağlık turizmi gibi özellikleriyle rekabet edilemez. Ama kabul etmemiz lazım Avrupalı önce kendine yakın ve aynı para birimini kullandığı ülkeleri tercih ediyor. O nedenle AB içindeki turizm gelirleri daha yüksek. O ülkelerin turizm hareketi 50-60 sene önce bizden daha erken başladı. Türkiye için turizm, bebek bir sektör. Biz daha tahsisler yaparken İspanya turizm yatırımlarından ileri geçip konut edindirmeye başlamıştı. Bizde konut edindirme daha 2 yıl önce başladı. Konut edindirme insanları oraya bağlı kılar.” dedi.           DEPREMDE REZERVASYONLAR BIÇAK GİBİ KESİLDİ Hatay depreminin ardından turizm sektörü olarak iç pazarda bir durağanlaşma yaşadıklarını kaydeden TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, sözlerine şöyle devam etti: “TÜRSAB olarak depremin ilk gününden itibaren ciddi organizasyonlar yaptık. Birçok çalışmanın içinde olduk. Deprem ile birlikte rezervasyonlar bıçak gibi kesildi. Turizm keyifli bir iştir. Dertli sıkıntılı yerden doğal olarak uzak durmaya çalışır. Türkiye’de deprem olmuş ama sürekli olarak deprem İstanbul’da, geldi, geliyor denmekte. Bu nedenle İstanbul’da rezervasyonlar hemen kesildi. 20-25 gün durdu. Biz TÜRSAB olarak depremle ilgili konuyu fuarlarda yurtdışı paydaşlarımızla pozitife çevirmeye çalıştık. TÜRKİYE OLARAK ERKEN REZERVASYON FIRSATINDAN YETERİNCE YARARLANMIYORUZ Firuz Bağlıkaya iç turizm konusunda da yerli turistin erken rezervasyondan yeterince yararlanamadığını söyledi. Bağlıkaya sözlerine şöyle devam etti. “ Yerli turist için şunu söylemeliyim ki erken rezervasyondan halkımız yeterince yararlanamıyor. Alman daha ucuza geliyor çünkü Kasım’da tatilini alıyor. Erken rezervasyon sektör için çok kritik. Kasım ayında tatil planını yapmak lazım. Türkiye’de erken rezervasyon için daha çok imkan var. Kasım ayında tatilinizi almazsanız, temmuz veya ağustos ayında 2-3 mislini ödersiniz. İstediğiniz zaman, istediğiniz yerde ve istediğiniz fiyata tatil yapmak istiyorsanız erken rezervasyon yapmak gerekiyor. Biz her sene erken rezervasyon kampanyası başlatıyoruz.” İÇ TURİZM HAREKETİ KUVVETLİ OLMAYAN ÜLKELERİN DIŞ TURİZMİ DE OLMUYOR Firuz Bağlıkaya iç turizm konusunda sözlerine şöyle devam etti, "İç turizm hareketi kuvvetli olmayan ülkelerin dış turizm hareketi de iyi olmuyor. Gerçekten iç turizm hareketi çok önemli. Biz kendi vatandaşımızı seyahat ettiremiyorsak dışarıya yaptığımız hiçbir şeyin sürdürülebilir olması mümkün değil. Bunun için devlete sektöre düşen şeyler var. Yurtdışında, medeni ülkelerde bu konuyla ilgili özel fonlar var. İnsanlar tatil için özel ücretler ödüyor. Bizde farklı uygulamalar yapılabilir. Mesela otellerin yerli turistle ilgili ayrılmış özel kontenjanları için vergi indirimleri yapılabilir, KDV alınmayabilir. Yerli turisti teşvik edip, tatil yapmamız lazım. Gergin bir ülkeyiz, tatile ihtiyacımız var.” SÖYLENDİĞİNDE “ÖYLE ŞEY Mİ OLUR” DİYECEĞİNİZ BİR SÜRÜ SORUN YAŞIYORUZ. TÜRSAB’ın yaptığı çalışmalar konusundaki soru üzerine Bağlıkaya: “TÜRSAB olarak sektörün pazarlama ayağındayız. Bizim için önemli olan tur operatörlerinin ve seyahat acentelerinin yaşadığı zorlukları yasal olarak düzenlemelerle aşmak. Çok basit konularda çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Seyahat acenteleri birliğinin üyeleri mesela transfer yaparken havaalanında zorluk yaşıyor. Bir turisti aldınız İstanbul’dan Yalova’ya götüreceksiniz, götüremiyorsunuz. Her belediyeden ayrı taşıma belgesi almanız lazım. Söylendiğinde “öyle şey mi olur” diyeceğiniz bir sürü sorun yaşıyoruz. Bu tarz sorunları çözmek için bakanlığımızla görüşerek yasal düzenlemelerle sorunları aşmaya çalışıyoruz. Üyelerimize ücretsiz ya da cüzi ücretlerle pazarlama imkanı sağlıyoruz. Teknoloji konusunda destek olmak için basic programları üyelerimizin kullanımına sunuyoruz. Denetlemelerle üyelerimizin haksız rekabete maruz kalmasını engelliyoruz.“ dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.