Hava Durumu

#Turizmci

TOURISMJOURNAL - Turizmci haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Turizmci haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Uraloğlu: “Tersane İstanbul” hazinemize kira geliri kazandıracak" Haber

Uraloğlu: “Tersane İstanbul” hazinemize kira geliri kazandıracak"

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 23 Şubat 2019’da temeli atılan “Tersane İstanbul” da saha incelemesi yaptı. İnceleme sonrası basın açıklamasında bulunan Bakan Uraloğlu, “Tersane İstanbul” un 45 yıllık işletme sonucu hazineye 1 milyar 346 milyon dolar kira geliri getireceğini belirtti. Uraloğlu, projenin ise yüzde 69’un tamamlandığı bilgisini verdi. “Son 30 yılda tersane işlevini yitirmişti” 150 yıldır sivillere kapalı olan alanın tekrar vatandaşlarla buluşacağını dile getiren Uraloğlu“Burada bulunan tarihi tersanemiz “Tersane-i Amire”, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden iki yıl sonra, 1455’te kuruldu. Fatih Sultan Mehmet sonrasında yeni kızaklar ile savaş gemisi yapımında kullanılan havuzlar inşa edilerek tersane gelişmeye devam etti. Burası 16 ve 17'nci yüzyıllarda Akdeniz Bölgesi’nde yer alan en büyük tersanelerdendi. Tersane, Cumhuriyet Döneminde de askeri ve sivil gemilerin yapımı, bakımı ve onarımında kullanıldı. Proje alanı, son 30 yılda tersane işlevini yitirmişti. Bu nedenle tarihi tersanemizin karakterini koruyarak bu alanı gelecek nesillere aktarmak için “Tersane İstanbul” projesini geliştirdik. Özellikle yaklaşık 150 yıldır sivillere kapalı bu alanda, tarihi dokuyu koruyarak vatandaşlarımızı tekrar haliçle buluşturma amacını taşıyoruz” diye konuştu. “26 adet tescilli tarihi yapıyı da restore ederek kullanımına kazandıracağız” Projede yer alan sosyal aktivite alanlarından bahseden Uraloğlu, “Proje kapsamında; Sahil şeridinde yürüyüş ve bisiklet parkurları, Kafe ve dinlenme mekanları, Sosyal aktivite alanları ve 1000 kişilik cami, Kütüphane, Gençler ve öğrenciler için deneyim odaklı aktivite alanları, Tarihi yarımadanın turizmini destekleyen konaklama alanları, 70’er yatlık 2 yat limanı ve su sporları alanları oluşturuyoruz. Böylece 1,8 kilometrelik sahil hattını bir buçuk yüzyıldan sonra insanımızla buluşturmuş olacağız. Projenin tamamlanması ile toplam alanı 83.300 metrekare olan 26 adet tescilli tarihi yapıyı da restore ederek kullanımına kazandıracağız. Özetle bu eşsiz bölgenin hem endüstri mirasına sahip çıkıyor hem de İstanbul’un marka değerine önemli bir katkıda bulunuyoruz” dedi. “Şu anda proje genelinde ilerleme seviyemiz yüzde 69” “Tersane İstanbul; tarihi Osmanlı tersanelerini yeniden İstanbul’un kalbine taşıyacak, gözlerden uzak kalan tersane bölgesi; zengin geçmişini gözler önüne seren örnek bir koruma yaklaşımıyla, yeniden kent yaşamının canlı bir parçası olacak. 1.8 km kıyı bandına sahip Tersane İstanbul 4 fazda inşa ediliyor. 23 Şubat 2019’da temeli atılarak çalışmaları başladı. Şu anda proje genelinde ilerleme seviyemiz yüzde 69. Halka açılacak birinci faz kapsamında olan 25. ve 26. blokların kısmi kabulünü 11 Haziran’da yaptık. Bu yıl bitmeden birinci fazın tamamlanmasını hedefliyoruz. Osmanlı döneminde torpido fabrikası olarak kullanılan yapının restorasyonu bitince ulusal ve uluslararası organizasyonlar ile hizmet vermeye başlıyor olacağız. Üstelik yaklaşık 889 milyon dolarlık dev bir yatırım olan böyle bir cazibe merkezini kamu kaynağı kullanmadan gerçekleştiriyoruz. 45 yıllık işletme süresince de hazinemize toplam 1 milyar 346 milyon dolar kira geliri kazandırmış olacağız” ifadelerini kullandı.

Ersoy: "Yeni Antalya Arkeoloji Müzesi inşaatına yakında başlıyoruz" Haber

Ersoy: "Yeni Antalya Arkeoloji Müzesi inşaatına yakında başlıyoruz"

Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği'nin (AKTOB) Ağustos ayı toplantısı, Aksu ilçesinde bir otelde düzenlendi. Toplantıya, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Antalya Valisi Hulusi Şahin, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Erkan Yağcı, AKTOB Başkanı Kaan Kavaloğlu, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği Başkanı Adlıhan Dere, AKTOB YK Üyeleri ve çok sayıda turizmci katıldı. "Krizlere karşı bağışıklık kazanmış yeni bir turizm" 2023 yılının ilk altı ayında 22,9 milyon olan ziyaretçi sayısının, 2024 yılının ilk 6 ayında 26 milyonun üstüne çıktığına dikkat çeken Bakan Mehmet Nuri Ersoy, turizm gelirinin ise 2023 yılının ilk altı ayına göre yüzde 9'dan fazla artarak 23,7 milyar dolara ulaştığını ifade etti. Ersoy, “Ancak biz bunu yeterli görmüyoruz. Ülkemiz turizmi için çok daha fazlasını başarabileceğimize olan inancımızla 2024 yılı hedefimiz olan 60 milyon ziyaretçi ve 60 milyar dolar gelir rakamına ulaşmak için çalışmayı sürdürüyoruz. Tabi biz hedefimizi açıkladıktan sonra turizm sektörünü etkileyen hem bölgesel hem de küresel düzeyde birçok olay yaşandı. Bunların arasında yılbaşında hedeflerimizi açıklarken göz önünde bulundurduklarımız vardı. Avrupa Futbol Şampiyonası ve Olimpiyatlar gibi. Bu iki büyük spor organizasyonunun haziran, temmuz ve ağustos aylarına etkisini tahmin ediyorduk. Bir yandan da bölgemizde devam eden siyasi gerilimler ve savaşlar var. İşte bu nedenle biz tahmin ettiğimiz ya da hiç bilmediğimiz gelişmelere karşı, Türk turizmini güçlü kılmak adına birçok önlem aldık. Antalya'yı ve ülkemizi dünya turizminin süper ligine çıkartmak ve orada kalıcı hale getirmek adına stratejiler geliştirdik. “Krizlere karşı bağışıklık kazanmış yeni bir turizm” anlayışıyla hareket ederek Türk turizminde üst üste rekorlar kırmayı başardık” diye konuştu. Bakan Ersoy, Antalya'yı dünyaya tanıtmak amacıyla; 2023 yılında Antalya'da düzenlenen 74 etkinlik kapsamında, aralarında tur operatörü, basın mensubu ve influencerların da yer aldığı; 75 ülkeden, toplam 2 bin 107 kişi ağırlandığını kaydetti. Ersoy, “TGA bünyesinde 200'den fazla ülkede tanıtım ve reklam çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Türkiye olarak dünyada turizm konusunda en yoğun ve en etkili reklam veren ülkeyiz. Bu süreçte attığımız en önemli adımlardan biri de turizmi 12 aya çıkartmak için yaptıklarımız oldu. Türk Arkeoloji Tarihinin Altın Çağı - Geleceğe Miras Projemiz kapsamında, arkeolojik çalışma sayılarını arttırdık. İnşallah 60 yılda ülkemizde arkeoloji alanında yapılan çalışmalara eş değer işi 4 yılda tamamlayacağız. Yeni Antalya Arkeoloji Müzesi inşaatına yakında başlıyoruz, proje çalışmalarında sona gelindi. Bununla birlikte Kemer'e de bir Sualtı Arkeoloji Müzesi kazandıracağız” ifadelerini kullandı. Antalya'nın şehir içi trafik sorununu Cumhurbaşkanı yakından takip ediyor Geçtiğimiz yıl başlatılan Kültür Yolu Festivali'nin, Antalya'da 2-10 Kasım tarihleri arasında gerçekleşeceğini söyleyen Bakan Mehmet Nuri Ersoy, “Bu yıl 2-10 Kasım tarihinde festivalimizi en güçlü şekilde Antalyamız'da sizlerle buluşturacağız. Bu tarihleri berilerken en önemli önceliğimizin, Antalyamız'ın turizm sezonunu uzatılmasına festivalimiz aracılığıyla katkı sağlamak olduğunu da belirtmeliyim. Ancak gözbebeğimiz Antalya'da maalesef altyapı ve ulaşım sorunları yaşanıyor. Biz, Kültür ve Turizm bakanlığı olarak Antalya'ya hiç yakışmayan altyapı sorunlarını çözmeyi de kendimize görev bildik ve bu çerçevede önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Belek ve Kemer bölgesinin gelecek 50 yıllık ihtiyaçlarını karşılayacak kanalizasyon altyapılarını ve atık su biyolojik arıtma tesislerini tamamlayıp hizmete aldık. Alanya otoyolunun ihalesi, yap-işlet-devret modeliyle Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız tarafından yapıldı. Ayrıca Karayolları Genel Müdürlüğümüz ile beraber, şehir içi trafiğin azaltılması ve kavşak düzenlemeleri konusunda projeler geliştiriyoruz. Bu yıl sonuna kadar inşaat sürecinin başlayacağını söyleyebiliriz. Konuyu Cumhurbaşkanımız da yakinen takip ediyor” diye konuştu.

Yunan adalarındaki turizmciler mutlu: Türkler bizi kurtardı Haber

Yunan adalarındaki turizmciler mutlu: Türkler bizi kurtardı

Kapıda vizeyle birlikte Yunan adaları, tatillerin gözde rotaları arasında yer alıyor. Bu yıl yaz tatili için Yunan Adaları’na giden Türk turist sayısının rekor kırması bekleniyor. YUNANLAR MEMNUN Yunan turizmciler ise durumdan hayli memnun. 182 BİN KİŞİ GİTTİ Yunan Kamu Düzeni Bakanlığından verilen rakamlara göre, bu yıl temmuz ayının ilk haftasına kadar ülkeye giriş yapan Türk turist sayısı 182 bin kişiyi geçti. Bunların 35 binini, 10 adada 1 Nisan’dan itibaren kademeli olarak yürürlüğe giren “kapıda (limanda) vize” uygulamasıyla ülkeye giriş yapanlar oluşturdu. Yunan turizmciler, Türk turistlerin daha kaliteli hizmeti daha uygun fiyata alabildiği için adaları tercih ettikleri görüşünde. "MİDİLLİ’DE ISTAKOZ KALMADI" Hürriyet gazetesinden Yorgo Kırbaki’nin haberine göre, Midilli’ye gelen turistlerin yüzde 75’inin Türk olduğunu belirten Midilli Turizm Acenteleri Derneği Genel Sekreteri Aris Lazaris, şunları söyledi: Adanın ekonomisine katkıları büyük. Türk turistlerin büyük bölümü varlıklı. Onların sayesinde, Midilli bu yıl ıstakoz kalmadı. Türk turistler, Kuzey Avrupalılar gibi bir salata ile karın doyurmuyorlar. Şüphesiz bizim de kendilerine profesyonelce davranmamız önemli. Eğer onları soymaya kalkışırsak bir daha gelmezler. Midilli esnafı da bunun gayet bilincinde. "BİZİ TÜRK TURİSTLER KURTARDI" Sisam Adası'nda otel sahibi Fotini Yerondi de “Bu yaz, ada ekonomisini Türk turistler kurtardı. Hollanda ve İskandinav ülkelerinden adaya gelen turist sayısında yüzde 50 düşüş var. Türk turistler huysuz değiller. Her şey için öyle şikâyet etmiyorlar.” diye konuştu. "GELEN YİNE GELİYOR" Türk turistlerin her yerde para harcadığını belirten gazeteci Teodoros Piliotis ise şu ifadeleri kullandı: Türk turistler hem sakin hem de iyi müşteriler. Sadece otel ve lokantalarda değil, süper marketlerde, elektronik eşya satan dükkânlar da para harcıyorlar. Bir defa gelenler, ertesi yıl yine geliyorlar. Ada sakinleri ile dostluk ilişkileri kurdular.

MTO Başkanı Ayhan ‘ Turizmciye sahip çıkma zamanı' Haber

MTO Başkanı Ayhan ‘ Turizmciye sahip çıkma zamanı'

‘‘Turizmde fiyatları maliyetler belirliyor" Marmaris Ticaret Odası Başkanı Mutlu Ayhan, Ülke ekonomisine ciddi döviz girdisi sağlayan, Muğla'nın ve turizmde faaliyet gösteren işletmelerin eleştirilere maruz kalması ile ilgili "Son günlerde bazı haberlerde ve bazı sosyal medya paylaşımlarında Yunanistan'ın Türkiye'den daha ucuz olduğuna dair bazı haberlere hepimiz şahit oluyoruz. Bununla alakalı olarak öncelikle belirtmemiz gereken konu, fiyatların turizmciler tarafından keyfi olarak belirlenmediği, maliyetlerin belirlediği gerçeğidir. Buna biraz örnek vermek gerekirse, geçtiğimiz yılla kıyasladığımızda Haziran 2023'ten bu yana asgari ücrete yüzde 100 oranında bir zam yapıldı. Yine tüpte yüzde 41, Ayçiçek yağında yüzde 42, et fiyatlarında yüzde 58, tavukta yüzde 77, akaryakıtta yüzde 77 ve alkollü içeceklerde de yüzde 62 oranında bir zam geldi. Tabii bu süreçte döviz kurundaki artış Euro'da yüzde 24 olarak gerçekleşti. Şimdi burada iki sıkıntı var: Enflasyon ve döviz kuru arasındaki artış oranının arasındaki makas bu nedenle gerek Türk vatandaşlarının gerekse de yabancı misafirlerin alım gücü maalesef düşmüş durumda. Yani burada turizmcilerin keyfi olarak fiyatı artırdığı, fırsatçılık yaptığı konuları tamamen gerçek dışıdır" dedi. "Zaman turizmciye sahip çıkma zamanıdır" MTO Başkanı Ayhan sezon ile ilgili Marmaris'in diğer turizm kentlerine nazaran daha iyi bir durumda olduğunu belirterek "Marmaris'in yaz sezonu geçtiğimiz yıla oranla kıyasladığımızda, Haziran ayı sonu itibariyle geçtiğimiz yıl Dalaman Havalimanı'na inen dış hat yolcu sayısı toplam 608 bin iken, bu sene 680 bin olarak gerçekleşmiş. Yine İngiltere pazarına baktığımızda, geçtiğimiz yıl 410 bin olan rakam bu yıl 454 bin olarak gerçekleşmiş. Yani dış pazarda yüzde 10'luk bir artıştan bahsetmek mümkün. Ancak maalesef iç pazarda beklentimizin oldukça altında seyrediyor. Bu da tamamen alım gücüyle alakalı bir durum. Ama Marmaris özelinde diğer yerlerle kıyasladığımızda nispeten daha dolu olduğumuzu söylemek mümkün. Ben buradan tüm Türk halkına da sesleniyorum: Turizmci bu dönemde sahip çıkmayı bekliyor. Ekonomik koşullar malum. Ancak burada diğer ülkelerle ve destinasyonlarla kıyaslamak önemli. Son günlerde İspanya'da turist karşıtı eylemler söz konusu bunun bir fırsata dönüşmesi durumu söz konusu. Ayrıca, Avrupa Birliği'ne bağlı ülkelerde vize kısıtlamaları ve randevu kısıtlamaları söz konusu. Özellikle vize başvurularında ret oranları neredeyse yüzde 50'lere vardı. Bu dönemde Türk turizmciler sahip çıkmayı bekliyor" şeklinde konuştu. "Marmaris ile yurt dışı fiyatları çok farklı değil" Marmaris Ticaret Odası (MTO) Başkanı Mutlu Ayhan, Marmaris'te oteller haricinde restoran ve diğer hizmet sektörünün de fiyatlar konusunda hassasiyet gösterdiğine dikkat çekerek "Marmaris'te durum yurtdışından çok da farklı değil. Biraz önce de belirttiğim gibi, maliyetlerden kaynaklı fiyatlar belirleniyor. Ama Marmaris'te plajlara girerken herhangi bir ücret ödeme gibi bir durum söz konusu değil. Bunun yanında restoranlarda kuver veya servis ücreti yazılımı olması gibi bir durum da söz konusu değil. Marmaris şu an mevcut fiyatlarıyla diğer destinasyonlar arasında kendini ayırıyor. Ben tüm halkımızı en uygun koşullarda, dünyanın en güzel yeri olan Marmaris'te tatillerini geçirmek üzere davet ediyorum"' sözleri ile doğa ve kültür cenneti olan ilçeye yerli ve yabancı tatilcileri beklediklerini ifade etti.

Turizmciden yurt içinde fahiş fiyat denetimi çağrısı Haber

Turizmciden yurt içinde fahiş fiyat denetimi çağrısı

Döviz getiren ve cari açı­ğın finansmanına doğru­dan katkı sağlayan turizm sektöründe yüksek enflasyon, ta­til süresinin kısılmasına neden oldu. Fiyatlardaki artışın yanı sı­ra turizmciler son dönemde sos­yal medyada yayılan bazı video ve paylaşımlarda ‘Türkiye’nin çok pahalı olduğu’ algısının yayılma­sının turizmi baltaladığı uyarısı yapıyor. Sektör yetkilileri bu para­lelde yerli ve yabancı turistin Yu­nanistan, Rodos, İspanya, İtalya gibi Akdeniz çanağındaki rakip ül­kelere kaptırıldığının altını çizdi. Ege ve Akdeniz’de yüksek enf­lasyonun getirdiği maliyet ar­tışlarına rağmen konaklama te­sislerinin, kampanyalarla fi­yatları baskılamaya ve güncel artışları yansıtmamaya çalıştığını savunan sektör temsilcileri, “İki top dondurmanın 20 pounda, bir markette bir kutu kolanın 250 TL’ye satılması turizme zarar ve­riyor. Bunu mutlaka önlemeliyiz. Turizm zabıtaları oluşturup bu esnafın çok iyi denetlenmesi, fi­yatların sürekli gözetim altında tutulması gerekiyor. Ahlaki eroz­yonun, dünyanın en güzel coğraf­yasına uzun vadede vereceği zara­rı iyi anlamalı ve ona göre politika üretmeliyiz. Bu sorunların üste­sinden gelebilmek için birlikte ha­reket etmeliyiz” çağrısı yaptı. Tatilci süreyi kısalttı Türkiye’deki yüksek enflasyon karşısında ekonomik çözüm ara­yan ve tatil süresini birkaç gün kıs­maya başlayan yerli ve yabancı tu­rist, geçen sezon her şey dahil 7 gün için harcadığı ortalama 49 bin liralık bütçesiyle, bu sezon 5 güne yaklaşık 50 bin lira ödeyerek tatil yapabiliyor. Maliyet artışı karşı­sında turistin tatilden vazgeçme­diğine işaret eden sektör temsil­cileri, “Ancak önceden 7 gece ko­naklıyorsa artık 5 gece kalıyor. 9’sa 7’ye, 3-4 günse 1,6-2 geceye düşü­yor” dedi. Otellerin de turistlerin değişen taleplerine cevap vermek için çalıştığına işaret eden sektör temsilcileri, “Beş gecenin altında satış vermeyen konaklama tesis­leri, şu anda 3-4 gecelik satış ver­meye başladı. Turistin daha faz­la kalması için turizm aktiviteleri artırılmalı ki daha çok döviz gir­disi sağlansın” çağrısı yaptı. Tu­rizm verileri de konaklamalarda­ki düşüşe işaret ediyor. Her ne ka­dar ikinci çeyrek turizm gelirleri 31 Temmuz’da açıklanacak olsa da bu yılın ilk çeyrek verilerinde or­talama geceleme sayısının 14.9 ol­duğu belirlendi. Bu sayı, geçen yıl ilk çeyrekte 15,3’tü. Yabancı turis­tin 2023 Ocak-Mart döneminde 13 olan ortalama geceleme sayısı da bu yıl ilk çeyrekte 11,1 olurken, yerli turistin ise ortalama 17,4’ten 12,9’a gerilediği görüldü. Diğer ta­raftan turistik tesislerin, maliyet artışlarını güncel fiyatlara yan­sıtmamaya çalıştığına işaret eden sektör temsilcileri, artan mali­yet karşısındaki fiyat politikasını, “Geçen yıl 4 bin lira olan bir tesis, bu yıl 6 bin -6 bin 500 lira civarın­da. Maliyet artışları dikkate alın­dığında güncel rakamlar 8 bin – 8 bin 500 lira seviyesinde. Ancak bu artışlar yansıtılmıyor” diye özetle­di. Öte yandan Akdeniz’de beş yıl­dızlı bir otelde her şey dahil orta­lama tatil fiyatı 21 bin liradan baş­larken, ultra lüks villalarda 350 bin liraları aştığı belirlendi. How To Make Travel & Ennar Cave House Yönetim Kurulu Baş­kanı Hami Koç, yerlinin yanı sıra yabancı turistin de en ekonomik şekilde tatil yapmak istediğine dikkat çekti. Koç, sözlerini şöy­le sürdürdü: “Fiyat hassasiyeti ön planda, ucuz tatil arayışı var. Ba­lona bineyim geri döneyim, eko­nomik olsun istiyorlar. Yabancı bir turist ortalama 1,6 gününü Ka­padokya’ya ayırıyor. Yani 16 saat ayırarak daha ekonomik olması­na çalışıyor. Yabancı turist önce­den 3-4 gün kalırken, şu anda 1,6 – 2 güne düştü. O nedenle Kapa­dokya’da turistlerin yapabileceği aktiviteleri fazlalaştırmalıyız. Bu sayede kalacağı gün sayısını artır­malıyız ki, daha çok döviz girdisi sağlansın. Yerli turist ise 1 güne düşüyor. Batı’dan Doğu’ya geçer­ken sabah geliyor, akşam gidiyor. Yerli turist daha çok çadır, kara­vanda konaklıyor.” Tesis olarak yüzde 85 yabancı ağırlıklı çalıştıklarını ve daha çok yabancı aileleri ağırladıklarını söyleyen Koç, “Şu anda Kapadok­ya bölge otellerinde doluluk yüzde 35-40 arasında. Geçen yıl odabaşı ortalama fiyat 70 euroydu, şu an­da 55 euroya gerilemiş durumda” dedi. Koç, yüksek maliyet ve sabit kur dolayısıyla satılan her oda için odabaşı 620 lira zararın olduğu­nu söyledi. Koç, son olarak "Bizde konaklama fiyatları çok uygun, ancak yiyecek-içecek pahalı ma­alesef. Fırsat fiyatlarına izin ve­rilmemeli" dedi. Rota değişmedi, ancak geceleme düştü Jolly Tur Yurt­dışı Turizm Di­rektörü Tolga Te­kin, enflasyonist ortamda mali­yet artışlarının iç turizmde tatilci davranışlarına etkisine yönelik, “Tatil bir ihtiyaç. Geçmişte 7 ge­ce konaklıyorsa, artık 5 gece ko­naklayabiliyor. Veya daha makul fiyatlı otelleri tercih ediyorlar” diye konuştu. Sektör ciroların­da enflasyondaki artışın etkili ol­duğunu, ancak turist sayısının da yüzde 30-35’lik bir yükseliş görül­düğüne işaret eden Tekin, “Bura­daki fiyat artışlarına göre tatilci­ler, kendi bütçesini ayarlıyor” diye konuştu. Yüksek enflasyonla satın almadaki düşüşün rota değişikli­ğine neden olup olmadığı konu­sunda Tekin, “Keskin bir değişik­lik yok. Alışkın olduğu yere yine gidiyor. Örneğin Ayvalık’ı seven yine Ayvalık’a, Çeşme’yi seven yi­ne oraya gidiyor. Ancak daha lüks segmentten A-B kategorisine yö­neliş ve daha az konaklama sayısı söz konusu” değerlendirmesi yap­tı. En çok talep gören bölgenin ne­resi olduğu sorusuna Tekin, “Her zaman Akdeniz” yanıtını verdi. Oteller satın alma gücüne cevap vermeye çalışıyor Jolly İç Turizm Oteller Direktö­rü Cihat Gür, enf­lasyonla yükselen maliyetler karşı­sında tatilcilerin de kendi bütçesi­ni otellerin konaklama şartlarına uyarlamaya çalıştığına işaret ede­rek, “Oteller de artık misafirlerin şartlarına uymaya çalışıyor. Ön­ceden en az 5 gecenin altında sa­tış vermeyen bir otel, şu anda 4 ge­ce, 3 gece veriyor. Otel tarafında da müşteri tarafında da herkes aslın­da kol kola girmiş, birbirine destek olarak ilerlemeye çalışıyor. Çün­kü satın alma gücünde düşüş söz konusu” diye konuştu. Tatilcilerin gözdesi olan Akdeniz’de Antalya Alanya’nın başı çektiğine dikkati çeken Gür, “Alanya’yı Side, Belek takip ediyor. Ege’de Bodrum başı çekiyor. Bodrum, Marmaris, Fet­hiye olarak sıralanıyor” bilgileri­ni verdi. Son dakikalar yüzde 70 arttı Akbaldan Tu­rizm Yönetim Ku­rulu Başkanı Murat Akbal, artık tatilci­lerin yılda bir de­fa dinlenmek için kendi çözümlerini geliştirdiğine işaret ederek, şun­ları söyledi: “Tatil süresini düşü­rüyorlar. Sezon başı ya da sezon sonları rezervasyon yapmaktan­sa tam sezonda gelmeyi tercih edi­yorlar. Örneğin 7 günse, 4 veya 5 gün gelmeyi tercih ediyorlar. Haf­ta içi uygun olduğu için onu tercih edenler var.” Turistin, tatil süresi­ni kısaltarak bütçesini ayarladığı­na işaret eden Akbal, “Mesela ge­çen yıl, her şey dahil bir butik otel için 7 güne 49 bin lira öderken, şu anda 5 günde 50 bin lira ödeyerek tatilini yapabiliyor.” Geçen yıl ve önceki yıllara bakıldığında son dakika rezervasyonlarının ciddi artış gösterdiğine işaret eden Ak­bal, “Dün karar veriyor, fiyatı ana­liz ediyor ve bugün tesise geliyor. Son dakikalarda 15 günden bu yana yüzde 60-70 artış var. Son dakikalarla oteller, gün içinde ya da akşam dolmuş oluyor. Boş oda stok yapılamadığı için tesisler, indirim ve kampanyalar yaparak otelleri doldurma yolunda ilerli­yorlar” diye konuştu. Geceleme sayıları düşüş trendinde Ela Hotels & Re­sorts Turizm Ko­ordinatörü Kor­han Alşan, sektör girdi maliyetleri­nin Kovid-19 son­rasında arttığını, önceden dengelenebilen mali­yetlerin kurların durağan seyret­mesi ve yüksek enflasyonun ne­gatif etkiyle fiyatlara yansıdığı­nı vurguladı. İç piyasada turist sayısının yüzde 30 artığını, an­cak gecelik tatil periyotlarındaki düşüşe işaret eden Alşan, sözle­rini şöyle sürdürdü: “Tüm dün­yadaki kaynak pazarlarda gece­leme sayıları düşüyor; kişi başı yüzde 10-15’lik bir düşüş söz ko­nusu. Önceden yabancı turistin 9 gün olan geceleme sayısı 7-8’e düştü. Bu, pazara göre farklılık gösteriyor. İç piyasada ortalama 6 gece olan konaklamalar da 5 - 5,5 gecelerde. Tüketiciler, daha uygun fiyatlı dönemlere, erken rezervasyon kampanyalarına ya da tatilin kısaltılması gibi farklı çözümlere ilgi göstermeye baş­ladı. Tüketicinin tatilini karşıla­ma ihtiyacı devam ediyor, ancak bütçe odaklı bir davranış sergi­liyor. Bu, hem yerli hem yabancı turist için geçerli. Fiyat hassa­siyeti yüksek. Global ekonomik durgunluk, jeopolitik gelişmeler, küresel belirsizliklerin tüketici­ler üzerindeki etkileri, tüm sek­törlerde olduğu gibi turizmde de hissediliyor.”  "En pahalı ürün ile B plus işletmeler karşılaştırılıyor"  Dünyanın en güzel coğrafyasında turizm yapma imkanı olsa da bu şansın iyi değerlendirildiğinin söylenemeyeceğine dikkati çeken Akbaldan Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akbal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Fahiş fiyatlarla yapılan satışların sosyal medyada ve tur acentelerinde sıkça konuşulması endişe verici bir hal almış durumda. Marmaris merkezde iki top dondurmanın 20 pounda satılması, bir markette bir kutu kolanın 250 TL’ye alınması gibi olaylar, hem yerel hem de uluslararası platformlarda büyük yankı uyandırdı. Almanya ve Hollanda’da sosyal medyada bazı yabancılar çok pahalıya aldığını belirten paylaşımlar yapıyor. Bunlar mutlaka önlenmeli. Ahlaki erozyonun, uzun vadede vereceği zararı iyi anlamalı ve ona göre politika üretmeliyiz. Bu sorunların üstesinden gelebilmek için birlikte hareket etmeliyiz. Özellikle turizm zabıtaları oluşturulup esnafın çok iyi denetlenmesi gerekiyor. Turizm doğrudan döviz gelirimiz, o nedenle ne gerekiyorsa yapmalıyız.” Türkiye ve Yunanistan karşılaştırmasına da değinen Akbal, “Türkiye’deki en pahalı bir ürün ile Yunanistan’daki B plus işletmeler karşılaştırılıyor. Ege ve Akdeniz’de popüler yerlerde bir beach 3 bin TL, Rodos’ta 150-200 eurodan (7 bin TL) başlıyor. Oysa ülkemizde de çok güzel plajlara ücretsiz girilebiliyor. Çok farklı iki ürünün karşılaştırılması, fiyatları manipüle ediyor” diye konuştu.

Turizmciden yurt içinde fahiş fiyat denetimi çağrısı Haber

Turizmciden yurt içinde fahiş fiyat denetimi çağrısı

Döviz getiren ve cari açı­ğın finansmanına doğru­dan katkı sağlayan turizm sektöründe yüksek enflasyon, ta­til süresinin kısılmasına neden oldu. Fiyatlardaki artışın yanı sı­ra turizmciler son dönemde sos­yal medyada yayılan bazı video ve paylaşımlarda ‘Türkiye’nin çok pahalı olduğu’ algısının yayılma­sının turizmi baltaladığı uyarısı yapıyor. Sektör yetkilileri bu para­lelde yerli ve yabancı turistin Yu­nanistan, Rodos, İspanya, İtalya gibi Akdeniz çanağındaki rakip ül­kelere kaptırıldığının altını çizdi. Ege ve Akdeniz’de yüksek enf­lasyonun getirdiği maliyet ar­tışlarına rağmen konaklama te­sislerinin, kampanyalarla fi­yatları baskılamaya ve güncel artışları yansıtmamaya çalıştığını savunan sektör temsilcileri, “İki top dondurmanın 20 pounda, bir markette bir kutu kolanın 250 TL’ye satılması turizme zarar ve­riyor. Bunu mutlaka önlemeliyiz. Turizm zabıtaları oluşturup bu esnafın çok iyi denetlenmesi, fi­yatların sürekli gözetim altında tutulması gerekiyor. Ahlaki eroz­yonun, dünyanın en güzel coğraf­yasına uzun vadede vereceği zara­rı iyi anlamalı ve ona göre politika üretmeliyiz. Bu sorunların üste­sinden gelebilmek için birlikte ha­reket etmeliyiz” çağrısı yaptı. Tatilci süreyi kısalttı Türkiye’deki yüksek enflasyon karşısında ekonomik çözüm ara­yan ve tatil süresini birkaç gün kıs­maya başlayan yerli ve yabancı tu­rist, geçen sezon her şey dahil 7 gün için harcadığı ortalama 49 bin liralık bütçesiyle, bu sezon 5 güne yaklaşık 50 bin lira ödeyerek tatil yapabiliyor. Maliyet artışı karşı­sında turistin tatilden vazgeçme­diğine işaret eden sektör temsil­cileri, “Ancak önceden 7 gece ko­naklıyorsa artık 5 gece kalıyor. 9’sa 7’ye, 3-4 günse 1,6-2 geceye düşü­yor” dedi. Otellerin de turistlerin değişen taleplerine cevap vermek için çalıştığına işaret eden sektör temsilcileri, “Beş gecenin altında satış vermeyen konaklama tesis­leri, şu anda 3-4 gecelik satış ver­meye başladı. Turistin daha faz­la kalması için turizm aktiviteleri artırılmalı ki daha çok döviz gir­disi sağlansın” çağrısı yaptı. Tu­rizm verileri de konaklamalarda­ki düşüşe işaret ediyor. Her ne ka­dar ikinci çeyrek turizm gelirleri 31 Temmuz’da açıklanacak olsa da bu yılın ilk çeyrek verilerinde or­talama geceleme sayısının 14.9 ol­duğu belirlendi. Bu sayı, geçen yıl ilk çeyrekte 15,3’tü. Yabancı turis­tin 2023 Ocak-Mart döneminde 13 olan ortalama geceleme sayısı da bu yıl ilk çeyrekte 11,1 olurken, yerli turistin ise ortalama 17,4’ten 12,9’a gerilediği görüldü. Diğer ta­raftan turistik tesislerin, maliyet artışlarını güncel fiyatlara yan­sıtmamaya çalıştığına işaret eden sektör temsilcileri, artan mali­yet karşısındaki fiyat politikasını, “Geçen yıl 4 bin lira olan bir tesis, bu yıl 6 bin -6 bin 500 lira civarın­da. Maliyet artışları dikkate alın­dığında güncel rakamlar 8 bin – 8 bin 500 lira seviyesinde. Ancak bu artışlar yansıtılmıyor” diye özetle­di. Öte yandan Akdeniz’de beş yıl­dızlı bir otelde her şey dahil orta­lama tatil fiyatı 21 bin liradan baş­larken, ultra lüks villalarda 350 bin liraları aştığı belirlendi. How To Make Travel & Ennar Cave House Yönetim Kurulu Baş­kanı Hami Koç, yerlinin yanı sıra yabancı turistin de en ekonomik şekilde tatil yapmak istediğine dikkat çekti. Koç, sözlerini şöy­le sürdürdü: “Fiyat hassasiyeti ön planda, ucuz tatil arayışı var. Ba­lona bineyim geri döneyim, eko­nomik olsun istiyorlar. Yabancı bir turist ortalama 1,6 gününü Ka­padokya’ya ayırıyor. Yani 16 saat ayırarak daha ekonomik olması­na çalışıyor. Yabancı turist önce­den 3-4 gün kalırken, şu anda 1,6 – 2 güne düştü. O nedenle Kapa­dokya’da turistlerin yapabileceği aktiviteleri fazlalaştırmalıyız. Bu sayede kalacağı gün sayısını artır­malıyız ki, daha çok döviz girdisi sağlansın. Yerli turist ise 1 güne düşüyor. Batı’dan Doğu’ya geçer­ken sabah geliyor, akşam gidiyor. Yerli turist daha çok çadır, kara­vanda konaklıyor.” Tesis olarak yüzde 85 yabancı ağırlıklı çalıştıklarını ve daha çok yabancı aileleri ağırladıklarını söyleyen Koç, “Şu anda Kapadok­ya bölge otellerinde doluluk yüzde 35-40 arasında. Geçen yıl odabaşı ortalama fiyat 70 euroydu, şu an­da 55 euroya gerilemiş durumda” dedi. Koç, yüksek maliyet ve sabit kur dolayısıyla satılan her oda için odabaşı 620 lira zararın olduğu­nu söyledi. Koç, son olarak "Bizde konaklama fiyatları çok uygun, ancak yiyecek-içecek pahalı ma­alesef. Fırsat fiyatlarına izin ve­rilmemeli" dedi. Rota değişmedi, ancak geceleme düştü Jolly Tur Yurt­dışı Turizm Di­rektörü Tolga Te­kin, enflasyonist ortamda mali­yet artışlarının iç turizmde tatilci davranışlarına etkisine yönelik, “Tatil bir ihtiyaç. Geçmişte 7 ge­ce konaklıyorsa, artık 5 gece ko­naklayabiliyor. Veya daha makul fiyatlı otelleri tercih ediyorlar” diye konuştu. Sektör ciroların­da enflasyondaki artışın etkili ol­duğunu, ancak turist sayısının da yüzde 30-35’lik bir yükseliş görül­düğüne işaret eden Tekin, “Bura­daki fiyat artışlarına göre tatilci­ler, kendi bütçesini ayarlıyor” diye konuştu. Yüksek enflasyonla satın almadaki düşüşün rota değişikli­ğine neden olup olmadığı konu­sunda Tekin, “Keskin bir değişik­lik yok. Alışkın olduğu yere yine gidiyor. Örneğin Ayvalık’ı seven yine Ayvalık’a, Çeşme’yi seven yi­ne oraya gidiyor. Ancak daha lüks segmentten A-B kategorisine yö­neliş ve daha az konaklama sayısı söz konusu” değerlendirmesi yap­tı. En çok talep gören bölgenin ne­resi olduğu sorusuna Tekin, “Her zaman Akdeniz” yanıtını verdi. Oteller satın alma gücüne cevap vermeye çalışıyor Jolly İç Turizm Oteller Direktö­rü Cihat Gür, enf­lasyonla yükselen maliyetler karşı­sında tatilcilerin de kendi bütçesi­ni otellerin konaklama şartlarına uyarlamaya çalıştığına işaret ede­rek, “Oteller de artık misafirlerin şartlarına uymaya çalışıyor. Ön­ceden en az 5 gecenin altında sa­tış vermeyen bir otel, şu anda 4 ge­ce, 3 gece veriyor. Otel tarafında da müşteri tarafında da herkes aslın­da kol kola girmiş, birbirine destek olarak ilerlemeye çalışıyor. Çün­kü satın alma gücünde düşüş söz konusu” diye konuştu. Tatilcilerin gözdesi olan Akdeniz’de Antalya Alanya’nın başı çektiğine dikkati çeken Gür, “Alanya’yı Side, Belek takip ediyor. Ege’de Bodrum başı çekiyor. Bodrum, Marmaris, Fet­hiye olarak sıralanıyor” bilgileri­ni verdi. Son dakikalar yüzde 70 arttı Akbaldan Tu­rizm Yönetim Ku­rulu Başkanı Murat Akbal, artık tatilci­lerin yılda bir de­fa dinlenmek için kendi çözümlerini geliştirdiğine işaret ederek, şun­ları söyledi: “Tatil süresini düşü­rüyorlar. Sezon başı ya da sezon sonları rezervasyon yapmaktan­sa tam sezonda gelmeyi tercih edi­yorlar. Örneğin 7 günse, 4 veya 5 gün gelmeyi tercih ediyorlar. Haf­ta içi uygun olduğu için onu tercih edenler var.” Turistin, tatil süresi­ni kısaltarak bütçesini ayarladığı­na işaret eden Akbal, “Mesela ge­çen yıl, her şey dahil bir butik otel için 7 güne 49 bin lira öderken, şu anda 5 günde 50 bin lira ödeyerek tatilini yapabiliyor.” Geçen yıl ve önceki yıllara bakıldığında son dakika rezervasyonlarının ciddi artış gösterdiğine işaret eden Ak­bal, “Dün karar veriyor, fiyatı ana­liz ediyor ve bugün tesise geliyor. Son dakikalarda 15 günden bu yana yüzde 60-70 artış var. Son dakikalarla oteller, gün içinde ya da akşam dolmuş oluyor. Boş oda stok yapılamadığı için tesisler, indirim ve kampanyalar yaparak otelleri doldurma yolunda ilerli­yorlar” diye konuştu. Geceleme sayıları düşüş trendinde Ela Hotels & Re­sorts Turizm Ko­ordinatörü Kor­han Alşan, sektör girdi maliyetleri­nin Kovid-19 son­rasında arttığını, önceden dengelenebilen mali­yetlerin kurların durağan seyret­mesi ve yüksek enflasyonun ne­gatif etkiyle fiyatlara yansıdığı­nı vurguladı. İç piyasada turist sayısının yüzde 30 artığını, an­cak gecelik tatil periyotlarındaki düşüşe işaret eden Alşan, sözle­rini şöyle sürdürdü: “Tüm dün­yadaki kaynak pazarlarda gece­leme sayıları düşüyor; kişi başı yüzde 10-15’lik bir düşüş söz ko­nusu. Önceden yabancı turistin 9 gün olan geceleme sayısı 7-8’e düştü. Bu, pazara göre farklılık gösteriyor. İç piyasada ortalama 6 gece olan konaklamalar da 5 - 5,5 gecelerde. Tüketiciler, daha uygun fiyatlı dönemlere, erken rezervasyon kampanyalarına ya da tatilin kısaltılması gibi farklı çözümlere ilgi göstermeye baş­ladı. Tüketicinin tatilini karşıla­ma ihtiyacı devam ediyor, ancak bütçe odaklı bir davranış sergi­liyor. Bu, hem yerli hem yabancı turist için geçerli. Fiyat hassa­siyeti yüksek. Global ekonomik durgunluk, jeopolitik gelişmeler, küresel belirsizliklerin tüketici­ler üzerindeki etkileri, tüm sek­törlerde olduğu gibi turizmde de hissediliyor.”  "En pahalı ürün ile B plus işletmeler karşılaştırılıyor"  Dünyanın en güzel coğrafyasında turizm yapma imkanı olsa da bu şansın iyi değerlendirildiğinin söylenemeyeceğine dikkati çeken Akbaldan Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akbal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Fahiş fiyatlarla yapılan satışların sosyal medyada ve tur acentelerinde sıkça konuşulması endişe verici bir hal almış durumda. Marmaris merkezde iki top dondurmanın 20 pounda satılması, bir markette bir kutu kolanın 250 TL’ye alınması gibi olaylar, hem yerel hem de uluslararası platformlarda büyük yankı uyandırdı. Almanya ve Hollanda’da sosyal medyada bazı yabancılar çok pahalıya aldığını belirten paylaşımlar yapıyor. Bunlar mutlaka önlenmeli. Ahlaki erozyonun, uzun vadede vereceği zararı iyi anlamalı ve ona göre politika üretmeliyiz. Bu sorunların üstesinden gelebilmek için birlikte hareket etmeliyiz. Özellikle turizm zabıtaları oluşturulup esnafın çok iyi denetlenmesi gerekiyor. Turizm doğrudan döviz gelirimiz, o nedenle ne gerekiyorsa yapmalıyız.” Türkiye ve Yunanistan karşılaştırmasına da değinen Akbal, “Türkiye’deki en pahalı bir ürün ile Yunanistan’daki B plus işletmeler karşılaştırılıyor. Ege ve Akdeniz’de popüler yerlerde bir beach 3 bin TL, Rodos’ta 150-200 eurodan (7 bin TL) başlıyor. Oysa ülkemizde de çok güzel plajlara ücretsiz girilebiliyor. Çok farklı iki ürünün karşılaştırılması, fiyatları manipüle ediyor” diye konuştu.

Turizmci İspanya ve Portekiz'de iş gücü açığı var Haber

Turizmci İspanya ve Portekiz'de iş gücü açığı var

Ülkede Kovid-19 salgını öncesinde 2019 yılı rakamlarına göre gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYİH) yüzde 12,2'sini oluşturan turizm sektörünün bu yıl aynı rakamlara ulaşması hatta geçmesi öngörülüyor. Sektördeki iş gücü sorunu ise dikkati çekiyor. Ulusal İstatistik Enstitüsünün (INE) açıkladığı verilere göre, sektördeki personel açığı bu yılın ilk yarısında bir önceki seneye göre 8 bin 217 kişi arttı. İşçi Komisyonları Sendikası (CCOO) da 2019'dan bu yana özellikle garsonlar ve mutfak arkasında çalışanlar konusundaki açığın 32 bin kişiyi bulduğunu duyurdu. İspanyol basınına açıklama yapan kafeterya, bar ve restoran sahipleri, "Artık kimse garson olmak istemiyor çünkü bunu devamlılığı olan profesyonel bir iş olarak görmüyor. Deneyimli ve çalışma arzusu olan nitelikli personel bulmak zor. Günümüz şartlarında garsonluk geçici bir iş." değerlendirmesinde bulundu. 30 yıldır sektörde çalışan İspanyol garson Jose, normal şartlarda bir garsonun aylık kazancının 1300 ila 1400 avro olduğunu belirtti. Jose, "Şu anda hastalıktan dolayı raporluyum ve geriye dönük sosyal güvenlik primlerimin tam yatırılmamasından dolayı az para alıyorum. Günlük çalışma saatinin 8 olması gerekirken 12 saat çalışıyorsun. Genç nesil bunu çok iyi gördüğünden daha iyisini bulduğu anda ayrılıyor." ifadelerini kullandı. Turizmde otel ve yemek-içecek sektöründeki işverenlerin bağlı bulunduğu derneğin yetkilileri, sorunun farkında olduklarını, son 20 yılda sektördeki istihdamın iki kat artmasına rağmen gençlerin iş gücü piyasasına katılımının üçte bir düştüğünü açıkladı. Braintrust danışmanlık şirketinin verilerine göre turist sayısında 83 milyon ile 2019'da rekor kıran İspanya, bu yıl 85 milyon turist ve 100 milyar avro gelir bekliyor. Portekiz Turizmin GSYİH'deki payı 2019'da (Kovid-19 öncesindeki en yüksek seviye olmasından dolayı) yüzde 15'i bulan Portekiz'de de personel açığıyla ilgili İspanya'ya benzer sorunlar yaşanıyor. Portekiz Kafeterya, Bar, Restoran İşletmecileri Derneği (AHP), 2023'te sektördeki personel açığının 2019'a göre 45 bin kişi arttığını bildirdi. AHP Başkanı Cristina Siza Vieria, ocak-mayıs döneminde turist sayısının bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 26 arttığını ancak personel sıkıntısından dolayı talepleri karşılamakta zorlandıklarını söyledi. Vieria, turizmde talebin artmasına rağmen 2019 ile kıyaslandığında 2023'te yiyecek-içecek sektöründeki personel açığının 34 bin kişiyi bulduğunu ifade etti. Turist sayısındaki en iyi yılını 27 milyon ile 2019'da kayıtlara geçiren Portekiz, 2023'te bu rakamı geçmeyi hedefliyor.

Yunanistan, Türkiye sınırındaki çelik çitten duvarı turizme açacak Haber

Yunanistan, Türkiye sınırındaki çelik çitten duvarı turizme açacak

Batı Trakya'deki yerel yayın organlarının haberine göre Yunanistan ile Türkiye arasındaki Meriç sınırına örülen metal çitin turistik bir cazibe merkezi haline gelmesi için çalışmalara başlandı. YUNANİSTAN’DAKİ TURİZM ŞİRKETLERİ HAREKETE GEÇTİ Yunanistan'daki turizm ve seyahat acentelerinin, Yunanistan ile Türkiye arasındaki Meriç sınırına örülen metal çiti turistik bir cazibe merkezi haline gelmesi için Yunanistan genelinde hızla çalışmalara başladığı belirtildi. Atinalı turizm acenteleri ve Dedeağaç (Evros)  sınırına gezi düzenleyen turizm acentelerinin,  yerli ve yabancı turist gruplarının yoğun ilgisine konu olan Ferecik bölgesinin bu tür ziyaretler için açılması yönünde taleplerinin olduğu ifade ediliyor. Meriç (Evros) Deltası'na güvenli erişim için Dedeağaç Belediyesinde geçtiğimiz hafta Belediye Başkanı Yiannis Zambukis'in girişimiyle gerçekleştirilen son toplantıda da bu konunun ele alındığı belirtilirken, Başkan Zambukis'in, toplantıya katılan XII Dedeağaç Tümeni temsilcisine, sürekli artan ilgi nedeniyle belirli bölgelere ziyaret izni vermenin ordunun sorumluluğunda olduğunu hatırlatıp konuyu askeri makamlara aktarmasını talep ettiği ifade ediliyor.Belediye Başkanı’nın bir çözüm bulmak için meseleyi sadece orduya değil, merkezi düzeyde siyasi liderliğe de taşımasını istediği ve çitin bir noktasında, Poros bölgesinde veya başka bir yerinde ziyaret imkanı olması yönünde görüş belirttiği kaydedildi. ÇİTİ UZATMAK İÇİN AB’DEN DESTEK İSTEDİ Yunanistan halen 43 kilometre uzunluğundaki çelik çiti 115 kilometreye uzatmak için AB ‘den destek istemişti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.