Hava Durumu

#Türkiye Turizm Tanıtım Ve Geliştirme Ajansı

TOURISMJOURNAL - Türkiye Turizm Tanıtım Ve Geliştirme Ajansı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiye Turizm Tanıtım Ve Geliştirme Ajansı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Turizmde Karbon Krizi: Teknoloji Yetersiz, Emisyonlar Artıyor Haber

Turizmde Karbon Krizi: Teknoloji Yetersiz, Emisyonlar Artıyor

Kapadokya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Görevlisi Doçent Halil Burak Sakal, küresel turizmden kaynaklanan karbon emisyonlarının hızla arttığını ve bu sorunun, mevcut teknolojik gelişmelerle çözülemeyecek boyutlara ulaştığını belirtti. Sakal’ın aktardığı verilere göre, 2019 itibarıyla turizm sektörünün sera gazı emisyonları 5,2 gigaton CO₂-e'ye ulaşarak, küresel toplam emisyonun yüzde 8,8’ini oluşturdu. Turizmde karbon emisyonlarının 2009-2019 yılları arasında yıllık ortalama yüzde 3,5 arttığını ifade eden Sakal, "Küresel ekonominin genel emisyon artışı yüzde 1,5 seviyesindeydi. Bu da turizmin diğer sektörlere oranla karbonsuzlaşmada çok daha zorlandığını ortaya koyuyor" dedi. Sakal, turizmdeki karbon artışının nedenleri arasında, artan gelir seviyeleri, nüfus artışı ve sık seyahat etme alışkanlıklarının yer aldığını belirterek, teknolojik iyileşmeler ve tedarik zinciri verimliliğinin artan talebin gerisinde kaldığını, bunun da karbon azaltma çabalarını etkisiz kıldığını değerlendirdi. TÜRKİYE’NİN TURİZMDEKİ KARBON AYAK İZİ Doç. Dr. Sakal’a göre, Türkiye’nin turizm kaynaklı karbon emisyonları, kişi başına düşen emisyon açısından Yunanistan, İspanya ve İtalya’nın gerisinde kalsa da, seyahat eden kişi sayısı hesaba katıldığında Türkiye’nin değeri (1,26 t/kişi) Yunanistan’ı geride bırakıyor ve İspanya ile İtalya’ya yaklaşıyor. Bu, Türkiye’nin seyahat sıklığı nedeniyle karbon ayak izinin önemli ölçüde arttığını gösteriyor. ÜLKELER ARASI FARKLILIKLAR 2009-2019 döneminde, İtalya ve Türkiye’nin turizm kaynaklı karbon emisyonlarında net artış görülürken, İspanya’da emisyonlar azaldı, Yunanistan’da ise daha sınırlı bir artış yaşandı. İtalya’daki artış, özellikle turizm harcamalarındaki yükselişle açıklanırken, Türkiye’de nüfus büyümesi ve tedarik zincirindeki faktörlerin de bu artışa katkı sağladığı ifade edildi. Buna karşılık, İspanya, bazı faktörlerdeki artışa rağmen toplam emisyonları azaltmayı başardı. Bu durum, ülkelerin turizm sektörlerindeki yapısal farklılıkların emisyonlara nasıl yansıdığını ortaya koyuyor. TÜRKİYE’DEN SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM ADIMLARI Türkiye, sürdürülebilir turizme geçişte önemli adımlar atıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA), 2019’dan bu yana sektörün daha düşük karbon emisyonlu bir yapıya geçmesi için çalışmalar yürütüyor. Bu kapsamda, 2030 yılına kadar tüm otellerin karbon emisyonlarını ölçmesi ve raporlaması zorunlu hale getirildi. TGA’nın geliştirdiği otel karbon emisyon ölçüm ve raporlama sistemi, dünya çapında bir ilk olarak dikkat çekiyor. KÜRESEL MÜCADELE İÇİN ÖNERİLER Doç. Dr. Sakal’a göre, Paris Anlaşması’nın 1,5 santigrat derece hedefini tutturmak için sadece teknolojik gelişmelere güvenmek yeterli değil. Sakal, "Turizmde talep yönetimi, karbon vergileri ve uzun mesafeli uçuşların sınırlandırılması gibi önlemler artık ertelenemez. Turizm sektöründe adil, sorumlu ve uzun vadeli bir dönüşümün sağlanması, iklim kriziyle mücadelede hayati önem taşıyor" ifadelerini kullandı.

Seferihisar’ın Tarihi ION Rotası’na Büyük Onur Haber

Seferihisar’ın Tarihi ION Rotası’na Büyük Onur

İZMİR (İHA) - Seferihisar Belediyesinin hayata geçirdiği ION Rotası Projesi, "Go Türkiye" platformunda Türkiye’nin 7 kültürel rotasından biri olarak seçildi. Bu başarı, bölgedeki kültürel mirasın korunması ve tanıtılmasına önemli katkı sağlarken, Seferihisar’ın ulusal ve uluslararası alandaki tanınırlığını artıracak bir adım olarak görülüyor. Seferihisar Belediyesinin öncülüğünde geliştirilen ION Rotası Projesi, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının (TGA) yürüttüğü "Go Türkiye" platformunda Türkiye'nin 7 kültürel rotasından biri olarak yerini aldı. ION Rotası, Ege'nin eşsiz doğası ve zengin tarihini bir araya getirerek bölgedeki antik Ionia (İyonya) kentlerini keşfetmeye olanak sağlıyor. Proje, bölgenin tarihi ve kültürel mirasını dünya sahnesine taşımayı ve yerel kalkınmayı desteklemeyi amaçlıyor. Rotada yer alan antik kentler, doğal güzellikler ve gastronomik zenginlikler, ziyaretçilere hafızalardan silinmeyecek bir deneyim sunuyor. ION Rotası; Teos, Lebedos (Seferihisar), Ephesos (Efes), Kolophon (Menderes), Klazomenai (Urla), Phokaia (Foça), Erythrai (Çeşme), Priene, Myus (Söke), Miletos (Didim), Chios (Sakız Adası), Samos ve Panionion (Kuşadası) şehirlerinden oluşan bir güzergâha sahip. Bu rota, Ege'nin en önemli antik yerleşimlerinden olan Ionia şehirlerinin geçmişini günümüz değerleriyle buluşturuyor. Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, "ION Rotası’nın T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen Go Türkiye platformunda yer alması, Seferihisar’ın kültürel ve tarihi zenginliğinin bir kez daha tescillenmesidir. Bu başarı, Seferihisar’ın sürdürülebilir turizm ve kültür projelerine verdiği önemin bir göstergesidir. Bu gelişme Seferihisar ve çevresinin uluslararası platformlarda bakanlık tarafından tanıtılacağı anlamına geliyor. Bölgemiz için çok önemli bir gelişme. Tüm paydaşlara teşekkür ediyoruz" açıklamasıyla konu hakkında bilgi verdi. Go Türkiye’nin 7 kültürel rotası arasında yer alan ION Rotası, Türkiye'nin tanıtım stratejisinde önemli bir yer edindi. Bu seçim, bölgenin turizm potansiyelini artırırken, ziyaretçileri Ege'nin antik hikâyeleriyle buluşturacak.

2025’te Turizmde İç Pazar Artışı ve Yeni Pazarlar Hedefte Haber

2025’te Turizmde İç Pazar Artışı ve Yeni Pazarlar Hedefte

2025 yılı için turist sayısındaki artış beklentisine ilişkin yapılan ankette, turizmcilerin yüzde 54’ü bu yıla kıyasla "yüzde 5-10 artış" öngörürken, yüzde 17’si "aynı kalır", yüzde 16’sı ise "yüzde 10-20 artar" tahmininde bulundu. Daha iyimser olan yüzde 6’lık bir kesim, artışın "yüzde 20-30" arasında olacağını belirtti. Turist sayısında azalış bekleyen turizmcilerin oranı ise yalnızca yüzde 2-3 seviyesinde kaldı. Anket sonuçları, erken rezervasyon oranlarında da yükseliş sinyalleri verdi. Katılımcıların yüzde 42’si erken rezervasyonların yüzde 5-10 oranında artmasını beklerken, yüzde 19’u bu artışın yüzde 10-20 arasında olacağını tahmin ediyor. Bununla birlikte, katılımcıların yüzde 27’si oranların 2024 ile aynı seviyede kalacağını düşünüyor. Turizmcilerin yüzde 60’ı, 2025 yılında online satışların yüzde 5-10 arasında artacağını tahmin ediyor. Daha iyimser bir görüşe sahip olan yüzde 30’luk kesim ise online satışlarda yüzde 20 ve üzeri bir büyüme bekliyor. ONLİNE SATIŞ VE AVRUPA PAZARINDA ARTIŞ TAHMİNLERİ Avrupa pazarına dair öngörüler de olumlu yönde. Ankete katılan turizmcilerin yarısından fazlası, 2025’te Avrupa’dan Türkiye’ye yönelik turist hareketinin yüzde 5-10 oranında artacağını düşünüyor. Katılımcıların yüzde 22’si Avrupa pazarının aynı seviyede kalacağını tahmin ederken, yüzde 16’lık bir kesim bu artışın yüzde 10-20 düzeyinde olacağını öngörüyor. Avrupa pazarında düşüş bekleyenlerin oranı ise oldukça düşük; yalnızca yüzde 2-3 seviyesinde kalıyor. RUSYA VE İÇ PAZARDAN BÜYÜK TURİST BEKLENTİSİ Anket sonuçları, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) pazarında, özellikle Rusya, Ukrayna, Belarus, Letonya ve Moldova gibi ülkelerden gelen turist sayısında artış öngörüyor. Katılımcıların yüzde 46’sı bu pazardan gelecek turist hareketinde yüzde 5-10 artış beklerken, yüzde 31’i mevcut seviyenin korunacağını düşünüyor. Yüzde 14’lük bir kesim ise bu artışın yüzde 10-20 arasında olacağına inanıyor. Düşüş bekleyenlerin oranı ise oldukça düşük görünüyor. 2025 için iç pazar da olumlu beklentilere sahip. Turizmcilerin yüzde 37’si, yerli turist sayısında yüzde 5-10’luk bir artış öngörüyor. Yüzde 29’u iç turizm akışının aynı düzeyde kalacağını belirtirken, yüzde 14’lük bir kesim ise yerli turist sayısında yüzde 5-10 oranında bir azalma bekliyor. YÜKSEK FAİZLER TURİZM SEKTÖRÜNÜ ZORLUYOR Anket sonuçlarına göre, 2024 yılındaki yüksek faiz oranları turizm sektörünü ciddi şekilde etkiledi. Katılımcıların yüzde 46’sı, bu dönemde kredi kullanamadığını ifade ederken, yüzde 24’ü krediye erişimde zorluk yaşadığını belirtti. Borçlarını yeniden yapılandırmak zorunda kalanların oranı ise yüzde 9 olarak kaydedildi. TURİZMCİLERİN TGA’DAN BEKLENTİSİ: 12 AY AKTİF TANITIM Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’ndan (TGA) turizmcilerin yüzde 50’si, turizmin 12 ay boyunca hareketliliğini sağlamak için spor, kongre, sağlık ve doğa sporları gibi alternatif turizm çeşitlerinin daha fazla tanıtılmasını talep ediyor. Bu çeşitliliğin, sektörün sürdürülebilirliği ve yıl geneline yayılması açısından kritik önemde olduğu vurgulanıyor. Anket sonuçları, Türkiye’de turizmin sürdürülebilir bir geleceğe odaklandığını ortaya koyuyor. Sektör temsilcilerinin öncelikli gördüğü ihtiyaçlar arasında kişi başı turizm gelirinin artırılması, yeni pazarlara erişim sağlanması, destinasyonlarda kalite artışı ve turistik bölgelerin korunması yer alıyor. Ayrıca, algı yönetimi, lobi faaliyetlerinin güçlendirilmesi ve finansa erişimin kolaylaştırılması da öne çıkan diğer beklentiler arasında. İKLİM KRİZİ TURİZMİ ETKİLİYOR Katılımcıların yüzde 33’ü iklim değişikliğinin kısa ve orta vadede turizme etkisinin hissedileceğini öngörürken, yüzde 30’u bu etkinin uzun vadede ortaya çıkacağını düşünüyor. Yüzde 28’lik bir kesim ise iklim krizinin etkilerinin şimdiden görülmeye başladığını ifade ediyor. SÜRDÜRÜLEBİLİR MODELLER ÖNEM KAZANIYOR Ankete katılanların yüzde 61’i sürdürülebilir turizm modellerine büyük önem verdiklerini ve uygulamaya geçirdiklerini belirtiyor. Ancak yüzde 17’lik bir kesim, mecburi kriterlerin ötesinde adım atmayı düşünmediğini ifade ederek daha sınırlı bir yaklaşım sergiliyor.

MATSO Başkanı Güngör'den Turizmde Yüzde 10 Artış Beklentisi Haber

MATSO Başkanı Güngör'den Turizmde Yüzde 10 Artış Beklentisi

ANTALYA (İHA) - Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO) Başkanı Seydi Tahsin Güngör, 2025 yılında turizmde yüzde 5-10 arasında bir artış beklediklerini açıkladı. MATSO Kasım Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda, turizm, ticaret ve bölge ekonomisine yönelik veriler paylaşıldı. Güngör, geçtiğimiz hafta düzenlenen "Kolektif Zanaat, Yeni Turizm Çağı" temalı 14. Turizm Resort Kongresi’nde yapılan tartışmaların turizmin geleceğine ışık tuttuğunu belirtti. Kongrede ele alınan kısa, orta ve uzun vadeli planların turizmin sürdürülebilir büyümesine katkı sağladığını ifade eden Güngör, 2025 turizm sezonu için olumlu sinyaller aldıklarını söyledi. "Turizm paydaşlarıyla yapılan görüşmeler sonucunda, gelecek sezonun rezervasyonlarına dair oldukça olumlu sinyaller aldık. 2025 turizm sezonu için yüzde 5- 10 bandında bir artış beklendiğini gördük. Her ne kadar erken rezervasyonların başlaması, oranların artacağına dair bir öngörü oluştursa da bu rakamlar, fuarların ve erken rezervasyon süreçlerinin tamamlanmasıyla daha da netleşecektir" dedi. Güngör, kongrenin düzenlenmesinde emeği geçenleri, başta AKTOB Başkanı Kaan Kavaloğlu olmak üzere kutladı. 2024’TE TURİZMDE %9 ARTIŞ YAŞANDI 2024 turizm sezonunu değerlendiren Güngör, Türkiye’nin 2023’te Ocak-Ekim döneminde 50 milyon turist ağırlandığını, bu rakamın 2024’te 55 milyona ulaştığını belirtti. Bu %9’luk artışın, Türkiye’nin turizmdeki cazibesini ve sürdürülebilir büyüme potansiyelini gösterdiğini vurguladı. MANAVGAT'A 10 AYDA 5,3 MİLYON TURİST Antalya’nın turizm potansiyelinden de bahseden Güngör, 2024 yılının Ocak-Ekim döneminde Antalya’ya 16 milyon 131 bin turistin geldiğini, Manavgat’ın ise 5 milyon 323 bin turist ağırladığını açıkladı. Türkiye genelinde turizm gelirleri 2024’te %6,6 artışla 46,88 milyar dolara ulaştı. "SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM İÇİN DAHA FAZLA ÇALIŞACAĞIZ" Güngör, yapay zekânın turizme entegre edilmesiyle sektördeki çeşitliliğin artırılabileceğini ifade etti. Turizmcilerin bireysel tanıtım çabalarının önemine değinirken, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın (TGA) faaliyetlerinin de stratejik bir öneme sahip olduğunu söyledi. MATSO olarak Manavgat-Side destinasyonunu tanıtmak için yurt içi ve yurt dışı fuarlarda aktif tanıtım çalışmaları yürütmeye devam edeceklerini belirten Güngör, 12 aya yayılan, nitelikli ve sürdürülebilir bir turizm için yoğun çaba göstermeleri gerektiğini vurguladı.

Türkiye'nin 15 Dev Sektörü Yeşil Gelecek İçin Dönüşüyor Haber

Türkiye'nin 15 Dev Sektörü Yeşil Gelecek İçin Dönüşüyor

Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nın TBMM’de onaylanmasıyla 2053 yılı için “net sıfır karbon” hedefini ilan etti. Bu karar, ambalajdan gıdaya, tekstilden kimyaya kadar tüm sektörlerin ajandasında yeşil dönüşümü birincil öncelik haline getirdi. Özellikle ihracatçı sektörler, rekabetçiliği korumak için yeşil dönüşüm yatırımlarına hız veriyor. İklim krizinin etkisi her geçen gün daha fazla hissedilirken, iş dünyasında büyük ölçekli politika değişiklikleri yaşanıyor. Dünya genelinde üretimden tüketime kadar her aşamada yeşil dönüşüm, en önemli gündem maddesi haline geldi. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Dünya Enerji Yatırımı raporuna göre, temiz enerji teknolojisi ve altyapısına yapılan küresel yatırımlar bu yıl 2 trilyon dolara ulaşacak. Bu rakam, fosil yakıtlara yapılan yatırımın iki katı. IEA, toplam enerji yatırımının 2024’te ilk kez 3 trilyon doları aşacağını öngörüyor. TÜRKİYE’NİN ENERJİ VERİMLİLİĞİ HEDEFİ Türkiye, sürdürülebilir ekonomiye geçiş için önemli adımlar atıyor. 2024 yılı başında açıklanan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’na göre, Türkiye 2030’a kadar enerji tüketimini %16 azaltarak 100 milyon ton emisyon azaltımı hedefliyor. Bu hedef için planlanan 20 milyar dolarlık yatırımın 7 milyar doları sanayide gerçekleşecek. Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER) Başkanı Onur Ünlü, Türk sanayisinin bu dönüşüme hazır olduğunu ancak finansman maliyetlerinin önemli bir engel oluşturduğunu belirtiyor. Ünlü, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve Türkiye Yeşil Taksonomisiyle ilgili mevzuatların yakın zamanda yürürlüğe girmesini beklediklerini ifade etti. Türkiye’nin yeşil dönüşüm ajandasında karbon nötr hedeflere ulaşmak, yeşil ekonomi uygulamalarını yaygınlaştırmak ve döngüsel ekonomiye geçişi desteklemek gibi stratejik öncelikler yer alıyor. Bu doğrultuda enerji, sanayi, ulaşım ve tarım sektörlerinde emisyon azaltıcı önlemler alınması planlanıyor. Deloitte Türkiye Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri Murat Günaydın, karbon fiyatlandırma politikalarının ve Emisyon Ticaret Sistemi’nin öncelikli konular olduğunu vurguluyor. Günaydın, yenilenebilir enerji yatırımlarının hız kazanacağını, enerji depolama sistemleri ve akıllı şebeke altyapılarına yatırımların önem kazanacağını belirtti. 15 SEKTÖRÜN DÖNÜŞÜM PLANLARI AB’nin Yeşil Mutabakat kriterleriyle uyum sağlamak isteyen Türkiye, ambalajdan tekstile, gıdadan plastik sektörüne kadar 15 büyük sektörü kapsayan dönüşüm projelerine odaklanmış durumda. 2050 yılında iklim nötr ilk kıta olmayı hedefleyen AB’yle ticaret yapmak isteyen ihracatçılar, bu süreç için kolları sıvadı. Yavuz Eroğlu / PAGEV / PAGÇEV PAGÇEV, Türkiye’yi küresel geri dönüşüm merkezine dönüştürmek için önemli projeler hayata geçiriyor. RePlast Eurasia Fuarı ile sektörde uluslararası bir platform oluşturuluyor, Türkiye’nin yeşil dönüşümde liderlik hedefi destekleniyor. Ambalaj Sektörü - Zeki Sarıbekir / ASD: Ambalaj sektörü, karbon ayak izini azaltarak döngüsel ekonomiye geçişte önemli adımlar atıyor. Geri dönüştürülebilir malzemelerle üretimi artırmayı hedefleyen sektör, ileri teknoloji yatırımlarıyla kaynak kullanımını optimize etmeye odaklanıyor. Yeşil OSB projelerine destek veren sektör, otomasyon ve Endüstri 4.0 ile uyumlu çalışmalara yöneliyor. Çimento Sektörü - Volkan Bozay / TÜRKÇİMENTO: Yeşil çimentoya geçiş sürecini hızlandıran çimento sektörü, düşük karbonlu üretim için alternatif yakıtlar ve geri kazanım teknolojilerine yatırım yapıyor. Klinker oranını düşürmeyi amaçlayan tebliğ ile önümüzdeki 10 yılda 11 milyon ton karbon salımı azaltılacak. Plastik Sektörü - Kenan Benliler / PAGDER: Plastik sektörü, karbon ayak izini azaltmak için geri dönüşüm kapasitesini artırıyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarıyla kaynak kullanımını optimize eden sektör, ürünlerin geri dönüşüm perspektifiyle tasarlanmasını teşvik ediyor. Kimya Sektörü - Adil Pelister / İKMİB: Plastik ve polimer alt sektörlerinde geri dönüştürülmüş hammadde kullanımıyla fosil yakıtlara bağımlılık azaltılıyor. Biyoplastikler ve biyoparçalanabilir malzemeler öne çıkıyor, özellikle temizlik, tarım ve kozmetik sektörlerinde çevre dostu ürünlere olan talebi karşılıyor. Sektör, sera gazı emisyonlarını azaltmaya odaklanarak yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji tasarrufu önlemleri geliştiriyor. Tekstil Sektörü - Ahmet Öksüz / İTHİB: Tekstil sektörü, "Tekstil Sektörü Sürdürülebilirlik Rehberi"ni yayımlayarak yeşil dönüşümde öncü adımlar attı. Marka-üretici-tüketici iş birliğine dayalı çözümlerle "greenwashing" denen yanıltıcı pazarlama taktiklerine karşı önlemler geliştirilmesi planlanıyor. Üreticiler, operasyonel süreçlerinde çevre dostu yöntemlere geçiş ve enerji verimliliği için yenilikçi teknolojilere yatırım yapıyor. Hazır Giyim Sektörü - Mustafa Paşahan / İHKİB: Belirlenen 40 eylemden 18’i uygulamaya geçti. Sektör, AB’nin sağladığı 37 milyon Euro’luk hibe desteğinden faydalanıyor. Karbon ayak izi ölçümü, ürün yaşam döngüsü, sera gazı emisyonları gibi konularda eğitimler düzenleniyor. Temmuz 2024’te yürürlüğe giren Ekotasarım Yönetmeliği ile, 2027’de dijital ürün pasaportuna geçilecek. Dönüşümün finansmanı için bakanlıklarla temaslar sürüyor. Lojistik Sektörü - Bilgehan Engin / UTİKAD: Lojistik, küresel sera gazı emisyonlarının %5’ini oluşturuyor. Taşımacılık %89, depolama %11 oranında buna katkıda bulunuyor. UTİKAD, üyelerine karbon ayak izi hesaplama, çevre dostu teknolojiye geçiş, intermodal taşımacılığın teşviki ve demiryolu taşımacılığının artırılması gibi alanlarda destek sağlıyor. Yeşil Lojistik Odak Grubu ile mevzuat değişikliklerini ve sürdürülebilir ulaşım çözümlerini değerlendiriyor, webinarlar düzenliyor. Enerji Sektörü - Elvan Tuğsuz Güven / HESİAD: Türkiye’nin yenilenebilir enerji üretimindeki payı %59’a ulaştı. 2035’e kadar 120 bin MW rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesi hedefleniyor. 80 milyar dolarlık yatırım planlanıyor. HES projelerinin hibrit kaynaklarla entegre edilmesi ve izin süreçlerinin kolaylaştırılmasının yeşil dönüşüme büyük katkı sağlayacağı söyleniyor. Tarım Sektörü - Muzaffer Turgut Kayhan / IPUD: Türkiye, 1,5 milyon hektar alanda organik tarım yapıyor ve iyi tarım uygulamaları yaygınlaştırılıyor. Türkiye'deki pamuk üretiminin %10’u sürdürülebilir kaynaklardan sağlanıyor. Tekstil ve hazır giyim sektörleri 2025’e kadar sürdürülebilir pamuk kullanımını %100’e çıkarmayı hedefliyor. İyi pamuk uygulamaları ile, yerli hammadde kullanımı artırılarak ihracat gelirlerinin Türkiye’de kalmasını sağlanacak. Demir ve Demir Dışı Metaller Sektörü - Çetin Tecdelioğlu / İDDMİB: 2026’dan itibaren karbon vergisi zorunluluğu getirileceği için hazırlıklar yapılması gerekiyor. Sektör, enerji yoğunluğu nedeniyle yeşil dönüşüm için enerji yatırımlarına ihtiyaç duyuyor. Dünya Bankası’ndan yatırımlar için 600 milyon Euro’luk kredi garantisi sağlandı. Firmaların, atıklarını uygun şekilde bertaraf etmesi ve kooperatif enerji üretim merkezleri kurarak kendi enerji ihtiyaçlarını karşılaması gerekecek. OTOMOTİV SEKTÖRÜ Otomotiv sektörü ihracatının %70’ini Avrupa pazarına yaparken, yeşil dönüşüm sürecine hız kazandırıyor. Ticari araçlarda elektrikli, binek araçlarda hibrit ve şarj edilebilir hibrit modellerle bu dönüşüme uyum sağlanıyor. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde IPA III programı kapsamında hibe desteği almaya hak kazandı. "Döngüsel Ekonomi ve Kaynak Verimliliği" ile "Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim" odaklı dört yıllık proje, sektördeki dönüşümün temellerini güçlendirecek. OSD Başkanı Cengiz Eroldu, Avrupa pazarında daralan talep ve elektrikli araçların düşük pazar payına dikkat çekerek, şarj altyapısı, teşvik mekanizmaları, yerli tedarik sanayinin dönüşümü, mevzuat altyapısı ve temiz enerji yatırımlarına yönelik bütüncül politikaların gerekliliğini vurguladı. 2025'te devreye girecek sıkı karbon emisyon hedefleri doğrultusunda Avrupa'nın milyarlarca Euro'luk elektrifikasyon yatırımları hızlanırken, Türkiye de bu sürece entegre olmak zorunda kalacak. TÜRKİYE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZMDE ÖNCÜ Sürdürülebilir turizm, çevrenin korunması ve çevre bilincinin geliştirilmesi odaklı çalışmalarıyla öne çıkıyor. Türkiye, 2023 yılında Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) aracılığıyla Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi (GSTC) ile iş birliği anlaşması yaparak, sürdürülebilirlikte dünya çapında örnek gösterilmişti. Türkiye’nin GSTC ile geliştirdiği ulusal sürdürülebilir turizm programı, Paris İklim Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’ndan doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesine katkı sağlıyor. Bu dönüşüm, ülkeyi uluslararası turizm trendlerine uyumlu hale getirerek güçlü bir rekabetçi konuma taşıyor. 2030'da uluslararası turist sayısının 1,8 milyara ulaşması beklenirken, Türkiye’nin bu süreçteki rolü giderek büyüyor. İNŞAAT SEKTÖRÜ: UYUYAN DEV İnşaat sektörü, küresel karbon emisyonlarının %40'ını oluşturması nedeniyle iklim kriziyle mücadelede kilit bir sektör olarak konumlanıyor. Binaların enerji tüketimi ve yaşam döngüsünde kullanılan malzemeler büyük oranda sera gazı emisyonlarına yol açıyor. Dünya Bankası, 2050’ye kadar dünya nüfusunun %70’inin şehirlerde yaşayacağını ve enerji tüketiminin büyük kısmının kentlerden kaynaklanacağını öngörüyor. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), bu doğrultuda Ulusal Katkı Beyanı ve Yeşil Mutabakat Eylem Planı altında bilgilendirme ve yönlendirme çalışmalarını sürdürüyor. Kamu-özel sektör iş birliği ile kurulan Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu, sektörü geleceğe hazırlamak için gerekli koordinasyonu sağlıyor. Süheyla Çebi Karahan - Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkan Vekili: İnşaat sektöründe yapılı çevre kaynaklı karbon emisyonlarını azaltmak için ulusal bazda bütüncül bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini söylüyor. Tasarım, malzeme seçimi, inşaat, kullanım ve yıkım süreçlerini kapsayan yapısal değişiklikler gerektiğini belirtiyor. Yeşil bina teknolojileri ve enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi gerektiğini ekliyor. Cem Özkök - Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı: Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşması için yeşil enerji projelerine daha fazla destek sağlanması gerektiğini aktarıyor. "Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) oluşturulmalı ve AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile uyumlu hale getirilmeli" diyor. 2053 net sıfır karbon hedefi doğrultusunda uzun vadeli düşük emisyonlu kalkınma stratejilerinin geliştirilmesi gerektiğini söylüyor Dr. Sena Serhadlıoğlu - SHURA Enerji Merkezi Kıdemli Analisti: İklim Yasası’nın yürürlüğe girmesi ve karbon fiyatlaması pilot uygulamasının başlaması bekleniyor. AB pazarında rekabet gücünü artırmak için karbon fiyatlamasına geçiş önemli hale geliyor. Kısa vadede enerji verimliliği ve elektrifikasyon, uzun vadede ise yeşil hidrojen gibi teknolojiler sanayide düşük karbonlu üretim için belirleyici olacak. Müberra Eresin - Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı: Türkiye, sürdürülebilir turizmde küresel bir örnek olmaya hazırlanıyor. Türkiye Sürdürülebilir Turizm Endüstri Kriterleri (TR-I), uluslararası standartlarla uyumlu şekilde hayata geçirildi. Bu dönüşüm, turizm sektöründe farkındalığı artırarak hem işletmelere hem de topluma katkı sağlayacak. Fatih Eren - Geri Dönüşümcüler ve Geri Kazanımcılar Derneği (GEKADER) Başkanı: Geri dönüşüm sektöründe enerji tüketimi yüksek, ancak güneş ve rüzgâr gibi alternatif enerji kullanan tesisler oldukça az. Yeşil enerji altyapısına yatırım yapmak ve bu enerjinin üretime yeterli olup olmayacağı konularında soru işaretleri bulunuyor.  

2024'ün En İyi Turizm Köyü Seçilen Ormana, Misafirlerini Bekliyor Haber

2024'ün En İyi Turizm Köyü Seçilen Ormana, Misafirlerini Bekliyor

ANTALYA (İHA) - Antalya'nın İbradı ilçesine bağlı Ormana Köyü, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü'nün (UNWTO) düzenlediği "En İyi Turizm Köyü Programı" kapsamında 2024 yılının en iyi turizm köyü seçildi. Tarihi düğmeli evleri, doğal güzellikleri ve 57 yıldır düzenlenen üzüm festivali gibi kültürel etkinlikleriyle tanınan köy, hem yerel hem de uluslararası turizme katkılarıyla bu prestijli unvanı almaya hak kazandı. Bu ödül, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un da köyü olan Ormana'nın sürdürülebilir turizm ve kırsal kalkınma konusundaki başarısını tescillemiş oldu. TÜRKİYE'DEN LİSTEYE GİREN TEK KÖY Toros Dağları'nın zirvesinde, Manavgat Çayı'nı besleyen derelerin arasında yer alan Ormana, Yörük kültürünün izlerini taşıyor. Köy, Türkiye'den listeye giren tek yerleşim yeri oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) tarafından yapılan başvurunun ardından seçilen köy, doğal ve kültürel dokusuyla dikkat çekiyor. Ormana'nın en dikkat çekici özelliği, Yörük kültüründen gelen ve harçsız bir yapı tekniğiyle yapılan tarihi düğmeli evler. Köyde yaklaşık 300 düğmeli ev bulunuyor. Bu evlerin 80 oda ve 170 yatak kapasiteli olanları restore edilerek 7 butik otele dönüştürüldü. Bu çalışmalar sayesinde köy, turizmde büyük bir dönüşüm yaşadı. Özgüven Vakfı Başkanı Tolga Özgüven, köyün bu başarıya ulaşmasının uzun soluklu bir çalışmanın sonucu olduğunu belirtti. Özgüven, "Bu aslında 2021 yılından itibaren süregelen bir çalışmanın eseridir. 2021 yılında TGA aracılığı ile Muhtarlığımız üzerinden bu başvuruyu yapmıştık. 2021 yılından sonra da çalışmalarımızı bırakmadık. 3 senenin vermiş olduğu tecrübe ve form iyileştirmesiyle dosyamızı daha da iyi bir şekle getirip eksikliklerimizi tamamlayıp bu unvana sahip olmuş olduk ve TGA aracılığıyla bu yıl için yaptığımız başvuru neticesinde Ormana dünyada 55 köyle birlikte bu yıl Türkiye'den seçilen tek köy oldu" sözlerinin ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı çalışanları ve STK'lara teşekkürlerini sundu. YÖRÜK KÜLTÜRÜNDEN GELEN BİR MİRAS: DÜĞMELİ EVLER Düğmeli evler, taş ve sedir ağacından yapılmış özel bir iskelet sistemine sahip. Harç kullanılmadan yapılan bu yapılar, kitleme mekanizmasıyla dikkat çekiyor. Bu nedenle "düğmeli ev" olarak adlandırılan bu mimari, 850 yıllık Yörük geleneğinin bir yansıması. Ormana'daki en eski düğmeli ev 400 yıllık geçmişe sahipken, diğer evlerin ortalama yaşı 300. EYNİF OVASI VE YILKI ATLARIYLA DOĞA TURİZMİ Ormana'nın doğal güzellikleri de en az tarihi kadar etkileyici. Osmanlı Sipahi ocağından kalma Eynif Ovası’nda yaşayan yılkı atları, doğa severler için büyüleyici bir manzara sunuyor. Ayrıca köy, tarihi İpek Yolu güzergahında yer almasıyla kültürel bir zenginlik de taşıyor. BİNLERCE TURİST AĞIRLANDI, BÖLGE TURİZMİ CANLANDI Özgüven Vakfı’nın öncülüğünde on yıldır sürdürülen çalışmalar sayesinde Ormana, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Vakıf Başkanı Tolga Özgüven, bu başarının sadece köy halkı için değil, Antalya ve Türkiye turizmi için de büyük bir kazanım olduğunu ifade etti. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un desteği ve köylülerin yıllardır süren emeği ile, Ormana’nın hak ettiği noktaya taşındığını belirtti. Dünya Turizm Örgütü tarafından en iyi turizm köyü unvanı almanın, bölge için büyük bir onur ve sorumluluk olduğunu ekledi.

Orta Karadeniz Güney Kore'nin Radarında Haber

Orta Karadeniz Güney Kore'nin Radarında

ÇORUM (İHA) - Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı'nın (OKA) öncülüğünde Güney Koreli turizmciler, bölgenin tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetmek üzere tanıtım turuna katıldı. Amasya, Çorum, Samsun, Tokat ve Ankara illerini kapsayan proje, Güney Kore'nin bu bölgeyi turizm rotasına dahil etmesini hedefliyor.   2009'dan beri turizm altyapı projelerine destek sağlayan OKA, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA), Türk Hava Yolları (THY) ve yerel paydaşlarla iş birliği yaparak, Güney Koreli yedi seyahat acentesine yönelik iş geliştirme odaklı bir tanıtım programı düzenledi.   HİTİT ROTASI İLE BAŞLAYAN TANITIM TURU Program, Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile başlayıp Boğazköy Müzesi, Hattuşa Ören Yeri, Alacahöyük ve Yazılıkaya Tapınağı gibi Hitit uygarlığının önemli merkezlerini kapsadı. Çorum Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nde gerçekleştirilen Hitit Çivi Yazısı Atölyesi, katılımcılara unutulmaz bir deneyim sundu.   İŞ BİRLİĞİ VE KÜLTÜREL BAĞLAR GÜÇLENİYOR Çorum’da Güney Koreli acente yöneticileriyle Orta Karadenizli turizm temsilcileri arasında yapılan B2B görüşmeler, iş birliği fırsatlarını değerlendirme şansı yarattı. Hana Tour, Interpark Tripile, Lotte Tour, Online Tour, Yellow Balloon, Saturn Travel and Business ve Bricks gibi önde gelen acentelerin temsilcileri ile bire bir görüşmeler gerçekleştirildi.   Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, konuşmasında Hititlerden günümüze bölgenin zengin kültürel geçmişine değindi. "Şehrimiz 8 bin yıllık çok kadim bir geçmişe sahip. Hattiler, Hititler, Romalılar, Selçuklular, Osmanlılar, Türkiye Cumhuriyeti gibi birçok medeniye ev sahiplik etmiş kadim bir Anadolu kentidir. Şehrimiz, adeta saymış olduğum tüm medeniyetlerde izler taşıyan bir kültür mozaiği. Millattan önce 1270'li yıllarda, dünyadaki ilk barış antlaşmasının bizim topraklarımızda yapılmış olması da bizim için gurur kaynağıdır. Kadeş Barış Antlaşmasının altında kral ve kraliçenin mühürlerinin birlikte bulunması, Anadolu'da kadına yaklaşımının geçmişini göstermesi bakımından da bizim için oldukça önem arz etmektedir. Dünya kültür mirasına birçok eserler bırakan Hitit İmparatorluğunun başkenti olması bizim için ayrı bir güzellik" diyerek bölgenin zengin tarihini katılımcılara anlattı. İki ülke arasındaki tarihi dostluğu vurgulayan Aşgın, Kore Savaşı'ndaki Türk askerlerinin fedakarlığını hatırlatarak, Güney Koreli turistleri bölgede daha fazla görmek istediklerini belirtti.   UNESCO LİSTESİNDEKİ ESERLER ZİYARET EDİLDİ Çorum Vali Yardımcısı Cengiz Nayman, programın iki ülke arasındaki dostluğu pekiştirdiğini ve Hitit mirasının uluslararası alanda daha fazla tanınmasına katkı sağladığını belirtti. Bölge hakkında konuşan Nayman, "Güney Kore'den gelen turizmcilerimizin bu buluşması yalnızca iki ülke arasındaki dostluk köprüsünü güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda Hititlerin tarihi mirasının uluslararası alanda daha da fazla tanınmasına katkı sağlayacaktır. Tarih sahnesinde diplomasinin başlangıcı olarak kabul edilen Kadeş Barış Antlaşması'nın imzalandığı Çorum, Unesco Dünya Kültür Mirası ve Dünya Birliği Listesinde yer alan önemli bir merkezdir" dedi. Tanıtım turunun diğer durakları arasında, UNESCO Geçici Miras Listesi'nde yer alan Amasya’daki Harşena Dağı ve Pontus Kral Kaya Mezarları, Amasya Kalesi, Yalıboyu Evleri ve Hazeranlar Konağı yer aldı. Programın ilerleyen günlerinde ise Samsun’daki Şahinkaya Kanyonu ve müzeler ziyaret edilecek.   Hititlerin önemli dini merkezi Nerik, tanıtım turunun son gününde ziyaret edilecek. Nerik'in, Çorum'dan Samsun'a uzanan bir kültür rotasının merkezi haline gelmesi bekleniyor.  

Antalya Gran Fondo'da Zamana Karşı Etabı Nefes Kesti Haber

Antalya Gran Fondo'da Zamana Karşı Etabı Nefes Kesti

İSTANBUL (İHA) - Antalya, dünyanın dört bir yanından bisiklet tutkunlarını ağırlıyor. 14-17 Kasım tarihlerinde düzenlenen UCI Nirvana Gran Fondo World Series Antalya, bisiklet dünyasının en prestijli etkinliklerinden biri olarak heyecan verici yarışlarla devam ediyor. Organizasyon, Nirvana Hotels ana sponsorluğunda Mooves Event tarafından düzenlenirken; Uluslararası Bisiklet Birliği (UCI), T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı, T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Bisiklet Federasyonu'nun destekleriyle gerçekleşiyor. Ayrıca Fraport TAV Antalya Airport, Corendon Airlines, AG Tohum, Arso İnşaat, Shimano ve Bisan gibi Antalya’nın önde gelen markalarının sponsorluğunda 3 farklı parkurda hayata geçiriliyor. Yarışın ilk günü, 20 km uzunluğundaki Zamana Karşı (TT) etabında 26 ülkeden gelen sporcuların mücadelelerine sahne oldu. Sporcular, Antalya Expo Yolu’nda start alarak 10 km gidiş ve 10 km geliş formatında tasarlanan parkurda en iyi zamanı elde etmek için pedal çevirdi. Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan’ın başlattığı yarışta sporcular birer dakikalık aralarla start aldı.  UCI Gran Fondo World Series kapsamında düzenlenen bu etap, Dünya Şampiyonası’na katılmak için kotalı bir yarış olarak büyük önem taşıyor. Sporcular, 20 km’lik parkuru en kısa sürede tamamlayarak kendi yaş kategorilerinde %25’lik dilime girmeye çalıştı. Bu başarıyı elde edenler, Dünya Şampiyonası'nda yarışmaya hak kazandı. KAZANANLAR AÇIKLANDI  Yarışın ardından düzenlenen ödül töreninde çeşitli yaş kategorilerinde birincilik kazanan isimler açıklandı. TT - 75-79 Erkek Sonuçlar - Vadim Fomin TT - 70-74 Erkek Sonuçlar - Zdenko Sluch TT - 65-69 Erkek Sonuçlar - Nick Giles TT - 60-64 Erkek Sonuçlar - Tarasinski Jaroslaw TT - 55-59 Erkek Sonuçlar - Bernd Quitzow TT - 50-54 Erkek Sonuçlar - Dmitry Murashko TT - 45-49 Erkek Sonuçlar - Sergei Kozulin TT - 40-44 Erkek Sonuçlar - Kağan Yavuz TT - 35-39 Erkek Sonuçlar - Sergei Serdiuk TT - 19-34 Erkek Sonuçlar - Danil Konotop TT - 16-18 Erkek Sonuçlar - Mustafa Alperen Aydınlı TT - 65-69 Kadın Sonuçlar - Lucia Borradaile TT - 60-64 Kadın Sonuçlar - Lindsay Philp TT - 55-59 Kadın Sonuçlar - Sissel Kulseth TT - 50-54 Kadın Sonuçlar - Natalie Sullivan TT - 45-49 Kadın Sonuçlar - Marina Letaeva TT - 40-44 Kadın Sonuçlar - Elizaveta Kostandi TT - 35-39 Kadın Sonuçlar - Şeniz Pamuk TT - 19-34 Kadın Sonuçlar - Mathilde Bengtson TT - 14-18 Kadın Sonuçlar - Lieia Bezlepkina

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.