Hava Durumu

#Unesco

TOURISMJOURNAL - Unesco haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Unesco haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Tarihi Kent Birgi, UNESCO Yolunda İlerliyor Haber

Tarihi Kent Birgi, UNESCO Yolunda İlerliyor

İZMİR (İHA) - İzmir’in Ödemiş ilçesinde yer alan ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan tarihi Birgi kenti, UNESCO Dünya Mirası kalıcı listesine hazırlanıyor. Belediye Başkanı Mustafa Turan, bu sürecin en önemli adımlarından biri olan Alan Yönetimi sürecinin başlatıldığını ve büyük bir heyecan duyduklarını dile getirdi. PAYDAŞLARLA İLK TOPLANTI GERÇEKLEŞTİRİLDİ Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürü Çağman Esirgemez’in Alan Yönetimi Başkanlığına atanmasıyla, Birgi’nin UNESCO sürecindeki çalışmaları hız kazanıyor. Süreçle ilgili düzenlenen ilk tanışma ve koordinasyon toplantısında, ilçenin önemli paydaşları bir araya geldi. Toplantıya, ilçe Kaymakamı Fatih Aksoy, Belediye Başkanı Mustafa Turan, İl Kültür Turizm Müdürü Dr. Sadık Doğruer, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat Daire Başkanı Sedat Kirt, ÇEKÜL Vakfı Genel Sekreteri Bilgin Sözen, Sentrium Projesinden Aslı Çakır Dağlı, Büşra Çelikalan, UNDP'den Seda Kutluk, TGA'dan Hasan Tahsin Karaali, Ege Üniversitesi Birgivi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Hanefi Palabıyık, Ticaret Odası Başkanı İbrahim Sürev, TÜRSAB temsilcileri ve gönüllüler katılım gösterdi. Toplantıda, UNESCO adaylık dosyasına yönelik yapılabilecek çalışmalar ve öneriler tartışıldı. Yönetim planının bir an önce oluşturulacağı ve çalışmalara hız verileceği açıklandı. MİMARİ VE KÜLTÜREL ZENGİNLİKLERLE DOLU BİRGİ Belediye Başkanı Mustafa Turan, 2012’den bu yana süren UNESCO yolculuğunda ortak çabayla başarıya ulaşacaklarına inandıklarını belirtti. Batı Anadolu’da mimari dokusunu korumayı başaran ender kentlerden biri olan Birgi’nin, cumbalı evleri, camileri, türbeleri, hamamları, medreseleri ve tescilli eserleriyle bir müze kent görünümünde olduğunu vurguladı. Turan, "Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) tarafından belirlenen 'UNWTO En İyi Turizm Köyleri' listesinde olan, zengin tarihî, kültürel değerleri, doğal güzellikleriyle dolu Birgi, birkaç yıl içinde süreçle ilgili çalışmalarını tamamlayacaktır. UNESCO Dünya Mirası yolunda kararlıyız, heyecanlıyız" sözleriyle çalışmalara olan inancını yineledi.

UNESCO'nun Koruduğu Çivisiz Cami'de Türk Tarihi Araştırılıyor Haber

UNESCO'nun Koruduğu Çivisiz Cami'de Türk Tarihi Araştırılıyor

KASTAMONU (İHA) - Kastamonu’nun Merkez ilçesine bağlı Kasaba Köyü’nde bulunan ve halk arasında "Çivisiz Cami" olarak bilinen Mahmut Bey Camii'nin çevresinde arkeolojik kazılar başladı. Bu kazılarla 14. yüzyıl Türk-İslam yerleşiminin izleri ortaya çıkarılacak. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne "Anadolu'nun Ortaçağ Dönemi Ahşap Direkli ve Kirişli Camileri" kategorisinde dahil edilen Mahmut Bey Camii, 1366 yılında Candaroğulları döneminde inşa edilmiş. Kastamonu Valiliği himayesinde ve Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) koordinasyonunda, Karabük Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü iş birliğiyle yürütülen kazı çalışmaları, caminin yalnızca mimari önemini değil, çevresindeki Türk yerleşim dokusunu da aydınlatmayı hedefliyor. TARİHİ KÜLLİYE VE YERLEŞİM İZLERİ KEŞFEDİLİYOR Kazılar kapsamında caminin 50 metre uzağında bulunan hamam kalıntılarında çalışmalar sürüyor. Kazı ekibi, hamamın camiyle aynı dönemde, 14. yüzyılda yapıldığını değerlendiriyor. Ayrıca, külliyeye işaret eden mezarlar, yapılar ve yerleşim kalıntıları da dikkat çekiyor. Kazı çalışmalarının başındaki Karabük Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Anar Azizsoy, bu kazılarla yalnızca cami ve hamamın değil, bölgedeki Türk yerleşim kültürünün de detaylı şekilde inceleneceğini belirterek, "Bilindiği üzere Türk kültüründe gelenek olarak cami yapımıyla birlikte hamam inşası da gerçekleştirilir. Bunun Selçuklu Devletinden itibaren Anadolu'nun çeşitli yerlerinde örnekleri mevcuttur. Biz de Mahmut Bey Camii ile bağlantısının ne denli olup olmadığının üzerine yaptığımız araştırmaları bu sene yaptığımız kazı ve devamında sürdüreceğimiz çalışmalarla birlikte açığa çıkarmayı umuyoruz" dedi. 14. YÜZYILIN TÜRK KÜLTÜRÜ AYDINLATILACAK Hamam dışında bölgedeki diğer yapılar, Türk yerleşim dokusunun varlığını somutlaştırıyor. Prof. Dr. Azizsoy, "Mahmut Bey Camii'nin az aşağında Saray Camii, çifte hamam bulunuyor, başka kalıntılarda mevcut. Yoğun olarak bu bölgede Türk kimliğinin ve kültürünün varlığını somut olarak belgeleyecek olan yerleşim dokusuna imkan tanıyan yapılar bulunuyor. Tarihe baktığımız zaman hanedanın varlığı da, yani Mahmut Bey'den sonrasında da oğluna ait bir mezarın bulunduğu, annesine ait bir türbenin olma ihtimali bu tezimizi daha da destekler nitelik taşıyor. Dolasıyla burada sadece hamam değil, aynı zamanda başka yapı topluluğunun ortaya çıkarılmasıyla birlikte Türklerde bir gelenek haline gelen bir külliye olma ihtimali de ister istemez akla geliyor" diyerek, yeni bulguların bölgenin turizmine katkı sağlayacak düzeyde olabileceğini ekledi. KASABA KÖYÜ’NÜN TARİHİ ÖNEMİ 14. yüzyılda yaklaşık 25 bin nüfusuyla önemli bir yerleşim merkezi olan Kasaba Köyü, Çobanoğulları ve Candaroğulları dönemlerinin izlerini taşıyor. Köy ile ilgili konuşan Azizsoy, "Bu kadar ciddi bir birikimi, yer altındaki tarihi mirası barındırmış olduğunu düşündüğümüz, buna inandığımız yerleşim yerinde sonraki evrelerde yapılacak olan kazı çalışmalarıyla tarihi dokunun rengi hiç şüphesiz değişecektir" ifadelerini kullandı. MAHMUT BEY CAMİİ HAKKINDA 1366 yılında Candaroğlu Mahmut Bey tarafından inşa edilen cami, ahşap direkli mimarisi ve iç mekan süslemeleriyle dikkat çekiyor. Çivi kullanılmadan yapılan üst örtüsü, camiyi mimari bir şaheser haline getiriyor. UNESCO tarafından tescillenen bu yapı, Türk kültürünün dünyaya tanıtılmasında önemli bir rol oynuyor.

Türk Hava Yolları'ndan Yeni Çevreci Seyahat Kiti Haber

Türk Hava Yolları'ndan Yeni Çevreci Seyahat Kiti

İSTANBUL (İHA) - Türk Hava Yolları (THY), "UNESCO Türkiye Serisi" adıyla tanıttığı yeni seyahat kitleriyle Türkiye’nin eşsiz tarihi ve kültürel değerlerini gökyüzüne taşıyor. Nemrut, Göbeklitepe, Kapadokya, Efes, Ani ve Troya gibi UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki lokasyonlardan ilham alan bu özel koleksiyon, dört farklı ebru tasarımı ve üç geleneksel halı-kilim motifini de içeriyor. HER UÇUŞTA BİR KÜLTÜREL YOLCULUK THY, Business sınıfında 5-8 saat aralığındaki uçuşlarda sunulan bu setleri, ocak ayı itibarıyla ekonomi sınıfındaki 8 saatten uzun uçuşlarda da kullanıma sunacak. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle hazırlanan koleksiyon, Türkiye’nin kültürel değerlerini uluslararası yolculara tanıtma vizyonunu destekliyor. ÇEVRE DOSTU VE ŞIK TASARIMLAR Modern Türk sanatını yansıtan seyahat kitleri, içinde Ex Nihilo tarafından geliştirilen el ve vücut losyonu, dudak balmı gibi lüks ürünler barındırıyor. Ayrıca çorap, göz bandı ve diş fırçası gibi malzemelerde yüzde 80 geri dönüştürülmüş materyaller ve biyolojik olarak parçalanabilen mısır nişastası gibi çevre dostu malzemeler kullanılıyor. KÜLTÜR VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇ İÇE Türk Hava Yolları Operasyon Genel Müdür Yardımcısı M. Akif Konar, "UNESCO Türkiye Serisi ile yalnızca misafirlerimize eşsiz bir uçuş deneyimi sunmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye'nin zengin kültürel mirasını dünya ile buluşturuyoruz. Türk Hava Yolları olarak, sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımımız ve kültürel değerlerimize sahip çıkma vizyonumuzla sektöre öncülük etmeye devam ediyoruz. Bu koleksiyon, Türkiye'nin binlerce yıllık tarihini ve sanatını modern bir yorumla yolcularımıza sunma çabamızın somut bir göstergesidir. Misafirlerimizin bu setlerle Türkiye'nin köklü geçmişine dokunmalarını ve eşsiz bir bağ kurmalarını hedefliyoruz" dedi. Türk Hava Yolları, hem seyahat konforu hem de kültürel anlatımda yeni standartlar belirlemeyi sürdürerek Türkiye’nin mirasını gökyüzünde yaşatma misyonuna devam ediyor.

Palmira Antik Kenti Eski Günlerine Özlem Duyuyor Haber

Palmira Antik Kenti Eski Günlerine Özlem Duyuyor

ŞAM (İHA) - UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve "Çölün Gelini" olarak bilinen Palmira Antik Kenti, Suriye iç savaşında yaşadığı büyük yıkımın ardından eski ihtişamını geri kazanmayı umut ediyor. 2015 yılında terör örgütü DEAŞ’ın saldırılarıyla büyük zarar gören kent, Bel Tapınağı ve Zafer Takı gibi simge yapılarını kaybetti. Diğer yapılar da ağır tahribat görürken, bölge 2017’de Rusya’nın desteğiyle rejim güçleri tarafından geri alındı. TURİZMDEKİ ALTIN GÜNLER GERİDE KALDI Savaş öncesi, yabancı turistlerin sıkça ziyaret ettiği Palmira, Suriye’nin ekonomisine önemli katkılar sağlıyordu. Ancak günümüzde bölge halkı, antik kentin tekrar canlanarak turizme kazandırılmasını bekliyor. Bir yerel sakin, "Burası tarihi ve eski bir yer. İnşallah eskisi gibi burası yeniden açılır ve turistler gelmeye başlar" derken, başka bir vatandaş eskiden Avrupa ve Orta Doğu’dan otobüslerle turistlerin Palmira’yı ziyaret ettiğini hatırlattı. ÇÖLÜN GELİNİ PALMİRA’NIN TARİHİ Palmira, Suriye’nin orta kesiminde, Şam’a 215 kilometre uzaklıkta, çölde yer alan eşsiz bir antik kent olup, 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu kontrolünde, Pers İmparatorluğu ile Fenikelilerin Akdeniz limanları arasında bir ticaret ve kültür merkeziydi. Roma döneminde, mimarisi ve görkemiyle önemli dini ve ticari bir merkez olan Palmira’nın tarihi M.Ö. 19. yüzyıla kadar uzanıyor. Bu tarihî şehir, savaşın yıkıcı etkilerinden kurtulup tekrar kültürel bir merkez olmayı hayal ediyor.

10 Bin Yıllık Tarihe Işık Tutan Kazılar Tamamlandı Haber

10 Bin Yıllık Tarihe Işık Tutan Kazılar Tamamlandı

DİYARBAKIR (İHA) - Diyarbakır'daki UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Amida Höyük'te 2024 kazı dönemi sona erdi. Kazılarda, Cumhuriyet döneminde basılmış, üzerinde Osmanlıca yazılar bulunan bir sikke de dahil olmak üzere birçok tarihi eser ortaya çıkarıldı ve sergilendi. Binlerce yıllık tarihî geçmişiyle Hurri-Mitanniler'den Persler'e, Eyyubiler'den Osmanlı'ya kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapan höyükte, 2018 yılında başlatılan kazılar bu yıl Artuklu Sarayı’nın çeşitli bölümlerinde sürdürüldü. Yangın izlerinden ve seramik kalıntılarından elde edilen verilere göre, höyükte yerleşimin M.Ö. 8 bin yılına kadar uzandığı tespit edildi. Kazı başkanı ve Dicle Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Yıldız, 2024'te 19 işçi ve 9 teknik personelin katkısıyla toplamda 35 noktada çalışma yaptıklarını belirtti. Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle yapılan çalışmalarda bu yıl bulunan en dikkat çekici eserler arasında Osmanlı dönemine ait bir rozet, Geç Uruk dönemine ait mühürler ve 1926 tarihli Cumhuriyet dönemi sikkesi bulunuyor. Sikke ile ilgili bilgi veren Yıldız, "Cumhuriyet döneminde gelen sikkemiz 1926 yılında basılan, 1923'te Cumhuriyet'in kurulmasıyla beraber ilk basılan paralar arasındadır. Ön yüzünde palamut ve meşe yaprağı, üstte ay-yıldız, hemen sol tarafta Osmanlıca 10 kuruş ibaresi yer almaktadır. Arka yüzde ise buğday başağı ve yine Osmanlıca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yine paranın basım tarihi olan 1926 tarihi vardır. Harf inkılabından önce basıldığı için yazılar Osmanlıca yazılmıştır" dedi. KAZILARDA ELDE EDİLEN BULGULAR Bu yıl gerçekleştirilen kazılarla ilgili konuşan Yıldız, "Bu yılki çalışmalarda özelikle Geç Uruk dönemine ait mühür, yine Osmanlı dönemine ait Çanakkale Savaşı rozetinin bulunması önemliydi. Onun dışında Neolitik ve Kalkolitik dönemden başlayıp Selçuklu, Artuklu, Eyyubi, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait birçok eser bu yılki kazı çalışmalarında ortaya çıkartıldı. Paleolitik döneme ait taş buluntular da var. Ama bunlar muhtemelen taşınma yoluyla Amida Höyük'e getirilmiştir" açıklamasını yaptı. Prof. Dr. Yıldız, Amida Höyük’ün kesintisiz 10 bin yıllık geçmişiyle Diyarbakır’ın tarihine ışık tuttuğunu vurguladı. Elde edilen eserler, Diyarbakır Arkeoloji Müzesi’nde sergilenecek.

Gladyatörler Şehri Kibyra, Karla Görsel Şölen Sunuyor Haber

Gladyatörler Şehri Kibyra, Karla Görsel Şölen Sunuyor

BURDUR (İHA) - Gladyatörler şehri olarak da anılan Kibyra Antik Kenti, kar yağışı sonrası eşsiz bir görsel şölen sunarak tarih ve doğa meraklılarının ilgisini çekmeyi başardı. Roma Dönemi'ne ait yapıları ve Medusa Mozaiği gibi eserleriyle öne çıkan Kibyra, 2024 yılında yaklaşık 35-40 bin ziyaretçi ağırladı. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Kibyra, Helenistik dönemden Osmanlı'ya uzanan tarihi katmanlarıyla dikkat çekiyor. Burdur'un Gölhisar ilçesindeki kent, yoğun kar yağışının ardından beyaza bürünerek fotoğraf tutkunlarının da uğrak noktası oldu. 2024 KAZILARI TAMAMLANDI Bu yılki kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın "Geleceğe Miras" projesi kapsamında Agora alanında yoğunlaştı. Prof. Dr. Şükrü Özdoğru'nun başkanlığında kazı gerçekleştiren ekipler, eserlerin belgelenmesi ve konservasyon çalışmalarına ağırlık verdi. Dr. Öğr. Üyesi Düzgün Tarkan, "Bu yılki çalışmalarımıza şimdilik kısa bir ara verdik. Kış şartlarının ağırlaşmasıyla beraber kazı ekibi olarak burada ofis ve büro çalışmalarına ağırlık verdik. Bundan sonraki süreçte, artık yıl boyunca arazide bulunan eserlerin belgelenmesi ve bunlara yönelik konservasyon ve restorasyon çalışmaları sürdürülecek. Önümüzdeki mart sonundan itibaren tekrar arazi çalışmaları başlayacak" dedi. KIBYRA’NIN EN ÜNLÜ ESERLERİ Antik kentin öne çıkan eserleri arasında Medusa Mozaiği, Odeon ve Anıtsal Çeşme yer alıyor. Bu eserlerin korunması için kış aylarında özel önlemler alındığını ifade eden Tarkan, "Bu yıl da bu her iki eserin kış şartlarından korunmasına yönelik olarak üzerlerinin kapanma işlemleri tamamlandı" dedi. Bahar aylarında eserlerin yeniden ziyaretçilerin ilgisine sunulacağını ekledi. KIBYRA’YI KEŞFETMEYE DAVET Restorasyon ve kazı çalışmalarıyla her geçen yıl daha da güzelleşen Kibyra Antik Kenti, geçmişin izlerini görmek isteyen ziyaretçilerini bekliyor. 2024’te ziyaretçi sayısını neredeyse ikiye katlayan kent, hem yerli hem yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor.

Kapadokya’da Yeni Yıla Özel Sıkı Güvenlik Tedbirleri Haber

Kapadokya’da Yeni Yıla Özel Sıkı Güvenlik Tedbirleri

NEVŞEHİR (İHA) - UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan ve her yıl 4 milyondan fazla turist çeken Kapadokya, yılbaşı için güvenlik önlemlerini artırdı. Nevşehir Valisi Ali Fidan, bölgedeki doluluk oranının yüzde 90’ı geçtiğini ve yılbaşı gecesi 115 noktada 1618 personelin kontrol ve denetimlerde görev alacağını duyurdu. KAPADOKYA’NIN CAZİBESİ YILBAŞINDA DA ARTIYOR Nevşehir Valisi Ali Fidan, bölgenin yılbaşında da yoğun ilgi gördüğünü belirterek, "Kapadokya tarihi ve kültürel zenginliği ile ülkemizin ve dünyanın en önemli kültür turizmi destinasyonlarından birisi. Yeni yılda da görüyoruz ki; yerli ve yabancı binlerce vatandaşımız yeni yıla Kapadokya’da girmeyi tercih etti. Yine Kapadokya yeni yıl turizminde de en çok tercih edilen bölgelerden birisi oldu. Genel olarak bakıldığında bölgemizde şu anda yüzde 90’lara ulaşan bir doluluk oranı var. Bu doluluk oranının yeni yıl yaklaştıkça daha da artacağını düşünüyoruz. Bundan da görüyoruz ki vatandaşlarımız, yeni yıla Kapadokya’da girmeyi tercih ediyor, yeni yıl coşkusunu, güzelliklerini burada deneyimlemek istiyor. Kapadokya'da turizm yılın 12 ayında da devam ediyor. Kapadokya yılın her mevsiminde güzel, her ayında güzel. Bu da verilerimize yansıyor" dedi. 1618 GÖREVLİYLE 115 NOKTADA DENETİM Kapadokya’da yılbaşı kutlamaları için tüm güvenlik önlemlerinin alındığını belirten Vali Fidan, 115 uygulama ve kontrol noktasında bin 618 jandarma ve polisin görev yapacağını açıkladı. Denetimlerde 3 drone ve 7 özel eğitimli köpek de kullanılacak. Vali Fidan, yeni yıl coşkusunu deneyimlemek isteyenlerin Kapadokya’da güvenli bir ortamda vakit geçirmesi için çalışmaların titizlikle sürdüğünü ifade etti.

Haber

"Anadolu’nun El Hamrası" 150 Bin Ziyaretçiye Ulaştı

SİVAS (İHA) - Sivas'ın Divriği ilçesinde yer alan ve "Anadolu’nun El Hamrası" olarak bilinen Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, 2015 yılında başlayan restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla bu yıl mayıs ayında tekrar kapılarını açtı. UNESCO tarafından Türkiye’de koruma altına alınan ilk eser olan cami, 796 yıllık geçmişi ve üzerinde yer alan 10 bin bezemesiyle görenleri büyülüyor. Açılışından bu yana geçen altı aylık sürede, eseri 150 binden fazla kişi ziyaret etti. MENGÜCEK BEYLİĞİ’NİN MİRASI 1228 yılında Mengücekli Beyliği döneminde Ahmet Şah ve eşi Melike Turan Hanım tarafından yaptırılan bu eşsiz eser, aradan geçen 8 asra rağmen görkemini koruyor. Evliya Çelebi’nin "Methinde diller kısır, kalem kırıktır" diyerek övdüğü yapı, tarihin en kapsamlı restorasyon sürecini geçirdi. Sivas Vakıflar Bölge Müdürü Cemal Karaca, restorasyonun ardından caminin ibadete ve ziyarete açılmasının, eseri sadece ayakta tutmak değil, ona bir fonksiyon kazandırma amacı taşıdığını ifade etti. DARÜŞŞİFA YENİDEN HAYAT BULUYOR Eserin darüşşifa kısmında da dikkatli bir restorasyon yapıldığını belirten Karaca, bu alanın tarihte ruh ve sinir hastalarının musiki ve su sesiyle tedavi edildiği bir merkez olarak hizmet verdiğini hatırlattı. Buradaki su sisteminin tekrar işlevsel hale getirildiğini ve darüşşifa bölgesinin tedavi amacıyla yeniden hayata geçirilmesi için çalışmaların sürdüğünü belirtti. Ayrıca, cami ve darüşşifanın korunması için bir vakıf kurulduğu, bu vakıfla insanlara faydalı alanlar oluşturulmasının hedeflendiği ifade edildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.