Hava Durumu

#Unesco Dünya Mirası

TOURISMJOURNAL - Unesco Dünya Mirası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Unesco Dünya Mirası haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Vizesiz Tatil Cenneti: MALEZYA Haber

Vizesiz Tatil Cenneti: MALEZYA

Günümüzde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için, yurtdışı seyahatlerindeki en büyük sıkıntı Vize problemi... Ancak tercih ettiğiniz ülke MALEZYA olduğu taktirde vizeye başvurmaya, vize ücretleri ödedikten sonra sancılı bir bekleyiş yaşamaya ve daha tatiliniz başlamadan yorulmaya hiç gerek yok. İster deniz-kum-güneş tatili yapmak isteyin, isterseniz doğal güzellikleri görmek isteyin... Hazır MALEZYA'yı ziyaret etmişken farklı tatlar ve kültürleri deneyimleyin. Hatta tatilinizde kendinize, o hep almak istediğiniz hediyeyi çok uygun fiyata alıp kendinizi veya sevdiklerinizi daha da şımartın. İşte tüm bunları yapabileceğiniz yegâne destinasyon olan MALEZYA, sizi ağırlamak için bekliyor. Gelin birlikte Malezya’nın tatil bölgelerine kısa bir gezi yapalım. HİÇ UYUMAYAN ŞEHİR: KUALA LUMPUR Kuala Lumpur tam anlamıyla uyumayan bir şehir. Oldukça güvenli bir ticaret kenti olan Kuala Lumpur’da Batu Caves ve Kuala Lumpur Kuş Parkı gibi doğal güzellikleri görebilir, Merdeka (Bağımsızlık) Meydanı ve çevresindeki tarihi şehri gezebilir ve hatta Petronas İkiz Kuleleri’nin en tepesine çıkabilirsiniz. Aradığınız ne olursa olsun her çeşidini ve her bütçeye uygun olanını bulabileceğiniz alışveriş merkezlerince çevrelenmiş Bukit Bintang bölgesinde yine her bütçeye uygun 4 veya 5 yıldızlı otellerde konaklayabilirsiniz. Akşamları ise farklı kültürlerin restoranlarını deneyimleyerek gece için kendinize uygun mekanlarda güneşi batırabilirsiniz. 99 BÜYÜLÜ ADA VE LANGKAWİ Langkawi, efsaneleri, mitleri ve doğal güzelliğiyle sizi baştan çıkaracak muhteşem bir lokasyon. MALEZYA'nın Tayland sınırında bulunan bu adalar topluluğunun en büyük ve yerleşime sahip tek adası olan Langkawi, bembeyaz kumsalları ve muhteşem gün batımlarıyla herkesi büyüler. Her türlü spor aktivitesini yapmanın yanı sıra, doğa turları ve diğer gezi noktaları ile sizi sarmalar. UNESCO Dünya Mirası Listesi içerisinde bulunan Kilim Jeopark, kartal besleme ve Mangrov ormanları size mavi ve yeşilin tonlarını yaşatır. Langkawi Cable Car ile adanın en yüksek tepesine çıkabilir ve Andaman denizini göz alabildiğince izleyebilirsiniz. Unutmadan söyleyelim, Langkawi adası alışveriş sevenler için de bir cennet. Zira adanın tamamı DutyFree bölgesi. UNESCO DÜNYA MİRASI KENTLERİ: GEORGETOWN VE MALACCA Tarihin önemli kırılma noktaları vardır. MALEZYA tarihinin başladığı Malacca kenti bunun Güneydoğu Asya bölgesi için en güzel örneklerinden birisi. Zaman içinde Portekiz, Hollanda ve İngiliz sömürgesi olan kent halen çok kültürlülüğü ile bir çekim noktası. Aynı şey Penang adasında bulunan Georgetown kenti için de geçerli. Her iki tarihi kent de bu özellikleri ile UNESCO Dünya Mirası içerisinde yer alıyor. Din, dil ve Irk olarak farklı kültürlerin aynı potada eridiği bu güzel kentler aynı zamanda gastronomi açısından da muhteşem lezzetlerin sunulduğu bölgeler. Kültürel anlamda Baba Nyonya gibi nadir rastlanan bir mikro kültürü de burada deneyimleyebilirsiniz. MALEZYA tatilinizi planlarken, Malezya Turizm Bakanlığı Tanıtma Kurulu İstanbul Tanıtım Ofisi’nden de destek alabilirsiniz. Yeni tatiliniz için hazır mısınız?

ABB’nin UNESCO Dünya Mirası Ankara gezileri devam ediyor Haber

ABB’nin UNESCO Dünya Mirası Ankara gezileri devam ediyor

UNESCO tarafından 2023 yılında Dünya Miras Listesi’ne alınan Arslanhane Cami ve Polatlı’daki Gordion Antik Kenti’nin daha yakından tanınması için düzenlenen “UNESCO Dünya Mirası Ankara” gezileri devam ediyor. Uzman rehberler eşliğinde düzenlenen geziler yoğun ilgi görüyor Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı tarafından Haziran 2024 yılında başlatılan ve uzman rehberler eşliğinde düzenlenen gezilere 7’den 70’e her yaştan vatandaş yoğun ilgi gösteriyor. Başkentliler ilk olarak 13. yüzyıldan günümüze kadar ayakta kalmayı başaran Anadolu Selçuklu Dönemine ait Arslanhane Cami’sini gezerken daha sonra da Polatlı’da bulunan 4500 yıllık Gordion Antik Kent’i ve POTA’yı (Polatlı Tarihi Araştırma Merkezi) yakından görme fırsatı buldu. “Özel gezimize inanılmaz bir ilgi var” Kent tarihini tanıtmak için düzenlenen geziye Başkentlilerin yoğun ilgi gösterdiğini ifade eden Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Kültür ve Turizm Şube Müdürü Alp Aykut Çıngır gezilerle ilgili şu ifadeleri kullandı: “2023 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesine giren iki tane bölgemiz var Ankara’da. Bir tanesi Ulus’ta bulunan Arslanhane Cami (Ahi Şerafettin Camii) sonrasında da şu an Gordion Müzesi’ndeyiz. Bura Gordion Antik Kenti ve hemen buranın karşısında Midas Tümülüsü var bu özel gezimize inanılmaz bir ilgi var vatandaşlardan. 2 aydır her hafta yaptığımız gezilere şu anda 350 gibi bir rakama ulaştık. Her hafta bu gezilerimiz artarak devam edecek. Şu anda bulunduğumuz alan Filik uygarlığına tarihte tanıklık etmiş çok önemli bir arkeolojik alan. Konusunda uzman rehberler eşliğinde Polatlı Belediyesi’nden POTA Derneği’nden destek alarak burayı da anlatıyoruz ve vatandaşlarımız inanılmaz ilgi gösteriyor aynı şekilde bu gezilerimiz devam edecek.” Ankara Büyükşehir Belediyesine vermiş olduğu desteklerden dolayı teşekkür eden Polatlı Belediyesi Tarihi Alanlar Tanıtım Merkezi Genel Koordinatörü Kadim Koç, ‘‘Dünya Mirası Listesine sokmamız yetmiyor, bunun tanıtımı önemli, bu tanıtım noktasında da Ankara Büyükşehir Belediyesinin her Perşembe Ankaralıları alıp bu topraklara getirip burada Gordion’u anlatmış olmamız çok önemli. Bu gezilerin çok büyük fayda sağlayacağına inanıyorum Yalnızca Gordion’u değil Ankara’nın turizmine ülkemizin turizmine çok büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum. Gordion eşsiz bir yer Ankara’nın batıya açılan turizm kapısı olabilir ama bunun için de önemli çalışmalar yapmamız gerekiyor. En önemli çalışmalardan biri bana göre Gordion için önemli sponsorlar bulmamız gerekiyor çünkü; dünya mirası olan yerler ülkemizin 20’nci dünya mirası. Bu 20’nci dünya mirasına baktığımız zaman büyük sponsorlarla çok kısa mesafede kısa zamanda çok büyük yol katledildiğini görüyorum. İnanıyorum ki Gordion’a insanlar ilgi duyacaklardır. İş adamlarımız, kurum kuruluşlarımız, bakanlığımız tümüyle el birliğiyle Gordion’u hak ettiği yere beraber taşıyacağız. Ben bu konuda Büyükşehir Belediyemizin öncülük yapacağına inanıyorum, teşekkür ediyorum” dedi.

Kastamonu'da UNESCO sevinci Haber

Kastamonu'da UNESCO sevinci

UNESCO Dünya Miras Komitesi tarafından Kastamonu’nun Kasaba köyünde yer alan Mahmutbey Camii'nin Dünya Mirası Listesi'ne alınması şehirde büyük sevinçle karşılandı. Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen 45. UNESCO Dünya Miras Komitesi toplantısında Türkiye’nin farklı illerindeki ahşap destekli camiler, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alındı. Kültür ve Turizm Bakanlığınca UNESCO’ya "Anadolu'nun Orta Çağ Dönemi Ahşap Direkli ve Kirişli Camileri" adıyla iletilen camiler arasında Kastamonu merkez ilçesine bağlı Kasaba köyünde bulunan Mahmutbey Camii de yer aldı. Caminin listeye girişi kentte sevinçle karşılandı. 1366 yılında inşa edilmiş olan ve günümüze kadar korunan Mahmutbey Camii, hipostil planlı ahşap cami tipolojisinin, döneminin Anadolu’daki en önemli temsilcilerini ve sahip oldukları ahşap oymacılığı sanatının örnekleriyle yansıtıyor. Kapıları, minberleri, sütun başlıkları, tavan kirişleri ve konsollarında görülen özenli ahşap işçiliği ile ustaların isimlerinin kayıtlı olduğu kündekari tekniğindeki ahşap minberleri ve 'kalem işi' adı verilen bezemeleriyle Kasaba Köyü Mahmutbey Camii, olağanüstü marangozluk becerisi ile estetik anlayışı da sergiliyor. “Herkesi bir an önce 'Çivisiz Cami'yi görmeye davet ediyorum” Kentte "Çivisiz Cami" ismi ile bilinen Mahmutbey Camii'nin önemli bir eser olduğunu ifade eden Kastamonu Valisi Meftun Dallı, “İlimizin Kasaba köyünde bulunan Candaroğulları’ndan kalan eseri, 'Çivisiz Cami' olarak da bilinen Mahmutbey Camii, 4 yıl süren çalışmanın ardından yapılan oylama ile UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren 21’inci ahşap eserimiz oldu. Bu çalışmalar 4 yıldır devam ediyordu. Başta belediyemiz, Kültür İl Müdürlüğümüz, İl Özel İdaremiz, üniversitemiz başta olmak üzere emeği, katkısı geçen bütün kurumlarımızın yetkilerine çok teşekkür ediyorum. Bunun ilimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu son derece önemli bir gelişme. Ortaçağ dönemi, ahşap taşıyıcı yapılar kategorisinde gerçekleşmiştir. Çivisiz Camii’ni görmeyen başta hemşehrilerimiz olmak üzere herkese, bir an önce gidip görmelerini tavsiye ediyorum. İçerisine girdiğinizde hissedilen o huzuru herkesin tatmasını isterim. Bu önemli bir gelişme. Buranın bütün dünyadaki envanterlerde gözükeceği anlamına geliyor. Türkiye’deki turizm hareketleri içerisinde bunun katkısı olacağını düşünüyorum. Buraya gelecek turistler böyle bir eseri bilerek gelecek, gelmek isteyecekler. Oranın korunması, yaşatılması, etrafında farklı şeyler yapılması anlamında da katkı sağlayacak. Bunun geliştirilmesi için de değerlendirmelerde bulunacağız” dedi. “Camimizin Dünya Mirası Listesi'ne girmesinden dolayı çok mutluyuz” Caminin bulunduğu köyde 30 yıldır muhtarlık yapan Kemal Hamzaoğlu ise haberin köyde büyük sevinçle karşılandığını belirterek, “Cenab-ı Allah bu camiyi Kasaba köyümüze nasip etmiş. Bundan gurur duyuyoruz. Tarihi camimiz, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girdi. Bundan dolayı çok mutluyuz. Bizler, zamanında elimizden geldiği kadar bu camiyi korumaya çalıştık. Hatta camimizin kapısı için bizler cami önünde nöbet dahi tuttuk. Zamanında ne yazık ki camimizin kapısı çalındı ve kısa süre sonra çalınan kapı bulundu. Şu anda kapı, Kastamonu Müzesi'nde sergileniyor, üzerindeki kapı ise imitasyonudur. Bizler, zamanında elimizden gelen her türlü imkanı camimiz için kullandık. Hem Türkiye içerisinden hem de yurt dışından ziyaretçiler geliyor. Özellikle hafta sonları camimize ziyaretçilerin ilgisi çok fazla oluyor” diye konuştu. “Camimiz, 1366 yılında yaptırılmış, 657 yıllık bir camidir” Mahmutbey Camii'nin 1366 yılında yaptırıldığını ve 657 yıllık bir cami olduğunu söyleyen Mahmutbey Camisi İmam Hatibi Hüseyin Al da, “Kasaba köyü Mahmutbey Camii, beylikler dönemine ait camilerden bir tanesidir. Yaptıran kişi Candaroğulları beylerinden Adil Bey'in oğlu Mahmut Bey'dir. Ama bu camiyi bu şekilde inşa eden mimar belli değildir. Bindirme usulü yani baskı şeklinde üst üste konularak yapılmıştır. Bu yüzden de tavanın üst kısmında yarım metre kadar toprak bulunuyor. Tavana baskı ve izole olsun diye konulmuş olabilir. Camimiz 1366 yılında yaptırılmıştır ve 657 yıllık bir camidir. Camimiz, Kastamonu yöresinde Çivisiz Cami olarak bilinir” şeklinde konuştu. “Hem Türkiye’den hem de dünyadan Kastamonu’ya ziyaretçiler gelecektir” Mahmutbey Camii'nin Dünya Mirası Listesi'ne alınmasıyla Kastamonu’ya çok fazla ziyaretçi gelmesini beklediklerini belirten Al, “UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınması çok güzel bir olay. Kasaba köyümüz için de güzel bir gelişme. Özellikle Kastamonu için ayrı bir güzel olay. Çünkü Kastamonu’da Dünya Mirası Listesi'nde bulunan herhangi bir başka eser yok. Böyle bir eserin Kastamonu'da olması, Kastamonu’nun tanıtımı açısından çok güzel bir gelişme oldu. Bu yüzden Kastamonu adına da çok mutluyum. Camimizin UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınmasıyla birlikte sadece Kastamonu ya da Türkiye değil, tüm dünya tanıyacak. Hem Türkiye’den hem de dünyadan Kastamonu’ya ziyaretçiler gelecektir” ifadelerini kullandı.

Akropolis'e aşırı turizm nedeniyle 20 bin ziyaretçi sınırı Haber

Akropolis'e aşırı turizm nedeniyle 20 bin ziyaretçi sınırı

Atina Akropolisi için aşırı turizm sorununa yeni bir çözüm deneniyor. Yunan hükümeti, UNESCO Dünya Mirası olan Akropolis için zaman ayarlı bilet sistemi getirdi ve ayrıca 20 bin ziyaretçi sınırı koydu.  Yeni "Ziyaretçi Bölgeleri" programı, ziyaretçilerin çevrimiçi platform üzerinden bir zaman dilimi için rezervasyon yaptırmalarını gerektiriyor. Ziyaretçiler alana vardıklarında biletlerindeki QR kodunu taratacak ve kendilerine ayrılan zaman aralığında giriş yapabilecekler. Bilet fiyatları yeni sistem başlamadan önceki fiyatlarla aynı. Genel giriş için 20 euro, 6-25 yaş arası AB vatandaşı olmayanlar ve 65 yaş üstü AB yaşlıları için 10 euro. Biletler 5 yaşından küçükler ve 25 yaşına kadar olan AB vatandaşları için ücretsiz. E-bilet web sitesine göre, ziyaretçilerin planlanan zaman diliminden 30 dakika önce girişe gelmeleri gerekiyor. Biletli müşterilerin planlanan saatten 15 dakika önce ve 15 dakika sonrasına kadar giriş yapmalarına izin verilecek. Atina Yürüyüş Turları CEO'su ve kurucu ortağı Ioannis Giannakakis, sistemin başarılı olduğunu, ancak uygulamadaki ilk gününde zorluklar yaşandığını söyledi. Giannakakis, insanların değişiklikten habersiz olarak siteye geldiklerini ve ellerinde başka web sitelerinden önceden satın aldıkları biletlerin bulunduğunu söyledi. Yunan turizm endüstrisinin yıllardır aşırı turizme ilişkin çözümleri tartıştığını hatırlatan Giannakakis, Akropolis'e gelen ziyaretçilerin sınırlandırılmasına ilişkin görüşmelerin pandemiden önce başladığını ancak turizmin 2020'de düşüşe geçmesiyle askıya alındığını söyledi. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi, Yunanistan'ın bu yıl pandemi öncesi seviyelere dönmesini bekliyor. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Haziran ve Temmuz başında Akropolis'e yapılan ziyaretlerin 2019'un aynı dönemine kıyasla yüzde 80 arttığını söyledi. Alan ayrıca bu yaz bunaltıcı sıcaklarda ziyarete kapatıldı.

Dünya mirası Nemrut'a Güney Kore'den 136 kafile gelecek Haber

Dünya mirası Nemrut'a Güney Kore'den 136 kafile gelecek

Türkiye'nin 1987 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'ne kabul edilen üçüncü önemli eseri Nemrut Dağı, başta Güney Kore, Japonya ve Çin olmak üzere dünya genelinden turistleri konuk ediyor. Bölgeye gelen misafirler, Nemrut Dağı'na ulaşmak için dik yamaçtan yaklaşık 40 dakika süren 800 metrelik zorlu yürüyüşle 2150 rakımlı dağın zirvesine ulaşıyor. Ziyaretçiler, milattan önce 163 ila milattan sonra 72 yıllarında varlık gösteren Kommagene Krallığı'ndan kalma dev heykeller eşliğinde güneşin doğuşu ve batışını izleme fırsatı da buluyor. Rehberler eşliğinde Nemrut Dağı'na çıkarak buradaki tarihi yapıları inceleyen turistler, bölgede fotoğraf ve video çekiyor. Adıyaman Kültür ve Turizm Müdürü Abuzer Gelse, AA muhabirine, kentin tarihi ve doğal güzellikleriyle yerli ve yabancı turistleri ağırladığını söyledi. Nemrut Dağı'nın önemli tarihi yerlerden olduğunu anlatan Gelse, şunları kaydetti: "Adıyaman'da depremden hemen sonra turizm acenteleri ve otellerimizle toplantılarımızı yaptık ve bir hasar tespiti yapıldı. Sonrasında hızlı şekilde otel işletmeleri ve turizm acentelerimizin faaliyetlerine başlayabilmeleri için maddi ve manevi destekleri sunduk. 2 Nisan'da turizm sezonunu açtık. Güney Kore'den 2023 yılı için 136 kafileyle bağlantı yapıldı. Kanada, İtalya ve Almanya'dan gelen turistlerimiz var. Aynı zamanda yerli ziyaretçilerimizin de Adıyaman'ın güzelliklerine ilişkin ilgileri devam ediyor." Kentteki müze ve ören yerlerini geçen yıl yaklaşık 350 bin kişinin ziyaret ettiğini aktaran Gelse, "Adıyaman an itibarıyla depremin sıkıntılı dönemini atlatmış gerek konaklama tesisleri itibarıyla gerekse müze ve ören yerleriyle herhangi bir sıkıntının olmadığı bir yer. Herkesi Adıyaman'a davet ediyoruz." dedi. Gelse, Nemrut Dağı'nın doğu, batı, kuzey ve güneyinde izleme terasları bulunduğunu ifade etti. Bölgede ziyaretçilerin konaklayacağı alanların da bulunduğunu aktaran Gelse, "Ziyaretçilerimiz Nemrut Dağı Ören Yeri'ni ziyaret edebilirler. Gün doğumu ve gün batımı eşsiz bir manzara sunuyor." diye konuştu. "Gün batımı en güzel buradan izleniyor diye geldim" Güney Koreli Kim Ki Taek, Nemrut Dağı'nın tarihinin önemli olduğunu belirtti. Bölgeyi internetten görüp geldiklerini dile getiren Taek, "Arkadaşlarımız buraya geldiklerinde hepsi beğendi. Ben de internetten ve televizyondan görmüştüm. İlk defa geldim ve çok beğendim." dedi. Aynı ülkenin vatandaşı Eom Gyusık ise Türkiye hakkında internetten sürekli araştırmalar yaptığını kaydetti. Nemrut Dağı'nı çok beğendiğini vurgulayan Gyusık, "Daha önce Türkiye'nin güzelliklerine bakmıştım. Nemrut Dağı'nı da oradan gördüm. Gün batımı en güzel buradan izleniyor diye geldim, çok beğendim. Arkadaşlarıma burayı söyleyeceğim ve buraya tekrar beraber geleceğiz." ifadelerini kullandı.

Stratonikeia’nın gizemli meydanının sırrı çözülüyor Haber

Stratonikeia’nın gizemli meydanının sırrı çözülüyor

Dünyanın en büyük antik mermer kenti olmasının yanında gladyatörler ve aşkın kenti olarak da bilinen Muğla’nın Yatağan ilçesindeki Stratonikeia antik kentinde, antik dönemin en büyük caddesi ve hemen yanında bulunan ve antik döneme ait neler olduğu bilinmeyen meydanda hummalı çalışma yürütülüyor. 12 ay kazı çalışması UNESCO Dünya Mirası geçici listesinde yer alan ve milattan öce 3. Yüzyılda kurulan Stratonikeia antik kentinde Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Söğüt Başkanlığında, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Muğla Valiliği ve Yatağan Belediyesi tarafından desteklenen kazılar yılın 12 ayı devam ediyor. 2023 yılında yapılan kazı çalışmaları şehrin girişinde bir tarafı kuzey giriş kapısı, bir tarafı antik tiyatroya giden yolun ortasında yer alan meydanda yoğunluk kazandı. Renkli mozaiklerin yer aldığı mekan bulundu Stratonikeia antik kentinin değişik noktalarında kazı, restorasyon ve konservasyon çalışmaları sürürken, bu yıl ağırlıklı olarak şehrin merkezinde bulunan ve o dönem kamu binalarının bulunduğu meydanda çalışmalar yoğunlaştı. Antik dönemin en geniş caddesinin yer aldığı meydan çevresinde hamam, latrina (tuvalet), meclis binası, kazılar sonrası ortaya çıkacak bir giriş kapısı ve mekanlar yer alıyor. Mekanlardan birisinin tabanında ise renkli mozaikler tespit edilirken bu alanda da çalışmalar sürüyor. Kadınlar çalışıyor Stratonikeia antik kenti kazı çalışmalarında yoğunluklu olarak kadınlar çalışıyor. Kazı ekibinde yer alan kadın arkeologların yanında, Yatağan ve çevre köylerden çok sayıda kadın hem toprak kazıyor, hem el arabası ile toprak taşıyor, hem de çıkan mermer eserlerin temizliğinde görev alıyor. Kadın elinin değmediği bir alanın bulunmadığı antik kentin en önemli özelliği ise gelen ziyaretçilerin yapılan kazıları kendilerine ayrılan bölümden izleyebilmeleri. "Kentin en merkezi alanı" Stratonikea ve Lagina Antik Kenti Kazı Başkanı Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Söğüt, “Stratonikeia’da bu sene belli bir alana yoğunlaştık. Burası geçen yıl başlamıştı. Özel bir proje ile devam ediyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Muğla Valiliği il Yatağan Belediyesi ile birlikte yürüttüğümüz bir proje. Burada Yatağan’ın tüm mahallelerinden gelen kadınlar ile birlikte çalışıyoruz. Bu çalıştığımız alan kentin en merkezi alanı. Bir tarafta meclis binası var, diğer tarafta bir cadde ve bu cadde antik dönemin en geniş caddesi. Hiç arabanın girmediği bir cadde. Bunun yanında Latrina var, hamam var, Bunların arasında kalan alanda kamu yapıları ve önemli birimlerin olduğunu biliyoruz. Bir kapı var, ama kapının arkasında ne olduğunu şu anda bilemiyoruz. Çünkü bizde son kazma, son söz demek. Kazdığımızda esas o zaman buradaki güzellikleri paylaşacağız. Onun için burada hummalı şekilde çalışmalarımız devam ediyor” dedi. Batı caddesi tamamlandı Meydanın hemen yanında yer alan ve antik dönemin en büyük ve geniş caddesi olarak bilinen Batı Caddesinde çalışmaların tamamlandığını belirten Prof. Dr. Söğüt, “Batı Caddesindeki çalışmalarımızı tamamladık. Etraftaki kazılarda Batı Cadde’ye ait olan sütunları bulduklarımızı yerlerine koyuyoruz. Antik dönemde farklı yerlerde kullanıldıkları için tamamını bulmamız zor. Ama var olanları yerlerine koyuyoruz. Böylelikle hem kazıyoruz, hem restore ediyoruz, hem de onları koruyoruz. Yani arazide hummalı bir çalışma var. Bu alanda çalışmaların tamamını koruma ve gelecek nesillere aktarma anlamında yürütüyoruz” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.