Hava Durumu

#Unesco Listesi

TOURISMJOURNAL - Unesco Listesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Unesco Listesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Arslantepe Höyüğü’nde yeni dönem kazı çalışmaları başlıyor Haber

Arslantepe Höyüğü’nde yeni dönem kazı çalışmaları başlıyor

Arslantepe Höyüğü’nde kazıların 15 Temmuz’da başlayacağını belirten AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, yeni dönemde devam edecek çalışmalarda Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Tekin’in yer alacağını söyledi. UNESCO listesinde yer alan Arslantepe Höyüğü’nde Temmuz ayında başlayacak kazı çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulunan AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, ilk kazı çalışmalarının Prof. Dr. Marcella Frangipane’nin hocası ile başladığını daha sonra kendileri ile devam edip ardından ise Frangipane’nin öğrencisi Prof. Dr. Francesca Balossi Restelli ile devam ettiğini hatırlatarak yeni dönem kazı çalışmalarında Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Tekin’in kazı koordinatörü olarak görevlendirildiğini belirtti. Arslantepe Höyüğü’nün tarihi derinliğine dikkat çeken AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak Arslantepe Höyüğü'ne gelen ziyaretçilerin talep ve isteklerini karşılamak amacıyla Karşılama Merkezi’nin hayata geçirilmesinin önemine de vurgu yaptı. “Müziğin dili evrenseldir, tarihinin dili ve dokusu da öyledir” Arslantepe Höyüğü’nde yeni dönem kazı çalışmaların 15 Temmuz’da başlayacağını aktaran AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, "Arslantepe Höyüğü’ndeki çalışmaları takip edenler yapıda kazı çalışmalarının Prof. Dr. Marcella Frangipane’nin hocasıyla başladığını daha sonra kendisinin devam ettirdiğini ardından ise Frangipane’nin öğrencisi Prof. Dr. Francesca Balossi Restelli ve ekibi ile devam ettiğini bilirler. 15 Temmuz’da başlayan kazılar birkaç ay devam ediyor ve süreçte çıkarılanlar, bulunanlar o dokuyu yansıtan verilerin sergilenmesi konusunda İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüzle diyaloglarımız var. Sergilenme alanlarını ne kadar genişletebilir, elde edilen verilerin ne kadarı Malatya’da kalabilir ve görünür olabilirse biz o ölçüde daha uluslararası ölçekte bir açılım sağlayabileceğiz. Bu da Malatya için çok önemli. Bu noktada şunu özellikle vurgulamak istiyorum, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un Malatya’mızın koordinatör bakanı olması buradaki hassasiyet ve detayları bilmesi iletilen taleplerin hızlıca karşılanması açısından da çok önemli. Yeni bir gelişmeyi de belirtmek istiyorum, Arslantepe Höyüğü’nde bugüne kadar İtalyan heyetini yaptığı çalışmalar gerçekten çok kıymetli ama bu çalışmaların yanına kazı heyeti başkanlığına bir atamamız daha oldu. Müziğin dili evrenseldir, tarihinin dili ve dokusu da öyledir. Dolayısıyla yabancı heyet-Türk heyet ayrımına hiçbir zaman girmedik ama kolay diyalog kurabilme ve bizim üniversitelerimizin akademisyenlerimizin de birebir faaliyet göstermesi açısında önemli bir husus. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Tekin, Arslantepe Höyüğü kazı ekibine koordinatör olarak dahil edilmiştir. Arslantepe Höyüğü hakkında bilgi almak istediğimizde Prof. Dr. Francesca Balossi Restelli ile Doç. Dr. Halil Tekin hocamızla diyalog kurabileceğiz hem akademi dünyamıza hem de Malatya’mıza hayırlı olsun” diye konuştu

Geleneksel zeytin yetiştiriciliği UNESCO listesine alındı Haber

Geleneksel zeytin yetiştiriciliği UNESCO listesine alındı

Türkiye'nin Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerinde kayıtlı unsurlarının sayısı 26 oldu Ersoy, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, Afrika'da Botsvana'nın Kasane şehrinde gerçekleştirilen 18. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Hükümetlerarası Komite Toplantısı'nda, Türkiye'nin 5 kültürel unsurunun görüşüldüğünü bildirdi. Doğal ve kültürel değerleri korumak üzere önemli bir başarıya daha imza attıklarını belirten Ersoy, "Türkiye'nin geleneksel zeytin yetiştiriciliği biraz evvel 'UNESCO Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne kaydedildi. Yenileri ise yolda..." ifadelerini kullandı. Botsvana'daki toplantıda Türkiye'nin 4 kültürel değerinin daha görüşüldüğü bilgisini veren Ersoy, Türkiye'nin UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerine en çok kültürel değer kaydettiren ülkeler sıralamasında ikinciliğe yükseleceğini bildirdi. Bakan Ersoy, toplantının oturumunda görüşülecek 4 unsurun da dahil olmasıyla Türkiye'nin listedeki kültürel değer sayısının 30'a ulaşacağını belirtti. Böylece zeytincilikle ilgili yüzyıllardır kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşatılan ağaç budama yöntemleri, zeytin toplama şekilleri ve zeytinyağı sıkma yöntemleri gibi bazı geleneksel bilgi, beceri, yöntemler ile zeytin toplama imeceleri, hayır gelenekleri, kutlamalar gibi onların etrafında şekillenen toplumsal uygulamalar koruma altına alındı. Görüşülecek yeni unsurlar Türkiye'nin yaşayan mirasları "Mey/Balaban Zanaatkarlığı ve İcrası,", "İftar ve İftar ile İlgili Sosyo-Kültürel Gelenekler", "Sedef Kakma Sanatı" ile "Tezhip Sanatı" da UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'ne kayıt edilmek üzere görüşülecek. Türkiye'nin Sedef Kakma Sanatı ve Mey/Balaban Zanaatkarlığı ile İcrası dosyaları, UNESCO'nun hazırladığı raporda "iyi hazırlanmış dosyalar" olarak örnek gösterildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğünce bugüne kadar UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerine kayıt ettirilen unsurlar ise şöyle: "Meddahlık", "Mevlevi Sema Töreni", "Aşıklık Geleneği", "Nevruz (Çok Uluslu)", "Karagöz", "Geleneksel Sohbet Toplantıları", "Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali", "Alevi-Bektaşi Ritüeli: Semah", "Tören Keşkeği Geleneği", "Mesir Macunu Festivali", "Türk Kahvesi Kültürü ve Geleneği", "Ebru: Türk Kağıt Süsleme Sanatı", "Geleneksel Çini Ustalığı", "İnce Ekmek Yapma ve Paylaşma Kültürü (Çok Uluslu)", "Bahar Kutlaması: Hıdrellez (Çok Uluslu)", "Islık Dili", "Dede Korkut Mirası: Destan Kültürü, Halk Masalları ve Müzik", "Geleneksel Türk Okçuluğu", "Geleneksel Zeka ve Strateji Oyunu: Mangala", "Minyatür Sanatı", "Hüsn-i Hat", "Türkiye'de İslam Sanatında Geleneksel Güzel Yazı", "Nasreddin Hoca Fıkralarını Anlatma Geleneği (Çok Uluslu)", "Çay Kültürü: Kimlik, Misafirperverlik ve Sosyal Etkileşim Sembolü (Çok Uluslu)", "İpek Böcekçiliği ve Dokuma için İpeğin Geleneksel Üretimi (Çok Uluslu)" ile "Geleneksel Ahlat Taş İşçiliği (Çok Uluslu)."

Kapadokya’nın UNESCO listesindeki statüsü genişliyor Haber

Kapadokya’nın UNESCO listesindeki statüsü genişliyor

1985 yılında doğal oluşumları, yer altı ve yer üstü şehirlerinin yanı sıra peribacaları ile "Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu" UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne giren Kapadokya bölgesi, UNESCO Global Jeoparkları ile de statüsünün genişletilmesi hedefleniyor. Nevşehir’de düzenlenen Uluslararası Bölgesel Jeomorfoloji Kongresinde konuşan Harran Üniversitesi Coğrafya bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ahmet Serdar Aykaç, yaptığı açıklamada UNESCO’nun dünya üzerinde üç çeşit koruma statüsü olduğunu söyledi. İhlas Haber Ajansına konuşan Aytaç, “UNESCO’nun koruma statülerinden birincisi dünya miras alanları, ikincisi biyosfer rezerve alanları, üçüncüsü ise jeopark alanları. Dünyada bu üç statüyü aynı anda bulunduran alan çok az. Şu an Nevşehir’de dünya doğal miras alanı statüsü var. Nevşehir aynı zamanda UNESCO Global Jeopark olabilecek zenginliğe ve potansiyele sahip. Bu proje tamamlandığında Nevşehir UNESCO Global Jeopark statüsüne kavuşursa aynı anda iki UNESCO statüsünü bir arada barındıran dünyanın ne kadar ender, ne kadar değerli ve öneme olduğunu tescillemiş olacak” dedi. Dünya Jeomirası Koruma Kurulunun 2022 yılında dünyanın 100 önemli jeositini belirlediğini ve Türkiye’den de bu listeye Kapadokya ve Pamukkale’nin girdiğini belirten Aytaç, “Jeoparklar yörenin doğal kaynaklarının ve doğal değerlerinin korunmasını öngören ama eş zamanlı bir şekilde yörenin sürdürülebilir kalkınmasını önceleyen koruma statüleridir. Bu yönüyle jeoparklar bulundukları bölgede eğitime, kültüre, bilime, sosyo-ekonomik yapıya ciddi katkıda bulunur. Kapadokya dünyanın gözbebeği, biliyorsunuz ki Kapadokya UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alıyor. Fakat Kapadokya’nın UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan kısmı Nevşehir ilinin oldukça küçük bir kısmını kapsıyor” şeklinde konuştu. Kapadokya Jeopark Projesi'nin 3 yıl önce başladığını söyleyen Aytaç, “Projede çalışmalar halen devam ediyor. Bu proje çerçevesinde Nevşehir ilinin bütünündeki jeo miraslarının korunması hedefleniyor. Ayrıca jeopark sayesinde Nevşehir’in tamamının turizme kazandırılması gerekiyor. Jeoparklara gelen insanlar jeomirasla jeoturizmle ilgilenen insanlar. Dolayısıyla bu özel ilgi turizmi. Özel ilgi turizmi olduğu için genellikle ekonomik ve eğitim kültür seviyesi yüksek, doğaya ve bölgenin kültürüne saygılı insanların gelip gerçekleştirdiği faaliyetin adı jeoturizmi. Biz bu Kapadokya Jeopark Projesi ile Nevşehir’de jeoturizmi geliştirmeyi hedefliyoruz. Jeoturist, gittiği yerde yörenin doğasına kültürüne saygılı, ekonomik açıdan varlıklı olduğu için de bölgeye önemli miktarda döviz bırakan bir turist tipi" ifadelerini kullandı. Aytaç, "Nevşehir, UNESCO Dünya Miras Listesi içerisinde bulunuyor. Ürgüp ve Göreme içerisindeki peribacaları, bölgede çeşitli kiliseler ve yer altı şehirleri bu listenin içerisinde yer alıyor. Kapadokya Jeoparkla ise Nevşehir ilinin bütünü turizme açılacak ve Nevşehir UNESCO’nun koruma statüsünü oluşturuyor” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.