Ürdün Haberleri - Son Dakika Ürdün Haber Güncel Gelişmeler

Pegasus, güvenlik nedeniyle bazı uçuşları iptal etti

İran’ın İsrail’e yönelik hava saldırıları nedeniyle Pegasus Havayolları bazı seferlerini iptal etti. Uçuş güvenliği sebebiyle bugün ve yarın yapılması planlanan İran, Irak ve Ürdün uçuşları iptal edildi. Pegasus Havayolları, daha önce İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları nedeniyle 8 Ekim’e kadar Beyrut uçuşlarını durdurmuştu.

İran’ın İsrail’e Hava Saldırısı Sonrası Uçuşlar İptal Edildi

İran’ın İsrail’e gerçekleştirdiği hava saldırısının ardından, yerli ve yabancı hava yolu şirketlerinin İstanbul ve Sabiha Gökçen havalimanlarından Ürdün, İran ve Irak’a yönelik uçuşları bu gece ve yarın için iptal edildi. Birçok hava yolu şirketi, bu bölgelere yönelmiş uçuşlarının rotalarını değiştirerek iniş noktalarını İstanbul, Sabiha Gökçen ve çevre havalimanlarına kaydırdı. Ayrıca, hava sahasının kapanması nedeniyle yakıt sıkıntısı yaşayan yabancı hava yolu şirketlerine ait birçok uçak da İstanbul ve Sabiha Gökçen havalimanlarına yönlendirildi.

Ürdün'ün Roma döneminden kalan su yolu

Antik alanın bağlı olduğu Beni Kinane Tarihi Eserler Müdürü Musa Melkavi, nisan ayında ziyaretçilere kapılarını açan su tüneli hakkında, AA muhabirine bilgi verdi. Su tünelinin uzunluğunun 420 metre olduğunu belirten Melkavi, "Burası, Dekapolis su yolunun bir parçasıdır. Tünel, Suriye’nin güneyindeki Dera iline bağlı Dail köyünden, Ürdün topraklarındaki Dekapolis kentlerine kadar uzanmaktadır." dedi. Bölgedeki su kaynaklarının çokluğuna işaret eden Melkavi, "Roma şehirleri, özellikle Ummu Kays, en gelişmiş şehirlerden biri olarak keşfedilene kadar bölgede insan yerleşimine ve kalkınmasına katkı sağlayan birçok su sistemi ile öne çıktı." diye konuştu. Ummu Kays Su Tüneli'nin Romalılardan İslam dönemine kadar işlevini sürdürdüğünü aktaran Melkavi, bölgede bulunan kil ve kurşundan yapılmış tarihi su borularının bunu kanıtladığını ifade etti. Melkavi, bölge halkının haberdar olduğu su tünelinin keşfinin 1989’da başladığını, özellikle 2016-2018 döneminde hız kazanarak, 2019 yılında açılmak üzere çalışmaların yoğunlaştırıldığını söyledi. Tünelin yatırım yapılmak üzere Turizm Bakanlığına devredildiğini belirten Melkavi, tünelin Kral 2. Abdullah Kalkınma Fonuna bağlı Ürdün Mirasını Yaşatma Şirketi tarafından yönetildiğini ve burada emekli askerlerin istihdam edileceğini kaydetti. Melkavi, su tünelinin nisan ayında turizm amacıyla ziyaretçilere kapılarını açtığını hatırlattı. Tünelin boyutlarına ilişkin Melkavi, "Tünelin girişi yerin 10-15 metre altında bulunuyor. Yüksekliği ise 1,65 ila 4 metre arasında değişiyor ancak bazı noktalarda bunu da aşabiliyor." dedi. Melkavi, tünelin restorasyonunda küçük taşların düşmesini engellemek için demir bir ağ kullanıldığını, alarm zilleri ve aydınlatmanın eklendiğini belirtti. Roma döneminde Dekapolis’i oluşturan 10 şehirden biri olan Ummu Kays, tarihte "Gadara" ismiyle anılıyordu. Bazı kaynaklar, Ummu Kays'a kadar uzanan su tünelini "Antik çağın en uzun su tüneli" şeklinde niteliyor. Ürdün’ün antik Ummu Kays şehri Ürdün kuzeyindeki İrbid vilayetine yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan Ummu Kays şehrinin tarihi, antik Roma dönemine kadar uzanıyor. Tarih boyunca şair ve filozoflarıyla nam salan şehir, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü tarafından "2022 yılında En İyi Turizm Köyleri Listesine" girdi. Ummu Kays şehri, Yermuk Nehri, Golan Tepeleri ve Taberiye Gölü’ne yakınlığından dolayı coğrafi konumu itibarıyla da öne çıkan bir şehir olarak değerlendirildi. Yaklaşık 550 dönüm araziye sahip olan antik kentte, Yunan, Roma, Bizans ve İslam döneminden tarihi eserler bulunuyor. Ürdün, resmi verilere göre, kent yaklaşık 100 bin tarihi ve turistik mekana ev sahipliği yapıyor.

Ürdünlü antikacı,yıllarca topladığı tarihi eşyayı sergiliyor

Bir yıl önce ülkenin kuzeyinde yer alan İrbid vilayetine bağlı Kefer Yuba köyünde "Atalarımızın Mirası" adıyla açılan mekanı gezenler, içinde yaşamın farklı yönlerini temsil eden, geçmişin ayrıntılarını anlatan Doğu ve Batı'ya ait eserler hakkında bilgi edinebiliyor. Antikacı Redayide, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluğundan itibaren antikalara ilgi duyan biri olduğunu söyledi. Tarihi eserleri koruma sevgisiyle bilinen bir bölgede yetiştiğini dile getiren Redayide, "Dolayısıyla hobim gelip geçici değildi ve 13 yaşımdan itibaren eski olan her şeyi toplamaya başladım. Babam da beni bu konuda teşvik etti." dedi. Bazıları 400 yıl öncesinde dayanan eşyaları toplamak için bir arkadaşından da yardım aldığını aktaran Redayide, "Antikaları toplamam 12 yıl sürdü. Bu süre zarfında eski ve tarihi olan bazı parçaları satın, bazılarını da bedava alırdım. Bunları 25 yaşıma kadar sakladım. 10 yıl ticaret sektöründe çalıştım ama içimde bir şeylerin beni hayatın çeşitli yönlerinden eski ve tarihi parçalara doğru çektiğini hissettim." diye konuştu. Sonrasında yeniden tarihi eşya toplamaya başladığını dile getiren Redayide, arkadaşıyla yıllar içerisinde topladıklarını sergilemek için bir yer açmaya karar verdiklerini belirtti. Antika parçaların en yenisi 80 yıllık "Köy müzesi"nde tarihi evlerden, tüccarlardan, koleksiyonerlerden aldığı on binlerce parçanın bulunduğunu ifade eden Redayide, antika parçaların içerisinde en yenisinin 80 yıllık olduğunu kaydetti. Topladığı parçaların arasında tarım aletleri, mutfak ve süs eşyası, saatler, eski küpler, halılar, müzik aletleri, radyolar, kahve ekipmanları, gümüş eşya, yaşlı kadın ve erkek kıyafetleri değerli taşların bulunduğunu belirten Redayide, şöyle devam etti: "Koleksiyonumda Osmanlı, Safevi ve Asur dönemlerine ait saat, hançer ve tespih gibi nadir parçalar da bulunuyor. Ben bu dükkanı ticaret için değil daha çok bu hobiye olan tutkum dolayısıyla açtım. Ancak satın almak amacıyla bana gelenler oluyor, ben de benzeri bulunabilecek parçalardan satıyorum. Nadir olanlar yalnızca sergilemek amaçlıdır." Batı ülkelerine ait eserlerin de mekanda bulunduğuna işaret eden Redayide, "Batı ülkelerine gidip onların tarihi eserlerini getirdiğimi iddia etmiyorum ama sahipleri tarafından eski zamanlarda farklı ülkelerden kişisel kullanım için ya da hatıra olarak getirilen eşyalara da burada yer veriyorum." dedi.

Dünyanın en büyük yüzen kütüphanesi "Logos Hope" Ürdün'de

AA muhabirinin Akabe Limanı yetkililerinden aldığı bilgiye göre, farklı ülkelerden yaklaşık 370 gönüllünün bulunduğu gemi yerel saatle 09.30'da limana ulaştı. Bilim, spor, sanat, edebiyat ve düşünce gibi çok çeşitli konularda yaklaşık 4 bin kitaptan yarım milyon kopyanın bulunduğu dünyanın en büyük yüzen kütüphanesi, yarından itibaren şubat ayı ortalarına kadar halka açık olacak Geçen aralık ayında Lübnan'daki Beyrut Limanı'na demir atan yüzen kütüphane, 4-23 Ocak tarihlerinde de Mısır'ın Port Said Limanı'nda halka açılmıştı. Halihazırda Almanya merkezli "Good Books For All" hayır kuruluşu bünyesinde yer alan "Logos Hope" gemisi, 1973 yılında inşa edilmişti.

Petra antik kenti yeniden ziyarete açıldı

Ürdün'ün güneyindeki Petra antik kentinde bu hafta başlarında ani sel baskınlarının UNESCO dünya mirası alanını yutmasının ardından turist yolları yeniden açıldı. Orta Doğu haber sitesi Al-Monitor'dan Joyce Karam'ın sosyal medyada paylaştığı bir videoda, kayalıklardan aşağı çağlayan suların popüler turistik yerin yürüyüş yollarında çamurdan bir nehre dönüştüğü görülüyor. Petra Kalkınma ve Turizm Bölge Müdürlüğü'nden bir sözcü, "Site en iyi durumda ve dün sabahtan (2 Aralık 2012) beri turistler siteye her zamanki gibi giriyor” dedi. Facebook'ta yayınlanan bir bildiride yetkili makamlar, "periyodik olarak sel için erken alarm sistemini sürdürdüklerini ve suyun yüksekliğini ölçen yaklaşık dokuz izleme istasyonu işlettiklerini" eklediler. Ürdün Meteoroloji dairesi müdürü Raed Al-Khattab, Petra'nın topografyasının "sellerin [gelişmesine] yardımcı olduğunu ve bölgeye düşen yağış miktarının - bazı yerlerde 80 milimetre - büyük kabul edildiğini" söyledi. Ani sellerin bölgede kalıcı bir hasara neden olup olmadığı belli değil, ancak Karam şöyle yazdı: “Petra, MÖ 3.000 yıllarına tarihleniyor. ve insan ve doğal afetlere dayanmıştır. Mevcut fırtınanın yapı için bir tehdit oluşturduğuna inanılmıyor.” BBC'ye göre 2018 yılında bölgede meydana gelen sellerde 20'den fazla kişi hayatını kaybetti. Petra, MÖ 1. yüzyılla 4. yüzyıl arasında Nebatiler tarafından kumtaşı kayalıklara oyulmuş ayrıntılı mezar cepheleriyle tanınır. 2003 yılında, ticaret yollarının önemli bir durağı olan bölgede Fransız ve Suudilerin öncülüğünde bir arkeolojik kazı başladı; 1985 yılında UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'ne eklendi. Kaynak: Hürriyet Daily News

Petra ancient site reopened to tourists

Tourist routes have reopened at the ancient site of Petra in southern Jordan after flash floods engulfed the UNESCO world heritage site earlier this week. A video posted on social media by Joyce Karam from the Middle Eastern news website Al-Monitor shows water cascading down cliffs, turning into a river of mud in the walkways of the popular tourist destination. A spokesman for the Petra Development and Tourism Region Authority, said, “The site is in the best condition and tourists have been entering the site as usual since yesterday morning [Dec. 27].” In a statement posted on Facebook, authority officials add that they are “periodically maintaining the early-alarm [floods] system and operate about nine monitoring stations that measure the height of the water.” Raed Al-Khattab, the director of the Jordanian Meteorology department, said that the topography of Petra “helps floods [to develop] and the amount of rainfall that fell on the area - 80 millimetres in some parts - is considered large.” It is unclear whether the flash floods caused lasting damage to the site but Karam wrote: “Petra dates to around 3,000 B.C. and has withstood human and natural disasters. Current storm not believed to be a threat to the structure.” In 2018, more than 20 people were killed in floods in the area according to the BBC. Petra is known for its elaborate tomb facades carved into sandstone cliff by the Nabataeans between the first century B.C. and the fourth century. In 2003, a French and Saudi-led archaeological excavation began on the site, which was a key stop on the incense and aromatics trade routes; it was added to UNESCO’s World Heritage List in 1985. Source: Hürriyet Daily News

#Ürdün