Hava Durumu

#Üretim

TOURISMJOURNAL - Üretim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Üretim haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ahu Serter: Haber

Ahu Serter: "Finansman Zor Bulunuyor, Kâr Marjları Daralıyor"

Sanayici ve girişimcilerin mevcut durumu değerlendiren Fark Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahu Serter, şirketlerin öz kaynak yaratmakta zorlandığını ve kâr marjlarının ciddi şekilde daraldığını ifade etti. Bu durumun sanayi sektörünü zora soktuğunu belirten Serter, bu sarmalın yalnızca sanayici veya girişimciler tarafından çözülemeyeceğini vurguladı. SANAYİ VE İHRACATTA ZORLUKLAR Serter, özellikle ihracat yapan sanayicilerin 2024 yılında büyük zorluklarla karşılaştığını söyledi. İşçilik maliyetlerindeki artış ve kur baskısının Türkiye’nin rekabet gücünü düşürdüğüne dikkat çekerek, “Global pazarda Türkiye’nin, rakipleri arasında arka sıralara düştüğünü görüyoruz. Bu durum hem üzücü hem de endişe verici" dedi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile yakın çalıştıklarını belirten Serter, Türkiye’nin geleceğine yönelik teknoloji odaklı stratejilerin geliştirilmesinin önemine değindi. Avrupa’daki durgunluğa dikkat çekerek, Türkiye’nin yalnızca Avrupa’ya bağlı kalmadan farklı pazarlarda etkin olması gerektiğini vurguladı. TOGG, BİR DÖNÜM NOKTASI TOGG’un Türk sanayisi için önemli bir dönüm noktası olduğunu söyleyen Serter, bu projeyi "risk sermayesinin en önemli örneklerinden biri" olarak tanımladı. TOGG’un oluşturduğu elektrifikasyon tedarik sistemi sayesinde, Türk şirketlerinin global pazarda kendine yer açabildiğini belirtti. Serter, "Katma değerli üretime geçmek istiyorsak, bu ekosistemi kurmak ve risk sermayesiyle desteklemek zorundayız" dedi. FON YATIRIMLARI VE FİNANSMAN SIKINTISI Serter, yatırımcıların Türkiye'deki fırsatları globalleştirerek daha yüksek kazançlar sağladığını söyledi. Elektrifikasyon, malzeme teknolojileri ve sürdürülebilir sanayi teknolojileri gibi alanlarda 100 milyon dolara ulaşabilecek bir fon planladıklarını ifade etti. Şirketlerin büyüme finansmanına erişimde yaşadığı sıkıntıları dile getiren Serter, teminat yükümlülüklerinin krediye erişimi zorlaştırdığını ve sanayi şirketlerinin dijitalleşme gibi alanlarda yatırım yapabilmesi için özel finansman imkanlarının sağlanması gerektiğini belirtti. Son olarak, sanayi ve girişimcilik ekosisteminin gelecekteki büyüme potansiyelini ortaya çıkarabilmesi için ortak bir finansal ve stratejik çaba gerektiğini vurguladı.

Seyahat Acenteleri, Trabzon Köy Ürünleri Pazarında Buluştu Haber

Seyahat Acenteleri, Trabzon Köy Ürünleri Pazarında Buluştu

Trabzon’un Ortahisar ilçesinde, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) çatısı altındaki seyahat acenteleri temsilcileri, Akoluk Mahallesi’nde hizmet veren köy ürünleri pazarında bir araya geldi. Etkinliğe Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, TÜRSAB Doğu Karadeniz Bölge Kurulu Temsilcisi Volkan Kantarcı, Trabzon Bölgesel Turist Rehberleri Odası Başkanı Ragıp Pirselimoğlu ve diğer yerel yetkililer katıldı.  Başkan Kaya, açılışta yaptığı konuşmada, pazarın Trabzon’a gelen ziyaretçiler ve yerel halk için önemli bir uğrak yeri olmasını istediklerini vurguladı. Akoluk Köy Ürünleri Pazarı’nın, köylerde üretilen doğal ürünleri daha geniş bir kitleye tanıtmayı amaçladığını belirtti ve bu projeyi daha da geliştirmek için çalışmalara devam edeceklerini söyledi. Kaya, bu projeyi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün "Köylü milletin efendisidir" sözünü hatırlatarak destekledi. YENİ PAZARLAR YOLDA Başkan Kaya, Trabzon’da iki yeni köy ürünleri pazarı ve yöresel kahvaltı yeri açmayı planladıklarını duyurdu. Bu pazarların, Yalıncak ve Akyazı bölgelerinde yaz aylarında hizmete gireceğini belirtti. Ayrıca, üreticilere fide, tohum ve gübre desteği verileceğini, hayvansal üretime de destek sağlanacağını sözlerine ekledi.  TÜRSAB VE TURİZM REHBERLERİNDEN TAM DESTEK   TÜRSAB Doğu Karadeniz Bölge Kurulu Temsilcisi Volkan Kantarcı, köy ürünleri pazarını, bölgedeki turlar için bir mola noktası haline getirmeyi hedeflediklerini belirterek, "Bugün Ortahisar Belediyemizin kurduğu Akoluk köy ürünleri pazarımızı ziyaret ettik. Hedefimiz bu pazarın önemini daha da artırarak yöre halkına daha fazla katkı sağlayabilmek. Böylece aynı zamanda ilimize ve bölgemize de katkı sağlamış olacağız" dedi. Kantarcı, Sümela Manastırı ve Karaca Mağarası'nın rotasında yer alan ve Zigana Dağına gidiş güzergahı olan bu noktanın turistik açıdan güçlü bir destinasyon olduğunu ekledi. "Günübirlik turlarla buradan geçen turistlerimiz için sabah yarım saatlik bir mola verilmesi, burada hem alışverişlerini hem de kahvaltılarını yapmasıyla ilgili bazı planlamalarımız var" dedi. TURİSTLER ORGANİK ÜRÜNLERLE BULUŞTURULACAK Trabzon Bölgesel Turist Rehberleri Odası Başkanı Ragıp Pirselimoğlu ise organik üretimin dünya çapında artan önemini vurgulayarak, "Organik üretim artık bütün dünyada yükselen bir değer. Bizler de bölgesel turist rehberleri odası olarak Trabzon’a gelen misafirlerimizi bu organik değerlerle buluşturmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz, gerekli girişimlerde bulunacağız" dedi.

Enerjisa’dan Yeşil Enerji Hamlesi: 30 Sektör Dönüştü Haber

Enerjisa’dan Yeşil Enerji Hamlesi: 30 Sektör Dönüştü

İSTANBUL (İHA) - Sürdürülebilirliği merkezine alan Enerjisa Enerji, son bir yılda yeşil enerji kullanımını %400 artırarak Türkiye’de enerji dönüşümüne öncülük ediyor. İnsan ve teknoloji odaklı stratejileriyle yenilenebilir enerji alanında öne çıkan şirket, uluslararası geçerliliği olan yeşil enerji sertifikasyon sürecini robotik otomasyona taşıyor. Bu sayede, yeşil enerji müşterilerine tüketimlerinin yenilenebilir enerji oranını belirten belgeleri aylık olarak sunuyor. YEŞİL ENERJİDE BÜYÜK BAŞARI: %400 ARTIŞ Enerjisa Enerji, yıl sonunda portföyündeki işletmelerin 2 bin 671 GWh elektrik tüketimini yeşil enerji ile sertifikalandırarak yaklaşık 1.2 milyon ton karbon emisyonunun önüne geçmeyi hedefliyor. Serbest Tüketici portföyü için tamamen yenilenebilir kaynaklardan sağlanan enerji hacmi ise 3 bin 608 GWh olarak açıklandı ve 2024 sonunda artışla 4 bin 100 GWh’e ulaşması planlanıyor. Kamu, gıda, tekstil, turizm gibi birçok sektörde yeşil enerjiye geçen işletmeler, karbon emisyonlarını azaltarak çevreye katkı sağlıyor. Enerjisa’nın yeşil enerjiye dönüştürdüğü 6 bin 279 GWh’lik tüketim, yaklaşık 4.2 milyon konutun yıllık enerji ihtiyacına denk geliyor. YEŞİL ENERJİ SERTİFİKASI İHRACATTA AVANTAJ SAĞLIYOR Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan şirketler, Enerjisa’dan aldıkları yeşil enerji sertifikaları sayesinde ticarette avantaj kazanıyor. Özellikle Avrupa ülkelerine ihracat yapan şirketler için bu sertifika önemli bir gereklilik haline geliyor. Şirket, müşterilerine tüketim analizi, yeşil enerji oranı belirleme, sertifika seçimi, protokol imzalama ve raporlama gibi bütüncül hizmetler sunarak maksimum fayda sağlamayı amaçlıyor. Enerjisa Perakende Satış Şirketleri Genel Müdürü Ersin Esentürk, yeşil enerjinin Türkiye’nin geleceğinde önemli bir yeri olduğunu vurgulayarak, "Dünyanın en önemli gündem maddesi olan iklim krizinin üstesinden gelebilmek adına enerji sektörüne büyük görevler düşüyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarının fosil yakıt yatırımlarının önüne geçmesi ile birlikte dünyamız ve gelecek nesiller için umutlu bir atmosfer oluştu. Bu konuda Türkiye olarak yenilenebilir enerji kurulu gücünde 11. sıraya yükselerek iddiamızı ve kararlılığımızı da bir kez daha kanıtlamış olduk" açıklamasını yaptı. "Yeşil enerjinin ihracat yapan şirketler için kilit rol oynadığına inanıyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaçlarına en uygun çözümleri sunabilmek için ürün ve hizmet yelpazemizi çeşitlendirerek geliştirmeye devam edeceğiz" diye ekledi.

Çiftlikte üretime gönüllü katılıp masrafsız tatil yapıyorlar Haber

Çiftlikte üretime gönüllü katılıp masrafsız tatil yapıyorlar

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğince yürütülen İstanbul merkezli "Ekolojik Çiftliklerde Tarım Turizmi, Gönüllü Bilgi ve Tecrübe Takası" (TATUTA) projesine, 2004 yılında ilçedeki özel bir çiftlik dahil edildi. Projeye internet sitesi üzerinden başvuran ve kabul edilen yerli ve yabancı turistler, ilçeye geldikten sonra çocuklarıyla gönüllü olarak organik tarımın yapıldığı çiftlikte çalışıyor. Dut hasadı, meyve, sebze, yumurta, süt, kuru dut, pekmez ve bal üretimi gibi birçok alanda çalışarak organik tarımı da öğrenen turistlerin, bu çabaları nedeniyle yeme, içme, konaklama gibi tatil masrafları da karşılanıyor. Proje, doğayla insanı buluşturmayı hedefliyor. İSMİNİ DUYMADIKLARI ÜLKELERDEN İNSANLARI KABUL ETTİLER Çiftlik sahibi Latif Yalçıner, AA muhabirine, bugüne kadar 30'un üzerinde ülkeden gönüllü kabul ettiklerini söyledi. Hiç ismini duymadıkları ülkelerden insanların geldiğini ifade eden Yalçıner, şöyle konuştu: "Bölge insanının çalışkanlığı, bugünkü kültürel yapıya sahip güzel evleri ve sokakları ile Kemaliye'yi oluşturmuş. Biz de buradan yola çıkarak ecdadımızın yaşam kalitesini artıran toprakla uğraşının devam ettirilmesi adına birçok çalışma içine girdik. Ecdadımızdan kalan bir 15 dönümlük arazimiz var. Bu arazi içerisinde mevcut dut yetiştiriciliğini organik sertifika alarak daha ileriye organik pazarlara taşıdık. Daha sonra 2004 yılında İstanbul merkezli TATUTA projesi ile tanıştık. Bu projeyle amaç ise doğayla insanı buluşturmak. Kent yaşamında farkına varılmayan doğa duygusunu insanlara aşılamak." Yalçıner, proje kapsamında özellikle yurt dışından çok sayıda yabancı turistin çiftliğe gelmeye başladığını belirterek, "Gelen misafirlerin yüzde 90'ı yurt dışından. Bugüne kadar hiç adını duymadığımız ülkelerden gelen çok sayıda misafirimiz oldu. Dünyada bu proje hemen hemen tüm ülkelerde uygulanıyor." dedi. "ÇALIŞMA SAATİMİZ YOK AMA ÜRETİM ESNASINDA ALANDA BULUNUYORUZ" Çiftlikte gönüllü çalışan emekli öğretmen Nazan Başaran da TATUTA projesi ile 2020 yılında tanıştığını ve ardından ekolojik tarım yapan çiftliklerde gönüllü olarak çalışmaya başladığını anlattı. Sabahın erken saatlerinde işe başladıklarını belirten Başaran, "Sabah erken saate tavukların yemlerini veriyoruz ve varsa kümeste yumurtalarını topluyoruz. Daha sonra arı kovanlarının yanına çıkıp peteklerin durumuna bakarak kontrol ediyoruz. Ardından dut bahçesine gelip ağaçların altına fileleri geriyoruz. Biriken dutları topluyoruz. Belli bir çalışma saatimiz yok ama üretim esnasında genelde alanda bulunuyoruz." diye konuştu. Başaran, doğanın insanlara vermiş olduğu değerleri bilerek üretime katkıda bulunmaktan çok büyük keyif aldıklarını söyleyerek, "Burada olmak çok keyifli çünkü bizim gündelik hayatta yapmış olduğumuz tüketimlerin ne kadar emek verilerek üretildiğini görmek adına aslında herkesin, genç ve çocukların tablet ve bilgisayarların başından kalkarak doğanın içinde olmaları gerektiğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Coğrafi işaretli meşe balı üretimi artacak Haber

Coğrafi işaretli meşe balı üretimi artacak

Coğrafi işaretli meşe balına sahip Kırklareli il genelinde mevcut 80 bin kovan sayısını, 5 sene içerisinde 250 bin hedefine ulaştırmak amacıyla üreticilere bin 400 kovan dağıtıldı. Kırklareli Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından, "Trakya arısı için kovanına sahip çık" arıcılık ve arı üretimi eğitim programı düzenlendi. Tarım ve Orman İl Müdürlüğünde gerçekleştirilen eğitime katılan arıcılara şu bilgiler verildi: "Arılar dünyamızda uzun süre boyunca birçok türüyle, insana ve tabiata hizmet etmiştir. Arı türlerinden biri olan bal arısı ise dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bal üretiminin kaynağıdır. Trakya bölgemizde ise kendine has özellikler taşıyan Trakya arısı, dünyada Kafkas arısından sonra koruma altına alınan ikinci arı ırkı olma özelliğindedir. Trakya arısının ayrıca; uysal oluşu, az arıyla kışlayıp hızlı çoğalması, kendine varroa mücadelesi yapması ve verimin diğer arı ırklarına göre daha iyi olması özellikleri bakımından ayrı bir yerdedir. Özellikle ilimizin Istranca Dağları'nda yaşadığı bilinen arı ırkı, üreticilerimizin yakından tanıdığı bir nevi iş arkadaşıdır." Kırklareli, coğrafi işaretli olan meşe balına sahip Arı ürünlerine de dikkat çekilerek, "Arılarımızın ürettiği ürünler; bal, polen, balmumu en iyi bilinenleridir. Bunların dışında propolis, arı sütü, apilarnil, arı zehri, arı ekmeği ve kovan havası gibi önemli ürünleri de bulunmaktadır. Bu ürünlerden en çok bilineni olan bal, hem sağlık, hem besleyicilik hem de tabii yapısını sebebiyle uzun süreler bozulmadan kalabilen bir besin kaynağıdır. İlimiz coğrafi açıdan arıcılığın yoğun şekilde yapılabileceği, coğrafi işaretli olan meşe balına sahiptir. Bu özellikleri ilimizdeki bal üretiminin ne kadar kaliteli olduğunun bir göstergesidir" bilgilerine yer verildi. "Hedefimiz, kovan sayısını 500 bine çıkartmak" Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Aksoy, göreve geldikleri günden bili Kırklareli il genelinde arıcılığın geliştirilmesi için uğraş verdiklerini hatırlatarak, "Mevcutta 80 bin civarı kovanımız bulunmakta ama bu sadece bizim için başlangıç oldu. Biz beş yıl içinde kovan sayımızı 250 bine, daha uzun vadede ise 500 bine çıkarmak istiyoruz" dedi. "Bu eğitim Türkiye'de 2 ilde uygulandı" Kırklareli meşe balının coğrafi işaret alınmasıyla ilgili bilgi de veren Aksoy, "Meşe balımızın coğrafi işaret almasında çok büyük katkıları olan merhum Hasan Doğan müdürümüzü de bu vesile ile tekrar anmak isterim. Balımız coğrafi işareti sebebiyle tanınarak hak ettiği yerlere ulaşarak, Anzer balı gibi ürünlerle rekabete girmeye başladı. Bu eğitim programı Türkiye' de sadece iki ilde uygulandı. Bu illerden biri de Kırklareli ilidir" diye konuştu. Arıcılık ve arı üretimi eğitim programı sonunda üreticilere bin 400 kovan dağıtıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.