Hava Durumu

#Van

TOURISMJOURNAL - Van haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Van haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Van Gölü’nde şu ana kadarki en büyük mikrobiyalit tespit edildi Haber

Van Gölü’nde şu ana kadarki en büyük mikrobiyalit tespit edildi

Türkiye'nin en büyük gölü olma özelliğini taşıyan Van Gölü'nde şu ana kadarki en büyük mikrobiyalit keşfedildi. Daha önce 18 metre civarında dünyanın en büyük mikrobiyalitinin tespit edildiği Van Gölü'nün Bitlis'in Adilcevaz kısmında yeni bir keşfe imza atılarak, 34 metre 60 santimetre boyunda mikrobiyalit bulundu. Van Gölü Havzası'nda, sportif dalışlar neticesinde yapı ve şekil bakımından farklı yeni mikrobiyalitler tespit edildi. Adilcevaz Yukarı Deniz Derneği Başkanı Cumali Birol, sportif dalışlar neticesinde üst çapı 15 metre olan ve palmiye ağacına benzeyen mikrobiyaliti keşfettiklerini belirtti. Birol, “Van Gölü Havzası'nda bugüne kadar bulduğumuz en büyük mikrobiyaliti görüntüledik. 1993 yılında ağ parçasının takılmasıyla başlayan bu serüven Adilcevaz açıklarında yaklaşık 34 metre 6 santimetre bir mikrobiyalite denk geldik. Üst çapı yaklaşık 15 metre çapında olan bu mikrobiyalit bugüne kadar bulduğumuz en yükseğidir. Bu mikrobiyalitlerin turizme açılması, jeosit alanı ile ilgili yapmış olduğumuz çalışmalar devam etmektedir. Mikrobiyalitlerin jeosit alanı ile ilgili çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığından beklemekteyiz. Dolayısıyla Adilcevaz'daki Van Gölü Havzası'nda mikrobiyalitlerin turizme kazandırılması noktasındaki çalışmalarımız devam etmektedir. Dalış okulumuz şu anda bu konudaki çalışmalarına devam ediyor. Netice itibari ile sportif dalışta bulmuş olduğumuz mikrobiyalitler, Van Gölü Havzası'na bir nebzede olsa ışık tutacağına inanıyorum” diye konuştu. Buldukları mikrobiyalitleri palmiye ve sedir ağacına benzettiklerini sözlerine ekleyen Birol, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu bulduğumuz mikrobiyalit cinsi asıl mikrobiyalit tufa değil. Mikrobiyalitler bazen palmiye, bazen sedir ağacına, bazen de ejderha kafasına benzer. Eşsiz güzelliğiyle dalış severleri Van Gölü'ne bekliyoruz. Bu noktada yapmış olduğumuz çalışmaların tümü ilçemiz ve ilimiz içindir. Van Gölü Havzası'nda yapmış olduğumuz çalışmalar ortada zaten. Bununla ilgili çalışmalarımız ileri ki dönemlerde sürecek. Bulduğumuz bu en büyük mikrobiyaliti kayıt altına aldık. İleriki günlerde daha farklı mikrobiyalit cinsine rastlayacağımıza eminim.”

Şato planlı Hoşap Kalesi göz kamaştırıyor Haber

Şato planlı Hoşap Kalesi göz kamaştırıyor

Van-Hakkari kara yolunun 60. kilometresinde yüksek kayalıklar üzerine kurulu 'kartal yuvası' görünümlü ve dünya genelindeki 17 şato planlı kaleden biri olan Hoşap Kalesi, yerli ve yabancıların büyük ilgisini çekiyor. Geçmişi itibariyle Urartu Devletine kadar uzanan kale, Osmanlı Devletine tabi Mahmudi Beyleri'nin yaptırdığı ihtişamlı şekliyle günümüze kadar ulaştı. Sarp bir yamaç üzerinde bulunan bölgenin dikkat çeken sembol yapısı, geçtiğimiz yılda Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleriyle restoran çalışmalarına başlanmıştı. Restore çalışmaları kapsamında ışıklandırılan kale, akşam saatlerinde tüm ihtişamıyla göz kamaştırıyor. Gecenin karanlığında kilometrelerce uzaklıkta bile adeta bir yıldız gibi parlayan kale, son haliyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Öte yandan, ışıklandırma çalışmalarıyla mimari dokusu ortaya çıkan kalenin bölge turizmine büyük katkı sağlaması hedefleniyor. “Işıklandırma motifleri ortaya çıkarmış” Kaleyi ziyaret eden Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Akademisyen Adem Palabıyık, ışıklandırmayla birlikte kale motiflerinin ortaya çıktığını ifade ederek, “Van Kalesi ve Akdamar Adası'ndan sonra Hoşap Kalesi'nin de sahip olduğu kültürel zenginlik, turistlerin ilgisini çekecektir. Yapılan ışıklandırmayla birlikte motifleri ortaya çıkmış. Buraya geldiğimizde o tarihi duyguyu hissediyoruz. İtalya'nın orta çağ kentlerine ya da İngiltere'nin bazı orta çağ şatolarına benzer görüntülere şahit oluyoruz. Burayı gelip görmek ve kültürel olarak faydalanmak her birey için önemlidir” dedi.

Ayanis Kalesi’nde 2 bin 700 yıllık 3 adet bronz kalkan bulundu Haber

Ayanis Kalesi’nde 2 bin 700 yıllık 3 adet bronz kalkan bulundu

Van’da, Urartular tarafından inşa edilen Ayanis Kalesi'nde 36 yıldır yürütülen kazı çalışmaların bu yılki ayağında yaklaşık 2 bin 700 yıllık 3 adet bronz kalkan ve 1 adet miğfer bulundu. Van'ın Tuşba ilçesi sınırları içerinde bulunan Ayanis Kalesi'nde yaklaşık 36 yıldır devam eden ve 10 yıldır Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı başkanlığında yürütülen kazı çalışmaları devam ediyor. Her yıl değişik eserlerin ortaya çıktığı kazılarda, bu yılki çalışmalarda 3 adet bronz kalkan ve 1 adet miğfer gün yüzüne çıkarıldı. “Bu yılki kazılarda 3 tane bronz kalkan ve 1 adet miğfer çıkardık” Bu seneki buluntular içerisinde en zengin repertuarının bronz kalkanlar oluşturduğunu ifade eden Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı, “Bu seneki kazılarımızda 3 tane bronz kalkan ve 1 adet miğfer çıkardık. Bunlar oldukça iyi durumda ele geçti. Biliyorsunuz Ayanis Kalesi büyük bir deprem geçirdi. Bu deprem nedeniyle anıtsal bir çöküntü var kerpiç duvarlardan kaynaklanan. Birçok eseri bu nedenle deforme olmuş şekilde ele geçiriyoruz. Ama bunlar çok derinde. Yaklaşık 6-7 metre derinlikteki oda tabanında ele geçtiğim için gayet iyi durumda. Tabi ki bazı ufak tefek kırıklıklarımız var bunları da inşallah restorasyon ve konservasyonla tamamlayacağız. Bu 3 adet kalkan ve aynı şekilde bunların içerisinde de bir miğfer vardı. Oda üzeri bezemeli törensel bir miğfer olduğunu tahmin ediyoruz. Çünkü bazı bezemeleri şuan yakalayabiliyoruz tabi bu süslemeler ve bezemeler kapsamalı bir restorasyon ve konservasyondan sonra güzel bir şekilde karşımıza çıkacak. Hepsi bunların aslında bir kraliyet, bir dini elit grubunun o alanı kullandığına dair çok güçlü kanıtlar olarak karşımıza çıkıyor. Bunların burada olması biliyorsunuz aslında Ayanis kaleleri 36 yıllık kazılar neticesinde bronz eserler, özellikle bronz silahlar konusunda çok zengin bir repertuar sundu” dedi. “Urartular, taşı, madeni ve metali çok ustaca işleyen bir uygarlık” Bu güne kadar kale kazılarında yaklaşık 30'un üzerinde bronz kalkan ele geçtiğini ifade eden Prof. Dr. Mehmet Işıklı, “Bu 3 tanesi kuzey mekanlarda ele geçti. Niye bu kalkanlar tapınak alanında yer aldığını düşürsek daha öncede bahsettiğimiz gibi tanrı haldi, Urartu dininde baş tanrı rolüne sahip ama asıl önemli özelliği lider tanrı olması. Savaşa giden kraliyet ailesine ve kraliyet ordusuna rehberlik etmesi silahıyla, mızrağıyla onlara yol göstermesiyle öne çıkan kutsal bir figür. O nedenle tanrı Haldi'ye daha çok Urartulu krallar ve soylu sınıf silah hediye ediyor. Ve biz bu kalkanlar ve diğer bronz silahlar üzerinde tanrı Haldi'ye ithaf edildiğini, ona adandığını, ona bağışlandığını biliyoruz. Bu kalkan grubu ile miğferler yine tanrı Haldi'ye ithaf edilmişti. Tabi üzerindeki yazıtlar temizlendikten sonra bunlar karşımıza çıkacak. O yüzden tapınak alanındaki onlarca bronz kalkandan 3 örneğini biz bu sene gayet güzel bir şekilde ele geçirdik. İnşallah bunlarda yakın zamanda restorasyon ve konservasyonları tamamlandıktan sonra bölge müzemize kazandıracağız ve sergilemeye başlayacağız. Yaklaşık 2 bin 700 yıl öncesine ait bir kalede çalışıyoruz. Bu kalkanlarda muhtemelen o tarihlerde günümüzden 2 bin 700 yıl öncesine tarihlenen bir sürece ait. Zaten bildiğiniz gibi Urartular, taşı, madeni ve metali çok ustaca işleyen onların efendisi kabul edilen bir uygarlık. Anadolu kültüründe çok özel yere sahip bu açıdan. Hatta Anadolu'daki en zengin metal eser koleksiyonunu Urartular'da görüyoruz. Bu açıdan madeni ve metali müthiş derecede başarılı bir şekilde işliyor Urartu krallığı. Özellikle bizim kazdığımız son kral II. Rusa dönemine at kalelerde Ayanis Kalesi başta olmak üzere çok zengin bir metal eser koleksiyonu karşımıza çıkıyor” şeklinde konuştu.

Türkiye’deki 430 kelebek türünden 230’u Van Gölü Havzası’nda uçuyor Haber

Türkiye’deki 430 kelebek türünden 230’u Van Gölü Havzası’nda uçuyor

Zengin florası, yüksek rakımı ve eşsiz doğasıyla çok sayıda canlıya ev sahipliği yapan Van Gölü Havzası, Türkiye’de yaşayan kelebek türlerinin yarısından fazlasına ev sahipliği yapıyor. Türkiye'de tespit edilen 400’den fazla kelebek türünden 230'unu bünyesinde barındıran Van Gölü Havzası, endemik türlerle doğaseverlerin ilgi odağı oluyor. Van ve Bitlis’teki doğa fotoğrafçıları ile kelebek gözlemcileri de her yıl nisan ayı başından eylül ayı sonuna kadar olan 6 aylık zaman diliminde farklı dönemlerde ortaya çıkan endemik kelebek türlerini kayıt altına alıyor. Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Öğretim Görevlisi ve kelebek gözlemcisi Oktay Subaşı, Doğu Anadolu Bölgesi'nde kelebeklerin tür olarak yoğun yaşadığı yerlerden birinin Van Gölü Havzası olduğunu söyledi. Oktay Subaşı; el değmemiş doğası, yüksek dağları, sulak alanları, çayır ve meraları, zengin bitki örtüsü, zirai ilaçlamanın diğer bölgelere göre daha az yapılması gibi faktörlerin Van Gölü Havzası’ndaki popülasyon ve tür çeşitliliğinin zenginliğinde önemli etmen olduğunu söyledi. 23 yıldır Van Gölü Havzası’nın kelebek türlerini fotoğrafladığını belirten Subaşı, özellikle “Romanov Gelinciği”, “Step Fistosu”, “Işgın Zümrütü” ve “Zegris” gibi endemik ve değerli kelebek türlerinin Bitlis bölgesinde, “Rosenin Çokgözlüsü”, “Şehzade”, “İran Ateşi”, “Çok gözlü Van Esmeri” gibi kelebek türlerinin de özellikle Van ve çevresinde yaşadığını ifade etti. Subaşı, “Bitlis ve Van illeri, Van Gölü Havzası kelebek türleri açısından oldukça büyük zenginliğe sahip. Türkiye’deki toplam tür sayısı 430 civarında. Van Gölü Havzası’nda ise Bitlis ve Van illerinde bu türlerin 230’a yakını görülmekte ve uçmaktadırlar. Ayrıca Van Gölü Havzası’nın bir başka özelliği de bu bölgede uçan türlerin büyük bölümü birçok özel türe ev sahipliği yapmaktadır. Van Gölü Havzası’nda uçan kelebeklerin büyük kısmı Türkiye’nin başka bölgelerinde pek görülebilen türler değil. Bunlar mesela Van’ın Çatak ilçesinde uçan “Şehzade kelebeği”, bunun dışında yine Bitlis ve Van’da gözlemlenebilen “Romanov Gelinciği” kelebeği, “Işgın Zümrütü” kelebeği, “Çokgözlü Van Esmeri”, “İran Çokgözlüsü” ve “İran Ateşi” gibi birçok farklı kelebek türü sadece Van ve Bitlis görülebilmektedir” dedi.

İranlı turistler Van esnafının yüzünü güldürdü Haber

İranlı turistler Van esnafının yüzünü güldürdü

Yaz mevsiminin son günlerini fırsat bilen İranlı turistler adeta Van'a akın etti. Otellerin yüzde 100 doluluk oranına ulaşması esnafın yüzünü güldürdü. Her tatil fırsatını değerlendirerek Van'a gelen İranlı turistler, şehrin ekonomisine önemli katkı sağlıyor. Hem yaz mevsiminin yaşandığı son günleri değerlendirmek hem de okul öncesi alışveriş yapmak isteyen İranlı turistler Van'a akın etti. Gündüz alıveriş yapıp, akşam eğlence merkezlerinde gönüllerince tatilin keyfini çıkaran İranlı turistler, şehrin ekonomisine önemli katkı sağlıyor. Otellerin yüzde 100 doluluk oranına ulaştığı Van'da, İranlı turistlerin yaptığı alışveriş esnafa adeta "can suyu" oluyor. 2024 yılının turizm açısından kötü geçtiğini belirten esnaf, son günlerde yaşanan bu yoğunluğun yıl boyunca yaşanmasının arzu ettiklerini söylediler. Van'a gelen İranlı turistlerin güzel vakit geçirebilmeleri için üç günlük festival düzenlediklerini belirten bir otel işletmecilerinden Ebubekir Zirek, “Şuanda okul öncesi yoğun bir İran potansiyelimiz var. Van'ın bütün tesisleri yüzde 100 dolu. Bizde İranlı turistler için üç günlük bir eğlence programı hazırladık. Boya festivali, su festivalinin yanında ikramlarımız oluyor. İranlılar özellikle Gevaş'ta açılan bu tesisten dolayı çok memnun olduklarını söylüyorlar. Burada doğa, su ve güzel bir tabiat ortamında eğleniyorlar. Bizde ilçemize daha fazla katkı sunmak için elimizden geleni yapacağız” dedi. Turizmci Alim Akın ise 15 Eylül'e kadar bir doluluk beklediklerini ifade ederek, “Geçen sene her zaman bu şekilde bir doluluk yaşıyorduk ama bu sene çok nadir bu yoğunluğu yaşadık. Orada okulların hem tatil olması hem de 12 günlük bir tatil nedeniyle bu yoğunluğu yaşıyoruz. Bu da esnafa can suyu oldu” diye konuştu.

İranlıların Van Gölü ortasında köpük keyfi Haber

İranlıların Van Gölü ortasında köpük keyfi

Okulların tatil olması nedeniyle her fırsatta Van'a gelen İranlı turistler, tatilin keyfini çıkarıyor. Akşamları kapalı mekanlarda eğlenip, gündüzleri ise soluğu Van Gölü'nde alan İranlı turistler yaptıkları alışverişle de kentin ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Gün içerisinde cadde ve sokakları gezerek bol bol alışveriş yapan İranlılar, tekne ile açıldıkları Van Gölü'nün eşsiz güzelliğinden faydalanıyor. Yıllardır Van'da turizm sektöründe hizmet veren Sinan Başak tarafından hazırlanan Liman Tour Sinan Kaptan gemisi ile Van Gölü'ne açılan İranlı turistler, gölün keyfini çıkarıyor. 350 kişi kapasiteli ve 4 kattan oluşan gemide dans eden ve yemek yiyen İranlı turistler, köpük partisinin ardından Van Gölü'nün mavi sularına kendilerini bırakıyor. Yıllardır Edremit ilçesinde turizm sektöründe çalıştığını ifade eden Sinan Kaptan, amaçlarının Van turizmini canlandırmak olduğunu söyledi. İran ve Iraklı turistleri yaptıkları koordineli çalışmalar çerçevesinde Van'a getirdiklerini aktaran Sinan Kaptan, “Güzel bir memleketimiz ve güzel bir denizimiz var. Biz İranlıları, Iraklıları koordine ederek getirip burada Vanımızın güzelliklerini gösteriyoruz. Amacımız memleketimizi canlandırmaktır” dedi. İki yıllık bir çalışmanın sonucunda 4 kattan oluşan Liman Tour Sinan Kaptan gemisini inşa ettiğini dile getiren Sinan Kaptan, “Haziran ayı itibariyle gemimizi Van Gölü sularına indirdik. Yerli ve yabancı turistlere hizmet veriyoruz. 4 kattan oluşan geminin kapasitesi 350 kişi olup, içerisinde makine daireleri, personel kabinleri, soyunma kabineleri, restoran, ofis, mini bar, kaptan köşkü, DJ platformu ve yüzme platformu yer alıyor. Bu şekilde gemide düğün, nişan ve bu tarz büyük organizasyonlar düzenliyoruz. Gemimiz ayrıca Van Gölündeki en büyük gemi olup, özellikli bir gemidir. Çünkü balans tankları dediğimiz kendisini fırtınaya göre uyarlayabilen bir gemi inşa ettik. Halkımıza ve turistlere hayırlı olsun” ifadelerini kullandı. Duruma ve yoğunluğa göre günde 2 ila 4 arasında seferler düzenlediklerini de sözlerine ekleyen Sinan Kaptan, “Van Gölüne açıldıktan sonra demirliyoruz. Burada iki sat boyunca misafirlerimiz yiyip içip yüzüyorlar. İki saat sonra tekrar geri dönerek turumuzu tamamlıyoruz” diye konuştu. İranlılar ise bu hizmetin kendilerini mutlu ettiğini belirterek, bu tür organizasyonların İranlıların Van'a daha sık gelmesine neden olduğunu söyledi.

Van Yeni Turizm Gözdesi Olacak Haber

Van Yeni Turizm Gözdesi Olacak

Van Valisi Ozan Balcı, Eski Van Şehri'nde devam eden restorasyon çalışmaları kapsamında tarihi Ulu Camii ve Kızıl Minareli Camii'de yapılan çalışmaları yerinde inceledi. Bölgenin kültürel mirasının korunması ve turizme kazandırılması amacıyla başlatılan restorasyon projeleri, Van’ın tarihine ışık tutmayı amaçlıyor. Ulu Camii'deki restorasyon çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiğini belirten Vali Balcı, "Eski Van Şehrini ayağa kaldırma çalışmalarımız hızla sürüyor. Bu projeler, Van’ın tarihi kimliğini koruyarak gelecek nesillere aktarmak için büyük önem taşıyor" dedi. Restorasyon sürecinde caminin tarihi dokusunun korunmasına büyük özen gösterildiğini ifade eden Vali Balcı, bu çalışmaların tamamlanmasıyla Ulu Camii’nin önemli bir turistik cazibe merkezi olacağını vurguladı. Kızıl Minareli Camii ve Tarihi Han da Yeniden Hayat Buluyor Kızıl Minareli Camii’de de yoğun bir çalışma yürütüldüğünü belirten Vali Balcı, tarihi hanın restore edilerek turizme kazandırılacağını söyledi. Han içerisinde bulunan 41 dükkanın gün yüzüne çıkarılacağını belirten Balcı, "Bu restorasyon çalışmaları Van’ın kültür turizmine büyük katkı sağlayacak" diye konuştu. Tarihi hanın, bölgenin ticari ve sosyal hayatına da canlılık kazandırması bekleniyor. Süleyman Han Camii İbadete Açıldı Restorasyon çalışmaları kapsamında Süleyman Han Camii'nin restorasyonunun tamamlandığını ve ibadete açıldığını duyuran Vali Balcı, "Bu önemli yapının yeniden ibadete açılması, Van için büyük bir kazanım" dedi. Tarihi cami, hem ibadet hem de ziyaret amacıyla yerli ve yabancı turistleri ağırlamaya başladı. Miri Ambarı Restorasyonu Devam Ediyor Vali Balcı, Miri Ambarı'nın restorasyon çalışmalarının da sürdüğünü ifade ederek, "Eski Van Şehri’nin tüm tarihi yapıları, valiliğimizin koordinasyonunda ve Kültür ve Turizm Bakanlığımızın himayelerinde titizlikle restore ediliyor" şeklinde konuştu. Miri Ambarı’nın tamamlanmasıyla birlikte bölgenin tarihi dokusunun daha da zenginleşmesi hedefleniyor. Eski Van Şehri Turizmin Merkezi Olacak Eski Van Şehri’nde yürütülen restorasyon projelerinin tamamlanmasıyla birlikte bölgenin kültürel ve turistik cazibesi artacak. Vali Balcı, "Eski Van Şehri’ni ayağa kaldırdığımızda ilimizin kültürüne, turizmine ve tarihine çok anlamlı katkılar sağlayacağız. Van, bu çalışmaların sonucunda turizmde önemli bir merkez haline gelecek" dedi. Kaynak: Van 65 Haber

Van'da yetersiz uçak seferleri için yürüyüş yapıldı Haber

Van'da yetersiz uçak seferleri için yürüyüş yapıldı

Van TSO binası önünde bir araya gelen çok sayıda turizmci ile acente temsilcisi, "Van Uçamıyor" temasıyla İskele Caddesinden başlayarak bir yürüyüş düzenledi. Beşyol Meydanından, kentin en işlek caddesi olan Cumhuriyet Caddesinde bulunan kent meydanına kadar devam eden yürüyüş, basın açıklamasıyla son buldu. Burada basın açıklamasını okuyan Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, ülkenin en doğusunda yer alan ve uzaklık nedeniyle ulaşımda genellikle havayolunun tercih edildiği Van'ın 1 milyon 120 bini aşkın nüfusuyla en kalabalık 19'uncu kent olduğunu belirtti. Hinterlandında bulunan 5 milyon nüfusa hizmet veren kentin, bölgenin çekim merkezi olduğunu ifade eden Takva, "Her yıl artan nüfusu ve bölgenin cazibe merkezi olan şehrimizde buna bağlı olarak uçak yolcu sayısı da gün geçtikçe artmaktadır. Kendi vatandaşlarımızın yanı sıra İran ve Irak'tan İlimize gelen vatandaşlar, Ülkemizin batı illerine gitmek için havayolu ulaşımını tercih etmektedir. Türkiye'nin en eski hava meydanlarından bir tanesi olan Ferit Melen Havalimanı ne yazık ki gerekli ilgiyi ve sefer sayılarını görememektedir" dedi. "Uçak sorunu henüz çözülmüş değil" Tüm potansiyellere ve taleplere rağmen ortalama 10-12 arasında değişen uçak sefer sayılarının ihtiyaca karşı gelmediğini dile getiren Takva, "Uzun yıllardır devam eden, dile getirilen ve sosyal medyada 'Van Uçamıyor' sloganına dönüşen uçak sorunu henüz çözülmüş değil. Kent dinamiklerinin tamamının yer aldığı ve sorunun çözümü konusunda daha önce Ferit Melen Havalimanı'nda kitlesel basın açıklaması yapılmış olmasına rağmen sonuç alınamamıştır" diye konuştu.  

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.