Hava Durumu

#Van Gölü

TOURISMJOURNAL - Van Gölü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Van Gölü haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Mavi Nefes Projesi ile 3 Yılda 225 Ton Atık Toplandı Haber

Mavi Nefes Projesi ile 3 Yılda 225 Ton Atık Toplandı

İSTANBUL (İHA) - Garanti BBVA'nın DenizTemiz Derneği/TURMEPA iş birliğiyle başlattığı "Mavi Nefes Projesi", deniz ekosisteminin korunması ve deniz kirliliğinin azaltılmasına yönelik önemli adımlar atmaya devam ediyor. Marmara Denizi'nde 2021 yılında başlayan proje, başta plastik atıklar olmak üzere deniz çöplerinin toplanmasına ve deniz ekosisteminin sağlıklı bir şekilde devam etmesine katkı sağlıyor. Eylül 2021 ile Ağustos 2024 arasında gerçekleştirilen projede 225 tondan fazla atık toplandı. Proje kapsamında, Tatvan'da faaliyet gösteren Ahtapot 6 teknesi, Van Gölü'nde 2024 yılı yaz döneminde 12 ton atık topladı. Ayrıca, Göcek'te faaliyet gösteren TURMEPA'nın 3 teknesi, 2023 yılında 2 bin 141 tekneden 579 bin 385 litre atık su toplayarak, deniz suyunun temiz kalmasına yardımcı oldu. Eğitim ayağında ise "Mavi Nefes" çevrimiçi eğitimleriyle 73 bin 460 öğrenciye ulaşıldı. Ayrıca, Mavi Dedektiflerle gerçekleştirilen etkinliklerde 403 öğrenciye çevre bilinci aşılandı. Bu sayede, çevre bilincini artırarak daha temiz denizler için farkındalık yaratılmaya çalışılıyor. ALINAN İKİ NEFESTEN BİRİ DENİZLERDEN  Proje, deniz ekosisteminin korunmasına yönelik bilimsel çalışmalar ve deniz çayırları gibi önemli deniz canlılarının korunması için de ciddi bir çaba harcıyor. Fethiye-Göcek bölgesinde gerçekleştirilen deniz çayırı ekim çalışmaları, başarılı sonuçlar veriyor ve bu çalışmalar, deniz ekosisteminin güçlendirilmesine önemli katkılar sağlıyor. Mavi Nefes Projesi çerçevesinde, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Ergün Taşkın tarafından yürütülen Fethiye Göcek Körfezi'ndeki "Koy ve Kıyılarda Deniz Çayırı Posidonia Oceanica Deniz Çayırlarının İzlenmesi, Korunması ve Ekimi Projesi" kısa sürede olumlu sonuçlar elde etti. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde (ÖÇKB) yapılan araştırmalarda 1.545 deniz türü keşfedildi. Dokuz farklı istasyonda yapılan çalışmalarla Posidonia oceanica türünün yayılışı, özellikleri, izlenmesi ve transplantasyonu gerçekleştirildi. 6 Mayıs 2024 tarihinde ekimi yapılan Posidonia oceanica türünün, 6 Haziran 2024'te yapılan kontrollerde en az yüzde 70 oranında canlılık gösterdiği belirlendi. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Cem Dalyan’ın yürüttüğü "Saros Körfezi Deniz Çayırı ve Mercan Koruma, Ekimi ve İzleme Projesi" kapsamında ise, biyoçeşitliliğin izlenmesi ve önemli deniz türlerinin haritalanması amaçlandı. Bu doğrultuda, 1-10 Temmuz 2024 tarihleri arasında 19 farklı istasyonda 23 dalış yapıldı. Yapılan saha çalışmaları sırasında Saros Körfezi’nin çeşitli habitat tipleri belirlendi ve deniz çayırları, korallijen habitatlar, taş mercanlar gibi kritik habitatların haritaları çıkarıldı. Çalışmalar sonucunda, Saros Körfezi’nde toplamda 382 deniz türüne rastlandı.

Van Gölü’nde şu ana kadarki en büyük mikrobiyalit tespit edildi Haber

Van Gölü’nde şu ana kadarki en büyük mikrobiyalit tespit edildi

Türkiye'nin en büyük gölü olma özelliğini taşıyan Van Gölü'nde şu ana kadarki en büyük mikrobiyalit keşfedildi. Daha önce 18 metre civarında dünyanın en büyük mikrobiyalitinin tespit edildiği Van Gölü'nün Bitlis'in Adilcevaz kısmında yeni bir keşfe imza atılarak, 34 metre 60 santimetre boyunda mikrobiyalit bulundu. Van Gölü Havzası'nda, sportif dalışlar neticesinde yapı ve şekil bakımından farklı yeni mikrobiyalitler tespit edildi. Adilcevaz Yukarı Deniz Derneği Başkanı Cumali Birol, sportif dalışlar neticesinde üst çapı 15 metre olan ve palmiye ağacına benzeyen mikrobiyaliti keşfettiklerini belirtti. Birol, “Van Gölü Havzası'nda bugüne kadar bulduğumuz en büyük mikrobiyaliti görüntüledik. 1993 yılında ağ parçasının takılmasıyla başlayan bu serüven Adilcevaz açıklarında yaklaşık 34 metre 6 santimetre bir mikrobiyalite denk geldik. Üst çapı yaklaşık 15 metre çapında olan bu mikrobiyalit bugüne kadar bulduğumuz en yükseğidir. Bu mikrobiyalitlerin turizme açılması, jeosit alanı ile ilgili yapmış olduğumuz çalışmalar devam etmektedir. Mikrobiyalitlerin jeosit alanı ile ilgili çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığından beklemekteyiz. Dolayısıyla Adilcevaz'daki Van Gölü Havzası'nda mikrobiyalitlerin turizme kazandırılması noktasındaki çalışmalarımız devam etmektedir. Dalış okulumuz şu anda bu konudaki çalışmalarına devam ediyor. Netice itibari ile sportif dalışta bulmuş olduğumuz mikrobiyalitler, Van Gölü Havzası'na bir nebzede olsa ışık tutacağına inanıyorum” diye konuştu. Buldukları mikrobiyalitleri palmiye ve sedir ağacına benzettiklerini sözlerine ekleyen Birol, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu bulduğumuz mikrobiyalit cinsi asıl mikrobiyalit tufa değil. Mikrobiyalitler bazen palmiye, bazen sedir ağacına, bazen de ejderha kafasına benzer. Eşsiz güzelliğiyle dalış severleri Van Gölü'ne bekliyoruz. Bu noktada yapmış olduğumuz çalışmaların tümü ilçemiz ve ilimiz içindir. Van Gölü Havzası'nda yapmış olduğumuz çalışmalar ortada zaten. Bununla ilgili çalışmalarımız ileri ki dönemlerde sürecek. Bulduğumuz bu en büyük mikrobiyaliti kayıt altına aldık. İleriki günlerde daha farklı mikrobiyalit cinsine rastlayacağımıza eminim.”

Türkiye’deki 430 kelebek türünden 230’u Van Gölü Havzası’nda uçuyor Haber

Türkiye’deki 430 kelebek türünden 230’u Van Gölü Havzası’nda uçuyor

Zengin florası, yüksek rakımı ve eşsiz doğasıyla çok sayıda canlıya ev sahipliği yapan Van Gölü Havzası, Türkiye’de yaşayan kelebek türlerinin yarısından fazlasına ev sahipliği yapıyor. Türkiye'de tespit edilen 400’den fazla kelebek türünden 230'unu bünyesinde barındıran Van Gölü Havzası, endemik türlerle doğaseverlerin ilgi odağı oluyor. Van ve Bitlis’teki doğa fotoğrafçıları ile kelebek gözlemcileri de her yıl nisan ayı başından eylül ayı sonuna kadar olan 6 aylık zaman diliminde farklı dönemlerde ortaya çıkan endemik kelebek türlerini kayıt altına alıyor. Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Öğretim Görevlisi ve kelebek gözlemcisi Oktay Subaşı, Doğu Anadolu Bölgesi'nde kelebeklerin tür olarak yoğun yaşadığı yerlerden birinin Van Gölü Havzası olduğunu söyledi. Oktay Subaşı; el değmemiş doğası, yüksek dağları, sulak alanları, çayır ve meraları, zengin bitki örtüsü, zirai ilaçlamanın diğer bölgelere göre daha az yapılması gibi faktörlerin Van Gölü Havzası’ndaki popülasyon ve tür çeşitliliğinin zenginliğinde önemli etmen olduğunu söyledi. 23 yıldır Van Gölü Havzası’nın kelebek türlerini fotoğrafladığını belirten Subaşı, özellikle “Romanov Gelinciği”, “Step Fistosu”, “Işgın Zümrütü” ve “Zegris” gibi endemik ve değerli kelebek türlerinin Bitlis bölgesinde, “Rosenin Çokgözlüsü”, “Şehzade”, “İran Ateşi”, “Çok gözlü Van Esmeri” gibi kelebek türlerinin de özellikle Van ve çevresinde yaşadığını ifade etti. Subaşı, “Bitlis ve Van illeri, Van Gölü Havzası kelebek türleri açısından oldukça büyük zenginliğe sahip. Türkiye’deki toplam tür sayısı 430 civarında. Van Gölü Havzası’nda ise Bitlis ve Van illerinde bu türlerin 230’a yakını görülmekte ve uçmaktadırlar. Ayrıca Van Gölü Havzası’nın bir başka özelliği de bu bölgede uçan türlerin büyük bölümü birçok özel türe ev sahipliği yapmaktadır. Van Gölü Havzası’nda uçan kelebeklerin büyük kısmı Türkiye’nin başka bölgelerinde pek görülebilen türler değil. Bunlar mesela Van’ın Çatak ilçesinde uçan “Şehzade kelebeği”, bunun dışında yine Bitlis ve Van’da gözlemlenebilen “Romanov Gelinciği” kelebeği, “Işgın Zümrütü” kelebeği, “Çokgözlü Van Esmeri”, “İran Çokgözlüsü” ve “İran Ateşi” gibi birçok farklı kelebek türü sadece Van ve Bitlis görülebilmektedir” dedi.

İranlıların Van Gölü ortasında köpük keyfi Haber

İranlıların Van Gölü ortasında köpük keyfi

Okulların tatil olması nedeniyle her fırsatta Van'a gelen İranlı turistler, tatilin keyfini çıkarıyor. Akşamları kapalı mekanlarda eğlenip, gündüzleri ise soluğu Van Gölü'nde alan İranlı turistler yaptıkları alışverişle de kentin ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Gün içerisinde cadde ve sokakları gezerek bol bol alışveriş yapan İranlılar, tekne ile açıldıkları Van Gölü'nün eşsiz güzelliğinden faydalanıyor. Yıllardır Van'da turizm sektöründe hizmet veren Sinan Başak tarafından hazırlanan Liman Tour Sinan Kaptan gemisi ile Van Gölü'ne açılan İranlı turistler, gölün keyfini çıkarıyor. 350 kişi kapasiteli ve 4 kattan oluşan gemide dans eden ve yemek yiyen İranlı turistler, köpük partisinin ardından Van Gölü'nün mavi sularına kendilerini bırakıyor. Yıllardır Edremit ilçesinde turizm sektöründe çalıştığını ifade eden Sinan Kaptan, amaçlarının Van turizmini canlandırmak olduğunu söyledi. İran ve Iraklı turistleri yaptıkları koordineli çalışmalar çerçevesinde Van'a getirdiklerini aktaran Sinan Kaptan, “Güzel bir memleketimiz ve güzel bir denizimiz var. Biz İranlıları, Iraklıları koordine ederek getirip burada Vanımızın güzelliklerini gösteriyoruz. Amacımız memleketimizi canlandırmaktır” dedi. İki yıllık bir çalışmanın sonucunda 4 kattan oluşan Liman Tour Sinan Kaptan gemisini inşa ettiğini dile getiren Sinan Kaptan, “Haziran ayı itibariyle gemimizi Van Gölü sularına indirdik. Yerli ve yabancı turistlere hizmet veriyoruz. 4 kattan oluşan geminin kapasitesi 350 kişi olup, içerisinde makine daireleri, personel kabinleri, soyunma kabineleri, restoran, ofis, mini bar, kaptan köşkü, DJ platformu ve yüzme platformu yer alıyor. Bu şekilde gemide düğün, nişan ve bu tarz büyük organizasyonlar düzenliyoruz. Gemimiz ayrıca Van Gölündeki en büyük gemi olup, özellikli bir gemidir. Çünkü balans tankları dediğimiz kendisini fırtınaya göre uyarlayabilen bir gemi inşa ettik. Halkımıza ve turistlere hayırlı olsun” ifadelerini kullandı. Duruma ve yoğunluğa göre günde 2 ila 4 arasında seferler düzenlediklerini de sözlerine ekleyen Sinan Kaptan, “Van Gölüne açıldıktan sonra demirliyoruz. Burada iki sat boyunca misafirlerimiz yiyip içip yüzüyorlar. İki saat sonra tekrar geri dönerek turumuzu tamamlıyoruz” diye konuştu. İranlılar ise bu hizmetin kendilerini mutlu ettiğini belirterek, bu tür organizasyonların İranlıların Van'a daha sık gelmesine neden olduğunu söyledi.

Nemrut ve Van Gölü için 8 kilometre yüzdüler Haber

Nemrut ve Van Gölü için 8 kilometre yüzdüler

Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü ile yine dünyanın en büyük ikinci krater gölü olan Nemrut Krater Gölü ve kalderanın temiz kalması ve tanıtılması amacıyla Van Gölü Aktivistleri Derneği tarafından yüzme etkinliği düzenlendi. Bu etkinliğe destek olmak için İstanbul'dan gelen 5 yüzücünün de katılımıyla yapılan maraton yaklaşık 7 kilometre sürdü. 4 saatte tamamlanan maratonda bir ilki gerçekleştirerek bölgeye dikkat çekmek isteyen yüzücüler, Nemrut'un bir doğa harikası ve yeryüzü cenneti olduğunu belirttiler. İstanbul'dan gelerek yüzme maratonuna katılan Ayhan İlhan, “İstanbul'dan 4 yüzücü arkadaşımla birlikte buraya geldik. Daha önce burada yüzmüştük. Ancak bugünkü parkurumuz biraz daha zorlu olacak. Yaklaşık gidiş-dönüş olmak üzere 8 ila 10 kilometrelik bir yüzmeyi hedefliyoruz. Buranın zorluk derecesi çok daha farklı. Yaklaşık 2 bin 500 rakımdayız. Yüksek irtifa, oksijen azlığı var. Yüzerken bizleri zorlayacaktır. Öncelik sağlığımızdır. Burada kano ve botlar bizlere eşlik edecekler. Kendimizi iyi hissetmediğimizde mutlaka teknelere çıkacağız. Ancak bu parkuru bitirmek için de kendimizi zorlayacağız. Tüm destekçi kuruluşlara ve aktivist arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz” dedi. Yüzücülerden Hamide Yılmaz ise “2 gün önce Van Gölü'nde yaklaşık 17 kilometrelik bir parkuru yüzdük. 2 yıl önce de Van'dan Bitlis'e yüzmüştük. Şimdi de Nemrut Gölü’nde karşıdan karşıya yüzeceğiz. 8 ya da 10 kilometre olacak. Yüzmeyi seviyoruz. Bu parkurlara katılmak da bizleri memnun etti. Burası bir doğa harikası. Burası bir cennet. Ben burada yüzmekten çok mutluyum. Yüzme maratonu yapacak arkadaşlara buraya gelip yüzmelerini ve burayı çok seveceklerini düşünüyorum” şeklinde konuştu. Van Gölü Aktivistleri Derneği Başkanı Erdoğan Özel de, Van Gölü ve Nemrut Krater Gölü çevresinin çöpten arındırılması ve gelecek kuşaklara aktarılması adına bir bilinç oluşturmak için bu organizasyonu yaptıklarını belirterek, “Nemrut Gölü; dünyanın ikinci, Türkiye'nin ise en büyük krater gölüdür. Bizde buraya dikkat çekmek için bir yüzme maratonu yaptık. Buranın turizm potansiyeline vurgu yapmak istedik. Krater gölünde bir uçtan diğer uca olan en uzun mesafeyi biri kadın olmak üzere 6 arkadaşımız ile birlikte başarıyla gerçekleştirdik. Amacımız bir farkındalık oluşturmak ve Avrupa Seçkin Destinasyonlar Listesinde yer alan ve yeryüzü cenneti olarak bilinen Nemrut kalderasının tüm dünyaya tanıtılmasıdır. Aynı zamanda buranın temiz tutulması, çöpten arındırılması ve gelecek kuşaklara aktarılması adına bir bilinç oluşturmak için bu organizasyonu yaptık. Her yıl geleneksel olarak burada su sporlarının yapılabildiği, farklı yarışmaların ve maratonların yapılabileceğini hatırlatmak istedik. Katılan ve destek veren herkese teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

Van Gölü’nde en uzun mesafeli yüzme maratonu düzenlendi Haber

Van Gölü’nde en uzun mesafeli yüzme maratonu düzenlendi

8 Ağustos Bitlis'in düşman işgalinden kurtuluşunun 108. yıldönümü programı kapsamında, Van Gölü’ne kıyısı bulunan Tatvan ilçesine bağlı Adabağ köyü ile Ahlat ilçesi arasında ilk defa en uzun parkurlu yüzme maratonu gerçekleştirildi. İstanbul Ahlat Kültür Turizm Tanıtma ve Yardımlaşma Derneği (AHLATİSDER) ve Antalya Ahlat Eğitim Kültür Derneği öncülüğünde düzenlenen yüzme maratonuna Bitlis Valiliği, Ahlat Kaymakamlığı, Bitlis Belediyesi, Ahlat Belediyesi ve diğer Ahlat dernekleri ile sivil toplum kuruluşları destek verdi. Bu yıl ilki düzenlenen yüzme maratonu hayattayken uzun mesafeli yüzme girişiminde bulunan ve geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden Ahlatlı avukat Atilla Azapağası anısına yapıldı. 1’i kadın 19 yüzücüden oluşan maraton ekibi sabahın erken saatinde Tatvan İlçesine bağlı Adabağ Köyü sahilinde Van Gölü’ne dalış yaparak yüzmeye başladı. Sahil Güvenlik ve sağlık ekiplerinin kontrol ve gözetiminde Van Gölü’nde kulaç atarak 7 saat süren zorlu parkur sonunda Ahlat İskelesi’ne varan sporcuları Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu ve beraberindekiler karşıladı. Sporcularla sohbet eden Vali Karaömeroğlu, maratonu başarıyla tamamlamalarından dolayı tebrik etti. Burada sağlık kontrolünden geçen yüzücülere protokol tarafından madalya ve ödülleri takdim edildi. "Bu maraton Ahlat'ta bir ilkti" Adabağ-Ahlat arası yüzme maratonuna katılan 67 yaşındaki Ahlatlı yüzücü Servet Ateş, bir hayali gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Ateş, “Bu maraton Ahlat’ta bir ilkti. Tabi heyecan vericiydi, müthişti. Parkur çok zorluydu. Hem sodalı suda vücudun tahriş olma durumu, hem de mesafe çok uzundu ve zoru başarmak için bizde suya atladık. Aynı zamanda merhum Atilla Azapağası kardeşimizin benimde aynı zamanda öğrencim olur. Onun anısına gerçekleştirmiş olduk. Bir kere daha kulaçları onun için attık. Biz yıllardan beri Ahlat-Adabağ arası hep konuşulur. İşte yüzelim gidelim gelelim gibisinden yada bazıları gitti geldi denilirdi. Biz bunu gerçekleştirmiş olduk herkesin önünde. Birde hiç durmaksızın yüzdük oda çok zorluydu. Tabi ki istiyoruz ki Ahlat’ımız bu tür etkinliklerle sürekli olarak anılsın. Bundan sonra da bizden sonraki nesillerde bunu devam ettirsin istiyorum. Yani örnek olsun istiyorum bunu. Bitlis’in kurtuluşu dolayısıyla da bunu gerçekleştirmiş olduk aynı zamanda” dedi. "6 saat 33 dakikada tamamladık” Ahlatlı yüzücülerden Suphi Koçalp ise, “2-3 yıldır bu yüzme maratonunu düşünüyorduk bu seneye nasip oldu. Antrenmanlarımızı düzenli olarak yaptık Allah nasip etti oradan buraya hiç sudan çıkmadan yüzdük” diye konuştu. İstanbul’dan gelerek yüzme maratonuna katılan Hamide Yılmaz, 5 kişilik ekiple İstanbul’dan geldiklerini belirterek, “Çok güzel bir davet sundular. Zaten yüzmeyi seviyoruz. Çok beğendik, güzel karşılandık. Bugünde Bitlis’in Düşman İşgalinden Kurtuluşu dolayısıyla etkinliğin yapılması oldukça güzel oldu. Parkur aslında 13.8 kilometre ama bu dalga ve akıntıyla birlikte 17 kilometreyi buldu. 6 saat 33 dakikada tamamladık” diye konuştu.. Bir diğer yüzücü Nezir Aktaş’ta Van Gölü’nde uzun mesafeli yüzmenin oldukça zorlu olduğunu ifade ederek, “Burada yüzmek o kadar kolay bir şey değil. Daha büyük parkurlarda yüzdük ama 30 kilometrelik bura kadar tahriş eden, sodalı olan bir yer değil. Biz İstanbul ekibi olarak birçok arkadaşımıza bunu söylediğimizde ‘Ya orası tuzlu değil mi?, sodalı değil mi?’ diye söylediler. Zaten önemli olan zoru başarmak iyi bir sporcunun önemli aktivitelerinden bir tanesi olması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Vali Karaömeroğlu: “Ahlat sporun başkenti olacak” Ödül töreninde konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu ise, “8 Ağustos Bitlis’in Kurtuluşu nedeniyle böyle güzel bir etkinlikle Ahlat’ımız yer aldı. İlk defa oluyor. Yarı resmi oldu. Seneye inşallah Gençlik ve Spor Bakanlığımızca Ahlat şenlikleri yapılacak. Bütün federasyonlarımız burada yarışmalar yapacak. İnşallah Ahlat sporun başkenti olacak” diye konuştu. Düzenlenen yüzme maratonuna, Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Bitlis Belediye Başkanı Nesrullah Tanğlay ve Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis Eğitim ve Tanıtma Vakfı (BETAV) Başkanı Ahmet Eren, Ahlat dernekleri temsilcileri ve ilçe halkı katıldı.

Van Gölü'nde dalış sezonu açıldı Haber

Van Gölü'nde dalış sezonu açıldı

Dünyanın en büyük sodalı gölü olan ve 800 bin yıllık geçmişe sahip Van Gölü'nde su sıcaklığının artmasıyla birlikte dalış sezonu açıldı. Volkanik Nemrut Dağı'nın patlaması sonucu oluşan, 3 bin 713 kilometrekarelik alanıyla tıpkı bir deniz gibi uzanan uçsuz bucaksız suları, Van Gölü'nü dalış turizmi açısından elverişli hale getiriyor. Van Gölü, derinliklerinde inci kefali balığı başta olmak üzere, daha sonra keşfedilen mikrobiyalitler ile Vangölü Küçük Mercan balığını barındırıyor. Yine daha sonra yapılan dalışlarda Rus batığı ve kale kalıntılarına rastlanan Van Gölü'nün sırlı derinlikleri, bu yıl da havaların ısınmasıyla birlikte amatör ve profesyonel dalgıçların ziyaretini bekliyor. Bu yıl da Sualtı Arama Kurtarma Eğitim Derneği (AKEM) üyeleri, suların ısınmasıyla birlikte sezonun ilk dalışını başarıyla gerçekleştirdi. “Cazibe dalış merkezi haline gelebilir” İHA muhabirine konuşan AKEM Başkanı Halil İbrahim Atacan, havaların ısınamamasından dolayı sezonu çok geç açtıklarını belirtti. Suların ısınmasının ardından ilk dalışlarını gerçekleştirdiklerini ifade eden Atacan, “Güzel ve başarılı dalışlarla sezonu geçirmeyi diliyoruz. Van Gölü'nün konum açısından yüksek irtifaya sahip olduğunu biliyoruz. Bu yüzden de cazibe dalış merkezi haline gelebilir. Çünkü her dalgıcın da yüksek irtifada dalmak istediğini de biliyoruz. Su altı görüşümüz 5 ila 7 metre arasında değişmektedir. Su altı zenginliklerimiz ise mikrobiyalitler, Vangölü Küçük Mercan balığı ile Van balığımızdır. Bu şekilde 3 özel noktada buluşabiliyoruz” dedi. Dalış tutkunlarını dalış eğitim okullarına davet eden Atacan, böylece Van Gölü'nün büyülü dünyasına adım atacaklarını kaydetti.

Van Gölü’nde av yasağı başladı: İnci kefalleri göç hazırlığında Haber

Van Gölü’nde av yasağı başladı: İnci kefalleri göç hazırlığında

Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşayabilen inci kefalinin üreme dönemi nedeniyle 15 Nisan-15 Temmuz tarihleri arası uygulanan av yasağı başladı. Van Gölü Havzası’nda yaklaşık 15 bin kişinin ekmek kapısı olan inci kefali balıkları, üremek için tatlı sulara göç yolculuğuna hazırlanıyor. Tatlı sularda akıntının tersine yüzerek akarsulara akın eden inci kefalleri, göç sırasında boylarını aşan engelleri adeta uçarcasına aşıyor. Bu sırada izleyene görsel şölen sunan inci kefalinin korunması için Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, jandarma, emniyet, sahil güvenlik ve zabıta ekipleri, 7 gün 24 saat esaslı nöbet tutuyor. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü Muhammet Demir öncülüğündeki ekipler, Van Gölü’ne dökülen Engil Çayı suyunun sıcaklık ve oksijen miktarını ölçtü. Suyun debisi ve oksijen miktarının yeterli olduğu akarsuda, su sıcaklığı ise 10.9 santigrat derece olarak ölçüldü. Göçün sağlıklı bir şekilde başlaması için su sıcaklığının 13-14 derece civarında olması gerektiği belirtildi. “Geçtiğimiz av yasağında 1 milyon 200 bin lira idari para cezası uyguladı” İHA muhabirine konuşan Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü Muhammet Demir, inci kefalinin üremek için 15 Nisan-15 Temmuz tarihleri arasında Van Gölü ve Erçek Gölü’ne dökülen tatlı sulara göç ettiğini hatırlattı. İnci kefali balıklarının bu döneminde kaçak avcıların yoğun bir şekilde hedefi haline geldiğini ve bunun için de önemler aldıklarını ifade eden Şube Müdürü Demir, “Bakanlığımızdan gelen bütçe doğrultusunda kiraladığımız araçları, yasak dönemde kaçak avcılarla mücadele etmek için kolluk kuvvelerine ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerine teslim edilecektir. 2023 yılında inci kefali av yasağı dönemi boyunca, İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğümüz ekipleri, Jandarma, Sahil Güvenlik, Deniz Polisi, Emniyet, personelleri ile birlikte 7/24 denetimler yaparak kaçak avlanan 169 şahsa yaklaşık 1 milyon 200 bin lira idari para cezası uyguladı. Ayrıca 9 bin metre uzunluğunda manyat ve misina ağı ile 50 ton canlı ve 40 ton ölü balığa el konuldu. Canlı olan balıklar tekrardan suya bırakıldı. İnci kefali av yasağında her yıl olduğu gibi bu yılda İl, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerimiz, kolluk kuvvetleri ile birlikte 7 gün 24 saat esaslı sahada görev alarak, inci kefali kaçak avcılığına müsaade etmeyecektir” dedi. “İnci kefalini korumak hepimizin görevidir” İnci kefali göçünün başladığı 15 Nisan tarihinden itibaren göçün gerçekleşeceği su kaynaklarında incelemeler yaptıklarını dile getiren Demir, “Bu incelemeler kapsamında şu an Edremit İlçesinde bulunan inci kefali balığının göç alanlarından biri olan Engil Çayı’ndayız. Yaptığımız incelemelerde, bu yıl yağışların bol olmasından dolayı Engil Çayı’nın su debisinin göç için yeterli seviyeye ulaştığını söyleyebiliriz. Ayrıca çayda yaptığımız su analizinde suyun sıcaklığının; 10.9 santigrat derece, çözünmüş oksijen miktarının ise 9,18 mg/L olduğu görüldü. Oksijen miktarının göç için yeterli seviyede olduğu, su sıcaklığı ise 13-14 dereceye ulaştığında göç yolculuğunun başlayacağını söyleyebiliriz. İnci kefalini korumak sadece Tarım ve Orman Müdürlüğü ile kolluk kuvvetlerinin görevi değil, inci kefalini korumak hepimizin görevidir. İlimizin ekonomisine ve turizmine büyük katkı sağlayan ve endemik bir tür olan inci kefalini korumak ve gelecek nesillere devamlılığını sağlamak için üreme döneminde avlamıyoruz, satmıyoruz ve satın alınmasına müsaade etmiyoruz” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.