Hava Durumu

#Yat

TOURISMJOURNAL - Yat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Göcek’te 22. Sonbahar Yarış Haftası Rüzgarla Başladı Haber

Göcek’te 22. Sonbahar Yarış Haftası Rüzgarla Başladı

MUĞLA (İHA) - Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Göcek’te düzenlenen 22. Sonbahar Göcek Yarış Haftası ve Atatürk Kupası, 17 ülkeden 763 yelkencinin katılımıyla başladı. Göcek Yat Kulübü tarafından organize edilen ve Türkiye'nin önemli yat yarışlarından biri olarak kabul edilen bu etkinlik, Göcek açıklarında gerçekleştiriliyor. 90 teknede mücadele eden yelkenciler, zorlu parkurlarda yarışarak dereceye girmeyi hedefliyor. Havanın durgun olması nedeniyle yarış başlangıcında uzun süre rüzgar bekleyen sporcular, rüzgarın çıkmasıyla birlikte yarışa yaklaşık üç saatlik bir gecikmeyle başlayabildi. Coğrafi rotada başlayan yarışlar, yelkencilerin kıyasıya rekabetine sahne olacak. Dört gün sürecek olan organizasyonda toplam altı yarış düzenlenecek. Yarışlar sonunda kazananlar kupa ve ödüllerini özel düzenlenecek törenlerle alacaklar. Etkinliğin bölge ekonomisine katkı sağladığını belirten Göcek Yat Kulübü Başkanı Mustafa Gençaslan, "Bu yıl 22.'sini düzenlediğimiz yarışlarımıza yaklaşık 800 katılımcı katılıyor. Yarışlara 17 farklı ülkeden tekneler geliyor. Türkiye'deki önemli yat yarışları arasında yer alan organizasyonumuz, 90 teknenin katılımıyla gerçekleşiyor. Yarışlarımız dört gün sürüyor ve toplamda altı yarış yapıyoruz. Altı yarışın ardından iki ayrı gecede kupa törenleri düzenliyoruz. Göcek'teki esnaflar da bu etkinlikten faydalanıyor. Restoranlar, marketler ve diğer işletmeler, organizasyon sayesinde önemli bir kazanç sağlıyor. Yarışların popülerliği bölge turizmini de olumlu etkiliyor. Katılımcılar havaalanından teknelerine ulaşırken, teknelerin kiralanması, uçak yolculukları, konaklamalar, yeme-içme, transferler gibi birçok alanda harcamalar yapılıyor. Böyle bir katkı sağladığımız için mutluyuz" ifadelerini kullandı. Göcek Yat Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Elif Tunç ise, yelken sporunu tanıtmak adına kulübün yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik İşletmeleri Yönetimi mezunu olan Tunç, "Komodorumuzun da bahsettiği gibi, 22 yıldır düzenlenen bu yarışlar hem bölgemize önemli katkılar sağlıyor hem de Göcek'in adını duyurması açısından büyük önem taşıyor. Kulübümüz, çocuklara ve insanlara denizi sevdirmek, yelken sporunu tanıtmak ve aşılamak adına birçok önemli faaliyet gerçekleştiriyor" dedi.

Datça Yat Yarışlarının teması: “Kültürel Miras” Haber

Datça Yat Yarışlarının teması: “Kültürel Miras”

Türkiye Açıkdeniz Yarış Spor Kulübü ve Datça Yat Spor Kulübü iş birliğiyle bu yıl 2. kez düzenlenecek Knidos Kupası Yat Yarışları, denizcilik sporuna ve kültürel mirasa dikkat çekmeye hazırlanıyor. 18-20 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek yarışa 9 ülkeden 20 tekne ve 200ün üzerinde usta denizci katılacak. Yarışlar, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Muğla Valiliği, Datça Kaymakamlığı, Knidos-Burgaz-Emecik, Apollon Kutsal Alanı Kazı Başkanlığı, Muğla İl Kültür Turizm Müdürlüğü ve Muğla İl Gençlik Spor Müdürlüğü'nün destekleriyle gerçekleştirilecek. 2000 yıl önce Knidos Antik Kenti’ni savunmak amacıyla inşa edilen 20 trireme anısına ithafen, yalnızca 20 tekneyle sınırlı olarak düzenlenen ve denizcilik sporuyla kültürel mirasın buluşma noktası olmayı amaçlayan Knidos Cup yarışlarına kayıtlar başladı. 19 Ekim’de Kairos Marina’da düzenlenecek açılış resepsiyonuyla başlayacak olan organizasyonda, yarışların ilk etabı 20 Ekim Cuma günü saat 12.00’de start alacak. Datça’nın Gökova Körfezi’nde bulunan Kairos Marina’dan hareket edecek tekneler, Ege Denizi kıyı şeridini takip ederek Tekir Burnu'ndan (Knidos/Kap Krio) dönüp Knidos Büyük Limanı’nda (Ticari Liman) yarışı tamamlayacak. İkinci etap ise 21 Ekim Cumartesi günü Knidos Büyük Limanı’ndan start alacak ve tekneler, yarımadanın Akdeniz kıyılarını takip ederek Datça Limanı’na ulaşacak. Bu yıl ikinci kez düzenlenen yarışa, 9 ülkeden 20 usta dümencinin liderlik edeceği yaklaşık 200 katılımcının yer alması bekleniyor.

D-Marin, Dubai’deki beşinci marinasını açıyor Haber

D-Marin, Dubai’deki beşinci marinasını açıyor

D-Marin, Dubai Holding ortaklığıyla Dubai'de açılacak olan Port De La Mer Marinası’nı işletmeye hazırlanıyor. D-Marin’in bölgedeki beşinci D-Marin marinası olan ve son teknoloji marinası, Dubai’yi lüks yat sahipleri için uluslararası bir destinasyon haline getirecek. La Mer'in kuzey yarımadasının ucunda yer alan Port De La Mer,, doğal güzelliklerle çevrili bir adada yer alıyor. Dubai'nin en gözde konumlarından birinde bulunan bir adada yer alan Port De La Mer, sunduğu birçok birinci sınıf yemek, alışveriş, eğlence, dinlence ve ağırlama olanakları ile canlı ama rahat bir yaşam tarzı vadediyor. 2030 YILINA KADAR KARBON AYAK İZİNİ %42 AZALTMAYI HEDEFLİYOR D-Marin, marina yönetimi konusundaki yaklaşımını ve vizyonunu Port De La Mer'e taşıyacak. Marina, D-Marin'in BM Küresel İlkeler Sözleşmesi ve Sürdürülebilir Kalkınma Grubu ile uyumlu olan çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) ilkelerine olan bağlılığından da yararlanabiliyor. Bu doğrultuda D-Marin'in uluslararası Bilime Dayalı Hedefler girişimine katılarak, 2030 yılına kadar karbon ayak izini %42 oranında azaltma hedefiyle önemli bir sorumluluk üstleniyor. Buna ek olarak D-Marin, müşterilerine gelişmiş ve zahmetsiz bir yatçılık deneyimi sunan yenilikçi dijital çözümlerini de hayata geçirmeyi planlıyor. 40 METREYE KADAR OLAN YATLAR İÇİN 32 RIHTIM İÇERMESİ PLANLANIYOR Port De La Mer'in birinci aşamasının Ekim 2024’te faaliyet geçmesi ve toplam uzunluğu 40 metreye kadar olan yatlar için 32 rıhtım içermesi planlanıyor. Ayrıca marinanın, önümüzdeki yıllarda 80 metreye kadar olan yatları ağırlayabilecek şekilde genişletilerek, toplamda 160 rıhtım kapasitesine ulaşması hedefleniyor. “DUBAİ'DEKİ YAT SAHİPLERİ İÇİN EŞSİZ BİR MARİNA” Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan D-Marin Dubai Genel Müdürü Selçuk Balcı, "Port De La Mer, bir marinadan beklenenler konusunda yeni standartlar belirliyor.  Port De La Mer'i çevreleyen tüm proje, konut toplulukları, rekreasyon alanları ve marinanın kendisi de dahil olmak üzere Akdeniz'den esinlendi. Burası Dubai'deki yat sahipleri için gerçekten eşsiz bir marina. En yüksek standarttaki marina deneyimlerini ve yeniliklerini sergilerken Dubai Holding ile ortak çalışmayı dört gözle bekliyoruz” dedi. “PORT DE LA MER, DÜNYA ÇAPINDA LÜKS MARİNALAR İÇİN YENİ BİR ÖLÇÜT OLUŞTURACAK” Port De La Mer’in, Dubai'nin önde gelen küresel eğlence ve turizm destinasyonlarından biri olarak konumlanması adına stratejik bir kilometre taşını temsil ettiğini belirten Dubai Holding Genel Müdürü Khalid Al Malik ise  “Port De La Mer, Jaddaf Waterfront, Marasi Bay ve Marina Al Seef Dubai ve Marsa Al Arab gibi önemli sahil destinasyonlarımızdaki mevcut marinalara eklenecek ve dünya çapında lüks marinalar için yeni bir ölçüt oluşturacak. Örnek yönetimi ve sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığıyla tanınan D-Marin ile süregelen iş birliğimiz, mükemmellik ve yeniliğe olan ortak bağlılığımızın altını çiziyor. Birlikte, dünya standartlarında tesisler sunarak, yeni standartlar belirliyor ve Dubai'nin küresel yatçılık camiasında ön sıralarda yer almasını sağlıyoruz” ifadelerine yer verdi.

Milyon dolarlık yat denize indi Haber

Milyon dolarlık yat denize indi

Bodrum'da üretilen milyon dolarlık, 42 metre uzunluğunda 8,5 metre genişliğindeki “Prenses Melda” isimli tekne, düzenlenen törenle suya indirildi. Bodrum'da bulunan bir tersanede, “Prenses Melda” isimli 3 güverteye sahip yatın tasarımı, Hollandalı firma Guido de Groot tarafından yapıldı. Okyanusu geçebilecek şekilde tasarlanan ticari Türk bayraklı yatın inşası, yaklaşık 3 yıl sürdü. Bu zaman zarfında yaklaşık 100 kişiye istihdam sağladı. El işçiliğiyle yapılan ve iç tasarımında meşe ağacının ferahlatıcı ve açık bir tonu tercih edilen teknenin arka kısmında misafirlerin keyifle güneşlenip yüzebilmesi için yaklaşık 3 metrelik bir platform bulunuyor. Sancak tarafında ise açıldığında balkon olarak kullanılabilen hidrolik sistem bulunuyor. Flybridge olarak adlandırılan en üst katta ise güneşlenme alanı, büyük bir jakuzi ve bar yer alıyor. Teknede 2'si ana kabin, 2'si VIP çift kabin ve 2'si ikiz kabin olmak üzere toplam 6 kabin bulunuyor. Üst güvertedeki 84 metrekarelik ana kabin oturma alanı, güneşlenme alanı ve jakuzi bulunan bir balkona sahip. Müşteri konaklama kapasitesi 12, personel sayısı da 9 kişi olarak belirlenen yatta akıllı ev sistemlerindeki gibi son derece teknolojik olan bir sistem kullanılıyor. Bu sistem de misafirlerin dokunmatik kontrol panelleri aracılığıyla klima, perde ve aydınlatma gibi ekipmanları kullanım kolaylığı sağlıyor. Charter turizminde kullanılacak teknede, yurtdışından gelecek misafirlerin Ege ve Akdeniz sahillerinde en iyi şekilde ağırlanarak ülke turizmine katkı sunması hedefleniyor. Tekne bugün yapıldığı tersane önünde okunan duanın ardından denize indirildi. Törene, Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, Sahil Güvenlik Komutanı Binbaşı Raşit Gödelek ve Bodrum Bölge Liman Başkanı Tuncay Aydın'ın yanı sıra sektör temsilcileri de katıldı. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Neta Marin ortaklarından Emre Karakaya, “Tekneyi charter turizminde kullanmayı hedefliyoruz. Türkiye turizmine katkıda bulunmak istiyoruz. Biliyorsunuz Bodrum daha çok ahşap guletleriyle ünlü. Biz de bu büyüklükte bir motoryat üreterek Bodrum'un ismini daha çok duyurmak istiyoruz. Öyle umuyorum ki daha çok yabancı müşterileri de buraya çekebiliriz. Teknenin ismi de benim küçük kızımın ismi. İsmi Melda, kendisi 4 yaşında. Prenses'i de biz ekledik” dedi. Emre Karakaya, teknenin Ağustos ayına doğru hizmet vermeye başlayacağını sözlerine ekledi.

Turizm rekabetinde sert rüzgâr endişesi Haber

Turizm rekabetinde sert rüzgâr endişesi

2023 yılının son torba kanunu denizlerde adeta sert rüzgârlar estirdi. Lüks tüketim grubunda yat, tekne gibi deniz araçlarından alınan ruhsatname harçları hem yıllık olarak fiyatlanıyor, hem de değişen boyutlara göre ruhsatname bedeli tekne boyutu büyüdükçe 10 katına kadar çıkıyor. Yeni vergilendirmenin Türk bayrağı tercihini olumsuz etkileyebileceği değerlendiriliyor. Daha önce ruhsatname harcı ve vizelendirme ücreti 5 yıllık esas ile alınıyordu. Örneğin 36 metre bir yat için 56 bin lira olan ödeme, yıllık olarak 100 bin liraya çıkarılmış oldu. Yine daha önce 5 yıllık olarak 20-30 metre arasındaki teknelerde 28 bin lira olarak alınan harç, 50 bin liraya çıktı. Ticari amaçlı gemilerde ise özellikle turizmde liman çıkış ile seyir izin belgesine getirilen artışlar, daha önce anlaşması yapılan turlar için maliyet kaybına, yeni işlemler için ise rekabette olumsuz bir tabloya işaret ediyor. Yat, tekne, kotra 28 Aralık tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7491 Sayılı torba kanun, pek çok önemli düzenlemeyi beraberinde getirmişti. Yapılan düzenlemelerden biri de yat, tekne, kotra gibi bağlama kütüğüne kaydedilen deniz araçlarından boyuna göre ve her yıl olmak üzere ruhsatname harcı alınmasını içeriyor. Değiştirilen boy hesaplaması ve yıllık ödemenin teknelerde Türk bayrağı tercihini olumsuz etkileyebileceği değerlendiriliyor. Seyir izin belgesi ise Türk bayraklı gemilerde boyutlara göre 300 lira ile 5 bin lira arasında değişirken; 300 lira ile 20 bin lira arasına çıkarıldı. Bu yükselişin, ticari amaçlı gemilerde, turizm rekabetinde Türkiye’yi dezavantajlı hale getirdiği belirtildi. Trend tersine dönebilir mi? 2017 yılında devletin denizde Türk bayrağına geçiş için KDV’yi yüzde 1’e indirdiğini hatırlatan Trio Deniz Satış Pazarlama Direktörü Deniz Özçakır, bu sayede kayıt altına giren teknelerden ve dolaylı olarak SGK’lı çalışan gibi uygulamalar sayesinde vergilendirmenin daha iyi uygulandığını düşündüklerini söyledi. Özçakır, “Sonra KDV’nin yüzde 18 ve 20 bandına gelmesi, beş yılda bir alındığı için cüzi kalan ruhsat ödemesinin yıllık olarak yükseltilmesi trendin tersine döneceği endişesini doğurdu. Tekne sahibi yönünü bu anlamda avantaj sunan ülke bayraklarına çevirebiliyor. Yani bir vergi düzenlemesi ile daha fazla vergi geliri düşünürken aslında çeşitli kayıplarla bu kazanç daha az olabilir. Tekne alacaklar mali müşavirlere yaptıkları hesaplamalarda çok yüksek bedellerle karşılaşıyor” dedi. ‘Milli tekneye ek maliyet’ Turizmde seyir izin belgesinin yeniden düzenlenmesi de bu anlamda ek maliyet getiriyor. Barbaros Yatçılık Yönetim Kurulu Başkanı Barbaros Güneş, “300 liralık bir ödeme şimdi 40 metre üzeri için Türkiye kayıtlı gemilerde 20 bin liraya çıkıyor. Geceleme yapıldığı zaman çıkış belgeleri doldurmak zorundasınız. Yani sürekli ve çok ciddi bir maliyet. Daha önce yapılmış anlaşmalarımız var. Bu uygulama Yunanistan’da 25 euro... Bunu müşteriye yansıtmak zorundayız ancak zaten pahalı bir ortamda rekabet gücümüzü düşürecek...” Mali etki analizi yapılmıştı Yapılacak düzenlemenin kasım ayında mali etki analizi de yapılmıştı. Buna göre; ‘yola elverişlilik belgesi harcı’nın isminin denizcilik mevzuatına paralel olarak ‘liman çıkış belgesi’ olarak değiştirilmesi ile tarife dilimleri ve alınan maktu tutarların yeniden belirlenerek tarifenin yenilenmesinin yıllık 788 milyon lira gelir etkisi oluşturacağı; ‘transitlog belgesi’, ‘seyir izin belgesi’ olarak değiştirilerek gemilerin boylarına göre tarife yeniden düzenlenirken yıllık yaklaşık 96 milyon lira gelir etkisi oluşturacağı; bağlama kütüğü harçlarının artırılarak yıllık alınmasının ise yıllık yaklaşık 427 milyon liralık gelir etkisi olacağı tahmin edildi.

Yat Turizm Derneği Başkanı: Deniz turizmi gelirleri yüzde 30 arttı Haber

Yat Turizm Derneği Başkanı: Deniz turizmi gelirleri yüzde 30 arttı

Yat Turizm Derneği Başkanı Begüm Doğulu, deniz turizmi gelirlerinin bu yılın ocak-eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 artarak 10,5 milyar dolara ulaştığını belirterek, "2023'te Türkiye sahilleri Akdeniz çanağının en çok tercih edilen destinasyonu olmayı başardı." dedi. Doğulu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl sektörde beklentilerinin üzerinde talep oluştuğunu söyledi. Bu yılın 9 aylık döneminde turizm gelirlerinin 42 milyar dolara ulaştığını, bu gelirlerde deniz turizminin payının ise yaklaşık yüzde 25 olduğunu dile getiren Doğulu, deniz turizmi gelirlerinin 2022'ye göre yüzde 30 artarak 8,1 milyar dolardan 10,5 milyar dolara çıktığını ifade etti. "2023'te Türkiye sahilleri Akdeniz çanağının en çok tercih edilen destinasyonu olmayı başardı." değerlendirmesinde bulunan Doğulu, ülkede Marmara'da 10, Ege'de 40, Akdeniz Bölgesi'nde 10 olmak üzere 60 marina olduğunu bildirdi. Doğulu, belediyelere ait de 6 marina bulunduğunu dile getirerek, toplam tekne bağlama kapasitesinin ortalama 15 bin 500 civarında olduğun kaydetti. Doğulu, Türkiye'de yat turizminin, dünya standartlarında ve ülkenin bu alanda en üst seviyede olmasını sağlayacak statik ve dinamik unsurlara sahip bulunduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu: "Statik faktör olarak, Çanakkale'den Antalya'ya kadar olan kıyılarda 239 yatın demirleyebileceği, fırtına ve hakim rüzgarlardan korunaklı eşsiz doğa harikası 100 koy bulunuyor. Dinamik unsurlar açısından ise yatlar, marinalar, kruvaziyer gemileri, limanlar, günübirlik turlar, dalış turizmi, sörf, balık avlama, deniz çevreciliği, personel eğitimi gibi unsurlar Türkiye'nin deniz turizminde önemli bir rol oynuyor." Yat limanı ve mega yatlara bakım, onarım hizmeti sunabilecek tesislerin artırılmasıyla Akdeniz çanağından alınan payın yükseleceğinin altını çizen Doğulu, devletin yat turizmine önem ve destek vermesiyle gelecek yıldan beklentilerinin yüksek olduğuna dikkati çekti. "Şeffaf uygulamalarla yatçılıkta yeni bir döneme geçildi" Doğulu, Avrupa standartlarında yönetmelik ve kanunların uygulamaya konulduğuna işaret ederek, sektördeki çoğu gri alanın önünün kapatıldığını ve şeffaf uygulamalarla yatçılıkta yeni bir döneme geçtiklerini söyledi. "Doğu illerimizde gençlere denizi ve denizciliği öğretmeyi amaçlıyoruz" Doğulu, Yat Turizm Derneğinin çalışmalarına ilişkin ise şunları kaydetti: "Denizcilikteki en büyük ve değerli projenin eğitim üzerine olması gerektiğine inanıyor ve devletimizle birlikte bu doğrultuda çalışmalar yürütüyoruz. Doğu illerimizde denizcilik meslek liseleri açarak gençlere denizi ve denizciliği öğretmeyi amaçlıyoruz. Denizcilik eğitimi veren yüksek eğitim kurumlarındaysa yat işletmeciliği ve deniz turizmi gibi alanlarda çalışacak elemanların yetiştirilmesi için gerek duyulan bölümler ve simülasyon uygulamalı laboratuvarlar açılması planlanıyor. Özel sektör tarafından açılmış olan kurslar Milli Eğitim Bakanlığınca denetlenecek ve katılım sağlamak isteyen vatandaşlarımız için ödeyecekleri ücretlerin makul olması teşviklerle desteklenecek."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.