Hava Durumu

#Yeşil Enerji

TOURISMJOURNAL - Yeşil Enerji haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yeşil Enerji haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Tokat OSB, elektrik tüketimini “yeşil enerjiden” karşılayacak Haber

Tokat OSB, elektrik tüketimini “yeşil enerjiden” karşılayacak

Dünyanın geleceği için yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi her geçen gün artarken, faaliyetlerinde çevre dostu uygulamalara ağırlık veren Tokat Organize Sanayi Bölgesi (OSB), CK Enerji Çamlıbel Elektrik aracılığı ile Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası aldı. Bu sertifika ile birlikte Tokat OSB’de faaliyet gösteren 170 firma toplam 21 bin 800 MWh elektrik tüketimini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayacak. Tokat OSB Müdürlüğünde gerçekleştirilen I-REC sertifikası teslim töreninde, CK Enerji Çamlıbel Elektrik Genel Müdürü Muharrem Bülbül, Tokat Valisi ve aynı zamanda Tokat OSB Yönetim Kurulu Başkanı da olan Numan Hatipoğlu’na, Tokat OSB Yönetim Kurulu Üyeleri adına I-REC sertifikasını takdim etti. “Sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunmayı hedefliyoruz” Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, bu önemli adımın, Tokat OSB'nin çevresel sürdürülebilirlik ve yeşil enerjiye olan taahhüdünün bir göstergesi olduğunu belirterek, “İklim değişikliği dünyanın en önemli sorunlarından biri. Biz de Organize Sanayi Bölgemizde ülkemize katma değer sağlarken çevre dostu uygulamalara öncelik vererek, sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda tükettiğimiz elektriği yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamak üzere CK Enerji Çamlıbel Elektrik ile anlamlı bir iş birliğine imza atmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu sertifika ile birlikte, Tokat OSB’de faaliyet gösteren firmalarımız toplamda 21 bin 800 MWh elektrik tüketimini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayacaklarını taahhüt ediyor. Attığımız bu adımın, çevremizi koruma ve gelecek nesillere temiz bir dünya bırakma konusundaki kararlılığımızı gösterdiğine inanıyorum. Sürdürülebilir bir gelecek için hep birlikte çalışmaya devam edeceğimizi ifade ederek CK Enerji Çamlıbel Elektrik’e bu süreçte verdikleri destek için teşekkürlerimi iletmek istiyorum” dedi. “Doğa dostu bir çalışmanın içinde olmaktan mutluluk duyuyoruz” Doğa dostu enerji kullanmayı teşvik eden yenilenebilir enerji sertifikalarının kullanıcılara pek çok avantaj sağladığına dikkat çeken CK Enerji Çamlıbel Elektrik Genel Müdürü Muharrem Bülbül ise, “Sürdürülebilirlik ve çevresel bilinç, iş dünyasının ve toplumunun geleceğinde her geçen gün daha da önemli hale geliyor. Biz de yıllardır enerji sektöründe uzmanlaşıp büyürken, çevre dostu elektrik tedarik etmek isteyen sanayi ve ticarethanelerin Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) almalarına da destek oluyoruz. Bu sayede enerji tüketiminin çevresel etkilerinin en aza indirilmesi konusunda doğa dostu bir çalışmanın içinde yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu sertifikayı alarak daha yeşil bir geleceğe katkı sağlayan Tokat OSB’yi gönülden kutluyor, iş birliğimizin devamını diliyorum” ifadesini kullandı.

Elektrikli araçlar sonrası lityuma talep 40 kat artacak Haber

Elektrikli araçlar sonrası lityuma talep 40 kat artacak

Washington Post'un haberine göre, ABD Savunma Bakanlığı, Afganistan'daki lityum kaynaklarının değerini yaklaşık 1 trilyon dolar olarak değerlendirirken, uzmanlar ise ülkeyi "lityumun Suudi Arabistan'ı" olarak nitelendiriyor. Elektrikli araçların, dünya çapında yayılmaya başlamasının ardından bu araçların pilleri için hayati öneme sahip lityum başta olmak üzere nikel, kobalt ve manganez gibi madenler son dönemlerin en önemli yer altı kaynakları olarak öne çıkıyor. Uluslararası Enerji Ajansı (UEA), 2040 itibarıyla lityuma talebin 2020'ye göre 40 kat artabileceği öngörüsünde bulunurken, bu madenin yeryüzündeki miktar ve konumları da giderek ilgili çeken araştırma konuları arasında yer alıyor. Başta insan hakları ihlalleri ve Taliban'ın geçmişindeki eylemleri olmak üzere çeşitli gerekçelerle Afganistan'ın ABD dahil çok sayıda ülkenin yaptırım listesinde bulunması ise Çinli şirketlerin, ülkedeki başta lityum olmak üzere elektrikli araç pilleri için ihtiyaç duyulan yer altı kaynakları için iştahını kabartıyor. Elektrikli araçlar "yeşil enerji" için kritik Elektrikli araçlar, uzmanlar tarafından "yeşil enerjiye " geçişte kritik bir dönüm noktası olarak görülüyor. Lityum, nikel, kobalt ve manganez gibi elektrikli araç üretiminde gerekli madenlerin çıkarılma süreçleri ise çevreye ve insanlara zarar veriyor. Taliban'ın Ağustos 2021'de Afganistan'ı ele geçirmesinin ardından 2022'de ise lityum fiyatları 8 kat artarken, bu durum Çinli şirketlerin bölgeye ve yeraltı zenginliklerine ilgisini artırdı. Washington Post'a konuşan Afgan iş insanları ve Çinli şirketlerle Afgan yetkililer arasında aracılık yapan kişiler ise Çin'in ilgisini "19. yüzyılın altın madeni bulma yarışına" benzetiyor. Taliban yetkilileri, yıl başında Çinli bir iş insanını, Konar eyaletinden elde ettiği 1000 ton lityumu kaçak yollardan Pakistan üzerinden Çin'e kaçırırken yakaladı. Taliban, lityum çıkarma ve işlemeyi durdurdu Son aylarda, lityum arama ve çıkarma işlemlerini durduran Taliban, yabancı bir şirkete yasal maden arama izni vermek için görüşmeler yapmak isterken, Çinli şirketler bu konuda en istekliler arasında yer alıyor. Uzmanlar, Afganistan'ı lityum zengini ülke olarak nitelendirirken, ülkenin özellikle de lityum zengini bölgeleri Konar ve Nurestan'ın coğrafi koşulları ve ulaşım imkanlarının yetersizliğinin madenin piyasaya sürülmesinin önünde güçlükler oluşturabileceğine işaret ediyor. Çin Halk Kurtuluş Ordusu'ndan emekli kıdemli albay ve Tsinghua Üniversitesinde güvenlik uzmanı Zhou Bo, "Afganistan'ın sanayi tesisleri açısından yetersiz ama büyük maden kaynaklarına sahip, zorlukları göğüsleme ve altyapı inşasında hiçbir batılı Çinlilerle yarışamaz." ifadelerini kullandı. Batılı şirketler de Afganistan'a yatırım yapabilir Taliban geçici hükümetinin Maden ve Petrol Bakan Vekili Şehabeddin Dilaver ise Washington Post'a yaptığı açıklamada, bir gün önce Çinli bir şirketle Afganistan'da lityum işleme tesisi ve elektrikli araç pil fabrikası inşa edilmesi de dahil 10 milyar dolarlık bir proje üzerinde çalıştıklarını söyledi. Dilaver, Taliban yetkililerinden teşekkül eden bir komisyonun madencilik iznine ilişkin planlamaları ve teklifleri değerlendirdiğine işaret ederek, batılı şirketlerin hatta ülkesine karşı yaptırımları kaldırması halinde ABD'li şirketlerin de madencilik için teklifte bulunabileceğini kaydetti. ABD'ye karşı tutumlarının değişmediğini aktaran Dilaver, "Biz her zaman 'ABD, askerlerini ve ölüm makinalarını Afganistan'dan çekerse buraya her zaman yatırım yapabilir.' dedik. Petrole talep düşerken, lityum talebi ise sürekli artıyor. Sadece Nurestan bölgesinde 2,5 milyon ton lityum kaynağımız var ve Afganistan, dünyanın en zengin ülkelerinden biri olabilir." değerlendirmesinde bulundu. 2030'da dünya yetersiz lityum arzıyla karşı karşıya kalabilir Benchmark Mineral Intelligence şirketinin Genel Yayın Yönetmeni Henry Sanderson de 2030 itibarıyla Çin, Avrupa ve ABD'deki araçların yaklaşık yüzde 60'ı elektrikli olduğunda dünyanın yetersiz lityum arzıyla karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu. Sanderson, Çin'in lityum işleme fabrikalarını ve pil üterim açısından dünya pazarını kontrolü altına aldığını ancak pazarı besleyecek lityum kaynaklarının gün yüzüne çıkarılmaması halinde tedarik zincirinin çökelebileceğini söyleyerek, "Bunun için Afganistan'a gidiyorlar. Temin edebilecekleri kadar (lityum) temin etmek istiyorlar." yorumunu yaptı.

"Lityum iyon piller: Elektrikli otomobilde yeşil enerji" Haber

"Lityum iyon piller: Elektrikli otomobilde yeşil enerji"

Elektrikli otomobil dünyada trend haline geliyor. Elektrikli araç sayısı arttıkça dünyada elektrik tüketiminde de artış yaşanıyor. Lityum iyon pil teknolojileriyle çevreye zarar vermeden artan tüketimin karşılanması hedefleniyor. Günümüzde iklim değişikliği ve küresel ısınmayı nasıl en aza indirilir konusu çokça konuşulur hale gelmiş durumda. Yeşil dönüşüm için çalışmalar son hızıyla devam ediyor. Dünyada hızla yaygınlaşan elektrikli araç kullanımı beraberinde temiz enerji üretimini de getirdi. Çevreye zarar vermeden artan elektrik ihtiyacı lityum iyon pil teknolojileriyle çözülmesi planlanıyor. Lityum iyon geleneksel pillere göre daha uzun ömürlü, daha yüksek güç yoğunluğuna sahip, bir seviyeye kadar daha hızlı şarj olan ve daha hafif bataryalar olarak biliniyor. Lityum iyon bataryalar; birim hücre başına en yüksek gerilim, birim kütle başına en yüksek enerji yoğunluğu, en az bakım gerektirme, yüksek çevrim ömrü üstünlüklerinden dolayı elektrikli araçlarda en yaygın kullanılan batarya türü olarak öne çıkıyor. Çevreye duyarlı enerji teknolojileri İstanbul'da kapılarını açan ICCI Enerji ve Çevre Fuarı'nda sergilendi. Söz konusu organizasyonda yeşil dönüşüm için gerekli olan doğa dostu aletler ve ürünler tanıtıldı. Bu ürünler; güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, biyokütle enerjisi, jeotermal enerji, hidroelektrik enerji, hidrojen enerjisi ve dalga enerjisi. Bunların yanı sıra elektrikli otomobiller için üretilen Lityum iyon bataryalar ve elektrikli şarj istasyonları da stantlarda yerini aldı. “Yenilenebilir enerji kaynaklarını depolamak önemli” Yenilenebilir enerji kaynakları ve bu enerji kaynaklarının depolanması hakkında konuşan enerji şirketi üst yöneticisi Yüksel Yalçın, “Fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişlerde enerji depolama sistemleri çok önem kazanmaya başladı. Enerji depolama sistemlerini enerjinin kaynağına göre tanımlıyoruz. Bunlar ikiye ayrılıyor. Kesikli enerji kaynakları kesiksiz enerji kaynakları. Kesikli enerji kaynaklarının başında güneş ve rüzgar geliyor. Bu iki enerji kaynağına baktığımızda 24 saat bulamıyoruz. Hidroelektrik santraller jeotermal doğal gaz gibi enerji kaynakları kesiksiz enerji kaynağı olarak tanımlanır. Kesikli enerji kaynakları 24 saat olmadığından bunları depolamamız gerekir. Bu enerji kaynakları doğaya az zarar veren kaynaklar. Elektrikli bir aracınızı güneş enerjisiyle şarj etmek isterseniz, aracın üstüne koyduğunuz güneş panelindeki enerjiyi mutlaka depolamanız gerekir. Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, biyokütle enerjisi, jeotermal enerji, hidroelektrik enerji, hidrojen enerjisi ve dalga enerjisi gibi enerji kaynakları bizim için önemli rol oynuyor. Bu depolama için üç önemli teknoloji bulunuyor” dedi. “Çevreye verilen zararı en aza indirmek için lityum iyon bataryalar tercih ediliyor” Lityum iyon bataryaların 15 yıla kadar ömrünün olduğunu belirten Yalçın, “Günümüzde enerji depolama sistemleri üçe ayrılıyor. Bunlar; kurşun asit tipi bataryalar, jel tipi bataryalar ve lityum iyon bataryalar. Bu üç batarya tipine baktığımızda en uzun ömürlü batarya olarak lityum iyon bataryaları söyleyebiliriz. Lityum iyon bataryalar 15 yıla kadar kullanım sağlıyor. Genelde günümüzde elektrikli araçlarda da lityum iyon bataryalar yer alıyor. Kullanım tercihi olarak lityum iyon bataryalar hem fosil yakıtlara nazaran hem de diğer kurşun asit ve jel tipi bataryalara göre doğaya en az karbon salınımı sağlıyor. Şekillendirme konusunda çok küçültülebiliyor ve bu da elektrikli araçlarda kullanılmasını ön plana çıkarıyor. Lityum bataryalar araca göre istenilen boyutta şekillendirilebiliyor. Yerli otomobilimiz Togg’da lityum batarya kullanıyor. Dünyadaki elektrikli araçların çoğunda bu batarya tipi kullanılıyor” ifadelerini kullandı. “Lityum iyon bataryalar dünyada en fazla tercih edilen batarya türü” Dünyadaki birçok elektrikli aracın lityum iyon bataryayı kullandığını belirten Yalçın, “Lityum iyon bataryaların kullanım ve kullanım sonrası olarak 2’ye ayrılır. Fosil kaynaklı yakıtlar, küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin başlıca nedenlerinden. Bu yüzden bu yakıt türlerinden uzaklaşırken, kullanacağımız yakıtlarda da bu konuya dikkat etmemiz gerekiyor. Burada da devreye lityum iyon bataryalar giriyor. Temiz enerji sistemlerinin başında lityum iyon bataryalar yer alıyor. Doğaya en az zararı veren kaynak lityum iyonlar. Bu bataryaların ömrü 25 yıla kadar çıkarılması için çalışmalar var fakat önümüzdeki dönemlerde çalışmaların sonucunu göreceğiz. Bu tür bataryaların dolumu daha hızlı oluyor ve arabaya verilen performansı arttırıyor. Şu anda dünya otomotiv sektörü tamamen lityum iyon bataryalarına odaklanmış durumda” şeklinde konuştu.

Turizmde kullanılacak "Yeşil Destinasyon Modeli" başarılı Haber

Turizmde kullanılacak "Yeşil Destinasyon Modeli" başarılı

Enerjisa Enerji, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Sabancı Üniversitesi enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve sürdürülebilir turizm uygulamalarıyla Küçükköy’de yeşil destinasyon modeli oluşturmayı amaçlayarak 18 aylık ortak bir çalışma gerçekleştirdi. 10 milyon liralık yatırımla tamamlanan SENTRUM projesi kapsamında turizm işletmeleri ve kamu binalarına yönelik enerji etüt çalışmaları gerçekleştirildi; işletmelere enerji verimli aydınlatma ve beyaz eşya desteği verildi, kamu binalarına güneş enerjisi sistemleri kuruldu ve köy yüksek hızlı elektrikli araç şarj altyapısına kavuştu. Proje kapsamında, enerji verimliliği ve güneş enerjisi santrali uygulamaları gerçekleştirilen Necmi Komili İlk ve Orta Okulu “Net Sıfır Enerjili Bina” olarak Türkiye’de ilklerin arasında yer aldı. Tüm bu çabalar, iklim değişikliğine karşı mücadelede de ölçülebilir faydalar sağladı. Enerjisa Enerji “İşimin Enerjisi” çatısı altında enerji verimli teknolojiler ve yenilenebilir enerji uygulamalarıyla bölgede yılda 15 bin kg kömür kullanımının önüne geçilerek enerji tasarrufu sağlandı. Yine yenilenebilir enerji sistemleri sayesinde yıllık ~90 bin kg miktarda karbon emisyonu engellenmiş oldu. Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi (SENTRUM) projesi, turizm sektörünün yenilenebilir enerji kaynaklarından ve diğer sürdürülebilir uygulamalardan tek destinasyonda nasıl yararlanabileceğini somut olarak ortaya kondu. Enerjisa Enerji’nin Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Sabancı Üniversitesi ile birlikte hayata geçirdiği Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi (SENTRUM) uluslararası basında geniş bir yer buldu

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.