Hava Durumu

#Yunanistan

TOURISMJOURNAL - Yunanistan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yunanistan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yunanistan’da ‘aşırı turizm’ önlemleri: Ek ücret alınacak Haber

Yunanistan’da ‘aşırı turizm’ önlemleri: Ek ücret alınacak

Yunanistan Başbakanı Kriakos Miçotakis, aşırı turizmin yarattığı baskıları hafifletmek amacıyla bazı değişiklikler yapılacağını duyurdu. Yılın belirli aylarında artış gösteren turist sayısı konusunda 'endişeli' olduklarını bildiren Miçotakis, ek ücretlerin yürürlüğe gireceğini bildirdi. Selanik Uluslararası Fuarı'nda konuşan Yunanistan Başbakanı, kruvaziyer gemiler ile limanlara gelen yolculardan ek ücret alınacağını duyurdu. Söz konusu ücretlerin, Santorini ve Mikonos'ta daha yüksek olacağı kaydedildi Yunanistan'ın bazı bölgelerinin 'aşırı turizm' sorunuyla karşı karşıya olduğunu dile getiren Miçotakis, konaklama vergilerinin de artırılacağını aktardı. Mitsotakis, başkent Atina'nın bazı bölgelerinde kısa vadeli kiralamaların yasaklanacağını açıkladı. TÜRKİYE'DE EKSPRES VİZE UYGULAMASI Yaz aylarının başında Yunan adalarına ekspres vize uygulaması başladı. Türkiye’den turistler 60 euro karşılığında ekspres vize alarak Yunan adalarını bir hafta süreyle ziyaret edebiliyor. Midilli, Sakız, Sisam, Limni, Leros, Kalimnos, Kos, Simi, Rodos ve Meis adalarına kapı vizesiyle gidilebiliyor. Evraklar, 7 iş günü öncesinde gönderiliyor. Evrakların işleme alınması için feribot firmaları ve Yunan Gümrük tarafı da ekstra ücret talep ediyor. Böylelikle Yunan adalarına giriş maliyeti 80-90 euroyu buluyor. Ekspres vize uygulanmasından faydalanmak isteyen Türk ziyaretçilerin, kendilerinden istenen evrakları başvuru formuyla Yunan yetkili birimlerine ulaştırmaları gerekiyor. Gerekli evraklar, adaya geçiş noktalarında yetkili birimlere teslim ediliyor ancak girişlerde bekleme yaşanmaması için evrakların ziyaret öncesinde adalar ve Türkiye arasındaki feribot seferlerini düzenleyen seyahat acentelerine teslim edilmesi tavsiye ediliyor. Her bir ada ziyareti için Yunan makamlarınca 1 ila 7 gün geçerli olacak vize veriliyor. Adalar için alınan ekspres vizeler sadece bu adalar için geçerli olabiliyor ve Yunanistan'ın başka bir bölgesine geçişte kullanılamıyor.

Kuzey Yunanistan ciddi bir su krizi ile karşı karşıya Haber

Kuzey Yunanistan ciddi bir su krizi ile karşı karşıya

Yunanistan'ın kuzeyi, art arda gelen sıcak hava dalgalarının ağırlaştırdığı uzun süreli kuraklık koşulları nedeniyle ciddi bir su krizi ile karşı karşıya. Diğer bölgeler gibi, son üç yılda ortalamanın altında yağış alan kuzeydeki kuraklık alanları genişlerken, ülke genelinde su sıkıntıları, kuruyan göller ve hatta vahşi atların ölümü gibi etkiler gözlemleniyor. Yunanistan'ın çamur banyoları ile popülerleşen Picrolimni Gölü, bu yaz tamamen kuruyarak, bir arabayı taşıyabilecek kadar kuru bir zemin haline geldi. Yerel Belediye Başkanı Costas Partsis, "İki yıldır hiç yağmur yağmadı, bu yüzden göl tamamen kurudu. Eskiden çok su vardı. İnsanlar yüzmeye gelirdi," dedi. Partsis, çamurun çok sayıda hastalığa iyi gelen terapötik özelliklere sahip olduğunu ancak bu yıl kimsenin gelmediğini söylüyor. Kuzey Makedonya sınırındaki Doirani Gölü, 300 metre geri çekilirken, yerel yetkililer, nehrin su tedarikinin yeniden sağlanması için bayındırlık çalışmaları yapılmasını talep ediyor. Bu durum, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini azaltmak için su yönetiminde büyük değişiklikler gerektiğini savunan uzmanların çağrılarını pekiştiriyor. Zeytinliklere tankerlerle su taşınıyor Selanik Üniversitesi'nde hidrojeoloji profesörü olan Konstantinos S. Voudouris, eskiyen su şebekelerinin çok fazla su kaybına yol açtığını belirtiyor. Voudouris, altyapı iyileştirmelerinin yağışlı mevsimde yağmur suyunun toplanması ve depolanmasına odaklanması gerektiğini, ayrıca arıtılmış atık suların tarımda yeniden kullanılmasının önemini vurguluyor. Kuzey Yunanistan'daki çiftçiler de kuraklık ve su krizi nedeniyle zor durumda. Hasattan sadece altı hafta önce, zeytin çiftçisi Dimitris Papadakis, toprakta su kalmadığını ve suyu diğer bölgelerden kamyonla getirmek zorunda kaldığını söylüyor. "Su kuyularımız neredeyse kurudu. Şimdi tarlalarımızı sulamak için tankerlerden gelen suya bağımlıyız." Su krizi, yaz sezonunda artan turist sayısı nedeniyle daha da kötüleşti. Yarımadanın en batısındaki Kassandra'da, yıl boyunca 17.000 olan nüfus yaz aylarında 650.000’e çıkıyor ve bu da su kaynakları üzerinde sürdürülemez bir baskı yaratıyor.

Türkiye-Yunanistan miras alanlarının 1/3'ü deniz tehdidinde Haber

Türkiye-Yunanistan miras alanlarının 1/3'ü deniz tehdidinde

Yeni bir araştırmaya göre, Türkiye ve Yunanistan'ın kıyı şeridinde bulunan tarihi alanların yarısından fazlası, deniz seviyesinin yükselmesiyle birlikte yüzyılın sonuna kadar 'çok yüksek' ya da 'yüksek' seviyede su altında kalma riski ile karşı karşıya kalabilir. Küresel ısınma daha fazla buz tabakası ve buzulun erimesine neden olduğu için deniz seviyeleri yükseliyor. Mikonos yakınlarındaki Delos adası gibi bazı yerler, artan sel baskınları nedeniyle şimdiden yapısal hasar görmeye başladı. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu'nun (UNESCO) dünya mirası listesinde yer alan bu ada, Yunan ve Roma dünyasının en önemli dini mabetlerinden biriydi. Ege'deki tarihi alanların üçte birinden fazlası yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında Çalışma, Dumlupınar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nden yer bilimci Enes Zengin tarafından Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ulusal Okyanus Servisi'nin 2022 Deniz Seviyesi Yükselmesi Teknik Raporu'ndaki veriler kullanılarak hazırlandı. Enes Zengin, küresel ve yerel deniz seviyesi yükselme tahminlerine göre, çok yüksekten çok düşüğe kadar değişen risk sınıflarına sahip beş farklı kategoride "su altında kalma risk haritaları" oluşturdu. Çalışmada Türkiye ve Yunanistan'ın Doğu Akdeniz kıyıları boyunca 464 tarihi alanın hassasiyeti değerlendirildi. Kıyı şeridindeki 147 arkeolojik alan, kale, hisar, kule, köprü, nekropol veya harabenin en iyi senaryoda bile önümüzdeki 50 yıl içinde bir miktar risk altında olacağı sonucuna varıldı. Analiz edilen 464 alandan 34'ünün "çok yüksek," 19'unun "yüksek" ve 27'sinin "orta seviye" risk altında olduğu hesaplandı. Türkiye'de en fazla tehlike altında olan alanların, Muğla'nın güneyindeki Knidos ve Kaunos antik kentleri ile İzmir'in Bergama ilçesindeki Elaia antik liman kenti olduğu görüldü. Bu alanlar, deniz seviyesinin sadece bir metre yükselmesiyle bile 21. yüzyılın sonuna kadar kısmen veya tamamen su altında kalabilir. Araştırma, deniz seviyesinin üç metre yükselmesi senaryosunun, Efes Limanı, Milet ve Aydın'daki Güvercinada Kalesi ile Antalya'daki Olympos ve Patara antik kentleri dahil olmak üzere daha birçok alanı tehlikeye atacağını gösteriyor. Yunanistan'da ise Sissi, Pavlopetri ve Lokris antik kentleri "çok yüksek" risk altında kabul edildi. Bu sonuçlar endişe verici olsa da, çalışma 317 alanın en kötü senaryo olan "deniz seviyesinin beş metre yükselmesi" durumunda bile sular altında kalmaya karşı güvenli olduğunu ortaya koyuyor. Çalışmanın yazarlarından Zengin "Bu çalışmaların uzun vadede başarılı olmasını sağlamak ve insanlığın ortak kültürel mirasını korumak için, bu çalışmaların yüksek riskli bölgelerde bir an önce uygulanmasına öncelik verilmesi zorunludur," dedi. Zengin ayrıca, "Doğal afetler, insan kaynaklı felaketler ve kültürel miras kaynakları için risk oluşturabilecek diğer faktörler gibi potansiyel tehditlerin azaltılması için hızlı hareket edilmesi gerekiyor," ifadelerini kullandı.

“Antalya’daki otel ile Kos'taki pansiyon kıyaslanmaz” Haber

“Antalya’daki otel ile Kos'taki pansiyon kıyaslanmaz”

Bu yazın turizmde ana gündem konusu Türk vatandaşlarının Yunan adalarına gösterdiği yoğun ilgi oldu. Türk otellerinin pahalı olduğu gerekçesiyle Türk turistin Yunan adalarında tatili tercih ettiğine yönelik tartışmalar sürüyor. Kapıda vize uygulaması ile Türk turisti adalara çekmek isteyen Yunanistan, hedefine ulaştı. Türk turistler Yunan adalarına gitmek için uzun kuyruklar oluştururken, Başta Bodrum, Çeşme ve Marmaris olmak üzere Türkiye’nin gözde tatil beldeleri önceki yıllardaki yoğunluğunu yakalayamadı. Yunan adalarına feribot seferi düzenleyen firmalar, talebin geçen yıla göre iki kat arttığını, bu yaz adalara 200 binden fazla Türk turistin geçtiği tahminlerini paylaştı. Yüksek enflasyon sebebiyle yerli turist kaybı yaşayan Türk turizmciler, ‘Yunanistan’da tatil Türkiye’den ucuz’ paylaşımlarına isyan ederken, Türkiye’nin ve servis kalitesinin Yunanistan’la yarışamayacağını savundu. Öte yandan adaların yanı sıra yerli turist, son yıllarda Yunanistan’ın Kuzey Ege sahillerine de ilgi gösteriyor. İpsala sınır kapısından çıkan otomobil sayısı ilk 6 ayda yüzde 20 artarak 145 bini, Pazarkule sınır kapısından çıkan otomobil sayısı ise yüzde 45 artarak 67 bini geçti. “Otelci kâr etmiyor maliyetler yüksek” Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) İzmir BTK Başkanı Kıvanç Meriç, son dönemde Türk turistlerin Yunanistan’ı tercih etmesinin en temel nedeninin “dövizin baskılanması” olduğunu söyledi. Bu eğilimin geçen yıl başladığını ifade eden Meriç, “İç pazarda vatandaşımız yurt dışına maliyeti daha düşük bir şekilde gitme şansı elde edebiliyor. Yurt içinde de tatilin fiyatı yüksek kalıyor. Türkiye’de otelcilerin daha fazla kar ettiği anlamına gelmiyor. Maliyetler daha yüksek” dedi. Yunan adalarına feribot seferi yapan şirketin çalışanı Naci Çakır da döviz kurunun uzun süredir sabit kalmasıyla adaların daha çok tercih edildiğini görüşünü dile getirdi. “Yunanistan’da sadece içki ucuz” Sosyal medyada “Yunanistan ucuz” paylaşımlarına tepki gösteren Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kavaloğlu şu görüşleri paylaştı: “Yunanistan’dan yemek masası paylaşıp fiyat veriyorlar. Kaldıkları otelin şartlarını kimse göstermiyor. Siz Türkiye’deki 5 yıldızlı otelle Yunanistan’daki pansiyonu kıyaslarsanız olmaz. Yunanistan’daki tek ucuz şey alkollü içki. Ama biz de her şey dâhil sistemi ile bu açığı kapatıyoruz. Bir şeye ucuz derken doğru kıyaslama yapmak zorundayız.” İki ülke fiyatlarını karşılaştırılmanın doğru olmadığını savunan Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler de Yunanistan’da 400 liraya satılan içkinin Türkiye’de sadece alış fiyatının 600 TL olduğuna dikkat çekti. İşler, “Başka ülkelere vize alamayanlar kapıda vize ile Yunan adalarına gittiler. Oralardaki fiyatlarla Türkiye’deki fiyatları karşılaştırdılar. Ulaşım, otelde konaklama, vize parasını hesaba katmadan kısaslarda bulundular. Orada karı koca mutfakta oğul garson, öyle hizmet veriyorlar” dedi. “Yunanistan ile Türkiye’yi karşılaştırmak doğru değil” Euro 2024, Paris Olimpiyatları derken sezonun durgun geçtiğini söyleyen Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin de Türkiye ve Yunanistan’ın fiyat performans olarak karşılaştırılacak iki ülke olmadığını vurguladı. Türkiye’de konaklama tesislerinin üst düzeyde olduğunu ifade eden Eresin, “Yunanistan’a insanlar gittiklerinde ne bulacaklarını biliyorlar ve katlanıyorlar. Ancak Türkiye’de o tip oteller yok gerçekten… Türkiye olarak, dünyada üst sıralarda yer alıyoruz otel ve servis kalitesinde. O misafirler Türkiye’ye geldiğinde, orada gördükleri hizmeti kabul etmezler. Yunanistan’da yeme, içme, deniz standart, ancak Türkiye öyle değil” dedi. Eresin, Olimpiyat sonrasının sezon sonu gibi düşünülmemesi gerektiğine işaret ederek, “Eylül, ekim ve kasım, dolulukta yılın en önemli ayları. Önceden satılıyor. O misafirler, bütün dünyayı dolaşan misafirler” diye konuştu.

Aşırı turizm: Gelir kaynağı mı, kaynak israfı mı? Haber

Aşırı turizm: Gelir kaynağı mı, kaynak israfı mı?

Yunanistan’da bir duvar yazısı, “Turistler evinize dönün” diyor. İspanya’da lüks turistik merkezlere giden yerel halk zengin turistleri su tabancalarıyla ıslatıp kovalıyor. Bu yıl ülkede binlerce kişi “Sizin seyahatiniz bizim sefaletimiz” diyerek yürüyüş yaptı. Yunanistan, İspanya, İtalya ve benzeri gibi bazı Avrupa ülkeleri özellikle belli mevsimlerde turist akınına uğruyor. Turistlerin sayısı, savaştan, afetlerden ve ağır yoksulluktan kaçarken pasaport-vize çıkaracak imkanları olmadığı için ölümcül seyahatlere zorlanan ve tüm kapılar yüzlerine kapanan mültecilerden çok daha fazla. Ancak turistler para kaynağı görüldükleri için ‘ırkçı’ söylemlerle karşılanmıyor. “Kiraları yükselttikleri” ve “Kaynakları tükettikleri” gibi iddialar, mülteciler için çoğunlukla birer ırkçı şehir efsanesiyken kitlesel turizm açısından ise açık birer gerçek. Göçmen ve mülteciler ancak kapitalistlerin talep ettikleri miktarda ucuz emek gücü oldukları sürece makbuller. Birer vatandaşa veya turiste dönüşmelerinin önüne bu yüzden aşılması zor engeller konuluyor. Sınır dışı edilme riski bir şantaj prangası olarak ayaklarına bağlı ve devletin ihtiyaçlarının sınırını aşmamaları için de ırkçı tehlike ağır bir zincir olarak boyunlarına asılı tutuluyor. Sınırı geçmenin sınıfsallığını çok net anlatan bir örnek ise İngiltere’de özel jetlere pasaport kontrolü yapılmadığını ortaya koyan şu haberimizden okunabilir. YANGINDA ORMANDAN ÖNCE TURİZMİ KURTARMAK Kitlesel turizm ya da aşırı turizm olarak adlandırılan bu fenomeni, benzer bir sorunu yaşayan Yunanistan örneğinden öğrenmek için Gazeteci Yannis Elafros ile konuşuyoruz. Yunanistan’da yaz aylarında dünyaya yayılan iki görüntü öne çıkıyor. Adları “Instagram adaları”na dönmüş küçük turistik adaların adım atılamayacak hale getiren turist konvoyları ve çoğu zaman ölümle de sonuçlanan geniş orman yangınları. Bu ikisi bir araya geldiğinde Yunan hükümeti ormanlardan önce turizmi kurtarıyor denebilir. Sağcı Miçotakis Hükümeti geçtiğimiz yıl Rodos Adası’nda çıkan yangın nedeniyle adayı terk eden turistlere bir hafta ücretsiz tatil imkanı sundu. Canlarını kurtarmak için o güzel adalara ulaşmaya çalışan yüzlerce mülteci ise sahil güvenlik tarafından denize geri itiliyorlar hâlâ. Gazeteci Elefros, Yunanistan’da bu yıl turist sayısında ve turizmden elde edilen gelirlerde geçen yıla göre yüzde 10’luk bir artıştan bahsediyor. Merkez Bankası 2024 yılında Yunanistan’ı 35 milyon turistin ziyaret edeceğini tahmin etmiş: “2023 yılı 33 milyon turist ve 20.5 milyar doğrudan turizm geliri ile rekor bir yıl olmuştu. Artış büyük: 2010 yılında bu gelir 9.5 milyar avroydu. Turizmin yoğun olduğu bölgeler ise başta Kiklad adaları ve Girit olmak üzere Ege adaları, İyon Denizi adaları ve son yıllarda Atina.” ÇALIŞANLARIN YÜZDE 60’I TATİLE GİDEMEZKEN… Tıpkı denizin bize düşen yakasında olduğu gibi Yunanistan’da da ülkenin bu turistik durumundan kendi halkı giderek daha az faydalanabiliyor: “Asıl sorun, çalışanların yüzde 60’ının tatil yapmayacak olması ve kesinlikle adalara seyahat edemeyecek olması. Ya şehirde kalacaklar ya da köylerine gidecekler... Bir turizm ülkesi için trajik bir durum.” Peki aşırı turizm konusunda yapılan eleştiriler haklı mı? Yanıtlıyor: “Büyük turist dalgasının sonuçları çok.” Birkaç hafta önce Santorini Adası’nda bir belediye meclis üyesi, adanın yerli halkını yolcu gemileri bu küçük adaya bir anda binlerce turist birden getirdiği için “Hareketlerini azaltabildikleri kadar azaltmalarını” istemiş! “Yerli halkı ve turistler artık Santorini’nin dar sokaklarına sığamıyor” diyor Elafros. Santorini’yi yılda 3.4 milyon turist ziyaret ediyor. Yerli nüfus ise yaklaşık 20 bin. Yüksek sezonda adaya bir günde 17 bin gemi yolcusu birden yanaşıyor. Belediye Başkanı Nikos Zorzos, gemi yolcusu sayısının günde 8 bine düşürülmesini önermiş. Ancak, örneğin CNN’ye konuşan bazı turistik otel sahipleri sayıyı az dahi buluyor. HALK SUSUZ OTELLER İSRAFTA Ciddi bir sorun su eksikliği. Facebook’ta Girit Adası severlerin oluşturduğu ve benim de dahil olduğum bir grupta müstakbel bir turist soruyor, “Girit’e geleceğim ama su sıkıntısı yaşandığı söyleniyor, doğru mu?​” Yanıt bir Giritliden geliyor: Köylerde su kesintisi çok ancak merkezlerdeki otellerde sular kesilmiyor, merak etmeyin! Gazeteci Elafros da yaz aylarında su sıkıntısının önemli bir sorun olduğunun altını çiziyor: “Çünkü iklim değişikliği nedeniyle su sıkıntısı yaşanıyor. Bazı adalarda su kesintileri yaşanıyor ancak büyük oteller ve villalar yüzme havuzlarında su israfı yapıyor. Ayrıca, turizm için yapılan toplu binalar manzarayı tahrip ediyor ve çevreyi bozuyor. Atina’da ve başka yerlerde binlerce dairenin Airbnb için ayrılması, ev fiyatlarını zirveye taşıdı. Restoranlar ve tavernalar da turistlere yönelik oldukları için çok pahalı hale geldi. Adalara giden feribotların biletleri de çok pahalı.” Çalışanların yüzde 60’ının bu yaz turistik tatil yapamadığı Yunanistan’da turizm sektörü önemli bir istihdam alanı. Gazeteci Elafros bu sayının yaz aylarında 700 bine ulaştığını söylüyor: “Yaklaşık 350 bin kişi ise sürekli çalışıyor. Temel sorun, düşük ücretlerle birlikte işin aşırı yoğunlaşması. Birçok işçi 3 ay boyunca haftanın 7 günü, izin günü olmaksızın, günde 12 saate kadar çalışıyor! Kötü koşulların sonucu olarak bu yıl birçok otel personel bulamadı. 260 bin pozisyonun 60 bini boştu. İŞGALE HAYIR, İNSANİ ÇALIŞMA HEMEN Elafros’a göre, “Yunanistan’da henüz aşırı turizme karşı bir hareket yok” Ancak zaman zaman yükselen tepki ve eylemlerin olduğunu söylüyor:  “Geçen yıl birçok adada ve sahil bölgesinde plajların özel şirketler tarafından işgal edilmesine karşı başarılı büyük eylemler yapıldı. Ayrıca Atina’da ve başka yerlerde ucuz konut ve Airbnb’ye sert kısıtlamalar getirilmesi için eylemler yapılıyor. Pek çok yerde çevreyi ‘betonlaşmadan’ korumak için mücadele veriliyor. İşçi hareketi, tüm işçiler için iyi ve çok günlük tatil hakkı, turizm endüstrisinde insani çalışma koşulları ve ücret artışı, doğanın ve şehirlerin turizm endüstrisinin kontrolsüz büyümesinden korunması taleplerini dile getiriyor.” SINIFSAL DÖNÜŞÜM ‘Aşırı turizm’ aynı zamanda turistik bölgelerde bir sınıfsal dönüşüm de yaratıyor. Meksika’nın turistik kenti Oaxaca’ya gelen yerli ve yabancı turist sayısı 2020’den 2024’te yüzde 77’lik bir artış yaşayınca bunun canlı bir örneği haline gelmiş. Bloomberg’in haberinde 2006’daki öğretmen grevlerinin ardından yöneticilerin kenti dönüştürmeye başladıklarına dikkat çekiliyor. Bunun için halkın “disneylandlaştırma” adını verdiği çeşitli yeni festivaller ve etkinliklerle kentin turistik dönüşümünün gerçekleştirildiğine işaret ediliyor. Kiralar son beş yılda iki kattan fazla artmış durumda. Merkezi mahalleler artık yerel halk için çok pahalı. ‘ÇÖZÜM SADECE EN ÇOK PARASI OLAN GELSİN Mİ?​’ Bazı ülkeler turist sayısını sınırlarken para kaybetmek istemiyor. Örneğin İtalya’da Venedik kentine günübirlik giriş paralı (5 avro) yapıldı, belediye iki ayda 2.2 milyon avro kazandı. Ancak bu tür “önlemler”in artması, zaten birçok insan için imkansız, bir çoğu için de pahalı bir etkinlik haline gelmeye devam eden uluslararası seyahatin giderek zenginlere ait bir ayrıcalığa dönüşmesini de hızlandırabilir.  İspanya’nın en çok turistin ziyaret ettiği kenti Barselona’da ise son 10 yılda kiralar yüzde 70 civarında, konut fiyatları ise ortalama yüzde 40 oranında artmış. Belediye Başkanı Jaume Collboni, halihazırda kiralık tatil evi olarak faaliyet gösteren 10 bin 101 ruhsatı kasım 2028’e kadar iptal edeceğini duyurdu. Bu kararın turizm gelirinin, otel ve benzeri lüks konutlarda tekelleşmesi, bu kez de ucuz turistik konaklamanın azalması anlamına da gelmesi mümkün. Uygulama ilerlediğinde, sonuçları görülecek. ÇÖZÜMSÜZLÜK ÖRTÜSÜ: ‘SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK’ ‘Aşırı turizmin’ çözümü ise “sürdürülebilir turizm” adıyla tartışılıyor. Artık sürdürülemez bir sistem olduğunun kendisi de farkında olan kapitalizm bir sorunu çözermiş gibi yapacağı ancak kesinlikle çözmeyeceği zaman başına “sürdürülebilir” koymayı seviyor. Sınırları kimin geçebileceği, kentsel mekanların kime göre düzenleneceği, doğal güzelliklere kimin ulaşacağı, kimin yolculuğunun yasal olacağı konularını en eşitsiz şekilde düzenleyen, insanlık tarihi açısından vizesi çoktan dolmuş kapitalizme alternatif bulmayı tartışmaya başlamak, daha “sürdürülebilir” sonuçlar yaratabilir halbuki. 

Yunan adalarındaki turizmciler mutlu: Türkler bizi kurtardı Haber

Yunan adalarındaki turizmciler mutlu: Türkler bizi kurtardı

Kapıda vizeyle birlikte Yunan adaları, tatillerin gözde rotaları arasında yer alıyor. Bu yıl yaz tatili için Yunan Adaları’na giden Türk turist sayısının rekor kırması bekleniyor. YUNANLAR MEMNUN Yunan turizmciler ise durumdan hayli memnun. 182 BİN KİŞİ GİTTİ Yunan Kamu Düzeni Bakanlığından verilen rakamlara göre, bu yıl temmuz ayının ilk haftasına kadar ülkeye giriş yapan Türk turist sayısı 182 bin kişiyi geçti. Bunların 35 binini, 10 adada 1 Nisan’dan itibaren kademeli olarak yürürlüğe giren “kapıda (limanda) vize” uygulamasıyla ülkeye giriş yapanlar oluşturdu. Yunan turizmciler, Türk turistlerin daha kaliteli hizmeti daha uygun fiyata alabildiği için adaları tercih ettikleri görüşünde. "MİDİLLİ’DE ISTAKOZ KALMADI" Hürriyet gazetesinden Yorgo Kırbaki’nin haberine göre, Midilli’ye gelen turistlerin yüzde 75’inin Türk olduğunu belirten Midilli Turizm Acenteleri Derneği Genel Sekreteri Aris Lazaris, şunları söyledi: Adanın ekonomisine katkıları büyük. Türk turistlerin büyük bölümü varlıklı. Onların sayesinde, Midilli bu yıl ıstakoz kalmadı. Türk turistler, Kuzey Avrupalılar gibi bir salata ile karın doyurmuyorlar. Şüphesiz bizim de kendilerine profesyonelce davranmamız önemli. Eğer onları soymaya kalkışırsak bir daha gelmezler. Midilli esnafı da bunun gayet bilincinde. "BİZİ TÜRK TURİSTLER KURTARDI" Sisam Adası'nda otel sahibi Fotini Yerondi de “Bu yaz, ada ekonomisini Türk turistler kurtardı. Hollanda ve İskandinav ülkelerinden adaya gelen turist sayısında yüzde 50 düşüş var. Türk turistler huysuz değiller. Her şey için öyle şikâyet etmiyorlar.” diye konuştu. "GELEN YİNE GELİYOR" Türk turistlerin her yerde para harcadığını belirten gazeteci Teodoros Piliotis ise şu ifadeleri kullandı: Türk turistler hem sakin hem de iyi müşteriler. Sadece otel ve lokantalarda değil, süper marketlerde, elektronik eşya satan dükkânlar da para harcıyorlar. Bir defa gelenler, ertesi yıl yine geliyorlar. Ada sakinleri ile dostluk ilişkileri kurdular.

TÜROFED Başkan Yardımcısı: Yunanistan, Türkiye'den daha ucuz Haber

TÜROFED Başkan Yardımcısı: Yunanistan, Türkiye'den daha ucuz

Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar (ETİK) Başkanı ve Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler tatilcilerin Türkiye'deki tatil beldeleri yerine Yunan adalarını tercih etmesini değerlendirdi. İşler "Sanki fırsatçılık yapan, haksız gelir elde etmek isteyen turizmci felsefesi var gibi gözüküyor. Biz kesinlikle buna karşı çıkıyoruz. Bu bir algı yönetimidir. Sanki bugünkü enflasyonun sebebi turizmci gibi gösteriliyor. Oysa turizmci bir sebep değil bu konuda sonuçtur" dedi. İşler, Türkiye'deki yüksek enflasyona bağlı olarak tatil beldelerin yoğunluğun Yunan adalarına kaymasına ilişkin "Yunanistan, Türkiye'den daha ucuz. Ama bu bizim sebep olduğumuz bir konu değil" dedi. Yunanistan'ın Türkiye'den ucuz olmasının sebebinin turizmci olmadığını ifade eden İşler, şöyle konuştu: "Kışın enflasyonun sebebini marketler diye gösterildi. O zamanki trend marketti, günümüzde ise turizm. Bugün de sanki bu enflasyonun sebebi fırsatçılık yapan, fahiş fiyatlarla satış yapan turizmciler gibi gösteriliyor. Sanki bunun müsebbibi turizmci olduğundan dolayı herkes Yunanistan'a gidiyor gibi gözüküyor. Bence bu bugüne kadar Türkiye'nin döviz ve istihdam deposu olan, ekonominin bel kemiği olan turizmcilere yapılan büyük bir haksızlıktır. Yunanistan, Türkiye'den daha ucuz. Ama bu bizim sebep olduğumuz bir konu değil. Turizmdeki gelinen şu andaki fiyatlarda maalesef biz sebep değiliz, sonucuz. Bugünkü bu rakamların, bu ortamın oluşmasının sebebi biz değiliz. Biz sadece sonucuz. Sebebi ise sahadaki şu andaki bulunan enflasyonist ortamdaki genel maliyetlerin kontrol edilmemesi ve bu fiyatlar üzerinden turizmcinin satın alıp üzerine kâr marjının koyup vermesidir. Burada maalesef günah keçisi turizmci yapılıyor." 'Enflasyonun sebebi turizmci gibi gösteriliyor' Yunanistan'da bir alkollü içeceğin fiyatı 400 lira iken Türkiye'de aynı ürünün turizmciye maliyetinin 600 lira olduğunu belirten İşler, sözlerinin devamında ise şunları kaydetti: "Bizim girdilerimiz kaynağında Yunanistan'ın satış fiyatlarının çok daha üstündeyken bizim Yunanistan'la rekabet etme şansımız yok. Yunanistan'da ÖTV yok. Yunanistan'da bizdeki gibi kurumsallaşma yok. Yani işçi çalıştırmıyorlar. Genelde anne, kız mutfakta. Baba oğul restoranda. Fiş veriyor, vermiyor. Alkolde bir ÖTV vergisi yok. Tam tersine adalarda insanları Yunan hükümeti destekliyor. O bölgede kalsın diye vergisel avantajlar veriyor. Yunanistan'da enflasyonist ortam yok. Bunları alt alta koyduğumuz zaman bizim ülkemizde tüm enflasyonist ortama rağmen... Türkiye'de en fazla vergi tahakkuk ettirilen sektör, turizm sektörüdür. Kurumlar vergisi, KDV, muhtasar, SGK, konaklama vergisi, TGA. Bu kadar çok vergiyi veriyorlar. Lütfen incelesinler. Yunanistan'da bu kadar çok vergi veriliyor mu? Yunanistan'daki enflasyon oranıyla bizimki bir mi? Yunanistan'daki bulunan maliyet artışlarıyla bizimki eşit mi? Şu ana kadar baktığımızda şartlar eşit değil. Ama bunun günah keçisi sanki fırsatçılık yapan, haksız gelir elde etmek isteyen turizmci felsefesi var gözüküyor. Biz kesinlikle buna karşı çıkıyoruz. Bu bir algı yönetimidir. Sanki bugünkü enflasyonun sebebi turizmci gibi gösteriliyor. Oysa turizmci bir sebep değil bu konuda sonuçtur.”

Santorini'de aşırı turizm sorunu: Adım atılacak yer kalmadı Haber

Santorini'de aşırı turizm sorunu: Adım atılacak yer kalmadı

Yunanistan'ın gündeydoğusundaki Santorini Adası ülkenin en turistik noktalarından biri. Santorini'yi her yıl 3,4 milyonun üzerinde turist ziyaret ediyor. Turistlerin rağbet göstermesi Ada ekonomisi için iyi olsa da bazı ada sakinleri aşırı turistlerin yarattığı sorunlardan şikayetçi. Adada bir otel işleten Georgios Damigos günlük ziyaretçi sayısında adeta patlama yaşandığını söylüyor. NÜFUS 20 BİN Santorini nüfusu yaklaşık 20 bin kişiden oluşuyor. Turistlerin kısıtlı sayıda konut bulunan adana ev kiralaması, Santorini'deki kira fiyatlarını artırmış durumda. Sadece artan kiralar değil turistler yüzünden çevrede biriken çöpler ve gürültü kirliliği de ada sakinlerinin şikayetleri arasında yer alıyor. Ada sokaklarında turistler için üzerinde "Sizin tatiliniz ama bizim yuvamız" yazılı uyarı levhası bile var. Bazı noktalardaysa "Buraya çöp dökmeyin" yazıları göze çarpıyor. Yerel yöneticiler merkezi hükümetin adaya günlük ziyaretçi kotası getirmesini talep ediyor. Yunanistan Başbakanı Kiriyakos Miçotakis ülkenin ünlü adalarındaki turizm patlamasından haberdar. Bu adalara önümüzdeki yıldan itibaren gelecek kruvaziyer gemilerinin sayısında kısıtlamaya gidilmesinin planlandığını açıkladı. Santorini Ticaret Birliği Başkan Yardımcısı Alexandros Pelekanos gibi bazı isimlerse aşırı turizmden şikayet etmek bir yana, adanın turizmden aldığı payın artırılması gerektiğini savunuyor. TURİZM GELİRLERİNDE YÜZDE 16 ARTIŞ Santorini'deki turizm patlaması Yunanistan genelinde de etkili. Bu yılın ilk 5 ayında turizm gelirleri yüzde 16 yükseldi. Bu yıl sonunda geçen yılın turist rekorunun kırılması ve 33 milyondan fazla turistin Yunanistan'ı ziyaret etmesi bekleniyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.